REMENN NROENDOKRN KONTROL Endokrin sistem ile sinir sistemi
- Slides: 90
ÜREMENİN NÖROENDOKRİN KONTROLÜ üEndokrin sistem ile sinir sistemi arasındaki ilişkidir. üİki sistem arasındaki iletişim hormonlar aracılığı ile sağlanır. üNöroendokrin sistem üreme düzenlenmesinin çoğundan sorumludur. fonksiyonlarının
Hipotalamus Troid bezi Paratroid bez Endokrin bezeler; kanalsız ve salgılarını direk olarak Pitiutary (Hipofiz) Pineal beze kan Böbrek üstü bezi Pankreas dolaşımı sistemine salgılarlar. Ovaryum Testis Eksokrin bezeler; kanallı ve salgılarını dolaşım sistemine Meme bezi bırakmazlar. Yağ bezesi Tükrük bezi Ter bezesi
Endokrin bezeler hormon adı verilen, düzenledikleri spesifik fizyolojik aktiviteleri gerçekleştirdiği hedef hücrelere ya da hedef organlardaki hücrelere kan dolaşımı sistemi aracılığı ile taşınan kimyasal maddeler salgılarlar.
İneklerde üremeyi denetleyen hormonları salgılayan endokrin bezelerin yaklaşık yerleri.
Hormonların Etkileri Otokrin etki; Salgılandıkları hücreleri etkileme Parakrin etki; Aynı organdaki diğer hücreleri etkileme Otokrin etki üHücreler hormonlara Kimyasal mesaj verdikleri tepkileri, hormonları bağlayan reseptörleri aracılığı ile gerçekleştirirler. reseptör Parakrin etki Kimyasal mesaj
üHücreler hormonlara verdikleri tepkileri, hormonları bağlayan reseptörleri sayesinde gerçekleştirirler. ØHormon reseptörü: Belirli bir hormon için yüksek bağlama kabiliyetine sahip hücredeki tanıma üniteleri ØReseptör konsantrasyonu hayvanın endokrin durumuna bağlı olarak değişir.
Üreme ilgili hormonlar kimyasal olarak; 1. Peptit ve protein yapıda olan hormonlar 2. Steroid yapıdaki hormonlar
Peptit ve Protein Yapıda Olan Hormonlar ü Bir grup amino asitin bir araya gelmesiyle oluşurlar ü Molekül ağırlıklarına göre isimlendirilirler ü Ancak ısı tarafından denatüre edilebilirler
Steroid Yapıda Olan Hormonlar ü Tetrasiklik yapıya sahiptirler ü Lipid sınıfındadırlar ü Eter ve solventlerde çözünürler
Hormonlar fonksiyon olarak; ü Primer üreme hormonları; Üreme fonksiyonlarını direk olarak düzenlerler ü Sekonder Üreme Hormonları; Üreme fonksiyonlarını direk veya dolaylı olarak etkilerler
PİTİUTARY (HİPOFİZ) BEZESİ üHipofiz, beynin alt tabanında Sella Turcica (Türk eğeri) adı verilen kemikten bir çukurcuk içerisinde yer alan bir bezedir. Embriyolojik ve Morfolojik olarak iki ayrı bezeye sahiptir; ü Anterior pituitary (Adenohipofiz, ön hipofiz) ü Posterior pituitary (Nörohipofiz, arka hipofiz)
Ön hipofiz pirimer üreme hormonlarından; 1. Follikül sitimüle edici hormon (FSH) 2. Lüteinleştirici hormon (LH; erkekte ICSH) 3. Prolaktin üretmektedir
FSH ü Follikül gelişimi ü Granulosa hücrelerinden östrojen üretimini stimüle eder ü Spermatogenesis’i stimüle eder ü Sertoli hücrelerinden inhibin ve androjen bağlayıcı protein (ABP) üretimini stimüle eder.
LH üTheca internayı uyararak testesteron üretimi üOositin olgunlaşması üOvulasyon üLH, lüteotropik etkiye sahiptir. Bu etkinsayesinde corpus luteumun şekillenmesini uyarma ve progesteron üretimini teşvik eder. üTestistlerde bulunan leydig hücrelerinden testesteron ve diğer androjenlerin üretimini stimüle eder.
