TARIM VE EVRE TARIM VE EVRE dersi kapsamnda

  • Slides: 154
Download presentation
TARIM VE ÇEVRE

TARIM VE ÇEVRE

TARIM VE ÇEVRE dersi kapsamında; Ø Tanımlar, Ø Tarım ve çevre ilişkisi, Ø Temel

TARIM VE ÇEVRE dersi kapsamında; Ø Tanımlar, Ø Tarım ve çevre ilişkisi, Ø Temel Çevre Sorunları ve Yapılabilecekler Ø Temel çevre sorunlarının çözümüne ilişkin öneriler, Ø Toprak kirliliği ve tarım, Ø Tarımsal ilaçlar genel zararları, Ø Tarım ilaçlarının biyoçeşitlilik üzerine etkileri, Ø GDO nedir? 2

Tanımlar Tarım “toprağın içinde ve üstünde bitki ve hayvan yetiştirme, bitki ve hayvan ürünlerini

Tanımlar Tarım “toprağın içinde ve üstünde bitki ve hayvan yetiştirme, bitki ve hayvan ürünlerini elde etme, bitkisel ve hayvansal ürünlerin nicelik ve niteliklerini iyileştirme, bu ürünleri pazara hazırlama ve depolama, bitkisel ve hayvansal ürünleri işleyip değerlendirme bilim ve sanatıdır. " şeklinde tanımlanmaktadır. 3

Tanımlar • Bireyin ve toplumun fiziksel, biyolojik, sosyal-psikolojik, sosyalekonomik ve kültürel yaşamını etkileyen tüm

Tanımlar • Bireyin ve toplumun fiziksel, biyolojik, sosyal-psikolojik, sosyalekonomik ve kültürel yaşamını etkileyen tüm etmenleri ÇEVRE olarak tanımlamamız mümkündür. • Ekoloji ve Çevre Bilim yönünden çevreyi Doğal ve Yapay Çevre olarak sınıflandırabiliriz. • Doğal Çevre: Doğa güç ve etkilerinin oluşturduğu, insan faaliyetlerinin henüz etkileyip değiştiremediği çevredir. (Doğal ekosistemler). • Yapay Çevre: Birey veya toplumun kendi gereksinimlerini karşılayabilmek için doğal kaynakları kullanmaları, teknolojiler geliştirerek ekonomik değerde ürünler meydana getirmeleri ve bu ürünlerin üretimi, tüketimi veya tüketimi sonrasında meydana getirdikleri atıklar ile “doğal çevrenin yapısında oluşan değişiklerle” meydana gelen çevreye Yapay Çevre denir. 4

Tanımlar Çevre Kirliliği: İnsanların her türlü faaliyetleri sonucu havada, suda ve toprakta meydana gelen

Tanımlar Çevre Kirliliği: İnsanların her türlü faaliyetleri sonucu havada, suda ve toprakta meydana gelen olumsuz gelişmelerle ekolojik dengenin bozulması ve aynı faaliyetler sonucu ortaya çıkan koku, gürültü ve atıkların çevrede meydana getirdiği arzu edilmeyen oluşumlara denir. Ekolojik olarak; Doğadaki dengeyi bozabilecek her hareket sonucu ortaya çıkan oluşumların tamamı Çevre Kirliliği’dir. Mühendislik yönünden ; Doğal kaynakların kullanım amacı ile, doğanın su, hava ve toprak kalitesinde yapılan değişiklikler sonucu ortaya çıkan, kısa ve uzun vadede insan yaşamını ; biyolojik, sosyalpsikolojik, sosyal-ekonomik ve kültürel yönden tehdit eden oluşumların tamamını Çevre Kirliliği olarak tanımlamak mümkündür. 5

Tanımlar Ø Biyoindikatör: Çevre Kirlenmesinin ve yaşama ortamının göstergesi olan canlı varlık. Ø Emisyon:

Tanımlar Ø Biyoindikatör: Çevre Kirlenmesinin ve yaşama ortamının göstergesi olan canlı varlık. Ø Emisyon: Çevreye verilen hava, su ve toprak kirliliği meydana getiren koku, sıcaklık, radyasyon ve atık gibi materyalin hepsini birden emisyon denir. Ø İmisyon: Emisyonun canlılar üzerinde meydana getirdiği zararlı etkiler. 6

Tarım ve Çevre İlişkileri Bu ilişkileri değerlendirmeden önce bilinmesi gerekenler: Yapay ve doğal ekosistemler,

Tarım ve Çevre İlişkileri Bu ilişkileri değerlendirmeden önce bilinmesi gerekenler: Yapay ve doğal ekosistemler, enerji akışı ve termodinamik yasaları bilinmelidir. 7

Ekosistemlerde (doğal&yapay) Enerji Transferi & “Termodinamik” 8

Ekosistemlerde (doğal&yapay) Enerji Transferi & “Termodinamik” 8

Ekosistemlerde Enerji Transferi Termodinamik Ø Bir maddenin bir noktadan başka bir noktaya hareketi, ya

Ekosistemlerde Enerji Transferi Termodinamik Ø Bir maddenin bir noktadan başka bir noktaya hareketi, ya da fiziksel, kimyasal olarak bir şekilden başka bir şekle dönüşmesi bir iştir ve bu işin yapılabilmesi için de enerji kullanımı gerekir. Ø Termodinamik 3 yasadan oluşur. 1. enerjinin korunumu ilkesi 2. düzensizlik ilkesi 3. sıcaklık 9

Birinci termodinamik yasası (enerjinin korunumu ilkesi): Ø "Enerji bir şekilden diğer şekle dönüşür, ancak

Birinci termodinamik yasası (enerjinin korunumu ilkesi): Ø "Enerji bir şekilden diğer şekle dönüşür, ancak yaratılamaz veya yok edilemez. " Sistemin kazandığı enerji çevreden eksilirken, sistemin kaybettiği enerji de çevreye eklenmiş olur. Ø Bunun sonucu sistem ve çevresinde toplam enerji miktarı sabit kalır. Çünkü enerjinin dönüşümü esnasında enerji kaybı olmaz, ancak kimyasal enerji canlıda ısı ve hareket enerjisine dönüşmüş olabilir. 10

İkinci termodinamik yasası (düzensizlik ilkesi); Ø "Enerji daha yoğun ve kararlı bir şekilden daha

İkinci termodinamik yasası (düzensizlik ilkesi); Ø "Enerji daha yoğun ve kararlı bir şekilden daha kararsız ve daha az yoğun olan bir şekle dönüşme eğilimindedir". Ø Ekosistemde besin zincirini oluşturan bir ögeden diğerine olan enerji dönüşümünde, belirli bir ısı ortaya çıkar ve meydana gelen ısının bir kısmı işe çevrilirken diğer kısmı çevreye verilerek kaybolur. Biz bu yasa ile ölürüz. Çünkü canlılar sistemlerini düzenli tutmaya, stabil tutmaya çalışır. Ama kanun düzensizlikten yanadır. Sistemimizi düzende tutmak için sürekli enerji sarf ederiz yıpranırız yaşlanırız ve ölürüz. Ya da herşey eskir. Düzensizlik arttıkça entropi artar. 11

Entropi, bir sistemin mekanik işe çevrilemeyecek termal enerjisini temsil eden termodinamik terimidir, Düzensizlik= Entropi

Entropi, bir sistemin mekanik işe çevrilemeyecek termal enerjisini temsil eden termodinamik terimidir, Düzensizlik= Entropi artışıdır. ØKainatta her şey, kendini minimum enerji ve maksimum düzensizliğe çekmek ister. " şeklindedir. ØBu kanun kainatın her yanında o kadar çok gözümüz önündedir ki örnekleri saymakla bitmez. Birkaç örnek verelim. Ör 1 : Yukarıdan bırakılan bir taş, aşağı düşmek ister. Çünkü aşağı dediğimiz nokta, yukarı dediğimiz noktadan daha düşük bir enerji seviyesine sahiptir. Ör 2 : Demir bir kaba sıkıştırılan bir gaz kendini dışarı atmak ister. Çünkü dış ortamdaki gazlar daha düzensizdir. Ör 3 : Baskı ile kontrol altına alınan toplumlar o baskıyı kırmak isterler. Çünkü baskı onları bir düzene sokmak ister ancak toplum daha düzensiz olmak ister. (felsefi boyutu). Toplum toplumsal düzensilikler üzerine kuruludur (herkes eşit olabilir mi? felsefe? ) 12

