Yaar Dou Spor Bilimleri Fakltesi Spor Yneticilii Blm
Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü SYB-205 PSİKOMOTOR GELİŞİM Ögr. Gör. Nurullah Öğreten
GELİŞİM MODELLERİ-DÖNEMLERİ - 1 Psikoanalitik Gelişim Kuramı SYB – 338 PSİKOMOTOR GELİŞİM Hafta - 4
III. GELİŞİM MODELLERİ-DÖNEMLERİ Gelişim Dönemleri ve Gelişimi Etkileyen Faktörler. Psiko-motor Bilişsel Duyuşsal § § § § Doğum Öncesi, Bebeklik, Okul öncesi, İlkokul, Ergenlik, Yetişkinlik Orta yaşlılık Yaşlılık Gelişimin tek bir modeli, tek bir boyutu yoktur. Her dönemin kendine has özellikleri vardır. Gelişim model ve dönemlerinin iyi bilinmesi, çocuğun gelişme ve büyümesinde meydana gelebilecek normal ve anormal davranışların giderilmesi, yaşamdaki aksaklıkların düzeltilmesi için önemlidir. Psikologların bir kısmı görsel olması sebebi ile motor gelişimle, bilişsel gelişimi, Bir kısmı da hareketlerin sosyal ve duygusal gelişim üzerinde etkilerini araştırarak bir sıralama yapmış, birçok hareketin kazanılma sırası, sabit ve evrensel olduğunu, fakat hareketlerin kazanılma yaşının geniş dilimler içinde gerçekleştiğini ifade etmişlerdir. Bunun için bireysel özellikler önemlidir. 4
1. SIGMUND FREUD’A GÖRE PSİKOANALİTİK GELİŞİM KURAMI. (Kişilik Oluşumları) S. Freud’a göre psikoanalitik gelişimde kişilik oluşumlarının temelini id, ego ve süper-ego, kişilik duyguları oluşturmaktadır. Freud’a göre; insanoğlunun doğuştan getirdiği kuvvetli iki temel eğilim vardır. Bunlar, Cinsellik ve Saldırganlıktır. Bu temel eğilim insanın toplum içinde uyumlu yaşamasını zorlaştırmaktadır. Çocuğun sosyalleşmesinde anne, baba, öğretmen çoğu zaman çocukları küçük yaştan itibaren sürekli bu baskı altında tutar ve cezalandır. Bunlar, ”Yapma! Ayıp!, vurma, çek elini, orandan, terbiyesiz!, oranı, buranı el aleme, gösterme utanmaz!” gibi ifadeler toplumun/çevrenin cezalandırıcı tutumunu temsil etmektedir. § Freud‘a göre toplum tarafından hoş karşılanmayan cinsellik ve saldırganlık duygu ve davranışları çoğu zaman bilinçaltına itilir, çünkü bu tür düşünce ve istekleri sürekli bilinçte tutmak rahatsızlık yaratır. Birey bilinçaltına itilmiş bu arzuların farkında olmaz, ancak onlar bireyin davranışlarını etkilemeye devam ederler. 5
§ Psikoanalitik yaklaşımla dil sürçmesi, unutmalar, hatalar ve buna benzer davranışları bilinçaltındaki isteklerin ifadesi olarak da kabul edilmektedir. (Cüceloğlu, D, 2000) § Psikoanalitik Kuramlar, ‘kişiliğin nasıl geliştiğini, özel kişiliği davranışı yönlendiren bilinçdışı güdüleri inceler. ’ § İnsan davranışları üzerinde inceleme yapan S. freud, insan aklını bir aysberge benzetmiş suyun üzerinde yer alan ufak/küçük bir kısmın bilinçli yaşantı; suyun altında kalan daha büyük kısmını ise bilinçdışı düşünce ve davranışların, itkiler (bastırılamayan ani eylemler), tutkular, erişilmez anılar deposunun temsil ettiğini ileri sürmüştür. § Freud’a göre, insan kişiliği üç ana temel sistemden oluşur: İd-ego-süperego. § Her sistemin kendi göre işlevleri vardır. Bunların üçü de birbiri ile etkileşimde bulunarak bireyin davranışını yönetirler. 6
a. İd. ‘Kişinin en kaba ve ilkel, kalıtımsal dürtü ve arzularını içeren beklemeyi bilmeyen, anında doyurulmak istenen bölümüne denir’. Tüm bedene enerji sağlar. Özellikleri; § İd bireyin psikolojik enerji kaynağıdır. § Kalıtımsal dürtülerden; “cinsellik ve saldırganlık” en ağır basan dürtülerdir. § Bilinç dışı çalışan id yer ve zaman tanımadan tüm organizmaya haz sağlar. § İd, yeni doğan çocukta kişiliğin en ilkel kısmıdır. § Ego ve süper-ego id’den gelişir. § İd, temel biyolojik itkilerden (dürtülerden, aşırısı) oluşur. § Yeme, içme, atıkları atma, acıdan kaçma ve cinsel haz elde etme ihtiyaçlarıdır. § Freud saldırganlığın temel bir biyolojik dürtü olduğunu ifade etmektedir. 7
