Romantizm Dnemi Polonya Edebiyat Komedi Yazar Aleksander Fredro
Romantizm Dönemi Polonya Edebiyatı
Komedi Yazarı Aleksander Fredro • Avusturya kuşatması altındaki Surochow’da dünyaya gelen Fredro (1793 -1876) Galiçya’nın zengin ve soylu ailelerinden birisine mensuptu. Ömrünün sonuna değin taşıyacağı, sınıfının üstün olduğu düşüncesini ailesinin verdiği eğitimden edinmişti. Ne yazık ki bu aile bilimle, sanatla pek alışverişi olmayan bir aileydi. Onun içindir ki, M. Inglot’un yaptığı şu güzel benzetmeye katılmamak elde değil: Bu ailenin etkisi ile Fredro’nun çocukluğu bir kaç yaş büyük olduğu çağdaşı Mickiewicz’den çok, Orta Çağ yazarı, Mikołaj Rej’in çocukluğuna daha çok benziyordu. • Okuma yazmayı öğrendikten sonra, özel bir öğretmen olan Płachetko’dan müzik ve Fransızca dersleri aldı.
• • Fredro’nun yaşamındaki köklü değişiklik 1809 yılında oldu. Bu yıl Aleksander Poniatowski’nin ordusuna katıldı. Daha sonra da Napoléon ‘un ordusundaki beş yıllık görevine başladı. Moskova seferine katıldı ve esir düştü. Kaçmayı başarmış, Polonya’ya dönmüştü. Napoléon’un ordusunda geçirdiği deneyimler, genç Fredro’ya pek çok şey öğretmişti. Her şeyden önce bu yıllar, ona yaşamı anlamayı göstermiş ve tarih dersi vermişti. Ayrıca Paris’te bulunduğu yıllar, yazarın o mükemmel Fransız tiyatrosunu tanıması için fırsattı. Doğrusu Fredro bu fırsatı çok iyi değerlendirmiştir. Çocukluğunu ve ordudaki yıllarını “Üç Kere Üç” (Trzy po trzy) adlı eserinde yazdı. Bu eser, çağımız edebiyat eleştirmenleri tarafından “saklı kalmış romantik dönem romanlarının” başında gelir. 1818’de önemli komedilerinden birisi olan “Bay Geldhab’ı” yayımladı. Bu eser, fırsatçıları anlatıyor, soylu salonlarına uzanıyordu. 1822’de yazdığı “Karı ve Koca” (Mąz i żona) O zamanların modası evlilikte aldatma ve aldatılma üzerine yazılmış, karı-koca ve aşık üçgeni üzerine kurulmuş bir komediydi. Daha sonra yazdığı “Hanımlar ve Macar Askerleri” (Damy i huzary), yazarın en iyi farslarından birisi olarak tanınıyordu. Bu tarz eserlere halk bayılıyor, ama eleştirmenlerce bu tür eserler saygı görmüyordu. Bkz. Lektury polonistyczne, içinde, Bogusław Dopart, Aleksander Fredro –Trzy po trzy Krako*w, 1997, s. 300
• • Polonya’ya döndükten sonra 1828’de, büyük bir aşkla bağlandığı, yazar ve ekonomist Frederyk Skarbek’in eşi olan Bayan Zofia Jabłonowska ile evlendi. Bu mutlu evlilik, onu Kasım Ayaklanmasına katılmaktan alıkoydu. Şaka bir yana, Fredro’nun ayaklanmaya katılması demek aile reisi olarak-çok kalabalık bir ailenin reisiydi- tüm ailesini ve mal varlığını riske etmesi demekti. Belki de bunun için, bu zor kararı aldı ve yalnızca pasif görevlere katıldı. “Bay Jowialski” (Pan Jowialski), (Śluby panienskie) “Küçükhanımların Yemini”, “Öç” (Zemsta) ve “Ölene Kadar Bakım Kuralı” (Dożywocie) yazarın en önemli eserleridir. Yazar 40 yaşındayken, “ Küçükhanımların Yemini” önce Lvov’da ardından da Varşova’da sahnelendi. Gustaw-Aniela, Albin-Klara çiftleri çevresinde gelişen olaylar ve entrikalarla hareketli bir komediydi bu oyun. Aslında bu çiftler, birbirlerine hiç de uymuyorlardı. Ne var ki gülünç olaylar zinciri bu uyumsuzlukla başlıyordu. Üstelik, küçükhanımlar, erkek soyuna karşı düşman oldukları için asla evlenmemeye yemin etmişlerdi. Gerçekte, Aniela çok yumuşak bir kız olduğu için bu yemini sert karakterli Klara’nın baskısı ile almıştı. Ama oyun mutlu sonla bitiyor, herkes sevdiğine kavuşuyordu.
• “Küçükhanımların Yemini” romantik bir eserden çok, XVIII. yüzyıl geleneği ile yazılmış bir aşk komedisidir. Zabłocki’nin eserlerini hatırlatır. Bunca sevilmesinin nedeni iletisinden dolayı olabilir. Ne de olsa, o döneme dek evlilikte güç ve mantık erkekte, yumuşak kalp ise kadında aranıyordu. Oysa Albin – Klara çifti, tümüyle bu kalıbın dışındaydı. Demek ki, önemli olan aklın ve yüreğin akılla sağladığı koşutluktu. • “Öç” adlı oyunu yazmaya 1833 yılında başladı “Bay Jowialski’yi bitirdikten hemen sonra. Karısının ailesine ait belgelerden, XVII. Yüzyılda Firley ve Skotnicki aileleri arasında bir mülkün paylaşımından dolayı uzun süren bir anlaşmazlık olduğunu öğrenir. Aslında bu olayı kendi zamanına uyarlayarak yazmak ister, ama daha sonra fikrini değiştirir. Ne var ki, ilginç bir biçimde eserdeki olay akışının zamanı tam olarak bilinmez. Olayın nerede geçtiği de belli değildir. Kısacası yalnızca, eski zamanlarda Polonya’da geçtiği bilinmektedir.
• • Dramatik çatışma, kahramanlar Cześnik Raputewicz ve Rejent Milczek’in farklı karakterleri ile başlar. Cześnik evlenmek istemektedir. Kendisine eş olarak dul bayan Podstolina’yı seçer. Oysa, düşmanı Rejent de bu zengin dulu oğlu Wacław’a almak ister. Aracı Papkin olacaktır. Papkin, bir çeşit “Albertus”tur. Rejent’in oğlu Wacław ve Cześnik’in yeğeni Klara birbirlerine aşıktılar. Ama mülk yüzünden iki ailenin arası açıktır. Rejent’in malikaneler arasına yaptırdığı duvardan sınır bardağı taşıran son damla olmuştur. Papkin’e bu duvarın yıkılması için emir verir. Rejent ise onu mahkemeye vermek için hazırlanmaktadır. Bir yandan da Cześnik, hem Podstolina’nın kendisine kalması için, hem de Rejent’i üzmek için uşaklarına Wacław’ı zorla Klara ile evlendirmelerini buyurur. Oysa bu durum, iki genci çok mutlu etmiştir. Oyunun sonunda Podstolina’ya ait olduğu sanılan paranın aslında Klara’nın olduğunu öğreniriz. Ama Klara paranın bir kısmını Podstolina’ya verir. Rejent, zengin gelinini bağrına basar ve Cześnik ile barışır. Böylece mutlu sonla oyun biter. Bu oyun Fredro’nun en çok oynanan oyunu olmuştur. Edebiyat tarihçileri ve eleştirmenleri, bu eserin yorumunda ikiye ayrılırlar. Bir grup, bu eseri Mickiewicz’in “Bay Tadeusz’u” ile karşılaştırır, ulusal karakteri yansıtan ve soylu kesme sıcacık bakan bir eser olarak nitelerken, diğer grup, ölmekte olan aristokrasiyle girişilen alaycı ve incitici bir hesaplaşma olarak görür. Hatta bu eseri, ulusal karakteri yeren o sarmat geleneğini aşağılayan bir eser olarak görenler de vardır.
• • • On beş yıl süren bir suskunluk sonrasında, “Küçük İşlerin Büyük Adamı” (Wielki człowek do małych interesów), “Revolver” ( Rewolwer) ve bir çok tek perdeli oyun yazdı. Bu eserlerinde topluma bakış açısını genişletti. Yarattığı yeni tipler, eskileri gibi yaşamla barışık değillerdi, nedense. Ömrünün sona ermekte olduğunu hissettiği için olsa gerek, son yıllarında yalnızca ailesi ile birlikte oldu. Lvov’daki malikanesinden dışarı çıkmıyor, konuk kabul etmiyordu. 1876’da öldü. Fredro, çağdaşlarının bir çoğu tarafından, Romantizmin devrimci ruhunu benimsemediği için küçümsendi. Ama bu gün görüyoruz ki, yazar dönemin arzularına değil, kendi arzularına uyarak yazmıştır. Fredro gerçekçiydi, özellikle de ayrıntıların sunumunda. Zaman, olay, ya da mekan onun için ikinci sırada yer alıyordu. İlk sırayı ise yaşam alıyordu. İşte burada romantiklerin, hiç bir zaman ilgilenmedikleri ayrıntı işin içine giriyordu. Fredro, neredeyse ölene değin yazdı. 1869’da değişik düşünceleri ve aforizmaları kapsayan “Bir İhtiyarın Notları’nı” (Zapiski Stachura) yazdığında Romantizm son dönemlerini yaşıyordu. Pozitivistlerin ayak sesleri gittikçe yaklaşmaktaydı. Ama Fredro, yine bildiğinden şaşmıyor, bir anlamda kendisine sadık kalıyordu. Stanisław Kożmian’ın 1876’da yazdığı gibi Fredro, Polonya’yı melankolizmden kurtaran bir yazar olarak Polonya edebiyat tarihine geçti. Eserleri hâlâ Polonya tiyatrolarının repertuarlarında bulunmakta, sıklıkla sahnelenmektedir.
Kaynak • Taluy YÜCE, Neşe. Polonya Edebiyatında Aydınlanma, Romantizm, Realizm. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002.
- Slides: 8