SALIK BLMLER FAKLTES EBELK BLM EBE 407 EBELK
SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ EBELİK BÖLÜMÜ EBE 407 - EBELİK TARİHİ VE DEONTOLOJİ Öğr. Gör. Neşe KARAKAYA
Türkiye’de Ebeliğin Gelişimi Ebe 407 - Ebelik Tarihi ve Deontoloji Hafta-3
Ø Osmanlı döneminde ebelik, anneden kendi kızına geçen veya usta çırak ilişkisi ile öğrenilen bir meslek olmuştur. Ø Ebelik eğitimi 1840’lı yıllarda Mektebi Tıbbiyeye ebelerin alınması ile başlamış ve ardından 1842 yılında iki yıllık kurslar ile ebe yetiştirilmiştir.
Ø Osmanlı'da ilk ebelik okulu Dr. Besim Ömer Paşa tarafından 1909'da İstanbul'da açılmıştır. Bu okula ilkokulu bitirmiş ve 30 yaşını geçmemiş kadınlar kabul edilmiştir. Ø Okul, l. Dünya Savaşı süresince ebe yetiştirmeyi sürdürmüş ancak mezun ebelerin Anadolu'da belediyelere bağlı çalışmak istememesi nedeni ile İstanbul dışındaki illerde ebe gereksinimi karşılanamamıştır. Ø Ø Anadolu'nun ebe gereksiniminin karşılanması amacı ile 1920 yılında çeşitli illerden getirilen ilkokul mezunu kız çocuklarına Kadırga okulu çevresinde kurulan Kızılay barakalarında iki yıl eğitim verilmiştir.
Daha sonra Haydarpaşa Tıp Fakültesi'ne bağlanan ve eğitim süresi üç yıla çıkarılan bu okula ortaokul mezunu kızlar alınmaya başlamıştır.
Ø I. Dünya Savaşından sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu kötü yaşam ve sağlık koşulları altındaki yoksul ülkenin başlıca öncelikleri savaşta kırılmış olan üretken nüfusun yerine konabilmesi için nüfus artışının teşvik edilmesi, bulaşıcı hastalıkların kontrolünü sağlamak üzere dikey sağlık örgütlenmelerinin kurulması ve koruyucu sağlık hizmetlerinin ülke geneline yaygınlaştırılması olmuştur. Ø Bu önceliklerle uyumlu olarak ebe gereksiniminin karşılanması hükümetin sağlık insan gücü yetiştirme politikasında önemli yer tutmuştur.
Ø Ebelik hizmetleri, cumhuriyetin ilanından itibaren kamu sorumluluğunda olan bir hizmet olarak kabul edilmiştir ve hizmetleri yürütme görevi Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na verilmiştir. Ø 1928 yılında çıkarılan 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı icrasına Dair Kanun'da resmi eğitimi olmayan ebelerin doğuma katılmaları yasaklanmasının yanı sıra, ebelerin doğum yaptırırken gerekli aletleri kullanabilmeleri, gerekli ilaçları reçete edebilmeleri ve çiçek aşısını yapabilmeleri hükme bağlanmıştır. Ø Ebeler, toplum tarafından kolayca benimsenmiştir ve mevcut ebelik okulları talebi karşılamakta yetersiz kalmıştır.
Ø Ülkemizde 17 Nisan 1940 tarihinde çıkarılan 3863 sayılı kanun ile birlikte köy enstitüleri kurulmuştur. Bu enstitülerin amacı, nüfusu 400'den fazla olan köylerin öğretmen ve köyün kalkınmasına katkı sağlayabilecek meslek üyelerinin yetiştirilmesi idi. Ø Köy enstitülerinde öğrenciler ilk üç sınıfta aldıkları genel bir eğitimden sonra dördüncü ve beşinci sınıflarda öğretmenlik ya da sağlık memurluğu ve ebelik eğitimini içeren sağlık kollarında eğitime devam ediyorlardı. Ø Köy enstitüleri, özellikle kız öğrenci sayısının yetersizliği nedeni ile ebe mezun edememiştir. Elliye yakın enstitü mezunu ebe görünmekte ise de bu kişiler köy enstitüsünde eğitime başlayıp üçüncü sınıfta Sağlık Bakanlığı'na bağlı köy ebeliği okulunu bitiren kişilerdir.
• Ebelik ve diğer sağlık mesleklerine ait okullar, 1950'li yıllardan itibaren daha fazla yaygınlaşmaya başlamıştır, Ebelik okulu sayısının 1952'de 14 olduğu bildirilmektedir. • Bu yıllarda izlenen sağlık politikası öncelikleri koruyucu hizmetlerden tedavi edici hizmetlere kaydığı için, hastane hizmetlerine ve hekim iş gücüne önem verilmiştir. • Ebelik hizmetlerinin yeniden önem kazanması ve hatta ebelerin sağlık örgütlenmesinin kilit çalışanı nitelendirilmesi Sosyalleştirme döneminde gerçekleşmiştir.
Ø 1961 yılında çıkarılan 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun'u, bir halk sağlığı çalışanı olarak ebeleri birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunda topluma en yakın sağlık çalışanı olarak konumlandırmıştır. Ø Bu dönemde sağlık ocakları ve sağlık evlerinde çalışan ebeler anne ve çocuk sağlığı hizmetlerinin yanı sıra bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıkların kontrolü, yaşlı sağlığı hizmetleri, toplumun sağlık eğitimi gibi pek çok görevler üstlenmişlerdir.
Ø Sosyalleştirme döneminde toplumu en iyi tanıyan çalışanlar olarak nitelendirilen ebeler, yılda iki kez bölgelerindeki haneleri dolaşarak hane halkı bilgilerini güncelliyor, ev ziyaretleri yapıyor, sağlık ocağına başvurmasa da bireylerin sağlık gereksinimlerini tanımlıyor ve sorunlara müdahale ediyordu.
