SOSYAL PSKOLOJ Sosyal Psikoloji Kiilerin davran duygu ve

  • Slides: 99
Download presentation
SOSYAL PSİKOLOJİ

SOSYAL PSİKOLOJİ

 Sosyal Psikoloji; Kişilerin davranış, duygu ve düşüncelerinin başkalarının gerçek, hayal edilen ya da

Sosyal Psikoloji; Kişilerin davranış, duygu ve düşüncelerinin başkalarının gerçek, hayal edilen ya da vardanan davranış ya da özelliklerinden nasıl etkilendiğinin bilimsel yollarla incelenmesidir.

SOSYAL BİLİŞ

SOSYAL BİLİŞ

 Biriyle ilk karşılaştığımızda, beklenti ve davranışlarımızı uygun bir şekilde düzenleyebilmek için o kişi

Biriyle ilk karşılaştığımızda, beklenti ve davranışlarımızı uygun bir şekilde düzenleyebilmek için o kişi hakkında bazı şeyleri öğrenmeye çalışırız. Ancak, gerekli bilgilere ulaşmak, çoğu zaman oldukça zordur. Bu nedenle, başkalarına ilişkin ilk izlenimlerimizi sınırlı bilgilere ya da çok az sayıda ipucuna dayanarak oluşturmak zorunda kalırız.

İzlenim Oluşturma

İzlenim Oluşturma

 İnsanlara ilişkin ilk izlenimlerimizi nasıl oluştururuz? Hangi Bu dışsal ipuçlarını kullanırız? ilk izlenimler

İnsanlara ilişkin ilk izlenimlerimizi nasıl oluştururuz? Hangi Bu dışsal ipuçlarını kullanırız? ilk izlenimler ne kadar doğrudur?

ŞEMALAR

ŞEMALAR

 Biriyle ille kez karşılaştığımızda öncelikle, o kişinin giysileri, mimikleri, konuşma biçimi, ses tonu,

Biriyle ille kez karşılaştığımızda öncelikle, o kişinin giysileri, mimikleri, konuşma biçimi, ses tonu, elimizi ne kadar sert sıktığı gibi çok sayıda özelliği dikkatimizi çeker. Daha sonra bu ipuçlarına dayanarak ilgili kişiyi kafamızda hali hazırda varolan bir kategoriye koyarız.

 Ne kadar az bilgi sahibi olduğumuza, bu bilgilerin birbirleriyle çelişiyor olabileceğine ve başkalarına

Ne kadar az bilgi sahibi olduğumuza, bu bilgilerin birbirleriyle çelişiyor olabileceğine ve başkalarına ilişkin izlenimlerimizde geçmişte kaç kez yanıldığımıza bakmaksızın, yine de insanları ilk karşılaşmalarımızda, sınıflandırır ve ilgili kategoriye yerleştiririz.

 İnsanlar hakkında, geçmiş yaşantılarımız temelinde oluşturulan inanç ve beklentiler olarak tanımlanan bir şemanın,

İnsanlar hakkında, geçmiş yaşantılarımız temelinde oluşturulan inanç ve beklentiler olarak tanımlanan bir şemanın, ilgili kategori içindeki her bireye uygulanabileceğini varsayarız.

 Örneğin, eğer bir kadın beyaz önlük giymiş ve boynunda da stetoskop asılı ise,

Örneğin, eğer bir kadın beyaz önlük giymiş ve boynunda da stetoskop asılı ise, doğal olarak bu kadını bir doktor olarak sınıflandırabilir ve onun yüksek düzeyde eğitimli, hastalık ve tedavileri hakkında bilgili, reçete yazmaya yetkili birisi olduğu sonucuna varırız. Çoğu insanın doktor şeması benzer özellikleri kapsar.

Şemalar çok sayıda önemli işleve sahiptir. İlk olarak, şemalar bizim başka insanlar hakkında vardamalarda

Şemalar çok sayıda önemli işleve sahiptir. İlk olarak, şemalar bizim başka insanlar hakkında vardamalarda bulunmamızı sağlar. Örneğin, dostça davranan birinin, büyük bir olasılıkla iyi huylu olduğunu, bir davetimizi kabul edebileceğini ya da bize küçük bir yardımda bulunmaktan kaçınmayacağını varsayarız. Bunlardan emin olmayabiliriz, fakat, dost canlısı şemamız bizi bu tür vardamaları yapmaya yönlendirir.

 Yine, şemalar bilgiyi nasıl anımsadığımız ve yorumladığımız konusunda da çok önemli bir rol

Yine, şemalar bilgiyi nasıl anımsadığımız ve yorumladığımız konusunda da çok önemli bir rol oynar. Örneğin, bir çalışmada, deneklerin bir kısmına dost canlısı, girişken kişiler hakkında, diğer denek grubuna ise aydın kişiler hakkında bilgi verileceği söylenmiştir. Daha sonra her iki grup deneğe de 50 kişiden oluşan bir grup hakkında aynı bilgi verilmiş ve bu gruptaki kişilerden ne kadarının aydın ne kadarının da dost canlısı olduğu sorulmuştur.

 Dost canlısı kişiler hakkında bilgi edineceği beklentisi içinde olan denekler, gruptaki dost canlısı

Dost canlısı kişiler hakkında bilgi edineceği beklentisi içinde olan denekler, gruptaki dost canlısı kişi sayısını dramatik bir biçimde olduğundan çok daha fazla tahmin ederken, aydın kişiler hakkında bilgi edinecekleri beklentisini geliştirmiş olan denekler ise gruptaki aydın sayısını gerçekte olduğundan daha da fazla tahmin etmişlerdir. Dahası, her iki denek grubu da beklentileriyle tutarlı olmayan çoğu ayrıntıyı unutmuştur. Kısaca, denekler ne beklemişlerse onu duymak ve hatırlamak eğiliminde olmuşlardır.

 Şemalar insanlar hakkında aslında hiçbir zaman gözlemediğimiz şeyleri de "hatırlatarak" bizi tuzağa düşürebilirler.

Şemalar insanlar hakkında aslında hiçbir zaman gözlemediğimiz şeyleri de "hatırlatarak" bizi tuzağa düşürebilirler. Çoğumuz için, utangaçlık, sessizlik ve kendi düşünceleriyle meşgul olma hali, içedönüklük şeması ile ilgili kişilik özelliklerini ifade eder.

