SNR SSTEM HASTALIKLARI VE HEMRELK BAKIMI R GR
SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK BAKIMI ÖĞR. GÖR. FUNDA VEREN
SİNİR SİSTEMİ • MERKEZİ SİNİR SİST. • PERİFERİK SİNİR SİST. • OTONOMİK SİNİR SİST.
• MERKEZİ SİNİR SİST. : Beyin ve Spinal Korddan oluşur. • PERİFERİK SİNİR SİST. : Kraniyal ve spinal sinirlerden oluşur. Motor lifleri 2 türlüdür. Somotik motor lifler, otonomik lifler. Somotik motor lifler iskelet kaslarında sonlanır. • OTONOMİK SİNİR SİST. : Köklerini MSS den alır. MSS nin dışında ganglionlara sahiptir ve lifleri periferde pleksus oluşturur.
• Otonom sinir sisteminin efferent lifleri MSSden çıkış yerlerine göre 3’ e ayrılır: Kranial lifler, Torakolumbal lifler, Sakral lifler. • Periferal sinir sist. nin bir parçasıdır ve vücudun düz kaslarını, kalp kasını, bezleri inerve eder. • Bilinç dışı çalışır. • Otonom sinir sist. de uyarı gangliondan geçerek etkili (efektör) organa gider.
• • Somatik sinir sist. istemli çalışır Uyarı doğrudan doğruya etkili organa gider. Otonomik sinir sistemi 2 nöron zinciri halindedir: 1 - Preganglionik Nöronlar: Beyin sapında veya kordda yerleşmişlerdir. • 2 - Postganglionik Nöronlar: Sinir sistemi dışındaki ganglionlarda yerleşmiş ve sonlandığı organı inerve eden sekonder nöronlardır.
OTONOM SİNİR SİSTEMİ 2’ YE AYRILIR • 1 -SEMPATİK SİNİR SİST. : • Norepinefrine benzer bir madde salınır • Ağrı, soğuk, korku ve saldırı gibi uyarılar sempatik aktiviteyi uyarır. • Gastrointestinal sistem fonk. inhibe edilir ve kan dolaşım sistemi harekete geçer. Kalp hızı artar, kan basıncı yükselir, koroner damarlar genişler, akciğer bronşiollerinin çapı artar.
• 2 -PARASEMPATİK SİNİR SİST. : • Postganglionik liflerin sonlanmalarından asetilkolin salgılanır.
A-SEREBRUM (BEYİN) • 2 hemisfer ile birbirinden ayrılır • Hemisferler medial longitüdinal fissur ile birbirinden ayrılır. • Serebrum serebral korteks, konuşma merkezleri, internal kapsül, bazal ganglialar ve koklama alanlarını içerir.
Serebral korteks • Genel olarak akıl ve zeka bölgesidir. • Kıvrıntılı bir yapıya sahiptir. • Beş duyumuzdan gönderilen mesajları bilinçli olarak değerlendirir. • Düşünme, plan yapma, alınan verilerin değerlendirilmesi, eski bilgilerle karşılaştırılması, kişilik özellikleri, ince el becerileri, mantık, matematik, sanat, soyut düşünce
Konuşma merkezleri • Serebral hemisferlerin değişik alanlarında yer almaktadır. • Çoğu insanda sol hemisferde bulunur. • Broca ve Wenricke alanı olarak adlandırılır.
İnternal kapsül • Serebral korteksin tümünün afferent ve efferent lifleri beyin sapına doğru kıvrılır, • Beynin beyaz cevherinin derininde corona radiata’ yı yapar. • Bu lifler diensefalona geldiğinde geniş ve sıkı bir band olan internal kapsül adını alır
Bazal ganglialar • Korteks tarafından düzenlenen vücut hareketlerini kontrol eder,
Loblar • Beyindeki her hemisfer 4 temel lobdan oluşur, • Frontal lob • Parietal lob • Oksipital lob • Temporal lob
Frontal Lob • Kişiliğin, sosyal davranışların, süperegonun, hafızanın, konsantrasyonun kontrol edildiği yerdir, • Broca bu lobda bulunur • Broca konuşma ve yazma merkezidir, • Konuşmanın planlanmasından sorumludur
Parietal Lob • Dokunma, tatma, basınç, ağrı, sıcak ve soğuk gibi duyuları kontrol eder, • Büyüklük, şekil, mesafe algılamaları bu lobda kontrol edilir.
Oksipital Lob • Görme, anlama, konuşma alanı bulunur
Temporal Lob • Dinleme ve anlama alanı bu lobdadır • Konuşulanları yorumlayan alan Wenricke alanı bulunur
B-BEYİN SAPI • • • Diensefalon Orta beyin Pons Medulla oblangata (bulbus) Serebellum (beyincik)
Diensefalon • Beynin derininde orta beynin üzerinde yerleşmiş yumurta biçiminde bir gri cevher kitlesidir • Talamus ve Hipotalamus bölümlerinden oluşur • Talamus her türlü uyarıyı alır kaydeder ve kortekse iletir
• Hipotalamus otonom sinir sistemi üzerinde düzenleyici rol oynar • Anterior kısmı uyarıldığında parasempatik aktiviteyi etkiler • Kaudal kısmı uyarıldığında ise sempatik sistem aktive olur • Homeostazisi sağlar • Beslenme, doyma ve ısı merkezi hipotalamustadır
Orta Beyin • Pons, medulla oblangata ve serebellum arasındaki ilişkiyi sağlar
Pons • N. Abdusens, N. Fasiyalis, N. Akustikus, N. Trigeminus ponstan geçer
Medulla Oblangata • Beynin kranyum tabanında spinal korda bağlandığı yerdir • Motor korteksten gelen lifler medullada çaprazlaşır • Kardiyak merkez, solunum merkezi ve vazomotor merkezleri de içerir
Serebellum (beyincik) • Tüm vücut kaslarının hareketlerini ve kasılma zamanını koordine eder • İstemli hareketler serebellumun yardımı olmadan da yapılabilir. Ancak böyle hareketler düzensiz olur, • Serebellar bozukluk sonucu motor hareket kabiliyetinin bozulmasına asinerji veya serebellar ataksi denir
C- Spinal kord (medulla spinalis) • Piamater ile çevrili ince silindir şeklinde bir oluşumdur • Enine kesildiğinde H veya kelebek şeklinde gri cevher görülür • Etrafı uzunlamasına sinir liflerinden yapılmış beyaz cevher ile çevrilidir • Sinir hücrelerinin bulunduğu beyin ve spinal kord alanlarına gri cevher, miyelinli sinir liflerinden oluşan diğer bölgelere beyaz cevher denir
Spinal kord 3 yol içerir • 1 -duyusal afferent yol: afferent sinirler çıkan yoldan beyne gider • 2 -motor efferent yol: inen yol beyinden kas ve bezlere giden sinirleri kapsar • 3 -refleks yol: spinal kordda şekillenir, şu kısımlardan oluşur • Reseptör, afferent nöron, merkez (sinaps), efferent nöron, efektör organ
Meningsler • Beyin ve spinal kordu tümüyle örten zarlardır. • Üç tabakadan oluşur. • Dura mater: En dıştaki kalın ve dayanıklı zardır. Dura mater serebrum ve serebellum ile oksipital lob arasında gergin ve kalınlaşmış bir zar olarak devam eder. • Duranın bu bölümüne tentorium denir.