b. Ego devamlı id’in baskısı altındadır. Bu baskı bilinçaltı id isteklerinin ego’ya dönüşmesini yani bilinçli düzeye çıkmasına çabalar. Diğer istek ve arzular bastırılarak bilinçaltında tutulur. Özellikleri; § Akılcı ve pratiktir, gerçeklik ilkesine itaat eder. § Mümkün olduğunca id’in arzu ve isteklerini yerine getirmeye çalışır. § İd’i denetim altında tutmaya çalışır. § İd’in isteklerini toplum kurallarına uygun hale getirmeye çalışan kişilik birimidir. § Gerçek talepler dikkate alındıkça, geliştikçe kişiliğin yeni kısmı olan ego gelişir. § Ego bireyin kendini çevreden ayırt etmeye başladıkça gelişmeye başlar. İd’in isteklerini ego amaca yönelik işleyişiyle doyum sağlar. § Uygun çevre koşulları bulana kadar arzuları-itkileri tatmini geciktirilmelidir. § Gerçekler koşullar uygun olana dek cinsel arzuların tatminini geciktirir. § Ego, idin talepleri ile süper ego’nun talepleri arasında aracılık yapar. 8
c. Süper ego ‘Bireyin inandığı doğru ve yanlış kararların kaynağını teşkil eden kişilik birimidir’. Anne-baba başkaları tarafından öğretildiği şekliyle toplumun ahlak kuralları ve değerlerinin içselleştirilmiş temsilcisidir. Anne ve babayla özdeşleşerek onların değerlerini anlar kabul eder. Özellikleri; § Yaptıklarının doğru ve yanlışlığını anlamaya çalışır. § Davranışlarını sürekli süzgeçten geçirir. § İd ve egoyu memnun etmeye, kişiyi yanlış davranışlardan korumaya çalışır, § İd’in cinsellik ve saldırganlık duygularını durdurmaya çalışır, § Ego’yu gerçek amaçlar doğrultusunda idealist ve mükemmel olmaya sevk eder. § Hareketin doğru ve yanlışlığına karar verir. İyi, kötü değer yargısı yapmaya çalışır. § Korku ve utanç duyguları oluşmaya başlar. Temelde bireyin vicdanıdır. § Süper ego, id’in ahlaksız davranışlarını engelleyen son kişilik gelişimidir. 9
Sonuç; İd fazla gelişirse; Kural tanımaz, kendi eğilimine göre hareket eder, Toplum dışı bir varlık olur. Süper ego güç kazanırsa; Kişinin kendi üzerindeki denetimi artar, id’in arzu ve isteklerini ortadan kaldırır. Bu! ruh sağlığını bozar. Süper-ego; Bireyin davranışlarını sürekli süzgeçten geçirerek yaptıklarının doğru, yanlış olduğu mesajını verir. Sonuç olarak! İd, haz arar, Ego, gerçekliği test eder, Süper-ego ise, mükemmel olmaya çalışır, İd ve Ego, süper ego’yu memnun etmeye çalışır. 10
d. Kişilik Gelişimi. ‘Kişilik’ bireyin kendine özgü tek, tek vasıflarını toplayan ruhsal bir bütünlüktür’. Bu bütünlük bireyin vücut yapısı, fizik görünümü, zekası, yetenekleri, heyecan ve tepkileri, duyguları, iğlileri ve genel kültürünü kapsar. Kişilik tipleri ise; insanoğlunun karakterini, yaşam tarzını, isteklerini, becerilerini hatta yaşadıkları psikolojileri ele vermektedir. Özellikleri, ü Bireyin kişiliğini bireyin taşıdığı özellikler değil, iletişim ve etkileşimde bulunduğu kişi ve toplumlar etkilemektedir. ü Birey aynı toplumun çeşitli kesimlerindeki kişilerce birbirinden farklı, çelişkili şekilde yargılanır, değerlendirilir. ü Kişiliği, bireyin yaşadığı ortam ve o ortamda bıraktığı izlenimler belirler. Kişilik için ilk yıllarındaki yaşantılar önemlidir. ü Normal gelişim için her dönem bireyin temel ihtiyaçları karşılanmalı. Temel ihtiyaçlar karşılanmaz ise kişilik gelişimi engellenir. ü Her dönemde kritik kişilik gelişimleri olmaktadır. ü İlk dönemlerdeki ihtiyaçlar karşılanmadığı takdirde o döneme ait aşırı bağımlılık, sonraki dönemdeki 11 kişilik gelişimini engellemektedir. Bu normal olmayan davranış biçimlerinin ortaya çıkmasına sebep