Üremeyi Denetleyen Hormonlar Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Hipotalamus Gn. RH Peptid FSH ve LH’nın salıverilmesi Prolaktin inhibe edici faktör (PIF) Peptid Prolaktin salıverilmesini engeller Prolaktin salıverme faktörü (PRF) Peptid Prolaktin salıverilmesi Kortikotropin salıverme hormonu (CRH) Peptid ACTH’nın salıverilmesi FSH Protein Follikül gelişimi, Östrojen salgılanması Spermatogenesis LH Protein Ovulasyon, Corpus Luteum (CL) oluşumu CL fonksiyonunun düzenlenmesi Testesteronun sentezlenmesi Prolaktin Protein Süt sentezi ACTH Polipeptid Glikokortikoidlerin salıverilmesi Oksitosin Peptid Doğum Anterior (ön) Pituitary Posterior (arka) Pituitary Sütün İndirilmesi
Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Testis Androjenler (testesteron) Steroid Erkekte çiftleşme davranışları Spermatogenesis Erkek kanal sisteminin bakımı Eklenti üreme bezelerinin fonksiyonlarının düzenlenmesi Ovaryum İnhibin Protein FSH’nın salıverilmesini engeller Östrojenler (östradiol) Steroid Çiftleşme davranışları Sekonder cinsiyet karakterleri Dişi kanal sisteminin bakımı Meme gelişimi Progestinler (progesteron) Steroid Gebeliğin devamı Meme gelişimi Relaksin Polipeptid Pelvisin genişlemesi Serviksin gevşemesi İnhibin Protein FSH’nın salıverilmesini engeller
Salgılandığı Yer Hormon Kimyasal Sınıfı Temel Fonksiyonları Adrenal Korteks Glikokortikoidler (kortizol) Steroid Doğum Süt sentezi Plesanta h. CG Protein LH gibi etkili PMSG Protein FSH gibi etkili Kısrakta ilave CL oluşumu Östrojenler Progestinler Relaksin Uterus Prostaglandin F 2α (PG F 2α) Lipid Corpus Luteumun yıkımı Doğum
Pituitary Bezesinin Nöroendokrin Kontrolü Beyinde üretilen nörosekretorik maddeler; ü Hipotalamustan salgılanan salıverme hormonları (releasing hormon) ü Salıverme (Releasing) faktörleri üEngelleyici (inhibe edici) faktörler üHipotalamus ve bitişik dokulardan salgılanan endojen opioidler ve pineal bezeden (epifiz) salgılanan melatonin
Hipotalamus üNöroendokrin beze üHipofiz portal kan damarlarıyla ön hipofize bağlanır üHormonları, akson uçlarından ön hipofize giden kan damarları içerisine sentezlenir (median eminence) ü Ön hipofizden gonadotropinlerin salgılanması, peptit yapıdaki gonadotropin salıverme hormonu (Gn. RH) tarafından kontrol edilir
Endojen Opioidler ü -endorfin Opioid peptinlerin enjeksiyonu FSH LH Oksitosin Kan Gn. RH a kı şı Prolaktin
Opioid inhibitörü (Naloxone) enjeksiyonu FSH LH Oksitosin Kan Gn. RH a kı şı
Epifiz Bezesi (Pineal Beze) üEpifiz bezesi, hipotalamusun posteriorunda beyin yarım küreleri arasında yerleşmiştir. üEmbriyonik orijini beyin dokusudur. üSempatik sinirlerle donatılmıştır. Epifiz bezesi
üÇevresel aydınlatmaya tepki verir ve fotoperiyoddaki (gün uzunluğu) değişiklikleri hissedebilmektedir. üEpifiz bezesinin gün ışığına bağlı salgılama aktivitesi ritmi (diurnal rhythm), suprakiazmatik çekirdekler tarafından gerçekleştirilir.
üEpifiz bezesinin hormonu olan melatonin, triptofan amino asitinin bir türevidir ü Karanlık uygulaması epifize olan sempatik aktiviteyi artırır ve melatonin salgılanması uyarılır üMelatonin, gonad fonksiyonlarını stimüle veya inhibe ederek üreme aktiviteleri üzerine etkilidir üKısa fotoperiyod esnasında (uzun geceli mevsimlerde, kuzey yarım kürede kış aylarında) uzun süre yüksek melatonin salgılanması koyun ve keçi gibi kısalan günlerde üreyen türlerin üreme mevsimini başlatır
GONAD HORMONLARI Gonadlarda üretilen steroid hormonlar Grup Hormon Östrojenler Östradiol-17 b Östriol Östron Progestinler Progesteron 17 -Hidroksiprogesteron 20 b-dihidroprogesteron Androjenler Testosteron Androstenedion Dihidrotestosteron
Dişi Ovaryumlar tarafından üretilen iki grup hormon, ØÖstrojenler Kolesterol ØProgestinler üKimyasal olarak her ikisi de steoid olarak sınıflandırılır ve genel prekürsörleri (ön maddeleri) kolesteroldür.