Üçüncü termodinamik yasası; Ø Devamlı bir şekilde bozulan bir sistemin sıcaklığı mutlak sıfıra düşmez

Üçüncü termodinamik yasası; Ø Devamlı bir şekilde bozulan bir sistemin sıcaklığı mutlak sıfıra düşmez (-273 C). Ø Yani düzensizliğin olmaması diye bir şey yoktur (en azından bu evrende). Ø Ekosistemlerde oluşan besin zincirleri eksilen madde veya enerjiyi tamamlayarak tükenmesini önler. Ekosistemlerde Madde Döngüleri 13

Ø Doğal ekosistemler gibi insanoğlunun yönlendirdiği tarımsal üretim alanları da birer ekosistemdir. Ø Her

Ø Doğal ekosistemler gibi insanoğlunun yönlendirdiği tarımsal üretim alanları da birer ekosistemdir. Ø Her ikiside enerji yakalayan ve serbest bırakan bir trofik yapıya ve materyal döngüsüne sahiptir. Ø Ancak insanoğlu kendi yararlarını arttırma doğrultusunda ekosistemi yönlendirdiği için bu sistemlere giren ve çıkan enerji ile materyal miktarı doğal ekosistemlere göre çok daha fazladır. 14

Tarımsal ekosistemlere dışardan gelenler aşağıdakilerden oluşabilir. 1. Gübre, tarımsal savaş ilaçları ve diğer tarımsal

Tarımsal ekosistemlere dışardan gelenler aşağıdakilerden oluşabilir. 1. Gübre, tarımsal savaş ilaçları ve diğer tarımsal kimyasallar (hormon vb) 2. Tohum, fide ve fidanlar 3. Fosil enerjisi (akaryakıt), iş gücü ve dışardan diğer enerjiler 4. Su (sulu tarımda) 15

Üretici hasat ettiği ürüne ek olarak istenilmeyen materyali de oradan uzaklaştırdığı için tarımsal ekosistemleri

Üretici hasat ettiği ürüne ek olarak istenilmeyen materyali de oradan uzaklaştırdığı için tarımsal ekosistemleri terk eden materyal ve enerjide çok fazladır. Bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir. 1. Hasat edilen ürün 2. Yabancı otlar 3. Budanan bitki parçaları 4. Seyreltme nedeni ile fideler 5. Besin maddeleri (sulama suyu ile yıkanarak) 16

Ø Doğal sistemlerle karşılaştırıldığında tarımsal ekosistemlerin tüm basamaklarında çeşitlilik azalır. Ø Verim arttırma, bazı

Ø Doğal sistemlerle karşılaştırıldığında tarımsal ekosistemlerin tüm basamaklarında çeşitlilik azalır. Ø Verim arttırma, bazı zararlılara karşı dayanıklılık gibi genetik çalışmalar sonucu bir çok tarımsal bitki türünün genetik zenginliği büyük ölçüde zayıflamıştır. Ø Monokültür tarımın yaygınlaşması nedeni ile bu alanlardaki tür zenginliği kaybolmuştur. 17

Ø Tarımsal gelişme: Sadece doğal ekosistemler oluşan bir çevre içerisinde insan, ancak avcı ve

Ø Tarımsal gelişme: Sadece doğal ekosistemler oluşan bir çevre içerisinde insan, ancak avcı ve biriktirici kültür düzeyinde varlığını sürdürebilir. Ø Böyle bir çevrede bile besin zinciri içerisine kendisi ile aynı halkada olan diğer hayvanlar ile çekişme durumundadır. Ø Gerçektenden de bitki ve hayvan yetiştirmeye geçildikten sonra insanların doğal ekosistemlere bağımlılığı azalmaya başlamıştır. Ø İlk tarımın başladığından günümüze değin gelişmelere bakıldığında Avrupa’da endüstri devrimi, ülkemizde ise 50’li yılların başlarına değin tarımın doğanın bir parçası, ona zenginlik ve çeşitlilik katan bir faaliyet biçimi olduğu görülür. 18

Ø Sanayi devrimine kadar doğadan soyutlansakta; İnsan doğa içinde onunla bütünleşmiş olarak yaşamış, kuşaklarca

Ø Sanayi devrimine kadar doğadan soyutlansakta; İnsan doğa içinde onunla bütünleşmiş olarak yaşamış, kuşaklarca kazanılan deneyimler aynı işi yapan gençlere aktararak doğa ile uyumlu bir yaşam biçimi geliştirilmiştir. Ø Dünyada tarım kültürünün başladığı merkezlerden birisi ve en önemlisi olan Anadolu ve diğer eski kültürler incelendiğinde (Akdeniz Orta Asya, Inka veya Uzakdoğu) incelendiğinde doğayı koruyucu bir yararlanma biçimini görmekteyiz. Ø Akdenizin seki ve teras kültürleri, göçerlerin hayvancılık ve mera kültürü, Uzakdoğu'nun çok katlı üretim biçimi gibi. 19

Ø Bu doğa ile kullanıcılar arasındaki dengeli ilişki toplumun “Kendine Yeterli” üretimden “Pazar İçin

Ø Bu doğa ile kullanıcılar arasındaki dengeli ilişki toplumun “Kendine Yeterli” üretimden “Pazar İçin Üretim”e geçmesi ile bozulmaya başlamıştır. Ø Endüstri devriminin etkilerinin geç ulaştığı ülkemizde pazar ekonomisine geçiş dönemi ikinci dünya savaşı sonrasına rastlar. Özellikle 1948 ertesi Marshall yardımı tarımda makineleşmeyi, bu arada traktör kullanımını özendirir. 20

Ø Ulaşım sistemindeki alt yapının da iyileştirilmesive yaygınlaştırılması iç pazarı güçlendirmeğe başlar. Tarımın modernleştirilmesi

Ø Ulaşım sistemindeki alt yapının da iyileştirilmesive yaygınlaştırılması iç pazarı güçlendirmeğe başlar. Tarımın modernleştirilmesi için mekanizasyonun ve modern tarım girdilerinin artırılması kısa süreiçinde etkin bir “Pazar İçin Üretimi” yaratır. Ø O zamana değin doğa içinde ona özen göstererek, onun bir öğesi olarak yaşayan tarımcı bu ani değişim ile kendini yeni bir teknik ve sosyal yapı içinde bulur. Ø Politik güçlerle işbirliği yapabilen ve modernleşme programından yüksek pay alan kesim, işlemeli tarım alanlarını genişleterek, o zamana değin dengeli bir yapı gösteren doğal ve sosyal yaşamın tersine dönmesine neden olur. ve ÇEVRE SORUNLARI BAŞLAR 21

22

22

23

23

24

24

25

25

ÖZETLE; • Dünya nüfusunun hızla artmasıyla GIDA, LİF, YAKIT gereksinimi artmıştır. Çözüm: YEŞİL DEVRİM!!!,

ÖZETLE; • Dünya nüfusunun hızla artmasıyla GIDA, LİF, YAKIT gereksinimi artmıştır. Çözüm: YEŞİL DEVRİM!!!, olarak görüldü. 26

Ø Yeşil devrim(1950 -1970’li yıllarda) *yüksek verimli tohumların kullanılması *mono kültür: sürekli aynı tür

Ø Yeşil devrim(1950 -1970’li yıllarda) *yüksek verimli tohumların kullanılması *mono kültür: sürekli aynı tür ve çeşidin yıllar boyunca yetiştirilmesi Ø Yeni tarım alanlarının açılması -Yoğun girdi kullanımı *pestisitler *gübreler *hormonlar *sulama *fosil yakıtlar 27

1980’li yıllarda birçok olumsuz etki ortaya çıkmıştır: ŞBiyolojik çeşitliliğin yok olması ŞToprakların çoraklanması ŞYüzey

1980’li yıllarda birçok olumsuz etki ortaya çıkmıştır: ŞBiyolojik çeşitliliğin yok olması ŞToprakların çoraklanması ŞYüzey ve yer altı su kaynaklarının kıtlaşması ve kirlenmesi Şİklimsel değişiklikler, küresel ısınma 28

Diğer etkileri ise; • Açlık ve yetersiz beslenme problemlerinin ortaya çıkması. • Tüm yoğun

Diğer etkileri ise; • Açlık ve yetersiz beslenme problemlerinin ortaya çıkması. • Tüm yoğun girdi kullanımına karşı verimdeki artış hızının azalması. • Tek ürün (monokültür) yetiştiriciliğe bağlı olarak ekonomik esnekliğin azalması ve fiyat dalgalanmalarının ortaya çıkması. • Enerji krizi, petrol fiyatlarının yükselmesi. • Kirlenme ile sağlık problemleri arasında ilişkilerin saptanması. 29

