SALIKLI YAAM VE BESLENME r Gr Dr eyda
SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME Öğr. Gör. Dr. Şeyda Çiğdem ÖZKAN 2019 -Güz
İÇERİK § § § § Sağlık nedir? Sağlıklı yaşam nedir? Sağlıklı bir yaşam için yapılması gerekenler nelerdir? Sağlıklı ve uzun ömürlü olmanın sırrı Türkiye’deki ölüm sebepleri ve oranları nelerdir? Peki biz kendimiz için neler yapabiliriz? İnsan vücudu nasıl çalışır? Vücudumuzdaki sistemler Dolaşım sistemi Sindirim sistemi Boşaltım sistemi Sinir sistemi Solunum sistemi
SAĞLIK NEDİR? Ø Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre sağlık, sadece hastalıklardan ve mikroplardan korunma hali değil, aynı zamanda tam bir fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik halidir. Ø Yaşadığımız çağda; duygusal, ruhsal, zihinsel, toplumsal, mesleki ve fiziksel olarak sağlıklı olma hali «sağlık» için genişletilmiş tanımlama olarak yapılmaktadır.
SAĞLIKLI YAŞAM NEDİR? Ø Sağlıklı yaşam, kişilerin ciddi ve tedavisi zor hastalıklara yakalanmadan, hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal yönlerden üstün durumda, uzun yıllar zevk alarak yaşamlarını sürdürmeleri demektir. Ø Birey olarak sağlıklı bir yaşam amaç olmalıdır.
SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN YAPILMASI GEREKENLER NELERDİR? Ø Beslenme Ø Hareketli Yaşam Ø Düzenli Hayat ve Uyku Ø Çalışma ortamı Ø Günlük yaşamda stresle başedebilme Ø Zaman yönetimi Ø Kötü Alışkanlıklardan Uzak Durma (Sigara, alkol ve madde kullanımı) Ø Vs…
SAĞLIKLI ve UZUN ÖMÜRLÜ OLMANIN REÇETESİ Amerika Birleşik Devletleri Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezine (CDC) göre sağlıklı ve uzun ömürlü olmada 4 ana faktör bulunmaktadır, bunlar: Ø Düzenli Yaşam Alışkanlıkları (%51) Ø Fiziksel Çevre (%20) Ø Kalıtımsal Özellikler (%20) Ø Enfeksiyon ve sağlık tedavi servislerinin niteliği (%9)
SAĞLIKLI ve UZUN ÖMÜRLÜ OLMANIN REÇETESİ Sağlıklı ve uzun ömürlü olmaya etki eden faktörler Düzenli Yaşam Alışkanlıkları Fiziksel Çevre Kalıtımsal Özellikler Enfeksiyon ve sağlık tedavi servislerinin niteliği
SAĞLIKLI ve UZUN ÖMÜRLÜ OLMANIN REÇETESİ Ø Düzenli yaşam alışkanlığının ölüm riskine etkisi %51 oranında en büyük faktörü oluşturur. Ø Sağlıklı yaşam için, kişinin yaşam tarzı en büyük rolü oynar. Ø Amerika’da 7000 kişi üzerinde 5. 5 yıl süren bu araştırma neticesinde deneklerin aşağıda belirtilen alışkanlıklara sahip olanlarının yaşam sürelerinin daha uzun olduğu bulunmuştur.
SAĞLIKLI ve UZUN ÖMÜRLÜ OLMANIN REÇETESİ Düzenli yaşam alışkanlıkları Ø Günde en az 7 -8 saat uyumak, Ø Her gün düzenli kahvaltı yapmak, Ø Günlük yemek öğün zamanlarına uymak (Günde 3 öğün ve düzenli olarak yemek), Ø Normal vücut ağırlığına sahip olmak, Ø Yiyeceklerde yağ, tuz ve şeker azaltmak, Ø Haftada en az üç gün düzenli egzersiz yapmak, Ø Sigara ve alkol kullanımından uzak durmak, Ø Düzenli sağlık kontrolünden geçmek olarak sıralanmıştır.