Östrojenler Techa hücreleri LH Difüzyon FSH Androjen Bazal zar Granulosa hücreleri Difüzyon Granulosa hücreleri Aromataz enzimi Östrojen FSH
ü Miktar ve fizyolojik olarak en önemli östrojen, östradiol’dür. üDiğer önemli östrojenler; ØÖstriol ØÖstron üÖstrojenler, “dişilik hormonu” olarak adlandırılır. üİnek ve koyunda luteolitik (CL etkiye sahiptir (CL ). ), domuzda luteotropik
Östrojenlerin temel fonksiyonları; üKızgınlık esnasında çiftleşme davranışlarının ortaya çıkarılması veya sergilenmesi, üDişi üreme organlarındaki kızgınlık döngüsü boyunca olan değişiklikler, üMeme bezesi gelişimi, üDişideki sekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimi
Progestinler üSteroid yapıdadırlar ve en önemlileri progesteron’dur. üDiğerleri 17 -Hidroksiprogesteron ve 20β-dihidrroprogesteron üCorpus luteum (CL) tarafından üretilir. üGranulosa kökenli büyük luteal hücreler, CL tarafından üretilen progesteronun büyük bir kısmını üretirler üTheca orijinli küçük luteal hücreler de LH tarafından stimüle edildiklerinde progesteron salgılarlar
Progestinlerin temel fonksiyonları; üCinsel davranışların engellenmesi, üUterus kontraksiyonlarını engellemek üEndometriumdaki bezelerin gelişimini teşvik ederek gebeliğin korunması ve devam ettirilmesi, üMeme bezesinde alveol gelişiminin teşvik edilmesi v. Progestinler ve östrojenler, sinerjistik etkileriyle uterusu gebelik için ve meme bezesini laktasyon için hazırlarlar.
Pozitif feedback Negatif feedback
üÖstrojenler ve progestinler gonadotropinlerin salıverilmesini düzenlemede hipotalamus ve ön hipofizi etkilemektedir. üYüksek progestin konsantrasyonu negatif feedback etkiyle Gn. RH, FSH ve LH’nın salıverilmesini engeller.
üDüşük östrojen konsantrasyonu negatif feedback etkisiyle gonadotropinlerin salıverilmelerini engeller. Bu etki progesteron konsantrasyonunun yüksek olduğu dönemde görülür. üBuna karşılık yüksek konsantrasyonları pozitif feedback etkisiyle Gn. RH, FSH, LH ve prolaktinin salıverilmesini stimüle eder. Bu etki, progesteron konsantrasyonunun düşük olduğu ovulasyona yakın bir zamanda görülür
Dişide üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve ovaryum arasındaki ilişki
üİnhibin ve follistatin ovaryum folliküllerindeki granulosa hücreleri tarafından salgılanan ve LH’nın salıverilmesini etkilemeden sadece FSH’nın ön hipofizden salıverilmesini engelleyen protein yapıdaki hormonlardır. üFollistatin’in FSH’nın salıverilmesi üzerine olan etkisi, inhibinin etkisinden daha zayıftır, fakat ikisinin etkisi eklemelidir. üGranulosa hücreleri tarafından üretilen diğer bir protein hormon olan aktivin, FSH’nın salgılanmasını artırmakta, fakat follikül içi sıvıda inhibinden daha az miktarda bulunmaktadır.
Relaksin üCL ve plasenta tarafından üretilen polipeptid yapıda bir hormondur. üPelvis ligamentlerinin gevşemesine ve uterus kaslarının yumuşamasını sağlayarak fötüs için genişlemeye neden olur. üDoğumda östrojenle sinerjistik etkiye girerek pelvisin genişlemesine ve servik bağ dokusunun yumuşayarak yavrunun dışarıya atılmasına yardımcı olur.
Follikül İçi Sıvı (FİS) üFİS (liquor folliculi), tersiyer follikülün antrumunu dolduran ve granulosa hücreleri tarafından çevrili olan sıvıdır. üKan ve FİS arasında bazal zardan geçen bir çok madde alış verişi söz konusudur. üBüyük molekül ağırlığına sahip plazma proteinleri (>1 000 dalton) bazal zarı geçemez ve FİS bulunamazlar.
FİS; ØTestosteron, ØÖstradiol ve ØProgesteron Bakımından zengin ve kandaki konsantrasyonlarından daha yüksektir üTheca hücreleri tarafından üretilen testosteron’un granulosa hücreleri tarafından östradiol’e dönüştürülmektedir. üFollikül geliştikçe granulosa hücrelerinin sayısı artar ve FİS’da testosteron konsantrasyonu azalırken östradiol konsantrasyonu artar.
üFİS’da ön hipofiz hormonları olan; ØFSH, ØLH, ØProlaktin bulunmaktadır. ØBazal zar dışındaki theca hücrelerinin LH reseptörlerine sahip olması ve LH’yı bağlaması FSH’ya göre konsantrasyonunun düşük olmasına neden olur. ØFSH granolosa hücrelerinin tetosteronu östradiol’e dönüştürülmesi, LH ise progesteron üretimini sitimüle etmek için gereklidir. ØProlaktin LH’nın tersine progesteron sentezlenmesini inhibe eder. ØOvulasyon yaklaştıkça FİS’da prostaglandinler (PGF 2α ve PGE 2) bulunmaktadır. de
üFİS’da bulunan diğer peptid yapıda faktörler Øİnhibin ØAktivin ØFollistatin. üBu hormonların endokrin ve lokal etkileri vardır. ØEndokrin etki: Ön hipofizden FSH salınımı üzerine etki ØLokal etki (İnhibinin): Granulosa hücrelerinin östradiol üretiminin etkilenmesi (otokrin etki) ve theca hücrelerinin LH tarafından uyarılmış olan androjen salgılamalarını stimüle etmesi (parakrin etki).
