TOPLUM BLM KISIM 9 SU SAPMA VE TOPLUMSAL
TOPLUM BİLİMİ KISIM 9
SUÇ, SAPMA VE TOPLUMSAL KONTROL
suç • Anti sosyal davranışlar-hukuki yaptırımlar ile karşılaşabilmekte • Hukukçuları, yöneticileri, bilim adamları ilgilendirmekte • Suçluluk bir çatışma ürünüdür • Ceza gerektiren eylem • Her suç bir sapma olarak nitelendirilebilir.
Suç ve sapma- Emile Durkheim • İNTİHAR VE TOPLUMSAL İŞBÖLÜMÜ • SAPMA NEDİR? • SAPMADAN BAHSEDEBİLMEK İÇİN 4 GEREKLİLİK: • SAPMA KÜLTÜREL DEĞERLERİ VE NORMLARI DOĞRULAR, HERHANGİ BİR ŞEY KARŞITI İLE BİRLİKTE ANLAMLIDIR, KÖTÜLÜK OLMADAN ADALET OLMAZ • SAPMA AHLAKİ SINIRLARINI TNIMLAR, İNSANLAR SAPKINLIĞI TANIMLAYARAK DOĞRUYLA YANLIŞI ÖĞRENİRLER • SAPMANIN CİDDİ BİR FORMU İNSANLARIN BİR ARAYA GELMESİNİ VE AYNI ŞEKİLDE ORTAK TEPKİ VERMESİNİ ZORLAR • SAPMA TOPLUMUN AHLAKİ SINIRLARINI ZORLAR, TOPLUMSAL DEĞİŞMEYE YOL AÇAR
SUÇA YÖNELİK YAKLAŞIMLAR • BİYOLOJİK TEORİ VE LOMBROSSO • CHICAGO EKOLÜ • ETİKETLEME KURAMI VE GOFFMAN • ALT KÜLTÜR TEORİLERİ-GERİLİM TEORİSİ VE R. MERTON • MARKSİST TEORİ
BİYOLOJİK TEORİ VE LOMBROSSO «Suçlu İNSAN» eseri (1876): İtalyan mahkumların baş, vücut, kol, deri gibi fiziksel özelliklerini incelemiş ve bunları İtalyan askerlerin özellikleri ile karşılaştırmıştır. Sonuç: Suçlular, normal vatandaşlardan fiziksel özellikler açısından ciddi farklılıklar göstermektedir ve bu farklılıklar suç davranışının biyolojik nedenlerine işaret etmektedir. Tat alma acı duyma azdır, erken ihtiyarlama olabilir, bencildirler, pişmanlık duymazlar, bakışlar hileli, donuk, sabittir. Atavistik anormallik: Doğuştan suçlu, evrimleşme sürecini tamamlayamamış, ilkel adamın fiziksel özelliklerine, zihin kapasitesine ve dürtülerine sahiptir. Doğuştan suçlu, bir takım stigmatalar sayesinde belirlenebilir (örn: uzun kollar, kıvrımlı burun) Doğuştan suçlular dışında iki suç tipi daha belirler: Akıl hastası suçlular: Doğuştan suçlular gibi suç eğilimlerini kontrol edemezler fakat onlar gibi evrimsel olarak ilkel insana ait belli özellikleri taşımamaktadırlar. Kriminaloidler: Genelde ihtirasla suç işleyen kişiler. Bu 3 suçlu tipi arasında en ıslah olmaz ve toplum için en büyük tehlikeyi oluşturan tip «doğuştan suçlular» dır.
CHICAGO EKOLÜ • Suç istatistiklerine, nüfus sayımına, yaşam öykülerine bakarak araştırmalar yapmıştır. • Sürekli büyüyen çöküntü alanları vardır • Birinci daire; En içte mağazalar, finans kuruluşları • İkinci daire toptancılar, alt gelir, yeni gelenler • Endüstri işçileri üçüncü daire, mavi yakalılar • Dördüncü daire serbest meslek, memur, beyaz yakalılar • Beşinci daire, kentin en varlıklıları, elitler • Burgess’e göre bunlar da kendi içinde dairelere ayrılmaktadır.