Ø Artan nüfus beslenmesine yönelik "yeşil devrim" sıçramasında, verim artışını sınırlayan en önemli etkenlerden

Ø Artan nüfus beslenmesine yönelik "yeşil devrim" sıçramasında, verim artışını sınırlayan en önemli etkenlerden su eksikliği veya su stresini giderme yöntemleri, ilkel tekniklerden gelişmişliğe doğru çok hızlı bir atılım göstermiş, ve sulama, yüksek girdili tarımsal yöntemler içerisinde çok özel bir öneme sahip olmuştur. Ø Sulu tarımın bulunduğu doğal çevre üzerine etkileri çok sayıda araştırmacı tarafından irdelenmiştir. 30

SULU TARIMIN ÇEVRESEL ETKİLERİ, GENEL OLARAK, AŞAĞIDAKİ GİBİ ÖZETLENEBİLİR; Ø Toprak tuzlulaşması: Özellikle tuzlu

SULU TARIMIN ÇEVRESEL ETKİLERİ, GENEL OLARAK, AŞAĞIDAKİ GİBİ ÖZETLENEBİLİR; Ø Toprak tuzlulaşması: Özellikle tuzlu suyun uygulandığı veya aşırı sulama yapılan koşullarda tuzlu bir taban suyu katmanı meydana gelir, anılan katman yükselerek toprağın tuzlulaşmasına neden olur. Ø Eriyiklerin taşınmasını sağlayan aşırı su uygulanması ve tarımsal üretimde çok fazla kimyasal kullanılması ile ilişkili olarak yeraltı suyuna nitrat ve pestisitlerin bulaşması. Ø Sulama sırasında tarlayı terk eden kuyruk suları ile hareket eden agrokimyasalların yüzey sularına bulaşması. Ø Yüzey sulama sistemlerinde yüzey akışı ve yağmurlama ile ıslatılan alanlarda aşırı yüzey akışlarından dolayı toprak aşınımı ve taşınımı. Ø Su kaynaklarının korunamaması yüzünden çiftlik sularının veya hareketli kaynakların aşırı kullanılması. Ø Uygun olmayan arazi düzeltmesi (tesviye), yüzey akışları ve yağmurlama yöntemi yüzünden toprak yapısının bozulması ve toprak profilinin hasar görmesi ile ilgili olarak arazinin çökmesi. Ø Aşırı su kullanma (çeltik tarımı) ve gereğinden fazla agro-kimyasal uygulanması nedeniyle toprağın kimyasal özelliğinin değişmesi. Bunlardan önemli kimi etkileşimler, aşağıda örnekler verilerek, irdelenmiştir. 31

Tarımdaki bu problemlere alternatif olarak çevre dostu üretim sistemleri gündeme gelmiştir. . . EKOLOJİK

Tarımdaki bu problemlere alternatif olarak çevre dostu üretim sistemleri gündeme gelmiştir. . . EKOLOJİK BİYOLOJİK ORGANİK TARIM!!! 32

 Organik tarımın avantajları; Ülkemizde sentetik kimyasallar çiftçilerimizin büyük bir kısmı tarafından ya çok

Organik tarımın avantajları; Ülkemizde sentetik kimyasallar çiftçilerimizin büyük bir kısmı tarafından ya çok az kullanılmakta, ya da hiç kullanılmamaktadır. Bu nedenle ekolojik tarıma geçiş kolay olmaktadır. Üretici geliri ürüne bağlı olarak artmaktadır. (ortalama %10 artış olduğu tahmin edilmektedir) Fiyatı hızla artan kimyasal gübre, pestisit ve enerji girdilerinden tasarruf edilmektedir. Sözleşmeli tarımla üreticinin tüm ürününün alınması garanti edilmektedir. Organik ürünlerin ihraç fiyatı diğer ürünlerden % 10 -20 oranında daha yüksektir. Organik ürünlerin ihracatı ile ülkemiz tarım ürünleri için ilave bir kapasite yaratılmaktadır. Özel bilgi isteyen ekolojik tarım modeli ziraat mühendisleri için yeni bir istihdam sahaları yaratmaktadır. 33

Organik tarımın dezavantajları; v Ülkemiz tarımsal ürün arzında yıldan yıla önemli dalgalanmalar görülmektedir. Hızla

Organik tarımın dezavantajları; v Ülkemiz tarımsal ürün arzında yıldan yıla önemli dalgalanmalar görülmektedir. Hızla artıp gençleşen nüfus, tüketim düzeyinin ve çeşitliliğinin sürekli artması organik tarımın ( verimde meydana gelecek azalma nedeniyle) kısa vadede gelişmesi zor görünmektedir. v Organik tarım metoduyla bitkisel üretimde ortaya çıkan bir sorun, arazilerin çok küçük, parçalı ve birbirine yakın olmasıdır. Bu durum organik üretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü ekolojik üretim yapan bir işletmenin çevrede üretim yapan diğer klasik işletmelerde kullanılan kimyasallardan etkilenmektedir. v Organik tarım sisteminde yetiştirilen ürünlerin pazarlanması özellikle iç piyasa için yeni ve belirsiz bir konudur. 34

TEMEL ÇEVRE SORUNLARI NELERDİR? 35

TEMEL ÇEVRE SORUNLARI NELERDİR? 35

Temel Çevre Sorunları 1. Kirlilik sorunu 2. Hızlı nüfus artışı 3. Küresel ısınma ve

Temel Çevre Sorunları 1. Kirlilik sorunu 2. Hızlı nüfus artışı 3. Küresel ısınma ve iklim değişikliği 4. Doğal bitki örtüsü tahribi sorunu 5. Toprak kaynaklarının tahribi 6. Kişi başına düşen tarım alanlarının azalması 7. Su kaynaklarının azalması 8. Ozon tabakasının tahribi sorunu 9. Biyoçeşitliliğin azalması 10. Su ürünlerinin azalması 36

KİRLİLİK SORUNU • • • Su kirlenmesi Mikrobiyolojik kirlenme (su ile bağlantılı) Organik kirlenme

KİRLİLİK SORUNU • • • Su kirlenmesi Mikrobiyolojik kirlenme (su ile bağlantılı) Organik kirlenme (su ile bağlantılı) İnorganik kirlenme (su ile bağlantılı) Petrol ve Petrol Ürünleri kirlenmesi (su ile bağlantılı) Isısal kirlenme (su ile bağlantılı) Hava kirliliği Toprak kirliliği Katı Atık kirliliği Tehlikeli atıklar Gürültü kirliliği Elektro manyetik alan kirliliği 37

Su Kirlenmesi Ø Sanayiden kaynaklanan atık sular ; sanayinin türüne bağlı olarak çevrede yaptığı

Su Kirlenmesi Ø Sanayiden kaynaklanan atık sular ; sanayinin türüne bağlı olarak çevrede yaptığı fiziksel değişiklikler yanında, Ø Alıcı ortamın oksijenin tamamının tükenmesine ve toksik olmaları nedeniyle canlıların tamamen yok olmasına neden olabilirler. Su kirlenmesi aşağıda belirtilen çeşitlilikler görülür. 38

Su Kirlenmesi- Mikrobiyolojik Kirlenme Ø Et endüstrisi ve evsel atıklardan kaynaklanan bu tür kirlenme

Su Kirlenmesi- Mikrobiyolojik Kirlenme Ø Et endüstrisi ve evsel atıklardan kaynaklanan bu tür kirlenme sonucunda ; atık suların içinde bulunan bağırsak orijinli patojen mikroorganizmalar (enterik bakteriler), bulundukları alıcı ortamlardaki yoğunluklarına bağlı olarak, halk sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir. enterik bakteriler- Ortalama bir insan vücudunda 10 üzeri 13 hücre varken sindirim sisteminin içindeki mikroorganizma sayısı bunun on katı kadardır. Karbonhidrat fermantasyonu ve emilimi rolleri. 39

Su Kirlenmesi- Mikrobiyolojik Kirlenme Ø Mikroorganizmalar; atıldıkları alıcı ortam şartlarına uyamamaları ve fiziksel, kimyasal,