üPankreas hormonu olan insülin ile birlikte insülin benzeri büyüme faktörleri (IGF), granulosa hücreleri tarafından da salgılanmakta ve follikül içi sıvıda bulunmaktadır. üİnsülinin çoğu etkilerini, IGF reseptörleri aracılığıyla yaptığı ileri sürülmesine rağmen granulosa hücreleri insülin ve IGF için ayrı reseptörlere sahiptir. üİnsülinin endokrin etkisi, tersiyer folliküllerdeki atresia’nın azaltılması ve ovulasyon oranının artırılmasıdır.
üFolliküler atresia ile IGF arasındaki pozitif ilişki, IGF’nin otokrin bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. üOosit olgunlaşmasını engelleyici faktör (OMI), ovulasyondan birkaç saat önceye kadar oosit’de mayozun kaldığı yerden devam etmesini engelleyen bir faktördür ve FSH’nın etkisiyle üretilmektedir. granulosa hücreleri tarafından
Erkek üLH’nın uyarımıyla testislerdeki Leydig hücreleri steroid yapıdaki androjenleri üretmektedir. üErgin bir erkekte en önemli androjen testosterondur ve “erkeklik hormonu” olarak da isimlendirilmektedir.
Testosteronun fonksiyonları üSekonder cinsiyet karakterlerinin gelişimi, üErkek kanal sisteminin bakımı, üErkek cinsiyet davranışlarının (libido) ortaya çıkarılması, üEklenti üreme bezelerinin fonksiyonu, üScrotumdaki tunica dartos kasının fonksiyonu, üSpermatogenesis ve erkek kanal sistemi ile dış üreme organının embriyonik farklılaşması, üHipotalamus ve gonadotropin hormonlarının salıverilmeleri üzerine olan etkileri (Dişi ile aynıdır).
üErkekte normal üreme fonksiyonlarının oluşabilmesi için testosteron ile hipotalamus ve gonadotropin hormonları arasında karşılıklı bir etkileşim oluşması gerekmektedir. Gn. RH FSH ve LH Negatif feedback Testosteron konsantrasyonu Pozitif feedback Gn. RH FSH ve LH
üFSH’nın etkisiyle Sertoli hücreleri tarafından inhibin ve ABP üretilir. üİnhibin, dişideki gibi sadece FSH’nın salıverilmesini engellemektedir ve LH’nın salıverilmesi üzerine hiçbir etkisi yoktur. üABP testosteronu bağlayarak testosteronun spermatozoa üretimindeki fonksiyonunu yerine getirmesine imkan verir. üFSH’nın etkisiyle Sertoli hücreleri tesrosteronu östradiol’e dönüştürür. üAktivin ve diğer proteinler de Sertoli hücreleri tarafından üretilmektedir.
Erkekte üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde hipotalamus salıverme hormonları, gonadotropinler ve tetisler arasındaki ilişki
Adrenal Korteks’in Primer Üreme Hormonları üAdrenal korteks (böbrek üstü bezesi) iki grup steroid hormon üretmektedir ØMineral matabolizmasında rol oynayan (mineralocorticoidler) ØKarbonhidrat metabolizmasında rol oynayan (glucocorticoidler) üGlucocorticoidlerin en önemlisi kortizol’dür ve antistres hormonu olarak da isimlendirilir. üKoyunlarda doğumun başlatılmasında glucocorticoidler rol oynamaktadır.
Uterus ve Plasenta’ya Ait Yapıların Endokrin Fonksiyonu Plasenta, klasik endokrin beze tanımlamasına uymamasına rağmen gebelik esnasında endokrin fonksiyon görmektedir. Ovaryumda üretilenlere ek olarak; ØÖstrojenler, ØProgestinler, ØProstaglandinler ØRelaksin plasenta tarafından üretilmektedir
üGebe kısrak serum gonadotropini (PMSG) ya da at korion gonadotropini endometriumunu (e. CG) işgal atlarda eden gebe koriondaki uterusun endometrial cup’ların özelleşmiş hücreleri tarafından üretilmektedir. Genel olarak PMSG; ØFSH etkisine sahiptir. ØBir miktar da LH etkisi vardır. ØGebelik esnasında corpora lutea (ovulasyondan sonra oluşan geçici endorin beze) oluşmasını sitimüle eder.