 Eğer Aylin’in utangaç olduğunu fark edersek, büyük bir olasılıkla onu içedönük birisi olarak

Eğer Aylin’in utangaç olduğunu fark edersek, büyük bir olasılıkla onu içedönük birisi olarak sınıflandırırız. Daha sonra da onu kendi düşünceleri ile ilgili gibi görünen biri olarak “hatırlayabiliriz. " Diğer bir deyişle, Aylin’in içedönük biri olarak düşünmek, onun kişiliğinin bütün gizli yanlarını hesaba katma zahmetinden bizi kurtarır. Ancak, eğer şemamıza ait olan, fakat Aylin’de gerçekte bulunmayan nitelikleri de ona yüklersek, bu tür bir düşünce bizi hatalara yöneltebilir.

 Arkadaş, meslektaş ve sevgili olduğumuz ya da olabileceğimiz insanlar, bizim için çok önemli

Arkadaş, meslektaş ve sevgili olduğumuz ya da olabileceğimiz insanlar, bizim için çok önemli olduğundan ilk karşılaştığımız andan itibaren onları şemalarımız temelinde tartarız. Genel şemalarımızdan yola çıkarak çabucak bir ilk izlenim oluştururuz. Zamanla, onlarla etkileşime devam ettiğimiz sürece, zihinsel dosyalarımıza onlar hakkında yeni bilgiler ekleriz.

 Ancak, bu kişilerle daha sonraları paylaştığımız yaşantılar, genellikle, ilk izlenimlerimiz kadar bizi etkilemez.

Ancak, bu kişilerle daha sonraları paylaştığımız yaşantılar, genellikle, ilk izlenimlerimiz kadar bizi etkilemez. Bu öncelik etkisi konusundaki ilk araştırma Solomon Asch tarafından gerçekleştirilmiştir. Asch, hedef kişinin özelliklerini tanımlayan iki listeden birini deneklere vermiştir.

 Listelerin biri olumlu kişilik özellikleriyle başlayıp (örn. “çalışkan”) olumsuz özelliklerle bitmekteydi (örn. ,

Listelerin biri olumlu kişilik özellikleriyle başlayıp (örn. “çalışkan”) olumsuz özelliklerle bitmekteydi (örn. , "inatçı"). Diğer listede ise aynı özellikler bunun tam tersi bir sırada sunulmuştu. Deneyde tanımlanan kişilere ilişkin olarak, olumludan olumsuza doğru sıralanan listeyi okuyan denekler, aynı listeyi olumsuzdan olumluya doğru sıralanmış halde okuyanlardan daha fazla olumlu izlenim oluşturmuşlardır.

 Öncelik etkisi; Bir kişi hakkında izlenim oluştururken o kişi hakkında edinilen ilk bilgilerin,

Öncelik etkisi; Bir kişi hakkında izlenim oluştururken o kişi hakkında edinilen ilk bilgilerin, sonraki bilgilerden daha fazla ağırlık taşıması olgusu.

 Buna dayanarak, Asch, kişi hakkında edinilen ilk izlenimlerin daha sonra ulaşılan bilgileri değerlendirmek

Buna dayanarak, Asch, kişi hakkında edinilen ilk izlenimlerin daha sonra ulaşılan bilgileri değerlendirmek için bir bağlam yarattığı sonucuna varmıştır. Tanıdık birini zaten seviyorsanız, daha sonra onda göreceğiniz küçük bir kusur ya da hatayı kolayca affedebilirsiniz. Tersine, başkasının sizde bıraktığı ilk izlenim olumsuz ise, o kişi ağzıyla kuş tutsa da, olumlu nitelikleri olduğuna inanmayı reddedebilirsiniz.

 Öncelik etkisine ilişkin çok daha yeni bir açıklama, insanların düşünen "bilişsel cimriler" olduğunu

Öncelik etkisine ilişkin çok daha yeni bir açıklama, insanların düşünen "bilişsel cimriler" olduğunu öne süren, Susan Fiske ve Shelley Taylor (1984) tarafından yapılmıştır. Onlara göre, bir kişi hakkında öğrendiğimiz her ince ayrıntıyı yorumlamak için uğraşmak yerine, zihinsel çabalarımızı pintice kullanmayı tercih ederiz.

 Bir kere biri hakkında bir izlenim oluşturmuşsak, bu sonuca hiç incelemeden veya önyargılarımıza

Bir kere biri hakkında bir izlenim oluşturmuşsak, bu sonuca hiç incelemeden veya önyargılarımıza dayanarak ulaşmış olsak bile, hali hazırda bildiğimize (ilk izlenimlerimize) inanmayı yeğler, incelememizi orada keseriz.

 İnsanlar, ilk izlenimlerden sakınmaları için uyarıldıklarında ya da başkalarına ilişkin bilgiyi yavaş ve

İnsanlar, ilk izlenimlerden sakınmaları için uyarıldıklarında ya da başkalarına ilişkin bilgiyi yavaş ve dikkatli bir şekilde yorumlamaları için özendirildiklerinde, öncelik etkisi zayıflamakta hatta etkisizleşebilmektedir. Ancak, genel olarak, ilk izlenim kalıcı olan izlenimdir ve doğru olmadığı zaman bile davranışımızı etkileyebilir.

 Bir çalışmada Mark Snyder ve William Swann, denek çiftlerinden yarışmaya dayanan bir oyun

Bir çalışmada Mark Snyder ve William Swann, denek çiftlerinden yarışmaya dayanan bir oyun oynamalarını istemişler ve her çiftin bir üyesine diğer kişinin düşmanca ya da dostça davranan biri olduğunu söylemişlerdir. Eşlerinin düşmanca davranan biri olduğuna inandırılan denekler ile, bunun tersine inandırılan denekler arasında, karşılarındaki kişiye gösterdikleri davranış açısından fark gözlenmiştir.

 Bunun sonucunda, düşmanca davranılan denekler gerçekten de düşmanca davranışlar göstermeye başlamışlardır. Üstelik, bu

Bunun sonucunda, düşmanca davranılan denekler gerçekten de düşmanca davranışlar göstermeye başlamışlardır. Üstelik, bu kişiler daha sonra, onlar hakkında hiçbir beklentileri olmayan yeni oyuncularla eşleştirildiklerinde de düşmanca tutum sergilemeye devam etmişlerdir.

