TURZM VE EVRE Eko Turizm Eko Turizm Canl

  • Slides: 29
Download presentation
TURİZM VE ÇEVRE Eko Turizm

TURİZM VE ÇEVRE Eko Turizm

Eko Turizm Canlı varlıkların yaşam ortamlarıyla olan ilişkilerini inceleyen ekoloji, ilk kez 1866 yılında

Eko Turizm Canlı varlıkların yaşam ortamlarıyla olan ilişkilerini inceleyen ekoloji, ilk kez 1866 yılında Alman biyologu Ernst Haeckel tarafından kullanılmıştır. Ernst Haeckel ekoloji sözcüğünü Yunanca yaşanılan yer, yurt anlamına gelen oikos ile bilim anlamına gelen logia (logos) sözcüklerinden türetmiştir. Ekoloji, etimolojik olarak yerleşme bilimi ya da yurt söylemi anlamlarını içermektedir. Eko turizm kavramı da oikos-logos’a dayanan, organizmalar ve onların çevresi ile ilişkilerini inceleyen ve bilimsel olarak ekoloji olarak adlandırılan kelimeye dayanmaktadır. İnsan diğer organizmalar gibi çevresi ile etkileşim halindedir. Ekoloji doğal olarak biyolojik toplulukların korunması kadar, yerel kültürlere saygıyı da gerektirmektedir. Buradan hareketle eko turizm, ev sahibi bölgenin farklı özelliklerinin en az hasar görmesini sağlayacak ziyaret tekniklerini ifade eder. “Turizm” terimi Oxford İngilizce Sözlüğü’nde ilk kez 1811 yılında yer almasına karşın, ‘‘Eko turizm’’ teriminin 1983 yılında Ceballos-Lascurain tarafından ilk defa ortaya konduğuna inanılır.

Eko Turizm Kavramı Eko turizm olayını tanımlamak için doğa seyahatleri, doğa tabanlı turizm ve

Eko Turizm Kavramı Eko turizm olayını tanımlamak için doğa seyahatleri, doğa tabanlı turizm ve özel ilgi turizmi gibi birçok terim kullanılmaktadır. Yine eko turizm ile ilgi kurulabilecek sürdürülebilir turizm, alternatif turizm gibi çok sayıda terim bulunmaktadır. Eko turizm tanımlarındaki tehlike doğa ile hiçbir ilgisi olmayan turizm şekilleri için de bu terimin kullanılması ve onlardan ayrılmamasıdır. Ekoturizm; • 1987 yılında Ceballos-Lascuarin tarafından ekoturizmin yapılan ilk tanımı şöyledir: “Geçmişten günümüze kadar uzanan kültürel değerlerin bulunduğu alanlar kadar nispeten bozulmamış ve kirletilmemiş doğal alanlara, araştırma, değerini anlama ve onun manzarasından, yaban bitkileri ve hayvanlarından zevk alma gibi spesifik amaçlarla yapılan seyahattir. ”

 • Ekoturizmin günümüzde en iyi bilinen ve en çok kabul gören ilk tanımlarından

• Ekoturizmin günümüzde en iyi bilinen ve en çok kabul gören ilk tanımlarından birini Uluslararası Ekoturizm Topluluğu (UET) 1991 yılında, “Çevrenin korunması ve yerel halkın refahını arttırmaya yönelik olarak doğal alanlara yapılan çevreye duyarlı seyahatler. ” şeklinde yapmıştır. • Dünya Turizm Örgütü Ekoturizmi şu şekilde tanımlar: “Doğal bölgelere yapılan çevreyi korumayı ve yöre halkının refahını arttırmayı amaçlayan sorumlu bir seyahattir. ” • Diğer bir ekoturizm tanımı: “Yerel halkın bütünlüğüne saygı duyarken ekosistemin korunmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunan aydınlatıcı, bilgilendirici doğa seyahatleridir. ” • Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (UDKB) ise ekoturizmi 1996 yılında şöyle tanımlamıştır: “Yerel halkın aktif sosyoekonomik katılımı sonucunda onlara fayda sağlayan, düşük seviyede olumsuz ziyaretçi etkisine sahip olan ve korumayı geliştiren (geçmişte ve günümüzdeki kültürel zenginlikleri), doğanın değerini anlamak ve zevk almak için nispeten bozulmamış doğal alanlara yapılan çevre açısından duyarlı seyahat ve ziyarettir. ”