ETİKETLEME KURAMI VE GOFFMAN Damgalanan birey tekrar suç işler, 1938 Lekelenme-güçlüler tarafından yapılmakta suça itmektedir 3 damga tipi, 1 -bedenin korkunçlukları, fiziki defarmasyon 2 -zayıf irade, doğal olmayan tutkular, hapis yatmak, bağımlılık, alkolizm, işsizlik, intihara girişim • 3 -ırk, ulus din gibi sebeplerle • • • Kopma sürecinin bir parçası suç kendini üreten bir mekanizmaya dönebilir.
ALT KÜLTÜR TEORİLERİ-GERİLİM TEORİSİ VE R. MERTON • Üst kültürdeki gençten eksik hissetmek • TEMSİLCİLERİ; MERTON DIŞINDA AYRICA; ALBERT K. COHEN, RICHARD A. CLOWARD VE DE LLYOYD E. OHLIN’DİR • HAYAL KIRIKLIĞI VE ÇATIŞMA • ÖFKE • KÜLTÜRLER ARASI GERİLİM • GERİLİM İÇİNDE SAPMA EĞİLİMİ • KÜLTÜREL AMAÇLARLA KURUMSALLAŞMIŞ ARAÇLAR ARASINDA FARK VE UÇURUM AÇILMAKTA • SUÇA İTMEKTEDİR-TOPLUMSAL SİSTEMİN KENDİSİ
MARKSİST TEORİ • MARX’IN DAS KAPİTAL VE NÜFUS, SUÇ VE KİTLE YOKSULLUĞU ESERLERİNDE BAHSEDİLMEKTE • ENGELS İNGİLTEREDEKİ SUÇLULUK ORANLARINI VE KAPİTALİZM İLE OLAN BAĞINI İNCELEMİŞTİR • İLERİKİ BİR HAZ İÇİN ANLIK ZEVKİ FEDA ETME DÜRTÜSÜ ZOR GELMEKTE SUÇA İTMEKTEDİR • ENGELS’İN ANTİ DÜHRİNG ADLI ESERİNDE, KENTLERE YIĞILAN İŞÇİLER SUÇA KARIŞABİLİYOR, ÇARESİZLİK İÇERİSİNDELER, HALAKİ ÇÖKÜNTÜ BAŞLIYOR ÖYLELİKLE • EKONOMİK EŞİTSİZLİK ALT SINIFI SUÇA İTMEKTE
SUÇUN KONTROLÜ, AZALTILMASI VE SOSYAL KONTROL • SUÇ KAÇINILMAZ VE EVRENSELDİR • SUÇ REFAH İÇİN TEHLİKELİDİR • İNSAN FAKTÖRÜ KARMAŞIK VE ÇOK YÖNLÜDÜR, SUÇUN KONTROLÜNÜ ZORLAŞTIRIR • FROMM’A GÖRE KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME İTİCİ GÜCÜNÜN TIKANMASI TEHLİKE ARZ EDER-İNSANDA SALDIRGANLIĞA SEBEP OLABİLİR • CHİCAGO EKOLÜNE GÖRE EKONOMİK FARKLILIK BİR UÇURUM SEVİYESİNDE OLMAMALI • EMPATİ KURABİLME YETENEĞİ ARTTIRILMALI • KENDİLİK BİLİNCİ ARTTIRILMALI • MARKSİST YAKLAŞIMA GÖRE SINIFSAL FARKLAR AZALTILMALI-İNSAN KENDİNE YABANCILAŞTIRILMAMALI
