SORU 1 Bir duyuya ilikin bir kavramn bir

SORU 1 Bir duyuya ilişkin bir kavramın bir başka duyuya aktarılarak anlatılmasına "duyu aktarımı" denir. Aşağıdakilerin hangisinde buna örnek vardır? A) Tablolarında sıcak renkler kullanırdı daima. B) Önce çalışma masamdaki lamba terk etti beni. C) Dağlar kadar sorunları vardı çözemediği. D) O güzelim şiirleri, hep içinden okurdu.

SORU 2 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "için" sözcüğü, "amacıyla, maksadıyla" anlamında kullanılmıştır? A) Sizin için herkes farklı şeyler söylüyor. B) Harcaması için biraz para verdim. C) İki gün için İzmir'e gidilmez, diyorum. D) O insan için yapamayacağım hiçbir şey yoktur.

SORU 3 "Köy, gece yarısı ayağa kalktı. " Cümlesindeki "köy" sözcüğü "köy halkı" anlamında kullanılmıştır. Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir kullanım yoktur? A) Dışarıdan kütük getirip şömineyi yaktık. B) Otobüse önden binilir, arkadan inilir. C) Ankara, törende marşları çok güzel söyledi. D) Bu şehrin ıssız sokaklarında yapayalnız dolaşıyordu.

SORU 4 I. Kurulda konuşulanları başkalarına aktarmış. II. Köy ve köylü gerçeğini aktardı şiirlerine. III. Bütün ceplerimi aktardım, anahtarı bulamadım. IV. Yazarın son romanını sinemaya aktardım. V. Bu yaz kiremitleri aktarmak gerekir. "Aktarmak" sözcüğü, yukarıdaki cümlelerde kaç farklı anlamda kullanılmıştır? A) 5 B) 4 C) 3 D) 2

SORU 5 “ Ağır " sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde “ Hafif hareketleri çevreden tepki görmesine yol açıyordu. " cümlesindeki “ hafif " sözcüğünün anlamca karşıtıdır? A) Beli ağrıdığı için ağır bir şey kaldıramıyor. B) Bu kadar ağır bir suçlama karşısında sessiz kalamazdı. C) Ağır ağır çıkın merdivenleri, nefesiniz kesilir. D) Ağır davranışlarıyla yaşından büyük olduğu izlenimini uyandırmıştı.

SORU 6 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, başka bir deyimle açıklanmıştır? A) O, yazılarında etliye sütlüye karışmaz, yalnızca günlük sorunlardan bahseder. B) Onun da ipliğini pazara çıkardılar, tüm kirli çamaşırlarını gözler önüne serdiler. C) Ben öyle eli kolu bağlı duramam, hiçbir şey yapmadan nasıl beklerim? D) Böyle göz nuru dökülmüş, bin bir emekle yapılmış bir eseri küçümseyemezsin.

SORU 7 Değerli öğrencim Orhan Oktay'ın uzun incelemeler sonucu kişilik ve eserlerini geniş bir şekilde ortaya koyduğu Beşir Fuat, şiir, tiyatro, roman ve öykü yazmadığı için, adı fazla duyulmuş bir insan değildir. Bu cümlede geçen "adı fazla duyulmuş bir insan değil" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Pek tanınmayan bir kişi olmak B) Dikkate değer bir insan olmak C) Değerli bir kişiliğe sahip olmak D) Başarılı olamamış bir kişi olmak

SORU 8 Yazarların birçoğu, eserlerinden daha uzun ömürlüdür. Bu cümle ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kimi sanatçıların, yazma işini yaşamları boyunca sürdürdüğü B) Her yeni eserin öncekinden daha başarılı olduğu C) Pek çok eserin kısa sürede değerini yitirdiği D) Her geçen gün daha seçici okuyucuların ortaya çıktığı

SORU 9 İnsanda çok keramet vardır; ama düşünce gücü kısıtlanmış, düşüncelerini etrafına iletme fırsatı bulamamış, bu fırsatı elinden alınmış insanda değil. Bu cümleye anlamca en yakın cümle, aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsan fikrine saygı, bilimselliğin en önemli ilkelerindendir. B) İnsan, cihanın en kusursuz ve en yüce canlısıdır. C) İnsanın yetenek ve yaratıcılığı düşünce özgürlüğü ile ortaya çıkar. D) İnsanı diğer canlılardan ayıran özelliği düşünme yeteneğidir.

SORU 10 Çağımızın hızlı yaşayan insanının günlerce, sayfalar dolusu okumaya ne sabrı, ne vakti var. Bu yüzden … Bu sözler aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez? A) sinema, günümüzün en çok ilgi gören sanatı durumundadır. B) tarihi olayları konu edinen eserlere karşı ilgi giderek artıyor. C) beş on sayfadan oluşan kısa öyküler, yoğun ilgi görmektedir. D) yayınevleri birkaç ciltten oluşan romanların yayımına pek sıcak bakmıyor.

