SEBEPSZ ZENGNLEMEDEN DOAN BOR LKLER I SEBEPSZ ZENGNLEME

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ I. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME İLİŞKİSİNİN TARAFLARI II. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ AMACI, HUKUKÎ NİTELİĞİ IV. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ BENZER DAVALARLA İLİŞKİSİ V. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYİ DOĞURAN OLAYLAR 1. Edimin ifasından doğan zenginleşme 2. Müdahaleden doğan zenginleşme 3. Umulmayan olaydan doğan zenginleşme

1. Sebepsiz zenginleşme davasının istihkak (mülkiyet) davası ile ilişkisi 2. Sebepsiz zenginleşme davasının sözleşmeden doğan alacak davası ile ilişkisi 3. Sebepsiz zenginleşme davasının haksız fiil davası ile ilişkisi 4. Sebepsiz zenginleşme davasının vekâletsiz işgörme ilişkisi

VI. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI Haklı bir sebep olmaksızın meydana gelen zenginleşmeler a)Hukukî sebebin geçersiz olması aa) Hukukî işlem kurulmamıştır bb) Hukukî işlem eksik kurulmuştur cc) Hukukî işlem geçersizdir b)Hukukî sebebin gerçekleşmemiş olması c)Hukukî sebebin sona ermesi d)Borçlanılmayan bir edimin yanlışlıkla ifa edilmesi

HGK. T. 10. 5. 2017, E. 2017/3 -990, K. 2017/954 Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Geri alma hakkı, bu zenginleşme ve fakirleşme sonucu doğmakta olup, bu olgu gerçekleşmeden geri alma söz konusu edilemeyeceği gibi iade borcunun kapsamı da anılan hak ve borcun doğduğu tarihten önce belirlenemez. Özellikle, uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılmak suretiyle istifade edilen giderler sebebiyle sebepsiz zenginleşme borçlusunun giderlerin yapıldığı tarihte zenginleştiği, giderleri yapan kişinin de o anda fakirleştiğinden söz edilemez. Malvarlıklarındaki azalma ve çoğalmanın, diğer bir deyişle sebepsiz zenginleşme olgusunun davaya konu taşınmazın karşı tarafa teslim edildiği tarihte gerçekleşeceği açıktır. Giderlerin yapıldığı taşınmaz davalıya teslim edilmediği sürece iade borcunun doğduğundan da bahsedilemez. Diğer taraftan, dava ve cevap dilekçelerinde bildirilmiş olan vakıalar davanın sınırını çizmekte ve mahkemece ancak bu vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir. İşte bu nedenledir ki, her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar