SIVI ELEKTROLT DENGES VE DENGESZLKLER Prof Dr Tlin

  • Slides: 55
Download presentation
SIVI- ELEKTROLİT DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK

SIVI- ELEKTROLİT DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK

Beden Sıvıları ve Beden Sıvı Bölmeleri Orta ağırlıkta (70 kg) bir insanda su beden

Beden Sıvıları ve Beden Sıvı Bölmeleri Orta ağırlıkta (70 kg) bir insanda su beden ağırlığının %60 ını oluşturur. Yani 70 kg gelen bir erişkinin bedeninde 40 litre su vardır. Yeni doğanda ise bu oran daha fazla olup bebek büyüdükçe bedene katı maddelerin eklenmesiyle düşer. Örneğin bedendeki su oranı yeni doğanda %77, 6 aylık bebekte %72, 2 yaşında çocukta %60 , 39 yaşında erişkin kadında %60 erkekte %50 , 40 -59 yaşları arasında kadınlarda %55 erkeklerde ise %47 dir. Su bedende kimyasal reaksiyonların gerçekleşmesi için gereklidir. Ayrıca alınan maddelerin bedenin her tarafına ulaştırılması yine su ile olmaktadır.

Bedende su birbirinden zarlarla ayrılmış bölmelerde bulunur. Bu bölmelerdeki sıvı başlıca iki kısımda incelenir.

Bedende su birbirinden zarlarla ayrılmış bölmelerde bulunur. Bu bölmelerdeki sıvı başlıca iki kısımda incelenir. 1) İntraselüler sıvı (hücre içi sıvısı): Metabolik reaksiyonların oluştuğu bölmedir. 2)Ekstraselüler sıvı (hücre dışı sıvısı): Hücrenin hayati işlevlerini yapabilmesi için gerekli madde alış verişini yaptığı en yakın çevresidir. Bu iki sıvı bölmesini birbirinden ayıran zar hücre zarıdır. Bu sıvılarda sudan başka erimiş maddeler, elektrolitler de bulunur. Beden sıvı bölmelerini ayıran perdeler suyun serbestçe giriş çıkışına izin verdiği halde elektrolitlerin çoğunun geçişine izin vermez. Bu nedenle bölmelerin her birindeki sıvının içeriği farklıdır.

Bedendeki 40 litre suyun 25 litresi intraselüler, 15 litresi ise ekstraselüler sıvı bölmesinde bulunur.

Bedendeki 40 litre suyun 25 litresi intraselüler, 15 litresi ise ekstraselüler sıvı bölmesinde bulunur. İntraselüler sıvı bedendeki 100 trilyon hücre içine dağılmıştır. Fakat bütün hücre içi sıvıların konsantrasyonu birbirine çok benzediğinden intraselüler sıvı bölmesi teorik olarak tek bir geniş sıvı bölmesi olarak kabul edilmektedir. Ekstra selüler sıvının başlıca dört alt bölmesi vardır. 1. Plazma: damar içinde dolaşan sıvıdır. 2. İnterstesiyel sıvı: hücreleri çevreleye sıvı ortamdır. 3. Katı bağ dokusu, kıkırdak, kemik gibi dokularda bulunan hücre dışı sıvılar 4. Transselüler sıvı: Diğer ekstra selüler sıvı kısımlarından bir epitel zar ile ayrılmış sıvı birikintileridir. Örnek: BOS, eklem sıvıları, göz içi sıvısı , periton , perikard, plevra sıvıları, sindirim kanal boşluğu ve sindirim bez kanallarındaki, solunum ve sindirim sistemi mukozası ve genital mukoza zarında bulunan sıvılar. Transselüler sıvı bütün beden suyunun % 92. 5 ini oluşturur.

Yetişkindeki beden suyunun bölmelere dağılımı A)Ekstraselüler sıvı %30 Plazma %6 İntestesiyel %24 B) İntraselüler

Yetişkindeki beden suyunun bölmelere dağılımı A)Ekstraselüler sıvı %30 Plazma %6 İntestesiyel %24 B) İntraselüler %70

Suyun Görevleri 1. Sellüler metabolizma için uygun ortam hazırlar, 2. Hücre içine ve dışına

Suyun Görevleri 1. Sellüler metabolizma için uygun ortam hazırlar, 2. Hücre içine ve dışına maddelerin taşınmasını sağlar, 3. Hücre fonksiyonları için gerekli maddelere çözücü görevi yapar, 4. Beden ısısını düzenler, 5. İntraselüler ve ekstraselüler sıvıların fiziksel ve kimyasal devamlılığını sağlar, 6. Kan volümünü sağlar, 7. Hidroliz yoluyla gıdaların sindirimine yardım eder. (Hidroliz: suyla moleküllerine ayrılma) 8. Bedendeki artıkların atılması için gerekli ortamı sağlar.