2. S. FREUD’A GÖRE PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM. Libido. Doğuştan itibaren var olan, gelişen, değişen haz ilkesine bağlı bir güçtür. Freud Libidoyu, ‘bastırılmış duyguların insan benliğini ateşleyen duygu’ olarak ifade etmiştir. Türkçede; insana yaşama gücünü veren enerji olarak kullanılır. Carl Jung, Libido duygusunu, ‘özgür yaratım ya da psişik olarak bireysel gelişimi ileri iten enerji’ olarak ifade etmiştir. Çocuk dünyaya geldikten itibaren libidonun etkisiyle hareket eder. Özellikleri; § Freud'a göre libido içgüdüsel enerjidir. § Bir cinsel güdüdür. § Bireyin tüm yaşam döneminde vardır. § Belirli yaş dönemlerinde dönüşüm ve farklılık gösterir. § Bir önceki dönemden etkilenir onun etkilerini taşır. § İd’in doyum arayışını yansıtır. 12
Doktor ve psikiyatristler libidonun azalmasını bir çeşit seksüel fonksiyon kaybı olarak görmekte ve tıbbi bir problem olarak ele almaktadırlar. Örneğin, libidonun azalışı, erkekte testosteron ve kadında östrojen hormonunun üretiminin azalmasına bağlamaktadırlar. Yine birçok tıbbi durum altında libido azalabilir. Ameliyat, aşırı yorgunluk, bitkinlik, psikiyatrik sorunlar (depresyon, kaygı) gibi. ilaçların da libido düşüşünde yan etkilerinin olduğunu ifade etmektedirler. S. Freud’un Psikoseksüel Gelişim Dönemlerini, 1. Oral Dönem. (0 -1 yaş arası) 2. Anal Dönem. (1, 5 -2 yaş arası) 3. Fallik Dönem. (3 -6 yaş) 4. Latent Dönem. (6 -12 yaş) 5. Genital Dönem. (11 -18 yaş) olmak üzere beş dönemde/evreden oluşur • Freud, karakter oluşumunda bebeklik ve çocukluk yıllarının önemini vurgulayan ilk kuramcıdır. Freud, kişiliğin ilk 6 yılda oluştuğunu, ihtiyaçların ve dürtülerin çevre ile nasıl etkileşime girip şekillendiğini vurgulamaktadır. • Bu kuram; Oral Dönem, Anal Dönem, Fallik Dönem, Gizil Dönem, Genital Dönem olmak üzere beş dönemde/evreden oluşur 13
a. Oral Dönem. § Doğumla başlar 1 -1, 5 yıl sürer. § Çocuklar bakımlarının yapılmasından ve emmekten zevk alırlar. § Temel haz kaynağı emmedir. Emme, pasif ve bağımlı bir davranıştır. Çocuğun memeden erken kesilmesi yada uzun süre emzirilmesi, bu döneme bağımlı olmasına neden olur. § Özellikle ağız ile doyum sağlanır. Ağız insanlar arası ilk ilişkinin kurulduğu yerdir. § Çocuk ben merkezlidir. İlk ilişkiyi anne ile kurar, anneye bağımlıdır. § Kendisini dış dünyadan ayıran çocuğun doyum kaynağı bedenidir. § Emme ihtiyacı, sonraki yaşamında da sürmektedir. § Oral dönem iki devreden oluşur. ‘Emme ve Isırma’. § Sinirli ve gergin olduğunda tırnak yemeleri, Freud’un oral bağımlılık olarak tanımladığı durumun bir göstergesidir. • Ellerini, parmaklarını, ulaşabildikleri her şeyi ağza götürürler-alırlar. İlk Evre � Oral Dönem�: • (0 -1 yaş) Haz kaynağı ağızdır. Çocuk bu dönemde anneden ayrılmak istemez. Anne çocuğunu sevgi ve şefkatle beslerse, çocuk sevgi ile paylaşmayı öğrenmiş olur. Bu dönemde çocuk pasiftir, sürekli dışarıdan alan bir yapısı vardır. Anne çocuğa sadece süt vermez, sevgisini, ilgi ve şefkatini 14 de verir. Çocuk ilk olarak kendilik değerini burada oluşturur. Anne sevgi gösteriyorsa çocukta � ben değerliyim düşüncesi oluşur.