SAĞLIKLI ve UZUN ÖMÜRLÜ OLMANIN REÇETESİ Fiziksel çevre Ø Fiziksel çevremizin bozukluğu, %20 oranında sağlık ve ölümle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ø Yaşadığımız, çalıştığımız ve oynadığımız çevreler fiziksel çevremizi oluşturur ve sağlığımızla direkt bağlantılıdır. Ø Kapalı ve açık alandaki havanın temizliği veya kirliliği akciğer hastalıklarının artmasına, dokuların yetersiz beslenmesine sebep olabilir. Ø Aşırı gürültü, yaşadığımız çevrenin kalabalıklığı ve yiyeceklerin veya suyun kirliliği sağlığımız için önemli etkenlerdendir.
SAĞLIKLI ve UZUN ÖMÜRLÜ OLMANIN REÇETESİ Kalıtımsal (Genetik) Özellikler Ø Bazen hastalıklardan korunabilmemiz kalıtımsal faktörlere bağlı olarak sınırlı olabilir. Ø Kalıtım ailelerden çocuklarına miras kalan biyolojik olaydır. Örneğin; eğer ailemizde kalp hastalığından ölüm oranı yüksek ise bizim de kalp hastalığı riskini taşıma ihtimalimiz yüksek olacaktır. Ø Ancak kalıtımsal özelliklere bağlı risk faktörünü, yaşam tarzımız büyük bir oranda düşürmektedir. Düzenli, yemek yeme, düzenli egzersiz yapmak ve vücut ağırlığımızı kontrol etme gibi düzenli yaşam alışkanlıkları, kalıtıma bağlı bazı hastalıklara yakalanma riskini azaltacaktır.
TÜRKİYE’DE ÖLÜM SEBEBİ ORANLARI NELERDİR? Ø Türkiye’de ölümlerin yaş grubuna göre dağılımı incelendiğinde gelişmiş ülkelere göre en büyük farkın bebek ölümlerinde olduğu görülmektedir. Ø 40 -45 yaşından itibaren ölüm oranlarında hızlı bir artış görülür. Ø Türkiye’de illere göre ölüm oranlarında %21 ile İstanbul, %8 ile Ankara, %6 ile İzmir illerimizde en fazla ölüm vakasına rastlanmaktadır. Ø Ülke nüfusunun %20’sini oluşturan Metropol şehrimiz İstanbul’da oranın en yüksek olması şaşırtıcı mıdır? Ø Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2017 -2018 yıllarında belirlediği ölüm sebeplerinin ilk sırasında %38 ile kalp dolaşım sistemi rahatsızlıklarının olduğu bulunmuştur. VE
TÜRKİYE’DE ÖLÜM SEBEBİ ORANLARI NELERDİR? https: //www. haberturk. com/2018 -yili-olum-nedeni-istatistikleri-aciklandi-2443477 -ekonomi VE
TÜRKİYE’DE ÖLÜM SEBEBİ ORANLARI NELERDİR? VE Dolaşım sistemi hastalıklarından ölümlerin alt gruplara göre dağılımı (2017 -2018) https: //www. haberturk. com/2018 -yili-olum-nedeni-istatistikleri-aciklandi-2443477 -ekonomi
TÜRKİYE’DE ÖLÜM SEBEBİ ORANLARI NELERDİR? VE Kötü huylu tümörlerden kaynaklı ölümlerin alt gruplara göre dağılımı (2017 -2018) https: //www. haberturk. com/2018 -yili-olum-nedeni-istatistikleri-aciklandi-2443477 -ekonomi
PEKİ BİZ KENDİMİZ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ? Ø Beslenmemize dikkat etmeliyiz. Ø Spor ve egzersizi hayatımıza yerleştirmeliyiz. Ø Uykumuza önem vermeliyiz. Ø Çalışma ortamımızı düzeltmeliyiz. Ø Hayatımızın her edebilmeliyiz. yerinde karşımıza çıkan stresle baş Ø Zamanı iyi ve doğru kullanmalıyız. Ø Kötü alışkanlıklardan uzak durmak zorundayız! (Sigara, alkol ve madde kullanımı) Ø Vs…
PEKİ BİZ KENDİMİZ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ? Ø İyi beslenebilmek için öncelikle vücudumuzu ve besinleri tanımamız ve öğrenmemiz gerekir.
İNSAN VÜCUDU NASIL ÇALIŞIR? Ø İnsan vücudundaki sistemler, fizyolojik olarak aynı işlevi gören yapısal organ birlikleridir. Ø Mükemmel bir organizma olan insan vücudunda, vücudun yaşamsal faaliyetlerini sağlıklı ve yeterli seviyede devam ettirebilmesi için bütün organların sağlıklı olarak çalışması gerekir. Ø Organların sağlıklı ve birbirleriyle uyumlu hareket etmeleri sistemlerin sağlıklı olmasını, vücudumuzdaki sistemlerin sağlıklı çalışması da bütün vücudumuzun sağlıklı olmasını sağlar.
VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER Vücudumuzu meydana getiren başlıca sistemler; Ø Dolaşım Sistemi, Ø Sindirim Sistemi, Ø Boşaltım Sistemi, Ø Sinir Sistemi, Ø Solunum Sistemi, Ø Lenf Sistemi, Ø Üreme Sistemi, Ø Hareket ve Destek Sistemi’dir.
1) DOLAŞIM SİSTEMİ Çok hücreli canlılarda besin ve oksijenin tüm hücrelere ulaşmasını sağlayan sisteme «dolaşım sistemi» denir. Ayrıca dolaşım sistemi, hücrelerde metabolik faaliyetler sonucu oluşmuş karbon dioksit ve diğer zararlı maddelerin uzaklaştırılmasını sağlar. İnsanda dolaşım sistemi üç kısımdan oluşur : Ø Kalp, Ø Damarlar ve Ø Kan.
1) DOLAŞIM SİSTEMİ: KALP Ø Kalp, göğüs boşluğunda iki akciğer arasında yer alır. Kalp hızlı, güçlü ve istemsiz çalışan kaslardan oluşur. Kasılıp-gevşeyerek kanın damar içinde hareket etmesini sağlar. Ø Kalbin üzerinde kalın bir zar vardır. Kalple zar arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu, kalbin rahat çalışmasını sağlar ve darbelerde zarar görmesini önler.
1) DOLAŞIM SİSTEMİ: KALP Ø İnsanda kalp, iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört gözlüdür. Kalbin sağ bölümünde kirli, sol bölümünde temiz kan vardır. Kulakçık ve karıncıklar, sırayla kasılıp gevşeyerek kanın damarlarda hareketini sağlar. Kulakçık ve karıncıklar arasında bulunan kapakçıklar, kanın tek yönlü ilerlemesini sağlar.
1) DOLAŞIM SİSTEMİ: DAMARLAR Üç çeşit damar vardır. 1) Atar damar: Kalpten vücuda kan taşıyan damarlara denir. Akciğer atardamarı hariç diğer atardamarlar oksijence zengin temiz kan taşır. Yüksek basınca dayanaklıdırlar. En büyük atardamar, kalpten vücuda temiz kanın gönderildiği “aort” atardamarıdır. 2) Toplar damar: Vücutta kirlenmiş kanın vücuda taşınmasını (karbondioksitçe zengin) sağlayan damarlardır. 3) Kılcal damar: Kılcal damar veya kapiler vücuttaki en küçük kan damarlarına verilen isimdir. Büyüklükleri yaklaşık 5 -10 μm'dir (çapları 0, 007 mm ile 0, 150 mm arasında değişir). Atardamarlar ile toplardamarları birleştiren kılcal damarlar, dokularla etkileşimi en yoğun olan kan damarlarıdır.
1) DOLAŞIM SİSTEMİ: KAN Vücudun tek sıvı dokusudur. Kalbin etkisiyle damarlar içerisinde hareket eder. Kanın Yapısı Kan, plâzma (serum) ve kan hücrelerinden oluşur. Kanın plâzma kısmı su, protein, organik ve inorganik maddelerden oluşur. Kanın yapısında değişik görevler alan 3 çeşit kan hücresi bulunur. a. Alyuvar (Eritrosit): Kana kırmızı renk verir. Karaciğer, dalak ve kırmızı kemik iliğinde üretilir. Alyuvar, yapısında bulunan hemoglobin proteinleri yardımıyla oksijen ve karbon dioksit taşır. b. Akyuvar (Lökosit): Vücudumuzu mikroplara karşı korur. c. Kan pulcukları (Trombosit): Kırmızı kemik iliğinde, büyük hücrelerin parçalanmasıyla oluşur. Yaralanma ve kesiklerde kanın pıhtılaşmasını sağlar.
1) DOLAŞIM SİSTEMİ: KAN Ø İnsan vücudunun yaklaşık % 7 – 8 kadarı kandan oluşur. Ø 60 kilogramlık bir vücut ağırlığına sahip sağlıklı bir yetişkin yaklaşık 4. 2 – 4. 8 litre kana sahiptir. Ø 26 kiloluk bir çocukta, 2 litre kan bulunur. Ø Yetişkin 80 kiloluk bir insan vücudunda ortalama 6 litre kan bulunmaktadır.