• Araknoid mater: Örümcek ağı gibi bir yapıya sahiptir. Dura mater ile pia mater arasında yer alır. • Serebrospinal sıvı pia ile araknoid mater arsında oluşur. • Araknoid vililer duranın içine doğru uzanır ve serebrospinal sıvı dolanımı burada sonlanarak kan akımına katılır.
• Pia mater: İnce ve hassa olan bu tabaka en içte seyreder. • Beyindeki sinir dokusunu ve spinal kordu sarar. Hassas olan bu zar kan damarlarını ihtiva eder. • Beynin geniş kan damarları subaraknoid mesafede uzanır. • Buradan pia matere geçerek beyni ve spinal kord hücrelerini besler.
SİNİRLER • Sinir hücresine nöron denir. • Üç temel özelliği vardır. Uyarılabilir, uyarıyı alır ve uyarıyı taşır. • Bir sinir hücresi nekadar büyük ise o derece kolay uyarılabilir. • Bölümleri: • Hücre gövdesi, akson ve dendiritler’dir.
• Akson uyarıları sinir hücrelerinden uzaklaştıran tek ve uzun sinir lifidir. • Dendiritler afferent yolardır ve periferden uyarıları alarak sinir gövdesine doğru ileten kısa liflerdir. • Periferik sinirlerin büyük bir kısmında akson bir miyelin kılıfı ile çevrilidir. • Miyelin kılıfı boğumlar yapar. Ranvier boğumları denir.
• Sinir dokusunda iki tip hücre bulunur. • Nöron ve glial hücreler. • Nöronlar sinir iletimini sağlarken glial hücreler nöronları sarar ve onları destekler. • Oligodendrosit miyelin kılıfı oluşturur ve sinir hücrelerini sıkıca sararlar • Mikro glialar sinir sistemini yabancı madde ve mikroorganizmalara karşı korurlar. Bu hücreler, fagositoz yapar, yabancı maddeleri yok ederler. • Astrositler Astrosit (yıldızsı hücre; astroglia) dediğimiz glia hücreleri ise, sinir hücrelerinin beslenmesine ve kimyasal işlemlerine çok önemli yardımlarda bulunur.
SİNİR İLETİMİ • Aksonlarında akson telodendriaları adı verilen küçük yumrular bulunur. Bu yumrular bazı transmitter maddeler ihtiva ederler. Örneğin asetil kolin, noradrenalin. • Transmitter maddeler ve Na, K, Ca iyonları da iletimde rol oynar • Ph alkali tarafa kaydıkça uyarılabilme artar, asit tarafa kaydıkça azalır
KRANİAL SİNİRLER • 12 ÇİFTTİR • Özel duyu impulslarını(tad, görme, işitme) • Genel duyu impulslarını (ağrı, dokunma, sarsıntı, sıcaklık, derin kas duyusu) • Somatik kas impulsları • İstemli ve istemsiz kas kontrolu •
• 1 -N. Olfaktorius: koku alma ile ilişkilidir • 2 -N. Optikus: Görme ilişkilidir • 3 -N. Okülomotorius: Birçok göz kasını kasar • 4 -N. Troklearis: Lezyonunda gözün dışa ve aşağı hareketi bozulur. • 5 -N. Trigeminalis: Çiğneme kasının motor kontrolünü yapar.
• 6 -N. Abdusens: Lezyonunda göz küresinin orta hattan dışa doğru hareketi bozulur. • 7 -N. Fasiyalis: Submaksiller, sublingual ve lakrimal glandların sekresyonunu kontrol eder. Fasiyel sinir lezyonlarında ağız kenarı karşı tarafa çekilir, ağız kenarından salya akar, hasta gözünü kapatamaz bu nedenle gözde irritasyon ve enfeksiyon gelişir. • 8 -N. Akustikus: İşitme ilişkilidir.
• 9 -N. Glossofaringeus: Farenksteki yutma kaslarını kontrol eder. • 10 -N. Vagus: Abdominal ve torasik organları uyarır, sindirim emzimleri ve diğer sekresyonların salınımını sağlar. • 11 -N. Aksesorius: Boynun iki motor kasını inerve eder. • 12 -N. Hipoglossus: Dilin motor kasını inerve eder.
Sipinal Sinirler • Korda çift olarak yapışmışlardır. • 8 servikal, 12 torakal, 5 lumbal, 5 sakral ve 1 koksigeal sinir olmak üzere 31 çift sipinal sinir bulunmaktadır. • Sipinal sinirler birinci lomber vertebranın alt kenarında sonlanırlar.
SEREBRAL KAN DOLAŞIMI • Beynin kan dolaşımı arkus aortadan çıkan iki karotis arter ve vertebral arter ile sağlanır. • 2 vertebral arter birleşerek baziller arteri oluştururlar.
BEYİN OMURİLİK SIVISI (BOS) • Beyin ve spinal kord çevresindeki subaraknoid boşluğu dolduran ve berrak görünümde bir sıvıdır. • BOS sürekli yapılırken bir taraftanda emilime uğrar. • BOS içinde protein, glikoz, lenfosit bulunur. • Koruyucu göreve sahiptir ve sinir hücrelerinin metabolizma artıklarını taşır.
• BOS ventriküllerin duvarlarında belirli bölgelerde genişlemiş kılcal damar yumakları olan koroid pleksuslarda oluşur. • Araknoid villuslar tarafından emilir ve venos kan dolaşımına katılır.