SAĞLIK VE TOPLUM
SAĞLIKLI TOPLUM • SAĞLIKLI HAYAT • TIBBIN GELİŞTİRİLMESİ • AĞRI CE ACI İLE MÜCADELE • MODERN TOPLUMUN GEREĞİ
TIBBIN TOPLUMSAL YÖNÜ • SAĞLIK ÇOK BOYUTLU • İNTERDİSİPLİNER ÇÖZÜMLER GEREKLİ • TAM BİR İYİLİK HALİ • BİREYLERİN FARKLILIŞAN SAĞLIK ANLAYIŞLARI VAR
HASTALIKLARA BAKIŞ AÇISININ GELİŞMİ • MİKROP KURAMI • ÜÇGEN AÇIKLAMA • ÇOK NEDENLİLİK • GENEL HASSASİYET KURAMI
ÜÇGEN AÇIKLAMA • 19. yy. 'ın ikinci yarısında mikropların hastalık nedenleri olduğu keşfedilebilmiştir. ama ne var ki o dönemde genel fikir tek bir mikrobun tek bir hastalığa yol açtığı şeklindeydi. daha sonraki araştırmalar tek nedenli açıklamalardan çok nedenli açıklamalara kaymıştır. buna en güzel örnek "bulaşıcı hastalıklar üçgeni"dir. bu yaklaşıma göre hastalıklar bir mikrop, bir taşıyıcı yani host ve çevre bağlamında ele alınmıştır.
ÇOK NEDENLİLİK • İÇİNDE YAŞANILAN MAHALLE • MESLEK • EĞİTİM • MEDENİ HAL • BEKLENTİLER • DAVRANIŞLAR
TIBBIN TOPLUMSAL KURUMLARLA İLİŞKİSİ • KÜLTÜREL KALIPLAR İLE SAĞLIKLILIĞA KARAR VERİLİYOR • FİZİKSEL DURUMLARIN KÖKTEN DEĞİŞİKLİĞE UĞRAMASI • ŞİŞMANLIK, ÇİRKİNLİK, ÖZGÜVENSİZLİK, CAN SIKINTISI • SİYASET • TIP EKONOMİSİNİ BELİRLER • FİNANS KAYNAKLARI • SAĞLIK BAKANLIĞI • EKONOMİ • SAĞLIĞIN YARATTIĞI ARTI DEĞER • HASTA OLMAK BİREYSEL SORUMLULUKLARA ZARAR VERMEKTE
SAĞLIK SOSYOLOJİSİ • İNSAN NE ZAMAN HASTA • NE ZMAN SAĞLIKLI • SAKAT OLANLAR NASIL TEDAVİ EDİLİR • BİREYİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNDEN ETKİLENMEKTEDİR • BİREY, HASTA İFADESİNE GÖRE DAHA GENİŞTİR
İŞLEVSELCİ GÖRÜŞ • PARSONS • İŞLEVLER, İSTİKRARLI BİR TOPLUMSAL DENGE İÇİN SAĞLIK • HASTALIKLAR DA SAĞLIK GİBİ TOPLUMSAL YAŞAMIN KAÇINILMAZLARINDANDIR • HASTA ROLÜ KAVRAMI ORTAYA ÇIKMIŞTIR • BİR ÇOK SORUMLULUKTAN MUAF OLMAK • HEKİMLERİN ELİNDEDİR BU ROLE GİRİP ÇIKMAKHEKİMLER VE TIP YARDIMCI ORGANLAR GİBİDİR
