Program Gelitirmenin Psikolojik Temelleri Program Gelitirmenin Psikolojik Temelleri

  • Slides: 23
Download presentation
Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Oluşturulan programların öğrencilerin bedensel ve zihinsel gelişimine uygunluğunu sağlama açısından

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Oluşturulan programların öğrencilerin bedensel ve zihinsel gelişimine uygunluğunu sağlama açısından psikolojiden yararlanır. Özellikle hedeflerin belirlenmesi aşamasında, hedeflerin oluşturulabilirlik ve ulaşılabilirliklerinin sağlanması açısından psikolojiden yararlanılır. Öğrenme psikolojisi; temelde öğrenme nasıl olur? İnsan nasıl öğrenir? sorularını yanıtlamaya çalışarak eğitime yardımcı olur. Eğitim programları üzerinde en çok davranışçılık ve bilişselcilik kuramları etkili olmuştur. 2

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Psikolojiden her aşamada yararlanılmaktadır. Öğrenme–öğretme sürecinde; ⇒ Öğrenme modelleri ⇒

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Psikolojiden her aşamada yararlanılmaktadır. Öğrenme–öğretme sürecinde; ⇒ Öğrenme modelleri ⇒ Öğrenme kuramları ⇒ Öğrenme stratejileri ⇒ Öğrenme sitillerinin Bireyin en iyi şekilde öğrenmesi için oluşturulan hedeflerin uygun olup olmadığına bakılır. 3

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Program geliştirme çalışmalarında psikolojiden her aşamada yararlanılmaktadır. Özellikle hedeflerin belirlenmesi

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Program geliştirme çalışmalarında psikolojiden her aşamada yararlanılmaktadır. Özellikle hedeflerin belirlenmesi aşamasında hedeflerin eğitimle oluşturulabilirlik ve ulaşılabilirlik açısından belirlemeye ^alıştığımızda psikolojinin bulgularından büyük ölçüde yararlanmaktayız. Bedensel ve zihinsel gelişim özelliklerine uygunluğu açısından da psikolojinin bulgularından yararlanmak durumundayız 4

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Öğrenme öğretme sürecinde çok büyük oranda öğrenme modelleri, öğrenme kuramları,

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Öğrenme öğretme sürecinde çok büyük oranda öğrenme modelleri, öğrenme kuramları, öğrenme stratejileri ve öğrenme stillerinde bu kez öğrenme psikolojisi büyük oranda katkı getirmektedir. Aynı şekilde öğretme stratejileri, yöntem ve teknikleri de psikolojinin bulgularından yararlanmak durumundadır. 5

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri 6 Her öğretme yönteminin dayandığı belli bir öğrenme kuramı olmalı

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri 6 Her öğretme yönteminin dayandığı belli bir öğrenme kuramı olmalı gerçeği bu süreçte öğrenme yaşantılarının ve eğitim durumlarının düzenlenmesinde yardımcı olmaktadır. Eğitim durumlarını düzenlemede öğrenciyi derse hazırlama aşamasından, hedef davranışı sunmaya, öğrencilerin transfer etme becerilerini geliştirme aşamasından, öğretim hizmetinin niteliğini artırıcı çalışmalara kadar hemen her aşamada psikoloji, program geliştirme çalışmalarının temeli olma niteliğindedir.

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Psikoloji, özellikle öğrenme psikolojisi, temelde öğrenme nasıl olur, özelde ise

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Psikoloji, özellikle öğrenme psikolojisi, temelde öğrenme nasıl olur, özelde ise insan nasıl öğrenir sorusuna yanıt aramakla eğitimin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Program geliştirme çalışmalarında öğrenme öğretme süreci ne kadar önemli görünüyorsa psikoloji de o kadar önemli olmaktadır. Psikologlar "insan nasıl öğrenir? " sorusuna yanıt ararken program geliştirme uzmanları "Psikoloji program geliştirmeye nasıl katkı sağlar? " sorusuna yanıt bulmak isterler. Psikoloji temelde öğrenme ve öğretme süreçlerini anlamak için gereken temeli sağlamaktadır. 7

