SOSYAL PSKOLOJ 1 Bilim gerei bilmektir Mustafa Kemal
SOSYAL PSİKOLOJİ 1
«Bilim, gerçeği bilmektir» . Mustafa Kemal Atatürk Sosyal psikoloji ‘Bireylerin duygu, düşünce ve davranışlarının başkalarından (gerçek, hayali ya da örtük varlığı karşısında )nasıl etkilendiğinin bilimsel olarak araştırılması’ şeklinde tanımlanır. 2
Sosyal psikologlar davranışı incelerler, çünkü davranış gözlenebilir ve ölçülebilir. Ancak davranış, sadece koşma, öpme, atlama gibi motor faaliyetleri değil, sözsüz mesajları, söylediğimiz ve yazdığımız her şeyi anlatır. Bu bakımdan davranış, açıkça doğrulanabilir bir özellik taşır. Ne var ki, davranışa yüklenen anlam bir kuramsal bakış açısı, kültürel ve kişisel yorumlama sorunudur. 3
Sosyal psikologlar sadece davranışla değil, ama aynı zamanda duygu, düşünce, inanç, tutum, niyet ve hedeflerle ilgilenirler. Bu saydıklarımız doğrudan gözlenebilir olmaktan uzaktır ama, farklı güvenilirlik dereceleriyle de olsa, davranışlardan çıkarılabilir. Gözlenemez süreçler de oldukça önemlidir, çünkü bunlar göz önündeki davranışı etkileyebilir bu, insanların tutumuyla davranışı arasındaki ilişkiyi anlamamıza yardımcı olması bakımından çok önemli bir noktadır. 4
Sosyal psikoloji bir bilimdir, bilimsel yöntemi kullanarak kuramlar oluşturur ve onları sınar. Nasıl ki fizikte elektron, yörünge gibi kavramlar var ise sosyal psikolojide de sosyal psikolojik olguları açıklamak üzere uyumsuzluk, tutum, ve kimlik gibi kavramlar kullanılır. Sosyal psikologlar verilerden ve/veya daha önceki kuramlardan yola çıkarak kuramlar oluşturur, sonrasında da kuramı sınamak üzere verilerin toplandığı araştırmalar yaparlar. 5
Sosyal psikoloji ve ilgili disiplinler Sosyal psikoloji bir dizi ilgili disiplin ve alt disiplinin birleştiği noktada yer alır. Genel psikolojinin bir alt disiplinidir ve bundan dolayı insan davranışını insan zihninde gerçekleşen süreçler açısından açıklamayla ilgilenir. Sosyal / davranışı açıklamayı amaçladığı için bireysel psikolojiden farklıdır. Örneğin, genel psikologlar, insanların madeni paraların boyutunu olduğundan büyük algılamarına yol açan süreçle de ilgilenirler. Oysa sosyal psikologlar, algılanan değerin paranın boyutuyla ilgili yargıyı nasıl etkilediğine odaklanırlar (çünkü bir şeyin taşıdığı değer, genelde, başkalarının onun hakkında ne düşündüğüne bağlıdır). Sosyal psikoloji, büyük ölçüde, bireyler ya da grup üyeleri arasındaki yüze etkileşimi araştırır; oysa genel psikoloji her durumda toplumsal olması gerekmeyen uyaranlara (şekil, renk, ses vb. ) kişilerin verdiği tepkiler üzerinde yoğunlaşır. 6
Sosyal psikoloji ile ilgili bilim alanları Sosyal psikoloji kavramlar ile araştırma yöntemleri açısından genel psikolojinin bir dizi alt disiplinine yaslanır. Sosyal psikoloji konusunun öneminden dolayı farklı disiplinlerin kesiştiği yerde bulunmaktadır. Sosyo-linguistik Dil –İletişim Ekonomi Sosyal Psikoloji Sosyal antropoloji Bilişsel psikoloji Bireysel psikoloji 7
Sosyal psikolojinin konuları uyma, ikna, güç (iktidar), etki, itaat, önyargı, indirgemeci önyargı, ayrımcılık, pazarlık, cinsiyetçilik ve ırkçılık, küçük gruplar, sosyal kategoriler, gruplar arası ilişkiler, kalabalık davranışı, toplumsal çatışma ve uyum, stres, fiziksel çevre, karar alma, jüri, liderlik, iletişim, dil, konuşma, tutum, öz-sunum, kimlik, benlik, kültür, duygu, çekicilik, arkadaşlık, aile, sevgi, aşk, cinsellik, şiddet, saldırganlık, özgecilik ve toplum yanlısı davranışlar (toplum tarafından olumlu karşılanan edimler) 8
