REME SSTEMNN FZYOLOJS Do Dr Funda zdemir Gonadlardaki

  • Slides: 61
Download presentation
ÜREME SİSTEMİNİN FİZYOLOJİSİ Doç. Dr. Funda Özdemir

ÜREME SİSTEMİNİN FİZYOLOJİSİ Doç. Dr. Funda Özdemir

Gonadlardaki ana (germ) hücrelerinin gelişerek olgun ovum ve sperm haline dönüşmesine OOGENEZİS ve SPERMATOGENEZİS

Gonadlardaki ana (germ) hücrelerinin gelişerek olgun ovum ve sperm haline dönüşmesine OOGENEZİS ve SPERMATOGENEZİS denir.

OOGENEZİS Fetal hayatın erken devrelerinde primer germ hücreleri mitosis ile çoğalarak oogonium denilen dişi

OOGENEZİS Fetal hayatın erken devrelerinde primer germ hücreleri mitosis ile çoğalarak oogonium denilen dişi ana germ hücresini yaparlar. Bu çoğalma intrauterin hayatın 5. ayına kadar sürer. Oogoniumların mitozla çoğalmaları durduktan sonra hacimce büyümeye başlarlar. Bu hücrelere Primer Oosit (Oosit I) denir. Oogoniumlar ve primer oositler 46 kromozomludur.

7. ayın sonunda genelde oogoniumların hemen hepsi kaybolmuş, primer oositler meydana gelmiştir. Primer oositlerin

7. ayın sonunda genelde oogoniumların hemen hepsi kaybolmuş, primer oositler meydana gelmiştir. Primer oositlerin etrafı epitel doku ile sarılmıştır. Bu oluşuma Primer Follikül adı verilir.

Primer oositlerin meydana gelmesi ile uzun bir istirahat devri başlar. Bu istirahat puberteye kadar

Primer oositlerin meydana gelmesi ile uzun bir istirahat devri başlar. Bu istirahat puberteye kadar devam eder. Bir kız çocuğu doğduğunda ovaryumlarında, içinde primer oosit bulunduran yaklaşık 500 bin tane primer folikül bulunur. Bir kadının fertil çağ boyunca her ay bir primer folikülün gerçek olgunluğa erişmesi ile yaklaşık 400 kadar oosit ovulasyonla overlerden atılır. Geri kalanlar gelişmenin farklı safhalarında dejenere olarak kaybolur. Buna follikül atrezisi denir.

Puberte ile beraber her ay pek çok primer oosit büyümeye başlar. Ancak bunlardan sadece

Puberte ile beraber her ay pek çok primer oosit büyümeye başlar. Ancak bunlardan sadece bir tanesi gerçek olgunluğa erişerek ilk meyotik bölünmeyi geçirir ve ovulasyonla overlerden atılır. Birinci meyotik bölünmeyi geçirmiş bu hücreye Sekonder Oosit (Oosit II) denir. Oosit II, 23 kromozomludur. Oosit II eğer fertilize olursa ikinci meyotik bölünmeyi de geçirerek olgun ovum halini alır. Böylece oogoniumdan olgun ovumun ortaya çıkma süreci olan “oogenezis” gerçekleşmiş olur.

OOGENEZİS Germ hücresi (Mitosis ile) ↓ Oogonium (Gelişerek) ↓ Primer oosit (ilk meyotik bölünme)

OOGENEZİS Germ hücresi (Mitosis ile) ↓ Oogonium (Gelişerek) ↓ Primer oosit (ilk meyotik bölünme) ↓ Sekonder oosit (ikinci meyotik bölünme) ↓ OVUM

SPERMATOGENEZİS Yenidoğanın testislerinde bulunan spermatogonialarda puberteye kadar bir gelişme görülmez. Puberteyle beraber spermatogenezis tüm

SPERMATOGENEZİS Yenidoğanın testislerinde bulunan spermatogonialarda puberteye kadar bir gelişme görülmez. Puberteyle beraber spermatogenezis tüm hayat boyu devam eder.

