PROGRAM GELTRMENN TEMELLER 1 Felsefi temeller 2 Toplumsal

  • Slides: 72
Download presentation
PROGRAM GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ; 1. Felsefi temeller 2. Toplumsal Temeller 3. Psikolojik Temeller Doç. Dr.

PROGRAM GELİŞTİRMENİN TEMELLERİ; 1. Felsefi temeller 2. Toplumsal Temeller 3. Psikolojik Temeller Doç. Dr. Mehmet Erdoğan

FELSEFI TEMELLER DOÇ. DR. MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

FELSEFI TEMELLER DOÇ. DR. MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

Felsefe sözcüğünün kaynağı nedir? Özel bir bilgi türü olarak felsefe, Yunanca “bilgelik” ya da

Felsefe sözcüğünün kaynağı nedir? Özel bir bilgi türü olarak felsefe, Yunanca “bilgelik” ya da genel olarak “bilgi” anlamına gelen sophia ve “sevgi” anlamına gelen philia sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Bu çerçevede felsefe (philosophia), bilgi ve bilgelik sevgisi, anlamına gelmektedir. Filozof (philosophos)da bilgeliği seven, bilgiyi arayan, ve ona ulaşmak isteyen kişidir.

 Felsefi düşünce ile insan zihni “Niçin” sorusuna odaklanmakta, Varlığı, bilgiyi ve değeri anlamaya

Felsefi düşünce ile insan zihni “Niçin” sorusuna odaklanmakta, Varlığı, bilgiyi ve değeri anlamaya ve temellendirmeye çalışmaktadır.

Bilgi Türleri Bilginin kaynağı bakımından felsefi bilgi diğer bilgi türlerinden ayrılmaktadır. Gündelik Dini bilgi

Bilgi Türleri Bilginin kaynağı bakımından felsefi bilgi diğer bilgi türlerinden ayrılmaktadır. Gündelik Dini bilgi Teknik bilgi Sanat bilgisi Bilimsel Bilgi

Felsefe Bilgisi… İnsan yaşamının ve içinde yaşadığı evrenin anlamının ne olduğu sorularının ortaya çıkardığı

Felsefe Bilgisi… İnsan yaşamının ve içinde yaşadığı evrenin anlamının ne olduğu sorularının ortaya çıkardığı problemlerdir. Varlık – bilgi – değer ile ilgili sorulara yanıt arar

Felsefenin Alanları Felsefenin temelinde soru sorabilme yeteneği vardır. Ele alınan konular ve problemler, sorulan

Felsefenin Alanları Felsefenin temelinde soru sorabilme yeteneği vardır. Ele alınan konular ve problemler, sorulan sorulara bağlıdır Felsefenin dallarından bazıları çağlara, toplumlara ve tarihsel koşullara göre değişebilmektedir

Felsefenin Alanları Varlık Felsefesi (Ontoloji): Varlık felsefesi, varlığı bir bütün olarak ve varlık olmak

Felsefenin Alanları Varlık Felsefesi (Ontoloji): Varlık felsefesi, varlığı bir bütün olarak ve varlık olmak bakımından ele alır. Var olmanın ne anlama geldiğini ve varlığın ilk nedenlerini araştırır. Aristoteles tarafından ortaya konulmuştur Varlık evrende var olan her şeyin ortak adıdır. Varlık nedir? Varlık var mıdır? Sorularını sorar

Bilgi Felsefesi (Epistemoloji): Bilgi felsefesi, bilgi konusunu genel olarak ele alır; Doğru bilginin olanaklı

Bilgi Felsefesi (Epistemoloji): Bilgi felsefesi, bilgi konusunu genel olarak ele alır; Doğru bilginin olanaklı olup olmadığını, bilginin kaynağının ne olduğu konularını araştırır İlk soru “bilginin mümkün olup olmadığıdır” Acaba zihindeki bilgiler nasıl meydana gelmiştir? Bilginin meydana gelmesine rol oynayan etmenler nelerdir? Akıl mı? Deney mi? Yoksa başka faktörler mi?

Ahlâk Felsefesi (Aksiyoloji): İnsanın yaşamıyla ilgili temel değerleri ele alır. İnsanın yaşamında uyması gereken

Ahlâk Felsefesi (Aksiyoloji): İnsanın yaşamıyla ilgili temel değerleri ele alır. İnsanın yaşamında uyması gereken ilkeler ve erdemlerin neler olduğunu araştırır. İnsan davranışını, olmasını gereken ve ideal olana göre değerlendirmektir. İyi – kötünü ne olduğunu ve Ahlakın ne anlama geldiğini Hangi eylemler ahlakidir?

BİLİM FELSEFE Bilim adamları arasında bilimsel araştırma ve yöntemler açısından standart oluşmuştur Bilimin önermeleri

BİLİM FELSEFE Bilim adamları arasında bilimsel araştırma ve yöntemler açısından standart oluşmuştur Bilimin önermeleri doğrulanabilir Bilimde pratik yarar söz konusudur Bilim varlığı tanımaya çalışırken onu parçalamakta ve varlığa belli bir açıdan bakmaktadır Filozoflar arasında araştırma ve yöntemi açısından herhangi bir standart yoktur Felsefenin önermeleri doğrulanamayabilir Felsefede böyle bir yarar yoktur; felsefe insanın bilme ve anlama merakını gidermektedir Felsefe; bir düşünme eylemidir Felsefe; varlığı parçalamadan onu bir bütün alarak ele alır

Felsefe – Eğitim İlişkisi Eğitim felsefesi normla ilgili ölçütlerin oluşturulması ve amaçların belirlenmesinde yardımcı

Felsefe – Eğitim İlişkisi Eğitim felsefesi normla ilgili ölçütlerin oluşturulması ve amaçların belirlenmesinde yardımcı olur. Eğitimin temel işlevi, insanı geliştirme ve güzelleştirmektir. Felsefenin de işlevi bir anlamda insani gelişim olduğu söylenebilir. Bu durumda eğitimciler bir ölçüde felsefenin ortaya koyduğu görüşleri insanlara uygulama sorunuyla ilgilenirler. Filozof, insanın özüne ilişkin teorik sorunlarla uğraşırken, eğitimci bu teoriyi gündelik yaşamla ilişkilendirir.