24 Saatlik Sürede Erişkinde Beden Suyu Dengesi Alınan ml Atılan ml Oral sıvılar 1200

24 Saatlik Sürede Erişkinde Beden Suyu Dengesi Alınan ml Atılan ml Oral sıvılar 1200 İdrar 1500 Gıdalardaki Gizli su 1100 Metabolik atık 300 (Oksidasyon suyu; Protein: 40 ml/100 g Yağ: 100 ml/100 g CHO: 100 ml/100 g Toplam 2600 * Hissedilmeyen su kaybı Akciğerden su buharı 400 Ter 600 Feçes 100 2600

Tablo şu gerçeği vurgulamaktadır; Hasta kişilerin aldığı-çıkardığı sıvılar kaydedilirken yalnızca alınan sıvılar değil katı

Tablo şu gerçeği vurgulamaktadır; Hasta kişilerin aldığı-çıkardığı sıvılar kaydedilirken yalnızca alınan sıvılar değil katı gıdaların da doğru bir şekilde kaydedilmesi gerekmektedir. Çıkardığı hesaplanırken sadece idrar değil, ter, feçes gibi hissedilmeyen gizli kayıpların da göz önünde bulundurulması gereklidir.

Yetişkin bir kişi hiç susuz 10 gün canlı kalabilir. Bu süre çocuklarda daha kısadır.

Yetişkin bir kişi hiç susuz 10 gün canlı kalabilir. Bu süre çocuklarda daha kısadır. Sıcakta ve kuru çöllerde ölüm birkaç saat içinde gelebilir. Beden suyunun %1’inin kaybedilmesi kişide susuzluk hissi yaratır. Bu oran %5 -8 olduğu zaman delirium, sağırlık ve böbrek yetmezliği tablosu gelişir. Beden suyunun %20 sinden fazlasının kaybedildiği dehidratasyonda ise deri buruşur, kişinin bedeninden terle karışık kan sızar ve gözyaşı yerine kan gelir.

Beden Sıvı Bölmelerinin İçeriği-Elektrolitler ve Plazma Proteinleri Bütün sıvı bölmelerinin en büyük kısmı sudur.

Beden Sıvı Bölmelerinin İçeriği-Elektrolitler ve Plazma Proteinleri Bütün sıvı bölmelerinin en büyük kısmı sudur. Geri kalanı ise bu suda erimiş maddelerdir. Bu maddelerin büyük bir kısmını elektrolitler oluşturur. Çok küçük bir oranı ise elektrolit olmayan maddeler oluşturur. Elektrolitler suda eridiği zaman anyon(- elektrik yüklü) ve katyon(+ elektrik yüklü) adı verilen parçacıklara ayrılırlar. Bunlara iyon adı verilir.

Ektraselüler ve İntraselüler Sıvılarda İyonların Konsantrasyonları Ekstraselüler (m. Eq/L) İntraselüler(m. Eq/L) Na 142 10

Ektraselüler ve İntraselüler Sıvılarda İyonların Konsantrasyonları Ekstraselüler (m. Eq/L) İntraselüler(m. Eq/L) Na 142 10 K 5 141 Ca 5 1 Mg 3 58 Cl 103 4 HCO 3 28 10 Fosfatlar 4 75 Sulfatlar 1 2

Elektrolit Olmayan Maddelerin Oranları Ekstraselüler Sıvı (mg) Glukoz %90 Aminoasit %30 Kolesterol %150 Fosfolipid

Elektrolit Olmayan Maddelerin Oranları Ekstraselüler Sıvı (mg) Glukoz %90 Aminoasit %30 Kolesterol %150 Fosfolipid %280 Nötral yağlar %125 İntraselüler Sıvı(mg) %200 %0. 55 %2. 95 ----

Elektrolitlerin Görevleri 1. Beden sıvılarının ozmolaritesini sağlamak 2. Nöromuskuler irritabiliteyi sağlamak 3. H iyonu

Elektrolitlerin Görevleri 1. Beden sıvılarının ozmolaritesini sağlamak 2. Nöromuskuler irritabiliteyi sağlamak 3. H iyonu dengesini düzenlemek 4. Sıvı bölmeleri arasında beden sıvılarının dağılımını sağlamaktır. Sıvı- elektrolit dengesi üzerinde proteinlerin de önemli etkileri vardır. Proteinler hem plazmada hem de hücrede bulunur. Stoplazmada bulunan proteinlere “Proteinat” denir. Bunlar anyondur. Plazmadaki proteinler ise kolloid denilen makro moleküllerdir. Büyük olduklarından membrandan geçemez ve kan damarlarında kalırlar. En önemlileri; albumin, globülin ve fibrinojendir. Sentez yerleri karaciğerdir. Plazmadaki normal değerleri 6 -8 g/100 ml dir.

Kan ile İntersitesiyel Sıvı Bölmesi Arasındaki Sıvı İletimi ve Ödem Dinamiği Kan ile intersitesiyel

Kan ile İntersitesiyel Sıvı Bölmesi Arasındaki Sıvı İletimi ve Ödem Dinamiği Kan ile intersitesiyel sıvı bölmesi arasındaki sıvı alışverişinin anlaşılabilmesi için bazı kavramların bilinmesi gereklidir. Kan hidrostatik basıncı: Kapillerdeki kan hücrelerinin ve plazmanın basıncıdır. Bu basınç arteriyollerde 32 mm. Hg, venüllerde ise 12 mm. Hg’dir. Sıvıyı damar dışına iten kuvvettir. Kolloid ozmotik basınç: Onkotik basınç da denmektedir. Plazma proteinlerinin ozmotik basıncıdır. Sıvıyı damarda tutmaya çalışan kuvvettir. Kapillerin her bölgesinde 22 mm. Hg’dir.