Testislerde bulunan germ hücreleri mitosis ile çoğalarak spermatogoniaları oluştururlar. Spermatogonialar gelişerek primer spermatositleri (46

Testislerde bulunan germ hücreleri mitosis ile çoğalarak spermatogoniaları oluştururlar. Spermatogonialar gelişerek primer spermatositleri (46 kromozomlu Spermatosit I) yaparlar. Primer spermatositler ilk meyotik bölünmeyi geçirerek sekonder spermatositleri (23 kromozomlu Spermatosit II) oluştururlar. Hemen ardından ikinci meyotik bölünme gerçekleşerek spermatidler (23 kromozomlu) gelişir.

Spermatidler ardarda mitozla bölünme özelliğine sahiptirler. Böylece bir erkek germ hücresi olan spermatogoniumdan pek

Spermatidler ardarda mitozla bölünme özelliğine sahiptirler. Böylece bir erkek germ hücresi olan spermatogoniumdan pek çok spermatidin ortaya çıkma sürecine “spermatogenezis”denir.

SPERMATOGENEZİS Germ hücresi (Mitosis ile) ↓ Spermatogonium (Gelişerek) ↓ Primer spermatosit (ilk meyotik bölünme)

SPERMATOGENEZİS Germ hücresi (Mitosis ile) ↓ Spermatogonium (Gelişerek) ↓ Primer spermatosit (ilk meyotik bölünme) ↓ Sekonder spermatosit (ikinci meyotik bölünme) ↓ SPERMATİD

OVUM Kadın üreme hücresidir. Spermden daha büyük hareketsiz bir hücredir. Besin maddesinden zengin bir

OVUM Kadın üreme hücresidir. Spermden daha büyük hareketsiz bir hücredir. Besin maddesinden zengin bir stoplazması vardır. Besin alışverişini, hücre zarının etrafında bulunan ve geçirgen bir zar olan zona pellucide aracılığı ile sağlar. Fertilize olmamış ovum, ovulasyondan 24 -48 saat sonra canlılığını kaybederek uterus ve vajinadan dışarı atılır.

SPERM Erkek üreme hücresidir. Küçük ve hareketli bir hücredir. Baş kısmının delici özelliği vardır.

SPERM Erkek üreme hücresidir. Küçük ve hareketli bir hücredir. Baş kısmının delici özelliği vardır. Spermiumun kadın vücudunda yaşama süresi ortalama 48 -72 saattir.

HÜCRE BÖLÜNMESİ MİTOZ Sperm ve ovum hariç vücudun diğer tüm hücrelerinde görülen bölünme şeklidir.

HÜCRE BÖLÜNMESİ MİTOZ Sperm ve ovum hariç vücudun diğer tüm hücrelerinde görülen bölünme şeklidir. Mitoz bölünme sonucu oluşan iki yeni hücrede kromozomların sayısı, ana hücrenin kromozom sayısına eşittir. Böylece mitozun temel amacı olan türe öz kromozom sayı ve düzenini koruma gerçekleşir.

MEYOZ Sadece cinsiyet hücrelerinde görülen bölünme şeklidir. Normalde iki kat olan (Diploid, 2 n=46)

MEYOZ Sadece cinsiyet hücrelerinde görülen bölünme şeklidir. Normalde iki kat olan (Diploid, 2 n=46) kromozom sayısı yarıya iner (Haploid, n=23). Böylece fertilizasyonda ovum ve spermiumun kaynaşması sonucu oluşan zigotta türe öz kromozom sayısı korunmuş olur. Meyoz bölünme sonucu 4 yeni hücre ortaya çıkar.

ÜREME SİSTEMİNİN HORMONAL KONTROLÜ Hipofiz ön lobundan üreme sistemi ile ilgili 3 hormon salgılanır.

ÜREME SİSTEMİNİN HORMONAL KONTROLÜ Hipofiz ön lobundan üreme sistemi ile ilgili 3 hormon salgılanır. 1. FSH (Folikülü stimüle eden hormon) 2. LH (Lutenize edici hormon) 3. LTH (Luteotrop hormon) Bu üç hormon gonadlar (cinsiyet bezleri; erkekte testis, kadında over) üzerine etki ettiği için Gonadotrop Hormonlar (GTH) adını alırlar.

