SYLEY TELAFFUZ Syleyi Telaffuz En geni anlamyla konumay

  • Slides: 19
Download presentation
SÖYLEYİŞ ( TELAFFUZ)

SÖYLEYİŞ ( TELAFFUZ)

Söyleyiş (Telaffuz): En geniş anlamıyla konuşmayı sağlayan hareketlerin tümüne söyleyiş (telaffuz) denir. Konuşmada ses

Söyleyiş (Telaffuz): En geniş anlamıyla konuşmayı sağlayan hareketlerin tümüne söyleyiş (telaffuz) denir. Konuşmada ses tonu ve söyleyişin (telaffuzun) önemi büyüktür.

Boğumlama: Seslerden oluşan heceleri gerekli ses değerlerini vererek bazı sesler ve heceleri atlamadan, değiştirmeden

Boğumlama: Seslerden oluşan heceleri gerekli ses değerlerini vererek bazı sesler ve heceleri atlamadan, değiştirmeden doğru, güzel ve iyi anlaşılabilecek biçimde söylemektir.

Tonlama: Anlatıma duygu, düşünce, heyecan, yumuşaklık, sertlik katmak amacıyla seste yapılan farklılığa tonlama denir.

Tonlama: Anlatıma duygu, düşünce, heyecan, yumuşaklık, sertlik katmak amacıyla seste yapılan farklılığa tonlama denir. İnsan sesi ton bakımından kalın, ince ve tiz olmak üzere üçe ayrılır.

Duraklama: İnsan konuşurken nefes alıp verir. Nefes alıp vermesi de konuşmasını kısa bir süre

Duraklama: İnsan konuşurken nefes alıp verir. Nefes alıp vermesi de konuşmasını kısa bir süre duraklatır. Konuşmanın bu şekilde duraklatmasına duraklama denir.

Duraklar, düz yazıda noktalama işaretleriyle karşılanır. Bir metni okuyan kişi nefes molalarını virgül, (,

Duraklar, düz yazıda noktalama işaretleriyle karşılanır. Bir metni okuyan kişi nefes molalarını virgül, (, ) nokta (. ), noktalı virgül (; ) gibi noktalama işaretlerine denk getirir. Örnek: Her insan, / başarıya ulaşabilir. / Bunun için önce hedef belirlemeli, / sonra bir çalışma planı yapılmalıdır.

Durak yerleri sadece düzyazılarda değil, şiirlerde de vardır. Durak yerleri aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerde

Durak yerleri sadece düzyazılarda değil, şiirlerde de vardır. Durak yerleri aruz ölçüsüyle yazılmış şiirlerde aruz kalıplarıyla sağlanırken, hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde hece sayısının eşitliği ile sağlanır. Örneğin aşağıdaki dizeler “ 6+5” duraklı olarak yazılmıştır. Bülbül ne yatarsın / yaz bahar oldu. Çağrışup ötmenin / zamanı geldi. Serviler yeşerdi / çiçekler doldu. Cana can katmanın / zamanı geldi Gevheri

Ulama: Ünsüzle biten kelimenin ünlüyle başlayan kelimeye bağlı okunmasına ulama denir. Ulama yazıda gösterilmez,

Ulama: Ünsüzle biten kelimenin ünlüyle başlayan kelimeye bağlı okunmasına ulama denir. Ulama yazıda gösterilmez, okurken ya da konuşurken yapılır. Sözcükler arasında herhangi bir noktalama işareti varsa ulama yapılmaz. Örnek: Gönlünü şirinin aşkı sarınca Yol almış hayatın ufuklarınca. O hızla dağları Ferhat yarınca Başlamış akmaya çoban çeşmesi

Vurgu: Konuşma sırasında bazı sözcük veya hecelerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine

Vurgu: Konuşma sırasında bazı sözcük veya hecelerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine vurgu denir. Vurgu ikiye ayrılır:

a) Sözcük (Kelime) Vurgusu Konuşma sırasında bazı hecelerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli

a) Sözcük (Kelime) Vurgusu Konuşma sırasında bazı hecelerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine denir. Anlatımda vurgu söze duygu değeri katar; söylenen sözün daha anlaşılır olmasını sağlar ve ahengi canlandırır.