İdealizm (Platon) Gerçekliği tinsel sayan ve dış dünyayı düşüncenin yansıması olarak gören bir akımdır.

İdealizm (Platon) Gerçekliği tinsel sayan ve dış dünyayı düşüncenin yansıması olarak gören bir akımdır. Gerçekliğin mükemmel bir düzeni vardır ve değiştirilemez; mutlak olan, gerçek olan hep aynı kalır. İnsanın temel görevi, aklını kullanarak bu idealara ulaşmaktır. İnsan ancak bu şekilde kendini gerçekleştirebilir. İdealar, aynı zamanda mükemmel bir düzen içerisinde bulunan evreni yaratan Tanrı’yı da simgelemektedir.

 İdealist eğitimin merkezinde konular, dersler, evrensel doğrular ve öğretmen bulunmaktadır. Bu nedenle idealistler

İdealist eğitimin merkezinde konular, dersler, evrensel doğrular ve öğretmen bulunmaktadır. Bu nedenle idealistler konu alanı- bilgi merkezli eğitim programı geliştirme yaklaşımını benimsemişlerdir.

Realizm Gerçek dünyanın algı veya anlağımızdan (bizim dışımızda) bağımsız olarak var olduğuna öğretisidir. Nesnel

Realizm Gerçek dünyanın algı veya anlağımızdan (bizim dışımızda) bağımsız olarak var olduğuna öğretisidir. Nesnel gerçekliğin değişmez ve mutlak olduğu kabul edilince, insanın yapacağı mutlak doğruya ulaşması ve bunun için aklını kullanmasıdır. Realistlere göre eğitimin amacı, toplumun kültürel birikimini genç nesillere aktarmak, aklı kullanma yolunu geliştirmek ve bu sayede insanları mutlak doğruya ulaştırmak ve mutlu etmektir. Realist eğitimin temelinde konu alanı ve öğretmen vardır. Değişiklikler daha çok öğretim yöntemleri üzerinde gerçekleştirilir.

Pragmatizm – J. Dewey Doğruluğu ve gerçekliği yalnızca eylemlerin sonucuna göre değerlendiren ve yararı

Pragmatizm – J. Dewey Doğruluğu ve gerçekliği yalnızca eylemlerin sonucuna göre değerlendiren ve yararı öne çıkaran akımdır. Başka bir deyişle, doğruluk ve gerçeklik insan eylemlerinin sonuçları, başarıları ve yararlılıkları ile değerlendirilmektedir. Pragmatizme göre bütün bilgiler ve kuramlar insan yaşamını kolaylaştırmak içindir. Şu halde bir kuram ya da düşünce işe yararlılığıyla ölçülmektedir. Pragmatistlere göre, bilimde, felsefede ve teknolojide hiçbir tanım ya da formül kesin, nihai ve değişmez değildir. Kuramdan çok uygulamayı öne çıkaran pragmatistler, değişme kavramıyla birlikte öğrenciyi

Varoluşçuluk - Nietsche & Kierkegaard Çıkış noktası olarak insanın varoluş sorunları gösterilebilir. Bireye aşırı

Varoluşçuluk - Nietsche & Kierkegaard Çıkış noktası olarak insanın varoluş sorunları gösterilebilir. Bireye aşırı vurgu yaparlar Din, politika ve yaşama bakışlarında değişik görüşlere açık (eklektik) bir anlayış sergilerler. Varoluşçulara göre bilgi kesin ve objektif değildir. Bilgi insanın kendi yaşantısı ve tasarımlarının bir sonucudur. Eğitim insanın yaşantısını oluşturan tüm deneyimleri olduğu gibi yansıtmalıdır. Öğretme-öğrenme süreci sübjektif eylemeler ve beklentiler çerçevesinde örgütlenmelidir. Bu durumda eğitimin hedefi, insanın kendi varoluşunu gerçekleştirmesine yardım etmelidir.

Eğitim Akımları Daimicilik (Perennilasim) Esasicilik (Essentialism) İlerlemecilik (Progressivism) Yeniden Kurmacılık (Reconstructionism)

Eğitim Akımları Daimicilik (Perennilasim) Esasicilik (Essentialism) İlerlemecilik (Progressivism) Yeniden Kurmacılık (Reconstructionism)

Daimicilik Daimicilik, idealist felsefeye dayanır. En tutucu eğitim felsefesidir. Daimiciliğe göre insan doğası, ahlâki

Daimicilik Daimicilik, idealist felsefeye dayanır. En tutucu eğitim felsefesidir. Daimiciliğe göre insan doğası, ahlâki ilkele gerçeklik ve doğrular hiç değişmeyen evrensel olgulardır. Doğru bilgini kaynağı akıldır. İnsan, aklı sayesinde gerçekliğin bilgisine ulaşabilir. Eğitimin amacı da zaten insanın aklını etkinleştirmektir. Çünkü, insan Tanrı’dan akıl taşır. Bu durumda bir eğitim programı, Tanrı, insan ve evren arasındaki ilişkileri ele almalıdır.

Esasicilik Esasiciliğin kökeni realizme dayanır. Daimiciler kadar olmasa da tutucu bir özelliğe sahiptirler. Daimicilerin

Esasicilik Esasiciliğin kökeni realizme dayanır. Daimiciler kadar olmasa da tutucu bir özelliğe sahiptirler. Daimicilerin savunduğu ideal dünya yerine, gerçek dünyayı referans alırlar. Esasicilerde de akıl, merkezi bir kavramdır. Başlangıçta boş bir levhaya benzeyen zihin, rasyonel bir çabanın sonucunda (deney ve gözlem) bilgiyle donatılır. Öğretmeni merkeze alan bu anlayış, öğrenciyi ezberci ve pasif dinleyici durumuna düşürmektedir. Dersler, kültürel mirasın aktarılma aracıdır ve ana vurgu, aklın disipline edilmesi üzerinde toplanmıştır. Burada okulun işlevi, gelenekselin sürdürülmesiyle sınırlıdır. Toplumsal düzenleme ve reformlara kapalıdır.

