OTZM SPEKTRUM BOZUKLUU Otizm Spektrum Bozukluu nedir Otizm
(OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU)
Otizm Spektrum Bozukluğu nedir? Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nörogelişimsel bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı sanılmaktadır.
Otizm, ilk olarak 1943 yılında Amerikalı çocuk psikiyatristi Leo Kanner tarafından "Erken Çocukluk Otizmi" olarak adlandırılmıştır. Otizm, daha sonraki yıllarda çeşitli kurullar ve kişiler tarafından da incelenerek Kanner'in tanımı geliştirilmiştir. Günümüze kadar yapılan tanımları ve görüşleri Rutter ve arkadaşları dört ana başlık altında toplamıştır: 1. Otizmin ortaya çıkma sıklığı 36 aylıktan önce görülmektedir. 2. Çocukların konuşma ve dil gelişiminde belirgin bir gecikme söz konusudur. 3. Zihinsel gelişimle ilişkisi olmayan, ancak sosyal gelişimle ilgili bir yetersizlik söz konusudur. 4. Belirgin davranışları arasında kalıplaşmış oyun, aynılığı koruma ve değişikliğe karşı tepki gösterme yer almaktadır.
Sıklık ve Yaygınlık Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin çalışmalarına göre ortalama 59 çocuktan birisi Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı almaktadır. Otizmin erkek çocuklarındaki yaygınlığı, kızlardan yaklaşık 4 -5 kat daha fazladır. Her 42 erkek çocuktan birini ve 189 kız çocuğundan birini etkilediği kabul edilmektedir.
Otizm Spektrum Bozukluğunun Nedenleri Bugün, Otizm Spektrum Bozukluğuna neyin neden olduğu bilinmemekle birlikte genetik temelli olduğuna ilişkin bulgular vardır. Ancak hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu henüz bilinmemektedir. Çevresel faktörlerin genetik alt yapısı oluşmuş bireylerde otizm riskini arttırdığına dair saptamalar vardır. Hem genetik temellerin hem de çevresel faktörlerin etkileri üzerine çok sayıda araştırma yapılmaktadır.
Tanı nasıl ve kimler tarafından konur? 1. Çocuk Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı(Çocuk ve Ergen Psikiyatristi) Çocuk ruh sağlığı hastalıkları uzmanı, çocuk ruh sağlığını değerlendiren, tanılayan ve tedavi eden doktordur. Çocuğunuzu gözler, sizinle görüşme yapar, tanı ölçütlerine göre çocuğunuzu değerlendirir, tıbbi muayenesini yapar ve tanısını koyar. Gerekirse tıbbi tetkik ve ilaç tedavisi önerir, ilaç; eğitime destek olmak ve istenmeyen davranışları kontrol altına almak amacıyla verilir. Otizm spektrum bozukluğunun ilaçla tedavisi henüz mümkün değildir.
Çocuk ve ruh hastalıkları uzmanıyla, çocuğa tanı konulduktan sonra ilişki kesilmemeli. Çocuğun gelişiminin takip edilebilmesi ve bu gelişime göre gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi için düzenli aralıklarla(yılda bir ya da iki kez) uzmana götürülmeli.
2. Çocuk Nöroloğu Çocuk nöroloğu çocuklardaki beyin ve sinir sistemi sorunları üzerinde uzmanlaşmıştır. Ülkemizde çocuk nöroloğu da otizm spektrum bozukluğuna ilişkin değerlendirme, tanılama ve tedavi yapabilmektedir.
Eğitsel tanılama, rehberlik ve araştırma merkezlerinin özel eğitim bölümlerinde, özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından yapılır.
DSM-V Otizm Spektrum Bozuklukları Tanı Ölçütleri A. Şimdi veya geçmişte farklı şekillerde görülen toplumsal iletişim ve toplumsal etkileşimde sürekli yetersizliğin olması. 1) Sosyal -duygusal karşılık vermede yetersizlik (örn. Sıra dışı toplumsal yakınlaşma, karşılıklı konuşmada güçlük; ilgilerini, duygularını veya duygulanımını paylaşmada yetersizlik, sosyal etkileşime cevap vermeme gibi yetersizlikler. ) 2) Sosyal etkileşim için kullanılan sözel olmayan iletişimsel davranışlarda yetersizlik (örn. sözel ve sözel olmayan iletişimde yetersizlikler, sıra dışı göz kontağı, beden dili veya jestleri anlamakta ve kullanmakta yetersizlik; yüz ifadesi ve beden dilinde bariz eksikler. ).