 Karşısındakinin düşmanca davranacağı beklentisi, görünüşe göre, kişide gerçek saldırganlığa yol açmakta ve bu

Karşısındakinin düşmanca davranacağı beklentisi, görünüşe göre, kişide gerçek saldırganlığa yol açmakta ve bu davranış kalıcı olmaktadır. Bir başka kişide beldendik davranışları bu yolla ortaya çıkardığımızda, bizim izlenimimiz kendini doğrulayan kehanete dönüşmüş olmaktadır.

 Kendini doğrulayan kehanet; Başka birine ilişkin beklentilerin, o kişinin beklentileri doğrulayacak biçimde davranmasına

Kendini doğrulayan kehanet; Başka birine ilişkin beklentilerin, o kişinin beklentileri doğrulayacak biçimde davranmasına yol açan süreç.

KALIPYARGILAR

KALIPYARGILAR

 Kalıpyargı, bir sosyal kategorinin bütün üyeleri tarafından paylaşıldığına inanılan özellikler topluluğudur. Kalıpyargı, cinsiyet,

Kalıpyargı, bir sosyal kategorinin bütün üyeleri tarafından paylaşıldığına inanılan özellikler topluluğudur. Kalıpyargı, cinsiyet, ırk, meslek, fiziksel görünüş, yerleşim yeri ve bir örgüt ya da gruba üye olma gibi ayırt edici bir özelliğe dayanan belirli bir şema türüdür.

 İnsanlara ilişkin ilk izlenimlerimiz bir kalıpyargı tarafından yönlendirildiğinde, onların özelliklerini yalnızca ait oldukları

İnsanlara ilişkin ilk izlenimlerimiz bir kalıpyargı tarafından yönlendirildiğinde, onların özelliklerini yalnızca ait oldukları sosyal kategori temelinde çıkarsamaya çalışırız ve kalıpyargılarımızla uyuşmayan bireysel özelliklerini ise göz ardı ederiz. Sonuçta, bu kişiler hakkındaki bilgileri yanlış veya seçici olarak hatırlayabilir ve böylece başlangıçtaki kalıpyargımızı koruruz.

 Örneğin, bir kişiyi ilk bakışta erkek ya da kadın olarak sınıflandırabilirsiniz. Bir kez

Örneğin, bir kişiyi ilk bakışta erkek ya da kadın olarak sınıflandırabilirsiniz. Bir kez kişiyi bu sınıflandırmaya tabi tuttunuz mu, artık o kişiyle sonraki etkileşimleriniz sırasında, kendi algılarınızdan daha çok, ilgili cinsiyet rolüne ilişkin kalıpyargınıza dayanabilirsiniz. Kadınlara yönelik başat kalıpyargılardan biri, onların duygusal, kolay heyecana kapılan, evcimen ve nazik oldukları yönündedir.

 Böylece, izleniminiz belirli bir kişi hakkında güvenilir bilgilerden çok, yalnızca basit kalıpyargılara dayandığı

Böylece, izleniminiz belirli bir kişi hakkında güvenilir bilgilerden çok, yalnızca basit kalıpyargılara dayandığı için, bir kadının bu özelliklere sahip olmasını bekleyebilirsiniz; onun böyle olmadığını anlayınca da hayal kırıklığına uğrarsınız.

 Kalıpyargılar kolayca kendini doğrulayan kehanet için bir temel oluşturabilir. Snyder, Tanke ve Berscheid,

Kalıpyargılar kolayca kendini doğrulayan kehanet için bir temel oluşturabilir. Snyder, Tanke ve Berscheid, birbirlerini tanımayan üniversite öğrencisi erkek ve kızları eşleştirmiş ve her çiftin telefonda görüşebileceği bir düzenleme yapmıştır. Telefon görüşmelerinden önce her erkek öğrenciye telefonda görüşeceği varsayılan kişinin bir vesikalık fotoğrafı gösterilmiştir. Aslında fotoğraflar seçkisiz olarak atanan ve fiziksel görünüm açısından çekici olan ya da çekici olmayan bir kadına aittir.

 Çekicilik, girişkenlik ve sosyal beceri üstünlüğünü de içeren bir kalıpyargıyı beraberinde taşır. Bu

Çekicilik, girişkenlik ve sosyal beceri üstünlüğünü de içeren bir kalıpyargıyı beraberinde taşır. Bu nedenle, deneydeki erkekler, çekici eşlerinin bu nitelikleri sergileyeceklerini, çekici olmayanların ise sosyal açıdan çekingen, biraz kaba ve fazla ciddi olacaklarını beklemişlerdir.

 Bu tür beklentiler erkeklerin birbirine tabana zıt davranışlar göstermelerine yol açmıştır. Çekici bir

Bu tür beklentiler erkeklerin birbirine tabana zıt davranışlar göstermelerine yol açmıştır. Çekici bir kadınla konuştuğunu düşünen erkekler, sıcak, dostça bir tavırla ve oldukça candan konuşmuşlar ve karşılığında kadınlar da oldukça dostça ve sıcak bir şekilde davranmışlardır.

 Çekici olmayan bir kadınla konuştuğunu düşünen erkekler ise, soğuk ve mesafeli bir biçimde

Çekici olmayan bir kadınla konuştuğunu düşünen erkekler ise, soğuk ve mesafeli bir biçimde konuşmuşlar ve bu durumda kadınlar soğuk ve mesafeli bir tepkiyle karşılık vermişlerdir. Böylece kalıpyargılar hayata geçirilerek, erkeklerin algısını ve davranışlarını yönlendirmiş ve erkeklerin davranışları da, dolaylı olarak kadınları bu kalıpyargılara uygun davranmaya zorlamıştır.

 Buraya kadar, insanların başkalarına ilişkin izlenimleri nasıl oluşturduğunu ve bu izlenimlerin davranışları nasıl

Buraya kadar, insanların başkalarına ilişkin izlenimleri nasıl oluşturduğunu ve bu izlenimlerin davranışları nasıl etkilediğini gördük. Ancak, sosyal algı, basit izlenim oluşturmanın da ötesine gider. İnsanların neden belirli bir şekilde davrandıklarını anlamak için, onların davranışlarına bir anlam vermeye de çalışırız.