İlerlemecilik İlerlemeciliğin temeli pragmatizme dayanır. Esasiciliğe bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel eğitimin baskıcı

İlerlemecilik İlerlemeciliğin temeli pragmatizme dayanır. Esasiciliğe bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel eğitimin baskıcı ve tutucu niteliğine karşı daha radikal ve daha özgürlükçü bir söylem kullanmıştır. Pragmatizmin “gerçeğin özü değişmedir” görüşü ilerlemeciliğin temel çıkış noktası olmuştur. Buna göre, doğadaki gelişme ve farklılaşma eğitimin betimleyici bir normu olarak kabul edilmiştir. Şüphesiz, gelişen yaşamla iç içe olan eğitim, doğal olarak ilerlemeci olacaktır. İlerlemeci eğitim sisteminin merkezinde kendi yaşantıları aracılığıyla gelişen ve öğrenmeyi öğrenen öğrenciler vardır. Eğitim programlarında ise değişmenin doğasını kavrayan, demokratik tutum geliştiren davranışlar hedeflenmiştir.

Yeniden Kurmacılık Yeniden kurmacılık pragmatik felsefeyi referans almıştır. Bunalım felsefesi olarak adlandırılabilir. Bu akıma

Yeniden Kurmacılık Yeniden kurmacılık pragmatik felsefeyi referans almıştır. Bunalım felsefesi olarak adlandırılabilir. Bu akıma göre insanlık bir yol ayrımına gelmiştir; ya yok olacak ya da yeni bir uygarlık inşa edecektir. Yeniden kurmacılığın merkezi kavramı değişmedir. Eğitimin görevi, toplumu sürekli olarak yeniden şekillendirmek ve kurmaktır. Aynı şekilde eğitimin amacı, dünya uygarlığı fikrini canlı tutmaktır. Yeniden kurmacılık, öğrenci-merkezli eğitimi yanlış bulmuş ve toplum merkezli bir eğitim modeli önermiştir.

TOPLUMSAL TEMELLER DOÇ. DR. MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

TOPLUMSAL TEMELLER DOÇ. DR. MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

Eğitim; toplumsal çevrenin insan üzerinde meydana getirdiği etkilerdir (E. Durkheim) Bireyin içinde yaşadığı çevreye

Eğitim; toplumsal çevrenin insan üzerinde meydana getirdiği etkilerdir (E. Durkheim) Bireyin içinde yaşadığı çevreye uyarlanması, Sosyo-kültürel değerlerin aşılanması Bireyin toplumun değişim koşullarına ayak uydurması. . . vb Eğitim kapsamında gerçekleştirilir.

EĞİTİM Bireyin yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve diğer olumlu davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamı

EĞİTİM Bireyin yaşadığı toplumda yeteneğini, tutumlarını ve diğer olumlu davranış biçimlerini geliştirdiği süreçler toplamı SOSYOLOJİ Toplum Bilim; toplumsal olay ve olguları sistematik olarak bilimsel yöntemlerle inceleyen bir bilim dalı.

Eğitimin Toplumsal İşlevi Siyasal: Her ülke kendi siyasal yapısına uygun ve o siyasal yapıyı

Eğitimin Toplumsal İşlevi Siyasal: Her ülke kendi siyasal yapısına uygun ve o siyasal yapıyı koruyan ve geliştiren yurttaşlar yetiştirmektedir Kültürel: Her ülke kendi insanına toplumunun kültürünü aktarmakta ve geliştirmektedir. Eğitim Ekonomik: Her ülke kendi ekonomisinin, sanayisinin ihtiyaç duymuş olduğu insan gücünü ve beyin gücünü yetiştirmektedir Toplumsal: Her ülke insanlarını içinde yaşamış olduğu topluma uyum sağlamasını ve onunla iletişim kurmasını amaçlamaktadır.

AİLE SİYASET DİN EĞİTİM SERBEST ZAMAN EKONOMİ NÜFUS

AİLE SİYASET DİN EĞİTİM SERBEST ZAMAN EKONOMİ NÜFUS

Din – Eğitim İlk örgün eğitim dinsel kurumlar tarafından verilmiştir Sümer, Eti ve Elam

Din – Eğitim İlk örgün eğitim dinsel kurumlar tarafından verilmiştir Sümer, Eti ve Elam gibi devletlerde tapınaklar eğitim kurumu olarak kullanılmıştır Hıristiyanlık ve İslamiyetin kabulu ile okullar kilise ve camilerin yanına kurulmuştur. Din ve devlet işlerinin iç içe olduğu Osmanlıda, eğitim kurumları dinin egemenliği altında idi. Eğitimin, dinden köklü olarak ayrılması 3 Mart 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat ile gerçekleşti. Günümüzde, Din Eğitimi, örgün eğitimde yer alır. Temel Eğitim (DİKAB yolu ile), İmam hatip liseleri, İlahiyat Fakülteleri din eğitimi veren kurumlardır.

Aile - Eğitim Aile, bir eğitim kurumudur. Çocuk ilk toplumsal davranışları, aile üyeleri ile

Aile - Eğitim Aile, bir eğitim kurumudur. Çocuk ilk toplumsal davranışları, aile üyeleri ile etkileşim kurarak, onları taklit ederek öğrenir. İlkel ve tarım toplumlarında ise aile yegane eğitim ortamıdır. Sanayi toplumlarında ise eğitim kurumları bu görevi üstlenmiştir. EĞİTİM İlkel ve tarım toplumları Sanayi toplumları AİLE OKUL

Ekonomi - Eğitim İlkel Toplumlar * Ekonomi; avcı ve toplayıcı niteliktedir, ve beden gücüne