1) DOLAŞIM SİSTEMİ: KAN DOLAŞIMI İnsanda, kan dolaşımı büyük ve küçük kan dolaşımı olmak üzere ikiye ayrılır. a. Küçük Kan Dolaşımı Vücutta kirlenen kanın temizlendiği dolaşım çeşididir. Sağ karıncıkta başlar, sol kulakçıkta biter. Sağ karıncıktaki kirli kan akciğer atardamarıyla akciğere götürülüp temizlenir. Temizlenen kan, akciğer toplardamarıyla kalbin sol kulakçığına getirilir. Bu dolaşıma küçük kan dolaşımı denir. b. Büyük Kan Dolaşımı Akciğerde temizlenen kanın vücuda dağıtılıp, vücutta kirlenen kanın kalbe getirildiği dolaşım çeşididir. Sol karıncıkta başlar, sağ kulakçıkta biter. Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ve diğer atardamarlarla iç organlara ve tüm dokulara taşınır. Kılcallarda oksijen ve karbondioksit değişimi olur. Kirlenen kan toplardamarlarla kalbin sağ kulakçığına getirilir.
1) DOLAŞIM SİSTEMİNİN SAĞLIĞI Ø Dolaşım sisteminin sağlığını olumsuz etkileyen en önemli etkenler sigara, alkol ve kirli havadır. Ø Sigaradaki nikotin, kanın mikroplara karşı direncini azaltır. Ø Alkol, damarların esnekliğini bozarak genişletir. Ø Çocuklukta geçirilen enfeksiyonlar ve bademcik hastalıkları kalbi olumsuz etkiler. Ø Uzun süre ayakta kalmak veya hareketsiz kalmak, toplardamar kapakçıklarını bozarak varise sebep olur. Ø Hepatit B ve C, tetanos, sıtma, kuduz, tifüs ve AIDS kan yoluyla bulaşan hastalıklardır. Ø Dolaşım sisteminin sağlığının korunması için, dengeli beslenilmeli, düzenli spor yapılmalı, sigara ve alkol gibi zararlı maddelerden uzak durulmalıdır. Ø Kalbi yoracak, yaşa ve bedene uygun olmayan işlerde çalışılmamalıdır.
1) DOLAŞIM SİSTEMİNİN SAĞLIĞI Ø Kalp, her kasılışında basınç yaparak atardamarlara kan pompalar. Kan basıncının etkisiyle damarlar genişler ve hemen ardından daralır. Kan, damarlarda boğum ileriye doğru gider. Kanın damarlardaki bu hareketi, nabız dalgalarına sebep olur. Nabız, kalbin atış hızıyla aynı hızdadır. Ø Kanın damar duvarlarına yaptığı basınca tansiyon denir. Kalbin kasılması sırasında oluşan basınca büyük tansiyon, kalbin dinlenmesi sırasında oluşan basınca küçük tansiyon denir. Ø Sağlıklı bir insanda tansiyon değerleri 120 -130/80 -90 mm. Hg altında olduğu zaman normal kabul edilmektedir. Ø 140/90 mm. Hg üstü ise hipertansiyon olarak adlandırılır.
1) DOLAŞIM SİSTEMİNİN SAĞLIĞI Hipertansiyon nedenleri nelerdir? Ø Aşırı tuz tüketimi Ø Stres Ø Obezite Ø Kalp damar hastalıkları Ø Böbrek hastalıkları Ø Genetik faktörler Ø Tiroid hastalıkları Ø Böbrek üstü bezinin hastalıkları Ø Şeker hastalığı Yukarıda sayılan nedenler, hipertansiyonun en yaygın nedenleridir ancak hipertansiyon hastalarının pek çoğunda neden bulunamaz. Bunlara esansiyel hipertansiyon denir.
2) SİNDİRİM SİSTEMİ Ø Vücudumuzun yaşamını sürdürebilmesi için karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, su ve mineraller gibi maddelere ihtiyaç vardır. Bu maddeleri de çeşitli besinler yoluyla elde ederiz. Ø Fakat, besinlerle gelen bu maddeler, vücudun kullanabilmesi için fazla büyüktür. Ø İşte, vücuda alınan bu besin maddelerinin ve içeriklerinin kana ve hücrelere geçebilecek kadar küçük parçalara ayrılması işlemine sindirim denir. Ø Bu olayı gerçekleştiren sisteme de sindirim sistemi adı verilir. Ø Besinlerin sindirimi mekanik ve kimyasal olarak iki açıdan yapılır. Örneğin, dişler mekanik sindirimde, tükürük ise besinlerin kimyasal sindiriminde görev alır.
2) SİNDİRİM SİSTEMİ: Sindirim Sisteminin Görevleri Ø Besinleri küçük parçalara ayırmak, Ø Sonra besinin içeriğindeki protein, karbonhidrat, yağ, su gibi molekülleri ayrıştırarak kan dolaşımı vasıtası ile hücrelere ulaştırmaktır.
2) SİNDİRİM SİSTEMİ: Sindirim Sistemi Organları Nelerdir? Ø İnsanda sindirim sistemini meydana getiren organ ve yapılar sırası ile ağız boşluğu, dil, diş, tükürük bezleri, yemek borusu, mide, on iki parmak bağırsağı, ince bağırsak ve kalın bağırsak olarak sayılabilir. Ø Sindirim sistemine yardımcı organlar ise karaciğer ve pankreastır.
2) SİNDİRİM SİSTEMİ: Sindirim Nasıl Gerçekleşir? Ø Sindirim bir dizi mekanik ve kimyasal işlemler sonucu gerçekleşir. Ø İlk olarak sindirim ağızda başlar. Ø Ağızda, öncelikle besinler dişler yardımı ile ufak parçalara ayrılarak, mekanik olarak sindirime tabi tutulur. Ø Bu arada, tükürük salgısı ile de besinler bir yandan yumuşatılırken bir yandan da içeriğindeki karbonhidratlar sindirime tabi tutulur. Ø Ağızda çiğnenen besinler yutak yardımı ile yemek borusuna oradan da mideye ulaştırılır.
2) SİNDİRİM SİSTEMİ: Sindirim Nasıl Gerçekleşir? Ø Mide bir yandan kasılıp gevşeyerek mekanik sindirim yaparken bir yandan da mide özsuyu yardımı ile besinlerdeki proteinlerin kimyasal sindirimini gerçekleştirir. Ø Mideden ince bağırsağa geçen besinler artık iyice küçük parçalara ayrılmıştır. Ø İnce bağırsakta besinlerin karbonhidrat, protein ve yağları iyice sindirilerek kana karışmak üzere emilir. Ø Son olarak besinlerden geriye kalan posa kalın bağırsağa ulaşır. Ø Kalın bağırsakta ise posada kalan su ve mineraller emilir. Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılmayan kısımları da vücuttan atılmak üzere anüse yollanır.
2) SİNDİRİM SİSTEMİ: Sindirim Sistemi Hastalıkları Ø En sık rastlanan sindirim sistemi hastalıkları bulantı, kusma, kabızlık, ishal, gastrit, ülser, safra kesesi iltihabı ve taşı, siroz ve basur olarak sayılabilir.
3) BOŞALTIM SİSTEMİ Ø Vücuttaki fazla suyun ve suda erimiş halde zararlı ya da gereğinden fazla bulunan maddelerin hücrelerden ve vücut sıvısından uzaklaştırılması olayına boşaltım adı verilir. Ø Vücuttaki zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılması için bir çok sistem birlikte çalışır. Ø Bu sistemlerden birisi de boşaltım olayını gerçekleştiren boşaltım sistemidir.
3) BOŞALTIM SİSTEMİ: Boşaltım Sisteminin Görevleri Ø Sindirim yoluyla kana ve hücrelere ulaşan besin maddeleri enerji verici, onarıcı ve düzenleyici olarak kullanıldıktan sonra ortaya çıkan fazla su, ürik asit, madensel tuzlar ve karbondioksit gibi atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasından sorumludur.
3) BOŞALTIM SİSTEMİ: Boşaltım Nasıl Gerçekleşir? Ø Böbreklerde süzülen kandaki zararlı maddeler ayrıştırılarak idrar kanalı aracılığıyla vücuttan uzaklaştırılır. Bunun yanında, terleme, nefes alış verişi gibi, vücuttaki zararlı maddeleri dışarı atmak için kullanılan yardımcı sistemler de boşaltım sisteminin yan kolunu oluşturur. Bu nedenle, boşaltım denince akla sadece dışkılama gelmemelidir.