Yükleme

Yükleme

 Yükleme kuramı; İnsanların, davranışların nedenleri hakkında nasıl karar verdikleri sorusuna yanıt arayan kuram.

Yükleme kuramı; İnsanların, davranışların nedenleri hakkında nasıl karar verdikleri sorusuna yanıt arayan kuram.

Bir arkadaşınızla süpermarkette karşılaştığınızı düşünün. Onu içten, hararetle selamlıyorsunuz ama o size soğuk bir

Bir arkadaşınızla süpermarkette karşılaştığınızı düşünün. Onu içten, hararetle selamlıyorsunuz ama o size soğuk bir şekilde isteksizce bir "merhaba" deyip geçiyor. Doğal olarak bu durumu garip karşılar ve neden bu şekilde davrandığını anlamak istersiniz. Arkadaşınız o ortamdaki bir şey yüzünden mi öyle davrandı? Belki de ona kırıcı bir şey söylediniz; belki markette aradığı bir şeyi bulamadı. Belki de karamsarlık, kibirlilik gibi kişisel bir özellik onu bu şekilde davranmaya itti. Açıkçası, sosyal etkileşimlerde bu açıklamalardan hangisinin doğru olduğu çok büyük farklılıklara yol açar.

DAVRANIŞIN AÇIKLAMASI

DAVRANIŞIN AÇIKLAMASI

 Sosyal etkileşim, davranışın nedenleri hakkında bizi açıklamalarda bulunmaya iten yukarıdaki gibi pek çok

Sosyal etkileşim, davranışın nedenleri hakkında bizi açıklamalarda bulunmaya iten yukarıdaki gibi pek çok örnekle doludur. Özellikle beklenmedik ya da can sıkıcı bir şey olduğunda onu merak eder ve nedenlerini anlamaya çalışırız. Sosyal psikologlar bu değerlendirme sürecini yordanabilir şekilde ele aldığımızı açığa çıkarmışlardır. Bu alandaki bulgular ve onlardan çıkarsanan ilkeler yükleme kuramının temelini oluşturur.

 İlk yükleme kuramcısı Fritz Beider, ele alınan bir davranışın en basit veya “naif”

İlk yükleme kuramcısı Fritz Beider, ele alınan bir davranışın en basit veya “naif” düzeyde bir açıklamasının içsel ya da dışsal bir nedene yüklenebileceğini, fakat hiçbir zaman ikisine birden yüklenemeyeceğini öne sürmüştür.

 Bu durumda, bir sınıf arkadaşınızın randevusuna gelmemesini ya onun tembelliğinin (kişisel bir etken

Bu durumda, bir sınıf arkadaşınızın randevusuna gelmemesini ya onun tembelliğinin (kişisel bir etken - içsel yükleme) ya da trafik sıkışıklığının (çevresel bir etken - dışsal yükleme) neden olduğunu söyleyebilirsiniz.

 Gözlenen bir davranışa kişinin içindeki ya da dışındaki bir etkenin neden olduğuna nasıl

Gözlenen bir davranışa kişinin içindeki ya da dışındaki bir etkenin neden olduğuna nasıl karar veririz? Bir başka etkili yükleme kuramcısı Harold Kelleye göre, davranışın nedenlerini belirlemede üç tür bilgiye dayanırız: belirginlik, turarlılık ve yaygınlık.

 Örneğin, öğretmeniniz sizinle konuşmak için dersten sonra biraz kalmanızı isterse, büyük bir olasılıkla,

Örneğin, öğretmeniniz sizinle konuşmak için dersten sonra biraz kalmanızı isterse, büyük bir olasılıkla, bu isteğin altında ne yattığını, kendinize üç soru sorarak kestirmeye çalışırsınız.

İlk olarak, öğretmenin isteği ne kadar belirgin? Aynı öğretmen sıklıkla diğer öğrencilerden de konuşmak

İlk olarak, öğretmenin isteği ne kadar belirgin? Aynı öğretmen sıklıkla diğer öğrencilerden de konuşmak için dersten sonra beklemelerini ister mi (düşük belirginlik) yoksa bu tür bir istek oldukça olağan dışı mı (yüksek belirginlik)? Eğer sıklıkla öğrencilerden konuşmak için kalmalarını istiyorsa, öğretmenin sizinle konuşmak için kişisel nedenleri olduğu sonucunu çıkanrsınız. Fakat, öğretmenin isteği oldukça belirgin ise onun isteğinin altında yatan nedenin, onunla ilgili değil de size ilişkin bir şeyler olduğu sonucuna varırsınız.

İkinci olarak, öğretmenin davranışı ne kadar tutarlı? Öğretmeniniz sürekli olarak (tutarlılıkla) sizinle konuşmak için

İkinci olarak, öğretmenin davranışı ne kadar tutarlı? Öğretmeniniz sürekli olarak (tutarlılıkla) sizinle konuşmak için dersten sonra kalmanızı düzenli olarak ister mi (yüksek tutarlılık) yoksa bunu ilk kez mi istiyor (düşük tutarlılık)? Daha önceleri, öğretmeniniz sizden bunu tutarlı olarak istemişse, bunun da diğerleriyle benzer bir durum olduğunu tahmin edersiniz. Ancak, bu istek geçmiş davranışlarla tutarlı değilse, o zaman o anda olan, belki de sınıfta söylediğiniz bir şeyin öğretmeninizin sizinle özel bir konuşma yapmak istemesinde rol oynayıp oynamadığını merak edersiniz.

Son olarak, başkalarının benzer davranışlarının yaygınlığı nedir? Diğer öğretmenler de konuşmak için dersten sonra

Son olarak, başkalarının benzer davranışlarının yaygınlığı nedir? Diğer öğretmenler de konuşmak için dersten sonra kalmanızı ister mi (yüksek yaygınlık) yoksa yalnızca adı geçen öğretmen mi bu tür isteklerde bulunur (düşük yaygınlık)? Eğer öğretmenlerinizin sizinle bu şekilde konuşmaları yaygın bir tutumsa, bu istek büyük bir olasılıkla bazı dışsal etkenlerden kaynaklanmaktadır. Ancak, şimdiye kadar sizinle özel olarak konuşmak isteyen tek öğretmen o ise onun davranışından o kişideki içsel bir güdü veya ilgi gibi belirli bir şeyin sorumlu olması gerekir.

 Belirginlik, tutarlılık ve yaygınlık hakkındaki bu sorulara vereceğiniz yanıtlar ele alınan davranışa neyin

Belirginlik, tutarlılık ve yaygınlık hakkındaki bu sorulara vereceğiniz yanıtlar ele alınan davranışa neyin neden olduğu ve buna en uygun nasıl tepki verileceği konusunda karar vermenize yardım erler.

Öğretmeninizin kendisiyle ilgili bazı nedenlerden dolayı sizinle konuşmak istiyor olduğu sonucuna vanrsanız, gerçekten onun

Öğretmeninizin kendisiyle ilgili bazı nedenlerden dolayı sizinle konuşmak istiyor olduğu sonucuna vanrsanız, gerçekten onun ne istediğini öğreninceye kadar, derste kalan zamanı çok da fazla merak etmeksizin geçirirsiniz. Ancak, sizin kendi davranışlarınız gibi dışsal güçlerin öğretmenin bu isteğine kaynaklık etmiş olduğunu düşünürseniz başınızın belada olabileceğinden kuşkulanır ve ders sonuna kadar olan zamanı korkuyla savunmanızı hazırlayarak geçirirsiniz.

YANLILIKLAR

YANLILIKLAR

 Yükleme yaparken, belirli bir davranışa ilişkin olarak doğru nedenleri tahmin ettiğinizi düşünürsünüz. Araştırmalar

Yükleme yaparken, belirli bir davranışa ilişkin olarak doğru nedenleri tahmin ettiğinizi düşünürsünüz. Araştırmalar bu tahminlerin bir çok yanlılığa açık olduğunu göstermektedir. Çok önemli bir yanlılık, kendi davranışlarımızı çevresel etkenlere, başkalarının davranışlarını ise içsel veya kişisel etkenlere yükleme konusundaki genel eğilimimizdir.

 Siz, kayak pistinde düşmenize, aşağıya doğru hızla kayarken uzaktan görünmeyen bir tümseğin ve

Siz, kayak pistinde düşmenize, aşağıya doğru hızla kayarken uzaktan görünmeyen bir tümseğin ve yerlerin fazla buzlanmış olmasının neden olabileceğini düşünürken, arkadaşınız, yere yuvarlanmanızı sizin deneyimsizliğinize, dönüşlerdeki dikkatsizliğinize veya hantallığınıza yükleyebilir. .

 Bir davada savcı, "sanık bunu kasten yapmıştır ve suçlanmayı hak etmiştir" diyerek jüriyi

Bir davada savcı, "sanık bunu kasten yapmıştır ve suçlanmayı hak etmiştir" diyerek jüriyi ikna etmeye çalışırken, savunma avukatı müvekkilinin "koşulların kurbanı olduğuna ve suçlanmaması gerektiğine" işaret edebilir.

 Başkalarının davranışlarını değerlendirirken kişisel etkenlere çok fazla ağırlık vermek genel bir eğilim olduğu

Başkalarının davranışlarını değerlendirirken kişisel etkenlere çok fazla ağırlık vermek genel bir eğilim olduğu için bir psikolog bunu temel yükleme hatası olarak isimlendirmiştir.

 Temel yükleme hatası; Kendi davranışlarımızı değerlendirirken çevresel etkenleri, başkalarının davranışlarını değerlendirirken de kişisel

Temel yükleme hatası; Kendi davranışlarımızı değerlendirirken çevresel etkenleri, başkalarının davranışlarını değerlendirirken de kişisel etkenleri aşırı vurgulama eğilimi.

 Bununla ilişkili bir başka yanlılık da savunucu yüklemedir. Çok sayıda araştırma başarısızlıklarımızın faturasını

Bununla ilişkili bir başka yanlılık da savunucu yüklemedir. Çok sayıda araştırma başarısızlıklarımızın faturasını kontrolümüz altında olmayan güçlere, başarılarımızı ise bireysel yeteneklerimize yükleyerek onlardan kendimize pay çıkardığımızı göstermektedir.

 Savunucu yükleme; Başarılarımızı kendi çabamıza veya özelliklerimize, başarısızlıklarımızı ise dışsal etkenlere yükleme eğilimi.

Savunucu yükleme; Başarılarımızı kendi çabamıza veya özelliklerimize, başarısızlıklarımızı ise dışsal etkenlere yükleme eğilimi.

 Örneğin, öğrenciler başarılı oldukları sınav sonuçlanın yeteneklerinin doğru göstergeleri, başarısız sonuçları ise hatalı

Örneğin, öğrenciler başarılı oldukları sınav sonuçlanın yeteneklerinin doğru göstergeleri, başarısız sonuçları ise hatalı göstergeleri olarak görme eğilimindedirler.

Bir başka yükleme yanlılığı da dünyanın adil olduğu varsayımından kaynaklanmaktadır: Kötü şeyler kötü insanların,

Bir başka yükleme yanlılığı da dünyanın adil olduğu varsayımından kaynaklanmaktadır: Kötü şeyler kötü insanların, iyi şeyler de iyi insanların başına gelir. Bu inanış adil dünya denencesi olarak bilinir. Buna göre, biri şansızlıklara uğradığında, hemen bundan sorumlu olabilecek bütün çevresel etkenleri göz ardı ederek, kişinin başına geleni hak ettiği sonucuna varırız. Neden bunu yaparız? Nedenlerden biri, bu inancın bize, böyle bir şeyin bizim başımıza asla gelmeyeceğine dair rahatlatıcı bir yanılsama sağlamasıdır.

 Adil dünya denencesi; İyi şeyler iyi insanların, kötü şeyler kötü insanların başına gelir

Adil dünya denencesi; İyi şeyler iyi insanların, kötü şeyler kötü insanların başına gelir sayıltısına dayanan yükleme hatası.

Örneğin, tesadüfi olarak birine karşı işlenen feci bir suçtan (ki bu bizim başımıza da

Örneğin, tesadüfi olarak birine karşı işlenen feci bir suçtan (ki bu bizim başımıza da gelebilir) sorumluluğu kurbanın dikkatsizliğine (elbette biz böyle bir özelliğe sahip değilizdir) yükleyerek, kendimizi böyle bir talihsizliği hiç yaşamayacağımız sanrısına inandırırız. Bu durum, bir tecavüz ya da soygun haberi duyduğumuzda kurbanın bunu bir şekilde "istemiş" olup olmadığını neden merak ettiğimizi açıklayabilir. Ne yazık ki, kendimize verdiğimiz bu tür güvenceler bizi ne benzer kaderden korur ne de kurbanlara karşı anlayışlı olan ve adil düşünen biri yapar.