Ekonomi - Eğitim İlkel Toplumlar * Ekonomi; avcı ve toplayıcı niteliktedir, ve beden gücüne dayanır * Temel beceriler aile kurumu içinde kazandırılır. Tarım Toplumları * Beden gücünün yerini hayvan gücü alır * Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, Tarım teknolojileri kullanılmaya başlanmış Sanayi Toplumları * Örgün eğitim kurumlarına talep artmıştır * Tarım işçisinin yerini fabrika işçisi almış * Karmaşıklaşan sanayi toplumu yapısı ile uzmanlık gereksinimi artmış ve üniversiteler kurulmuştur Sanayi Sonrası Toplumları * İnsan gücü yerine makineler almış * Teknolojiyi takip edebilecek beyin gücü * Yürksek öğretim önemi artmış

Toplum Tipi Eğitim kurumlarının gelişmesi ve değişmesi Eğitim şekli İnsan gücü niteliği

Toplum Tipi Eğitim kurumlarının gelişmesi ve değişmesi Eğitim şekli İnsan gücü niteliği

Siyaset - Eğitim devletin bir işlevidir. Eğitim-Siyaset ilişkisi Eğitimin, mevcut siyasel düzene sadık, bağlı

Siyaset - Eğitim devletin bir işlevidir. Eğitim-Siyaset ilişkisi Eğitimin, mevcut siyasel düzene sadık, bağlı vatandaşlar yetiştirmesi Her toplumda devlet yönetimi üstlenen siyasal kurumlar, eğitim aracılığıyla toplumdaki bireylere kendi siyasal ideolojilerini benimseterek mevcut düzeni koruyan ve milli bütünleşmeye katkıda bulunan vatandaşlar yetiştirmeye amaçlar Eğitimin siyasi önderler yetiştirmesi

Nüfus - Eğitim Nüfus, demografiyi araştırır; yaş, cinsiyet, ekonomik çalışma alanları, bölgelere göre dağılım

Nüfus - Eğitim Nüfus, demografiyi araştırır; yaş, cinsiyet, ekonomik çalışma alanları, bölgelere göre dağılım Toplumsal yapının belirli özelliklerine bağlıdır Toplumda nüfusun artması veya azalması Toplumdaki işgücünün sayısını Üretim-tüketim miktarını Ulusal gelirdeki artışı Gelirin bireylere dağılımını etkiler Eğitim-nüfus ilişkisi; Eğitim düzeyi yüksedikçe, birey sağlıklı kalma yollarını araştırır ve ölüm oranı düşer. Eğitim düzeyi yükseldikçe, ailenin çocuk sayısı azalır Eğitim düzeyi düşük toplumlarda bebek ölümü oranı yüksektir

Eğitim Kurumlarının İşlevleri 1. Toplumsallaştırma: Bireyin toplumun bir üyesi durumuna gelmesine verilen ad. Okul

Eğitim Kurumlarının İşlevleri 1. Toplumsallaştırma: Bireyin toplumun bir üyesi durumuna gelmesine verilen ad. Okul ortamındaki toplumsal ilişkiler çocuğu toplumsallaştırır. 2. Kültürel Mirasın Aktarılması: Okullar, kültürel özellikler içinden öğrencilerin yaşlarına ve gereksinimlerine uygun olanları seçerek, bunları planlı ve amaçlı bir şekilde öğrencilere kazandırır.

3. Siyasal Düzeni Koruma: Her toplum, kendi siyasi rejimini korumak ister Toplumdaki bireyleri milli

3. Siyasal Düzeni Koruma: Her toplum, kendi siyasi rejimini korumak ister Toplumdaki bireyleri milli ideolojiyi, değerleri ve idealleri kazandırmak onları mevcut siyasal düzene bağlı vatandaşlar olarak yetiştirmek Atatürk ilkelerine bağlı, TC devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen, milletini ve vatanını seven birey yetiştirmek amaçlanır. 4. Seçme ve Yöneltme: Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre eğitilmesi ve yönlendirilmesi

5. Toplumsal Kalkınma: Her düzeyde ve alanda kalkınmanın gerektirdiği nitelikte ve nicelikte insan gücü

5. Toplumsal Kalkınma: Her düzeyde ve alanda kalkınmanın gerektirdiği nitelikte ve nicelikte insan gücü yetiştirilmesi okullar sayasinde gerçekleşir. Bu durum, eğitimin bir yatırım olarak görülmesi ile yakından ilişkilidir. Kalkınmış ülkelerde, okullaşma oranları yüksek ve eğitilmiş insan gücü fazladır.

PSIKOLOJIK TEMELLER DOÇ. DR. MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

PSIKOLOJIK TEMELLER DOÇ. DR. MEHMET ERDOĞAN AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ

Psikoloji “insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim dalı”dır (Morris, 2002). Psikoloji üç alanda bireylere

Psikoloji “insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bilim dalı”dır (Morris, 2002). Psikoloji üç alanda bireylere fayda sağlamaktadır. İnsanın kendini daha iyi tanıması, davranışlarının nedenlerini anlaması fırsatı sunmak Diğer bireyleri, hayvanları daha iyi anlamayı ve onlarla empati kurmayı sağlamak Anne babadan başlayarak çevredeki insanları, çevredeki grupları, toplumu daha iyi anlayarak çevreyle uyum kurmayı sağlamak Uyum ise psikolojik dengenin temelini oluşturmaktadır.

Eğitim Psikolojisi Psikolojinin eğitim ile kesiştiği nokta eğitim psikolojisinin konu alanını oluşturmaktadır. Uygulamalı psikolojinin

Eğitim Psikolojisi Psikolojinin eğitim ile kesiştiği nokta eğitim psikolojisinin konu alanını oluşturmaktadır. Uygulamalı psikolojinin alt dallarından eğitim psikolojisi genel olarak gelişim psikolojisi ve öğrenme psikolojisini kapsamaktadır. Bunun yanı sıra eğitim psikolojisinden özürlü ve üstün zekâlı çocukların eğitimlerinde, sivil savunma birimleri ve ordu için, güvenlik, arama, kurtarma amaçlı, ayrıca sirkler için gösteri amaçlı olarak köpek fil, aslan, papağan ve atların eğitilmesinde de yararlanılmaktadır.