Ø Ayrıca ülkemizde pronatalist politikaların terkedilmesi ile 1965 yılında çıkarılan 557 sayılı ve 1983'de çıkarılan 2827 sayılı nüfus planlaması hakkında kanunlarda hekim, hemşire ve ebeler aile planlaması ile ilgili yetki verilmiş, eğitimli ebelerin RİA uygulayabilmesinin önü açılmıştır. Ø Sosyalleştirme döneminde birinci basamakta görev alan sağlık çalışanlarının görev tanımlarının netliğine karşın, hastanelerde çalışan ebeler ağırlıklı olarak hemşirelik işlerinde görevlendirilmiştir. Ø Bunun önemli bir nedeni Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın 1975'de ebe ve hemşire okullarını sağlık koleji adı altında birleştirerek ebe-hemşire yetiştirmeye başlaması ve bu meslekleri bir arada değerlendirmesidir. •
Ø Yataklı Tedavi Kurumları işletme Yönetmeliği'nde ebeler, doğumun seyrinin izlenmesi ve normal doğumların yaptırılması, doğum sonu yeni doğanın bakımı, doğum ve müdahaleler için gerekli alet ve malzemenin kullanılabilir durumda olmasını sağlamak gibi görevlerle yükümlü tutulmasının yanı sıra, hemşirelerin gördükleri hizmetleri de görmek zorunda oldukları belirtilmektedir. Ø Sağlık kolejleri, 1978 yılında sağlık meslek liselerine dönüştürülmüştür ve ebeler uzun yıllar boyunca bu okullarda yetiştirilmiştir. Ø 1990'lı yıllarda ebelik ön lisans programı başlatılmıştır. Ardından, Avrupa Birliği kriterlerine uyum sağlayabilmek amacı ile 1996 yılında sağlık meslek liseleri dört yıllık sağlık yüksekokulları ve fakültelere dönüştürülmüş ve ebelere lisans düzeyinde eğitim olanağı sağlanmıştır.
Ø Ülkemizde 2003 yılından bu yana uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Programının temel bileşenlerinden biri, birinci basamakta aile hekimliği modelinin uygulanmaya başlamasıdır. Ø Bu model ile birlikte ebelerin sosyalleştirme dönemindeki vazgeçilmez konumu ortadan kalkmış, hemşireler, sağlık memurları ve acil tıp teknisyenleri ile birlikte aile sağlığı elemanı olarak adlandırılmışlardır. Ø Aile sağlığı elemanın görevleri ise poliklinik işlerinde hekime yardımcı olmak, ilaç uygulaması ve yara bakım hizmetlerini yürütmek, basit laboratuvar tetkiklerini yapmak, kayıt tutmak, anne ve çocuk sağlığı hizmetleri vermek ve aile hekiminin verdiği görevleri yapmak şeklinde belirlenmiştir. Ø Aile hekimliği modelinde ebelerin toplumla bağı kopmuş, bireylerin yaşadığı ve çalıştığı alanlarda verilen hizmetler aile sağlığı merkezlerine başvuran kişilere sunulan rutin işlemlere dönüşmüştür.
2008 yılında yayımlanan Doktorluk, Hemşirelik, Ebelik, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Eczacılık ve Mimarlık Eğitim Programlarının Asgari Eğitim Koşullarının Belirlenmesine Dair Yönetmelik ile birlikte ebelik eğitimine kabul edilebilmek için asgari lise mezunu olmak şartı getirilmiştir. Ebelikte lisansüstü eğitim 2000 yılında, doktora eğitimi ise 2013 yılında başlatılmıştır.
2015 yılında yapılan bir düzenleme ile Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 47. maddesine "lisans mezunu ebeler meslekleriyle ilgili lisansüstü eğitim alarak uzmanlaştıktan ve diplomaları Sağlık Bakanlığınca tescil edildikten sonra uzman ebe olarak çalışırlar" ifadesi eklenerek, istihdam ve özlük hakları henüz tanımlı olmasa da "uzman ebelik" statüsü için yasal dayanak oluşturulmuştur.
• Ebeliğin profesyonel gelişimi açısından çok önemli olan bu gelişmelere karşın, 2014 yılında çıkarılan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'da sağlık meslek lisesi mezunları için "ebe yardımcısı” statüsü yaratılmış ve yeniden lise düzeyinde eğitimin önü açılmıştır. • İlgili yönetmelikte ebe yardımcısı, "sağlık meslek liselerinin ebe yardımcılığı programından mezun olup ebelerin nezaretinde yardımcı olarak çalışan, ayrıca hastaların günlük yaşam aktivitelerinin yerine getirilmesi, beslenme programının uygulanması, kişisel bakım ve temizliği ile sağlık hizmetlerine ulaşımında yardımcı olan ve refakat eden sağlık teknisyeni' olarak tanımlanmıştır.
KAYNAKLAR • Çoşar Çetin F, Yeşilçiçek Çalık K, Doğum Öncesi Dönem I (Ebeler ve Ebelik Öğrencileri İçin), İstanbul Tıp Kitabevleri, 2018 • Derya, K. A. Y. A. , & Yurdakul, M. (2007). Türkiye’de ve dünyada ebelik eğitimi. Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi, 23(2), 233 -241. • YÖRÜK, S. (2012). Türkiye'de ebelik eğitiminin gelişimi. Turkiye Klinikleri • Karaçam, Z. (2016). Türkiye’de profesyonel bir disiplin olarak ebelik mesleğinin durumu: Yasal düzenlemeler, eğitim ve araştırma. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, 6(3), 128 -136. Journal of Medical Ethics-Law and History, 20(1), 38 -42.
- Slides: 18