Gonadotrop hormonların kontrolü altında, ↓ overlerden estrojen ve progesteron salgılanır. Over hormonları ise endometrium

Gonadotrop hormonların kontrolü altında, ↓ overlerden estrojen ve progesteron salgılanır. Over hormonları ise endometrium üzerine etki ederek endometrial siklusu kontrol ederler. Ovaryumlar üzerine etki eden gonadotrop hormonlar ile endometrium üzerine etki eden over hormonlarının hepsine birden Cinsiyet hormonları denir.

Hipofiz ön lobundan salgılanan gonadotrop hormonlar, hipotalamustan salgılanan Gonadotropin Releasing Hormon (Gn. RH) tarafından

Hipofiz ön lobundan salgılanan gonadotrop hormonlar, hipotalamustan salgılanan Gonadotropin Releasing Hormon (Gn. RH) tarafından kontrol edilir. Üreme organlarının fonksiyonlarının normal devam edebilmesi için hipotalamus, hipofiz ve ovariumlar arasında dengeli bir iletişimin kurulması gereklidir.

HİPOFİZ ÖN LOBU HORMONLARI FSH (Follikülü stimüle eden hormon) Erkekte: Testis epitelini olgunlaştırarak, spermatogenezisin

HİPOFİZ ÖN LOBU HORMONLARI FSH (Follikülü stimüle eden hormon) Erkekte: Testis epitelini olgunlaştırarak, spermatogenezisin oluşmasında rol oynar. Kadında: Ovaryumlardaki primer follikülleri etkileyerek gelişmesini ve olgunlaşmasını sağlar.

Her siklusta, yani her ay, FSH’nın etkisi ile ovaryumlarda pek çok primer follikül büyümeye

Her siklusta, yani her ay, FSH’nın etkisi ile ovaryumlarda pek çok primer follikül büyümeye başlar. Ancak bunlardan bir tanesi ovulasyon yapabilecek olgunluğa erişir. FSH sürekli salgılanmaz, gelişen follikülden salgılanan estrojenin düzeyine göre değişir. Estrojenin kanda yükselmesi FSH’nın düşmesine neden olur (Negatif geri bildirim). Siklusun 1. günü FSH yüksek estrojen düşüktür. 14. günde estrojen en yüksek düzeyde iken, FSH en alt düzeydedir. 25. günü FSH yeni bir siklus için yeniden yükselmeye başlar.

LH (Lutenize edici hormon)(Erkekte ismi Intertisiyel cell stimülating hormondur =ICSH) Erkekte: Testislerde interstisiyel hücrelerin

LH (Lutenize edici hormon)(Erkekte ismi Intertisiyel cell stimülating hormondur =ICSH) Erkekte: Testislerde interstisiyel hücrelerin testesteron salgılamasını kontrol eder. Kadında: FSH ile birlikte ovulasyonu ve korpus luteumun şekillenmesini sağlar. Ovulasyondan hemen önceki günlerde LH’nın salgılanması artar. Daha çok FSH olmak üzere bu iki hormonun etkisi ile ovariumlardan estrojen salgılanır.

LH testis ve ovariumlarda inrestisyel hücreleri stimüle ederek bu hücrelerde kolesterol yığılmasına neden olur.

LH testis ve ovariumlarda inrestisyel hücreleri stimüle ederek bu hücrelerde kolesterol yığılmasına neden olur. Yığılan bu kolesterol hormon yapımında kullanılır. LH ovulasyondan sonra korpus luteumun şekillenmesini ve progesteron hormonunun salgılanmasını kontrol eder. FSH gibi LH’da sürekli salgılanmaz. Progesteronun salgılanması ile ilişkilidir. Her iki hormon birbirini geri bildirim ile kontrol ederler.

LTH (Luteotrop hormon, prolaktin ya da laktojenik hormon da denir) Erkekte: Bir rolü yoktur.

LTH (Luteotrop hormon, prolaktin ya da laktojenik hormon da denir) Erkekte: Bir rolü yoktur. Kadında: Memelerde süt yapımında rol oynar. Laktasyonda FSH’yı baskılayarak overlede follikül gelişmesini durdurur. Bu nedenle laktasyonda menstruasyon görülmez.

ÜREME SİSTEMİNDE SALGILANAN HORMONLAR Testesteron Testislerin interstisiyel hücrelerinden salgılanır. Embriyonik hayatın ikinci ayında salgılanmaya

ÜREME SİSTEMİNDE SALGILANAN HORMONLAR Testesteron Testislerin interstisiyel hücrelerinden salgılanır. Embriyonik hayatın ikinci ayında salgılanmaya başlar. Erkek üreme sisteminin intrauterin gelişimini sağlar. 11 -13 yaşlar arasında en fazla salgılanır. 40 yaşından sonra yavaş azalır.

Testesteronun Görevleri : * Penis, skrotum ve testisleri büyütür * Erkek tipi kıllanmayı sağlar

Testesteronun Görevleri : * Penis, skrotum ve testisleri büyütür * Erkek tipi kıllanmayı sağlar * Larinksi genişletir ve ses değişimi görülür * Kaslarda protein depolanmasını ve böylece kasların güçlenmesini sağlar * Kemiklerde kalsiyum depolanmasını ve böylece kemiklerin kalınlaşıp uzamasını sağlar * Metabolik hızı %5’ten %15’e yükseltir * Kırmızı kan hücrelerini %15 artırır

Estrojenler Çocuklukta az miktarda estrojen salgılanır. Pubertede bu miktar 20 kez artar. Ovarial follikül

Estrojenler Çocuklukta az miktarda estrojen salgılanır. Pubertede bu miktar 20 kez artar. Ovarial follikül hücrelerinden salgılanan estrojenler; • Hipotalamus ve hipofizi geri bildirim mekanizması ile etkiler. Örneğin; estrojenin artması FSH’yı negatif geri bildirimle baskılar, LH’ın ise pozitif geri bildirimle salgılanmasını uyarır. • Primer ve sekonder seks karakterlerinin gelişimini sağlar.

Uterus, vajina ve fallop tüplerine etkisi: • Pubertede uterus, vajina ve fallop tüplerinin ve

Uterus, vajina ve fallop tüplerine etkisi: • Pubertede uterus, vajina ve fallop tüplerinin ve dış genital organların gelişmesini sağlar. • Gebelikte artan miktarda salgılanarak uterus ve vajinada damarlaşmaya ve hücrelerde büyümeye neden olur. • Menopozda seviyesi düşer, buna bağlı üreme organlarında atrofi görülür • Endometrial siklusta sekretuar ve proliferatif fazları kontrol eder. Endometriumun fonksiyonel tabakasının kalınlaşmasını ve arteriollerin uzamasını sağlar.

 • Uterusu hipofiz arka lob hormonu olan oksitosone karşı duyarlı kılar. • Vajinadaki

• Uterusu hipofiz arka lob hormonu olan oksitosone karşı duyarlı kılar. • Vajinadaki epitel hücrelerin sayısını artırarak yüzeyel hücre tabakasının kalınlaşmasını sağlar. Böylece glikojen miktarı da artar. Bu artış, normalde vajinada bulunan döderlein basillerinin artmasına neden olur. Bu basiller glikojeni laktik asite çevirerek vajen p. H’sını düşürürler.

 • Servikal glandlar estrojenin etkisi ile bol alkalen mai salgılarlar. Böylece spermler asit

• Servikal glandlar estrojenin etkisi ile bol alkalen mai salgılarlar. Böylece spermler asit olan vajende yaşama şansı kazanırlar. • Fallop tüplerinin motilitesini arttırarak ovumun overlerden uterusa taşınmasını sağlarlar. Estrojen göğüsleri büyütür ve kanal sisteminin proliferasyonunu sağlar. Estrojenin yüksek düzeyde olması prolaktin hormonunu baskılar.

Estrojen kalsiyum metabolizmasını etkileyerek kemik büyümesini hızandırır. Ancak bu büyüme birkaç yıl devam eder

Estrojen kalsiyum metabolizmasını etkileyerek kemik büyümesini hızandırır. Ancak bu büyüme birkaç yıl devam eder ve ardından uzun kemiklerde epifizleşmeye neden olduğundan uzama erkeklerinki kadar uzun olmaz. Metabolizma hızının artmasına neden olur, ancak erkeklerinki kadar değildir. Kan kolesterolünü ayarlar.

