Psikopatolojinin Biyolojik Temelleri O Patolojik davrann tanm konusunda
Psikopatolojinin Biyolojik Temelleri
O Patolojik davranışın tanımı konusunda pek çok ölçüte gereksinim var. O Ancak, bu çok sayıdaki ölçütün “patolojikanormal” davranışın açıklanmasında kullanılabilmesi için, daha sistematik olarak ele alınabilmesi ve anlamlı açıklamalar oluşturacak şekilde düzenlenmesi gerekir. O Bu gereksinim de, kavramsal modellerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
O Her modelin kendine özgü terminolojisi/teknik terimleri vardır. . O Ayrıca modeller kendilerini destekleyecek veya değiştirecek çalışmaların/araştırmaların yapılmasına da yardım ederler. O Modeller, anormal davranışın nasıl ortaya çıktığı ve nedenleri hakkında bazı varsayımlar ileri sürerler.
Modeller I- Medikal (Tıbbi) Hastalık Modeli a) Genetik Hastalık Yaklaşımı b) Biyokimyasal ve Nörofizyolojik Yaklaşım II- Çoklu Bakış Açıları a) Psikodinamik Yaklaşım b) Hümanistik- Varoluşçu yaklaşım c) Davranışsal Yaklaşım d) Bilişsel Yaklaşım e) Sosyokültürel Yaklaşım
Medikal Model O Psikopatolojinin en bilinen modeli O Fiziki tıptan uygulanmış O Bu modelde organik patoloji ile fiziki semptomlar arasındaki etiyolojik ilişki söz konusudur O Bu modele göre, anormal davranışlar hastalıklar gibidir O Belirli nedenleri vardır ve bu anormal davranışlara özgü belirli semptom grupları söz konusudur
O Tıbbi hastalıklar üç ana grup altında toplanabilir 1) Enfeksiyon: Virüs veya mikrop grubunun ortaya çıkardığı bozukluklardır (Tifo, Tifüs, kızamık. . . ) 2) Sistematik Bozukluklar: Nedeni organik veya fonksiyonel olsa da bir organ sisteminin normal çalışamaması sonucu ortaya çıkan hastalıklardır (Şeker hastalığı. . . ) 3) Travma: Dış etkenlerle (kaza, zehirlenme vb. ) ortaya çıkan hastalıklardır (Kafa travması, zehirlenme. . . )
Genetik Hastalık Yaklaşımı O İnsanın biyolojik ve psikolojik yapısının belirleyicisi olarak kalıtım önemli sayılır O Aşırı uçtaki görüş: Anormal davranışın birincil ve en önemli belirleyicisi kalıtımdır. Çevresel koşulların çok az veya suni etkisi vardır. O Ilımlı Görüş: Kalıtım, bireyin belirli şekilde davranması için öncüller sağlar. Bu öncüllerin (predispositions) öğrenme ve deneyimle değişmesi söz konusudur.
O İnsan hücrelerinin çekirdeğinde kromozom adı verilen ipliksi yapılar yer almaktadır O Ana-babadan kalıtımla alınan tüm özellikler, dişi ve erkek hücrenin birleşme anından itibaren bu kromozomların üzerinde kodlu O Bu bilgiler bireyin göz rengi, vücut yapısı, boyunun uzunluğu, saçlarının cinsi vb. fizik özelliklerini belirlemekte O Bu bilgilerin taşındığı bireysel birimlere gen adı verilir O Tek bir kromozom üzerinde 2000’den fazla gen olduğu biliniyor
AB AA A 0 AB A 0 B 0
O Psikolojinin pek çok alanında olduğu gibi, anormal davranışlar konusunda da kalıtım-çevre ikilemi henüz çözümlenememiştir O 40 yıl kadar önce genetikle davranış bozukluğu Down Sendromu, çocuğun vücudundaki hücrelerin 46 arasındaki ilişkilerin yerine fazladan bir saptanmasında büyük kromozoma, yani 47 adımlar atılmış r. sıdı olma p sahi a kromozom O Ancak halen daha doğrudan Down Sendromu bir hastalık genetiğe bağlı olarak ortaya değil genetik bir farklılıktır. çıktığı belirlenmiş olan anormalliklerin sayısı çok az O Örneğin Down sendromu. . . .
Genetik Modelin Araştırma Yöntemleri O Her birey kendine özgü bir O O genotiple doğar. Genotip, ebeveynlerden gelen ve biyolojik kalıtımı yansıtan oldukça bireysel gen kombinasyonlarına denir. Genotip bir canlının genetik kodlarının tamamıdır. Fenotip, ise canlının genotip ve çevre etkileşimi sonucunda ortaya çıkan görüntüsü ve özellikleridir. Davranış genetikçileri psikolojik bozuklukların ne denli genetik, ne denli çevre etkisiyle ortaya çıktığını araştırmaktadırlar.