Su Kirlenmesi- Mikrobiyolojik Kirlenme Ø Mikroorganizmalar; atıldıkları alıcı ortam şartlarına uyamamaları ve fiziksel, kimyasal, biyolojik olaylar nedeni ile; ölmekte, yok olmakta veya etkisiz kalmakta iseler de; kirlenmenin yoğunluğu , alıcı ortamın fiziksel ve kimyasal özelliklerine bağlı olarak değişmektedir. 40

Su Kirlenmesi- Organik Kirlenme Ø Evsel ve endüstriyel atık suların, hayvan, bitki, ve tarımsal

Su Kirlenmesi- Organik Kirlenme Ø Evsel ve endüstriyel atık suların, hayvan, bitki, ve tarımsal atıkların alıcı ortam sularına karıĢmasından meydana gelen organik kirlenme; suda bulunan oksijen miktarının azalmasına neden olmaktadır. Ø Yüzeysel sulardaki oksijen miktarının (4 mg/lt) altına düĢmesi bir çok balık türünün ölmesine neden olmaktadır. Ø Organik kirleticilerin çok fazla olduğu durumlarda aeorot bakteriler, alıcı ortam su içindeki organik maddeleri parçalayıp ayrıştırırken oksijeni tüketir ve anaerobik veya septik durumlar meydana getirirler. Bu şartlar altında biyolojik ayrışım anaerobik bakteriler tarafından sürdürülür. 41

İnorganik Kirlenme • Çeşitli endüstriyel atık sularda bulunan Demir (Fe), Manganez (Mn), Klor (Cl),

İnorganik Kirlenme • Çeşitli endüstriyel atık sularda bulunan Demir (Fe), Manganez (Mn), Klor (Cl), Azot (N), Fosfor (P) gibi bir çok madde, inorganik kirlenmeye neden olur. • Bu maddelerin her birinin çevreye etkisi farklıdır Fenol (C 5 H 6 OH), Arsenik (As), Siyanür, Kadmiyum (Cd), Krom (Cr) gibi, su ürünlerinin bünyesinde birikerek, gıda maddeleri olarak tüketimleri esnasında insan sağlığını doğrudan tehdit ederler. • İnorganik kirlenmeye neden olan , çok farklı karmaşık yapıda ve çevresel etkiye sahip bu tür maddeler, alıcı ortamda yok olmadan biriktikleri için, gittikçe artan bir kirlilik meydana getirirler • Bunları doğada kararsız hale getirmenin yolu çökeltme ve seyreltmedir. 42

Ötrofikasyon Ø Yapay ve doğal gübrelerden , sentetik deterjan üretiminden kaynaklanan atık sulardaki Fosfat

Ötrofikasyon Ø Yapay ve doğal gübrelerden , sentetik deterjan üretiminden kaynaklanan atık sulardaki Fosfat miktarı; sucul hayat için bulunması gereken miktardan fazla olması, yüzeysel sularda aşırı bitki üreyerek “Ötrof” ortamlar oluşur. Ötrofikasyon olayı, yüzeysel sularda estetik kirlenmeye ve oksijen azalmasına neden olur. 43

Petrol ve Petrol Ürünleri Kirlenmesi • Tanker ve boru hatları ile taşınan petrolün sızması,

Petrol ve Petrol Ürünleri Kirlenmesi • Tanker ve boru hatları ile taşınan petrolün sızması, rafineri ve tanker kazaları sonucu meydana gelen bu tür kirlenme • Boyutu, genellikle petrol ile kaplanan alanların büyüklüğü ile ölçülür. • Petrol ve türevlerinin yoğunluğunun, deniz suyu yoğunluğundan ortalama % 10 daha az olması nedeniyle, su yüzeyinde kalan maddelerdir. • Bu tür ürünlerinin uçucu kısımlarının buharlaşmasından dolayı, hacimleri azalır ve geri kalan kısım emülsiyon proseslerine tabi tutularak suya karışır ve foto oksidasyon ve oksidasyon sonucu ayrışır. 44

Petrol ve Petrol Ürünleri Kirlenmesi ve Olumsuz Etkileri 1. Petrol ve türevlerinin, suların yüzeyinde

Petrol ve Petrol Ürünleri Kirlenmesi ve Olumsuz Etkileri 1. Petrol ve türevlerinin, suların yüzeyinde meydana getirdikleri tabakalar. ØIşık geçirgenliğini engelleyerek, ortamdaki bitkisel hayatın foto sentez olayını engellerler. ØOksijen transferinin engellenmesi nedeniyle alt tabakalardaki canlıların yaşamsal faaliyetleri için gerekli su içindeki çözünmüş oksijen miktarını azaltırlar ØDalıcı ve yüzücü kuşların; tüylerinin birbirine yapışarak, uçma yeteneklerinin ve soğuğa karşı olan dirençlerinin azalmasına, giderek kaybolmasına neden olurlar. 2. Petrol ürünlerinin dibe çöken kısmı bu bölümde yaşayan canlıları olumsuz olarak etkiler 45

Isısal Kirlenme • Isısal Kirlenme, alıcı ortamdaki doğal sıcaklığı değiştirerek ekolojik dengeyi bozan kirlenmedir.

Isısal Kirlenme • Isısal Kirlenme, alıcı ortamdaki doğal sıcaklığı değiştirerek ekolojik dengeyi bozan kirlenmedir. • Ana kaynağı, termik santraller ve endüstri soğutma sularıdır. • Alıcı ortama sıcaklığı farklı olan atık suların deşarj edilmesi aşağıdaki etkilenmelere neden olur. 46

Isısal Kirlenmenin Etkileri-Ekolojik Etkiler Ø Su sıcaklığının artması, plankton ve deniz dibi canlılarının çoğalma

Isısal Kirlenmenin Etkileri-Ekolojik Etkiler Ø Su sıcaklığının artması, plankton ve deniz dibi canlılarının çoğalma hızın da etkili olarak sudaki canlıların metabolizma hızının ve dolayısıyla yaşamlarını değişikliğe uğramasına neden olur. Örn: Mavi-yeşil algler in hızla çoğalması. Bu çoğalmaya besinsel atıklarda neden olur. 47

Isısal Kirlenmenin Etkileri- Su Kalitesine Etkiler • Sıcaklığın artması, suyun oksijene doygunluk seviyesini düşürür

Isısal Kirlenmenin Etkileri- Su Kalitesine Etkiler • Sıcaklığın artması, suyun oksijene doygunluk seviyesini düşürür • Canlıların metabolizma hızındaki değişiklik, oksijen tüketimi arttırarak anaerobik şartlar oluşturur. 48

Isısal Kirlenmenin Etkileri. Sedimantasyon Etkiler • Sıcaklığın artmasına bağlı olarak suyun içinde bulunan katı

Isısal Kirlenmenin Etkileri. Sedimantasyon Etkiler • Sıcaklığın artmasına bağlı olarak suyun içinde bulunan katı parçacıkların çökelme hızının artması deniz dibi kompozisyonun değişmesine neden olur. 49

HAVA KİRLİLİĞİ Ø Hava kirliliği ; toz, kül, is, duman, sis, buhar, gaz v.

HAVA KİRLİLİĞİ Ø Hava kirliliği ; toz, kül, is, duman, sis, buhar, gaz v. s gibi, insana ve doğadaki diğer canlı, cansız varlıklara zarar veren atmosferdeki tüm kirleticilerin varlığı. Ø Yakın Çevredeki, yakma sistemlerinden oluşan “Birincil Kirleticiler” ile Uzak çevrede oluşan “İkincil Kirleticiler” in toplamı bir bölgedeki “Hava Kirliliğini” oluşturur. Ø Konut , sanayi, enerji ve ulaşım sektöründe kullanılan yakıtlar ve bunların yakma sistemleri aracılığıyla oluşan emisyonlar , hava kirliliğini oluşturan en önemli faktördür. 50

Atmosfer Kirleticilerinin En Önemlileri • CO ve CO 2(karbon monoksit ve karbon dioksit) •

Atmosfer Kirleticilerinin En Önemlileri • CO ve CO 2(karbon monoksit ve karbon dioksit) • Hidrokarbonlar ve bunlardan türeyen Aldehit ve Keton’lar • Azot oksitleri NO ve NO 2 • Oksidanlar +(O 3, Peroksitler örn: H 2 O 2), bunlar kansorejendir. Katalaz, karaciğerde yıkılır. • Yapısında halojen (Fl, Cl, Br, I tepkimeye eğilimli ametaller) bulunanlar. • Yapısında kükürt bulunanlar (SO 2, H 2 S, SO 3, H 2 SO 4). 51

