SIMPLE PRESENT TENSE GEN ZAMAN THE SIMPLE PRESENT

  • Slides: 35
Download presentation
SIMPLE PRESENT TENSE GENİŞ ZAMAN

SIMPLE PRESENT TENSE GENİŞ ZAMAN

 • THE SIMPLE PRESENT TENSE (Geniş Zaman) • Türkçe'de geniş zaman olarak karşılığını

• THE SIMPLE PRESENT TENSE (Geniş Zaman) • Türkçe'de geniş zaman olarak karşılığını bulan bu zaman çok yaygın olarak kullanılır. Kullanıma göre geçmişe ve geleceğe ait anlamlar yüklenebilir.

YAPI • (+) Olumlu Cümle Yapısı: Olumlu şekli özneden sonra fiilin mastar haline 3.

YAPI • (+) Olumlu Cümle Yapısı: Olumlu şekli özneden sonra fiilin mastar haline 3. tekil şahıs için -s/-es/-ies eklenerek, diğerlerinde sadece mastar şekliyle (fiil 1) kullanılarak yapılır.

 • Özne + fiil 1 [+ -s/-es/ies] + fiile uygun kelime(ler). • -

• Özne + fiil 1 [+ -s/-es/ies] + fiile uygun kelime(ler). • - They speak English fluently. • - She gets up late in the mornings. • - My son goes to school by bus on weekdays. • - He studies English. • Dikkat: Simple Present Tense (Geniş Zaman) cümlelerinde öznenin 3. tekil şahıs (he, she, it) olması durumunda fiile -s/-es/-ies eklerinden birinin getirilmesi kuralı şöyledir.

 • 1 - Fiil -y harfi ile bitiyorsa ve -y harfinden önce de

• 1 - Fiil -y harfi ile bitiyorsa ve -y harfinden önce de herhangi bir sessiz harf varsa fiilin sonundaki -y harfi düşürülerek fiile -ies eki eklenir.

 • • - study >>> studies - cry >>> cries - try >>>

• • - study >>> studies - cry >>> cries - try >>> tries Dikkat ederseniz -ies eki alan bu fiilerin -y harfi ile bitmesi dışında -y harfinden önce de bir sessiz harfi var. Yani son harfi -y olan her fiil -ies eki almaz. Fiilin son harfi -y'den önce bir ünlü harf varsa fiil -s eki alır. • - play >>> plays • - obey >>> obeys • - say >>> says

 • 2 - Fiil -o, -ch, -sh, -x, -z harflerinden birisiyle bitiyorsa -es

• 2 - Fiil -o, -ch, -sh, -x, -z harflerinden birisiyle bitiyorsa -es eki alır. • - do >>> does • - watch >>> watches • - pass >>> passes • - wash >>> washes • - fix >>> fixes

 • 3 - Yukarıdaki iki kural dışında kalan tüm fiiller s eki alır.

• 3 - Yukarıdaki iki kural dışında kalan tüm fiiller s eki alır. • (-) Olumsuz Cümle Yapısı: Simple Present Tense (Geniş Zaman)'a ait do ve does olmak üzere iki yardımcı fiil vardır. Bunlar sadece olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır ve does yardımcı fiili, öznesi 3. tekil şahıs olan cümlelerde; do ise diğerlerinde kullanılır. Simple Present Tense'te olumsuz cümle do ve does yardımcı fiillerine "not" olumsuzluk kelimesinin eklenerek özneden sonra getirilmesiyle oluşturulur

 • Özne + do/does + not + fiil 1 + fiile uygun kelime(ler).

• Özne + do/does + not + fiil 1 + fiile uygun kelime(ler). • - They do not speak English fluently. • - She does not get up late in the mornings. • - My son does not go to school by bus on weekdays. • - He does not study English. • İpucu: do not = don't ve does not = doesn't Dikkat: Olumsuz cümlelerde özne 3. tekil şahıs olsa bile ana fiile -s/-es/-ies eklerinden hiç biri gelmez.

 • (? ) Soru Cümlesi Yapısı: • Simple Present Tense (Geniş Zaman) soru

• (? ) Soru Cümlesi Yapısı: • Simple Present Tense (Geniş Zaman) soru cümleri do ve does yardımcı fiilerinin özneden önce kullanılmasıyla olur. Sorunun öznesi 3. tekil şahıs (he, she, it) ise does yardımcı fiili kullanılırken; diğer öznelerle ise do yardımcı fiili kullanılır

 • • Do/Does + özne + fiil 1 + fiile uygun kelime(ler). -

• • Do/Does + özne + fiil 1 + fiile uygun kelime(ler). - Do they speak English fluently? - Does she get up late in the mornings? - Does your son go to school by bus on weekdays? • - Does he study English? • İpucu: Yukarıdaki cümlelerde olduğu gibi yardımcı fiille başlayan tüm soru cümleri onaylama sorularıdır ve bunlara ya "evet" ya da "hayır" ile cevap verilir. İngilizce'de bu tür sorulara "Yes-No Questions" denir.

 • SIMPLE PRESENT TENSE USAGE (Geniş Zaman Kullanım alanları) • 1 - Simple

• SIMPLE PRESENT TENSE USAGE (Geniş Zaman Kullanım alanları) • 1 - Simple present ile alışkanlıklar ve her gün yapılan işler ifade edilir. Bu tür cümlelerde genellikle: always, rarely, often, never, everyday, once a year, once a month, twice a month gibi zaman zarfları (adverbs of time) kullanılır.

 • ADVERBS OF FREQUENCY (Sıklık Zarflan) • Simple present ile kullanılan bazı zaman

• ADVERBS OF FREQUENCY (Sıklık Zarflan) • Simple present ile kullanılan bazı zaman zarfları bildirdikleri sıklık derecelerine göre şu şekilde sıralanabilir: (Sınavda sık karşılan zarflardır. ) • ► always (her zaman) • ► almost always (hemen her zaman) • ► often (sık sık) • ► usually (genellikle) • ► generally (genellikle) • ► sometimes (bazen, ara sıra) • ► rarely (nadiren) • ► seldom (nadiren) • ► hardly ever (hemen hiç) • ► never (asla, hiç bir zaman)

 • 2 - Bilimsel gerçekler gibi her zaman geçerliliği olan doğrular ve genellemeler

• 2 - Bilimsel gerçekler gibi her zaman geçerliliği olan doğrular ve genellemeler bu "zaman" ile ifade edilir. • ► The earth revolves around the sun. ► It rains a lot in Rize. • ► Hot air rises while cool air falls down. • ► Winter follows autumn.

 • 3 - Simple present gelecekte yapılması planlanmış eylemleri belirtmek için ve otobüs,

• 3 - Simple present gelecekte yapılması planlanmış eylemleri belirtmek için ve otobüs, tren, uçak tarifeleri, sinema, tiyatro etkinlikleri gibi saatleri belirlenmiş olan programlar hakkında konuşmak için kullanılır. • ► The train stops at every station on the way to Ankara. • ► The film starts at 9 o'clock tonight. • ► The exhibition opens on June 2 nd and closes on July 31 st.

 • 4 - Süreklilik (continuous) zamanlarıyla kullanılamayan belirli fiiller vardır. Bu fiillerle, şimdiki

• 4 - Süreklilik (continuous) zamanlarıyla kullanılamayan belirli fiiller vardır. Bu fiillerle, şimdiki zamana veya tüm zamanlara ait dile getirilmek istenen duygu ve düşünceler "simple present tense" yapısında ifade edilir. • ► Do you hear a strange noise outside? • ► I prefer tea to coffee. • ► I hope everything will be all right

 • 5 - Bir konunun özetini yapmak, bir filmdeki, kitaptaki olayları başkalarına nakletmek

• 5 - Bir konunun özetini yapmak, bir filmdeki, kitaptaki olayları başkalarına nakletmek veya tarihteki olayları canlı bir şekilde tarif etmek için kullanılır. • ► In chapter one, Susan visits her friend and convinces her to play a trick on their neighbour. (Birinci bölümde, Susan arkadaşını ziyaret eder ve komşularına bir oyun oynaması için onu ikna eder. )

 • 6 - Time Clauses (Zaman Cümlecikleri) • Geniş zaman geneli ifade etmede

• 6 - Time Clauses (Zaman Cümlecikleri) • Geniş zaman geneli ifade etmede ana cümle ve yan cümlede de kullanılır. • ► Ice protects the plants from freezing when it is not dry. (Kuru olmadığında, buz bitkileri donmaktan korur. )

 • 7 - Resmi olarak veya gösteri, spor olayları ve açıklamalarda kullanılır. •

• 7 - Resmi olarak veya gösteri, spor olayları ve açıklamalarda kullanılır. • ► I declare Adrian the winner of the game. (Adrian'ı oyunun kazananı ilan ediyorum. ) • ► I now pronounce you husband wife. ( Sizi şimdi karı koca ilan ediyorum. )

Do/Does + özne + fiil 1 + fiile uygun kelime(ler). Do they speak English

Do/Does + özne + fiil 1 + fiile uygun kelime(ler). Do they speak English fluently? Does she get up late in the mornings? Does your son go to school by bus on weekdays? Does he study English?

 • - Does she get up late in the mornings? ( O sabahları

• - Does she get up late in the mornings? ( O sabahları geç mi kalkar? ) • -Yes, she gets up late in the mornings. (Evet, o sabahları erken kalkar. ) • -Yes, she does. (Evet, öyle. ) • -No, she doesn't get up late in the mornings. (Hayır, o sabahları geç kalkmaz. ) • -No, she doesn't. (Hayır, öyle değil. )

 • Onaylama soruları yani "Yes-No Questions" dışında bir de "bilgi soruları" vardır. Bu

• Onaylama soruları yani "Yes-No Questions" dışında bir de "bilgi soruları" vardır. Bu sorular Türkçe'de "Ne, Nasıl, Nerede, Neden, Ne Zaman, Kim" gibi soru kelimeleriyle yapılırken; İngilizce'de bu soru kelimelerin İngilizcesi olan "What (ne), Who (kim), Why (neden), Where (nerede), Which, Whose (kimin), How (nasıl)" kullanılır. • "Wh- Questions"larda soru kelimeleri daima sorunun en başında yer alır

 • My mother never lies. (Annem asla yalan söylemez. ) • The Earth

• My mother never lies. (Annem asla yalan söylemez. ) • The Earth is spherical. (Dünya küreseldir. ) • She doesn’t use a computer. (Bilgisayar kullanmıyor. ) • It snows a lot in winter in Russia. (Rusya'da kışın çok kar yağıyor. ) • We live in Texas. (Teksas'ta yaşıyoruz. )

 • You go to holiday every summer. (Her yaz tatile gidiyorsunuz. ) •

• You go to holiday every summer. (Her yaz tatile gidiyorsunuz. ) • Do you like spaghetti? (Spagetti sever misin? ) • My daughter does the laundry. (Kızım çamaşır yıkıyor. ) • My brother takes out the trash. (Kardeşim çöpü atıyor. ) • The course starts next Sunday. (Kurs gelecek Pazar başlıyor)

 • • • She always forgets her purse. Her zaman çantasını unutur. You

• • • She always forgets her purse. Her zaman çantasını unutur. You don’t have children. Çocuğunuz yok. I and my sister don’t see each other anymore. Ben ve kız kardeşim artık birbirimizi görmüyoruz. They don’t go to school tomorrow. Yarın okula gitmiyorlar. She wants to be a dentist. Dişçi olmak istiyor.

 • She swims every morning. Her sabah yüzüyor. • I don’t wash the

• She swims every morning. Her sabah yüzüyor. • I don’t wash the dishes. • Bulaşıkları yıkamam. • We see them every week. • Onları her hafta görüyoruz. • I don’t like tea. • Çay sevmem. • When does the train usually leave? • Tren genelde ne zaman ayrılıyor?

 • • • Cows eat grass. İnekler ot yer. My cat runs very

• • • Cows eat grass. İnekler ot yer. My cat runs very fast. Kedim çok hızlı koşuyor. She has a beehive full of bees. Arılarla dolu bir arı kovanı vardır. My son lives in London. Oğlum Londra'da yaşıyor. They don’t have any money. Hiç paraları yok.

 • • • She plays basketball. O basketbol oynar. He catches the train

• • • She plays basketball. O basketbol oynar. He catches the train every morning. Her sabah treni yakalar. My sister works at theater. Kız kardeşim tiyatroda çalışıyor. Michael doesn’t work. Michael çalışmıyor. How often do you see George? George'u ne sıklıkla görüyorsun?

 • • • She doesn’t see Peter every day. Peter'ı her gün görmüyor.

• • • She doesn’t see Peter every day. Peter'ı her gün görmüyor. My boyfriend loves this song. Erkek arkadaşım bu şarkıyı seviyor. My father doesn’t speak good English. Babam iyi İngilizce bilmiyor. He goes to football every day. Her gün futbola gidiyor. California is not in the United Kingdom. California Birleşik Krallık'ta değildir.

 • • • The Queen of England lives in Buckingham Palace. İngiltere Kraliçesi

• • • The Queen of England lives in Buckingham Palace. İngiltere Kraliçesi Buckingham Sarayı'nda yaşıyor. Julie talks very fast. Julie çok hızlı konuşuyor. My brother’s dog barks a lot. Ağabeyimin köpeği çok havlıyor. Does he play tennis? O tenis oynuyor mu? The train leaves every morning at AM. Tren her sabah AM'de kalkıyor.

 • • • Water freezes at °C Su ° C'de donuyor I love

• • • Water freezes at °C Su ° C'de donuyor I love my new pets. Yeni evcil hayvanlarımı seviyorum. We drink coffee every morning. Her sabah kahve içeriz. My Dad never works on the weekends. Babam hafta sonları hiçbir zaman çalışmaz. She doesn’t teach chemistry. Kimya öğretmiyor.

 • • • I do love my new pets. Yeni evcil hayvanlarımı seviyorum.

• • • I do love my new pets. Yeni evcil hayvanlarımı seviyorum. Mary brushes her teeth twice a day. Mary günde iki kez dişlerini fırçalar. He drives to work. Çalışmaya çalışıyor. Mary enjoys cooking. Mary yemek yapmaktan hoşlanır. She likes bananas. Muz sever.

 • • • You don’t listen to me. Beni dinlemiyorsun. I run four

• • • You don’t listen to me. Beni dinlemiyorsun. I run four miles every morning. Her sabah dört mil koşuyorum. They speak English at work. İş yerinde İngilizce konuşurlar. The train does not leave at AM. Tren AM'de kalkmaz. I have no money at the moment. Şu anda hiç param yok.

 • • • Do you eat ice cream? Dondurma yiyor musun? She goes

• • • Do you eat ice cream? Dondurma yiyor musun? She goes to work by car. Araba ile işe gider. It doesn’t rain here in the summer. Yaz aylarında buraya yağmur yağmaz. We cook every day. Her gün yemek yapıyoruz. We go to the gym club together. Birlikte spor kulübüne gidiyoruz.

 • • • You have a big house. Büyük bir evin var. Do

• • • You have a big house. Büyük bir evin var. Do we know each other? Birbirimizi tanıyor muyuz? They sleep in the afternoon. Öğleden sonra uyuyorlar. When do they usually talk to each other? Genellikle birbirleriyle ne zaman konuşurlar? The children are at home. o çocuklar evde.