SOSYAL BECER ETM BLSEL DZENLEME VE ANLAMAZLIK ZM
SOSYAL BECERİ EĞİTİMİ
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ “Esenyurt'ta eşinden boşanma aşamasında olan bir çocuk babası Mehmet Kitir (30) evinin içinde ailesinin engellemeye çalışmasına rağmen kafasına tek el ateş ederek intihar etti. Olay yerinde hayatını kaybeden Kitir'in yakınları sinir krizi geçirdi (14. 01. 2020/Millliyet Haber)” “Antalya’da kendisini aldattığı gerekçesiyle eşine boşanma davası açan 55 yaşındaki Bahattin Uzunel, boşandığını ve kendisine yükümlü kılınan tedbirli nafakanın kaldırıldığını öğrenince evine "Şükürler olsun Allah’ıma’ pankart astı (23. 10. 2017/Hürriyet Haber)”
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Kimimiz için normal gelen olaylar, kimimiz için absürt olabiliyor. Kimimizin çıkış yolu olarak gördüğü şey, kimimizi kafese kapatabiliyor. “Boşanma” konusuna dair ulaşılan iki haberde farklı tepkilerin oluşmuş olmasının en temel nedeni sizce nedir? Her bireyden aynı cevabı alamayacağımız ve farklı cevaplara ulaşacağımız bir soruydu. Peki bu farklılıkları oluşturan nedir?
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Biliş; insan zihninin dünyayı ve çevresindeki olayları anlamaya yönelik yaptığı zihinsel işlemlerin tümüdür” (Fidan, 1986) Ruh sağlığı alan yazında insanın yaşamındaki olaylarla ilgili olarak sahip olduğu inançları, düşünceleri ve hayalleri olarak ele alınmaktadır.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ İNSAN HAYATINDA VE SOSYAL BECERİLERDE DÜŞÜNMENİN ÖNEMİ İnsanı diğer organizmalardan ayıran temel özellikler, bilişsel özellikleridir. Düşünme, öngörü, neden sonuç ilişkisi kurabilme, hatalardan ders çıkarabilme, iradesiyle seçim yapabilme gibi özelliklerdir. İnsanın bu özellikleri öğrenmesinde ve hayatı boyunca kullanmasında bilişsel özellikler önemli bir yere sahiptir. Piaget’e göre dünyayı yorumlamada kullanılan tüm ilişkiler şemadır. Şemalar doğuştan başlayarak gelişen hayat boyu gelişmeye devam eden, mutlak gerçek olarak algılanan değiştirilmesi zor temalardır. Kavramsal olarak ifadesinin Bowlby’nin(1973) bağlanma kuramına kadar uzandığı görülür. Özellikle çocukluk yılarında ebeveynler, kardeşler ve akranlarla olan zarar verici deneyimler sonucu meydana gelirler. Bu yüzden Bowlby’in bağlanma kuramında şema önemlidir.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Kişi sosyal olarak çeşitli ortamlara girip, çeşitli yaşantılar kazanırsa şemalar da çeşitlenir. Bu sayede bakış açıları ve yargıları oluşur. Ön yargılar ve bilişsel çarpıtmalarda, bakış açıları ve yargılara paralel bir şekilde oluşur. Bilişsel Çarpıtmalar Günlük yaşantıyı olumsuz etkileyen diğer bir faktör ise bilişsel çarpıtmalardır. Yaşanılan olaylarda duygu ve düşünceler kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Olayların yorumlanmasında olumsuz yaşantılar kişinin daha olumsuz yargılara varmasına neden olmaktadır. Sağlıklı iletişim günlük iletişimin yanında , sözlü ve sözsüz teknikler kullanılan terapilerde yani terapötik tedavilerde doğrudan etkilidir. • Ya hep ya hiç (Siyah-Beyaz) düşünme biçimi Durum ya siyahtır, ya beyaz. Gri teklif dahi edilemez. • Aşırı genelleme Gerçekleşen tek bir olayı, tüm geleceğe yayma. • Dürbün bakışı (Pozitifi küçültme, negatifi büyütme) Aşırı genellemeden farkı geleceğe yönelik olmamasıdır
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ “Pireyi deve yapmak” olarak adlandırabiliriz. Problemler büyütülüp, başarılar olağan dışı küçültülür. • Katastrofize etme Olabilecek en kötü şeyi düşünün. Düşündünüz mü? Şimdi ona inanırsanız katastrofize etmiş olursunuz. Büyük bir kaygı bozukluğuna yol açabilmektedir. • Mental filtre Bir olay ile ilgili olabilecek en kötü senaryoları düşünüp, iyi şeylere sırt çevirmek veya onları da kötü kabul etmek. • Pozitifi görmezden gelme Mental filtre pozitif olan olayı yok sayamadığında devreye girer pozitifi yok sayma. Sanki o an olması gereken buymuş gibi, başka çaresi yokmuş gibi. Tesadüfüymüş gibi vs. düşüncelerle o pozitif düşünceye karşı gelinecek. • Sonuçlara atlama Kesin sonuç yok ama biz negatife bağlayalım, düşüncesidir. İki türü vardır; Akıl okuma, Falcılık
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ • Duygulara inanma Duyguların durumlara hazırladığı inancıdır. Bir diğer deyişle, şuan kötü bir şey hissediyorsam, kötü bir şey olmaması için bir neden yok. • -meli -malı inançları Kişi olayların beklediği biçimden farklı olmasını istemez. “Eğer beni seviyorsa, bu tavrımdan sonra bana yazmalı. ” • Etiketleme Uçlarda yaşamak diyebiliriz. Kişi kendini veya başkalarını etiketler. Örneğin ödevini tamamlayamayan bir öğrenci “Of çok tembelim hiçbir ödevimi yapamıyorum. ” dediğinde bu siyah beyaz düşünce biçimidir. Ama aynı kişiye “Nasıl gidiyor okul? ” dendiğinde o “Tembelin tekiyim, nasıl gidecek gitmiyor işte” diye düşünüyorsa artık bu durumlardan da bağımsız bir etikete dönüşmüş demektir. • Kişiselleştirme Kişinin kendi kontrolünde olmadığı halde, kendisini suçlu hissetmesidir. “Eğer ben doğmamış olsaydım, annem babamdan boşanıp mutlu bir hayat sürebilecekti. ”
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Ön yargı ve Etkisi “Çin’in Wuhan şehrinde başlayan ve yayılarak dünyaya korku salan koronavirüs salgını sebebiyle birçok ülkede Çinlilere ve Çinli zannedilen Asyalılara karşı önyargı oluşmaya başladı. WUHANLI YANG XİAOYU ; Hem maskeli hem de Çinli olmam insanları iyice korkutur. Otobüste ya da metroda boş koltuk olsa da oturmuyorum. İnsanlar tuhaf bakıyor, kimse yanıma oturmak istemiyor. Oysa ben Çin’e en son bir buçuk yıl önce gittim. Bunu insanlara tek anlatmakla uğraşmam. Artık evden işe, işten eve. . . Sosyal yaşantım tamamen bitti. (09. 02. 2020/Hürriyet Kelebek)”
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Bazı düşüncelerin temelinde gerçeklik payı yatmaz ve bilişsel çarpıtma olarak adlandırılırlar. Bu düşünceler, ön yargılardır. Örneğin; ilk karşılaşmanızda sadece sizin adınızı unutan yeni komşunuzun soğuk biri olduğunu düşünebilirsiniz. Ön yargı sahip olduğumuz ilişkilerde sık karşımıza çıkar ve genelde ayrımcılığa neden olur. Bazen hedeflere ulaşmaya engel olan düşüncelerde ön yargı barındırır. Örneğin; Ne yaparsam yapayım, bu sınavı geçemem. Hangi diyeti yaparsam yapayım bir kilo bile veremem.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Ön yargıyı azaltmak için sıklıkla bilişsel stratejilerden yararlanılır. Birey bilişsel düzenlemeler İle düşüncelerini değiştirebilir. Kendisinden farklı olan Bireylerle iletişimi arttırıp ön yargılarından kurtulabilir.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Bilişsel yeniden yapılandırma Bir müdahale tekniğidir. Bu tekniğe göre; bazı düşünceleri değiştirebilirsek , onlara ilişkin duyguları da değiştirebiliriz. Partneriniz sizi terk ederse ne olur? Dünyada her gün kaç tane korkunç şey oluyor? Bunların kaçı sizin partnerinizle ayrılmanızdan ya da yakın arkadaşınızın size soğuk davranmasından daha kötü? Tüm bu sorulara cevap verecek teknik, bilişsel yeniden yapılandırmadır. Kişi olumsuz düşüncelerini tanımlar ve sorgulamaya başlar. Eski düşüncelerin neden olduğu huzursuzluğu azaltmak veya onu ortadan kaldırıp, daha uygun düşünceleri yerleştirmeyi hedefler.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Bilişsel davranışçı kuramda, biliş, duygu ve davranış birbirinden ayrılamaz öğeler olarak kavramsallaştırılmaktadır; dolayısıyla, çarpıtılmış ya da gerçekçi olmayan bilişlerin tanımlanması ve yeniden yapılandırılması vasıtasıyla, duygu ve davranış alanlarındaki bozulmaların da iyileşeceği varsayılmaktadır. Yeniden yapılandırma ile kastedilen şey, işlevsel olmayan düşüncelerin, daha yapıcı düşünce stilleri ile yer değiştirmesi, bir anlamda düşüncede düzeltme yapılmasıdır (Ingram, Kendall & Chen, 1991).
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Bilişsel duygu düzenleme Duygularımızın farkına varıp değerlendirebilmek için ilk önce zihnimizde karşılığını bulmamız gerekir. Yaşantılarımız zihnimizde yorumlanır. Ardından tepkiler geliştirilir. “Bu düşünce sana ne hissettiriyor? ” kısmı önemlidir. Asıl önemli olan bu düşüncenin sana ne kattığıdır. Duyguların düzenlenmesi kişiler arası iletişimde oldukça önemlidir. İletişimlerimizde bilişsel olarak yorumladığımız tepkiler önemli rol oynar. Öyle ki, olumlu duyguların düzenlenmesinde oluşan güçlükler, ilişkinin kalitesini ve doyumunu olumsuz etkiler.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ İkna becerisi ve dikkat edilecek unsurlar Bir şeyi yapmaya karar verirken yaşadığımız süreç içinde farkında olmadan yüzlerce uyaranın etkisinde kalıyoruz ve bu uyaranlar, bizim o şeyi yapmaya ya da yapmamaya ikna olmamıza etki ediyor olabilir. Mevcut yaygın kullanımlarına ve gelecekteki önemine rağmen, çoğumuz otomatik davranış kalıplarımız hakkında türlü sebeplerden dolayı çok az şey biliyoruz ama nedeni ne olursa olsun, otomatik davranışlarımızın özelliklerinden birini açıkça tanımamız çok önemlidir: Bize nasıl çalıştığını bilen herkese karşı çok savunmasız kalabiliriz (Cialdini, 2009) İkna süreci kaynak, alıcı, mesaj ve kanal öğelerinden oluşmaktadır. Günlük yaşantınızda çokça karşılaşabileceğiniz ikna mesajlarında, kendi istek ve mutluluğunuzu göz ardı etmeniz sizi, benliğinize karşı küçük düşürebilir. Ve küçük etkilerle, büyük kaoslara neden olabilir. Kendi isteklerinizi ve mutluluğunuzu göz ardı etmeden bu ikna mesajlarına karşılık vermek de bir sosyal beceridir. Hepimiz zaman kendimizi kandırırız … İnançlarımızı ve düşüncelerimizi halihazırda yaptığımız veya yapmaya karar verdiklerimiz ile tutarlı tutmak için. -Robert B Cialdini
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ İnsan başkalarıyla yani çevresiyle devamlı ilişki içindedir. Değiştirebilen, çözümleyebilen, yön verebilen sosyal bir canlıdır. Bu bilişsel özellikler her ne kadar iletişim için yarar sağlasa da bazen kişisel ve çevresel sorunlardan dolayı anlaşmazlıklar, çatışmalar ortaya çıkabilmektedir. Sağlıklı düşünme biçimine sahip insanlar üretken, iyimser, kendisiyle ve çevresiyle barışık olurken, sağlıksız düşünme biçimine sahip olan insanlar mutsuz, uyumsuz , verimsiz olabilmektedirler. Anlaşmazlıklar sırasında bilişsel yetenekler, sağlıklı düşünceler ile birleştiğinde daha sağlıklı tepkiler verilmektedir. Bunlar sayesinde; • Çatışma sonucunda oluşabilecek olumsuz duyguların derecesi azalır. • Çatışmalardan Kazan-Kazan yoluyla iki tarafında karlı çıkacağı bir sonuç elde edilir. • Çatışmalar ilişkileri geliştiren, birbirine bağlayan bir olgu haline gelebilir. “Çatışma” sözcüğü fiziksel şiddet ve savaş kavramlarını çağrıştırmasından dolayı yerine göre anlaşmazlık yerine göre çatışma kelimesi kullanmak daha doğrudur.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Çatışma İki veya daha fazla kişi arasındaki gerginlik olarak kabul edilse de kişinin kendisiyle de çatışabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Çünkü; duygusal ve psikolojik temellere sahip olabilir. Her ne kadar “Çatışma” kelimesi ilk duyulduğunda kötü bir çağrışım yapsa da olumlu veya olumsuz olabilmektedir. Ortak yaşantıları olan insanların çatışmaları normal bir durumdur. Örneğin; oda, yurt veya ev arkadaşınız. Bireylerin ve düşüncelerin proaktif rolü vardır. Birey-Çatışma ilişkisi çift yönlü bir ilişkidir. Birey çatışmayı yönetebildiği gibi aynı zamanda çatışmadan etkilenen kişidir. Kötü yönetilmiş bir çatışma bireyde içine kapanma isteği uyandırabilir. Süreç iyi yönetilir ise birey kendinden emin olmanın yanında daha yapıcı olabilir.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Çatışmaya İlişkin Kuramsal Yaklaşımlar En genel anlamıyla çatışmaların çözüme kavuşturulmasında başvurulan yöntemleri ifade eden çatışma çözümü; kişilerarası uyuşmazlıklardan uluslararası anlaşmazlıklara kadar tüm çatışmalara uygulanabilen, teorinin yanı sıra pratik uygulamaların önemini de göz ardı etmeyen disiplinler arası nitelikte bir alandır (Yılmaz, Özçelik, 2012). Psikanalitik yaklaşım; çatışmayı içsel ve dışsal olarak ikiye ayırmaktadır. İd ve süper egonun arasındaki mücadele içsel çatışmaları açıklarken bireyin saldırganlık ve cinsellik dürtülerinin dış dünya ile uyuşmaması durumda ortaya çıkar. Ego savunma mekanizmaları sağlıklı çalışmadığındaysa ruh sağlığı bozuklukları ortaya çıkmaktadır.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Adler; sosyal ilgi çerçevesinde ele alır. Bireyin ait olma potansiyeli ve bu yöndeki eylemleri onun sosyal ilgisini ifade eder. Birey gereksinimlerine yönelik hedefler belirler. Bu hedeflere ulaşmaya çalışırken karşılaştığı zorluklar çatışmaya neden olur. Erikson; gelişim yönünden ele alır. Her bireyin içinde bulunduğu gelişim döneminde üstesinden gelmesi gereken durumlar vardır. Bu durumlar o dönemin çatışmalarıdır. Sosyal öğrenme kuramı; gözlemleme ve model alma yoluyla edinilen olumlu veya olumsuz davranışların sonucu olarak değerlendirir. Olumlu ve olumsuz davranışlar gözlem yoluyla edinilir. Humanist yaklaşım; birey seçimlerine ve amaçlarına ulaşmak istediğinde, bu isteklerinin engellenmesi çatışmaya yol açar. Glasser’in temel gereksinimler yaklaşımı; Temel gereksinimler ait olma, eğlenme, özgürlük ve hayatta kalma şeklinde sınıflandırılmıştır. Bireyin bu gereksinimleri karşılanmadığında çatışma ortaya çıkar.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Çatışma Nedenleri Çatışmalarının temelline inip onları düzeltmeye çalışarak sağlıklı iletişimi devam ettirilebilir. Bu sayede önemli bir sosyal beceri kazanılmış olur. Sizce çatışmaların nedenleri neler olabilir? • Sınırlı kaynaklar; para, mal/eşya ve zamandır. Kaynaklar çoğaltılırsa çatışma ortadan kalkabilir. • Bazen sınırlı kaynaklar bireyin temel ihtiyaçlarını da gidermeyebilir. Temel ihtiyaçlar; ait olma, güç, özgürlük ve eğlencedir. İhtiyacın ne olduğuna dair doğru bir bilgi edinilirse, çözüm üretmek kolaylaşacaktır. Bireylerin anlaşmazlık yaşadığı konular taraflara göre çeşitlilik gösterebilmektedir. Çatışmalardan bazılarının kaynağı kişilerin içinde, bazıları kişiler arasındadır.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Çatışma Türleri Çatışma temelde; • Doğası ve kaynağına göre (Tartışma, kavramsal çatışma, çıkar çatışması, gelişimsel çatışma) • Kiminle yaşandığına göre (Bireyin kendisiyle, Başka bireylerle) • Yaşandığı ortama göre (Eğitim, Aile, İş) olmak üzere 3’e ayrılır. Johnson & Johnson (1991) kişilerarası çatışma türleri olarak tartışma, kavramsal çatışma, çıkar çatışması ve gelişimsel çatışma olmak üzere dört tür çatışmadan bahsetmişlerdir. Bu çatışmalar, günlük yaşamda değişik zaman ve mekânlarda, farklı kişilerle yaşanabilir. Bazen bu çatışmaların iki ya da daha fazlası bir arada bulunabilir. (Uysal, 2006)