Filtrasyon basıncı: Hidrostatik basınç-Onkotik basınç farkıdır. Arteriyollerde 32 -22=10 mm. Hg , Venüllerde ise

Filtrasyon basıncı: Hidrostatik basınç-Onkotik basınç farkıdır. Arteriyollerde 32 -22=10 mm. Hg , Venüllerde ise 12 -22= -10 mm. Hg dir. Sonuçta Kapillerin arteriyol ucunda sıvı 10 mm. Hg’lik bir basınçla damar dışına itilirken. venül uçta -10 mm. Hg’lik bir basınçla tekrar damar içine döner. Dönmeyen küçük bir bölümünü ise lenfatikler drene ederek tekrar kan dolaşımına döndürürler.

ÖDEM DİNAMİĞİ Kapiller Arter- Arteriol sonu Hidrostatik Basınç 32 mm. Hg Filtrasyon Basıncı +10

ÖDEM DİNAMİĞİ Kapiller Arter- Arteriol sonu Hidrostatik Basınç 32 mm. Hg Filtrasyon Basıncı +10 mm. Hg Venül sonu. Kolloid Osmotik Basıncı Sıvı doku aralıklarına itilir 22 mm. Hg Ven Hidrostatik Basınç 12 mm. Hg Filtrasyon Basıncı - 10 mm. Hg Sıvı doku aralıklarından kapillere çekilir

Bu basınçları etkileyebilecek nedenler normal dengeyi bozarak sıvının doku aralıklarında birikimine neden olur. Bu

Bu basınçları etkileyebilecek nedenler normal dengeyi bozarak sıvının doku aralıklarında birikimine neden olur. Bu duruma Ödem adı verilir. Ödem oluşturan durumlar şunlardır: 1: Plazma proteinleri azalınca 2. Bedene fazla sıvı yüklenince 3. Kapiller permiabilite artınca 4. Lenfatik drenaj bloke olunca

Sıvı ve Elektrolitlerin Hareketi İntraselüler ve ekstraselüler bölmeler arasında sıvı ve elektrolitler ozmoz ve

Sıvı ve Elektrolitlerin Hareketi İntraselüler ve ekstraselüler bölmeler arasında sıvı ve elektrolitler ozmoz ve aktif transport olgularına göre hareket ederler. Ozmolarite: Bir solusyondaki çözülmüş partiküllerin toplam sayısı yada her bir litrede çözülmüş partikül sayısıdır. Ozmoz: Değişik ozmolaritesi olan iki sıvı bölmesi semipermiabl(yarıgeçirgen) bir zarla ayrılırsa su ozmolaritenin fazla olduğu tarafa geçer. Ozmoz iki tarafın ozmolaritesi eşitleninceye kadar devam eder.

Ozmotik basınç: Ozmoza karşı gelmek için gereken basınç miktarı olup mm. Hg ile ifade

Ozmotik basınç: Ozmoza karşı gelmek için gereken basınç miktarı olup mm. Hg ile ifade edilir. Ozmol: Suda eriyen maddelerin ozmoza neden olma ve ozmotik basınç oluşturma yeteneğidir. Aktif transport: İyonların zardan kimyasal ve elektriksel gücün fazla olduğu tarafa taşınmasıdır. Bu nedenle enerji gerektiren bir olaydır.

Sıvı ve Elektrolit Dengesini düzenleyen Sistemler A) Endokrin Sistem: Antidiüretik hormon (ADH), aldosteron, tiroid

Sıvı ve Elektrolit Dengesini düzenleyen Sistemler A) Endokrin Sistem: Antidiüretik hormon (ADH), aldosteron, tiroid hormonu, paratiroid hormonu, ve diüretik hormonlar sıvı elektrolit dengesine ve bu dengenin sürdürülmesine etkilidir. ADH: Hipotalamusun nörosekretuvar hücrelerinde oluşur. Hipofiz arka lobundan salgılanır. Böbreğin distal tüpleri ve kollektör kanallarına etki ederek suyun reabsorbsiyonuna neden olur.

ADH Salgılanmasını Uyaran Durumlar 1. Hücre dışı sıvıların ozmolaritesinin artmasına neden olan su kaybı,

ADH Salgılanmasını Uyaran Durumlar 1. Hücre dışı sıvıların ozmolaritesinin artmasına neden olan su kaybı, 2. Kan volümünün azalması, 3. Morfin sülfat, 4. Ağrı, 5. Barbitüratlar, 6. Anestetikler, 7. Stres, 8: Cerrahi travma, kaza ile olan travma

ADH Yapımını Baskılayan Durumlar 1. Ekstra selüler sıvıların hipoozmolaritesi veya sıvı miktarının artması, 2.

ADH Yapımını Baskılayan Durumlar 1. Ekstra selüler sıvıların hipoozmolaritesi veya sıvı miktarının artması, 2. Kan volümünün artması, 3. Soğuk, 4. Karbondiyoksit inhalasyonu, 5. Kısa sürede fazla alkol alınması, 6. Diüretikler. Bu durumlarda idrar miktarında artma olur.