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Psikoloji bilimindeki tarihsel gelişmeler dikkate alındığında öğrenmeyle ilgili temel kuramlar

Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Psikoloji bilimindeki tarihsel gelişmeler dikkate alındığında öğrenmeyle ilgili temel kuramlar iki ana gruba ayrılıyor. Bu gruplar, 1. Davranışçı Kuramlar 2. Bilişsel Alan Kuramlarıdır. 3. Hümanistik Psikoloji Kuramları 8

Davranışçı Öğrenme Kuramı Davranışçılık (Pavlov, Skinner, Watson, Guthrie, Thorndike) • Öğrenme ilgili deneysel araştırmaları

Davranışçı Öğrenme Kuramı Davranışçılık (Pavlov, Skinner, Watson, Guthrie, Thorndike) • Öğrenme ilgili deneysel araştırmaları ve çalışmaları hayvan ve insan davranışları üzerinde yoğunlaştıran psikolojik yaklaşım; davranışçı yaklaşımdır. • Davranışçı kuramcılar, bireyi ya da hayvanı etkileyen uyarıcılar ile bu uyarıcılar karşısında gösterilen insan ve hayvan davranışlarına anlam vermeye çalışırlar. • Organizmayı harekete geçiren iç ve dış olaylar uyarıcı, • İnsan ve hayvan, öğrenen yani organizma, • Bir uyarıcı karşısında organizmada meydana gelen fizyolojik ya da psikolojik değişim; davranım, 9

Davranışçı Öğrenme Kuramı 10 • Davranımların bir araya gelmesiyle oluşan eylem, davranış, • Organizmanın

Davranışçı Öğrenme Kuramı 10 • Davranımların bir araya gelmesiyle oluşan eylem, davranış, • Organizmanın davranışlarında değişiklik oluşmasıyla gerçekleşen süreç, öğrenmedir. • Öğrenmede insan ve hayvan davranışlarını benzer ele alanlara davranışçı, • Davranışçıların geliştirdikleri bu kurama da davranışçı kuram denilmiştir. Davranışçılar öğrenmeyi uyarıcı ile davranış arasında bağ kurma işi olarak görür. Birey tecrübesine dayanarak bir uyarıcıya geliştirdiği cevabın ne olabileceğini önceden kestirir. İnsan davranışlarını biçimlendirmede, kültürel geçişi sağlamada, alışkanlıkların kazanılması, istenmeyen davranışların bastırılmasında; bu yöntem kullanılır. Bu yöntemle sağlanan öğrenme çeşidi, koşullu öğrenmedir.

Klasik Koşullanma ve Pavlov 11 Bir biyoloji öğrencisi bir probleminden dolayı psikoloji hocasına gelir.

Klasik Koşullanma ve Pavlov 11 Bir biyoloji öğrencisi bir probleminden dolayı psikoloji hocasına gelir. Bu bayan öğrenci biyoloji lab. dersi almaktadır. Sömestrin başında labaratuara gittiğinde paniğe yakın aşırı bir kaygı duyar. Labaratuarda kalamaz. Böylece dersine devam edemez. Bir kaç defa labaratuara girmek istemesine rağmen bu kaygı nöbetinden kurtulamaz Pavlov; klasik koşullanma yöntemini ve ilkelerini geliştiren Rus fizyoloğudur. 1904 yılında sindirim fizyolojisi ile ilgili çalışmasından dolayı Nobel ödülünü almıştır. Pavlov; şartlı tepki yoluyla öğrenmeyi ilk defa deneysel olarak incelediği için bu öğrenme türüne; klasik koşullanma denmiştir. İlk olarak köpeklerde mide ve tükürük salgıları çalışması sırasında köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda da aynı güçte salya salgılaması, Pavlov’un dikkatini çekmiştir. Bu olaydan sonra koşullu refleks adını verdiği bu tepkiyi sistematik olarak incelemiştir.