HAVA KİRLİLİĞİ • Tozlardan gazlara atmosfer kirleticilerini oluşturan en önemli iki kaynak “Sanayi” ve

HAVA KİRLİLİĞİ • Tozlardan gazlara atmosfer kirleticilerini oluşturan en önemli iki kaynak “Sanayi” ve Ulaşım’dır. • ABD verilerine göre, orijinleri itibarıyla hava kirliliği oranları şöyledir. Ulaşım % 60 Sanayi % 17 Enerji % 14 Isınma % 9 diğer…. . 52

 • Bütün bu kirleticiler nedeniyle Ozon tabakasının delinmesi ve sera olayının artması, dünyanın

• Bütün bu kirleticiler nedeniyle Ozon tabakasının delinmesi ve sera olayının artması, dünyanın ısınmasına ve iklimlerin olumsuz olarak değişmesine neden olmaktadır. • Birçok kirlilik şeklinde olduğu gibi, Hava Kirliliği de siyasi sınır tanımaz, meteorolojik koşullar yardımıyla oluştuğu ortamdan çok uzak mesafeler de etkili olur. 53

TOPRAK Ki. RLi. LiĞi • Tarımsal verimi arttırmak için kullanılan gübreler ve • Zararlılara

TOPRAK Ki. RLi. LiĞi • Tarımsal verimi arttırmak için kullanılan gübreler ve • Zararlılara karşı kullanılan zirai mücadele ilaçlarının bilinçsizce kullanılmasından kaynaklanmakta dır. 54

Toprak Kirliliği • Endüstri ve madencilik kaynaklı katı ve sıvı atıklar ile hastane ve

Toprak Kirliliği • Endüstri ve madencilik kaynaklı katı ve sıvı atıklar ile hastane ve araştırma merkezlerin den kaynaklanan radyo aktif gibi tehlikeli atıklar ve asit yağmuru şeklinde toprağa dönen hava kirliliği de toprak kirliliğinin artmasına neden olmaktadır. 55

KATI ARTIK Ki. RLi. LiĞi • Çöp adı altında evlerden ve ticarethanelerden kaynaklanan katı

KATI ARTIK Ki. RLi. LiĞi • Çöp adı altında evlerden ve ticarethanelerden kaynaklanan katı atıklar • Sanayiden kaynaklanan katı atıklar • Yeşil Alan Bitki Atıklarından 56

 • Kaynakta ayıklanıp geri kazanılmamaları nedeniyle, büyük hacimde biriktirildikleri depo alanlarının ömrünü kısaltırlar,

• Kaynakta ayıklanıp geri kazanılmamaları nedeniyle, büyük hacimde biriktirildikleri depo alanlarının ömrünü kısaltırlar, • Yeni depo alanlarının açılmasına dolayısıyla toprak kaybına neden olurlar. 57

Tehlikeli Atıklar • • • Nükleer Enerji Santralleri, Tekstil Fabrikaları, Orman Ürünleri, Mobilya ve

Tehlikeli Atıklar • • • Nükleer Enerji Santralleri, Tekstil Fabrikaları, Orman Ürünleri, Mobilya ve Aksesuar, Matbaa ve Yayıncılık, Plastik ve Lastik ürünleri, Deri ve Deri Ürünleri, Cam ve Kil Ürünleri, Akü Sanayii, Maden arama ve çıkarma gibi Üretim Endüstrileri bu kapsamdaki Tehlikeli Atık kaynaklarıdır. 58

Gürültü Kirliliği • Desibel: Ses şiddetini gösteren birim (A. Grahambell). d. B. Logaritmik birim.

Gürültü Kirliliği • Desibel: Ses şiddetini gösteren birim (A. Grahambell). d. B. Logaritmik birim. • Yani; 20 db, 10 dbden 10 kat daha şiddetli, 40 db, 10 dbden 1000 kat daha şiddetlidir. 59

Gürültü Kirliliği • İnsan kulağı, 0 -140 d. B (60 -20. 000 hertz) arası

Gürültü Kirliliği • İnsan kulağı, 0 -140 d. B (60 -20. 000 hertz) arası sesleri algılar. • Köpek: 67 -45000 hz • Kedi: 45 -64000 hz • İnek: 23 -35000 hz • At : 55 -33500 hz • Koyun: 100 -30000 hz • Fare: 1000 -91000 hz • Yarasa: 2000 -110000 hz 60

61

61

 • Sanayii, Hava Alanları, Trafik ve Eğlence Yerleri bu türden kirliliğinin önemli kaynaklarındandır.

• Sanayii, Hava Alanları, Trafik ve Eğlence Yerleri bu türden kirliliğinin önemli kaynaklarındandır. • Gürültü doğal yaşamı da etkilemekte, kuş barınaklarının bulunduğu yörelerde yavru kuşların ölmesi, diğerlerinin de çevreden uzaklaşması, dolayısıyla “Doğal Ekolojik Denge” de hızlı bir bozulmaya neden olmaktadır. 62

63

63

Bu tür kirlilikte etkili en önemli elektromanyetik dalgalar : • MD Mikro Dalga: Dalga

Bu tür kirlilikte etkili en önemli elektromanyetik dalgalar : • MD Mikro Dalga: Dalga boyu: 0. 1 -100 cm ; frekansı 0. 3 -300 GHz, 1 GHz (Giga. Hertz) =10 üssü 7 Hz. • VLF Very Low Frequence(Çok düşük frekanslı) • ELF Extremely. Low. Frequence(Çok, çok düĢük frekanslı) frekansı 50 -500 Hz 64

Mikro dalga yayan araç ve cihazlardan bazıları şunlardır. • Cep telefonu ve onların dam

Mikro dalga yayan araç ve cihazlardan bazıları şunlardır. • Cep telefonu ve onların dam veya kule antenler (baz istasyonları) • Radar • MD fırınlarını • TV ve Radyo verici antenleri • Uydu iletişim istasyonları 65

Mikro Dalgaların dokulara etkileri • • • Termal ve Kimyasal uykusuzluk, unutkanlık, baş ağrısı,

Mikro Dalgaların dokulara etkileri • • • Termal ve Kimyasal uykusuzluk, unutkanlık, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması bunama (Alzheimer), titreme (Parkinson), beyin, kalp, kanser hastalıkları, hamileliklerin riske girmesine ve DNA tahribine neden olmaktadır. çevre etkilerin den meydana gelen hastalıklardan özellikle kanserler. 66

 • Yüksek gerilim hatları (hava ve yeraltı) kanser yapıcı ELF dalgaları yayarlar •

• Yüksek gerilim hatları (hava ve yeraltı) kanser yapıcı ELF dalgaları yayarlar • Bilgisayar ekranları (filtresizse) VLF ve ELF dalgaları yayarlar. 67

Temel Çevre Sorunları Hızlı Nüfus Artışı 68

Temel Çevre Sorunları Hızlı Nüfus Artışı 68

69

69

Küresel ısınma ve iklim değişikliği 70

Küresel ısınma ve iklim değişikliği 70

71

71

72

72

73

73

74

74

75

75

76

76

77

77

78

78

79

79

Emisyon Ticareti (Karbon Ticareti) • 1997 yılında Japonya’da Kyoto Protokolü kabul edilmiştir ve Protokol

Emisyon Ticareti (Karbon Ticareti) • 1997 yılında Japonya’da Kyoto Protokolü kabul edilmiştir ve Protokol 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. • Kyoto Protokolü gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını 1990 yılına göre %5. 2 azaltmalarını öngören bir anlaşmadır. • Karbon ticareti nedir? 80

Emisyon Ticareti Emisyon ticareti, basit bir mekanizmadır. Belirlenen emisyon azaltımı hedeflerine hızla ulaşmak için,

Emisyon Ticareti Emisyon ticareti, basit bir mekanizmadır. Belirlenen emisyon azaltımı hedeflerine hızla ulaşmak için, firmalara düşük maliyetli bir pazar çerçevesi sağlayan bir sistemdir. Buna göre, sera gazı emisyonunu belirtilen hedeften daha fazla azaltan bir şirket/ülke, gerçekleştirdiği bu ek indirimi başka bir taraf şirkete/ülkeye satabilmektedir. Karbon Ticareti İstatistikleri: 2006 Toplam Ticaret Pazar Hacmi: US$ 40 milyar 2007 Toplam Ticaret Pazar Hacmi = US$ 66 milyar 81