Aldosteron: Adrenal korteksten salgılanır. Böbreklerden sodyumu(Na) reabsorbe eder. Sodyum suyu tuttuğu için aldosteronun antidiüretik

Aldosteron: Adrenal korteksten salgılanır. Böbreklerden sodyumu(Na) reabsorbe eder. Sodyum suyu tuttuğu için aldosteronun antidiüretik etkisi vardır. Bedende sodyumun azalması ve ekstraselüler sıvıda potasyumun (K) artması aldosteron salgısını uyarır. Sodyum reabsorbe edilerek kan ve ekstraselüler sıvı volümü düzenlenir. Tersine beden sıvılarında sodyumun artması yada potasyumun azalması aldosteron salgısını baskılar.

Tiroid, paratiroid ve diüretik hormonlar Tiroid ve diüretik hormonlar normal diürez için gereklidir. Tiroid

Tiroid, paratiroid ve diüretik hormonlar Tiroid ve diüretik hormonlar normal diürez için gereklidir. Tiroid hormonunun açığa çıkması böbreğe olan kan akımını artırarak glomeruler filtrasyonu artırır. Böylece kişi daha fazla idrara çıkar. Diüretik hormon hipofiz ön lobundan salgılanır ve idrar miktarını direkt olarak artırır. Paratiroid hormon(parat hormon) ise beden sıvılarındak kalsiyum ve fosfor iyon konsantrasyonu ile ilgilidir. Parat hormon böbreklere, kemiklere ve GIS e etki ederek kalsiyum emilimini ve fosfor atılımını artırır. Bu nedenle parat hormon dengesizliği kalsiyum ve fosforda şiddetli dengesizliklere yol açar.

B) Gastrointestinal Sistem (GIS) Besinlerle alınan sıvılar GIS yoluyla absorbe olur. Bunun yanı sıra

B) Gastrointestinal Sistem (GIS) Besinlerle alınan sıvılar GIS yoluyla absorbe olur. Bunun yanı sıra alınan sıvıların ancak 100 ml’si feçesle atılır. GIS mukozasından sıvı ve elektrolitler her iki doğrultuda hızla taşınabilir. Bazı otoritelere göre her 90 dakikada bir kanın plazma hacmine eşit miktarda sıvı (70 kg bir erkek için 3000 ml) intestinal mukozadan geçer. Bu nedenle intestinal mukozada oluşabilecek her hangi bir olumsuz etken sıvı ve elektolit dengesizliğine yol açar. Örneğin: İleus ve diyare

C) Renal Sistem: beyinden sonra en karmaşık organımız olan böbrekler homeostazisin ve bedenin iç

C) Renal Sistem: beyinden sonra en karmaşık organımız olan böbrekler homeostazisin ve bedenin iç çevresinin en başta gelen düzenleyicisidir. Suyun, sodyumun ve Hidrojen iyonunun düzenlenmesinde temel sorumluluğu taşır. Böbreğin görevleri: - Kanın artık maddelerden temizlenmesi - İdrar oluşturmak -Sıvı-elektrolit ve asit-baz dengesini sağlamaktır.

Böbrekler nefronlardan oluşur. Her nefron ise; glomerul, bowman kapsülü, proksimaltüp, henle kulpu, distal tüp,

Böbrekler nefronlardan oluşur. Her nefron ise; glomerul, bowman kapsülü, proksimaltüp, henle kulpu, distal tüp, kollektör kanal, aferent damar, eferent damar ve kapiller ağdan oluşur. Proksimal tüpte: suyun %85’i, Nacl ve bazı elektrolitler, glukoz, kreatin, amino asitler, C vit. Ve laktoz reabsorbe edilir. Buna zorunlu reabsorbsiyon denir. Henle kulpunda: suyun geri kalan kısmı reabsorbe olur. Distal tüpte: su bedenin gereksinimine göre absorbe edilir. Bunu ADH kontrol eder.

D) Sinir Sistemi. Beyin homeostatik bir düzenleyici olarak su ve sodyum alımını ve atılımını

D) Sinir Sistemi. Beyin homeostatik bir düzenleyici olarak su ve sodyum alımını ve atılımını merkezi olarak kontrol eder. Bunu - Gerekli hormonları üretip depolayarak, - Beden suyu volümündeki ve ozmolaritesindeki değişmeleri düzeltmek üzere düzenleyici mekanizmaları devreye sokarak gerçekleştirir.

Sıvı - Elektrolit Dengesizlikleri Tanısı ne olursa olsun hemen her hastanın hastaneden yatmakla sıvı

Sıvı - Elektrolit Dengesizlikleri Tanısı ne olursa olsun hemen her hastanın hastaneden yatmakla sıvı ve elektrolit dengesizliğine aday olduğu söylenebilir. Bazı hastalar hastalıkları, bazıları ise tedavileri nedeniyle sıvı-elektrolit dengesizliklerine daha yatkındır.