üKeçi, koyun ve sığırda plasenta laktojeni tespit edilmiştir. Bu hormon; ØPolipetid yapıdadır ØPlasentadan ekstrakte edilmektedir. ØProlaktin ve büyüme hormonuna benzer etkileri vardır. Fonksiyonları ØDoğum sonrası süt üretimi için meme gelişimi, ØMaternal ve fötal metabolizmayı değiştirerek fötal büyümenin düzenlenmesi ØOvaryum veya plasenta tarafından progesteron sentezinin stimüle edilmesidir. üGebeliğin sonlarına doğru konsantrasyonu daha da artar. üYüksek süt verimli ineklerde düşük verimlilere göre daha yüksek konsantrasyonlarda tespit edilmiştir.
İnterferon; üSığır ve koyunda gebeliğin anne tarafından kabul edilmesinde (tanınmasında) rol oynamaktadır. üKoyunda gebeliğin 13. gününden 17. gününe kadar konsantrasyonu artar ve daha sonra 23. güne kadar ölçülemeyecek seviyelere kadar azalmaktadır.
Prostaglandinlerin Üremedeki Rolü üBiyolojik olarak aktif lipidlerdir üPrekürsörü (ön maddesi) 20 karbona sahip doymamış yağ asiti olan araşidonik asittir. üHormon gibi etkilere sahip olmasına rağmen, hormonun klasik tanımlamasına uymazlar. ü Prostaglandinler belirli bir beze yada doku tarafından üretilmezler. üDişide ovaryum ve uterustaki, erkekte eklenti üreme bezelerindeki hücreler dahil vücudun değişik bölgelerinde yer alan hücreler tarafından üretilmektedir. üGenelde üretildikleri yerde lokal etkilidirler, fakat bazı durumlarda etki yerleri faklı doku ve organ olabilir. üProstaglandinler çok hızlı bir şekilde yıkıma uğrarlar ve dolaşım sisteminden bir defa geçmesiyle aktivitesinin yaklaşık %90’ını kaybederler.
üKimyasal yapı bakımından birkaç grup Progtaglandin ailesi görülür bunlardan; ØE (PGE) ØF (PGF) üPGF 2α ve PGE 2 üreme fonksiyonları ile yakından ilgilidir PGF 2α etkileri Ø luteolitik etkiye sahiptir ve yumuşak kas dokusunu sitümüle eder. Bu etkilerinden dolayı; ØKızgınlık döngüsünün doğal kontrolünde, ØYumurta ve sperm taşınmasında, ØDoğumda rol oynar
PGE 2 etkileri ØYumuşak kas dokusunu sitümüle eder, ØCL’yi destekleyici bir etkiye sahiptir, bu sayede; Ø PGF 2α’nın uyardığı lüteolisis’i engeller ve erken gebelik korunur ØOvulasyonun gerçekleşmesinde rol oynar, ØProstaglandin sentezi inhibitörleri ovulasyonu engelleyebilmektedir üErkeklerde prostaglandinlerin üreme fonksiyonları üzerine etkisi fazla bilinmemekle birlikte Boğalarda PGF 2α LH ve Testosteron surge’sine neden olmaktadır.
HORMON RESEPTÖRLERİNİN DÜZENLENMESİ üBir hormonun etkisini ortaya çıkarabilmesi; ØSalgılanması gereken bezeden o hormonun salıverilmesine, ØDolaşım sistemi yoluyla hedef hücrelere ulaşmasına ØHücrelerdeki o hormonun reseptörlerine bağlanmasına bağlıdır.
üBelirli bir organdaki bir hormonun reseptörünün konsantrasyonu hayvanın endokrin durumuna bağlıdır. Hormon reseptörlerinin düzenlenmesi ile ilgili birkaç durum vardır, bunlar; üHormonlar kendi reseptörlerini düzenler, üİki hormonun sinerjik etkisiyle birinin reseptörleri düzenlenir, üHormonlar daha başka hormonların reseptörlerini düzenler; Ø Up-regülasyon: Belirli bir hormon reseptörü sayısının bir düzenleyici hormon tarafından artırılması Ø Down-regülasyon: hormon reseptör sayısının azaltılması şeklindedir.
Hormon Etkilerinin Hücre İçi Mekanizmaları Bir hücreden belirli bir tepkinin gonadotropinler tarafından stimüle edilmesinde “sekond messenger” yada “ikinci haberci” olarak isimlendirilen mekanizma rol oynar. Steroid hormonlarının hücre içi etki mekanizmasında hücre zarı reseptörleri veya sekond messenger sistemi rol oynamaz.
Gonadotropinlerin steroid hormonlarının üretimini stimüle etmedeki hücre içi mekanizma Steroid hormonların hedef hücredeki etkilerinin hücre içi mekanizması.
KIZGINLIK DÖNGÜSÜ üOvulasyon ile yeni bir ovulasyonun başlaması arasında geçen günlerden oluşan döngü veya kızgınlık periyotları arasındaki süredir.