Gelişim Psikolojisi Gelişim psikolojisinin kapsamında döllenmeden başlayarak ölüme kadar geçen süreç içerisindeki fiziksel, zihinsel,

Gelişim Psikolojisi Gelişim psikolojisinin kapsamında döllenmeden başlayarak ölüme kadar geçen süreç içerisindeki fiziksel, zihinsel, ahlaki vb. her türlü gelişim alanındaki değişiklikler incelenmektedir. Gelişim psikolojisi, biyolojik, psikolojik ve davranışsal yeteneklerin basitten karmaşık sistemlere doğru değişiminin incelenmesi olarak da tanımlanmaktadır (Woolfolk, 1998, 12). Fiziksel gelişim, devinişsel gelişim, dil gelişimi, zihinsel gelişim, psiko-sosyal gelişim. . . vb

Temel Kavramlar BÜYÜME Genel olarak tüm vücudun, iç ve dış organların kilo, hacim, boy,

Temel Kavramlar BÜYÜME Genel olarak tüm vücudun, iç ve dış organların kilo, hacim, boy, genişlik açısından sayısal artışıdır. Büyüme vücudun değişik organlarında değişik hızlarda gerçekleşmektedir. Örn: Çocuğun kilosunun artması, boyunun -parmaklarının uzaması, kapladığı hacmin artması. . . vb. Büyümenin en hızlı olduğu dönem anne karnındaki 38 haftalık dönemdir. İlk iki yaş, büyümenin anne karnından sonraki en hızlı olduğu dönemdir.

OLGUNLAŞMA Vücut organlarının kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilecek düzeye gelmesi için, öğrenme yaşantılarından bağımsız

OLGUNLAŞMA Vücut organlarının kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilecek düzeye gelmesi için, öğrenme yaşantılarından bağımsız olarak, kalıtımın etkisiyle geçirdiği biyolojik bir değişmedir (Senemoğlu, 2005) Büyüme olmadan olgunlaşma olmaz. Örn; bir çocuğun yürüyebilmesi için bacaklarının belli bir olgunluğa ulaşması gerekmektedir. Yürüme, koşma, atlama. . . vb olgunlaşma ürünü davranışlardır.

ÖĞRENME Bireyin çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış

ÖĞRENME Bireyin çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış değişimleridir (Senemoğlu, 2005, 13; Fidan, 1986, 13). Büyüme ve olgunlaşma sonrasındda yapılan davranışlar öğrenilmiş davranışlar değildir. Öğrenme bir yaşantı sonrasında elde edilen davranış değişiklikleridir. Örn: vatan sevgisi, araba sürmeyi öğrenme, çevre sorunlarının etkilerini bilme. . . vb.

HAZIRBULUNUŞLUK Büyüme ve olgunlaşmayı içine alan bir kavramdır. Yeni bir öğrenme durumu için her

HAZIRBULUNUŞLUK Büyüme ve olgunlaşmayı içine alan bir kavramdır. Yeni bir öğrenme durumu için her türlü gelişim alanının hazır hale gelmesini ifade etmektedir. Hazırbulunuşluk seviyesinde henüz yeni öğrenme gerçekleşmemiştir. Hazırbulunuşluk seviyesi eşik düzeyini ifade eder. Örn: bir çocuğa okuma-yazma öğretebilmek için çocuğun dil gelişimi açısından konuşmayı öğrenmiş olması, okuma-yazmaya güdülenmiş olması. . . vb gerekir.

DAVRANIŞ Organizmanın her türlü hareketine davranış adı verilmektedir. Organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen, açık

DAVRANIŞ Organizmanın her türlü hareketine davranış adı verilmektedir. Organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen, açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür. Örneğin konuşma, yazma, düşünme, kalbin çalışması vb. (Senemoğlu, 2005, 91).

DAVRANIŞ Doğuştan Gelen Davranışlar; Kalıtımla birlikte getirilen, ve belirli bir türün fertlerinde aynı olarak

DAVRANIŞ Doğuştan Gelen Davranışlar; Kalıtımla birlikte getirilen, ve belirli bir türün fertlerinde aynı olarak yapılan hareketler Örn: Reflexler ve işgüdüsel davranışlar Geçici Davranışlar; Uykusuzluk, yorgunluk, hastalık, İlaç etkisi ile yapılan istemsiz ve sürekli olmayan hareketler Sonradan Kazanılan Öğrenilmiş Davranışlar; Bireyin kendi yaşantısı ile kazandığı kalıcı izli davranışlar Örn: istendik davranışlar (düzenli okula gitmek) ve istenmedik davranışlar (küfür etmek)

GELİŞİM DÖNEMLERİ Belirli özelliklerin ön plana çıktığı gelişim aşamalarına dönem denilmektedir. En basit dönem

GELİŞİM DÖNEMLERİ Belirli özelliklerin ön plana çıktığı gelişim aşamalarına dönem denilmektedir. En basit dönem sınıflaması yaşa göre yapılandır (Bayraktar, 1991, 182). Örn; Zihinsel gelişimde, Piaget 4 dönem tanımlamıştır Duyusal motor dönem (0 -2 yaş) İşlem öncesi dönem (2 -7 yaş) Somut işlemler dönemi (7 -11 yaş) Soyut işlemler dönemi (11 -18 yaş)

KRİTİK DÖNEM Çocukların bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda belli tür öğrenmelere karşı yüksek duyarlılık

KRİTİK DÖNEM Çocukların bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda belli tür öğrenmelere karşı yüksek duyarlılık gösterdikleri dönemlere kritik gelişim dönemi denmektedir. Bu dönemlerde çocuklar çevrede düzenlenen belli öğrenme yaşantılarını diğer dönemlerden daha hızlı kazanmaktadırlar Örn: dil gelişimi açısından kritik dönem 2 -4 yaşlarıdır. Bu dönemde çocuk yeni öğrenme için hazırbulunuşluluk seviyesindedir.