SORU 11 Aşağıdaki cümlelerin hangisi üslupla ilgili bir yargıdır? A) Öykülerinde insanı, süssüz bir anlatımla, sevgi ve umutla besleyerek verdi. B) Pek az sanatçı, Tolstoy gibi, gerçekçi bir karakter yaratabilir. C) Romancı, kahramanı eksen alarak kuşaklar arasındaki çatışmayı işlemiştir. D) Toplumsal değişimlerin bireydeki yansımaları yapıtlarının ana temasını oluşturuyor.

SORU 12 (I) Oldukça yağışlı ve soğuk bir Ankara gününden sonra, sıcak bir hava, baharın bitimi ve yazın müjdecisi rengârenk çiçeklerin , yeşilliklerin dolu olduğu Antalya otogarındayım. (II) Buradan yürünerek müze ve antik tiyatronun yer aldığı kentin merkezine ulaşılabilinir. (III) Side yazılı sarı tabeladan sağa saptığımızda bir bölümü ayakta kalan su kemerlerini , antik kentin ilk tanıklarını gördük. (IV) Ayrıca tek tük kalan eski taş evler , antik yapılar da var. Bunlar Side kasabasının kuruluşuna ait izler niteliğinde. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde karşıt durumlar bir arada verilmiştir? A) I. B) II. C) III. D) IV.

SORU 13 Ben , diye açıklar Esendal: "İnsanlara yaşamak için kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanırım. İnsanları yoğrulmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmam. Zaten tam bir refah içinde, huzur içinde yaşamıyoruz. Bir de karanlık , kötü şeylerden bahsederlerse bize , onları okursak. . . İnsanları havana koyup ezmeye benzer bu. Halbuki insanların içinde bir umut olmalı. Yaşama umudu, neşe vermeli insana okudukları. " Bu parçada Esendal'ın asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Öyküler, romanlar, şiirler insanları yaşama bağlamalı; onlara yaşama sevinci aşılayabilmelidir. B) Yoksulluklar, yoksunluklar içinde yüzen insanlar pamuk ipliğiyle bağlıdır yaşama. C) Umut, insanı yaşama bağlayan ve ona yaşama gücü aşılayan bir kuvvettir. D) Sanatçılar, yaşamla ilgili acı gerçekleri olduğu gibi yansıtmamalı; onları düş gücüyle değiştirerek sunmalıdır.

SORU 14 Bir öyküde her şeyden önce yazarın söyleyeceği önemli bir söz olmalıdır, işte söylenecek olan bu önemli ve gerekli söz, bence öykünün temelidir. Kurgu ve yapı, söylenecek sözden ve konudan sonra gelir. Yazar , konuyu , söylenecek sözü , en güzel , en iyi biçimde anlatmalı ; okurun gözünde , zihninde açık ve seçik olarak belirtebilmelidir. Bu parçada öyküyle ilgili olarak anlatılmak isteneni açıklayan yargı, aşağıdakilerden hangisidir? A) Özentisiz ve yalın bir anlatımla ele alınmalıdır. B) Kurgusunun sağlam olmasına özen gösterilmelidir. C) Olay örgüsü gerçeğe yaslanmalıdır. D) Okura ulaştıracağı önemli bir mesaj (ileti) olmalıdır.

SORU 15 Bu konuşmasında “ Ben isterdim ki şiirlerim halkımızın bir türküsü gibi ezgili bir şekilde okunabilsin. " diyen Enver Gökçe; şiirlerinde halk dilindekine benzer yalın , sade ve etkili bir anlatıma ulaşabilmişti. Sözcükleri , tıpkı yüzyıllardan gelen türkülerdeki gibi titiz ve ustalıkla kullanabilmiş ; günceli, geleneksel söyleyişten yararlanarak verirken evrensel değerlere de açılabilmişti. Bu parçada tanıtılan sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Şiirlerinde günceli yansıttığına B) Şiirde ölçü ve uyağı öne çıkardığına C) Yalın ve sade bir anlatımının olduğuna D) Geleneksel edebiyatımızın ezgili söyleyişini benimsediğine

SORU 16 …İstanbul’da yeni doğanlar için yeni bir İstanbul doğuyor. İstanbul yalnızca köşkleri , koruları , tarihiyle değil ; yaşam biçimiyle , insanıyla ve diliyle de ölüyor. Kentin bu değerleri bir ışık hızıyla yitik bir geçmişe gömülüyor. Bir ömre değer güzellikler, bir yok oluyor. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçanın giriş cümlesi olmaya en uygundur? A) İstanbul'un doyumsuz güzelliklerinin yok olmasına seyirci kalamayız. B) İstanbul, İstanbullu olmuş olanlar için artık ölüyor. C) İstanbul, sadece İstanbullunun değil, hepimizindir. D) Bence İstanbul'un geçmişi değil, geleceği önemlidir.