BOS BASINCININ ARTMA BELİRTİLERİ • • Baş ağrısı Projektif kusma Papilla stazı Uyanıklık kusuru Baş dönmesi Solunum bozukluğu Bradikardi Konvulsiyonlar
TANI İŞLEMLERİ • • a. Nörolojik muayeneler -Mental muayene -Ayakta durma muayenesi -Kraniyal sinir muayenesi -Hissiyet muayenesi -Motor sistem -Serebellar muayneler.
• Mental muayene: Hastanın bilinç düzeyi kişi zaman ve mekan oryantasyonu, kooperasyonu, uzak ve yakın hafızası, hesap yapma yeteneği değerlendirilir. • Ayakta durma muayenesi: Spastik yürüme, ördek vari yürüme, düşük ayak yürüyüşü, sarhoş vari yürüyüşü ve parkinsonvari yürüyüşü olup olmadığına bakılır.
• Kranial sinir muayenesi: 12 çift kraniyal sinirlere göre değerlendirme yapılır. En çok göz muayenesi değerlendirilir. • Hissiyet muayenesi: Hastanın ağrı, ısı temas duyguları kontrol edilir. • Motor sistem muayenesi: Reflekslere, kas tonüsune koordinasyona, kas hareketlerine ve kuvvetine, postüre bakılır. • Patolojik refleks olarak Babinski refleksi ayağın planter yüzünün dış kısmını künt bir cisimle çizmekle ortaya çıkar.
• Serebellar muayenler : Ard arda yapılan hareketler yaptırılır. • Genel postür değerlendirmesi yapılır. Özellikle beyin sapı lezyonlarında patolojik postürler gelişebilir.
b. Kafa filmi: Kafa kemiklerinin ve servikal vertebraların durumu hakkında bilgi verir. Film çekilmden önce işlem hakkında hastaya bilgi verilir. Başında madeni bir cisim varsa veya takma dişi varsa çıkarılır.
• c. Lomber ponksiyon: 3 -4 veya 4 -5 lomber vertebralar arasından subaraknoid mesafeye girilerek BOS alınır ve basıncı ölçülür. • İşlem hastaya açıklanır. • Hastanın mesanesi ve bağırsakları boşaltılır. • İşlem sırasında şiddetli bir ayak ağrısı olabileceği hastaya anlatılır.
• d. Sisternal ponksiyon: Dış oksipital bölgeden forenem magnum ile birinci servikal vertebra arasında subaraknoit mesafeye girilir. • İşlem arasında hastaya başını oynatmaması söylenir. • İşlemden birkaç saat veya gün sonra oksipital baş ağrısı ortaya çıkar. Bu nedenle hastaya yatak istirahati önerilir. • Ponksiyon yeri sızıntı ve enfeksiyon yönünden takip edilmelidir.
• e. Pnömoensefalografi : LP iğnesi ile subaraknoid mesafeye girilir ve bir miktar sıvı alınır, yerine hava verilir. Böylece ventriküllerin durumu değerlendirilir. • f. Ventrikülografi: Pnömoensefalografi ile işlemin amacı aynıdır.
• g. Anjiografi: Karotis arter veya vertebral arteden girilerek radyoopak madde verilerek beyin damarlarının durumu değerlendirilir. Femoral arterden de girilebilir. İşlem hastaya açıklanır. Lokal veya genel anastezi yapılır, opak madde anaflaksiye neden olabilir, işlem sırasında yaşam bulguları kontrol edilir, hava embolisi yönünden hasta gözlenir, iğnenin giriş yerinde hematom olup olmadığı değerlendirilir, hasta normal faaliyetlerine birkaç saat içinde başlayabilir, lokal enfeksiyon belirtileri gözlenir.
• h. Miyelografi: LP ile subaraknoid mesafeye radyoopak madde enjekte edilir. • ı. Elektroensefalografi (EEG): Elektrotların yardımı ile beyin elektriksel aktivitesi kaydedilir. • İşlem hastaya açıklanır. • İşlemden önce hastanın saçı temizlenir.
• i. Tomografi: Beyin dokusunun tabaka görüntülerinin saptanması işlemidir. • İşlem hastaya açıklanır. • Hastanın başındaki küpe, saç tokası gibi madeni eşyalar çıkarılır. • j. Elektromiyografi (EMG): Muskuler hastalıkların tanısında sıklıkla kullanılan bir testtir. • İşlem hastaya açıklanır. • Adeleye bir iğne cildede elektrot yerleştirilerek kasın kasılıp gevşeme durumu kaydedilir.
NÖROLOJİK HASTALIKLAR • Bilinçsiz hasta ve hemşirelik bakımı: • Etiyoloji: Supratentoryal beyin lezyonları, subtentoryal beyin lezyonları, beyin travmaları ve kanamaları, elektrolit dengesizlikleri, fonksiyonel veya psikiyatrik hastalıklar.
• Bilinçsizlik seviyeleri • Birinci seviyede bilinç değişikliği kişi kolay uyarılabilir, uyarılara cevap verir. • İkinci seviye letarji: Bu seviyede hasta yarı uyku hali, küntlük, davranışlarda ağırlaşma vardır. Fakat hastalar genellikle uyarıya reaksiyon verir. • Üçüncü seviye Stupor: Fiziksel ve mental aktiviteler minimaldir. sözlü uyarılara cevap yetersizdir veya çok zor anlaşılır. • Dördüncü seviye hafif koma veya yarı koma: Normal uyarılara cevap yoktur. Fakat ağrılı uyarılara cevap alınabilir.
• Beşinci seviye derin koma: Ekstremiteler hareketsizdir. Ağrılı uyaranlara cevap yoktur.
• Bilinçsiz hasta bakımı: Amaç hastanın normal yaşam aktivitelerini sürdürmek ve bunlara yardımcı olmak, hastayı bilincine kavuştuğunda yaşamını engelleyecek komplikasyonlardan korumaktır. • Hava yollarını açık tutmak: Beyin hastaları için çok önemlidir. CO 2 düzeyi arttığında beyin ödemi gerçekleşir. Hava yollarının açık olması için gerektiği sıklıkta aspirasyon yapılır, airway, endotrakeal tüp takılabilir veya trakeotomi açılabilir. • Hasta yarı oturur pozisyonu alınır.