Kişilerarası Çekicilik

Kişilerarası Çekicilik

Buraya kadar, insanların birbirleri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, kendilerinin ve başkalarının davranışlarının nedenlerini nasıl

Buraya kadar, insanların birbirleri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, kendilerinin ve başkalarının davranışlarının nedenlerini nasıl vardadıklarını gördük. Bundan sonraki bölümde şu soru üzerinde duracağız: Karşılaştıklarında insanların, birbirlerini sevip sevmeyeceklerini belirleyen nedir?

Bu konu üzerinde çok spekülasyon yapılmış ve hatta alınyazısından tutun da astrolojik güçlere kadar

Bu konu üzerinde çok spekülasyon yapılmış ve hatta alınyazısından tutun da astrolojik güçlere kadar oldukça farklı açıklamalarla konu mistik bir içerik kazanmıştır. Romantik kişiler, karşı konulmaz güçlerin kendilerini sevdikleri ile kaçınılmaz bir bulaşmaya ittiğine inanırlar. Ancak sosyal psikologlar bu konuda biraz daha katı, duygularından arınık bir tutum takınmaktadırlar. Onlar romantik çekicilik ve bir başkasını sevme eğiliminin fiziksel yakınlık, benzerlik, ilişkide alış veriş ve yakın dostluk gibi etkenlerle çok yakından ilişkili olduğunu ortaya çıkarmış bulunmaktadır.

MEKANSAL YAKINLIK

MEKANSAL YAKINLIK

 Mekansal yakınlık, çoğunlukla, çekiciliği belirleyen en önemli faktördür. İki kişi ne kadar birbirlerine

Mekansal yakınlık, çoğunlukla, çekiciliği belirleyen en önemli faktördür. İki kişi ne kadar birbirlerine yakın bir yerde ise, o ölçüde yüksek bir olasılıkla birbirleriyle etkileşime girerler ve bu etkileşimler sıklaştıkça da birbirlerinden daha fazla hoşlanırlar. Tersine, coğrafi açıdan birbirlerine oldukça uzak yerlerde bulunan iki kişi ise büyük bir olasılıkla biç karşılaşmayacaklar ve böylece aralarında karşılıklı bir çekim duyma şansına sahip olmayacaklardır.

Festinger, Scbachter ve Back, mekansal yakınlığın arkadaşlık üzerindeki etkisini Massachussetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki evli öğrenciler

Festinger, Scbachter ve Back, mekansal yakınlığın arkadaşlık üzerindeki etkisini Massachussetts Teknoloji Enstitüsü'ndeki evli öğrenciler için yapılmış olan bir yerleşim merkezinde incelemiştir. Yerleşim yeri her katında beş daire olan iki katlı apartman bloklarından oluşmaktaydı. Araştırmacılar bir blokta oturanların yalnızca %10'unun başka bir blokta oturan kişilerle yakın arkadaş olduklarını, buna karşın sakinlerin % 44 'ünün yan kapı komşuları ile çok sıkı arkadaşlık kurduklarını saptamıştır. Hatta daha az sayıda kişinin de alt ya da üst katta oturan komşularıyla arkadaşlık ettiği gözlenmiştir.

 Benzer şekilde, Nahemow ve Lawton, araştırmalarında, kent merkezinde bir konut sitesinde oturan sakinlerin

Benzer şekilde, Nahemow ve Lawton, araştırmalarında, kent merkezinde bir konut sitesinde oturan sakinlerin %93'ünün en iyi arkadaşlarını aynı binada yaşayan kişilerden seçtiklerini ortaya çıkarmıştır.

 Yakınlık etkisinin altında yatan temel neden sadece yakınımızdaki kişilere kolay ulaşabilmemiz değildir. Aşina

Yakınlık etkisinin altında yatan temel neden sadece yakınımızdaki kişilere kolay ulaşabilmemiz değildir. Aşina olduğumuz nesne ve kişilerle daha rahat oluruz ve kendimizi güven içinde hissederiz. Kısaca, aşina olunan kişilerin davranışları önceden kestirilebilir ve bu kişiler güven verirler, dolayısıyla da daha çok sevilirler.

FİZİKSEL ÇEKİCİLİK

FİZİKSEL ÇEKİCİLİK

 Fiziksel çekicilik, birinin kişiliği hakkında bir yargıya yarma konusunda çok güçlü bir etkiye

Fiziksel çekicilik, birinin kişiliği hakkında bir yargıya yarma konusunda çok güçlü bir etkiye sahiptir. Çekici insanların, çekici olarak algılanmayanlara oranla çok daha zeki, ilginç, mutlu, nazik, duyarlı, ahlaklı ve başarılı oldukları öngörülür. Aynı zamanda, onların çok daha iyi eş oldukları ve cinsel yönden de daha karşılık verici oldukları düşünülür.

Çekici insanlara sadece bir sürü olumlu nitelikleri yüklemekle kalmayız, aynı zamanda, fiziksel çekicilik olumlu

Çekici insanlara sadece bir sürü olumlu nitelikleri yüklemekle kalmayız, aynı zamanda, fiziksel çekicilik olumlu bir özellik olarak kabul edildiğinden bu kişilerden, daha az çekici olanlara kıyasla çok daha fazla hoşlarıma eğilimi gösteririz. Güzellik, sosyal etkileşimlerde, başka şeylerle kolayca değiştirilebilecek çok değerli bir nitelik olarak algılanır. Güzelliğin başkalarının olumlu bakışları sayesinde bizim kendi imajımızı yücelten "yayılan bir etkiye" sahip olduğuna da inanıyor olabiliriz.

 Kökeninde ne olursa olsun, fiziksel çekiciliğe olan saplantımızın bazı somut sonuçlarından söz edilebilir.