b. Anal Dönem. (1, 5 -2 yaş arası) § Çocuk anneden ayrılmak istemez iken, bu dönemde ayrışma başlar. § Bellek gelişir. Artık dış dünyadaki nesne ve sembolleri sözel olarak ifade edebilir. § Bu dönemde irade kavramı karşımıza çıkar. § Çocuk, kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. § Sinirli, hoşgörüsüz ve cezalandırma yoluyla tuvalet eğitimi veren anne-baba, bakıcılar çocuğun bu döneme bağımlı kalmasına neden olabilir. § Çocuğun doyum kaynağı ağızdan makat bölgesine, boşaltım yoluna döner. § İdrar ve dışkı çıkarması çocuğu rahatlatır. Besin atıklarının güçlü basınçla dışarıya atılması. anüs kaslarının gelişmesine etki eder. § Davranış bozuklukları aşırı düzenlilik yada aşırı dağınıklık meydana getirebilir. Anal Dönem� : § (1 -3 yaş) Bir önceki dönemde çocuk anneden ayrılmak istemez iken, bu dönemde ayrışma başlar. § Bellek gelişir. Artık dış dünyadaki nesne ve sembolleri sözel olarak ifade edebilir. § Nesnelerle nasıl iletişim kurulduğunu, anne babadan model alma yolu ile öğrenir. § Çocuk, anne baba ne yaparsa aynısını yapar. Burada anne babanın tutarlı olması gerekir. § Bu dönemde irade kavramı karşımıza çıkar. Bu duygu çocuğun ilk defa hissettiği bir duygudur. § Bu dönemde tuvalet eğitimi çok önemlidir. Kaslar olgunlaşır ve çocuk tuvaletini tutabilir. 15
c. Fallik Dönem. (3 -6 yaş) § Cinsiyetini öğrenmiştir. § Genital organlarından oynamaktan zevk alır. Cinsel organları doyum kaynağıdır. § Karşı cinse fazla ilgi ve sevgide bulunur. § Dönem başında cinsiyete önem verir sona doğru bir yavaşlama görülür. § Kız-babaya, erkek-anneye yaklaşır. Buna ‘ödip kompleksi’ denir. § Cinsiyet rollerini kazanmak için yetişkinleri model almaya çalışırlar. § Algılayabildikleri yetişkinlerin değer sistemlerini içselleştirirler. § Erkek çocuğu, babadan sosyal rolleri öğrenir § Aileden-evden sokağa yönelme başlar. Fallik Dönem� : § (3 -6 yaş) Çocuk ilk defa cinsiyetini fark eder. Cinsiyet ve kimlik ayrımı yapar. Bunu yaparken sosyal rolleri de öğrenir. Kız çocuğu, anneden yemek yapımı, ev işleri gibi rolleri öğrenir. Erkek çocuğu, babadan sosyal rolleri öğrenir. Sevgi ile ilgili sorunların kaynağı annedir. Güç, iktidar, kontrol gibi sorunlar ise babadan kaynaklanır. Bu dönemde çocuğun bilişsel yapısı olgunlaşmamıştır. Ödipus Kompleksi Nedir? • Ünlü psikiyatrist Sigmund Freud, annesine aşık olan ve onu babasından kıskanan bir erkek hastasına psikanaliz yaparken bu konsepti geliştirmiştir. Freud’un bebek cinselliği teorisinde Ödipus kompleksinin farkındalık ve psikoseksüel gelişimin bir parçası olduğunu dile getirmiştir. • Ödipus kompleksi terimi, Sigmund Freud tarafından psikanalitik teori içinde ortaya atılmıştır. Bu teoriye göre Ödipal kompleksin oluşumu çocuklardaki psikoseksüel gelişimin 3 -5 yaş aralığını kapsayan fallik safhasında gerçekleştiğini, Fallik safhasının da çocuğun ilerdeki seksüel 16 kimliğinin belirlemesi açısından hayati bir rol oynadığını ifade etmiştir.
d. Latent Dönem. (6 -12 yaş) § Beden ve cinsiyetle ilgili konuların konuşulmasını sevmez, § Zihinsel düşüncelere yönelir. § Temel bilgiler edinir. § Kız anneye, erkek babaya yönelir/yaklaşır. § Dönem sonuna doğru cinsiyetini anlamaya başlar. § Ergenlik öncesi son durgunluktur. § Ev dışındaki arkadaşlığa yönelir. § Kendini oyuna verir. § Oyun aynı cinsteki gruplardan oluşur. Latent Dönem (gizil), (7 -12 yaş) § Çocuğun ilk defa çevresinin oluşmaya başladığı dönemdir. Çocuk üzerinde çevre ve arkadaş çok etkilidir. Çocuk enerjisini okul, ders ve arkadaş gibi sosyal ortamlara yönlendirir. § Çocuk yaptığı davranış için onaylanma, beğeni bekler. Bu karşılanmazsa çocukta aşağılık duygusu ortaya çıkar. § Bu dönemde ilkokul öğretmenlerine çok önemli rol düşmektedir. Çocuğa yetenekleri ölçüsünde görev verilmelidir. Verilecek görev dilimlere 17 ayrılarak verilmelidir. İlkokul dönemindeki başarı, gelecekteki akademik başarı için çok önemlidir.