• Yaşam belirtileri sık kontrol edilmeli ve kaydedilmelidir. Örneğin nabzın azalması ve kan basıncının artması intrakranial basınç artmasını düşündürür. • Cild rengi, ağız, burun ve kulak sekresyonu gözlenmelidir. • Bilinç düzeyi, ışık reaksiyonu ve pupil büyüklüğü ekstrimitelerin duyu ve motor cevabı sık kontrol edilmelidir. • Normal ve anormal refleksler değerlendirilir.
• Bilinçsiz hastanın normal vücut temizliğini sürdürmek gerekir. Bunun için günlük cild temizliğinin yapılması gerekir. Göz bakımı özellikle çok önemlidir. • Hastaya her iki saatte bir ağız bakımı yapılmalıdır. • Bilinçsiz hastada özellikle kas atrofisi ve kontraktürler daha kolay gelişir. • Hastanın beslenmesinin devamlılığının sağlanması gerekir. Bilinçsizse ve yutma refleksi yoksa NG takılır. • Hastanın eliminasyonunun sağlanması gerekir.
ENDOTRAKEAL ASPİRASYON • • Sekresyonu dışarı atmak Hava yollarının açıklığını sağlamak amaçtır Hastada solunum hızında artma Kalp hızında artma Dispine Hırıltılı solunum Huzursuzluk Suni hava yolu içinde sekrestonların görülmesi
• Akciğerler steteskop ile dinlendiğinde hırıltılı ses duyulması • Ventilatörde yüksek basınç alarmı • Siyanoz • GEREKLİ MALZEMELER • Steril aspirasyon kateteri • Steril eldiven • Aspiratör • Steril su • SF • Ambu
Uygulanışı • • Malzemeler hazırlanır İşlem hastaya açıklanır Steril eldiven giyilir Kateter steril olacak şekilde tüpe girerken klemplenmelidir • Hasta 5 -6 kez ambu ile havalandırılır • Aspiratör çalıştırılır
Kateter tüp içine irrite etmeden itilir. Geri çekilirken kateter baş ve işaret parmağı arasında döndürülerek çekilir • Aspirasyon kateteri steril sudan geçirilir • Aspirasyon zamanı 10 saniyeden uzun tutulmamalıdır • Hasta arda 4 defadan fazla aspire edilmemelidir • Aspirasyon bitiminde ve aralarında hasta ambulanır • Sekresyonlar koyu ve yapışkan ise tüp içine 35 cc SF verilir
• Aspirasyon süresince hastanın nabzı izlenmelidir. Kalp hızı 20 atımdan daha çok azalıyorsa ya da 40 atımdan çok artıyorsa veya ekstrasistoller görülüyorsa işlem bırakılır. • Endotrakeal aspirasyon bitince ağız içi ve orofarenks aspire edilir • Yaşam bulguları kontrol edilip malzemeler yerine kaldırılır • Sık sık ağız bakımı verilmelidir. 2 saatte bir tüpün kafı indirilir ve tüpün çevresine hergün cilt bakımı verilir
ENDOTRAKEAL ASPİRASYON KOMPLİKASYONLARI • • Hipoksi Enfeksiyon Hipoksemi Trakeal tavma Bradikardi, taşikardi, ekstrasistol Alveoler kollaps Kardiyak arrest, ölüm
KAFA İÇİ BASINCI ARTMA SENDROMU( KİBAS) • Etiyoloji: Beyin lezyonları, tavmalar, ödem, hemoraji, tümör, apse ve enfeksiyonlar • Belirti ve Bulgular: • İç çekme, esneme, huzursuzluk • İrritabilite, konfüzyon, disoryantasyon • Deliryum, bilinç seviyesinin azalması • Fışkırır tarzda kusma, Pupil reaksiyonunda azalma • Anizokori, papil ödem
• KİBASIN nedenine göre afazi, hemipleji, hemiparezi, Babinski refleksi görülür • KİBAS zamanında tedavi edilmezse herniasyon gelişebilir
Herniasyon 3 şekilde olabilir • Falks herniasyonu: Beynin 2 hemisferini birbirinden ayıran duramater uzantısıdır. • Beynin bir hemisferinde olan lezyon bu hemisferi karkıya doğru iter ve burada herniasyon gelişir. Nadir görülür • Tentoryal herniasyon: Beynin tentoryum üzerinden fıtıklaşmasıdır • Beyin sapını aşağı doğru iter ve sıkıştırır
• Foramen magnum herniasyonu: Beyin sapındaki oluşumların oksipital kemik ile servikal vertebranın birleştiği açıklıktan aşağı doğru herniasyonudur • Beyin sapı kemik yapı arasında sıkışacağı için en hayati herniasyondur. Hasta solunum ve dolaşım arrestinden kaybedilebilir
TEDAVİ VE HEMŞİRELİK BAKIMI • Öncelikle ödeme neden olan faktörün ortadan kaldırılması gerekir • Ozmotik diüretiklerle diürez sağlanır. %30 - 50 glukoz, konsantre protein veya serum albumini verilebilir • Steroid kullanılabilir • Mannitol verilir • Beyin drenajı için baş 30 -40 derecede tutulur
• Ventriküler drenaj yapılır. LP yapılırsa herniasyon gelişebilir • KİBASlı hastada zorlayıcı işlerden kaçınmak gerekir. Lavman, ıkınma, öksürme, hapşırma, nazotrakeal aspirasyon • Baş ağrısı için analjezikler verilebilir • KİBASı önlemek için hipoksinin önlenmesi gerekir • Yaşam bulguları takip edilir ve kaydedilir
• KİB yükselirken nabız, solunum hızı yavaşlar ve TA yükselir • Beyin baskı altında kalmaya devam ederse sirkülasyon zayıflar ve nabız ile solunum hızlanır • Vücut ısısı genelde yüksektir • Nabız basıncının değişmesi ciddi bir bulgudur
SEREBROVASKÜLER HASTALIKLAR • Stroke veya apopleksi terimleri de kullanılır • Fokal nörolojik defisitin ani olarak ortaya çıkması veya gelişmesi • Tromboz, emboli, kanama şeklinde görülmektedir