Sıvı –elektrolit dengesizliğine katkısı olan bazı hastalıklar - Ülseratif kolit - Böbrek hastalıkları -

Sıvı –elektrolit dengesizliğine katkısı olan bazı hastalıklar - Ülseratif kolit - Böbrek hastalıkları - Yanıklar - Karaciğer sirozu - Diyabetes mellitus - Hormonal bozukluklar

Sıvı –elektrolit dengesizliğine katkısı olan bazı tedaviler - Cerrahi tedaviler - Diüretik alınması -

Sıvı –elektrolit dengesizliğine katkısı olan bazı tedaviler - Cerrahi tedaviler - Diüretik alınması - Düşük sodyumlu diyet alınması - IV tedaviler - Hormon tedavileri (örneğin steroidler)

su- sodyum dengesizlikleri Su ve Na dengesizlikleri karşımıza değişik biçimlerde çıkar. 1)Ozmolar dengesizlikler a)

su- sodyum dengesizlikleri Su ve Na dengesizlikleri karşımıza değişik biçimlerde çıkar. 1)Ozmolar dengesizlikler a) Hiperozmolar dengesizlik: Bedendeki su miktarı azalmış veya Na+ miktarı artmıştır. Hücreler büzülmüştür. b) Hipoozmolar dengesizlik: Bedendeki su miktarı artmış veya Na+ miktarı azalmıştır. Hücreler şişmiştir. 2)Volum dengesizlikleri: Na+ ve su oranı izotoniktir. Hücrelerde bozulma yoktur. Volum artmış veya azalmıştır.

Hiperozmolar Dengesizlik Su eksikliği veya Na+ fazlalığı nedeniyle olur. Ekstraselüler sıvının ozmolaritesi artmıştır. Belirti

Hiperozmolar Dengesizlik Su eksikliği veya Na+ fazlalığı nedeniyle olur. Ekstraselüler sıvının ozmolaritesi artmıştır. Belirti ve Bulgular: Dehidratasyon belirtileridir. Kan viskozitesi artar, TA düşer, susama hissi, deri turgorunda azalma (cilt sıkıştırılırsa eski haline hemen dönemez), göz küreleri çukura kaçar, ateş yükselir, huzursuzlukve çok ileri durumlarda koma görülür. İdrar dansitesi artar (1030 ve üstü), hemoglobin artar, serum Na 150 m. Eq/L’nin üzerine çıkar. Kilo kaybı vardır. (hafif vakalarda total beden ağırlığının %2’si, orta ve şiddetli vakalarda %6’sı, Çok şiddetli vakalarda ise %7 -14’ü kaybedilir. Çok ileri durumlarda böbrek çalışması durur.

Tedavi; Dehidratasyon hafifse ağızdan sıvıların verilmesi yeterli olabilir. Ağır ise %5 lik dekstroz IV

Tedavi; Dehidratasyon hafifse ağızdan sıvıların verilmesi yeterli olabilir. Ağır ise %5 lik dekstroz IV verilir. Eğer dehidratasyon hipertonik solusyonların fazla verilmesine bağlı olarak ortaya çıktıysa IV olarak %09’luk Na. Cl verilmez, veriliyorsa kesilir. Klinik Bakım: Bakımın amaçları; 1)Kaybolan sıvıyı yerine koymak, 2)Dehidratasyon komplikasyonlarını önlemek -Şok - Böbrek Yetmezliği - Ateş 3)Tedavinin komplikasyonlarını önlemek -Kan şekeri yükselmesi -Dolaşım yüklenmesi –Na+ yüklenmesi

Bu amaçlar doğrultusunda • Hastanın IV mayi hızı dikkatle izlenir • Aldığı-çıkardığı dikkatle izlenir

Bu amaçlar doğrultusunda • Hastanın IV mayi hızı dikkatle izlenir • Aldığı-çıkardığı dikkatle izlenir • Beden ısısı iki saatte bir ölçülür • Mümkünse hasta tartılır • Saatte 25 ml veya 24 saatte 500 ml den az idrar hekime rapor edilir. ABY belirtisi!!!

Hipoozmolar Dengesizlik Su fazlalığı veya Na+ azlığı sonucunda ortaya çıkar. Bazen Na normal olduğu

Hipoozmolar Dengesizlik Su fazlalığı veya Na+ azlığı sonucunda ortaya çıkar. Bazen Na normal olduğu halde hipoozmolar dengesizlik görülebilir. Bunun nedeni’ Na+ nın fazla suda dilüe olmasıdır. Belirti ve Bulgular: Susama hissi kaybolur. Böbrekler sağlıklı ise poliüri, sağlıksız ise oligüri görülür. Hasta irritabldır. Mental bozukluk, oryantasyon bozukluğu, konvulsiyon ve koma, bulantı, kusma, halsizlik, adele seyirmeleri görülür. Serum Na+ değeri 120 m. Eq/L’nin altına düşmüştür. Tedavi: IV ve ağızdan sıvı alımı kısıtlanır. Beyin ödemi şiddetli ise ve hastada böbrek problemi yoksa hipertonik Na. Cl IV yolla verilir.

Klinik bakım sırasında; • IV sıvı takibi yapılır, • Aldığı-çıkardığı sıvılar izlenir, • Hipetonik

Klinik bakım sırasında; • IV sıvı takibi yapılır, • Aldığı-çıkardığı sıvılar izlenir, • Hipetonik solusyon veriliyorsa Na fazlalığı belirtileri açısından hasta izlenir, • Dolaşım yüklenmesi belirtileri açısından hasta izlenir. Volum Dengesizlikleri İzotonik dengesizlikler de denir. Na ve su bir arada azalır ya da çoğalır. Bu da direkt olarak ekstraselüler sıvı hacminin artması ve azalmasıyla ilgilidir. Ektraselüler sıvı hacmı artarsa dolaşım yüklenir ve ödem olur. Azaldığında ise dehidratasyon ve dolaşım yetmezliği ortaya çıkar.

Potasyum(K) Dengesizlikleri K hücre içi sıvıların en önemli iyonudur. Hücre içinde 141 m. Eq/L

Potasyum(K) Dengesizlikleri K hücre içi sıvıların en önemli iyonudur. Hücre içinde 141 m. Eq/L hücre dışında ise 3. 5 -5 m. Eq/l değerinde bulunur. Hücre bütünlüğünü bozan herhangi bir durum K da önemli dengesizliklere yol açar. Potasyum dengesi bozulduğunda; *kardiyak *selüler *nöromuskuler fonksiyonlar etkilenir. Azlığına hipopotasemi veya hipokalemi fazlalığına ise hiperpotasemi veya hiperkalemi adı verilir. Her ikisi de öldürücüdür.

Hipokalemi (Hipopotasemi) Serum K+ değerinin 3. 5 m. Eq/L’nin altında olmasıdır. Günlük gereksinim erişkinlerde

Hipokalemi (Hipopotasemi) Serum K+ değerinin 3. 5 m. Eq/L’nin altında olmasıdır. Günlük gereksinim erişkinlerde 40 m. Eq/L dir. Nedenleri; Yetersiz K alımı, K’nın fazla kaybı (tiazid grubu diüretik, steroid tedavisi, kusma ve diyare, fazla lavman ve laksatif, ) Belirti ve bulgular: Nöromuskuler irritabilitenin azalmasına bağlı; anoreksiya, halsizlik, laterji, irritabilite, konfuzyon, yumuşak kas tonusu. Kalp kasında hücre kaybı nedeniyle; aritmi, kalp blokları, kardiyak arrest, hipotansiyon. GIS düz kaslarında zayıflığa bağlı paralitik ileus, Vasküler kaslarda zayıflığa bağlı hipotansiyon.

Klinik bakım: Eksik K+ yerine konmalıdır. *Öncelikle K açısından zengin diyet (muz, portakal, şeftali,

Klinik bakım: Eksik K+ yerine konmalıdır. *Öncelikle K açısından zengin diyet (muz, portakal, şeftali, domates, kuru üzüm, kuru erik, hurma, kuru yemiş, patates, kayısı, kahve) verilir. *Oral ilaçlar (K+ -tripleks, K-sitrat, K-glukonat, KCl) hastanın böbrek fonksiyonları normalse verilebilir. Ayrıca ilaçların ince barsak mukozasında ülserlere yol açabileceği de bilinmelidir. *IV yolla K+ verilmesi. KCl halindeki flakonları vardır. 1 cc= 1 m. Eq K içerir. Asla vene direk verilmemeli mutlaka mayi içinde verilmelidir. Mayi verilirken dakikadaki damla sayısı dikkatle izlenmelidir.

Hiperkalemi (Hiperpotasemi) Serum K+ değerinin 5 m. Eq/L’nin üzerinde olmasıdır. Hiperkalemi şu durumlarda görülebilir

Hiperkalemi (Hiperpotasemi) Serum K+ değerinin 5 m. Eq/L’nin üzerinde olmasıdır. Hiperkalemi şu durumlarda görülebilir -Böbrek yetmezliği(K+ böbrekten atılır) -Cerrahi sonrası (ADH uyarılır) -Addison hastalığı (Steroidler azaldığı için Na+ tutulamaz K+ artar) -Hücrelerden çok fazla K+ açığa çıkması (Hücre yıkımının olduğu açlık, kemoterapi, enfeksiyon vb)

Belirti ve bulgular: Nörömuskuler fonksiyonlar etkilendiği için intestinal kolik, diyare, konuşma kasları paralizisi. Kalp

Belirti ve bulgular: Nörömuskuler fonksiyonlar etkilendiği için intestinal kolik, diyare, konuşma kasları paralizisi. Kalp impulsları bozulacağından kardiyak arrest. Yanık, şok ve dehidratasyon komplikasyonu olarak oligüri ve anüri. Klinik Bakım: Amaç serum potasyumunu düşürmektir. Bu nedenle potasyumdan kısıtlı diyet uygulanır. İdrar miktarı yetersizse diyaliz kullanılır. Bağırsaktan potasyumu bağlayıp atan ilaçlar verilir. Örneğin: Kayexalate

Kalsiyum ( Ca++ )Dengesizlikleri Kalsiyum normalde serumda 4 -5 m. Eq/L veya %911 mg

Kalsiyum ( Ca++ )Dengesizlikleri Kalsiyum normalde serumda 4 -5 m. Eq/L veya %911 mg oranında bulunur. Günlük gereksinim erişkinlerde 0. 8 mg’dır. Bu gereksinim hamilelik ve laktasyonda 1. 3 -1. 5 g’a çıkar. Kalsiyumun görevleri; *Kemik ve dişlerin yapımı için gereklidir. *Nöromuskuler irritabilitenin normal olması için gereklidir. Ayrıca sinir impulslarının iletimine yardım eder. *Kapiller permiabiliteyi azaltır. *Normal kas kontraksiyonunu sağlar *Kanın pıhtılaşmasında rolü vardır.

Kalsiyum en çok süt ve süt ürünlerinde bulunur. Emilimi için D vitaminine gereksinim vardır

Kalsiyum en çok süt ve süt ürünlerinde bulunur. Emilimi için D vitaminine gereksinim vardır ve parat hormonun kontrolü altındadır. Kan Ca++ düzeyi düşerse parat hormon salgısı artar. Parat hormonun etkileri: *İdrarla Ca++ atılımını azaltır. *Kemiklerden kalsiyumun kana geçmesini sağlar. *GIS den Ca++ emilimini artırır.

Hiperkalsemi Serum Ca++ düzeyinin %11 mg’ın üstüne çıkmasıdır. Nedenleri; *Hiperparatiroidizm *Hareketsizlik *Böbrek yetmezliği nedeniyle

Hiperkalsemi Serum Ca++ düzeyinin %11 mg’ın üstüne çıkmasıdır. Nedenleri; *Hiperparatiroidizm *Hareketsizlik *Böbrek yetmezliği nedeniyle Ca++ un atılamaması *Fazla Ca++ alınması, *Fazla D vitamini alınması, *Tiazid grubu diüretiklerin fazla kullanılması

Belirti ve bulgular: bulantı, kusma, iştahsızlık, konstipasyon, diyare, karın ağrısı, P düzeyinde azalma. Böbrek

Belirti ve bulgular: bulantı, kusma, iştahsızlık, konstipasyon, diyare, karın ağrısı, P düzeyinde azalma. Böbrek taşları, ennfeksiyon, kolik ve dizüri. SSS ne etkisi nedeniyle kişilik değişiklikleri, koma. Akut hiperkalsemi koması: bilinç kaybı, böbrek yetmezliği, aşırı bulantı kusma, koma ve ölüm… Tedavi ve bakım: Ca++ kısıtlanır. En az 3000 cc sıvı ve taş oluşumunu önlemek için asitli meyve suları verilir. N-fitat ve Na-laktat GIS deki Ca++ un emilimini azalttığı için verilir. Kalsitonin hormonu verilebilir. Konstipasyon izlenir. İdrar miktar, taş kum ve enfeksiyon açısından izlenir.

*Hasta dijital grubu ilaç alıyorsa dijital intoksikasyonu belirtilerine karşı dikkatli olunur. Çünkü hiperkalsemi dijitale

*Hasta dijital grubu ilaç alıyorsa dijital intoksikasyonu belirtilerine karşı dikkatli olunur. Çünkü hiperkalsemi dijitale duyarlılığı artırır!!!

Hipokalsemi Serum Ca++ düzeyinin %9 mg’ın altına düşmesi ile ortaya çıkan tablodur. Nedenleri: *Bedenden

Hipokalsemi Serum Ca++ düzeyinin %9 mg’ın altına düşmesi ile ortaya çıkan tablodur. Nedenleri: *Bedenden Ca++ kaybının arttığı durumlar. Pankreatit, diyare, hipoparatiroidizm, böbrek hastalıkları, *Tiroidektomi ameliyatı sırasında yanlışlıkla paratiroit bezlerin de çıkartılması, *Diyette yetersiz Ca++ alımı, *Yetersiz D vitamini alınması, *Fazla sitratlı kan verilmesi (Sitrat Ca++ iyonlarını bağlayarak hipokalsemiye yol açar.

Belirti ve bulgular: Hastalarda tetaniler görülür. Ca++ %7 mg’ın altına düşerse spontan kasılmalar başlar.

Belirti ve bulgular: Hastalarda tetaniler görülür. Ca++ %7 mg’ın altına düşerse spontan kasılmalar başlar. Chvostek Weiss (+) ve Trousseau (+) bulunur. (Ebe eli) Eğer bir hastada Trousseau bulgusu(+) ise, hastada gizli tetani var demektir. Kan P düzeyi %12 -16 mg’a kadar yükselir. Tedavi: İki basamaklıdır. 1)Akut tetani tedavisi: Ca++ mayi içine konarak IV infüzyonla verilir. İnfüzyon sırasında hasta monitörize edilerek kalp atımları izlenmelidir. Çünkü kalsiyum dijital gibi etki eder. a) İnfiltrasyon önlenmelidir. Çünkü Ca++ nekroza yol açar.

b) Karbonat ve fosfat içeren mayilerle verilmemelidir. Çünkü çöker. c) Yavaş yavaş verilmeli ve

b) Karbonat ve fosfat içeren mayilerle verilmemelidir. Çünkü çöker. c) Yavaş yavaş verilmeli ve dakikadaki damla sayısı çok iyi izlenmelidir. d) Hastanın dijital alıp almadığı mutlaka sorulmalıdır. 2) Gizli tetani tedavisi: Bol kalsiyumlu diyet + D 2 ve D 3 vitaminleri verilir. Parat hormon pahalı olduğundan ayrıca antikor oluşturduğundan verilmez.

Magnezyum(Mg++) dengesizlikleri Hücre içi sıvıların baskın elemanı olan magnezyumun serumdaki değeri normalde 1. 5

Magnezyum(Mg++) dengesizlikleri Hücre içi sıvıların baskın elemanı olan magnezyumun serumdaki değeri normalde 1. 5 -2. 5 m. Eq/L’dir. Bedenimizdeki’ Mg++ un %70’ i Ca++ ve P+ ile kemiklerimizde % 30’u ise yumuşak doku ve beden sıvılarımızda yer alır. Erişkin bireyin günlük Mg++ gereksinimi 200 -300 mg’dır. Alınan Mg++’un büyük kısmi ince bağırsaklardan emilir. Diyette yağın fazla oluşu, fosfat, Ca ve yüksek p. H, Mg++ emilimine engel olur. Parat hormon Mg++ emilimini artırır. Alınan’ Mg++ un %55 i gaita ile atılır. Mg++ yeşil yapraklı bitkilerdeki klorofil yapısında, kuruyemiş, soya fasulyesi, kakao, deniz ürünleri, tahıllar, kuru fasulye ve bezelyede bulunur.

Magnezyumun görevleri: 1) Nöromuskuler uyarıyı baskılar 2) CHO metabolizması enzim sistemlerini aktive eder. 3)

Magnezyumun görevleri: 1) Nöromuskuler uyarıyı baskılar 2) CHO metabolizması enzim sistemlerini aktive eder. 3) Kan fosfor (P) düzeyini düzenler.

Hipomagnesemi Kan Mg++ düzeyinin 1. 5 m. Eq/L’nin altına düşmesidir. Nedenleri(Etiyoloji): Diyetteki Mg++ ’un

Hipomagnesemi Kan Mg++ düzeyinin 1. 5 m. Eq/L’nin altına düşmesidir. Nedenleri(Etiyoloji): Diyetteki Mg++ ’un yetersiz oluşu, malabsorbsiyonlar, ağır diyare, kronik alkolizm, kronik nefrit, uzun süreli diüretik tedavisi, hipoparatiroidizm, akut böbrek yetmezliğinin diürez fazında görülebilir. Belirti ve bulgular: Nöromuskuler irritabilite artar. Hastada tetaniler görülür. Bu nedenle hipokalsemi ile karıştırılabilir. Refleksler hiperaktiftir. Chvostek(+) tir. Konvülsiyon, hallüsinasyon, konfüzyon, agresif davranşlar, taşikardi, hipotansiyon vardır.

Tedavi ve bakım: Eksik magnezyum yerine konmalıdır. Bunun için sıklıkla magnezyum sülfat kullanılır. İlaç

Tedavi ve bakım: Eksik magnezyum yerine konmalıdır. Bunun için sıklıkla magnezyum sülfat kullanılır. İlaç IM veya IV uygulanabilir. IM yapılavaksa gluteal kasa ve oldukça derine yapılmalıdır. Uygulama ağrılıdır. IV olarak verilecekse; *Hastanın böbrek fonksiyonları normal olmalıdır. Yoksa tedavi hipermagnesemi ile sonuçlanır. *İnfüzyon sırasında hasta dikkatle izlenmelidir. Eğer hastada sıcaklık hissi, susama, kızarma, terleme, letarji, motor fonksiyonlarda azalma, KB’ında düşme derin tendon reflekslerinde azalma yada kaybolma varsa infüzyon durdurulmalıdır. *İnfüzyon sırasında enjektabl kalsiyum glukonat bulundurulmalıdır. Çünkü Ca++, Mg++ antagonistidir.

Hipermagnesemi Serum Mg düzeyinin 2. 5 m. Eq/L’nin üzerine çıkmasıdır. Nedenleri: diyette fazla Mg

Hipermagnesemi Serum Mg düzeyinin 2. 5 m. Eq/L’nin üzerine çıkmasıdır. Nedenleri: diyette fazla Mg alınması, Mg içeren laksatiflerin fazla kullanılması, böbrek yetmezliği, Mg içeren antiasitlerin fazla kullanılması, hipomagnesemi tedavisi sırasında fazla Mg verilmesi, dehidratasyon. Belirti ve bulgular: Sıcaklık hissi, DTR de azalma, flasid paralizi, hipotansiyon, uyşukluk ve letarji, konfüzyon, koma, solunum depresyonu, aritmi, kardiyak arrest. Tedavi ve bakım: İki temel amaca yöneliktir. Hipermagnesemi yapan nedeni ortadan kaldırmak için hasta dehidrate ise sıvı verilir. Böbrek fonksiyonları bozuk ise diyaliz yapılır V. b. D. ğer yandan hipermagnesemiyi düzeltmek için IV Ca-glukonat infüzyonu yapılır.