Bu tanımda eko turizm bir yandan ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğin sağlanması, diğer yandan

Bu tanımda eko turizm bir yandan ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğin sağlanması, diğer yandan doğal alanların korunmasında bir araç olarak kullanılabilen turizm türü olarak görülmektedir. Çok sayıda eko turizm tanımının olmasının nedenleri; kavramın oldukça yeni olması ve henüz üzerinde uzlaşılamaması, eko turizmin çok yönlü oluşu ve araştırmacıların eko turizme farklı açılardan yaklaşarak tanımlamaya çalışmaları nedenler arasında sayabiliriz.

Doğal Kaynaklar Bakımından Eko turizm kaynakların korunması açısından önemlidir. Çünkü, • Koruma alanlarında verilen

Doğal Kaynaklar Bakımından Eko turizm kaynakların korunması açısından önemlidir. Çünkü, • Koruma alanlarında verilen hizmetleri ekosistem açısından ekonomik bir değere dönüştürür. • Koruma alanlarının muhafazası ve iyileştirilmesi için doğrudan bir gelir sağlar. • Yerel aktörler için doğrudan ve dolaylı bir gelir oluşturarak, toplulukta korumacılığı teşvik eder. • Yerel, ulusal ve uluslararası korumacılık açısından sağlam bir temel oluşturur. • Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını geliştirir. • Biyolojik çeşitliliğe yönelik tehlikeleri azaltır.

Ekoturizm, korumacılığı geliştiren ve zararlı etkileri asgariye indirmenin en iyi yolunu arayan doğal çevre

Ekoturizm, korumacılığı geliştiren ve zararlı etkileri asgariye indirmenin en iyi yolunu arayan doğal çevre temeline dayalı bir turizmi ifade eder. En sade şekli ile vahşi yaşam ve bitki örtüsünün korunmasına, istihdam ve gelir yaratmaya destek olurken çevre ve yerel kültür üzerinde en düşük etkiyi yapacağını ileri süren bir endüstridir. Ekolojik ve kültürel hassasiyete sahip sorumlu bir turizm çeşidi olduğunu iddia etmektedir. Çevresel eğitim ile asgari seyahat konforunu birleştireceğini, yerel flora ve faunanın korunmasına yardımcı olacağını ve yerel halka sağlayacağı ekonomik teşviklerle yaşadıkları çevreyi korumalarını sağlayacağını öne sürmektedir. Ekoturistlere yönelik faaliyetler yaban hayatı ve doğal kaynakların aşırı tüketilmeden kullanılması, işgücü ve finansal yardımlarla bölgenin korunmasına doğrudan fayda sağlanması şeklinde ziyaret edilen yöreye katkı sağlamaktadır. Eko turizmin temel özelliği, doğadan hoşlanılması kadar aynı zamanda onu korumayı da desteklemesidir. Bu koruma fikri genel olarak doğal alanlarda eğitimsel olanakların sağlanmasını da çağrıştırmaktadır. Tanımlar hangi şekilde yapılırsa yapılsın eko turizmin amaçlarına ve ilkelerine uygun olması gerekmektedir. Sürdürülebilirlik ile ilgili yapılan yoğun tartışmalarda doğal kaynak temeline dayalı politikalar izlenmedikçe eko turizmin varlığının tehlike altında olacağı ileri sürülmektedir.