Tromboz • Diabeti, hipertansiyonu, arteriosklerotik yaşlılarda görülür • Damarda oluşan arteriosklerotik plak damarı daraltır ve suladığı alana daha az kan gider • Olay daha yavaş geliştiği için hastada önceden bazı şikayetler başlar; el, kol ve bacağında gelip geçici uyuşmalar(TİA)
• Önlem alınmazsa tıkanma tam olur ve hemipleji, afazi görülür • Vertebral baziller arter yetmezliğinde baş dönmesi, denge bozukluğu beyin sapının hastalandığını gösterir • Parezi, paralizi, kafa çiftlerine ilişkin bulgular ortaya çıkar • Tanı: Serebral anjiografi ile konur. Yaşlılarda kontrendikedir
TEDAVİ VE BAKIM • Trombüs ana bir arterde ve yeni bir oluşum ise embolektomi yapılır • TİA önlemek ve strokun gelişimini engellemek için antikoagülan tedavisi başlanır. Heparin verilir daha sonra coumadin tedavisine geçilir. • Hasta ve ailesi hastalık, tedavi, beslenme gibi konularda bilgilendirilmelidir • Hastanın diyeti ayarlanmalıdır • Kanama kontrolü yapılmalıdır
EMBOLİ • Önceden belirti vermez • Daha çok 20 -40 yaşları arasında görülür • Etiyoloji : ekstrasistoller, enfarktüs, AF, romatizmal kalp hastalıkları, kırıklar, kalp ameliyatları, tümör embolisi, postpartum dönem • Belirti ve bulgular: hemipleji, ani bilinç kaybı
• Tanı: hasta ailesinden alınan öykü, dikkatli bir nörolojik muayene, anjiografi • Tedavi ve bakım: acil anti koagülasyona başlanır • Bilinçsiz hasta bakımı uygulanır • Emboliye neden olan faktör tedavi edilir • Akut devredeki komplikasyonları önlemek • Deformiteleri düzeltmek • Maksimum bağımsızlığını sağlamak • Sosyal ve fiziksel uyumu sağlamak için hasta rehabilite edilir
KANAMALAR • Anevrizma, hipertansiyon, diyabet, kollajen doku hastalıkları ve travma etkendir • İntraserebral kanama: beyin içine olur • Hipertansif ve arteriosklerotik yaşlılarda görülür • Hastada yüz kırmızıdır • Hırıltılı solunum vardır, hasta komadadır • Baş ve gözler kanayan tarafa bakar
• Subaraknoid kanama(SAK): genç ve orta yaşlılarda görülür • En sık neden anevrizmadır • Hipertansiyon ve gelip geçici baş ağrıları vardır • Ense sertliği, tüfek tetiği manzarası, irritabilite, şiddetli baş ağrısı, kusma, çift görme belirtileridir • Bilinçte kapanma açılma olur • LP yapılırsa BOS kanlı gelir
• Epidural kanamalar: genellikle kafa travmasından sonra kanın duramater ile kemik arasına toplanmasıdır • Travmadan hemen sonra bilinç kapanmıştır, etkisi geçince bilinci açılır • Hematomun büyüklüğüne göre bilinç değişir • Beyin ve beyin sapı baskı aıltında kalır • Göz dibinde staz • Herniasyon bulguları
• • • Subdural Hematom: venöz kanamadır Daha yavaş ilerler Nedeni travma Anjiografi, tomografi ile tanı konulur Kanamalarda Tedavi ve Hemşirelik bakımı: Prognoz iyi değildir Bilinçsiz hasta bakımı uygulanır Mide kanaması kontrolü Antikoagülan verilmez Vücut ısısı yükselebilir
• KİBAS yönünden hasta takip edilir • Hasta gereksiz yere hareket ettirilmez • Pozisyon değişimi 2 saatte bir olmalıdır, ancak plejik tarafta 20 dakikadan fazla bekletilmez • Bakım sırasında hasta ile konuşulur
MENENJİT • Menenjit, beyin ve omurilik zarlarının iltihaplanmasıdır. Hemen hemen bütün vakalarda vücudun başka bir bölgesinde (kulak, sinüsler, üst solunum yolları) görülen bir enfeksiyona bağlı olarak gelişir. • Menenjit bakterilere bağlıysa çok acil tıbbi yardım gerektirir.
• Virüslerin sebep olduğu menenjitler ise daha hafif seyreder ve genellikle vücutta hiçbir hasar bırakmaz.
• • • BELİRTİ ve BULGULAR • Ateş • Şiddetli başağrısı • Ense, omuz ve sırtta sertlik hissi • Ense öne doğru eğildiğinde sırta ve omurgaya vuran şiddetli ağrı • Işığa tahammülsüzlük (fotofobi) • Sersemlik ve bilinç bulanıklığı • Bulantı, kusma • Nöbet, koma • Vücudun herhangi bir yerinde kırmızı-mor renkte döküntü • Bebeklerde; bıngıldakta şişme, şiddetli ağlama
• NEDENLERİ • • Bakteriler: Haemophilus influenza tip b, Neisseria meningitidis ve Streptococcus pneumoniae • • Virüsler: Kabakulak virüsü, Herpes simplex, enterovirüsler • • Mantarlar: Cryptococcus • • Tüberküloz (verem)
TANI • • İlk yapılacak işlem bir lomber ponksiyondur • Bu yöntemle beyin-omurilik sıvısı incelenir. Sıvının görünümüne, rengine bakılır. • Sıvı içindeki basınç, protein, glikoz miktarı ölçülür ve hücre sayımı yapılır. • • Kan, idrar, burun ve kulak akıntısı, beyinomurilik sıvısı kültürleri ile etken bakteri tanımlanmaya çalışılır. • • Akciğer filmi: Tüberküloz odağı saptanabilir
