Ya otuz be Yolun yars eder Dante gibi


Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Şakaklarıma kar mı yağdı ne? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünüyorsunuz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar. Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim: Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim Yalandır kaygısız olduğum yalan. N'eylesin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız Cahit SıtkıTarancı 1910 -1956

29. Mayıs. 1976 Milliyet Gazetesi Günün Şiiri İLKAN SAN

Yaş 35 yolun yarısı değil O senin zamanındaydı Tarancı

Yollarımızı, yaşlarımızı şaşırdık

Ne doğduğu belli güneşin, ne de batışı Ar damarı çatladı, değişti kalp atışı

Yitirdik neyimiz varsa güzelden yana Bozuk para gibi harcıyoruz birbirimizi

Doğru olanı terk ettik, yanlışa saptık Kardeş kanına buladık elimizi

Kimse kurtaramaz Tarancı, kimse bizi…

Zamansız yağıyor şakaklara kar Mor halkalar koyu, çizgiler derin

İçimizde özlemi güzel günlerin

Sana dost olan aynalar bize yabancı Genç ile ihtiyar farksız şimdi Tarancı

Sular daha çabuk boğmakta insanları

Gökyüzündeki renkler daha başkalaştı

Ateş daha da çok yakıyor benliğimizi

Dert üstüne dert , acı üstüne acı

Kıyamet kopacak, kopmalıdır da Tarancı

Mevsimler değişti bir

Ne kışın kış olduğu belli, ne yazın yaz

Cenazeler, tarumar olmuş bahçeler O kadar çoğaldı ki Tarancı

Üzüntüler bir anlık gözyaşları yalancı

Senin dediğin taht misali o musalla taşına Konmaya değmez oldu insanlar

İstemez bundan böyle bu toprak bizi

Elimiz harama, dilimiz yalana alıştı

İnsanlıktan ırak kıldık kendimizi

m. kemal 2003 Kimse kurtaramaz Tarancı, kimse bizi…

fatih 5245 Google Grubu Üye sayisi ile Türkiyenin en büyük paylasim grubu. . Günlük ortalama 5 mail alarak sizde bu dev platformda yerinizi almak isterseniz TIKLAYINIZ Fikir alisverisi ve paylasimda bulunmak için Sizide forum sayfamiza bekliyoruz. www. herice. com
- Slides: 27