Farklı Türlerde Kızgınlık Döngüsünün Özellikleri İnek Koyun Keçi At 21 17 21 12 3 -4 2 -3 2 -3 Diöstrus 10 -14 10 -12 13 -15 10 -12 Proöstrus 3 -4 2 -3 2 -3 12 -18 s 24 -36 s 30 -40 s 4 -8 gün Kızgınlıktan Kızgınlığın birkaç saat bitiminden 1 -2 sonra gün önce Kızgınlık döngüsü (gün) Metöstrus Östrus (Kızgınlık) Ovulasyon Kızgınlıktan 10 - 12 saat sonra Kızgınlığın sonları
PUBERTAS (ERGENLİK) ÇAĞI üPubertas çağı, dişilerde ovulasyonla sonuçlanan ilk kızgınlık görüldüğü yaş olarak tanımlanmaktadır. üÇoğu koyun ırkı, ØErgin canlı ağırlıklarının %40 -50’sine (pubertas) ØErgin canlı ağırlıklarının %40 -50’sine (çiftleştirme) üSüt sığırları, ØErgin çanlı ağırlıklarının %35 -45’ine (pubertas) ØErgin canlı ağırlıklarının %55’ine (çiftleştirme)
üPubertas çağına ulaşma; ØFollikül gelişimi ØOosit olgunlaşması ØOvulasyon gerçekleşmesi için yeterli düzeyde Gonadotropinlerin üretilmesi üPubertas çağındaki yaş; ØGenetik ØÇevresel faktörler üPubertas çağındaki canlı ağırlık yaşa göre genetik faktörlerden çok daha fazla etkilenir.
Farklı Türlerde Pubertas Çağındaki Yaş ve Canlı Ağırlık Yaş (ay) Canlı ağırlık(kg) Keçi 5 -7 10 -30 Domuz 5 -7 68 -90 Koyun 7 -10 27 -34 At 15 -24 Irkın ergin canlı ağırlığına bağlı Süt sığırları 8 -13 160 -270 Jersey 8 160 Guernsey 11 200 Holstein 11 270 Ayrshire 13 240 10 -15 - 17 -27 - 15 -36 - Et sığırları Zebu Manda
üBazı çevre faktörleri pubertas çağındaki yaş üzerine önemli derecede etkilidir. ØBüyüme oranını yavaşlatan faktörler (besleme vb. ) genetik kapasiteye ulaşmayı engelleyerek pubertas çağına ulaşmayı geciktirmektedir. ØYüksek çevre sıcaklığı ØDoğumun gerçekleştiği ay ØYetersiz besleme koşulları ØKötü çevre şartları
KIZGINLIK DÖNGÜSÜ PERİYODLARI üÖstrus üMetöstrus üDiöstrus üProöstrus ØBu periyodlar, doğum sonrası (post partum) erken dönemde anöstrus (döngünün olmaması) periyodu hariç döngüsel olarak ve birbiri ardına gerçekleşmektedir.
İnekte Kızgınlık Döngüsü Periyodlarının Özellikleri Periyodlar Döngünün günü Genel özelliği Östrus 1 Davranışsal kızgınlığın görülmesi Ovulasyon Metöstrus 2 -4 Corpus luteumun şekillenmesi Diöstrus 5 -16 Corpus luteumun aktif olması Proöstrus 17 -21 Hızlı follikül büyümesi
Östrus üDişinin erkeği kabul ettiği süreçtir üÇiftleşmek için durduğu zaman periyodu olarak kabul edilir üİnekte 12 -18 saat, sıcak iklimde inekler soğuktakilere göre (ortalama 18 saat) daha kısa östrus periyoduna sahiptir (10 -12 saat) üMandada 5 -27 saat (ortalama 20 saat), üKoyunda 24 -36 saat, üKeçide 30 -40 saat, üDomuzda 40 -72 saat, üAtlarda 4 -8 gün sürer.
Ovulasyon, üİnekte kızgınlık bitiminden 10 -12 saat sonra üMandalarda kızgınlığın bitiminden 14 saat sonra üKoyunda kızgınlığın ortalarından sonlarına doğru üAtlarda kızgınlığın bitimine 1 -2 gün kala gerçekleşir.