Doğal bitki örtüsü tahribi sorunu 82

Doğal bitki örtüsü tahribi sorunu 82

83

83

84

84

85

85

86

86

87

87

88

88

89

89

Toprak Kirliliği ve Tarım 90

Toprak Kirliliği ve Tarım 90

Ø Toprak kirliliği, katı, sıvı ve radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından fiziksel ve kimyasal

Ø Toprak kirliliği, katı, sıvı ve radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulmasıdır. Toprağın yok olması şu sebeplere bağlıdır: * Erezyon * Yorulma * Çoraklaşma * Kirlenme 91

Toprak Kirliliğinin Etkileri • Tarım ilaçlarından ileri gelen toprak kirliliğinin etkileri, • Gübrelemeden ileri

Toprak Kirliliğinin Etkileri • Tarım ilaçlarından ileri gelen toprak kirliliğinin etkileri, • Gübrelemeden ileri gelen toprak kirlenmesi etkileri, • Çöp ve diğer atıklardan ileri gelen toprak kirliliğinin etkileri, 92

Tarım ilaçlarından ileri gelen toprak kirliliğinin etkileri • Tarım ilaçları; toprağın biyolojik dengesini bozarak

Tarım ilaçlarından ileri gelen toprak kirliliğinin etkileri • Tarım ilaçları; toprağın biyolojik dengesini bozarak verimliliğini düşürmektedir. Ayrıca birçok zararlıya da direnç kazandırmaktadır. Bu direnç kalıtımla devam etmektedir. Günümüz tarımında bu denli yoğunlaşan tarım ilacı kullanımının çevrede ve tabiatta birikmesi, hayvanlar ve besinler için zararlıdır. • Her ilaç formulasyonunun bitkiye tatbik edildikten sonra, etkili olabileceği bir süresi vardır. İlaçlar hem bitki zararlılarına hem de insan sağlığına etkili olmaktadır. • İlaçlanmış sebze ve meyvelerin sonucu, vücuda kalıntı geçtiği gibi, başta süt olmak üzere ilaçlı yemlerden ve otlardan hayvanlara geçen tarım ilaçları kalıntıları da vücuda geçmekte ve birikmektedir. • Kalıntı problemlerinin dışında tarım ilaçlarının insan sağlığına etkilerinden başlıcaları; akut, sub, kronik zehirlenme, allerjik, zeka bozuklukları, spesifik olmayan etkiler. 93

Gübrelemeden ileri gelen toprak kirlenmesi etkileri, • Toprağın fiziksel özellikleri gübrelemeden elde edilecek sonuçları

Gübrelemeden ileri gelen toprak kirlenmesi etkileri, • Toprağın fiziksel özellikleri gübrelemeden elde edilecek sonuçları etkilemektedir. • Fiziksel özellikleri iyi olan topraklara yapılan gübrelemelerden yüksek randıman alınmakta, aynı zamanda toprak, gübrelerin zararlı etkisinden de korunmaktadır. Oysa çok ince ve çok kaba tek türlü topraklarla, çok sıkışık veya gevşek topraklara uygulanan gübrelemelerde bitkiler, gübrelerden yeteri kadar istifade edememektedir. • Dolayısıyla toprakta gübre birikmekte ve zararlı etkiler ortaya çıkmaktadır. Aşırı gübreleme sonucu toprakta ortaya çıkan problemlerin başında asitlenme gelir. 94

Tarımsal ilaçlar genel zararları, biyoçeşitlilik üzerine etkileri Ø İlk kullanıldıkları zaman mucizevi etkileri görülen

Tarımsal ilaçlar genel zararları, biyoçeşitlilik üzerine etkileri Ø İlk kullanıldıkları zaman mucizevi etkileri görülen bu kimyasallara karşı kısa zaman içerisinde mukavemet oluşmuştur. Ø Bunun sonucunda da ilaç dozları artırılmış, daha sonraları ise değişik ve etkili ilaçlar üretilerek, kullanılmaya başlanmıştır. 95

PESTİSİT NEDİR? Pestisit: Tarım alanlarında kullanılan tüm kimyasallara pestisit denir. -İnsektisit: Böcek öldüren -Fungusit:

PESTİSİT NEDİR? Pestisit: Tarım alanlarında kullanılan tüm kimyasallara pestisit denir. -İnsektisit: Böcek öldüren -Fungusit: Mantar öldüren -Akarisit: Akarları öldüren -Herbisit: Yabancıotları öldüren -Virüsit: Virüsleri öldüren - Nematosid: Nematodları öldüren vs. 96

ZARARLILARLA MÜCADELE ÇEŞİTLERİ VE ÖRNEKLERİ • 1 - Kültürel Mücadele: Toprak işleme, Sağlam ve

ZARARLILARLA MÜCADELE ÇEŞİTLERİ VE ÖRNEKLERİ • 1 - Kültürel Mücadele: Toprak işleme, Sağlam ve Sağlıklı Bitki Yetiştirme, Budama, Gübreleme, Sulama, Bitki Artıklarının Uzaklaştırılması vs. • 2 -Mekanik Mücadele: Ezme, Toplama vs • 3 - Fiziksel Mücadele: Su altında bırakma, Soğan ve Tohumların birkaç dakika Sıcak Sudan Geçirilmesi vs. 97

 • 4 - Biyoteknik Mücadele: Cezbedici feromon tuzakları kulanmak. • 5 - Biyolojik

• 4 - Biyoteknik Mücadele: Cezbedici feromon tuzakları kulanmak. • 5 - Biyolojik Mücadele: Çeşitli Predatör, Parazit veya Parazitoid kullanılarak yapılan mücadele. • 6 - Kimyasal Mücadele: Çeşitli pestisit kullanılarak ilaçlama yapma. • 7 - Karantina Mücadele: Yasal Önlemler • 8 - Entegre Mücadele: Tüm mücadele yöntemlerinin belli bir sıra ve uygun şekilde yapılması. 98

PESTİSİT KULLANIMI VE PESTİSİTLERİN ÇEVREYE ETKİLERİ

PESTİSİT KULLANIMI VE PESTİSİTLERİN ÇEVREYE ETKİLERİ

PESTİSİTLERİN DOĞADAKİ CANLILARA OLUMSUZ ETKİLERİ • Pestisitlerin püskürtülerek uygulanması sırasında bir kısmı evaporasyon nedeniyle

PESTİSİTLERİN DOĞADAKİ CANLILARA OLUMSUZ ETKİLERİ • Pestisitlerin püskürtülerek uygulanması sırasında bir kısmı evaporasyon nedeniyle kaybolurken, bir kısmı bitki üzerinde toprak ve yüzeyinde kalmaktadır. Havaya karışan pestisit rüzgarlarla taşınmakta, yağışlarla tekrar yeryüzüne dönmekte ve hedef olmayan diğer organizmalar ve bitkilere ulaşarak, bunlarda kalıntı ve toksisiteye sebep olabilmektedir. 100

TARIM ALANLARINDA YAPILAN AŞIRI İLAÇLAMALAR ZARARLI BÖCEKLERİ BASKI ALTINDA TUTAN DOĞAL DÜŞMANLARA (FAYDALI BÖCEKLER

TARIM ALANLARINDA YAPILAN AŞIRI İLAÇLAMALAR ZARARLI BÖCEKLERİ BASKI ALTINDA TUTAN DOĞAL DÜŞMANLARA (FAYDALI BÖCEKLER ve DİĞER ORGANİZMALARA) ZARAR VERMEKTE VE DOĞAL DENGE BOZULMAKTADIR. 101

102

102

Trichogramma evanescens Orius niger Trissolcus sp. Anthocoris nemoralis 103

Trichogramma evanescens Orius niger Trissolcus sp. Anthocoris nemoralis 103

Chrysopa carnea 104

Chrysopa carnea 104

105

105

106

106

DOĞADA BULUNAN KUŞLARIN ÜREMELERİNİ ENGELLER VE NESİLLERİNİN TÜKENMESİNE SEBEP OLURLAR. 107

DOĞADA BULUNAN KUŞLARIN ÜREMELERİNİ ENGELLER VE NESİLLERİNİN TÜKENMESİNE SEBEP OLURLAR. 107

BAL ARILARININ ÖLÜMLERİNE SEBEP OLUR. AYRICA, DOĞADA BULUNAN BİR ÇOK ORGANİZMANIN ÜREMESİNİ ENGELLER VE

BAL ARILARININ ÖLÜMLERİNE SEBEP OLUR. AYRICA, DOĞADA BULUNAN BİR ÇOK ORGANİZMANIN ÜREMESİNİ ENGELLER VE ÖLÜMÜNE SEBEP OLURLAR. 108