Progesteron Normal siklusta korpus luteumdan salgılanır. Siklusun ikinci yarısında endometriumun sekretuar fazında biyokimyasal ve

Progesteron Normal siklusta korpus luteumdan salgılanır. Siklusun ikinci yarısında endometriumun sekretuar fazında biyokimyasal ve morfolojik değişiklikleri düzenler. Bu değişiklikler vücüdu gebeliğe hazırlamak içindir. Progesteron gebelikte endometriumun yıkılmasını önleyerek gebeliğin devamını sağlar.

 • Progesteronun etkisi ile servikal glandlar kalın bir mukus salgılarlar. Böylece servikal kanaldan

• Progesteronun etkisi ile servikal glandlar kalın bir mukus salgılarlar. Böylece servikal kanaldan spermlerin geçişi zorlanır. • Gebelikte estrojenin uterus kontraksiyonları üzerine uyarıcı etkisini nötralize ederek uterus kontraksiyonlarını baskılar. • Göğüslerde estrojenle beraber alveolar gelişmeyi sağlayarak laktasyona hazırlar. • Hipotalamus ve hipofizi geri bildirim mekanizması ile etkiler. LH’yı negatif geri bildirimle baskılar.

 • Bazal vücut ısısını yükseltir. Bu ovulasyonun tespitinde rol oynar. • Solunum merkezini

• Bazal vücut ısısını yükseltir. Bu ovulasyonun tespitinde rol oynar. • Solunum merkezini uyararak solunumu arttırır. Bu nedenle menstrual siklusun ikinci yarısında ve gebelikte kan karbondioksit düzeyi azalır.

Prostaglandinler • Olgun over folikülü içindeki prostaglandin konsantrasyonundaki artış LH’nın salgılanmasını teşvik eder. Prostaglandinlerin

Prostaglandinler • Olgun over folikülü içindeki prostaglandin konsantrasyonundaki artış LH’nın salgılanmasını teşvik eder. Prostaglandinlerin düşmesi halinde, ovulasyonun gerçekleşmeyeceği düşünülmektedir. • Endometriumdan sentez edilen prostaglandin uterus mobilitesini arttırır.

* Seminal mayide bulunan prostaglandinler, koitus sırasında uterus mobilitesini arttırarak spermlerin tüplere taşınmasını sağlar.

* Seminal mayide bulunan prostaglandinler, koitus sırasında uterus mobilitesini arttırarak spermlerin tüplere taşınmasını sağlar.

ÜREME SİKLUSU Siklus ortalama 28 gün devam eder. Bu müddet menstrual kanamanın başlangıcından diğer

ÜREME SİKLUSU Siklus ortalama 28 gün devam eder. Bu müddet menstrual kanamanın başlangıcından diğer menstruasyonun başlangıcına kadar geçen zamandır. Her siklusta bir ovum gelişir, olgunlaşır ve fertilizasyona hazırlanır. Bu sırada endometriumda fertilize ovum için hazırlanır. Eğer fertilizasyon olmamışsa endometriumun hazırlanan bu fonksiyonel tabakasıdökülür, yani menstruasyon meydana gelir.

Üreme sistemndeki hormonal kontrolkimyasal olduğu kadar, hipotalamus üzerine olan çevresel faktörlere de bağlıdır. Bu

Üreme sistemndeki hormonal kontrolkimyasal olduğu kadar, hipotalamus üzerine olan çevresel faktörlere de bağlıdır. Bu nedenle iklim, beslenme, stres, alınan ilaçlar gibi çevresel faktörler üreme sisteminin fonksiyonlarını etkiler.

Ovarial Siklus Bir kız çocuğu doğduğunda overlerinde yaklaşık 500 bin kadar içinde oosit I

Ovarial Siklus Bir kız çocuğu doğduğunda overlerinde yaklaşık 500 bin kadar içinde oosit I bulunduran primer folikül bulunur. bu foliküller overlerin korteks tabakasında yerleşmişlerdir. Küçük yaşlarda bu foliküllerde fazla bir faaliyet görülmez. 7 -8 yaşından sonra FSH’ya cevap vermeye başlarlar. Böylece foliküllerde gelişme görülür. Bu gelişme ile beraber primer foliküllerden giderek artan miktarlarda estrojen salgılanmaya başlar.

Foliküler Faz: Bu faza folikül olgunlaşması da denir. Ortalama 12 -14 gün devam eder.

Foliküler Faz: Bu faza folikül olgunlaşması da denir. Ortalama 12 -14 gün devam eder. Endometrial siklusun desguamasyon (Menstruasyon-dökülme) safhasının sonuna doğruovariumlarda pek çok primer folikül. FSH’nın etkisi ile olgunlaşmaya başlar ve her bir folikül belirli miktarda estrojen salgılar. Bu süreçte bir folikül diğerlerinden daha hızlı gelişir ve daha fazla miktarda estrojen salgılar. Bu nedenle gelişen diğer foliküllerin estrojen salgılaması durur ve atrofi görülür. Bu duruma folikül atrezisi denir.

Gelişmesini sürdüren folikül gederek daha da gelişlir ve estrojen salgılamaya devam eder. Folikülden salgılanan

Gelişmesini sürdüren folikül gederek daha da gelişlir ve estrojen salgılamaya devam eder. Folikülden salgılanan bu foliküler mayi (estrojen), folikül hücreleri içine dolmaya başlar. Bu sırada folikül etrafında over dokusundan farklanan iki hücre dizisi gelişir. Dış tabakaya theca eksterna, içtekine theca interna denir. Theca internada ovulasyona yakın estrojenin etkisi ile vaskularizasyonda artma gözlenir.

Bu sırada folikül içindeki oosit I büyür ve 1. Meyoz bölünmesini gerçekleştirerekoosit II adını

Bu sırada folikül içindeki oosit I büyür ve 1. Meyoz bölünmesini gerçekleştirerekoosit II adını alır. Geçirgen bir membran olan zona pellusida oosit I’in etrafını çevirir. Böylece gelişmiş olan folikül, Graff folikülü veya veziküler folikül adını alır. Graff folikülü, folikülün ovulasyondan hemen önceki halidir. Graff folikülü oluştuktan sonra over yüzeyine doğru yaklaşır. Ovulasyondan önce çapı 10 -15 mm’ye ulaşır.

Ovulasyon: Graff folikülü içinde giderek artan foliküler mainin iç basıncı ve theca internadaki damarların

Ovulasyon: Graff folikülü içinde giderek artan foliküler mainin iç basıncı ve theca internadaki damarların dış basıncı ile en ince yerinden çatlar ve oosit II beraberinde folikül hücreleri ve foliküler mai ile beraber overlerden atılır. Bu olaya ovulasyon denir. Ovulasyon siklusun yaklaşık 12 -14. günlerine rastlar. Bu sırada estrojen kanda en yüksek düzeydedir. Bu nedenle FSH baskılanmış. LH teşvik edilmiş durumdadır.

Ovulasyonla atılan oosit II, birinci meyoz bölünmeyi geçirmiş, 23 kromozomlu dişi cins hücresidir.

Ovulasyonla atılan oosit II, birinci meyoz bölünmeyi geçirmiş, 23 kromozomlu dişi cins hücresidir.

Luteal Faz: Ovulasyondan sonra ilk 3 günde geride kalan folikül içine kolesterol yığılır ve

Luteal Faz: Ovulasyondan sonra ilk 3 günde geride kalan folikül içine kolesterol yığılır ve sarı bir renk alır. Bu nedenle bu oluşuma sarı cisim veya korpus luteum denir. Ovulasyondan sonra korpus luteumdan daha çok progesteron daha az estrojen salınır. Progesteron hormonu bu nedenle –sadece ovulasyon olduğu durumlarda kanda mevcuttur.

Korpus luteumun en olgun zamanı ovulasyondan bir hafta sonraya rastlar. Bu zaman fertilize ovumun

Korpus luteumun en olgun zamanı ovulasyondan bir hafta sonraya rastlar. Bu zaman fertilize ovumun implantasyon (yerleşme) günüdür. Eğer fertilizasyon olmamış ise korpus luteum, menstruasyondan bir hafta önce gerilemeye başlar. Estrojen ve progesteron hormonlarının düzeyi düşer. Bu gerileme fazının sonunda korpus luteum beyaz bir renk alır. Bu oluşuma korpus albikans denir. Hormon salgılanması kesildikten bir hafta sonra menstruasyon başlar.