Metöstrus üÖstrus’un bitmesiyle başlar ve yaklaşık 3 gün sürer. Temel olarak bu periyotta üCorpus luteumun (çoğuz ovulasyonlarda corpora lutea) şekillenmesi gerçekleşir. üİnek ve mandalarda ovulasyon bu periyodda gerçekleşmektedir üİneklerin %45’inde düvelerin %90’ında bu dönemde kanama görülür
Diöstrus üKızgınlık döngüsünde corpus luteum’un tamamen fonksiyonel olduğu ve döngüye hakim olduğu periyottur. üİnekte döngünün 5. gününde başlar ve bu dönemde kan progesteron düzeyinde artış görülür. üDöngünün 16 -17. günlerinde corpus luteum’un yıkıma uğramasıyla bu periyot sona erer. üKoyunlarda döngünün 4. gününde başlar ve 13 -15. günlerinde sona erer. üBu periyot uterus’un gebelik için hazırlandığı dönemdir
Proöstrus üCorpus luteum yıkımı sonucu progesteron konsantrasyonundaki azalmayla başlar ve kızgınlığın (östrusun) başlaması ile sona erer. üBu periyotta çok hızlı follikül gelişimi gerçekleşmektedir. üBu periyodun sonlarına doğru, dişi kanal sistemi üzerine östrojenin etkisi ve davranışsal belirtileri görülebilir. yaklaşan kızgınlığın
KIZGINLIK DÖNGÜSÜNÜN HORMONAL KONTROLÜ üKızgınlık döngüsünün düzenlenmesinde; ØHipotalamus, ØÖn hipofiz, ØOvaryum üreme hormonları arasındaki karşılıklı ilişkiler rol oynamaktadır
Dişi Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen Ovary – Corpus Luteum Progesterone
Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen Ovary – Corpus Luteum Progesterone
Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum -Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen PGF 2 alpha Ovary – Corpus Luteum Prostaglandin Progesterone Uterus
Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum - Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen PGF 2 alpha Prostaglandin Ovary – Corpus Luteum Progesterone Uterus , hypothalamus
Hypothalamus Gn. RH Anterior Pituitary FSH LH Ovaryum - Föllikül gelişimi -Ovulation Ovary – Follicle Östrojen Ovary – Corpus Luteum Progesterone PGF 2 alpha Prostaglandin Uterus
üProgesteron konsantrasyonu diöstrus’te yüksektir ve azalması proöstrus’ün başlamasını gösterir. üProöstrus’ta artışları FSH, LH ve östradiol’daki az miktarda takiben, östrusun başlamasına yakın bu hormonların çok hızlı bir surge tarafından takip edilir üFSH ve östradiol’ün küçük bir sürge’ü metöstrüs ve diöstrüs ortalarında tekrar görülür üÖstrusun görülmektedir. sonlarına doğru prolaktin surge’ü
üKızgınlık döngüsünün kontrolünde progesteron belirleyici bir role sahiptir. üCorpus luteum’un fonksiyonel olduğu diöstrus esnasında yüksek konsantrasyonu, progesteron’un hipotalamus ve ön hipofiz üzerine olan negatif feedback kontrol sistemi sayesinde FSH ve LH’nın salıverilmesini engellemektedir. üGebelik esnasında da yüksek progesteron konsantrasyonu gonadotropik hormonların salıverilmelerini ve davranışsal kızgınlığı aynı şekilde engellemektedir üPGF 2α, corpus luteumun şekillenmesinden 10 -14 gün sonra yıkımına neden olmaktadır.
Progesterondaki azalma; üHipotalamusu negatif feedback kontrol sisteminin engellemesinden kurtarmakta üGn. RH, FSH ve LH nabız şeklinde salıverilmeye başlamakta üArtan FSH salıverilmesi, folliküler gelişimi stimüle eder ve östradiol salgılanmasını artırır. üCorpus luteumun yıkımı esnasındaki dominant follikül ovulasyona giden folliküldür. üÖn hipofizin Gn. RH’ya olan duyarlılığı, sıklaşan Gn. RH nabızları tarafından up-regüle edilen Gn. RH reseptörleri sayesinde artırılır. üBenzer şekilde artan FSH ve östradiol ovaryumdaki FSH ve LH reseptörlerini up-regüle eder.
Kızgınlık döngüsü boyunca plazma progesteron konsantrasyonundaki değişimler (a: genç sığır, b: ergin sığır)
Ovulasyon öncesindeki FSH surge’ü; üFolliküllerin daha hızlı büyümesine üDaha çok östradiol salgılamasına neden olur. Yüksek östradiol konsantrasyonu dişinin davranışsal kızgınlık belirtilerini göstermesi için gereklidir. Ovulasyon öncesi LH surge’ü üOositin olgunlaşmasına üOvulasyona neden olur İnhibin üÖstrüs’de FSH’nın salıverilmesini kontrol ederek ovaryumun gereğinden fazla sitimüle edilmesini engeller üYine FSH’yı etkileyerek büyümekte olan ancak ovulasyon için gerekli olgunluğa ulaşamayan folliküllerin atresia’sına neden olur
Ovulasyondan sonra, üOvulasyonun gerçekleştiği yerde CL şekillenecektir. üBu çok hızlı bir şekilde gerçekleşir 2 -4 gün sonra progesterondaki artış, diöstrusun belirtisi olmaktadır. üLH CL’nin şekillenmesi ve fonksiyonlarını etkiler üFSH östradiol sinerjik etkisi granosa kökenli lüteal hücrelerdeki (GKLH) FSH reseptörlerini up-regüle eder üÖstrüs sonlarına doğru prolaktin surge’ü GKLH’deki LH reseptörlerini korur üPGF 2α CL’ye kan akışını azaltıp yıkımında rol oynar üFSH ve östradiol’ün orta seviyedeki surge’ü metöstrus ve diöstrusün ortalarında görülmektedir ve bir sonraki östrusta ovulasyona ulaşacak olan follikül yada folliküllerin seçiminde ve büyümesinde rol oynamaktadır.