3) BOŞALTIM SİSTEMİ: Boşaltım Sistemi Organları Ø Boşaltım sisteminde görev alan temel organlar ve yapılar böbrekler, üreterler, sidik kanalı ve idrar kesesidir. Ø Boşaltım sistemi içinde kanın temizlenmesinden sorumlu başlıca organ böbreklerdir. Ayrıca, böbreklere yardımcı olarak deri, akciğer, karaciğer ve kalın bağırsak yardımıyla da karbondioksit, fazla su ve mineraller, üre, safra tuzları gibi zararlı atıklar dışarı atılır.
3) BOŞALTIM SİSTEMİ: Boşaltım Sistemi Rahatsızlıkları Ø Böbrek yetmezliği, böbrek taşı, böbrek iltihabı, nefrit, üremi, albümin, mesane iltihabı, sistit en sık rastlanan boşaltım sistemi hastalıkları olarak sayılabilir. Ø Boşaltım sistemi sağlığını korumak için: Ø Günde 2 -3 L su içilmeli, Ø Kireçli sular içilmemeli, Ø İdrar tutulmamalı, Ø Rutin kontroller yapılmalıdır.
4) SİNİR SİSTEMİ Ø Çok hücreli, gelişmiş yapılı canlıların (insanlar, omurgalı ve bazı omurgasız hayvanlar) vücudu özel görevler yapan organ ve sistemlerden oluşur. Ø Vücudu oluşturan kalp, akciğer, kas, böbrek, mide… gibi organlar ile bazı organların oluşturduğu dolaşım, boşaltım, solunum, sindirim… gibi sistemlerin birbirine bağlı, koordineli ve ahenkli çalışmasını sağlayan, yöneten sisteme sinir sistemi denir. Ø İnsanda sinir sistemi vücudu etkileyen iç ve dış etkiler karşısında, organ ve sistemlerin çalışmasını düzenler. Ø Sinir sistemi vücuttaki uyarılma, değerlendirme, uyarma, görevlerini etkili ve hızlı bir şekilde gerçekleştirir. Ø Sinir sistemi yapı ve görevlerindeki farklılığa dayanarak kısımlara ayrılır. Bunlar merkezi ve çevresel sinir sistemleridir.
4) SİNİR SİSTEMİ: Merkezi Sinir Sistemi Ø Sinir sisteminin yönetim ve değerlendirme ilgili kısmıdır. Ø Vücudun idare merkezi olup organ ve sistemlerin çalışma düzenlerini ayarlar. Ø Merkezi sinir sistemi özel sinirsel organlardan oluşur. Kafatası ve omurga kemikleri arasında korunan bu sinirsel organlar beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omuriliktir.
4) SİNİR SİSTEMİ: Merkezi Sinir Sistemi a) Beyin : Merkezi sinir sisteminin en önemli organı olan beyin, kafatası içerisinde bulunur. Süngersi ve çok hassas yapıda olan beyni, kafatası kemikleri çarpma, vurma, darbe, mikroplar… gibi dış etkilere karşı korur. Milyonlarca sinir hücresinin örümcek ağı şeklinde birleşmesiyle oluşan beyin, simetrik yapılı olup sağ ve sol iki yarım küreden oluşur.
4) SİNİR SİSTEMİ: Merkezi Sinir Sistemi Beyin yarım kürelerinin yüzeyinin girintili çıkıntılı yapıda olması beynin yüzeyini genişletir. Vücudun irade merkezi olan beyin, vücutta bilinçli şekilde yapılabilen yaşamsal olayları yönetir. Beynin görevleri arasında; Ø Duyu organlarından gelen bilgilerin değerlendirilmesi, Ø İskelet (kol-bacak) kaslarının çalıştırılması, Ø Öğrenme, düşünme, hafıza, hayal kurma, Ø Bilgi üretme, problem çözme, konuşma bulunur.
4) SİNİR SİSTEMİ: Merkezi Sinir Sistemi b) Beyincik : Kafatasının arka tarafında beyinle omurilik soğanı arasında bulunur. Yapı ve görünüşü beyine benzediği için bu ismi almıştır. Sağlı sollu 2 yarım küreden oluşur ve yüzeyi girintili çıkıntılıdır. Beyincik vücudun denge organı olup düzenli kas hareketlerinin yapılmasını sağlar. Beyincik kulaktaki yarım daire kanalları, ayak tabanındaki ve gözdeki duyu hücrelerinden aldığı uyarıları değerlendirir. Değerlendirme sonucunda beyinle etkileşerek iskelet kaslarının çalışma tempo ve düzenini ayarlar. Ø İnsanların ritimsel yürümesi, koşması, Ø Kuşların havada ahenkli uçması, Ø Balıkların suda düzenli yüzmesi örnek verilebilir.