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI (FREUD) PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI (ERİKSON) GELİŞİM KURAMLARI ZİHİNSEL GELİŞİM KURAMI (PİAGET)

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI (FREUD) PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI (ERİKSON) GELİŞİM KURAMLARI ZİHİNSEL GELİŞİM KURAMI (PİAGET)

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI (FREUD) İlk 6 yaşın kişilik Cinsel gelişiminde Kişiliğin normal gelişimi önemi

PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI (FREUD) İlk 6 yaşın kişilik Cinsel gelişiminde Kişiliğin normal gelişimi önemi büyüktür. için her dönemde bireyin temel geresinmleri doyurulmalıdır. kişilik gelişimini etkiler

Oral Dönem (0 -1/1, 5 Yaş); Anal Dönem - Temel haz kaynağı (1/1, 5

Oral Dönem (0 -1/1, 5 Yaş); Anal Dönem - Temel haz kaynağı (1/1, 5 - 3 Yaş); emmedir. - Memeden erken yaolarak da Fallik Dönem - Fiziksel haz idrarını ve geç kakasını ayrılmasıtutmak ileriki veya (3 -6 Yaş); bırakmak. yaşlarda-fazla sigara içme Bu dönemde tuvalet eğitimi. Gizil Dönem sakız çiğneme, . . . vb - Cinsel kimliğin kazanılmaya yaşantısı önemlidir (6 -12 Yaş); neden olabilmektedir. başlandığı bu dönemde, - Cezalandırıcı bir tuvalet eğitimi, cinsiyet farklılığını çocuğun bu çocuk döneme bağımlı - Çocuğun cinsel dürtüsü gizlidir. fark eder. Genital Dönem kalmasına neden olabilir. - Çocuk cinsiyeti ile ilgili - Merakı yüzünden (12 -18 Yaş); -Tuvalet eğitiminin katı veya kızılan veya konuşulduğunda hoşlanmaz cezalandırılan çocuklar ileriki gevşek verilmesi sonucu- çocukta Daha çok oyunla ilgilenir. cinsel kimliğinde - Genital organlarda ve cimri, inatçıyaşlarda veya aldırmaz, - Kendi cinsiyetinden çocuklarla sorun yaşayabilir. hormonlarda dağınık, düzensiz olabilir. oynamaktan hoşlanır. - Bu döneme saplanma sonucunda değişiklik olmaya başlar. aileden kopamama, eş büyüme, buluğa erme ve - Hızla seçememe aşırı çekingenlik. . . vb cinsel dürtüler artar. gelişebilir -Karşı cinsten hoşlanma, olgun cinsellik özellikleri gelişir.

PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI (E. ERİKSON) Yaşamboyu gelişim önemsenmiştir Normal ve normal olmayan kişilik gelişimini

PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI (E. ERİKSON) Yaşamboyu gelişim önemsenmiştir Normal ve normal olmayan kişilik gelişimini açıklamaktadır. İnsanın 8 evresi

Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0 -2 yaş) Bağımsızlığa Kuşku geliştiği ve Utançdönemdir. (2 -

Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0 -2 yaş) Bağımsızlığa Kuşku geliştiği ve Utançdönemdir. (2 - 3, 5 yaş) Bebeklikte güven Karşı duygusunun Beslenme ve uyku gibi ihtiyaçlarının giderilmesi - Bu dönemde, çocuklar. Karşı ile yetişkinlerin istekleri Suçluluk yaş) bir düzen. Girişkenliğe ve rahatlığın bulunuşu ile (4 -6 çatışmaktadır mümkündür. - Yetişkenler, çocuklarının ne yiyeceklerine, ne ve - Çocuklar etkinlik. Karşı alanlarını ve dillerini Başarıya Yetersizlik (6 -12 yaş) giyeceklerine karar vermek isterler. merak duyguları gelişmektedir. - Yetişkinler çocuklarının kararlarına saygılı olurlarsa Kimlik Karşı Rol Karmaşası - Büyükler onların sorgulamalarına, deneme-yanılma - Okula başlama ile. Kazanmaya birlikte, öğretmen ve arkadaşlar çocuklarda sağlıklı bir olanak özerkliksağlarlarsa geliş. Aksi takdirde (12 -18 yaş) yapmalarına çocukların ile sosyal ilişkiler geliştirilen dönemdir. çocuklarda yetersizlik ve utanma gelişebilir. - Kim olduğuna ve. Aksi ne olacağına yönelikkarşı sorulara duygusu gelişir. takdirdekendine -girişkenlik Çocuklar başarı duygusu geliştirerek, Yaşlılığa yanıt arar. Karşı Uzaklık Suçluluk duygusu geliştirebilirler. olumlu bir tutum kazanmaktadır. - Kendi cinsel gelişimini, artan gücünü ve değişen Üretkenliğe Karşıyakın Durgunluk -Evlenme ve karşı cinsle ilişkiler vücut yapısınıisteği diğerleri ile karşılaştırır. kurma çabası - Çevresindeki büyüklerden model alır. Orta yaşları kapsaaktadır Uzun süreli yaşar; ve doyurucu kuramayan - Kimlik- bocalaması nedeniilişkiler – meslek seçimi, genç - Hemkarşı bilgi hem deneyim açısından üst düzeye ulaşmış cinsten uzak durmak ister. cinsel değişimler düşünce sistemindeki değişim. . . - Yetişkin kendinden sonrakilere bir ürün bırakmak ister Benlik Bütünlüğe Karşı Umutsuzluk eğer bir ürün üretemiyorsa, kendini faydasız ve durağan hissedebilir - Yaşlılık dönemini kapsar - Kişi tüm yaşamının muhasebesini yapar

Yeni bilgiler Asimilasyon (özümleme); Akomodasyon; Örn; yeni bir renk gördüğümüzde bunu bildiğimiz renklerle açıklama.