Sosyal psikolojide kuramlar genellikle kuramın türüne göre kümelendirilir; farklı türdeki kuramlar farklı meta-kuramları yansıtır. Nasıl ki kuram bir görüngüyü açıklayan ve birbiriyle ilintili olan bir dizi kavram ve ilkeden oluşuyor, bir meta-kuram da hangi kuram ya da kuram türlerinin uygun olduğu hakkında bir dizi -birbiriyle ilintili- kavram ve ilkeden oluşur. Bazı kuramlar, savunucuları tarafından, insan davranışlarının neredeyse tümünü açıklayacak denli geniş bir çerçeveye kavuşturulabilir -yukarıda sıraladığımız ‘büyük kuramlar’ bu türdendir. 9
Davranışçılık Ivan Pavlov’un koşullu refleks üzerindeki çalışmalarıyla B. F. Skinner’ın edimsel koşullanma üzerindeki çalışmalarından türemiştir. Radikal davranışçılar, davranışın, pekiştirme düzeyleriyle (koşullarla bağlantılı olan ve giderek güçlenip sıklaşan davranışlar)açıklanıp tahmin edilebileceğini savunurlar. 10
Bilişsel psikoloji Bilişsel kuramlar, insanların, bilişsel süreçler ve bilişsel temsiller yoluyla kendi çevrelerini etkin bir biçimde nasıl yorumlayıp değiştirdikleri üzerinde odaklanarak dengeyi yeniden kurar. Bilişsel kuramların kökeni Kurt Koffka ile Wolfgang Köhler’in 1930’larda ortaya attığı temeli algılamaya dayanan Gestalt psikolojisine uzanır. 11
Evrimsel sosyal psikoloji Yakın tarihli bir kuramsal gelişme de günümüzde evrimsel sosyal psikoloji olarak bilinen bir alandan kaynaklanır. Evrimsel sosyal psikologlar, davranışlarımızın pek çoğunun insan türünün ilk çağlardaki yaşantısına bakılarak açıklanabileceğini ileri sürerler. 12
Kolektivist kuramlar, insanların, toplumdaki özgün konumları aracılığıyla sosyal bakımdan ne şekilde yapılandırıldıkları üzerinde yoğunlaşır. İnsanlar, kişiliklerinden ya da bireysel yönelimlerinden dolayı değil, fakat davranışı sosyal olarak inşa edilmiş grup normlarını içsel olarak temsil etmelerinden dolayı şöyle ya da böyle davranırlar. 13
Kolektivist kuramlar İlk kolektivist görüşlerden birisi Mc. Dougall’ın (1920) ‘grup ruhu’ kuramıdır. İnsanlar grup içerisinde düşünme biçimlerini değiştirir, bilgiyi işler ve edimde bulunur; dolayısıyla grup davranışı kişiler arası davranıştan oldukça farklıdır. 14
İlk kitaplar Yirminci yüzyılın başlarında sosyal psikolojiyle ilgili olarak Bunge (1903) ve Orano (1901) tarafından yazılmış iki kitap vardı. Bunlar İngilizce olmadığı için Britanya ve Birleşik Devletler’de pek dikkat çekmedi. Daha önce Baldwin (1897), esas olarak çocuktaki sosyal ve moral gelişimi inceleyen bir yapıtında sosyal psikoloji alanına girmişti. 15
Fransız sosyolog Gabriel Tarde (1898) tarafından yazılan kitap, veri türü ve analiz düzeyi açısından sosyal psikolojinin benimseyebileceği içermelere sahipti. Durkheim insanların davranış tarzlarının toplum tarafından oluşturulan yasalarca belirlendiğini öne sürerken Tarde, sosyal davranışa ilişkin bir bilimin bireysel vakaları ele alan yasalardan türemesi gerektiğini iddia etti. Tarde’nin sosyal psikoloji anlayışı, özü bakımından, bu ilk kitaplardaki egemen anlayıştan çok, günümüz Amerikan yaklaşım tarzına yakın düşmektedir. 16
Sosyoloji, davranışın bireysel düzeyde analizine eleştirel bakan yaklaşımları genellikle sosyal psikolojiye havale etmiştir. Örneğin, Thomas ve Znaniecki (1918), sosyal psikolojiyi sosyal davranıştan çok, tutumları inceleyen bir bilim dalı olarak tanımlamışlardır. 17
- Slides: 17