Ovum fertilize olmuşsa korpus luteumun ömrü uzar. Korpus luteum gebeliğin ilk üç ayında büyümeye

Ovum fertilize olmuşsa korpus luteumun ömrü uzar. Korpus luteum gebeliğin ilk üç ayında büyümeye devam ederek endometriumun devamı için gerekli olan estrojen ve progesteron hormonlarını salgılamaya devam eder. Sonra korpus luteumun görevini plasenta yüklenir.

Luteal faz ovulasyondan sonra 13 -15 gün devam eder. 12 günden daha kısa olan

Luteal faz ovulasyondan sonra 13 -15 gün devam eder. 12 günden daha kısa olan luteal faz anormal kabul edilir. Progesteronun son ürünü olan pregnendiolanın idrarda bulunması, ovulasyonun olduğunu gösterir.

Endometrial Siklus İkinci bir siklus, ovarial sikjlus tarafından etkilenerek fertilize ovumun implantasyonu için hazırlanan

Endometrial Siklus İkinci bir siklus, ovarial sikjlus tarafından etkilenerek fertilize ovumun implantasyonu için hazırlanan endometriumda görülür.

Endometriumun üç tabakası vardır. * Zona bazalis * Zona spongiosa * Zona kompakta

Endometriumun üç tabakası vardır. * Zona bazalis * Zona spongiosa * Zona kompakta

Zona bazalis; myometriuma yakın olan tabakadır. Hormonal değişimlere çok az cevap verir. Zona spongioza’da

Zona bazalis; myometriuma yakın olan tabakadır. Hormonal değişimlere çok az cevap verir. Zona spongioza’da endometrial glandlar yer alır. Over hormonlarına cevap verirler. Zona kompakta, endometriumun 1/3’ünü yapar ve menstrual siklusun 14 -28. günlerinde şekillenir. Zona kompakta spongiosayla beraber fonksiyonel tabakayı oluşturur. Aylık değişiklikler bu tabakalarda olur ve menstrual kanama ile dökülürler. Basal tabaka ise endometriumun tekrar yapılanmasında rol oynar.

Ovarial siklus gibi endometrial siklusta fazlara bölünmüştür. Bunlar; Proliferatif faz Sekretuvar faz Menstrual fazlardır.

Ovarial siklus gibi endometrial siklusta fazlara bölünmüştür. Bunlar; Proliferatif faz Sekretuvar faz Menstrual fazlardır. Siklusun birinci günü menstrual fazın ilk günüdür.

Proliferatif faz: Menstruasyonu takiben fonksiyonel tabaka, basal tabakadan yeniden yapılanır. Bu yapılanmayı sağlayan estrojendir.

Proliferatif faz: Menstruasyonu takiben fonksiyonel tabaka, basal tabakadan yeniden yapılanır. Bu yapılanmayı sağlayan estrojendir. Diğer bir değişle endometriumun proliferatif fazı, ovarial siklusun foliküler fazının kontrolü altındadır. Estrojen, endometrium epitelinin çoğalarak (proliferasyon) kalınlaşmasına neden olur.

Ovulasyona kadar bu proliferasyon devam eder. Bu sırada zona spongiosadaki glandlar uzar, damarlaşma artar.

Ovulasyona kadar bu proliferasyon devam eder. Bu sırada zona spongiosadaki glandlar uzar, damarlaşma artar. Ovulasyon zamanında endometrium kalınlığı 3 -4 mm’ye ulaşır. Proliferatif faz menstrual fazın başlangıcında itibaren yaklaşık 5. günde başlar ve ovulasyona kadar, yaklaşık 14. güne kadar devam eder.

Sekretuvar Faz: Ovulasyondan itibaren korpus luteumdan salgılanan progesteron hormonunun etkisi ile endometrium kalınlaşmaya devam

Sekretuvar Faz: Ovulasyondan itibaren korpus luteumdan salgılanan progesteron hormonunun etkisi ile endometrium kalınlaşmaya devam eder. Özellikle endometrial glandlar, fertilize ovumun gereksinimini karşılamak için müküs salgılamaya başlarlar. Bundan dolayı bu faza sekretuvar faz denir. Burada önemli nokta menstrual kanama için eşiğin, kandaki estrojen düzeyi olmasıdır. Eğer estrojen yeterli değil ise endometrium yeterli yapılanamayacağı için kanama yani menstruasyon görülmez.