Klasik Koşullanma İlkeleri Koşullanmanın meydana gelmesi için koşullanma sürecinde dikkat edilmesi gereken ilkeler vardır.

Klasik Koşullanma İlkeleri Koşullanmanın meydana gelmesi için koşullanma sürecinde dikkat edilmesi gereken ilkeler vardır. Bitişiklik: Koşulsuz ve koşullu uyarıcıların verilme zamanı birbirine çok yakın olmalıdır. Sönme: Koşulsuz uyarıcı (et) olmadan koşullu uyarıcı tek başına verildiğinde bir süre sonra, koşullu tepkinin (salya) azaldığı ve yok olduğu görülür. *Her hafta düzenli olarak devam ettiği derste, öğretim elemanının derse devama önem vermediğini gören öğrencinin bir süre sonra o derse devam etmeyi bırakması Pekiştirme: Koşulsuz uyarıcının meydana getirdiği etkidir. Bu uyarıcı pekiştireçtir. Koşulsuz tepkiyi (salya) meydana getiren koşulsuz uyarıcıya (et) birincil pekiştireç, koşullu tepkiyi (salya) meydana getiren koşullu uyarıcıya (ses) ikincil pekiştireç denir. 12

Klasik Koşullanma İlkeleri Klasik koşullanmada pekiştirme tepkiye bağlı olarak verilmez. Bu yönüyle diğerlerinden ayrılır.

Klasik Koşullanma İlkeleri Klasik koşullanmada pekiştirme tepkiye bağlı olarak verilmez. Bu yönüyle diğerlerinden ayrılır. Davranışın öğrenilmesinde tekrar önemli olduğu için pekiştireç bu noktada devreye girer. Klasik koşullanmanın oluşması için kuvvetli açlık duyulmalıdır. Bu ihtiyaç doyurulduğunda doyum olur. Bu doyum pekiştirmedir. Örnek; endişeli öğrencinin başarı ihtiyacının yoğunluğu ve onun endişe düzeyini düşürmek için anlatılan fıkranın rahatlatma gücü, öğrencinin daha sonraki endişe düzeyini etkiler. Bu şekilde korku şartlanması önlenir. 13

Klasik Koşullanma İlkeleri 14 Habercilik: Koşullu uyarıcı kendisinden sonra gelecek koşulsuz uyarıcının haber vericisi

Klasik Koşullanma İlkeleri 14 Habercilik: Koşullu uyarıcı kendisinden sonra gelecek koşulsuz uyarıcının haber vericisi niteliğinde olmasıdır. Örnek: Zil-etin geleceğinin habercisi olması Genelleme: Koşullu uyarıcıya benzer diğer uyarıcılara da koşullu tepkinin verilmesidir. Pavlov’un genelleme kavramıyla Thorndike’ın “Transferde Benzer Öğeler Tablosu” birbirine benzer. Örnek: Beyaz tüylü her hayvanın tavşana benzetilmesi Ayırt etme: Genellemenin tersidir. Organizmanın koşullanma sürecinde kullanılan koşullu uyarıcıyı diğerlerinden ayırt ederek tepkide bulunmasıdır. Örnek: Üniformalı kişiler arasından askerlerin ve polislerin ayırt edilmesi. Gölgeleme: İki koşullu uyarıcı birlikte verildiğinde koşullanma daha çok dikkati çeken koşullu uyarıcıya karşı meydana gelmesi ve diğerinin etkisiz kalması. Örnek: Işık ve şiddetli gürültülü ortamda hayvanın gürültüye tepki vermesi

Klasik Koşullanma İlkeleri 15 Üst düzey koşullanma: Organizmaya koşullu tepki yerleştirildikten sonra aynı sistem