• TEDAVİ • Enfeksiyon tamamen geçinceye kadar hastanede yatış esastır. Hastalık bulaşıcı olduğu için en az 48 saatlik izolasyon gerekebilir. Hastada fotofobi varsa oda karartılmalıdır. • Bakterilere bağlı menenjit: • • Antibiyotikler kullanılır. Hastayla yakın temasta bulunan kişilerin de koruyucu amaçlı antibiyotik kullanması gerekebilir. • • Bol sıvı alınmalıdır. • • Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar kullanılır. • • Enfeksiyon odağı belliyse (kulak, sinüs gibi); tekrar menenjit gelişmesini engellemek için bu bölgenin cerrahi işlemlerle boşaltılması gerekebilir. • Virüslere bağlı menenjit: Genellikle ilaç tedavisi verilmez. Bulgulara yönelik tedavi yapılır. • • İstirahat ve damardan sıvı verilebilir. • • Herpes simpleks''e karşı asiklovir seçkin tedavi şeklidir. • Tüberküloz menenjiti: Antibiyotik kombinasyonları kullanılır
Komplikasyonları • Hidrosefali, apse, hemipleji, parapleji, görme kaybı, zeka geriliği görülebilir
ENSEFALİT • Beyin dokusunun iltihabıdır • Tüm virüsler , kızamık, polıo, herpes ve kuduz virüsü ensefalit yapabilir • Belirtileri konvülsiyon, konfüzyon, stupor veya koma, afazi, tendon refleksinde asimetri, babinski +, istemsiz hareketler, nistagmus, ense sertliği vardır
• • Tanı için BOSta hücre sayısına bakılır Spesifik bir tedavisi yoktur Stereoid verilebilir Yatağa bağımlı hasta bakımı verilir
GUILLAIN BARRE SENDROMU (GBS) (LANDRY FELCİ) • Spinal kökleri , periferik sinirleri bazen de kranial sinirleri tutan nöropatidir • Neden kesin belli değildir • Virüsler, enfeksiyonlar ve bir allerjik reaksiyon sonucu geliştiği düşünülmektedir • Enfeksiyöz ajana ya da diğer bir etkene karşı oluşan antikorlar sinir hücresini çepeçevre saran ve myelin oluşturarak sinir iletimini sağlayan Schwann hücrelerine karşı reaksiyon verirler. • Böylece myelin kılıf harabiyete uğrar (demyelinizasyon) • Daha sonra sinir hücresine makrofaj birikimi olur ve sinirdeki hasar artar • Bazı enfeksiyonlarda (Kampilobakter jejuni enfeksiyonu) GBS daha şiddetlidir. Burada myelin kılıf ile birlikte aksonlarda da hasar vardır
(GBS) • 1 -3 hafta önce sindirim (diyare) veya solunum sist. Enfeksiyonu (ÜSYE) vardır • BELİRTİ VE BULGULAR • Hastalarda yaygın güçsüzlükler, duyu kayıpları, aritmiler ve kan basıncında ani değişmeler ortaya çıkar • Genellikle alt ekstrimiteden ve aşağıdan başlayıp yukarı doğru ilerleyen uyuşma, karıncalanma ve kuvvet azlığı vardır
(GBS) • BELİRTİ VE BULGULAR • Erken safhalarda iki tarflı yüz kaslarında güçsüzlük (fasial displeji) sık görülür • Ağız ve yutak kaslarındaki güçsüzlük yutma ve sekresyonların temizlenmesinde sorunlara yol açar • Göz kapaklarında düşüklük (pitozis) • GBS’de en önemli sorun güçsüzlüğün ilerleyerek solunum kaslarını tutması sonucu solunum yetmezliğinin ortaya çıkmasıdır
(GBS) • BELİRTİ VE BULGULAR • Solunum güçlüğü ortalama olarak parestezilerden bir hafta sonra ortaya çıkar, iki haftadan sonra görülmesi nadirdir • Hastalarda kesik konuşma, taşipne, taşikardi, terleme gibi belirtilerin olması hastaların solunum yetmezliğine girdiğini gösterir
(GBS) • • BELİRTİ VE BULGULAR Vücut ısısı genelde normaldir Baş, sırt ve ekstrimite ağrısı vardır LPde hücre olmaksızın albuminde artma vardır
(GBS) • GBS’Lİ HASTALARIN BAKIMI • Hastalık sekel bırakmadan düzelir, tekrarlayabilir • İnterkostal kaslar etkilendiği için solunum yetmezliğinden hasta kaybedilebilir • Solunum takibi çok önemlidir • Hasta mekanik ventilatöre bağlanabilir • Entübasyon için gerekli hazırlıklar yapılır • Akc. Enfeksiyonlarına karşı hasta korunmalıdır • Aspirasyon Pnömonisi (etkin öksürememeye bağlı olarak) ve pulmoner emboli gelişmişse mekanik ventilasyon endikasyonu vardır
(GBS) • GBS’Lİ HASTALARIN BAKIMI • Mekanik ventilasyona bağlanma sürecini uzatmak için derin soluk alıp verme egzersizleri uygulanır • Hastaya uzun süreli entübasyon uygulanacaksa trakeostomi açılır, trakeostomi bakımı yapılır • Uzun süre yatağa bağımlı hastalarda DVT, Bağırsak ve mesane boşaltım sorunları, paraletik ileus, akc. ödemi ve atelektazi, yatak yarası, kas atrofisi ve konraktürler gelişebilir • Cilt kuru tutulmalı ve yatak banyosu sonrası kremlenmelidir
(GBS) • GBS’Lİ HASTALARIN BAKIMI • Gözleri kapanmayan hastalarda antibiyotikli göz damlaları ile konjonktivit önlenmelidir • Ağız bakımı verilerek ağız mukozası kandidiazis bakımından takip edilmelidir • Ağrılara karşı lokal sıcak kompresler uygulanabilir • Sekresyonların atılması için trakeal aspirasyon yapılabilir. Komlikasyonlara dikkat! • Hasta erken dönemde enteral beslenmelidir