e. Genital Dönem. (11 -18 yaş) § Fizyolojik olgunluğa erişmeye başlar. § Görsel hormonlar gelişir, artar, duygusal dürtüler harekete geçer. § Hızlı fiziksel gelişme ve buluğa erme ile içsel cinsel dürtüler artar. § Bu fırtınalı ve baskılı dönemde öğretme güçlüğü çekebilir. § Ebeveynlerle ilişkilerini düzenlemek, çatışmalarını çözümlemek ihtiyacındadır. § Cinsellik, çekicilik, sosyalleşme, grup, karşı cinse ilgi, yuva kurma duyguları oluşur. § Cinsellikte dışa kapalı olma, bunu vücudunda arama başlar. Evden kopma gibi. § Eğer bir döneme aşırı bağımlılık meydana gelmemiş ise temel ihtiyaçların karşılanmasıyla sorunları çözümlenebilir. Genital Dönem� : (12 -20 yaş) • Hızlı bir değişim görülmektedir. Hormonlar hızlıdır, cinsel olgunlaşma vardır. Ergen zihinsel olgunlaşma, olasılıklı düşünce, varsayımsal düşünce, hipotetik düşünce(farklı yollar belirleyip hipotezler, düşünceler), göreceli düşünme gibi yetiler kazanmıştır. Ergen bu yetileri kullanmak ister, test eder, sınırlarını öğrenmek ister, risk alır. • Ergenin anne babasıyla çatışması normaldir. Çatışan ergen sağlıklıdır. Her şeye evet diyen, çatışmayan ergen problemlidir. Ergenin her şeyden kavga çıkarması, kişiliğinin sınırlarını oluşturmakta olduğu içindir. • Arkadaşlık, sırdaşlık, sadakat, vefa bu dönemde ergenler için oldukça önemlidir. Aile çok otoriter, baskıcı ise ergenin onlara karşı bir duruş sergilemesi ters kimlik olarak adlandırılır. Çocuk, aile ne yaparsa tersini yapar. Bu tersini yapma davranış, düşünce, tutum, inanç gibi 18 alanları kapsar. Bu terslik tamamen bilinçsiz yapılır, çocuk farkında değildir.
E. ERİCSON’A GÖRE PSİKOSOSYAL GELİŞİM DEVRELERİ. a. 0 -1 Yaş Bebeklik Dönemi Özellikleri. b. 1 -3 Yaş Küçük Çocukluk Dönemi Özellikleri. c. 3 -6 Yaş. Oyun Dönemi Özellikleri d. 6 -12 Yaş İlkokul Dönemi Özellikleri. e. 12 -18 Yaş Ergenlik Dönemi Özellikleri. f. 18 -25 Yaş Gençlik Dönemi Özellikleri. g. 25 -40 Yaş Yetişkinlik Dönemi Özellikleri. h. 40 Yaş ve üstü Yaşlılık Dönemi Özellikleri. 19
3. E. ERİCSON’A GÖRE PSİKOSOSYAL GELİŞİM DEVRELERİ. E. Ericson Psikoanalitik yaklaşımdan farklı olarak çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerindeki sosyal, kültürel ve çevresel özellikleri incelemiş, uygun çevresel şartlar ortaya çıktığında daha önceki yaşantılara bağlı olmaksızın yeni şartların oluşabileceğini, ifade etmiştir. Ericson’a göre; Psikososyal gelişimin dayandığı temel düşünce ve dönemler şunlardır: § Genel olarak insanların temel ihtiyaçları aynıdır. § Benliğin ya da egonun gelişimi temel ihtiyaçların karşılanmasıyla olur. § Gelişim dönemler-devreler halinde meydana gelir. § Her dönemde gelişimle ilgili bir kriz veya Psikososyal problemler ortaya çıkabilir. § Farklı dönemlerde bireyin güdülenmesi farklılıkları ortaya çıkarır. Psikososyal Gelişim Kuramı ve Evreleri § Erikson, benlik gelişimini insan yaşamının tümünü kapsayan bir süreç olarak ele almış, dönemlerin temel özelliklerini, sorun ve bunalımlarını normal ve normal olmayan kişilik gelişimine göre tanımlamış ve sekiz evreye ayırmıştır. § Evrelerin adı, her evreye özgü Psikososyal bunalıma verilen tanımlardan gelmektedir. Benlik, bu evrelerde bazı gelişimleri tamamlar, sorun çözer ve evrenin karakteristiğinden kaynaklanan krizi aşmaya çalışır. Yine her evrede bir olumlu benlik öğesi ve bunun bir karşıtı bulunmaktadır. Bu evreler şunlardır: § Bellek: Bilginin kodlanması, depolanması ve geri getirilmesi süreçlerini sağlayan, baskın kalıtsal özellikleri taşıyan genler. 20 § Benlik; Öz varlık, birini kendisi yapan şey, onu diğerlerinden ayıran temel şey, kendilik olarak farklı biçimlerde tanımlanabilen bir kavramdır. § [https: //tr. wikipedia. org/wiki/Benlik