Kökeninde ne olursa olsun, fiziksel çekiciliğe olan saplantımızın bazı somut sonuçlarından söz edilebilir. Çekici insanlar başkalarıyla iletişime girdiklerinde çok daha fazla ikna edicidirler. Ayrıca, başkaları da iyi görünümlü, çekici insanları hoşnut etmek için daha fazla çaba harcarlar. Dahası, öğretmenler olağanüstü çekici çocukların istenilmeyen davranışları söz konusu olduğunda çok daha yumuşak ve hoşgörülü davranmakta, onların yüksek düzeyde zekaya sahip olduklarına inanmakta ve onlardan daha yüksek not beklemektedirler. Genellikle, güzel insanlar suçlu olsalar bile hatalarını affederiz. Eğer bu kişilerle ilk karşılaşmamızda beklediklerimizi bulamamışsak, bir ikinci şans daha veririz, bir kez daha bizimle çıkmaya davet ederiz ya da gelecekte ilişki kurmak için fırsat kollarız. Bu tür tepkiler sonuçta çekici insanlara yaşamlarında çok büyük üstünlükler sağlayabilir.

 Fiziksel çekiciliğe karşı hemen evrensel olan bu tutum bir şekilde kendini doğrulayan kehanete

Fiziksel çekiciliğe karşı hemen evrensel olan bu tutum bir şekilde kendini doğrulayan kehanete dönüşebilir. Başkaları, çekici kişilere sürekli olarak iyi ve sevilmeye değer davrandıklarından, bu kişiler de sonunda kendilerini böyleymiş gibi görmeye ve düşünmeye başlayabilirler. Öte yandan, çocukluklarında çekici olmayan insanlar da çoğunlukla kötü olarak değerlendirildikleri ve sevilmeye değer görülmedikleri için, kendilerini bu şekilde algılamaya başlayabilirler.

BENZERLİK

BENZERLİK

 Kişilerarası çekiciliğin büyük bir kısmının temelinde tutumların, değerlerin, özgeçmişlerin ve inançların benzerliği yatar.

Kişilerarası çekiciliğin büyük bir kısmının temelinde tutumların, değerlerin, özgeçmişlerin ve inançların benzerliği yatar. Biriyle ortak tutum ve ilgileri paylaştığımızı öğrendiğimizde, o kişiye karşı daha çok olumlu duygular hissederiz. İki kişi arasında ne kadar çok ortak tutum paylaşılıyorsa, çekim de o oranda yükselir.

 Başkalarının kendi seçim ve inançlarımızla hemfikir olması bizim için büyük önem taşıdığından benzerliğe

Başkalarının kendi seçim ve inançlarımızla hemfikir olması bizim için büyük önem taşıdığından benzerliğe çok değer veririz. Görüşlerimizi başkalarının görüşleriyle karşılaştırarak, sosyal durumlara ilişkin anlayışımıza açıklık getirir ve belirsizlikleri azaltırız. Başkalarının bizimle ayın görüşte olduğunu bilmek inançlarımızı güçlendirir ve özgüvenimizi artırır.

 Yine de bazı konularda benzerlik diğerlerinden çok daha büyük bir önem taşır. Sonuç

Yine de bazı konularda benzerlik diğerlerinden çok daha büyük bir önem taşır. Sonuç olarak arkadaşlık için, bir kurabiye türünü sevme konusunda aynı damak zevkine sahip olmak, spor ya da dinde ortak ilgileri paylaşmak kadar önemli değildir. Gerçek benzerlik derecesi de algılanan benzerlik kadar önemli olmayabilir.

 Çekici bulduğumuz kişilerin bir şekilde bizimle ortak tutumlara sahip olduğunu varsayarız. Bazı araştırmalar,

Çekici bulduğumuz kişilerin bir şekilde bizimle ortak tutumlara sahip olduğunu varsayarız. Bazı araştırmalar, çoğu yönüyle evliliğin benzerlik yanılsamasına dayandığını göstermektedir. Yani, evli çiftler kendileri ve eşleri arasında gerçekte olduğundan çok daha fazla tutum benzerliği algılama eğilimindedirler.

 Benzerlik çekicilikte bu kadar önemli bir rol oynuyorsa, zıtlar birbirini çeker görüşü için

Benzerlik çekicilikte bu kadar önemli bir rol oynuyorsa, zıtlar birbirini çeker görüşü için ne diyebiliriz? Bazen insanlar kendilerinden tamamen farklı kişileri de çekici bulmazlar mı? Çek sayıda araştırma bu görüşü çürütmüş bulunuyor. Çekiciliğin özellikle önemli bir rol oynadığı uzun süreli ilişkilerde insanlar büyük oranda kendilerine benzer olan kişilerle ilişki kurmayı tercih etmektedirler.

 Bazen, insanların birbirini çekici bulmasında "farklılıklar" temel oluşturuyor gibi görünebilir. Ancak araştırmalar, önemli

Bazen, insanların birbirini çekici bulmasında "farklılıklar" temel oluşturuyor gibi görünebilir. Ancak araştırmalar, önemli olan özelliklerin zıt olan değil tamamlayıcı olan özellikler olduğunu göstermektedir.

 Tamamlayıcı özellikler birbirinin eksiğini kapatan ya da dengeleyen gereksinimler ya da yeteneklerdir. Örneğin,

Tamamlayıcı özellikler birbirinin eksiğini kapatan ya da dengeleyen gereksinimler ya da yeteneklerdir. Örneğin, başkalarıyla ilgilenmeyi ve övgüler düzmeyi seven birisine ilgi ve dikkat çekmekten hoşlanan birisi çok uygun bir eş olacaktır.

 Bu insanlar gerçekte zıt kutuplarda sayılmazlar, onların yetenek ve arzulan birbirlerinin karşılıklı doyumunu

Bu insanlar gerçekte zıt kutuplarda sayılmazlar, onların yetenek ve arzulan birbirlerinin karşılıklı doyumunu tamamlayıcı niteliktedir. Tamamlayıcılık zaten benzer amaç ve değerleri paylaşan ve birbiriyle uyumlu olmak isteyen kişiler arasında her zaman vardır. Gerçekten zıt olanların birbirleriyle karşılaşma olasılıkları bile çok düşüktür ve böyle bir tamamlayıcılığı elde edecek kadar da beraber olamazlar.

ALIŞ VERİŞ

ALIŞ VERİŞ

 Çekicilikte ödül kuramına göre, bizi ödüllendiren ve bize değer ve önem veren insanlardan

Çekicilikte ödül kuramına göre, bizi ödüllendiren ve bize değer ve önem veren insanlardan hoşlanma eğilimimiz daha fazladır. Arıcak, ödüllendirme ile çekicilik arasında oldukça ince ve karmaşık bir ilişki söz konusudur.

 Örneğin, Arenson 'un çekicilikte kazanma kaybetme kuramı çekiciliği, ödüllendirici davranıştaki artışların, değişme göstermeyen

Örneğin, Arenson 'un çekicilikte kazanma kaybetme kuramı çekiciliği, ödüllendirici davranıştaki artışların, değişme göstermeyen ödüllendirici davranışlardan daha çok etkilediğini öne sürmektedir.

Diyelim ki, üste üç partide genç bir adamla karşılaşıp konuştun uz ve bu sohbetler

Diyelim ki, üste üç partide genç bir adamla karşılaşıp konuştun uz ve bu sohbetler sırasında bu genç adamın size karşı davranışları nazik bir umursamazlıktan aşırı bir övgücülüğe doğru değişim gösterdi. Bu kişiyi, size ilk karşılaşmanız sırasında övgüler düzmüş ve bunu hiç değiştirmeden her buluşmanızda tekrarlamış olan birinden daha çok severdiniz. Bunun tersi de doğrudur. Bize ilişkin görüşleri iyiden kötüye doğru değişen kişileri, ilk karşılaşmamızdan itibaren bize karşı tutarlı olarak olumsuz görüş sergileyen kişilerden bile daha az severiz.

 Çekicilikte ödül kuramı alış veriş (mübadele) kavramına dayanır. Sosyal etkileşimlerde iki kişi karşılıklı

Çekicilikte ödül kuramı alış veriş (mübadele) kavramına dayanır. Sosyal etkileşimlerde iki kişi karşılıklı mal ve kaynakların alış verişinde bulunurlar. Örneğin, bir arkadaşınızla size bir akşam yemeği hazırlaması karşılığında evini boyamada yardım etmek için anlaşabilirsiniz. Her alış veriş hem ödülleri (siz bedava bir yemek yersiniz, arkadaşınızın da evi boyanmış olur) hem de bedelleri (sizin önce evi boyamanız onun da size yemek yapması gerekli) içerir. Her iki taraf da etkileşimlerinde bedelden çok ödül gördükleri oranda alış verişler devam edecek dernektir. İnsanlar ilişkilerinin özellikle ilk dönemlerinde her şeyin "hesabını tutuyor" gibi görünmektedirler.

Bu tür alış verişler ancak adil veya hakça olduğu ölçüde devam eder. Bir ilişki,

Bu tür alış verişler ancak adil veya hakça olduğu ölçüde devam eder. Bir ilişki, ancak taraflardan birinin elde ettiği, diğer tarafın elde ettiğine eşit olduğu takdirde hakça bir temele dayanır. Genelde alış veriş adil değilse, daha az ödül alan taraf aldatıldığını düşünürken, hakkına düşenden fazlasını alan taraf da suçluluk duyar. Sonuç olarak, hissedilen acı ve rahatsızlık iki taraf arasındaki çekimi zayıflatabilir. İnsanlar, mekansal yakınlık ve fiziksel çekicilik gibi kontrol edilemeyen koşullar yüzünden birbirlerinden hoşlanabilirler; ancak bir ilişki sadece tarafların birbirlerine karşı adil olma konusundaki istekli çabaları sayesinde gelişebilir ve korunabilir.

YAKINLIK

YAKINLIK

 Birinden hoşlanmak ne zaman daha anlamlı olmaya başlar? Sosyal psikologlar sevgi-nin, kişilerarası çekiciliğe

Birinden hoşlanmak ne zaman daha anlamlı olmaya başlar? Sosyal psikologlar sevgi-nin, kişilerarası çekiciliğe ek olarak, bir çok önemli sürece dayandığını ortaya koymuş bulunuyorlar. İki kişinin yakınlaşma süreci ilişki kuramcıları arasında özellikle ilgi çeken bir konu olmuştur.

 Yakınlık, bir başkası iletişimde erişilen gerçek bir samimiyet ve güven olarak tanımlanabilir. İnsanlar

Yakınlık, bir başkası iletişimde erişilen gerçek bir samimiyet ve güven olarak tanımlanabilir. İnsanlar iletişime girdiklerinde salt etkileşimde bulunmanın ötesine geçerek birbirlerinin derin duygu ve düşüncelerini paylaşırlar.

 Biriyle ilk kez tanıştığınızda, hava durumu, spor ya da ortak hobiler gibi bazı

Biriyle ilk kez tanıştığınızda, hava durumu, spor ya da ortak hobiler gibi bazı "güvenli" ve yüzeysel konularda iletişime girersiniz. Zamanla birbirinizi yakından tanıdıkça sohbetlerimiz, bireysel yaşantılarınız, anılarınız, umut ve korkularınız, amaçlarınız ve başarısızlıklarınız gibi özel konulara doğru derinleşir.

 Yakınlaştırıcı iletişim kendini açma sürecine dayanır. Arkadaşlarınızla konuşurken, başkalarına pek açamayacağınız bireysel yaşantı

Yakınlaştırıcı iletişim kendini açma sürecine dayanır. Arkadaşlarınızla konuşurken, başkalarına pek açamayacağınız bireysel yaşantı ve düşüncelerinizi açmaya ya da onlardan az çok söz etmeye başlarsınız. Kendini açma, ancak dinleyiciye güvendiğinizde mümkün olduğundan, genellikle sohbeti bir denge de tutmak için karşılıklı bir açılma beklersiniz (ve genellikle de bulursunuz).

Örneğin, ev arkadaşınıza sizi çok utandıran bir anınızı anlattığınız zaman, onun da benzer bir

Örneğin, ev arkadaşınıza sizi çok utandıran bir anınızı anlattığınız zaman, onun da benzer bir durumu anlatmasını bekleyebilir, hatta doğrudan "senin de başına böyle bir şey geldi mi? " diye sorabilirsiniz. Bu tür karşılıklı açılma sizi "eşit" düzeyde tutar ve ilişkinizi duygusal açıdan daha doyumlu kılar. Kendini açmada zamanlama çok önemlidir. Çok erken ve çok fazla şey söyleyerek "aşamaları atlarsanız" ya da bunu karşılıklı bireysel açılmaya henüz hazır olmayan birine yaparsanız, karşıdaki kişi geri çekilecek ve iletişim daha ileriye gitmeyecektir,