(GBS) • TEDAVİ • Tedavide Plazma değişimi yapılır ya da gamaglobulin (IVIG) verilir • Antibiyotik ve kortikosteroidler (? ) verilebilir
MYASTENİA GRAVİS • Etiyolojisi bilinmemektedir • Sinir ucundan adale lifine uyarı iletimi güçleşir • Yüz, dudak, dil, göz, boğaz ve boyun adalelerinin etkilendiği motor bir hastalıktır • Asetil kolin reseptörüne karşı antikor oluşumu le karakterize otoimmun bir hastalık • Sinir kas kavşağında asetilkolinesteraz enzimi ile hızlı parçalanması ve inaktivasyonu sonucu geliştiği düşünülmektedir
MYASTENİA GRAVİS • Belirti ve bulgular: ileri derecede adale yorgunluğu vardır • Sabahları daha iyi, gün içinde yorgunlukları hızla artar • Çift görme, şaşılık, göz kapaklarının düşmesi(pitozis), çiğneme, yutma, konuşma ve solunum kasları etkilenmiştir • Hastadaki çene güçsüzlüğü tipik olarak çenesini açmaktan çok kapatmaktaki zorlukla belirlenir • Nazofarengeal güçsüzlük hastanın konuşması esnasında sesinin giderek genizden gelmesi ile tanınır • Hastanın 100’e kadar saydırılması ile test edilebilir
MYASTENİA GRAVİS (MG) • Disfaji hastaya sıvı gıdalar verildiğinde sıvıvnı yutulamayarak burundan gelmesi ile ve zayıf öksürük ile tanınır • Solunum yetmezliği ve stridor MG’li hastalarda ilk klinik bulgular olabilir • Tekrarlar ve alevlenmeler gösterir • Tanı ve Tedavi iyi huylu timus tümörünün olup olmadığına bakılır • Timektomi yapılabilir • Intravenöz immunglobulin tedavisi
Tedavi ve Hemşirelik Bakımı • Hasta yutma güçlüğü ve solunum yetmezliği bakımından takip edilmelidir • Neostigmin hazır bulundurulmalıdır (sekresyon artışına neden olur-atropin verilebilir) • Ventilatöre bağlanabilir • Sıvı elektrolit dengesi kontrol edilir • Günlük aktivitelerinde hastalara yardımcı olurken sabırlı davranmak gerekir • Hasta semifowler pozisyona alınır • Postüral drenaj ve solunum egzersizi yaptırılır
• Kolinerjik kriz belirtileri gözlenir, aşırı derecede solunum sıkıntısı, adele zayıflığı, yutma güçlüğü • Solunum takibi çok önemlidir
PARKİNSON • Nedeni kesin bilinmemektedir • Parkinson beyinde “substansiya nigra” denilen özel sinir hücrelerinin oluşturduğu bir çekirdeğin iyi işlev görememesinden ileri gelir. • Substansiya nigranın sinir hücreleri “dopamin” denilen kimyasal bir madde yapar ve depolar. Bu hücreler beynin derinliğinde bulunan ve komşu konumdaki küçük bir gri cevherden oluşan ve “korpus striatum” (çizgili cisim) denilen bir yapının sinir hücreleriyle bağlantılıdır. • Substansiya nigra hücrelerinin yaptığı dopamin, sinir lifleriyle korpus striatuma taşınır ve oradaki hücreler arasında kimyasal iletici olarak görev alır.
• Substansiya nigra hücreleri hasara uğrarsa dopamin yapıp depolayamaz ve striatumda dopamin eksilir. Bu eksiklik ciddi boyutta olduğunda parkinson belirtileri ortaya çıkmaya başlar. • İlaçlar, toksik maddeler, travma, arterioskleroz substansiya nigra hücrelerinin harabına neden olabilir • Beyin sapında sinir hücresi kaybı, bazal ganglionlarda değişiklikler, dopamin azalması
PARKİNSON • Belirti ve Bulgular • Temel Belirtiler: Tremor, Rijidite, Bradikinezi • Titreme (tremor): Sıklıkla bir taraftaki elde, bazen de bir ayakta ortaya çıkar. Titreme tek bir parmağın titremesine sınırlı kalabildiği gibi bazen de dili, dudakları ve çeneyi etkileyebilir ancak baş veya ses titremesine yol açmaz. • Baş parmak ve işaret parmakların ileri-geri hareketleri ve elin bozuk para sayma ya da bir çakıl taşını baş parmak ve işaret parmak arasında yuvarlama hareketi şeklinde olabilir. Titreme ayakta ortaya çıktığı zaman pedala basma hareketini andırır. • Parkinson hastalığında etkilenmiş olan el veya ayak, diğer hastalıklarda görülebilen titremelere benzemeksizin, dinlenme sırasında titrer. Titreme uyku sırasında ve o uzvun harekete başlamasıyla kaybolur. • Sinirlilik, yürüme, stres altında kalma ya da zihinsel faaliyetle aşırı meşgul olma titremeyi arttırır.
PARKİNSON • Kas Sertliği (Rijidite): Pasif harekete karşı olan bir direncin varlığıdır • Hastaya gevşemesini söylenir, hastanın ekstrimiteleri eklem yerlerinden bir çok kez nazikçe gerilir ve bükülür • Bu pasif harekete karşı eklem çevresinde direnç varlığı aranır. Böyle pasif harekete karşı sürekli bir direnç bulunmasına “rijidite” denilir. • Normalde kasların dinlenme halinde yumuşak ve gevşek olması gerekirken rijidite varlığında dinlenme halinde bile sabit biçimde gergin ve elle hissedilebilen belli bir sertlikte olduğu görülür. • Parkinson hastalığında rijidite en sık el, ayak bileği, dirsek veya diz gibi eklemlerde saptanır.