Klasik Koşullanma İlkeleri 15 Üst düzey koşullanma: Organizmaya koşullu tepki yerleştirildikten sonra aynı sistem içinde yapılan çalışmalarla başka bir koşullu uyarıcıya karşı da koşullanmanın sağlanmasıdır. Örnek: Zil-et arasında kurulan tepki bağı aynı işlem sonucunda ışık (2. koşullu uyarıcı) uyarımına da geliştirilmesi. Bu şekilde zil etin, ışık ise zilin yerine geçer. Transfer: Gösterilen bir davranışın başka bir davranışı öğrenmeyi kolaylaştırması ya da başka bir davranışı öğrenmeyi zorlaştırması Öğrenilmiş çaresizlik: Klasik koşullanmada organizma çaresiz durumdadır. Yapılan çalışmalarda köpeklerin ne yaparlarsa yapsınlar şoktan kurtulmaları mümkün olmadığında çaresizliği öğrendiklerini ve bunu istenmeyen durumlara genelledikleri

Edimsel Koşullama 16 Edimsel koşullama, klasik koşullamadan farklı olarak bilinçli ve kasıtlı hareketlerimizle ilgilidir.

Edimsel Koşullama 16 Edimsel koşullama, klasik koşullamadan farklı olarak bilinçli ve kasıtlı hareketlerimizle ilgilidir. Davranışların sonuçlarına bakarak yeni davranışlar kazanma sürecidir. Skinner'e göre, organizmanın davranışları uyarıcılara otomatik bir cevap olmaktan öte kasıtlı yapılan hareketlerdir. İnsanlar, çevrelerinde karmaşık uyarıcı durumlarıyla karşılaşırlar. Bu durumda, organizmanın kendisi tarafından yapılan davranış önemlidir. Bunlara operant-edim denir.

Edimsel Koşullama 17 Edimler onları izleyen sonuçlardan etkilenir ve onlarla değiştirilir. Bu nedenle, davranış

Edimsel Koşullama 17 Edimler onları izleyen sonuçlardan etkilenir ve onlarla değiştirilir. Bu nedenle, davranış değiştirme işleminde davranışın sonuçlarının kontrol edilmesi ve şekillenmesi gerekir. Bu kontrol işleminde en önemli yeri "pekiştirme" tutar. Edimsel davranıştan sonra pekiştireç gelmezse davranış devam etmez, pekiştireç, olumlu ve olumsuz olabilir. olumlu pekiştireç davranışı pekiştiren uyarıcıdır. Olumsuz pekiştireç ise bir uyarıcının geri ekilmesi ya da ortadan kaldırılmasıdır. Pekiştirmenin ne zaman ve ne sıklıkla yapılacağı öğretilmek istenen davranışa ve bireyin özelliklerine göre değişir.

Bilişsel Alan Kuramı 18 Bilişsel alan kuramcıları, öğrenmeyi uyarıcı ile davranım arasında bağ kurmak

Bilişsel Alan Kuramı 18 Bilişsel alan kuramcıları, öğrenmeyi uyarıcı ile davranım arasında bağ kurmak ve dıştan pekiştirme yoluyla elde edilen bir sonuç olarak açıklayan "davranışçı" görüşlerin yanında, insan davranışlarının çok karmaşık bir özellik taşıdığını belirtmekte ve "Uyarıcı-Davranım" kalıpları içinde açıklamanın yeterli olmayacağını ileri sürmektedirler. Bunlara göre, davranışçı yaklaşımlar öğrenme olayına kısmi bir açıklama getirmektedir. Bu görüşlere sahip psikologlar öğrenmenin, çevremizdeki olay ve durumlara anlam verme girişimlerimiz sonucunda oluştuğuna ve bu amaçla sahip olduğumuz bütün zihinsel araçları kullandığımıza inanmaktadırlar.