Eko turizmin Özellikleri

Eko turizmin Özellikleri

Eko turizmin Faydaları Sürdürülebilir turizmin alt bileşenlerinden birisi olan ekoturizmin faydaları aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:

Eko turizmin Faydaları Sürdürülebilir turizmin alt bileşenlerinden birisi olan ekoturizmin faydaları aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: • Korunan alanlar ve yerel toplum için sermaye artışı. (Çevreyi ziyaret eden bilinçli gezginler alandan daha uzun süre yararlanmak için bu alanların korunmasına destek olmak durumundadır). • Yerel halkın refahının gözetilmesi. Yerel halk için iş imkânlarının yaratılması. Turistlerin ve yerel halkın turizm endüstrisi hakkında sorumlu hareket etmesinin sağlanması (Tur rehberleri, park bekçisi, el sanatları, yerel mutfak…) • Turistlerin ve yerel halkın bilinçlendirilmesinin sağlanması için ziyaretçiler ve yerel halka yönelik çevresel eğitim (Çevrenin ve bozulmaların farkına varmanın artması, davranışları ve kullanım şekillerini değiştirir ve koruma için çevreye sahip çıkmayı arttırır).

 • Bozulmuş, tahrip edilmiş peyzajların restorasyonu için teşvik edici bir rol oynar. (Alanlar

• Bozulmuş, tahrip edilmiş peyzajların restorasyonu için teşvik edici bir rol oynar. (Alanlar içinde katı atık uzaklaştırılması, habitat gözlemleme ve yürüyüş yollarının bakımı gibi etkinliklerin daha sistemli yapılmasını sağlamasıdır). • Küçük ölçekli kuruluş/firmalar tarafından küçük turist gruplarına hizmet verilmesiyle kırsal ekonomilere ve alanın doğal yapısını korumaya katkıda bulunur. • Biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkıda bulunulması. • Geri dönüşü olmayan kaynakların en düşük düzeyde tüketilmesi. • Turizm yönetimine yerel düzeyde katılımın önemsenmesi, iş fırsatlarının ve mülkiyetin yerel halk lehinde gelişmesinin gözetilmesi.

Eko turizmin İlkeleri Uluslararası Ekoturizm Topluluğu ekoturizmin ilkelerini şu şekilde belirlemiştir: • Destinasyona zarar

Eko turizmin İlkeleri Uluslararası Ekoturizm Topluluğu ekoturizmin ilkelerini şu şekilde belirlemiştir: • Destinasyona zarar verebilecek doğal ve kültürel etkileri en aza indirmek. • Çevre koruma bilincinin önemi konusunda ziyaretçileri eğitmek. • Yerel gereksinimleri karşılayacak ve yörenin doğası ve kültürünü korumaya yönelik olarak ortaya çıkacak faydaların yaygınlaştırılması için yerel yönetimler ve toplum ile işbirliği içinde çalışacak sorumlu bir işletmeciliğin önemini vurgulamak. • Doğal ve koruma alanlarının yönetimi ve muhafazası için doğrudan gelir yaratır. • Ekoturizm destinasyonu olması düşünülen bölgeler veya doğal alanlar için ziyaretçi yönetim planlarının ve turizm gelişme alanlarının düzenlenmesi gereğini ortaya koymak. • Etkilerin değerlendirilmesi dönemli kontrol programları kullanılmasını teşvik etmek. ve olumsuz olanların en aza indirilmesi için uzun kadar, sosyal ve çevre temeline dayalı çalışmaların

 • Özellikle doğal ve koruma alanlarının içinde ve çevresinde yaşayan toplulukların, yerel işletmelerin