§ Tarımsal üretimde İlaçlamadan sonra bitki ve toprak yüzeyinde kalan fazla pestisit, yağmur suları

§ Tarımsal üretimde İlaçlamadan sonra bitki ve toprak yüzeyinde kalan fazla pestisit, yağmur suları ile toprağa, oradan da yeraltı ve yer üstü su kaynaklarına ulaşabilmekte ve kirletmektedir. § Suların aşırı kirlenmesi sonucu, buradaki ekolojik denge bozulmakta ve oradaki canlılar olumsuz yönde etkilenmektedir. § Buradaki balık ve diğer canlıların bünyesine geçerek, insanların vücuduna girebilmektedir. 109

Bitkinin Pestisiti kendi bünyesine alması ve bu bitkilerin insan gıdası veya hayvan yemi olarak

Bitkinin Pestisiti kendi bünyesine alması ve bu bitkilerin insan gıdası veya hayvan yemi olarak kullanılması sonucunda Pestisitler insanların gıda zincirine girmektedirler. BALIKLARIN ÖLÜMLERİNE SEBEP OLURLAR, BALIKLARIN BÜNYESİNDE BİRİKEREK İNSAN BÜNYESİNE GEÇİŞ YAPARLAR Kümes hayvanlarında yumurta verimini düşürür. Bünyelerinde birikerek insan vücuduna girerler. 110

Pestistlerin İnsan Sağlığına etkileri: İnsan vücuduna giren pestisit miktarı belli oranda metabolizma faaliyetleri sonucu

Pestistlerin İnsan Sağlığına etkileri: İnsan vücuduna giren pestisit miktarı belli oranda metabolizma faaliyetleri sonucu uzaklaştırılmaktadır. Ancak, geriye kalan kısmı ise birikerek, akut veya kronik zehirlenmeye sebep olur. 111

Pestisitlerin vücuda en iyi girme yolu besinlerle olmaktadır. Temel besinler sebzeler, et, balık, kümes

Pestisitlerin vücuda en iyi girme yolu besinlerle olmaktadır. Temel besinler sebzeler, et, balık, kümes hayvanları vs. ’ dir. Özellikle mevsimsiz yenen sebze ve meyveler bu riski artırmaktadır. 112

Uygun kullanılmayan zirai ilaçların insanlarda akut ve kronik zehirlenmeye yol açar. Akut (Ani) Zehirlenme:

Uygun kullanılmayan zirai ilaçların insanlarda akut ve kronik zehirlenmeye yol açar. Akut (Ani) Zehirlenme: Genelde ilaçlama sırasında maske, eldiven, gözlük ve ilaçlama elbiselerinin kullanılmaması durumunda yaşanıyor. 113

Kronik (Uzun Sürede) Zehirlenme: Pestisitin uzun zaman vücuda düşük dozlarda devamlı olarak alınması ve

Kronik (Uzun Sürede) Zehirlenme: Pestisitin uzun zaman vücuda düşük dozlarda devamlı olarak alınması ve birikerek, zehirlenme meydana gelmesidir. Özellikle sebze ve meyvelerde bekleme süresine uyulmaması sonucunda bu zehirlenme türü meydana gelmektedir. 114

Kurallara uygun olarak kullanılmayan ilaçlar kanser, üreme bozuklukları ve gen mutasyonuna neden olmaktadır. Özellikle

Kurallara uygun olarak kullanılmayan ilaçlar kanser, üreme bozuklukları ve gen mutasyonuna neden olmaktadır. Özellikle çocuklarda gelişimi engellemekte ve fizyolojik bozukluklara yol açmaktadır. 115

Çoğu zaman hastalanılarak, doktora başvurulduğunda ilaç kalıntısı olduğu belirlenemiyor ya da çok zor teşhis

Çoğu zaman hastalanılarak, doktora başvurulduğunda ilaç kalıntısı olduğu belirlenemiyor ya da çok zor teşhis konulabiliniyor. Zehrin vücutta biriktiğini hastalanmadan anlamak ise hemen imkansızdır. 116

ÇİFTÇİLERİN EN FAZLA YAPTIKLARI YANLIŞ UYGULAMALAR 117

ÇİFTÇİLERİN EN FAZLA YAPTIKLARI YANLIŞ UYGULAMALAR 117

1 - YANLIŞ İLAÇ SEÇİMİ 2 - AŞIRI DOZDA KULLANIM 3 - YANLIŞ ZAMANLAMA

1 - YANLIŞ İLAÇ SEÇİMİ 2 - AŞIRI DOZDA KULLANIM 3 - YANLIŞ ZAMANLAMA 4 - GEREKSİZ İLAÇ KULLANIMI 5 - BEKLEME ( hasat ) SÜRESİ 6 - UYGUN MALZEME KULLANILMAMASI 118

İLAÇ HAZIRLARKEN VE İLAÇLAMA YAPARKEN YAPILAN HATALAR 119

İLAÇ HAZIRLARKEN VE İLAÇLAMA YAPARKEN YAPILAN HATALAR 119

120

120

121

121

122

122

123

123

124

124

KULLANILAN PESTİSİT AMBALAJLARININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE ETKİLERİ 125

KULLANILAN PESTİSİT AMBALAJLARININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE ETKİLERİ 125

Tarımsal Alanlarda Kullanılan Kimyasalların KUTULARI ÇEVREYE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ZARAR VERMEKTEDİR. Bundan Dolayı KULLANILAN İLAÇLARIN

Tarımsal Alanlarda Kullanılan Kimyasalların KUTULARI ÇEVREYE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ZARAR VERMEKTEDİR. Bundan Dolayı KULLANILAN İLAÇLARIN KUTULARI TOPLANIP UYGUN ŞEKİLDE YAKILMALIDIR. 126

EĞER TOPLANIP İMHA EDİLMEZLERSE, ÇEVRE KİRLİLİĞİNE SEBEP OLURLAR. AYRICA, KUTULARDAKİ İLAÇ KALINTILARI DİĞER CANLILARA

EĞER TOPLANIP İMHA EDİLMEZLERSE, ÇEVRE KİRLİLİĞİNE SEBEP OLURLAR. AYRICA, KUTULARDAKİ İLAÇ KALINTILARI DİĞER CANLILARA OLUMSUZ ETKİ YAPAR. 127

YİNE, BUNLAR YAĞIŞLARLA YERALTI VE YERÜSTÜ SULARINA KARIŞMAKTA, YERÜSTÜ SULARDA YAŞAYAN CANLILARIN ZEHİRLENMESİ VEYA

YİNE, BUNLAR YAĞIŞLARLA YERALTI VE YERÜSTÜ SULARINA KARIŞMAKTA, YERÜSTÜ SULARDA YAŞAYAN CANLILARIN ZEHİRLENMESİ VEYA YOK OLMASINA VE İÇME SULARIYLA DA İNSANLARA OLUMSUZ ETKİ YAPMAKTADIRLAR. 128

SONUÇ OLARAK: ZORUNLU OLMADIKÇA TARIMSAL ÜRETİMDE İLAÇ KULLANMAMALIYIZ. EĞER KULLANMAK ZORUNDAYSAK BELİRTİLEN DOZDA, UYGUN

SONUÇ OLARAK: ZORUNLU OLMADIKÇA TARIMSAL ÜRETİMDE İLAÇ KULLANMAMALIYIZ. EĞER KULLANMAK ZORUNDAYSAK BELİRTİLEN DOZDA, UYGUN ZAMANDA VE UYGUN TEKNİKLE KULLANMALIYIZ. BU ŞEKİLDE ÇEVREYE, DOĞADAKİ CANLILARA VE İNSANLARA OLUMSUZ ETKİLERİNİ EN AZA İNDİRMİŞ OLACAĞIZ. 129

ØGDO nedir? (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) ØÖncesinde öğrenilmesi Gereken Kavramlar? ØGenetik ØGen ØDNA ØNükleotit ØKromozom

ØGDO nedir? (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) ØÖncesinde öğrenilmesi Gereken Kavramlar? ØGenetik ØGen ØDNA ØNükleotit ØKromozom ØÜreme 130

Genetik • Genetik Nedir? • Genetik ya da kalıtım bilimi, biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve

Genetik • Genetik Nedir? • Genetik ya da kalıtım bilimi, biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve çeşitliliği inceleyen bir dalıdır. 131

DNA ve GENETİK KOD

DNA ve GENETİK KOD

Kromozomların içerisinde DNA’lar yer alır. DNA’nın bölümleri ise, genleri oluşturur. Kromozom nedir? Hücre çekirdeğinde

Kromozomların içerisinde DNA’lar yer alır. DNA’nın bölümleri ise, genleri oluşturur. Kromozom nedir? Hücre çekirdeğinde bulunan (ökaryot), hücre bölünmesi sırasında belirli şekil alan, kendi kopyasını yapabilen ve bazik boyalarla koyu boyanabilen ipliksi yapılar. Bileşiminde DNA ve pekçok protein çeşiti bulunan nukleoprotein yapısında birimlerdir. En önemli özellikleri, kalıtım birimi olan genleri taşımaları ve yeni nesillere aktarmalarıdır. Prokaryotlarda 133 Nerededir?

