RENCLER ARASINDAK REKABETN ETKLER REKABET Rekabet kiinin kendisiyle
ÖĞRENCİLER ARASINDAKİ REKABET’İN ETKİLERİ
REKABET � Rekabet, kişinin kendisiyle ilgili etkinliklerde, yaptığından daha üst seviyede bir performans gösterme çabası veya diğer kişilerle yapılan karşılaştırmalar doğrultusunda başkalarına göre daha üst seviyede bir performans gösterme arzu ve çabasıdır.
REKABET Rekabet, kişinin doğasında var olan özelliklerinin sonucu doğal bir girişimdir. Çocuk, ilkokul çağına geldiğinde, arkadaş çevresi içerisinde yaşadığı toplumsallaşma sürecinde, başarılı olmayı, işbirliğini ve rekabeti öğrenir. Günümüzde yarışma, rekabet, öğrenmeyi teşvik etme kullanılmaktadır. Yarışmaya katılmak, rekabet duygusunu yaşamak, bazı öğrencileri kamçılamakta, bazıları ise yıpratmaktadır.
REKABET Rekabetçi öğrenmede dersin amaçlarının öğrenciler için önemi anlaşılmaz. Öğrenciler ya kazanmayı ya da yitirmeyi kabullenirler. Rekabetçi öğrenme, ‘en uygunun yaşaması’ ilkesine dayalıdır. Diğer öğrenciler hasım olarak görülür. Bilgi, beceri ve yetenekler sürekli karşılaştırılır. Değerlendirmeler bireysel olarak yapılır ve değerlendirme sonuçları, öğrencilerin birbirlerini karşılaştırmaları amacıyla kullanılır.
Rekabetçi eğitim anlayışı, başlangıçta herhangi bir olumsuz eleştiri yapılamayacak kadar masum amaçlarla kendine yaşam alanı yaratmayı hedeflemektedir. Bu anlayış, başlangıçta bireyin farklılık, yeterlik ve olanaklarını kullanarak kendini ifade edebilmesini gerçekleştirmeyi, açık bir hedef olarak ortaya koymaktadır. Ancak, bireyi diğerlerinin yetersizliklerinden yararlanarak öne çıkartmayı da görünmez bir amaç olarak benimsemiş olması, bu anlayışın yaratacağı olumsuzlukların kaynağını oluşturmaktadır. Bireyselleşmeyi destekler ambalajlarla sunumu yapılan “Rekabetçi eğitim anlayışı” bireyselleşmeyi yok ettiği gibi toplumsallaşmanın da önemli bir engeli olarak ifade edilebilir.
Rekabet’in Öğrenmeye Etkisi Rekabet, çocukların öğrenmenin güzel bir şey olduğunu fark etmelerini engellemekte ya da güçleştirmektedir. Birey, öğrendiklerine değil, diğerlerinin neler yaptığına bakmaktadır. Yaptığı şeyler diğerlerinin yaptıkları ile tutarlı değilse kaygı duymaya başlamakta, kendini suçlamaktadır. Rekabet ortamında arkadaşlıktan çok rakip olma durumu ön plana çıkarıldığından yalnızlık ve üzüntü hissi baş gösterebilmektedir.
Rekabet’in Etkileri DEĞERSİZLİK DUYGUSU Rekabetin verdiği en büyük zarar ise çocukta değersizlik duygusu yaratmasıdır. Rekabet ortamında çocuğun değeri başarısına ve diğer insanlara göre belirleniyor. Halbu ki, bir çocuğun değeri kendi değerleri ve kimliğinden dolayı belirlenmelidir. Rekabet ortamında kazanan çocuklar genellikle hep aynı çocuklar olmaktadır. Kazanamayanlar kendini sürekli değersiz hissederken, kazananlar yerini korumak için strese giriyor ve bunun için başarısız olacağı işlerden kaçıyor. Bu da öğrenmeyi engelliyor.
Rekabet’in Etkileri Öğrenme Ortamı Rekabetin olduğu bir ortamda sevgi değil, yargı ortamı oluşuyor. Ne öğrendiğin değil, kazanıp kazanmadığın önemli olunca, çocuklar da öğrenmeden kazanmanın yoluna bakıyor. Geri bildirim ve gelişim sistemi ortadan kalkıyor, tek amaç kazanmak oluyor.
Rekabet’in Etkileri Rekabetin ilişkilere etkisi Rekabet ortamında yükselmek, her zaman başkasının kaybetmesine bağlı. Başka bir deyişle, başarılı olup olmamaları kim olduklarına ya da neyi öğrendiklerine değil, kazandıkları yarışmalara bağlı. Bu durumda diğer bireyler başarının önünde bir engel olarak algılanıyor. Düşmanca tavırlar besleniyor ve ilişkiler bozuluyor.
Rekabet’in Etkileri Rekabetin paylaşıma etkisi Hayatımızda öğrendiğimiz çoğu şeyi, okul dışında diğer insanlardan öğreniyoruz. Rekabet olan ortamlarda öğrenciler çok fazla fikir, bakış açısı ve kaynak paylaşmıyor. Bu nedenle öğrenme şansları azalmaktadır.