• Özellikle doğal ve koruma alanlarının içinde ve çevresinde yaşayan toplulukların, yerel işletmelerin ve ev sahibi ülkenin ekonomik faydalarını arttırmak için çaba göstermek. • Araştırmacıların yerel halk ile işbirliği içinde belirledikleri çevresel ve sosyal kabul edilebilir değişim sınırlarını aşmayacak bir turistik gelişmeyi sağlamak. • Petrol kaynaklarının kullanımını azaltacak, yerel bitki örtüsü ve yaban hayatını koruyacak şekilde doğal ve kültürel çevre ile uyumlu bir alt yapının geliştirilmesini temin etmektir. Eko turizm hareketinin olumlu çevresel ve sosyal etkisi olsa da iyi organize edilmediği takdirde kitle turizmi kadar çevresel tahribata sebebiyet verebilmektedir. Bunun nedeni eko turizm destinasyonlarının hassas ekosistemler olması ve bu bölgelerde yapılacak herhangi bir turizm hareketinin doğal kaynakların (biyolojik çeşitliliğin, fauna habitatlarının) yok edilmesi, hatta çevresel kirliğin yaratılmasına sebebiyet verebilmesidir. Bazı eko turizm uygulamalarının ekosistemlere minimum negatif etki yarattığı, yerel halka alternatif geçim fırsatları sağladığı gözlenmiştir. Eko turizm ekolojik olarak hassas alanların korunması bu alanlara yakın yerlerde yaşayan halkın sosyal ve ekonomik açıdan gelişmesini sağlamaktadır.

Dünya Turizm Örgütü 2010 yılında eko turizmin önemli bir pazar nişi olacağını belirtmektedir. Eko

Dünya Turizm Örgütü 2010 yılında eko turizmin önemli bir pazar nişi olacağını belirtmektedir. Eko turizmin ekonomik olarak önemli olması turizm endüstrisi, kamu kurumları, yerel halk ve turistlerin arasında kurdukları iletişime bağlıdır. Yukarıdaki tarif ve özelliklerden de anlaşılabileceği gibi eko turizm doğada yapılan (doğa temelli) bir etkinliktir. Ancak doğada yapılan her etkinlik eko turizm değildir. Ülkemizde de doğa yürüyüşleri veya piknik faaliyetlerine katılan grupların geride bıraktıkları çöpler sık haber konusu olmaktadır. Aynı şekilde, çok hassas ekosistemlere sahip Dalyan (Marmaris) ve Ölüdeniz (Fethiye) gibi hassas ekosistemlere sahip yörelerimizde yaz aylarında taşıma kapasitesinin çok üzerinde insan doğa temelli etkinlikte bulunarak doğal ekosistemlere zarar verebilmektedir.

Turizm ve Değişim Eko turizm, doğal ve kırsal alanlarda doğal ve kültürel mirasın korunmasında

Turizm ve Değişim Eko turizm, doğal ve kırsal alanlarda doğal ve kültürel mirasın korunmasında önemli katkıları olabilecek bir turizm olgusudur. Kaynakların korunarak kullanılması amaçlanırken yeni kaynakların kullanıma açılması yerine öncelikle kullanılmış alanların değerlendirilmesi ve yeni kaynakların kullanımının aza indirilmesi bu olguda esastır. Eko-turizm pazarının giderek büyüdüğü 1990’larda 43 Amerikalının eko turizm faaliyetlerine katıldığı, Yunanistan’a gelen 3 milyon İngiliz ziyaretçinin % 19’unun eko-turist olduğu, Fransa’da 15 milyon yürüyüşçü (trekking) olduğu belirlenmiştir. Bundan sonra asıl yapılacak şey eko-turistlerin kalış sürelerini uzatmak ve daha kaliteli ürünler sunmaktır. Ülkemizde de bu potansiyel mevcuttur. Sanayi devriminin bir başka ürünü de kentleşmedir. Kentleşmeyle turizm ve çevre sorunları arasında yakın ilişkiler vardır. Turizme katılanların büyük bir bölümünü kentlilerin oluşturmasının yanında kentler, çevre sorunlarının büyük bölümünün üretildiği ve en yoğun yaşandığı mekânlardır.