4) SİNİR SİSTEMİ: Merkezi Sinir Sistemi c) Omurilik Soğanı : Omurga kemikleri içerisinde beyinle omurilik arasında bulunur. Omuriliğin devamı şeklinde görülüp yapısı beyne benzemez. Dış kısmı düzdür. İç organların yönetimi ile sinirsel iletimde görev yapar. Canlı yaşamı için çalışması şarttır. Ø Beyinle omurilik arasında sinirsel bilgi iletimini, Ø Kalp, akciğer, bağırsak, mide, damar… gibi iç organların istemsiz çalışmasını, Ø Çiğneme, yutma, nefes alma, öksürme gibi olayları kontrol eder.
4) SİNİR SİSTEMİ: Merkezi Sinir Sistemi d) Omurilik : Omurga kanalı içerisinde yer alır. Omurgadaki omur kemikleri, bu sinirsel organı dış etkilere karşı korur. Omuriliğin dış kısmı düzdür. Omurilik sinirleri kafatasından itibaren oturak kemiklerine kadar uzanır. Omurilik vücutta ağaç kökü şeklinde tüm vücuda, sinirsel dallar verir. Vücut ile merkezi sinir sitemi arasındaki bağlantıyı sağlar. Özellikle beyinle bağlantısında bir farklılık görülür. Vücudun sağ tarafını beynin sol tarafına ve vücudun sol tarafını da beynin sağ tarafına bağlar. Çalışması canlı yaşamı için şart olan omurilik; • Beyin, omurilik soğanı ile vücut organları arasındaki sinirsel iletimi, • Ani ve güçlü etkilere karşı istemsiz tepki gösterilmesi (refleks) olaylarını kontrol eder.
4) SİNİR SİSTEMİ: Çevresel Sinir Sistemi Ø Lifsi yapıdaki sinir tellerinden (hücrelerinden) oluşur. Merkezi sinir sistemi organları ile vücut organları arasında uyarı, emir ve duyuları taşır. Duyu organlarından beyne uyarıları taşırken, beyin ve omurilikten kas ve salgı bezlerine emirleri iletir. SİNİRLER VE ÖZELLİKLERİ Ø Merkezi ve çevresel sinir sistemleri yapısal birim olan sinir hücrelerinden oluşur. Sinir hücrelerinin bir adı da nörondur. Ø Sinir sisteminde milyonlarca nöron bulunur. Nöronlar genel olarak hücre gövdesi ve uzantılar olmak üzere 2 kısımdan oluşur.
4) SİNİR SİSTEMİ: Hastalıklar Ø Bunama (Demans) Ø Alzheimer Ø Parkinson Ø Epilepsi (Sara, beyin hücrelerinde geçici işlev kaybı) Ø Baş ağrıları Ø Beyin ve Kan Damarları Hastalıkları Ø MS (Sinir sistemi iltihabı) Ø Vs…
4) SİNİR SİSTEMİ: Hastalıklar Ø https: //www. youtube. com/watch? v=y. JXTXN 4 xr. I 8
5) SOLUNUM SİSTEMİ Ø Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO 2) gazının oksijen gazı (O 2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir.
5) SOLUNUM SİSTEMİ Ø Solunum sisteminde burun ve ağız yardımıyla dışarıdan alınan havanın içindeki oksijen sırayla yutak, gırtlak ve soluk borusundan geçtikten sonra akciğerlere gelir. Ø Akciğerlerde bronş ve bronşçuklardan geçerek alveollere gelir. Alveollerden kana geçer. Kan, hücrelere oksijeni taşır. Hücreler bu oksijeni kullanarak enerji elde ederler. Kan yardımıyla karbondioksit, tekrar alveollere gelir. Alveollerin içindeki kılcal damarlarda bulunan karbondioksit bronşçuk, bronş, soluk borusu, gırtlak ve yutaktan geçtikten sonra bu sefer ağız ve burundan çıkar.