O Genetik modeli benimseyen araştırmacıların kullandıkları başlıca 3 yöntem var Aile Çalışmaları İkiz Çalışmaları Evlat Edinme Çalışmaları
Aile Çalışmaları O Temelinde, farklı tip aile bağlarının farklı derecelerde genetik benzerlik içermesi gerektiği varsayımı yatar O Çocuklar genlerinin yarısını anadan, diğer yarısını babadan alırlar O Böylece, ana-baba ve çocuk ancak %50 aynıdır O İki kardeşin de genlerinin ancak %50’si aynıdır O Bir adım uzaklaşıldığında teyze, hala, amca, dayı ile yeğenlerinin ortak genleri %25’e düşer
O Genetik araştırmacı bu oranı göz önünde tutarak, tanı almış bir vakayı indeks vaka veya propand vaka olarak ele alır O Daha sonra aile bireylerindeks vaka ile aynı tanıyı alacak olan bireylerin yüzdesini saptamak amacıyla ailedeki her bireyi inceler O Pek çok aile bu şekilde tarandıktan sonra her ilişki türü için index vakalarla aynı tanıyı almış birey yüzdelerinin ortalaması saptanır
İkiz Çalışmaları O Ruh hastalıklarının ortaya çıkmasında “genler mi, çevre mi daha önemlidir” tartışmasında kullanılan bir yöntem O Temel olarak yapılan şey, tek yumurta (monozygotic) ve çift yumurta (dizygotic) ikizlerini karşılaştırmak O Tek yumurta ikizleri. . (aynı genotipe sahip) O Çift yumurta ikizleri. . .
O Tek yumurta ikizlerinin aynı ortamda büyütülme şansı çift yumurta ikizleri ile aynı olsa da , tek yumurta ikizleri iki kat daha fazla ortak gene sahipler Araştırma deseni: O Birinci grupta tek yumurta ikizlerinden seçilmiş indeks vakalar, ikinci grupta çift yumurta ikizlerinden seçilmiş indeks vakalar O Daha sonra her indeks vakanın eşi olan ikiz incelenir ve indeks vaka ile ne kadar uygunluk gösterdiğine bakılır O Eğer, tek yumurta ikiz eşlerindeki uygunluk, çift yumurta ikiz eşlerininkinden fazlaysa, bozukluğun genetik geçişli olduğu söylenir. . .
Evlat Edinme Çalışmaları Genetik etkiyi çevrenin etkisinden ayırmak amacıyla kullanılmakta O O Bilindiği gibi akrabalar çoğunlukla aynı çevreyi paylaşırlar, aynı çatı altında yaşar, aynı hayvanı severler. . . O Böylece ortaya çıkan psikolojik bozukluğun sadece genetik kaynaklı olduğuna dair şüpheye düşülür, çünkü çevre aynıdır O Ancak, evlat edinme yöntemi ile çevresel bağlar koparıldığında eğer söz konusu hastalık aynen görülüyorsa, o zaman genetik geçişli olduğu söylenebilir
O Evlat edinme çalışmaları anne-çocuk ve ikiz çiftleri üzerinde yapılmış O Ancak evlat edinilmiş ikiz çalışmaları çok az. . O Anne-çocuk evlat edinme çalışmalarının uygulaması daha kolay çünkü annenin özellikle ağır ruhsal bozukluğu olduğunda çocuğun evlatlık verilmesi daha olası
Minnesota İkiz Çalışmaları
Minnesota ikiz çalışmaları sonucunda Özetle, O Davranışta gözlenen değişkenliğin önemli bir bölümü genetik faktörlerden kaynaklanmaktadır. Benzer psikolojik özelliklerin gelişmesinde, aynı çevrede yetişmenin etkisi çok azdır. O Ayrı yetişen tek yumurta ikizlerinde en yüksek korelasyon gösteren psikolojik özellik ZB. ZB’nün kalıtımsallık faktörü yaklaşık. 70
O Kişilik ile ilgili özellikler, sosyal tutumlar ve ilgiler gibi psikolojik özellikler de kalıtımsal geçiş ile oldukça yüksek korelasyon gösteriyor.
O Ayrıca, alkol ve ilaç kullanımı ile antisosyal davranışın kalıtımsal geçişi de incelenmiş O hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ilaç kullanımı ve antisosyal davranışın genetik geçişini düşündüren boyutu saptanırken, alkol kötüye kullanımı için aynı ilişki saptanamamış O Özetle, ayrı yetişen eş yumurta ikizlerinin arasındaki benzerlik, aynı çevrede yetişen eş yumurta ikizleri ile hemen aynı
- Slides: 23