EŞİTSİZLİKLER VE SAĞLIK • EKONOMİK VE SOSYAL EŞİTSİZLİKLER SAĞLIĞA YANSIMAKTADIR • KALİTELİ SAĞLIK HİZMETLERİ TOPLUMUN ÜST KESİMLERİNE SUNULMAKTADIR • TOPLUMUN GENELİ SAĞLIKLI KONUTLARDA YAŞAMAMAKTADI • SAĞLIĞIN ÜZERİNDEKİ EN ÖNEMLİ GÜÇ KAPİTALİST GÜÇLERDİR
İKTİDAR VE SAĞLIK • TIBBÜ GÜÇ NASIL VE NİÇİN KULLANILMAKTADIR • BU NELERE YOL AÇMAKTADIR • İKTİDAR İLE KURULAN İLİŞKİLERİ NASIL ETKİLEMEKTEDİR • TIBBIN BEDEN VE TOPLUMLA KURDUĞU İKTİDAR ARTIK TAMAMEN ÖZGÜR DEĞİLDİR • TIP BEDENLERE SAĞLIĞI SUNMA ALANINDA BİR İKTİDARA SAHİPTİR • TIP GİTTİKÇE DAHA POLİTİK HALE GELMEKTEDİR
TÜRKİYE’DE SOSYOLOJİ BİLİMİNİN GELİŞİMİ VE TÜRK SOSYOLOGLARI
BATICI SİYASET VE SOSYOLOJİNİN TÜRKİYE’YE GİRİŞİ • FRANSIZ İHTİLALİ • OSMANLI-FRANSIZ YAKINLAŞMASI • BATIYA ÖĞRENCİ GÖNDERİLMESİ • TERCÜME BÜROLARI KURULMASI • ALİ SUAVİNİN ESERLERİ-LE PLAY ‘İN ESERLERİNE HAYRANLIK DUYMAKTAYDI-FRANSIZ • AHMET RIZA, PRENS SABAHATTİN, ABDULLAH CEVDET
SOSYOLOJİNİN İLK METİNLERİ • SERVETİ FÜNUN DERGİSİ-AHMET ŞUAYİP ÇEVİRİLERİ • FUAD NACİNİN ÇEVİRİLERİ • İLK SOSYOLOJİ DERSİNİ ŞUAYİP VERMİŞTİR-1910 DA DARÜLFÜNUNDA • ZİYA GÖKALP SELANİKTE 1911 DE • HÜSEYİN CAHİT YALÇIN VE FUAD KÖPRÜLÜ DEVAM ETTİRMİŞTİR • CUMHURİYET DÖNEMİNDE
CUMHURİYET DÖNEMİ • ZİYA GÖKALP • MEHMET İZZET • ORHAN SADRETTİN-SIMMEL SOSYOLOJİSİ KONULU DERSLER VERMİŞTİR • İLK YABANCI MİSAFİR SOSYOLOG-FRANSIZ CELESTINE BOUGLE’DIR • DİĞERİ ALMAN GERHARD KESSLER • HİLMİ ZİYA ÜLKEN VE SABRİ ÜLGENER TARAFINDAN DEVAM ETTİRİLDİ • ANKARA Ü. DİL TARİH COĞRAFYA FAKÜLTESİNDE BEHİCE BORAN, NİYAZİ BERKESİ MEDİHA BERKES, MUZAFFER ŞERİF, PERTEV NAİLİ BORATAV GİBİ İSİMLER DESTEK VERDİ.