PARKİNSON • Hareketlerde Yavaşlama (Bradikinezi): Hareketlerin düzenli aralarla tekrarı ve eklemlerin hareket açıklığı azalmıştır. • Hastaların basit günlük işlerini yapma sırasında, örneğin düğme ilikleme, kravat ve ayakkabı bağlama, yazı yazma ve çatal-bıçak kullanma gibi incelik isteyen işlerde başlangıçta hafif derecede hissettikleri güçlük giderek artar. • Zamanla istemli hareketlerin çoğunun yapılmasında, örneğin yemek yerken ve çiğnerken, alçak bir koltuktan doğrulurken, otomobile binerken ve inerken, yatakta bir taraftan diğer tarafa dönerken zorlanmalar dikkati çeker. • Hareket yavaşlığı ne çok kadar belirgin olsa da hastaların kas gücü, yani kuvveti normaldir
PARKİNSON • Diğer belirti ve bulgular • Öne doğru postür dikkati çeker, maske yüz (mimikler kaybolur), salivasyon ve lakrimasyon vardır • Hasta küçük adımlarla hafif öne eğik yürür • Konstipasyon, inkontinans, monoton ve yavaş konuşma spesifiktir
• Tedavi ve hemşirelik bakımında: tedavi hastalığın belirtilerini hafifletmeye ve seyrini yavaşlatmaya yöneliktir • Dopamin sinir kas iletimini sağladığı için LDopa verilir ve hasta ilaçlarını ömür boyu kullanmak zorundadır • Rijiditeyi ve tremoru azaltmak için antikolinerjik ilaçlar kullanılır(akineton)
• Postür ve yürüyüş için egzersiz programı uygulanır • Salivasyon nedeniyle yemede güçlük olur • Bakımda sabırlı ve hoş görülü olmak gerekir • Hastaları mümkün oldukça hareketli tutmak önemlidir
MULTIPLE SKLEROZ(MS) • • 20 -40 yaş arasında başlar Daha çok kadınlarda görülür Nedeni bilinmeyen kronik bir hastalıktır Merkezi sinir sistemi boyunca yaygın skleroz plakları, düzensiz dağılmış miyelin kılıfı dejenerasyonu ve akson dejenerasyonu vardır • Plaklar MSS nin her yerinde bulunabilir • Daha çok beynin beyaz maddesinde ve omuriliğin dış kısmında yerleşir
• Etiyoloji enfeksiyon, travma, yorgunluk, fazla çalışma, emosyonel baskı, aşı olabilir • Genellikle bir veya daha fazla süre seyreden akut alevlenmeler ve iyileşme dönemleri gösterir • Tam iyileşme çok nadirdir • Birçok MSli hasta yatağa bağımlıdır • İlk semptomlar ani başlamasına rağmen sinsi bir hastalıktır • Hafif görme bozukluğu, ekstrimitenin geçici zayıflığı aylar veya yıllar öncesinden hastalığın belirtisi olabilir
• Heceleyerek konuşma, hafıza bozuklukları, tremor, miksiyonda zorluk, yürüme spastik hale gelir • Hastanın istirahati sağlanmalıdır • Ani ısı değişimlerinden kaçınılmalıdır • Soğuk uygulamanın MS belirtilerini geçici olarak azalttığı, sıcak uygulamanın ise belirtileri kötüleştirdiği bazı hastalar tarafından ifade edilmektedir • Rehabilitasyon, fizik tedavi, psikoterapi uygulanır • Hamilelik önlenmelidir (Aile planlaması) • Hastayı pozisyon değiştirmeye alıştırmak için yerden bir şey alma oturma kalkma, dönme egzersizleri yaptırılabilir • Mesane ve bağırsak inkontinansı olduğu için perine bakımına ve mesane-bağırsak eğitimine önem verilmelidir
EPİLEPSİ • Elektro fizyolojik açıdan merkezi sinir sisteminde ileri derecede ve yaygın anormal nöron deşarjı sonucu ortaya çıkan klinik bir tablodur.
• Etiyolojide akut serebral anoksi, calsiyum fosfor metabolizmasında bozukluk(üremi ve hepatik koma), bazı entoksikasyonlar, beyin lezyonu, tümörler, apseler, tüberküloz sklerozu vardır • Patofizyoloji: fokal serebral nöbetler kortekste bir odaktan çıkar. • Vücudun yarısında kısa süreli motor bozukluk görülür • Bilinç kaybı olmaz, tonik klonik kasılmalar görülmez
Jeneralize Konvülsiyon • • • Aura Cri epileptikus Tonik safha Klonik safha Post iktal dönem
• Aura kişiden kişiye değişiklik gösterir • Hasta diafragma ve larinks spazmı nedeniyle alçak ya da yüksek tonda bir ses çıkarır(cri epileptikus) • Hasta yere kütük gibi düşer. Bu sırada tam bir bilinç kaybı vardır • 30 -40 sn. süren tonik kasılma olur. Baş ve gözler yukarı veya yana dönüktür. • Nefes alamadığı için hasta siyanotiktir • Ağızda köpük vardır ve dilini ısırmış olabilir • 25 -40 sn. süren tonik klonik dönemde idrar ve gaita inkontinansı vardır
• Konvülsif hareketlerin kesilmesinden sonra hasta gevşer • Bilinç geri gelebilir ya da hasta post iktal döneme girer • Nöbetlerin süresi bir dakikadan az olabileceği gibi yarım saat ya da daha fazla da sürebilir • Tanı iyi bir anemnezle, EEG ile konulur • Histeri ile karıştırılmamalıdır
Tedavi ve Hemşirelik Bakımı • Tedavi tıbbi ve cerrahi olarak yapılır • İlaçlar düzenli olarak kullanılmalıdır. Aniden kesilmemelidir • Luminal, hidantoin(epdantoin, epanütin), diazem grubu antiepileptikler kullanılır • Menstruasyonda ve kilo değişimlerinde ilacın dozu gözden geçirilmelidir • Hasta ve ailesinin eğitimi önemlidir. Hastalık, ilaçlar, nöbet sırasında yaplması gerekenler hakkında bilgi verilir
• Hastalar yalnız olarak denize girmemeli, araba kullanmamalıdır • Epileptik nöbetin aurasını tanımak gerekir • Nöbet geçiren hasta sessiz, sakin bir yere alınır • Çevresinden hastayı yaralayabilecek malzemeler kaldırılır • Ağzına rulo yerleştirilir • Post iktal dönemde hasta uyandırılmaz • Nöbetin tüm dönemleri kaydedilmelidir
• Nöbetin aurası, hareketinin tipi, pupillalar, idrar veya gaita inkontinansı, nöbetin süresi, bilinç değişikliği ve uyku devresinin izlenmesi gerekir.
GLASKOW KOMA SKALASI (GCS) • Göz Açma -Spontan olarak (4) -Sesli uyarma (3) -Ağrılı uyarma (2) -Yanıt yok (1) • En İyi Sözel Cevap -Oryante (5) -Konfüze (4) -Anlamsız kelimeler (3) -Anlamsız sesler (2) -Cevap yok (1)
(GCS) • En İyi Motor Cevap -Emirlere uyar (6) -Ağrıyı lokalize eder (5) -Ağrıya normal fleksör cevap (4) -Ağrıya anormal fleksör cevap (3) -Ağrıya ekstansör cevap (2) -Cevap yok (1)
(GCS) • Ağrıya normal fleksör cevap (dekortike postür): Kollar, avuçlar, bacaklar ve ayaklar içe dönüktür. Hasta ağrının verildiği yeri anlamaz • Ağrıya anormal fleksör cevap: Kollar içe doğru bükülüp hasta göğsünde birleştirir • Ağrıya ekstansör cevap (Deselebre postür): Kollar, avuçlar, ayaklar, bacaklar dışa dönüktür. Dişlerini kenetleyebilir. Dekortike postüre göre daha tehlikelidir. Hasta beyin ölümü için sınırda demektir
(GCS) • Değerlendirme • • Normal hasta: 13 -15 Şuur bulanık, Stuporda (konfüze): 9 -12 Komada hasta: 4 -8 Derin koma: 3
- Slides: 134