a. 0 -1 yaş Yaş Bebeklik Dönemi Özellikleri. (Temel Güvene Karşın Güvensizlik) • Bu dönem ilk benlik duygularının temelinin atıldığı, anne-çocuk ilişkisine dayanan dönemdir. Bebeğin fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarının yeterince karşılanmasındaki düzen ve rahatlık; iyilik, güvenlik gibi duygular kazanması sağlıklı birey olma başlangıcıdır. • Güven duygusu, anne-çocuk ilişkisindeki süreklilik ve tutarlılık ile içselleştirilmektedir. Bebeğin zihnindeki birey ile, bakımını gerçekleştiren birey arasındaki tutarlılık ve benzerlik temel güven duygusunu oluşturur. Güven duygusunun niceliği ise; duygu, sezgi ve algı boyutundaki bu ilişkiye bağlıdır. • Bu dönem iyi atlatılamazsa sağlıksız bir gelişim sonucu öfke, karamsarlık, umutsuzluk ve çocuk şizofrenisi ortaya çıkabilmektedir. İleri yaşlarda içe kapanıklık, depresif kişilik, sigara-alkol-uyuşturucu bağımlılığı ortaya çıkabilmektedir. 21
Bebekler, anne ve bakıcı davranışlarından güven ve güvensizlik duygusunu geliştirebilirler. Ağladığı, acıktığı, altını ıslattığı zaman ihtiyacı gideriliyorsa, anne ve bakıcıya güven, giderilmediği ve yanında bulamadığı zaman güvensizlik duygusu gelişebilmektedir. Çocuğun annesi yanından ayrıldığında korkuya kapılmaz ve sakin durabiliyorsa anneye karşı temel güven duygusunun geliştiğini, ihtiyacı olmasa bile anne yanından ayrılır ayrılmaz ağlamaya başlar ise kişiye güvensizlik mesajı başlar. Temel güven duygusundan yoksun çocuklar gelecekteki hayatlarında sosyal ilişki kurmaktan çekinen, güvensiz kişiler olabilirler. Sonraki dönemlerde bu eksiklik telafi edilirse sağlıklı ve sosyal ilişkiler kurabilir, kendine güvenli insan olabilirler. Uygun geçirilmediği takdirde, ağza almayla ilgili davranışlar sıklıkla görülebilir, Sigara içme gibi. (Bacanlı, 1998; s 70. ) 22
b. 1 -3 Yaş Küçük Çocukluk Dönemi Özellikleri. (Özekliğe Karşı Şüphe ve Utanç ) 1. Çocuk artık yürümeye, konuşmaya, yeme-içme ihtiyacını gidermeye başlar, 2. Bu dönemde çocuk kendisinin de yapabileceği bir şeylerin olduğunu, fark eder, kendi başına herhangi bir nesneyi keşfetmeye, nesneye dokunmaya başlamıştır. 3. İstekleri zıt ve birbiri ile çakışır. İstek ve arzularına karşı çıkılmasına dayanamaz. 4. İnatçı, bencil, saldırgan, zıt duygu ve düşüncededirler. Ağlamadan, gülmeye, sevinçten, kızgınlığa geçebilir. Çocuğun özerk olması anne, baba ve çevresinin kontrolü ile sağlanmalıdır. 6. Bu ikinci dönem Freud’un anal dönemine karşılık gelir. 7. Haz kaynağı dışkı bölgesidir. Tuvalet eğitiminin ağır bastığı dönemdir. (Bacanlı, 1998, s, 71) Yetişkinlerin çocuklar üzerinde baskı kurdukları bir başka konu da tuvalet eğitimidir. “Tuvalet eğitimi’’ savaş şeklinde geçer. Tuvalet eğitiminde cezalandırma, utandırma tutum izleyen ana babalar, çocuğu utanma ve şüphe duygularına yöneltmektedir. Aşırı koruyucu, kısıtlayıcı, cezalandırıcı ana-baba tutumu özerkliği engelleyen etkenlerdendir. (Selçuk, 1996; s. 50. ) Bu dönem inatçılık dönemidir. Çocuklar inatla bir şeyi ellerine alır, inatla savunur ve korur, istemedikleri eşyaları fırlatır, atar. İstemediklerini yapmak-tutmak istedikleri şeyi ellerinden almak da zordur. Genellikle bu iki davranışı birbirlerinden ayırmazlar. Yani çocuk hem alır, hem atar. licenaptır. Aldığı bir 23şeyi