SORU 17 Bir hikayeci için geniş yığınların arasına katılmak, ülkeyi bir başından öbürüne gezip tozmak, insanlarla içli dışlı olmak yeterli değildir. Bütün bunların dışında hikayeci derlediği gerekli ham maddeyi kendine özgü bir gerçekçilik anlayışıyla yeni baştan yoğurmasını; onu yeniden biçimlendirmesini de bilmelidir. Bu parçada hikayeciyle ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İyi bir gözlemci olması B) Biçim ve içerik dengesini ustaca oluşturabilmesi C) Gerçek yaşamı gözlemlerinden yola çıkarak kendine has bir yöntemle kurguya dönüştürebilmesi D) Toplumsal gerçekçi bir çizgi izlemesi

SORU 18 İnsanlar , canım insanlar ! Işıklar , güneşler hep sizin için. Sizinle anlamlı gökler ve deniz , / Sizinle bölüşür sevinci kuşlar , Siz varsanız , korkunç değil / Karanlığı gecelerin. Yukarıdaki dizelerden hareketle şair için aşağıdakilerden hangisi söylenemez ? A) Güzellikleri paylaşmaktan zevk aldığı B) Yaşamın sıkıntılarından şikayetçi olduğu C) İnsanları ve yaşamı sevdiği D) İyimser bir bakış açısına sahip olduğu

SORU 19 Kendini dev aynasında / Görüyorsa bir insan Sevgisiz yaşasın bırak / Dikenli dağlar tepesinde Acı bir yalnızlığa tutsak Yukarıdaki şiirde vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir ? A) Yalnızlığa mahkum olmak da bir tür tutsaklıktır. B) Kibirli insan kendisini de çevresini de sevmez. C) Kimi insani eksiklikler insanın çevresiyle ilişkilerini engeller. D) Kendini beğenmiş insan yalnızlığa , sevgisizliğe mahkumdur.

SORU 20 Başka yazarların bir sayfayla anlattığını bir iki cümleye sığdırırdı. O , bir cümle ile olayı anlatması bakımından , bir çizgiyle bir hikayeyi anlatabilen bir karikatüriste benziyordu. Yukarıdaki parçada kendisinden söz edilen yazarın anlatımında , aşağıdakilerden hangisi ağır basar ? A) Özlülük B) Açıklık C) Canlılık D) Renklilik

SORU 21 Kapıdere İstasyonu'nu ilk defa görüyordum. Dört yanı dağlarla çevrili, kazan içi kadar bir düzlük. Sırt sırta vermiş uyuklayan kayalar. Baygın bakışlı, yorgun kıvrılan köpüklü Savran Çayı. İhtiyarlamış bir istasyon binası. Dişleri dökülmüş kocakarıları andıran çarpık köy evleri. Birkaç kara vagon , üç beş uykusuz ray. Aceleci insanlar, birkaç başıboş köpek. Bu parçanın anlatımında yazar, düşüncelerini etkili kılabilmek için aşağıdakilerden hangilerine başvurmuştur? A) Kişileştirme - benzetme B) Tanık gösterme - tanımlama C) Örneklendirme - kişileştirme D) Karşılaştırma - benzetme

SORU 22 Deyimler , atasözleri gibi her durumda kesin doğru olmayabilir ve genel kural niteliği taşımaz. Kurallı cümle niteliği gösteren deyimlerimiz de vardır. Bunlar atasözlerine benzese de anlatımda genel kural niteliği taşımadıkları görülür. "Et tırnaktan ayrılmaz. " bir atasözü ; "et tırnak olmak“ ise bir deyimdir. "Atı alan Üsküdar'ı geçti. " cümle hâlinde kurulmuş bir deyimdir. Bu parçada kullanılan anlatım biçimi ve düşünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerden hangisidir? A) Tartışma - tanımlama B) Açıklama - örnekleme C) Tartışma - tanık gösterme D) Açıklama - benzetme

SORU 23 Kara gözler, kara gözler Kararmış kara gözler, Gemim deryada kaldı, Yelkenim kara gözler. Bu dörtlükteki en belirgin edebi sanat, aşağıdakilerden hangisidir? A) Kişileştirme B) Abartma C) Benzetme D) Cinas


1 A 10 B 19 D 2 B 11 A 20 A 3 D 12 A 21 A 4 A 13 A 22 B 5 D 14 D 23 D 6 B 15 B 7 A 16 B 8 C 17 C 9 C 18 B
- Slides: 25