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Organlar Solunum sistemi şu organlardan oluşur. Ø ağız Ø burun Ø yutak Ø gırtlak Ø soluk borusu Ø akciğer Ø bronş (ya da bronşçuk)
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Organlar Ø Burun, solunum sisteminin dışarı açılan kısmıdır. Burun içindeki kıllar ve nemli yüzey havanın içindeki tozların tutulmasını sağlar. Ayrıca burun içindeki nemli yüzey ve burun içinin kıvrımlı oluşu soğuk havalarda, havanın ısınarak akciğerlere gitmesini sağlar. Burnun en uç kısmındaki koklama sinir uçları havadaki küçük parçacıklar tarafından uyarılarak koku alma faaliyetini yapar.
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Organlar Ø Yutak, yutak ağız ve burun boşluğunu, soluk ve yemek borusuna birleştiren kısımdır. Ø Soluk borusu, yutak ile akciğer arasında kalan 10 -12 cm uzunluğundaki borudur. Soluk borusunun başlangıç bölümü gırtlaktır. Gırtlakta ses telleri vardır. Ayrıca küçük dil yutkunurken soluk borusunu kapatır. Soluk borusunun iç yüzeyi nemli ve tüylerle kaplıdır. Bunlar soluk borusuna kaçan toz vb. maddeleri yakalayarak öksürük ve balgamla dışarı atar. Ø Soluk borusunun alt kısmı bronş adı verilen iki kola ayrılır. Bronşlardan biri sağ, diğeri sol akciğere bağlanır. Soluk borusu üste dizilmiş kıkırdak halkalardan oluşmuştur.
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Organlar Ø Akciğerler, göğüs kafesi içinde yer alır ve akciğerler solunumun en önemli organlarından biridir. Akciğerler Plevra adı verilen sağlam bir zarla çevrilir. Akciğerleri darbe, basınç gibi dış etkenlerden korur. Akciğerler sağ ve sol olmak üzere iki parçadır. Ayrıca her bir parça lob denilen bölümlere ayrılmıştır. Sağ akciğer üç, sol akciğer ise iki lobdan oluşur. Bronşlar akciğerlere girdikten sonra daha ince dallara ayrılır. Bu ince dallara bronşçuk denir. Bronşçuklar üzüm salkımı şeklinde hava keseleri ile sonlanır. Bu hava keselerine alveol denir. Alveoller akciğer yüzeyinin daha geniş olmasını sağlar. Bu özellik solunumu kolaylaştırır. Hava ile kan arasındaki gaz alışverişi alveollerde yapılır.
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Organlar Ø Soluduğumuz hava normalde %21 oksijen, %78 azot, %1 oranında diğer gazları içermektedir. İnsan olarak soluduğumuz havada bulunan %21 oranındaki oksijenin sadece %5 -%6 sını kullanırız. Ø Solunum kendiliğinden, sessiz, ağrısız, kolaylıkla gerçekleşir. Solunum sayısı erişkinlerde 15 -20 kez/dk, çocukta 20 -30 kez/dk, bebekte 30 -40 kez/dk arasındadır. Ø Solunum BAK-DİNLE-HİSSET yöntemiyle saptanır.
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Organlar Ø Bu soruların yanıtları olumsuzsa ya da ağza - buruna ayna veya cam tutulduğunda buharlaşma olmuyorsa solunum yok demektir. Solunum durduğunda dokular oksijenlenemeyeceği için dudaklar ve tırnaklar siyanotiktir (morarmıştır). Ø Oksijen yokluğunda görülebilecek sorunlar şunlardır. Ø 0 -1. dakikada kardiyak hassasiyet (aritmi vb. ) Ø 1 -4. dk beyinde hasara eğilim Ø 4 -6. dk beyin hasarı başlar Ø 6 -10. dk beyin hasarı artar Ø 10 + geri dönüşsüz beyin hasarı
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Hastalıklar Ø Astım Ø Bronşit Ø Zatürre Ø Akciğer Kanseri
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Hastalıklar Ø Astım, hava yollarının çevresel etkenlere karşı aşırı duyarlı olmasıdır. Hava yollarında ve hava yollarını döşeyen mukoza denilen zarda şişme söz konusudur. Bu şişme, zaman hava akımını engelleyerek solunum sıkıntısına neden olur. Bu dönemlere astım nöbetleri denir.
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Hastalıkların Sebepleri SİGARA
5) SOLUNUM SİSTEMİ: Hastalıkların Sebepleri SİGARA
- Slides: 63