Değişen Turizm Anlayışı ve Talep Turistik talebin oluşumunu etkileyen temel oluşumların 1970 öncesi ve

Değişen Turizm Anlayışı ve Talep Turistik talebin oluşumunu etkileyen temel oluşumların 1970 öncesi ve sonrası durumlarının karşılaştırmalı olarak irdelenmesi, bugüne ve geleceğe yönelik turizm strateji ve politikalarının geliştirilmesinde kilit rol oynayacak açılımlar getirebilir. Turistik talebin oluşturulmasında, yaşanan ve çalışılan mekânların nitelikleri birinci derecede etkilidir. Turizmin bir sanayi ve ticaret sektörü olarak gelişmeye başladığı II. Dünya Savaşından 1970 yılına kadar olan ve Birinci Kuşak Turizm (BKT) olarak adlandırılabilecek dönemde, turizme aktif olarak katılanların neredeyse tümüne yakın bir bölümü, yakın bir geçmişte tarım sektöründen transfer olmak zorunda kalmış sanayi sektörü çalışanlarından oluşmaktaydı. Bu insanlar kırsal alanda bulamadıkları sosyal, kültürel ve eğlence olanaklarından yararlanmak istedikleri kentlere göçmüş, bu nedenle de geldikleri kırsal alan ile ilişkilerini tamamen koparmamış kırsal kökenli kentlilerden oluşmaktaydı. Sanayi sektörü çalışanı ve kırsalla ilişkisini tümüyle kesmemiş diğer bir deyişle çiçeği burnunda kentliler bu dönem turistinin belirgin kimliğini oluşturmuştur.

İnsan ve onun çalışma ve yaşama ortamlarında ortaya çıkan bu değişimler turizm talebini derinden

İnsan ve onun çalışma ve yaşama ortamlarında ortaya çıkan bu değişimler turizm talebini derinden etkilemiş, turizm kavram ve uygulamalarını yeniden programlamıştır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, dünya ve insan tanımlamalarına ilişkin bu köklü değişimin derinlemesine kavranabilmesi turizmin geleceği açısından son derece önemlidir.

İKT tüketicilerinin talep yapısından kaynaklanan tüketim anlayışına ve dünyadaki hızlı, ekonomik, siyasal, teknolojik gelişmelere

İKT tüketicilerinin talep yapısından kaynaklanan tüketim anlayışına ve dünyadaki hızlı, ekonomik, siyasal, teknolojik gelişmelere paralel olarak, turizm tüketim kalıplarında da son yıllarda önemli değişim gözlenmektedir. Giderek lüks turizm hareketlerine katılım azalmakta, alışılmış turizm merkezlerinden uzaklaşma yönünde bir eğilim yaşanmaktadır. Zamanla daha da belirginleşen yeni tip turistin beklentileri, “deniz, kum ve güneş” üçgeninden uzak, doğa ile iç içe abartılı olmayan tesislerde iyi bir oda, iyi hizmet ve tüm bunların başında bozulmamış ve temiz bir çevrede aktif bir tatil olarak özetlenebilir. Bu yeni turizm anlayışı, maksimum kar sağlamak isteyen kitle turizmi yerine, bireysel veya daha küçük gruplar halinde gelecek turistleri çekmeyi, turizm aktivitesini daha uzun bir alana yaymayı, farklı mekânlara yaygınlaştırmayı tercih eder. Bu şekilde turizm alanlarında, kısa bir zaman diliminde çevreye büyük bir baskının yaratılmasını ve kalabalıklaşmayı da önleyecek niteliktedir. Koruma kullanma dengeleri ortaya konularak gelişme gösteren turizm hareketlerinden yola çıkılarak sürdürülebilir gelişim ve son olarak da ekonomik verimlilik ve ekolojik verimliliğin bir arada olduğu verimlilik kavramı ortaya atılmış ve kabul görmüştür. Ekonomik faaliyetlerin gelişimi ile birlikte, ekoloji ve ekonomi birliktelikleri ulusal ve

Eko turizm Çeşitleri ve Türkiye

Eko turizm Çeşitleri ve Türkiye

Dağ Turizmi (Alpinizm) Dağcılığın birçok dildeki adı ‘Alpinizmdir’. Bu etkinliğin bir spor dalı şekline

Dağ Turizmi (Alpinizm) Dağcılığın birçok dildeki adı ‘Alpinizmdir’. Bu etkinliğin bir spor dalı şekline dönüşümü ve yaygınlaşması, büyük ölçüde Alp Dağlarında olduğu için bu isim uygun görülmüştür. Himalayalar’da yapılan dağcılığa himalayalizm, And Dağlarında yapılana andizm dendi. Türkçe’de bu etkinliğe verilen isimde herhangi bir dağ tercihi yapılmamış İngilizce'deki gibi genel anlamda “dağcılık” sözcüğü benimsenmiştir.

Anadolu coğrafyası oldukça zengin doğası ile doğa sporlarının hemen tümüne açıktır. Dağcılık hem sportif

Anadolu coğrafyası oldukça zengin doğası ile doğa sporlarının hemen tümüne açıktır. Dağcılık hem sportif hem de kültürel etkinliği barındıran, insanın doğa ile ilişki kurarak fiziksel ve ruhsal dinginlik sağlamasına yarayan en etkili sporlardan biridir. Dağlar macera, heyecan ve değişiklik arayanlara çeşitli rekreasyonel faaliyetler ve yeni spor olanakları sağlamaktadır. Rekreasyonel faaliyetlerden doğa yürüyüşleri, dağ bisikletiyle geziler, orienteering (yön tayini) de artık dağlarda ilgi çekmektedir. Dağlarda kayaçlar ve yüzey şekilleriyle ilgili olarak yapılan sporlar çeşitlenmiştir. Sağlam kayaçların olduğu dik yamaçlarda kaya tırmanıcılığı, yamaç paraşütü ve asılma planörü gibi motorsuz uçuş araçlarıyla doruklardan uçmak için uygun yer, eğim, uygun iklim koşulları ve iniş için, iniş mesafesi içinde uygun yerlerin bulunması gerekmektedir. Türkiye’de üniversitelerin dağcılık kulüpleri ile başlayan dağcılık, son yıllarda turizmin çeşitlendirilmesi doğrultusunda talebin artması ile seyahat acenteleri ve tur operatörleri tarafından paket turların gerçekleştirmesiyle giderek büyüyen bir turizm çeşidi olmuştur. Türkiye, çeşitli yükseklikteki dağları, dağların yapısal durumları, orman ve manzara güzellikleri av ve yaban hayatının zenginliği ile dağcılık sporunu sevenler için olağanüstü çekici ve ilginç güzellikler sunar.

Işıkdağı, Uludağ, Ege dağları (Spil Dağı, Kazdağı. Bozdağı), Tunceli- Munzur dağı ve Akdağ diğer

Işıkdağı, Uludağ, Ege dağları (Spil Dağı, Kazdağı. Bozdağı), Tunceli- Munzur dağı ve Akdağ diğer önemli dağcılık merkezlerimizdir. Bu eko turizm etkinliğinde, dağcılık konusunda eğitim almış yeterli sayıda dağ rehberlerinin olmayışı önemli bir sorundur. Bu sorunun çözümü de ancak üniversitelerde turizm rehberliği bölümlerinde dağcılığın daha kapsamlı olarak verilmesi ve buna bağlı olarak dağcılık federasyonu işbirliği ile dağ rehberliği kurslarının açılması ile mümkündür. Ayrıca dağ havasının bazı hastalıkları tedavi edici etkisi nedeni ile sağlıklı iklim koşullarında bulunmayı ifade eden ‘klimatizm’ açısından da dağlar oldukça önemlidir. Yapılan çeşitli araştırmalara göre deniz seviyesinden yükseklerde yaşayanlarda hemoglobin artışı görülmektedir. Bunun sonucu kan basıncı ve kan dolaşımı hızlanmakta bu da kas ve hücrelerin güçlenmesine olanak sağlamaktadır. Bu tedavi edici özelliği nedeni ile bu dağlarda iklim merkezleri kurulmaktadır.

Mağara Turizmi Mağaracılık, bilimsel ve sportif amaçlarla yürütülen bir uğraştır. Sportif mağaracılık dünyanın en

Mağara Turizmi Mağaracılık, bilimsel ve sportif amaçlarla yürütülen bir uğraştır. Sportif mağaracılık dünyanın en tehlikeli doğa sporlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Bireysel olarak yapılabildiği gibi, grup olarak da yapılabilir. Mağaracıkta en derin ve uzun mağaralara girmek, Alpinizmde doruklara ulaşmak kadar önem taşımaktadır. Doğa turizminde mağaralar, görsel amaçlı ve sportif amaçlı olmak üzere iki şekilde kullanılırlar. Görsel amaçlı kullanımlar için speleotem şekiller bakımından zengin, dolaşımın kolay olması bakımından yatay yönde gelişmiş, ulaşım olanağı sağlanabilen mağaralar seçilirler. Mağara girişi düzenlenerek, mağara içinde özel donanıma ihtiyaç duyulmadan turistlerin dolaşması sağlanıp, aydınlatılarak turizme açılırlar ve müze şeklinde ücret karşılığı gezilirler. Sportif amaçlı kullanımlar için derinlik ve uzunluk daha çok önem kazanmaktadır, içinde düzenleme yapılmayan bu mağaraları, özel donanımlı mağaracılar gezebilirler.

Türkiye’nin en uzun mağaraları • Pınargözü mağarası (12 km) • Tilkiler mağarası (6. 6

Türkiye’nin en uzun mağaraları • Pınargözü mağarası (12 km) • Tilkiler mağarası (6. 6 km) • Kızılelma mağarası (6. 2 km) • Mencilis mağarası (3. 3 km) Türkiye’nin en derin mağaraları • Sütlük düdeni (Anamur - 1250 m) • Çukurpınar düdeni (Anamur - 1000 m) • Düdencik mağarası (Antalya - 330 m) Mağaracıların yeraltı derinliklerine inerken bazı özel malzemeler kullanmaları gerekmektedir. Bunlar şöyle sıralanabilir: • Karanlık yerler için karpit lambası, • Göller için bot, • Uçurumlar için özel ip ve teknik malzemeler, • Yeraltı nehirleri için dalış malzemeleri.

Mağara oluşumları bakımından önemli bir jeolojik-jeomorfolojik nitelik olan karstlaşma ülkemizde Toroslar, Orta Anadolu, Güneydoğu

Mağara oluşumları bakımından önemli bir jeolojik-jeomorfolojik nitelik olan karstlaşma ülkemizde Toroslar, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya ve Kuzeybatı Anadolu bölgelerinde büyük küçük binlerce mağara oluşumlarına neden olmuştur. Yapılan tahminlere göre ülkemizde yaklaşık 55 bin mağara bulunmaktadır. Mağara sayısı çok olmasına rağmen araştırma yapılan mağara sayısı bir kaç yüzü geçmez, araştırılmayı bekleyen daha birçok mağara vardır. Turizm Bakanlığı tarafından turizm hareketlerini diğer bölgelere ve yılın 12 ayına yaygınlaştırmak amacıyla yapılan turizmin çeşitlendirilmesi çalışmalarında mağara turizmi üzerinde çalışmalar artış göstermektedir. Bakanlık tarafından yaklaşık 1000 kadar mağaranın turizme kazandırılması kararı alınmıştır. Türkiye'de görülmeye değer, hatta dünya literatürüne geçmiş mağaralar mevcut olup bunların bazıları şunlardır:

KAYNAKÇA Öğr. Gör. Nihat Demirtaş , Ankuzem , Turizm ve Çevre, Ankara 2011 ,

KAYNAKÇA Öğr. Gör. Nihat Demirtaş , Ankuzem , Turizm ve Çevre, Ankara 2011 , s. 1 -528