FOLLİKÜL GELİŞİMİ VE DALGALARI Koyun ve inekte, üOvaryumdaki follikül gelişimi, her bir döngüde 2 -3 defa follikül büyümesi şeklinde tekrarlanır ve devam eder. üİneklerde iki follikül dalgası yaygındır ancak 3 follikül dalgası ile de sıklıkla karşılabilir.
Her bir follikül gelişimi dalgası; üRekruitment (bir grup follikül büyümeye başlar) üSeleksiyon (büyümeye başlayan folliküllerde bir kısmı büyümesine devam ederken çoğunluğu atresia’ya uğrar) üDominans (Bu folliküllerden bir tanesi dominant hale gelir)
üKoyunlarda birden fazla sayıda (genellikle iki) ovulasyona giden follikül sayısı yaygındır. üİki follikül dalgalı döngüye sahip ineklerde ovulasyona giden follikül dalgası erken metöstrusta başlar üNormal döngülerde ilk follikül dalgası ovulasyona gidememesine rağmen, kızgınlık senkronizasyonunda olduğu gibi eğer erken diöstrusta PGF 2α enjekte edilirse bu ilk dalganın dominant follikülünün ovulasyona gitmesi sağlanır
Kızgınlık döngüsü boyunca görülen hormonal değişiklikler
- Sempatik parasempatik
- Göz kasları ve sinirleri
- Dendrit nedir
- Heksametonyum
- Ventriculus tertius
- Sinir sistemi kaça ayrılır
- Küçük kan dolaşımı sırası
- Proprioseptörler
- Sinir sistemi şeması
- Root prefix suffix sistem endokrin
- Pathway sistem pencernaan
- Kantong rathke
- Sistem endokrin
- örümcek haritası
- Anatomi fisiologi sistem endokrin
- Chemical messengers
- Sistem endokrin
- Sistem endokrin pada manusia
- Sindirim sistemi hormonları
- Sistem kelenjar
- Pengertian sistem endokrin
- Bode diyagramı örnekleri
- Kapalı çevrim kontrol sistemi örnek
- V lumbales
- Kas iskelet sistemi ile ilgili ortopedik yetersizlikler
- Sünnimärkide uuring
- Komponen sistem kontrol
- Combination systems
- Sistem kontrol digital
- Elemen-elemen pada sistem kontrol
- Kontrol sistemleri
- Kontrol sistemleri tasarımı
- Sistem devisa semi kontrol
- Kök yer eğrisi örnekleri
- Rlocus
- Pletore yüz
- Kelenjar rotter
- Endokrin akademiska
- Histologi endokrin
- Histologi endokrin
- Exocrine vs endocrine
- Tabel kelenjar endokrin
- Ranvier boğum sayısı
- Sınır koyma aşamaları
- Sinir liflerinin sınıflandırılması
- Ulnar sinir innerve ettiği kaslar
- Greater and lesser oksipital sinir bloğu
- Fasiyal sinir
- Prof dr rahmi onur
- Sinir sisteminin tipləri
- Sınır tabaka
- Postkrikoid
- Fenetylline içeren ilaçlar
- Kısa opponens splinti
- Sınır açısı
- Mutlak kırılma indisi
- Troklear sinir felci
- A b c sinir lifleri
- Dorsofleksiyon
- Ulnar sinir muayenesi
- M.stylopharyngeus siniri
- Siliospinal refleks
- N glosofaringeo
- Camdan havaya sınır açısı
- Scıwora
- Femoral sinir germe testi
- Bel arisi
- Ipucu silikleştirme
- Vaka kontrol
- Translate indonesia
- Definisi struktur kontrol percabangan dalam pemrograman
- 3 jenis struktur
- Decision structure
- Struktur kontrol percabangan adalah
- Struktur dasar algoritma pemilihan
- Slki keperawatan
- Risk kontrol hiyerarşisi sıralaması
- Sosyal beceriler
- Sentez tekstil
- Kalite kontrol formu
- Stok kontrol yöntemleri
- Manajemen kontrol lingkungan tempat penyimpanan koleksi
- Pazarlamaya getirilen eleştiriler
- Kontrol sürecinin evreleri
- çeteleme listesi kpss
- Pusat kontrol pernapasan
- Contoh randomisasi
- Icd x nifas
- Okul güvenliği kontrol teorisi
- Struktur
- ?fke kontrol?