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Bireylerin kendi içlerinde yaşadıkları çatışmalar ruh sağlıklarını etkileyebilmektedir. Bu çatışmalar kaçınma-kaçınma, yaklaşma-yaklaşma, kaçınma-yaklaşma olarak üç grupta ele alınırlar. Kaçınma-Kaçınma; bireyin dişçiden korkup, sonrasında yaşayacağı acıyı düşünüp diş çektirmemesi. Kaçınma-Yaklaşma; Kişinin çikolatayı yemek isteyip, kilo almasından korkması. Yaklaşma-Yaklaşma; kişinin en sevdiği diziyi en sevdiği yiyecekle izlemek istemesi.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Çatışma Eylem Stilleri Bireyler farklı çatışma durumlarına verdikleri tepkilerde farklılaşmaktadır. Bireylerin çatışma sürecindeki eylemleri için Çatışma eylem stilleri belirlenmiştir. Çatışma eylem stilleri 5’e ayrılır. • Kaçınmacı; kaçınmacı tutum sergilenir. Kişi yüzleşmeden ve amacından kaçar. • Zorlayıcı; birey amaçları konusunda isteklidir. Bunun için ilişkinin zedelenmesini göze alabilir. • Kolaylaştırıcı; birey ilişkiye kendi amaçlarından daha çok önem verir. • Uzlaşmacı; Hem ilişki hem amaç önemlidir. Ne yardan geçeriz ne serden! • Karşı Koyucu; Birey için çatışma birey için kazanç sağlanabilecek bir fırsattır. Uzlaşma yolunda alternatifler üretilir. • Bireyin eğilimi çevresiyle olan ilişkisini etkilemektedir.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Çatışma Çözüm Yolları Olumlu ve olumsuz çözüm yolları bulunmaktadır. Çatışma çözüm yolları veya başa çıkma yöntemlerinde en çok dikkat çeken kavram “Kazan-kazan” çözümler üretebilmenin önemidir. Kazan-Kazan çözümler üretmek; • İhtiyaçlar doğrultusunda istekleri belirtmek • Empati yapmak • Çözüm odaklı düşünmek • İki tarafın uygunluğunu gözetmek • İki tarafa da kazandırmaya yönelik olmak • Kazan-Kazan uzlaşmaya varılması aşamalarından oluşmaktadır.
BİLİŞSEL DÜZENLEME VE ANLAŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ Çatışma veya anlaşmazlık çözümünde yurt dışında ve ülkemizde kullanılan stratejilerden biride arabuluculuk yöntemidir. Anlaşmazlık yaşayan tarafların üçüncü bir kişi arabuluculuğuyla Kazan-Kazan çözüme ulaşmalarını hedefleyen bir çözüm stratejisidir. Özet Olarak; Çatışmaların iyi yönetilmediği durumda kişinin hem kendisine hem de çevresine yararı olmadığı görülmektedir. Aksine zedelenmiş ilişkiler kişinin benlik kavramına ve benliğine olan saygısı azalmaktadır. Çatışmaları iyi yönetmek, iyi bir sosyal beceridir.
Kaynakça; • • • https: //www. researchgate. net/publication/322301724_KISILERARASI_ILISK ILERDE_CATISMA_COZME https: //dergipark. org. tr/tr/download/article-file/30271 http: //psikolojiokulu. com/ikna-ve-iknanin-psikolojisi/ https: //dergipark. org. tr/en/download/article-file/679449 https: //aklinizikesfedin. com/bilissel-yeniden-yapilandirma-nedir/ https: //dergipark. org. tr/en/download/article-file/115119 https: //www. psikonet. com/sema-ne-demektir_nedir-156. html https: //www. researchgate. net/publication/326360774_Duygu_Duzenleme_S tratejileri_ve_Benlik_Saygisinin_Mutlulugu_Yordayiciligi https: //kardit-habitlab. com/bilissel/ https: //www. turkiyeklinikleri. com/article/en-stresin-norobiyolojisi-60934. html
- Slides: 26