ŞEHİRCİLİK ENSİTÜTÜSÜ • ODTÜDE KURULDU VE ANKARA SİYASALDA KURULDU • ALMAN ERNEST RUTER TARAFINDAN • 1959 DA ODTÜ’DE PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ KURULDU • SOSYAL İLİMLER BÖLÜMÜ OLARAK MÜBECCEL BELİK KIRAY TARAFINDAN OKUTULDU • 1960 HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ NİHAT NİRUN TARAFINDAN BAĞIMSIZ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ KURULDU
AMERİKAN ETKİSİ • Amerikan siyasetine yakın, en azından Marksizm’den uzak eğilimli sosyologlar ODTÜ, Hacettepe ve diğer üniversitelerdeki sosyoloji bölümlerinde etkili olmuşlardır. Amerikan sosyolojisinin egemen yaklaşımı yapısal-işlevselcilik bu bölümlerde egemen hale gelmiştir. Yerli ve yabancı fonlarla desteklenen alan araştırmaları ile bu yaklaşımın etki gücü neredeyse sosyoloji ile özdeşleştirilmiştir. Diğer yandan fetişizme dönüşen ampirizm kapsamında, kötü toplanmış ve işlenmemiş veri yığınları ortaya çıkmış ve bunlar Türkiye’de önemli kaynak israfına neden olmuştur
KITA AVRUPASI ETKİSİ • 1960’lı yıllardan itibaren sosyolojinin canlanmasında etkili olan bu koşulların yanında, yeni kurulan sosyoloji bölümlerinin varlığı da önemli bir etkendir. Türkiye’de ilk defa 1914’te İstanbul Üniversitesi’nde kurulan sosyoloji kürsüsü, 1961 -1962 eğitim-öğretim yılında, yine Türkiye’de ilk sosyoloji bölümüne dönüşmüştür. 19601980 döneminde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü, 1964 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ve 1976’da Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü izlemiştir. Bu bölümler dışında, 1960 -1980 döneminde, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde de sosyolog kökenli öğretim üyeleri sosyolojiye önemli katkılarda bulunmuşlardır
ÖNCÜ SOSYOLOGLAR-1 • Ziya Gökalp; milliyetçi toplum görüşleriyle tanınır. • Prens Sabahaddin; bireyci-girişimci, ademi merkeziyetçi toplum yapısı ve yönetim anlayışı ile tanınır. • Mehmet Ali Şevki Sevündük; Kurna Köyü isimli ilk ampirik köy araştırması ile tanınır. • İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu; eğitim sosyolojisi ve Kemalizm’e yönelik ılımlı yorumlarıyla tanınır.
ÖNCÜ SOSYOLOGLAR-2 • Hilmi Ziya Ülken; sürekli değişen sosyoloji yaklaşımları ve felsefe anlayışları ile tanınır. • Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu; Milliyetçi-dayanışmacı-sosyal siyasetçi, fikir ve eylemi birleştiren görüşleriyle tanınır. • Niyazi Berkes; Sekülerist ve Kemalist toplum modeli yorumları ile tanınır. • Behice Boran; toplumsal değişmeyi hızlandıracak değişkenleri araştıran sosyolog olarak tanınır. • Mümtaz Turhan; Batı’nın bilim zihniyetini benimsemiş, muhafazakâr ve ilerlemeci bir toplum modelinin sosyoloğu olarak tanınır.
ÖNCÜ SOSYOLOGLAR-3 • Cahit Tanyol; laik ahlakı benimsemiş bir toplum modelinin savunucusu olarak tanınır. • İbrahim Yasa; köy sosyolojisi çalışmalarıyla tanınır. • Nurettin Topçu; Anadoluculuk, Anadolu sosyalizmi, mistik, otoritermilliyetçi ve muhafazakâr görüşleriyle tanınır. • Cavit Orhan Tütengil; azgelişmişlik üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınır. • Nurettin Şazi Kösemihal; Science Sociale ekolünün İstanbul Üniversitesi’ndeki temsilcisi olarak tanınır.
ÖNCÜ SOSYOLOGLAR-4 • Orhan Türkdoğan; yoksulluk kültürü ve etnisite araştırmaları ile tanınır. • Mübeccel Belik Kıray; modernleşme, toplumsal değişme, tampon kuram ve işlevselciliğin Türkiye’deki en yetkin temsilcisi olarak tanınır. • Şerif Mardin; merkez-çevre çatışması, din-modernleşme sentezi ve farklı dönemlerde farklı sosyoloji yaklaşımlarının önde gelen sosyoloğu olarak tanınır.
ÖNCÜ SOSYOLOGLAR-5 • Doğan Ergun; Türk Bireyi Kuramı ve Türk Ulusal Kişiliği Kuramı ile tanınır. • Baykan Sezer; Doğu-Batı Çatışması Kuramı ile tanınır. • Nilüfer Göle; Batı dışı modernlik görüşleri ile tanınır. • Nilgün Çelebi; yöntem konusundaki çalışmaları ve sosyolojiyi socius’un bilimi olarak tanımlayan görüşleriyle tanınır.
GENEL DEĞERLENDİRME • • Türk sosyolojisi pozitivist, determinist bir bilim anlayışına sahiptir. • • Türk sosyolojisinin süreklilik gösteren konuları arasında Batıcılaşmamodernleşme paradigması ilk sıralarda yer almaktadır. Sosyoloji tarihi boyunca bu paradigma muasırlaşma, garplılaşma, modernleşme, Avrupa Birliği ile bütünleşme şeklinde ifade edilmiştir.
GENEL DEĞERLENDİRME • Türk sosyologlarının büyük bir çoğunluğu ile birlikte Ziya Gökalp’in Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak, Mümtaz Turhan’ın Garplılaşmanın Neresindeyiz? , Niyazi Berkes’in Türk Düşününde Batı Sorunu gibi farklı dönemlerde yazılan kitaplar konunun sürekliliğini kanıtlamaktadır. • Batı sosyolojisine bağımlılık, yukarıda da işlediğimiz gibi, Türk sosyolojisinin süreklilik gösteren bir başka konusudur. • Dış konjonktürün iç siyasal yapıya yansıması ve bunun da Türkiye’deki bilim paradigmalarını, sosyologların görüşlerini, sosyolojik araştırmaları etkilemesi konusu da süreklilikler içerisinde yer almaktadır.
GENEL DEĞERLENDİRME • • Türk sosyoloji tarihinin süreklilik gösteren bir başka başlığı milliyetçiliktir. Türkiye’de modernleşmenin savunusu ile öne çıkan sosyoloji ve Türk sosyologlarının çok önemli bir kısmı, siyasal dünya görüşleri açısından sağda veya solda yer almaları fark etmeksizin, 1990’lı yıllara, hatta günümüze kadar, ağırlıklı olarak, milliyetçi bir siyasal anlayışa sahip olmuşlardır. • • Süreklilik gösteren bir başka konu, devletçi-merkeziyetçi-kalkınmacı sosyoloji anlayışıdır. Bu aynı zamanda milliyetçilikle de bağlantılı bir konudur.
GENEL DEĞERLENDİRME • • Türk sosyolojisinin 1990’lara kadar süreklilik gösteren bir başka konusu laikliktir. 1990’lara kadar Türk sosyologları laikliğe önem vermiş, laikliği sosyolojik açıdan savunmuş ve modern toplumun olmazsa olmaz ilkesi olarak değerlendirmişlerdir. • • Batı bağımlısı Türk sosyolojisinin süreklilik gösteren özelliklerinden biri de içeride Türk sosyologlarının birbirlerinin çalışmalarından habersiz olmalarıdır. Birbirinden habersiz olan sosyologlar bazı konuların kendilerinden önce araştırıldığını bilmeden kendilerini o konunun öncüsü ilan etmişlerdir
GENEL DEĞERLENDİRME • • Aktarmacı ve Batı bağımlısı Türk sosyolojisinin süreklilik gösteren eğilimlerinden biri de, bu özelliğinin doğal uzantısı olarak eklektisizmdir. • • Ziya Gökalp ve Prens Sabahaddin Türk sosyoloji tarihi boyunca Türk sosyologları üzerinde, doğrudan veya dolaylı olarak, sürekli bir etkiye sahip olmuşlardır. Bu sürekliliğin, etkili oluşunun altında hem sosyolojik hem de siyasal karşıt görüşlerin önemli rolü bulunmaktadır. Ziya Gökalp ve Prens Sabahaddin’in sosyolojik görüşleri farklı zamanlarda, farklı nedenlerle, hep ilgiye mazhar olmuş, her zaman gündemde kalabilmişlerdir. • • İşlevselci ve tarihselci yaklaşım da Türk sosyolojisinin süreklilik gösteren konuları arasındadır.
- Slides: 39