Yeni bilgiler Asimilasyon (özümleme); Akomodasyon; Örn; yeni bir renk gördüğümüzde bunu bildiğimiz renklerle açıklama. Turkuaz için mavi - yeşil arası demek Uyumsama yaparak uyum kurmak. Bilinmeyenle ilgili yeni bir şema açılmaz Bilinmeyen ile ilgili bir şema açılır veya var olan şemalar düzeltilir veya ekleme yapılır. Örn; Yeni bir renk için isim öğrenilir. Yeni şema açılır. Çocuğun tüm sakallılara dede demesi. Uyum Yeni bilinmeyene uyum kurarak tekrar dengelemeye çalışır Bilişsel dengeyi bozmakta Dengesizlik Bilinmeyenleri anlama ve bu bişişsel dengesizlikden kurtulma istenmekte Dengeleme Dürtüsü

Zihinsel Gelişim Kuramı (J. Piaget) Piaget zekâyı çevreye uyum yapabilme yeteneği olarak tanımlamaktadır. Piaget

Zihinsel Gelişim Kuramı (J. Piaget) Piaget zekâyı çevreye uyum yapabilme yeteneği olarak tanımlamaktadır. Piaget bilişsel yapılardaki değişimle öğrenmeyi açıklamıştır. Şema zihnimizde oluşturduğumuz bilişsel dosyalardır. Şemalar içlerinde her türlü bilişsel (renk şeması), duyuşsal (inanç şeması), davranışsal (araba kullanma şeması) bilgiyi barındırmaktadırlar. Bilgiler çevreye uyum sağlamamızı ve davranışlarımızı gerçekleştirmemizi sağlamaktadır. Piaget insanların doğuştan üç temel bilişsel şema ile dünyaya geldiklerini ifade etmektedir. Bunlar emme, yakalama-kavrama, ağlama şemalarıdır. Bu üç şema bebeğin dünyaya uyum sağlayarak hayatını devam ettirmesine yetmektedir.

1. Duyusal – Motor Dönem (0 -2 yaş) Bebek duyuları ve motor becerileri ile

1. Duyusal – Motor Dönem (0 -2 yaş) Bebek duyuları ve motor becerileri ile içinde bulunduğu dünyayı anlamaya çalışır. Basit sembolleri kullanmaya başlarlar. Bebek ilk aylarda gözünün önünden giden nesnelerin yok olduğunu düşünür. Taklit eder. Görmüş olduğu bir olayı bir süre aklında turar ve daha sonra tekrarlar Çocuğun içinde bulunduğu dünya ile ilgili bilgileri oldukça sınırlıdırancak motor hareketleri ile etrafı hakkında bilgi edinir. Yaklaşık 7 aylık olduklarında nesnenin kalıcığını kazırlar. Bu kazanım özellikle hafıza (bellek) gelişimini gösterdiği için oldukça önemlidir.

2. İşlem Öncesi Dönem (2 -7 yaş) Dil gelişimi gerçekleşir. Dildeki her öğe bir

2. İşlem Öncesi Dönem (2 -7 yaş) Dil gelişimi gerçekleşir. Dildeki her öğe bir semboldür Tek boyutlu düşünme hakimdir. Örn: Deodorant - koltuk altı denilince, çocuk salondaki koltuğun altı anlamaktadır. Çocuklar bir kelimeyi sürekli tekrarlarlar. Oyundaki nesneler bir semboldür; at, ev. . . vb Ben-merkeziyetçilik gelişmiştir. Dünyanın merkezinde kendisi vardır. Çocuk herşeyi kendisi için sanır. Örn: merketteki tüm dordurmalar. . . vb. Spikerin sadece kendine konuştuğunu sanar. Aninizm (canlandırmacılık) – canlıya cansız gibi, cansıza canlı gibi davranmak. Örn: çocuğun kendi bebeğine canlı gibi davranması – üstünü örtmesi, yemek yedirmeye çalışması. . . vb

3. Somut İşlemler Dönemi (7 -11 yaş) Somut işlemleri yapabilir – gözle görülen elle

3. Somut İşlemler Dönemi (7 -11 yaş) Somut işlemleri yapabilir – gözle görülen elle tutulabilen işlemler Çocuk bir kaç boyutları dikkate alarak sınıflandırma yapabilir. Korunum kavramı gelişir. Maddenin bulunduğu hali, şekli. . vb değişse bile kendinden bir şey eksilmez. Örn; Eşit miktardaki suyun biri ucun biri kısa bardağa konulması. Çocuklar ben merkeziyetçilikten kurtulurlar ve ikinci kişinin varlığını kabul ederler

4. Soyut İşlemler Dönemi (11 – Ergenliğin sonu) Yetişkin gibi düşünebilme ve soyut düşünmeya

4. Soyut İşlemler Dönemi (11 – Ergenliğin sonu) Yetişkin gibi düşünebilme ve soyut düşünmeya başlar. Olasılıklı düşünebilmektedir. Alternatifleri ile birlikte düşünme. Piaget; toplumun ¼ ü soyut işlemler dönemine geçebilmiştir. Ergenler, başlarına gelen bir problemin dünyada sadece onların başına geldiğini düşünürler. Bundan dolayı ergenlere anlayışlı yaklaşmak gerekir.

GÜDÜLENME (MOTİVASYON) İhtiyaçların giderilmesi amacıyla belli bir davranış yapmaya isteklilik, eğilim olarak tanımlanmaktadır. Güdülenmiş

GÜDÜLENME (MOTİVASYON) İhtiyaçların giderilmesi amacıyla belli bir davranış yapmaya isteklilik, eğilim olarak tanımlanmaktadır. Güdülenmiş davranış eğer kişi kendisi istediği için yapılmış ise içsel güdülenme, dışarıdaki bir kişinin etkisiyle yapılmışsa dışsal güdülenme adını almaktadır.