c. 3 -6 Yaş. Oyun Dönemi Özellikleri. (Girişkenliğe Karşı Suçluluk Dönemi) 1. Merak, mutluluk ve kaygı değişir, hafiften vicdan oluşmaya başlar. 2. Daha büyük hareket yeteneği kazanmaya başlamıştır. 3. Çocuk dil kullanmaya başlamıştır. 4. Kazandığı yetenekler çocuğun hayal gücünün gelişmesine imkan sağlar. 5. Cinsiyetinin farkına varmış, girişkenlik duyguları gelişir-artar. 6. Ebe-beyinler kısıtlayıcı davranışlardan kaçınmalıdır. 7. Bu üçüncü dönem Freud’a göre fallik dönemdir. (Fallus erkek cinsel organıdır) 8. Kişinin dikkati, ilgisi ve haz duygusu cinsel organlarına yönelmiştir. 9. Freud, bu dönemi ödip kompleksi üzerine kurmuştur. 10. Erkek çocuğun annesine karşı (cinsel) istek duyması, babasını rakip olarak algılaması. (Bacanlı, 1998, s, 71) 11. Kendisi ve aile üyelerinin rollerini kavramaya başlar. Çevredekilerle yakın ilişkiler kurar. 12. İhtiyaçlarını karşılarken aktif ve saldırgandır. 13. Cinsel ilgisini ve merakını gidermek ister 14. Motor becerileri geliştiği için sosyal ilişkilere daha fazla katılırlar. 15. Merak ve araştırma duygularını tatmin için çeşitli faaliyetlerde bulunur. 16. Bu faaliyetlerde başarısız olurlarsa suçluluk duygusu geliştirebilir. 17. Yetişkinlerce engellenmesi, yanlış eğitim yöntemleri suçluluk duygusuna yöneltir. (Selçuk, 1996) 24
d. 6 -12 Yaş. İlkokul Dönemi Özellikleri. (Çalışkanlığa Karşı Aşağılık Duygusu Dönemi) 1. Okuma, yazma, matematiksel bilgi ve becerileri öğrenme kullanma dönemidir. 2. Öğretmen çocuğun değişimi için önemli bir role sahiptir. 3. Başarı hazzı, çalışkanlık duygusu ve rekabete dayalı aktiviteler gelişmeye başlar. 4. Birlikte oyun oynama duygusu 1, 2, 3. sınıfta yaşarken 4, sınıfta ayrılmaya başlar. 5. Sosyal kurumlarla ilişkiler başlar, dışarıya açılır, arkadaş ve grup ilişkileri başlar. 6. Freud bu dördüncü dönemi; cinsellik üzerine kurmuş, bu döneme (latent) örtülü dönem (cinsellik örtülü) adını vermiştir. 7. Cinsel merakını unutur, karşı cinsi düşman ilan eder, genelde kendi cinsleri ile ilgilenir. 8. Öğretmen, ana-baba başkaları ile değil, kendisi ile karşılaştırmalı. 9. Başkalarının başarıları ile değil, kendi başarıları ile değerlendirilmeli, karşılaştırılmalı. 10. Yanlışlarının değil, doğrularının üzerinde durulmalı, herkesin çok iyi yaptığı bir işin olduğunu, o zaman çocuğun aşağılık duygusu edinmemesi sağlanabilir. (Bacanlı, 1998) 25
e. 12 -18 Yaş. Ergenlik Dönemi Özellikleri. (Kimlik Kazanmaya Karşı Rol Karışıklığı Dönemi) 1. Bedensel, fiziksel büyüme hızlanmış, Cinsel olgunluk kadın ve erkek kimlik gelişmiştir. 2. Birey duygusal yönden dengesiz, gergin, çok çabuk öfkelenen, sinirlenebilendir. 3. Kimliğini, kimliğini geliştirir. Kişiliğini bulamazsa rol karmaşasıyla karşılaşır. 4. Bu beşinci Ergenlik döneminde, hızlı bir fizyolojik ve fiziksel değişim içindedir. 5. Anne babadan çok, akran gruplarından etkilenir. 6. Grup ve arkadaş tarafından kabullenme, reddedilme, üyesi olma, etkinliklere katılma, başlar, guruba katılmada ve anlaşamama durumunda çatışma başlar. 7. Meslek seçimi, eş seçimi gibi duygular gelişmeye başlar. 8. Eğitimi, kariyeri hakkında yeni kararlar verme, önceki psiko-sosyal kimliğini gözden geçirir. 9. Değişme ve arayış içindedir. Akran gruplarına güvenir. Akran grupları istediği için antisosyal davranışlar gösterebilir. 10. Kafasında ‘ben kimim’, “Çocuk muyum? , Yetişkin miyim? “Anne baba olacak mıyım? , Başarılı mı? Başarısız mı? , olacağım gibi kafasında cevap bulması gereken birçok soru vardır. 26