Sekretuvar faz ovarial siklusun luteal dfazının kontrolü altındadır. Ovulasyondan bir hafta sonra endometrium tamamen

Sekretuvar faz ovarial siklusun luteal dfazının kontrolü altındadır. Ovulasyondan bir hafta sonra endometrium tamamen gelişmiştir. Böylece endometrium fertilize ovumun yerleşmesi için hazırdır. Ovulasyondan sonra 24 -48 saat içinde fertilizasyon gerçekleşir. Eğer fertilizasyon olmaz ise korpus luteum geriler, estrojen ve progesteronun kandaki düzeyleri düşer. Endometriumun fonksiyonel tabakası geriler ve iskemi görülür.

Sekretuvar fazın son günü, iskemik faz olarak da isimlendirilir. Endometrium menstruasyona hazırdır. Ovulasyondan sonra

Sekretuvar fazın son günü, iskemik faz olarak da isimlendirilir. Endometrium menstruasyona hazırdır. Ovulasyondan sonra 14 gün süre bu faza aynı zamanda premenstruel faz da denir.

Menstrual Faz: korpus luteum dejenere olduğunda, ürettiği hormonlar da salgılanmaz. Bunun sonucu olarak endometrium

Menstrual Faz: korpus luteum dejenere olduğunda, ürettiği hormonlar da salgılanmaz. Bunun sonucu olarak endometrium tabakasında gerileme başlar ve menstruasyon gerçekleşir. Endometriumdaki spiral arterler menstruasyonun gerçekleşmesinde anahtardır. Bu arterler ovarial hormonlara karşı çok hassastır. Estrojen ve progesteronun kandaki seviyesinin düşmesi ile bu arterlerde spazm görülür, fonksiyonel tabakaya kan akımı azalır ve iskemi ortaya çıkar.

İskemi sonucu hücreler ölür, kan damarlarında nekroz ve kanama görülür. Endometriumun derin tabakalarına kan

İskemi sonucu hücreler ölür, kan damarlarında nekroz ve kanama görülür. Endometriumun derin tabakalarına kan sızar. Bu kanamaının artması, üstte nekroze olan fonksiyonel tabakanın kalkmasına neden olur. uterin kaviteye dökülen doku ve kan, uterus kontraksiyonlarını başlatır. Böylece fertilize ovum için hazırlanmış bu yatak, vajinal yoldan atılır. Diğer bir değişle menstruasyon gerçekleşir. Bu kanama sonunda tüm fonksiyonel tabaka dökülür. Sadece düz arteriollerin beslediği bazal tabaka kalır.

Normal bir menstruasyon 2*7 gün sürer, kaybedilen kan miktarı 30 -100 cc arasında değişir.

Normal bir menstruasyon 2*7 gün sürer, kaybedilen kan miktarı 30 -100 cc arasında değişir. Menstrual sıvının %50 -60’ı kan, diğer kısmı endometriumun epitel hücreleri ile gland salgısıdır. Normal bir menstrual siklus 28 günde bir gerçekleşir. Ancak 22 -30 gün arasındaki sikluslar normal kabul edilir.

Menstrual kan pıhtılaşmaz. Nedeni, endometriumda meydana gelen harabiyet sonucu serbest hale gelen proteolitik enzimlerin,

Menstrual kan pıhtılaşmaz. Nedeni, endometriumda meydana gelen harabiyet sonucu serbest hale gelen proteolitik enzimlerin, fibrinojeni harab ederek fibrin teşekkülüne dolayısıyla pıhtılaşmaya engel olmalarıdır. Menstrual fazda premenstrual gerilim, ödem ve dismenore (Ağrılı adet görme) belirtileri görülebilir.

KAYNAKLAR TAŞKIN L (2016). Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği. XIII. Basım. Akademisyen Tıp Kitabevi

KAYNAKLAR TAŞKIN L (2016). Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği. XIII. Basım. Akademisyen Tıp Kitabevi Ankara.