Öğrenme Kuramları Davranışçı Kuram Sosyal Öğrenme Kuramı Bilgiyi İşleme Kuramı Gestalt Kuramı

Öğrenme Kuramları Davranışçı Kuram Sosyal Öğrenme Kuramı Bilgiyi İşleme Kuramı Gestalt Kuramı

 Öğrenmeyi kolaylaştıran başlıca faktörler iki grupta toplanabilir. Birinci grupta bireyin kendisinden kaynaklanan faktörler

Öğrenmeyi kolaylaştıran başlıca faktörler iki grupta toplanabilir. Birinci grupta bireyin kendisinden kaynaklanan faktörler bulunmaktadır. Bunlar olgunlaşma, yaş, zekâ, güdülenme, genel uyarılmışlık hali, kaygı, fizyolojik durum, önceki öğrenmelerin aktarımı, türe özgü hazır oluştur. İkinci grupta bireyin öğrenme çevresinden kaynaklanan faktörler bulunmaktadır. Bunlar öğretme yöntem ve teknikleri, öğrenilecek malzeme, öğrenme ortamı gibi faktörlerdir.

C. Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler malzemesi (konu) A. Öğrenen İle ilgili Faktörler 1. Türe özgü

C. Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler malzemesi (konu) A. Öğrenen İle ilgili Faktörler 1. Türe özgü hazır oluş 2. Olgunlaşma 3. Genel Uyarılmışlık – Kaygı 4. Geçmiş yaşantılar – transfer 5. Bireysel farklar ( yetenek ve beceri) 6. Dikkat (algı, duyum, alışma, duyarsızlaşma) B. Öğrenme Yöntemi ile ilgili Faktörler 1. Öğrenme zamanı 2. Öğrenilecek konunun yapısı 3. Geri bildirim – dönüt 4. Öğrenenin katılım düzeyi ile ilgili Faktörler 1. Metnin zorluğu 2. Algısal ayırt edebilirlik 3. Anlamsal çağrışım 4. Kavramsal gruplama 1. Fiziksel çevre 2. Sosyal çevre

Öğrenme - Olgunlaşma İlişkisi Gelişme Öğrenme Hazır Bulunuşluluk Olgunlaşma Büyüm e

Öğrenme - Olgunlaşma İlişkisi Gelişme Öğrenme Hazır Bulunuşluluk Olgunlaşma Büyüm e

Öğrenme – Uyarılma (Kaygı) İlişkisi

Öğrenme – Uyarılma (Kaygı) İlişkisi

Öğrenmede ön yaşantılar Aktarma (olumlu – olumsuz) Önceki Öğrenmeler Sonraki Öğrenmeler Kolaylaştırm a Küçük

Öğrenmede ön yaşantılar Aktarma (olumlu – olumsuz) Önceki Öğrenmeler Sonraki Öğrenmeler Kolaylaştırm a Küçük yaşta bisiklet sürmesini öğrenmiş bireyin, bilmeyenlere göre motosiklet kullanmasını daha kolay öğrenmesi Zorlaştırma Türkiye’de araba kullanan bireyin, KIBRIS veya İngiltere’de araba sürmede zorluk yaşaması

Öğrenme – Güdü / Motivasyon Güdü Doyum ve Rahatlama Davranış Güdüler şekildeki gibi gerçekleşir

Öğrenme – Güdü / Motivasyon Güdü Doyum ve Rahatlama Davranış Güdüler şekildeki gibi gerçekleşir (1) İhtiyacın hissedilmesi, (2) İhtiyacı gidermeye yönelik davranış ve (3) Doyum ve rahatlama

Sevgi, Ait olma, paylaşma Güvenlik ve barınma Temel Fizyolojik İhtiyaçlar, açlık, susuzluk, nefes alma,

Sevgi, Ait olma, paylaşma Güvenlik ve barınma Temel Fizyolojik İhtiyaçlar, açlık, susuzluk, nefes alma, uyuma. . vb Temel ihtiyaçlar Kendini Gerçekleşt irme Bilme, anlama, merak, öğrenme, keşfetme Statü, saygınlık, prestij, takdir edilme, beğenilme Sosyal ve Psikolojik İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Öğrenme - Zaman İlişkisi Toplu Çalışarak Öğrenme; Öğrenenin hiç ara vermeden, zamanı bölmeden bir

Öğrenme - Zaman İlişkisi Toplu Çalışarak Öğrenme; Öğrenenin hiç ara vermeden, zamanı bölmeden bir oturuşta çalışarak öğrenmesi. Kalıcı ve etkili bir öğrenme sağlamaz Bilgiler taze olduğundan (anlık) başarı elde edilir Aralıkla Çalışarak Öğrenme; Öğrenenin konuyu anlamlı parçalara bölerek ve zamana yayarak çalışması Kalıcı ve etkili bir öğrenme sağlar

Öğrenme - Öğrenenin Aktifliği İlişkisi Öğrenenin aktiflik (katılım )düzeyi arttıkça, öğrenmenin etkililiği o oranda

Öğrenme - Öğrenenin Aktifliği İlişkisi Öğrenenin aktiflik (katılım )düzeyi arttıkça, öğrenmenin etkililiği o oranda artar Okuma %10 İzleme %20 %30 Dinleme %40 Sorma %50 Yazma %60 %70 Anlatma %75 Tartışma %80 %85 Yaşama %100

Anlamsal / kavramsal Çağrışım - Öğrenme Kavramın anlam veya içerik olarak başka bir kavramı

Anlamsal / kavramsal Çağrışım - Öğrenme Kavramın anlam veya içerik olarak başka bir kavramı hatırlatması ve çağrıştırması Çağrışımlar yolu ile yeni kavramlar zihindeki şemalara yerleştirilir. Çağrışıma yol açmayana bilgilerin öğrenilmesi güçtür. Kavramlar ön bilgiler / yaşantılar ile ilişkilendirilirse yeni bilgileri hatırlamak kolay olur. Zihinde bilgiler birbirleri ile bağlantılı bulunur. Eğer bağlantı kurulmazsa yeni bilgiler unutulur ve kaybolur.

Fiziksel / sosyal ortam - Öğrenme Fiziksel Ortam; Gürültü, ışık, ses, darlık, sıcaklık vb.

Fiziksel / sosyal ortam - Öğrenme Fiziksel Ortam; Gürültü, ışık, ses, darlık, sıcaklık vb. Sosyal Ortam; Kalabalık, aile ortamı, arkadaş çevresi, ekonomik şartlar vb.