Bilişsel Alan Kuramı 19 Davranışçı yaklaşımda öğrenmenin dıştan etkilerle (pekiştirme, bitişiklik, tekrar) elde edilen

Bilişsel Alan Kuramı 19 Davranışçı yaklaşımda öğrenmenin dıştan etkilerle (pekiştirme, bitişiklik, tekrar) elde edilen bir sonuç olarak görülmesine karşın çağdaş biliş yaklaşımında öğrenme, insanın beyninde ve sinir sisteminde oluşan bir iç süreç olarak yorumlanmaktadır. Bu yaklaşımı benimseyen psikologlara göre öğrenmeyi açıklamada aşağıdaki temel görüşler önem kazanmaktadır:

Bilişsel Alan Kuramı 1. Öğrenen dış uyarıcıların pasif bir alıcısı değil, onların özümleyicisi ve

Bilişsel Alan Kuramı 1. Öğrenen dış uyarıcıların pasif bir alıcısı değil, onların özümleyicisi ve davranışların aktif oluşturucusudur. 2. Öğrenen kendi öğrenmesinde sorumluluk taşıyan, verileni olduğu gibi alan değil, verilenlerin taşıdığı anlamı keşfedendir. 3. Öğrenen, verilen bilgiler arasından uygun olanları seçen ve işleyendir. 4. Öğrenen kendisine kazandırılmak istenen bir ilke de olsa, onun anlamını bularak diğer ilkelerle ilişkisini kurarak ve daha önce öğrendikleriyle bağdaştırarak ona anlam vermek zorundadır. 20

Hümanistik Psikoloji Kuramı Genelde, hümanistik (insancıl) psikoloji, psikolojinin bir alanı olarak görülmemekte, buna karşın

Hümanistik Psikoloji Kuramı Genelde, hümanistik (insancıl) psikoloji, psikolojinin bir alanı olarak görülmemekte, buna karşın kimi psikologlar bunun davranışçılık ve bilişsel alan kuramlarından sonra öğrenme kuramları açısından bir sürecin üçüncü halkasını oluşturduğunu öne sürmektedirler. Özellikle son yıllarda öğrenci merkezli eğitim için program geliştirme çalışmalarında temelde hümanistik psikolojinin dayandığı kuramların yer alması gerektiği tezi savunulmaktadır. Hümanistler, insanı davranışını denetleyebilen özgür bir varlık olarak ele alırlar. Hümanistik psikoloji kuramcıları kimi eleştirilere karşın öğrenme kuramını davranışçıların katılığından ve biliş süreçlerinin de aşırı vurgulanmasından kurtarmaktadırlar. Hümanistik psikolojide bireysel özgürlük önemlidir. 21

Hümanistik Psikoloji Kuramı 22 Rogers, özgürlüğün, öğrencileri araştırmaya çalıştıkları konuyu daha iyi anlamaya yönlendirdiğine

Hümanistik Psikoloji Kuramı 22 Rogers, özgürlüğün, öğrencileri araştırmaya çalıştıkları konuyu daha iyi anlamaya yönlendirdiğine inanmaktadır. Çünkü özgürlük, kişilerin kendilerini ve çevrelerini algılamada seçenekler sunmaktadır. Bireylerin ihtiyaçları farklı olduğu için hümanistik psikoloji yaklaşımı, herkes için ayrı bir eğitim programı hazırlanmalı görüşünü öne sürmektedir. Son yıllarda program geliştirme uzmanları, eğitim programlarını niteliksel araştırma yöntemleri yoluyla ve daha çok öğretmen ve öğrenci görüşleriyle ortaya koymaya çalışıyorlar. Öğrencilerin resimleri, şiirleri, raporları ve projeleri bunlar için bir kanıt oluyor. Bu yaklaşım, öğrencileri merkeze aldığı, öğretmen-öğrenci ilişkilerini daha sağlıklı ele almasına karşın kişinin yaşantılarına ve göreli/öznel yorumlarına dayandığı için geleneksel eğitimciler tarafından eleştirilmektedir.

23 Teşekkürler Doç. Dr. Murat GÖKALP Eğitimde Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Ünite 8

23 Teşekkürler Doç. Dr. Murat GÖKALP Eğitimde Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Ünite 8