* Türkçede genel olarak vurgu son hecededir. Örnek: Gözlük, yumurta, çekingen, açık, arkadaş *Kelimelere

* Türkçede genel olarak vurgu son hecededir. Örnek: Gözlük, yumurta, çekingen, açık, arkadaş *Kelimelere ek eklendiğinde, vurgu son heceden bu eke geçer. Örnek: Kitap – Kitapçılık – Kitapçılar

*Yer isimlerinde vurgu ilk hecededir. Örnek: Ankara - İstanbul *“-istan” ile biten yer isimlerinde

*Yer isimlerinde vurgu ilk hecededir. Örnek: Ankara - İstanbul *“-istan” ile biten yer isimlerinde vurdu son hece üzeründedir. Örnek: Türkistan, Hindistan, Yunanistan

*Ünlemlerde vurgu ilk hece üzerindedir. Örnek: Haydi! Aferin! İmdat! *Kimi belirteçlerde vurgu ilk hece

*Ünlemlerde vurgu ilk hece üzerindedir. Örnek: Haydi! Aferin! İmdat! *Kimi belirteçlerde vurgu ilk hece üzerinde bulunur. Örnek: Şimdi, yarın

*-me/-ma olumsuzluk eki vurguyu kendinden önceki heceye atar. Örnek: İstemedim, gelme, sormadım *Geniş zamanın

*-me/-ma olumsuzluk eki vurguyu kendinden önceki heceye atar. Örnek: İstemedim, gelme, sormadım *Geniş zamanın olumsuzu olan –mez/-maz vurguyu kendi üzerine çeker. Örnek: bilmezsin, duyamazdık

*Soru edatı “mı, mi, mu, mü” vurguyu kendinden önceki kelimenin son hecesine atar. Örnek:

*Soru edatı “mı, mi, mu, mü” vurguyu kendinden önceki kelimenin son hecesine atar. Örnek: Gülüyor musun? Ağlayacak mıyım? *-leyin ekinde vurgu bulunmaz. Örnek: Geceleyin, akşamleyin, sabahleyin

*Birleşik kelimeler vurgu genellikle ilk sözcüğün son hecesindedir. Örnek: Çanakkale, başköşe *Ek fiilin “i-di,

*Birleşik kelimeler vurgu genellikle ilk sözcüğün son hecesindedir. Örnek: Çanakkale, başköşe *Ek fiilin “i-di, i-miş, i-se, i-ken” çekimleri vurguyu çekmez. Örnek: Gençken, yokmuş, kapatıyordu.

*Küçültme anlamı veren “ca, ce, ça, çe” kendi üzerine çeker. Örnek: Yavaşça yaklaştım yanına.

*Küçültme anlamı veren “ca, ce, ça, çe” kendi üzerine çeker. Örnek: Yavaşça yaklaştım yanına. *Küçültme anlamı yoksa vurgu “ca, ce, ça, çe” ekinden önceki hecededir. Örnek: Çocukça bir davranış bu. (gibilik) Türkçe düşünüp yazalım. (dil) Boyunca çocuğu vardı. (kadar)

b) Cümle Vurgusu Konuşma sırasında bazı sözcüklerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine

b) Cümle Vurgusu Konuşma sırasında bazı sözcüklerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine denir. * Türkçede vurgulu sözcük (öğe) yükleme en yakın sözcüktür. * Vurgulu öğe aynı zamanda cümlenin de en önemli öğesidir. Örnek: O elbiseyi dün ben pazardan aldım. Ben o elbiseyi pazardan dün aldım.

HAZIRLAYAN: Mehmet Fatih GÜLLÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRT.

HAZIRLAYAN: Mehmet Fatih GÜLLÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRT.