SIKA KULLANILAN HUKUK TERMLER SIKA KULLANILAN HUKUK TERMLER

  • Slides: 11
Download presentation
SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Müşteki: Şikayette bulunan, şahsî davacı. İlgili makama derdini aktaran.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Müşteki: Şikayette bulunan, şahsî davacı. İlgili makama derdini aktaran. � Tensip: Uygun görme � Muaccel: Ivedi; peşin; vadesi (eceli) gelmiş; ödenmesi gereken hale gelmiş. � İfa: Ödeme; yerine getirme; bir işi yapma; edim. � Asgari: En az; en aşağı; en azından; en düşük; en küçük.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Nizami: 1. Nizâma ve düzene ait, nizâmında olan, tertipli,

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Nizami: 1. Nizâma ve düzene ait, nizâmında olan, tertipli, muntazam. 2. Kanun ve nizama uygun. � Bilahare: Sonra. � Bilabedel: Bedelsiz, ücretsiz. � Bilasebep: Sebepsiz. � İhtiva: İçine alma, içinde bulundurma, içerme. � Sanık: Suç işlediği sanılan kişi. � Sabıka: Geçmişte işlenmiş, mahkemece ispatlanıp cezalandırılmış olan suç. � İstinaden: Bir görüşe, bir düşünceye dayanarak, güvenerek.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Mamafih: Bununla birlikte, durum böyleyken manalarına gelir. � İbra:

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Mamafih: Bununla birlikte, durum böyleyken manalarına gelir. � İbra: Aklama, temize çıkarma. � İbraz: Gösterme, sunma. � İfşa: Açığa çıkarma, açığa vurma. � İcra: Bir mahkemenin ilamının veya idari bir kararın hükmünün yerne getirmek demektir.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � İkametgâh: Mesken, konut, ikâmet edilen yer. � İktizâ: Gerek,

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � İkametgâh: Mesken, konut, ikâmet edilen yer. � İktizâ: Gerek, lüzum. � İlam: Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi vesikalar; kararı bildiren belge. � İlliyet bağı: Nedensellik bağı; bir neden ile ortaya çıkan sonuç arasındaki ilişki. � İnfaz: Gereğini yapma; yerine getirme; icra etme � İsticvap: Sorguya çekme. � İstimrar: Sürüp gitme, süreklilik.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ İddianame: Soruşturma sonunda savcının topladığı delilleri, şüphelilerin cezalandırılmasını talep ettiği

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ İddianame: Soruşturma sonunda savcının topladığı delilleri, şüphelilerin cezalandırılmasını talep ettiği kanun hükümlerini ve bu hükümlerde yer alan karşılıklarını, gerekçeleri ve kurduğu illiyet bağı ile birlikte izah-talep ettiği metin. � İhtiyati tedbir: Davacının, davasını kazanması durumunda, dava konusu şeye kavuşabilmesi için, davadan önce veya dava sırasında o şeyi garanti altına almasına yarayan önlem. � İhtarname: Bir kimseye, bir hususu yerine getirmesi veya getirmemesi için yapılan yazılı uyarı; hatırlatma belgesi. � Beyanname: Bir makama veya kamuoyuna yapılan açıklama belgesi. � Zabıtname: Tutanak. �

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � � � � � Cebrî : Zorla yapılan; zor

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � � � � � Cebrî : Zorla yapılan; zor kullanarak yaptırılan; zor altında; güç kullanarak. Celpname: Yargılamada, davacı, davalı, tanık, bilirkişi gibi kimseleri mahkemeye getirtmek için yapılan çağrı. Maarif: Tahsil ile elde edilen ilim, malûmat, bilgi. meharet. üstadlık. hüner. Maktu: Götürü; belirli; miktarda; değeri biçilmiş; pazarlıksız. Mazbata: Tutanak. Tebliğ: Bildirme, duyurma, anlatma, yazılı bir emri, mahkeme yazısını ilgili şahsa teslim etme, imzasını alma. Çoğulu tebliğâtdır; duyurular, anlatmalar. Müzekkere: Yargılama makamının, bir kararın yerine getirilmesi konusunda belli bir makama yazdığı yazı. Muvaffakat: Uygun görmek, onaylamak, kabul etmek. Muvâzaa: Danışıklı işlem. Tebligat: Bir hukuki işlemin yetkili makamca, ilgili kişinin bilgisine sunulmak üzere, kanun ve usule uygun olarak yazı veya ilanla bildirilmesi.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � � � � Tedbir: Tedbir, Tedebbür: Bir işin iyi

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � � � � Tedbir: Tedbir, Tedebbür: Bir işin iyi ve sıhhatli olması için arkasını, önünü gözeterek takdir ve idare etmektir. Bütün evreni yönetmek, her işi evirip çevirmek. Tabii düzenini ayakta tutmak, kanunların işlemesini sağlamak. Vade: Belirlenen süre, borcun ödeme zamanı, ifa zamanı. Ecel, ölüm olayı. Vakıa: Olay, gerçek, olgu. Vuku': Düşüş. Başa gelen, çatan büyük iş. Vekalet: Vekillikte bulunma, birisini temsil etme. Başkası nâm ve hesabına bir sözleşmeyle temsil eden kimse. Bakanlık, nâzırlık, icra organında görev alan ve belli işleri yürüten kişinin makamı. Velayet: Ana ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki (kanundan doğan) eğitim ve terbiye hak ve yetkisi. Zımnî: Üstü kapalı, açık olmayan. Zilyet: Bir şeyi fiilen elinde bulunduran kişi; bir şeyde tasarrufta bulunan kişi.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � � � � � Cürüm: Suç. Delalet etmek: Göstermek,

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � � � � � Cürüm: Suç. Delalet etmek: Göstermek, kanıtlamak. Yediemin (Yeddiemin): Güvenilir kişi. Ehemmiyet: Önem. Emsal: Benzer. Eşkal: Kılık. Feragat etmek: Çekilmek, vazgeçmek. Fesih: Bozma. Menkul: Taşınır. Gayrimenkul: Taşınmaz. Haciz: Elkoyma. Harcırah: Yolluk. Hıfz: Saklama, koruma. Hibe: Bağış. Hitam: Sona erme. Hükmi şahıs: Tüzelkişi. İddia: Sav.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � İfade: Söylem. � İntikal: Geçme, ulaşma. � İstimlak: Kamulaştırma.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � İfade: Söylem. � İntikal: Geçme, ulaşma. � İstimlak: Kamulaştırma. � İstişare: Danışma � İştirak: Katılım. � Nisbi: Oransal. � Re'sen: Kendiliğinden, görevi gereği. � Safha: Evre. � Sarih: Belirgin, açık. � Tahdit: Sınırlamak. � Tahkik: Soruşturma, inceleme.

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Umumi: Genel. � Usul: Yöntem. � Vesika: Belge. �

SIKÇA KULLANILAN HUKUK TERİMLERİ � Umumi: Genel. � Usul: Yöntem. � Vesika: Belge. � Yekun: Toplam. � Zaruri: Zorunlu. � Zat, Zati: Kişi, kişisel. � Taahhüt: Bağıt. � Tahakkuk: Gerçekleşme. � Taayyün: Belli olma, belirme. � Zabıt: Tutanak. � Zabıt Katibi: Tutanak yazmanı. � Zan, Zanlı: Sanı, sanık.