11. Çevredekilere yetişkin gibi davranabilir, sevgi, saygı dayalı dostluk kurabilir. 12. Duygularının açığa çıkması için öğretmen, ana baba yardım edebilir. 13. Sağlıklı bir kişilik için çevresindekilerle uygun ilişkiler kurabileceği (model alabileceği) yetişkinlerin bulunması bireye olumlu yansıyacaktır. Kimlik kazanma sorununu çözen, kendine güvenen, kendinden emin kişi yaşamını sürdürebilir ve başarılı olur. Aksi durumda rol karmaşası yaşar. Bu kriz çözümleninceye kadar sürer. Örneğin; ne yapmak istediğine karar veremeyen, bir işten öbürüne atlayıp bocalayan, çocuk gibi davranan yetişkinler, henüz kimlik kazanma krizini çözümleyememiş kişilerdir. (Senemoğlu, 2000; s 84 ) 27
f. 18 -25 Yaş. Gençlik Dönemi Özellikleri. (Yakınlığa Karşı Yalnızlık Dönemi) 1. Ergenlik sona ermiş, özgürlük ve sorumluluk, yaşamdan zevk almaya başlamıştır. 2. Toplumla, bireylerle kaynaşarak, yeteneklerini ortaya çıkarmaya başlamıştır. 3. Eğlence, üretkenlik, iş hayatında karşılıklı güven ve paylaşma arzusundadır. 4. Toplumla özdeşleşmez, kaynaşmaz ise ilişkiler kaybolur, tekrar güvensizlik olur. 5. Artık çevresindekilerle ve yakın ilişkiler kurmaya ve sorumluluk almaya hazırdır. 6. Cinsiyet ilişkileri, dostluk, sevgi ve toplum kuralları çerçevesinde yürütülür. 7. Daha gerçekçi olmaya başlamış ve toplumla arasındaki çatışmaya son vermiştir. 8. Dostluk, arkadaşlık daha gerçekçi, duygusal yapıdaki gelgitler yerini sükunete bırakmıştır 9. Karşı cins anlayışı, eş seçme, evlilik isteği, duygusu, sevgi ve paylaşma gerçeğine dönüşür. 10. Yeteneklerine ve kişiliğine uygun meslek seçme arzusundadır. 11. Arkadaşlık, evlilik, meslek seçiminde başarısız ilişkiler kişiyi yalnızlığa düşürür mutsuz 28 hisseder. Çevredekilerle kurdukları ilişkiler yalın ve yüzeyseldir. (Selçuk, 1996; ss 55. 56)
g. 25 -40 Yaş. Yetişkinlik Dönemi Özellikleri. (Üretkenliğe Karşı Durgunluk Dönemi) 1. Bireyin tüm üretkenliğini kazandığı ve kapsadığı dönemdir. 2. Toplumda sosyal yönden doyuma ulaşma duygusunu yaşandığı dönemdir. 3. Kendinden başka nesilleri düşünür ve yaşamlarına katkıda bulunmak ister. 4. Üretkenlik başlar, çocukları olur, yaşamdan zevk almıyorsa monoton hayat geçirir. 5. Bu orta yetişkinlik dönemidir. Önceki evreleri başarılı, üretken, verimli, yaratıcı geçmiş ise neslini devam ettirmek, kendinden sonrakilere rehberlik yapmak ister. 6. Birey üretkenliğin aksine iş yapamaz duygusuna kapılabilir, durgunluk dönemine girebilir. Sahte, ilişkiler kurar, kendi doyumu ve çıkarını gözetir. (Erikson, 1980, s. 103) 7. Dönemin olumlu geçmesi için evini, işini paylaştığı kişilerle, çevresinde yoğun etkileşimde bulunduğu bireylere önemli roller düşmektedir. 29
h. 40 Yaş ve üstü. Yaşlılık Dönemi Özellikleri. (Benlik ve Bütünlüğe Karşı Umutsuzluk Dönemi) 1. Verim gücü düşer, emekliliği bekler, yaşlılığı hissettiği bir dönemdir. Geçmiş yaşamını değerlendirip yaptıklarının muhasebesini, sentezini yapar. 2. Verimli bir hayat geçirip geçirmediğinin özeleştirisini yapar. 3. Yaptığı iyi şeyler başkalarından kabul görür ise mutlu olur. 4. Üretken olamamış, kimliğini bulamamış, beklentileri gerçekleşememiş insanlar zaman, zaman umutsuzluğa kapılır. 5. Ölümden korkan, uyumsuz bir insan olur. 30
- Slides: 30