Rekabet’in Etkileri Rekabetin Özgüvene Etkisi Rekabetin en kötü etkisi de özgüveni azaltması. Çocuk kendine olan güvenini rekabet ve kazanma ile tanımladığı zaman, kendine olan güvenini ayakta tutmak için sürekli yarışma kazanmak zorunda hissediyor. Eğer rekabet ortamı çok gergin ve riskliyse ve bundan dolayı kaybetme riski varsa, kendine olan güvenini sarsmamak için, çocuk rekabete hiç girmemeyi yeğliyor.
Birey, kendisini geriye çekiyor ve çalışmıyor. Çalışmamak demek, rekabete girmeme demek, oluyor. Tembel olursam, yarışıyor olmam, düşüncesine kapılıyor. Bu durumda öğrenme de azalıyor. Özgüvende sağlam bir yapı üzerine kurulmamış oluyor.
Aileler çok kaygılı olabiliyor. Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak için destek olmak yerine baskı yapmaya başlıyorlar: “Daha çabuk yap, daha hızlı öğren, daha çok yap”, “Yeterli değil, iyi değil, güzel değil, doğru değil” gibi. Bu da yetişmekte olan çocuğun hem kendine güvensiz, beceriksiz, yetersiz olduğuna inanmasına ve bununla beraber mutsuz, huzursuz olmasına ve sonuç olarak da öğrenmemesine, ders çalışmamasına yol açar.
Rekabet’in Etkileri Mutlu insanları incelediğimiz zaman en büyük özellikleri sosyal olmalarıdır. Rekabet ortamında olan bireylerin ise ilişkileri sık zarar görüyor. Zarar görmesinin nedeni aslında sürekli rekabet etmeleri değil, hayatlara bakış açılarıdır. Rekabet ortamında büyüyen bir çocuk diğer insanları rakip görme eğiliminde oluyor, güven odaklı bir ilişki kurmakta zorlanıyor ve hayatı güvenilmez bir yer olarak algılıyor.
Rekabetçi Ortamın Sonuçları � � � Yüksek not almak için yapılan yarışma, öğrenenler arasında kıskançlığa, düşmanlığa yol açmaktadır. Öğrenciler olumsuz hedef bağımlılığı geliştirmekte, sonuçta biri kazanırken diğerleri kaybetmektedir. Yarışma, düşük başarılı öğrenciler için zayıf bir güdeleyici bazen de psikolojik işkencedir. Yarışmacı ortam ancak yüksek düzeyde birkaç öğrenciyi güdüler, diğerleri yarıştan koparlar. Yarışma, uygun biçimde yapılırsa (eşit yarışçılar arasında) güdüleme etkili ve zararsız olabilir. Yarışmacı ortamın olumsuz etkilerini azaltmak /yok etmek ve bir toplum duygusu oluşturma düşüncesi sonucu işbirliğine dayalı öğrenme gündeme gelmiştir.
Rekabetçi Ortamın Zararlarından Korunmak İçin Ne Yapılmalı? � Hatalardan korkmamayı öğretin: Hatalar asla unutmayacağınız ve en iyi öğrendiklerinizdir. Onları deneyime çevirmeyi hedefleyin. � Oyun oynamasına zaman ayırın: Çocuklar, oynarken hem rahatlamayı hem de sıkıntılarla başa çıkma yolları keşfeder. Oynarken öğrenmeye devam ettiklerini unutmayın, boşa zaman harcadıklarını düşünmeyin. Dikkatini korumayı, sorun çözmeyi, soyutlamayı, neden-sonuç ilişkisi kurmayı, kavramları öğrenir. Çocuğunuzun yaşına uygun sınırlar koyarak oyuna da mutlaka zaman ayırmalarını sağlayın.
Rekabetçi Ortamın Zararlarından Korunmak İçin Ne Yapılmalı? � Yardım istemenin iyi bir davranış olduğunu öğretin: Her şeyi kendi başına yapamayabileceğini, destek istemenin olumsuz bir şey olmadığını fark ettirin ona. Ancak destek olunacak diye çocuğun başından kalkmamak doğru değil. � Kendilerini kötü hissettiklerinde onlara eşlik edin: Bu duygusunun üstesinden gelmek için ne yapıyor olmanın ona iyi geleceği konuşup uygulayabilirsiniz.
Rekabetçi Ortamın Zararlarından Korunmak İçin Ne Yapılmalı? � Onları yarıştıran ebeveynler olmaktan kaçının: Çocuklarınızı desteklerken sadece not ve sınavları hedef almak çok yanlış. Akademik notlar kadar sosyal ilişkilerini geliştirmesi ve becerileri öğrenmesi, diğer alanlardaki performansları da desteklenmeli ve başarının bunların bir bütünü olduğu gösterilmelidir.
- Slides: 18