DNA Nedir? DNA NEDİR? • Deoksribonükleik asittir. • Hücrenin yönetici molekülüdür ve beslenme, solunum,

DNA Nedir? DNA NEDİR? • Deoksribonükleik asittir. • Hücrenin yönetici molekülüdür ve beslenme, solunum, üreme gibi tüm canlılık faaliyetlerini yönetir. 134

DNA Nelerden Oluşur? • DNA’nın yapısında kalıtsal özelliklerimize etki eden yapılar olan genler bulunur.

DNA Nelerden Oluşur? • DNA’nın yapısında kalıtsal özelliklerimize etki eden yapılar olan genler bulunur. • Çok sayıda nükleotitten oluşmuştur. Nükleotitler DNA’nın temel yapı birimleridir. 135

Nükleotit Adenin (A) Timin (T) Sitozin (C) Guanin (G) 136

Nükleotit Adenin (A) Timin (T) Sitozin (C) Guanin (G) 136

Nükleotitler hangi organik bazı içeriyorlarsa o bazın ismiyle adlandırılır. Örneğin adenin bazını içeren nükleotit

Nükleotitler hangi organik bazı içeriyorlarsa o bazın ismiyle adlandırılır. Örneğin adenin bazını içeren nükleotit “adenin nükleotit”, guanin bazını içeren nükleotit “guanin nükleotit” olarak adlandırılır. 137

Nükleotit 138

Nükleotit 138

DNA’da, nükleotitler bir iplik oluşturacak şekilde bir araya gelirler. Bu iplikte her zaman adeninin

DNA’da, nükleotitler bir iplik oluşturacak şekilde bir araya gelirler. Bu iplikte her zaman adeninin karşısına timin, sitozinin karşısına guanin nükleotiti gelir. 139

140

140

 • DNA, iki iplikten oluşur. Birbirinin etrafında dolanan bu iplikler, DNA’nın bükülmüş bir

• DNA, iki iplikten oluşur. Birbirinin etrafında dolanan bu iplikler, DNA’nın bükülmüş bir merdiven gibi görünmesine sebep olur. Bu şekil ikili sarmal olarak adlandırılır. 141

Aşağıdaki DNA zincirini tamamlayalım ATTGCTAATAAGGGCTG 142

Aşağıdaki DNA zincirini tamamlayalım ATTGCTAATAAGGGCTG 142

DNA nın bir zincirinde 100 adenin, 900 guanin nükleotidi varsa, bu DNA da toplan

DNA nın bir zincirinde 100 adenin, 900 guanin nükleotidi varsa, bu DNA da toplan kaç nükleotid vardır? A = T ise G ≡ S ise 100 adenin = 100 timin 900 guanin = 900 sitozin O zaman; A + T + G + S = 100 + 900 = 2000 143

DNA anne ve babadan yavrulara nasıl aktarılır? Hücre bölünmesi öncesinde hücredeki DNA molekülü miktarı

DNA anne ve babadan yavrulara nasıl aktarılır? Hücre bölünmesi öncesinde hücredeki DNA molekülü miktarı iki katına çıkar. Bu olaya DNA’nın kendisini eşlemesi adı verilir. 144

DNA anne ve babadan yavrulara nasıl aktarılır? 145

DNA anne ve babadan yavrulara nasıl aktarılır? 145

Hücre bölünmesi öncesinde hücredeki DNA molekülü miktarı iki katına çıkar. BU NASIL OLUR? DNA’nın

Hücre bölünmesi öncesinde hücredeki DNA molekülü miktarı iki katına çıkar. BU NASIL OLUR? DNA’nın iki ipliği birbirinden ayrılmaya başlar. Sitoplazmada serbest hâlde bulunan nükleotitler çekirdeğin içerisine girer ve DNA’nın açılan kısmındaki nükleotitlerle eşleşir. Bu eşleşme sırasında, adenin nükleotitin karşısına timin nükleotit, sitozin nükleotitin karşısına da guanin nükleotit gelir. 146

Sonuçta başlangıçtaki DNA molekülünün aynısı olan bir DNA molekülü daha oluşur. 147

Sonuçta başlangıçtaki DNA molekülünün aynısı olan bir DNA molekülü daha oluşur. 147

148

148

ESKİ ZİNCİR YENİ ZİNCİR 149

ESKİ ZİNCİR YENİ ZİNCİR 149

DNA, hücre bölünmesi sırasında kendini eşleyerek yapısında bulunan bilgilerin yeni oluşacak yavru hücrelere geçmesini

DNA, hücre bölünmesi sırasında kendini eşleyerek yapısında bulunan bilgilerin yeni oluşacak yavru hücrelere geçmesini sağlar. Mitoz bölünme ile oluşurlar. Bütün canlılarda DNA molekülü adenin, timin, sitozin ve guanin bazlarından oluşmasına rağmen nükleotitlerin sayısında ve dizilişindeki farklılıklar canlıların birbirinden farklı olmasını sağlar. 150

Eşeyli Üremede; sperm ve yumurta hücreleri vardır. Mayoz bölünme ile oluşurlar. İnsanın kromozom sayısı

Eşeyli Üremede; sperm ve yumurta hücreleri vardır. Mayoz bölünme ile oluşurlar. İnsanın kromozom sayısı ise 46'dır. 22'si çift otozom kromozomdur. İnsan hücresinde 1 çift de eşeysel kromozom bulunur ve toplam sayı 46 eder. Eşey kromozomları kadınlarda XX, erkeklerde XY dir. Döllenme sırasında annenin yumurtasındaki 23 kromozom, babanın spermindeki 23 kromozomla birleşir. İşte bu 46 kromozom insanın yaşamında belirleyici rol oynar. 151

SONUÇ • Nükleotitlerin DNA’daki dizilişi, hücre tarafından aminoasit zincirleri üretmek için kullanılır. • Bunlardan

SONUÇ • Nükleotitlerin DNA’daki dizilişi, hücre tarafından aminoasit zincirleri üretmek için kullanılır. • Bunlardan protein oluşur. Bir proteindeki amino asitlerin sırası, gendeki nükleotitlerin sırasına karşılık gelir. • Aradaki bu ilişkiye genetik kod denir. • Aminoasitlerin bir proteindeki dizilişi, proteinin nasıl bir üç boyutlu şekil alacağını belirler. Bu yapının şekli de proteinin fonksiyonundan sorumludur. • Hücrelerin yaşamaları ve üremeleri için gerekli hemen tüm fonksiyonları proteinler icra ederler. • DNA dizisindeki bir değişim, bir proteinin amino asit dizisini ve dolayısıyla onun şekli ve fonksiyonunu değiştirir: • BU, HÜCREDE VE ONUN BAĞLI BULUNDUĞU CANLIDA ÖNEMLİ SONUÇLARA YOL AÇABİLİR. 152

 • Video= What is DNA? 153

• Video= What is DNA? 153

 • • • • GDO Nedir? GDO’nun Tarihçesi Neden GDO? Gen Transfer Aşamaları

• • • • GDO Nedir? GDO’nun Tarihçesi Neden GDO? Gen Transfer Aşamaları Bitkilerde ve Hayvanlarda Gen Transferi GDO’nun olumlu ve olumsuz yönleri İnsan Sağlığına Etkisi GDO’nun Biyolojik Çeşitliliğe Etkisi GDO’un Çiftçiye Yararları ve Zararları Hukuki Boyut GDO’nun Dünya’daki ve Türkiye’deki Yeri Toplumun Bakış Açısı Üretilen GDO’lar Sonuç ve Alınabilecek Önlemler 154