3) İlişkileri geliştirmekte, devam ettirmekte ve anlamakta güçlük, Örneğin farklı toplumsal ortamlara uygun davranamamak, hayali oyunda yetersizlik, arkadaş edinememe ve arkadaşa ilgi duymama gibi. Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel alanda yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir
B. Aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ile kendini gösteren, şu an veya geçmişte sınırlı, tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler ya da etkinlikler. 1) Basmakalıp veya tekrarlayıcı motor hareketler, nesne kullanımı veya konuşma (Basit motor stereotipiler, oyuncakları dizme veya çevirme, ekolali, kendine özgü cümleler) 2) Aynılıkta ısrarcılık, rutinlere sıkıya bağlı olma veya ritüelleşmiş sözel ve sözel olmayan davranışlar, (önemsiz değişikliklerde aşırı kaygı, geçişlerde zorlanma, katı düşünce tarzı, selamlaşma ritüelleri, her gün aynı yolu veya aynı yemeği tercih etme gibi. )
3) Konu veya yoğunluk açısından sıradışı sınırlı, sabit ilgiler (sıradışı nesnelere anormal aşırı bağlılık, aşırı tekrarlayıcı veya sınırlı ilgiler. ) 4) Duyusal olarak aşırı ya da az duyarlılık veya uyaranların duyusal boyutuna aşırı ilgi (acıya/sıcağa aşırı duyarsızlık, belirli ses veya dokunuşlara karşı beklenmeyen tepki, nesneleri aşırı koklama veya onlara aşırı dokunma, ışık veya hareketle görsel olarak çok meşgul olma. ) Şu anki şiddeti: Şiddet sosyal iletişimsel alandaki yetersizlikler ve kısıtlı, tekrarlayıcı davranışlara göre belirlenir
C. Belirtiler erken gelişim dönemlerinde mevcut olmalı (toplumsal beklenti sınırlarını aşıncaya dek fark edilmemiş veya daha sonra öğrendiği yollarla gölgelenmiş olabilir. ) D. Belirtiler sosyal, mesleki ve başka önemli alanlarda klinik olarak anlamlı düzeyde bozukluğa yol açmalıdır. E. Bu bozukluk zihinsel yetersizlik veya genel gelişimsel gerilik sebebi ile olmamalıdır. Gerçi zihinsel yetersizlik ve OSM sıklıkla bir arada görülür, ancak OSB ve zihinsel engellilik tanısı konması için sosyal iletişimsel düzeyin genel gelişimin altında olması gerekir.
Not: DSM-IV’e göre otistik bozukluk, Asperger bozukluğu ve YGB-BTA tanısı almış olanlara OSB tanısı verilmelidir. Sosyal iletişimsel alanda problem olan ancak OSB tanısı almayanlar sosyal (pragmatic) iletişimsel bozukluk açısından değerlendirilmelidir. Zihinsel yetersizliğin eşlik edip etmediğini, dil yetersizliğinin eşlik edip etmediğini, bilinen bir tıbbi, genetik veya çevresel faktörün eşlik edip etmediğini, başka nörogelişimsel, ruhsal veya davranışsal durumların olup olmadığını, katatoninin eşlik edip etmediğini belirtiniz.
ASPERGER SENDROMU ATİPİK OTİZM RETT SENDROMU ÇOCUKLUĞUN DEZİNTEGRATİ F BOZUKLUĞU
İletişim özellikleri Ekolali(sözcük ve cümlelerin tekrarlanması) Monoton ses tonu Dilin kullanımında farklılıklar ve kendiliğindenlik olmaması
İşaret ve mimik gibi iletişim becerilerini kullanmada yetersizlik Konuşma sırasında birinci tekil şahısları(ben) yerine üçüncü tekil şahısların(Ahmet, Ayşe vb. )kullanılması Soyut ifadeleri ve mecazları anlamada güçlük çekme Alıcı dil(anlama) ve ifade edici dil(konuşma) düzeyleri arasında fark olması
Sosyal etkileşim sorunları Sosyal etkileşim için gerekli sözel olmayan davranışlarda yetersizlik: Sıra dışı göz kontağı özellikleri: Göz kontağı hiç kurmamak, çok kısa süreli kurmak ya da alışılmadık biçimde kurmak. Örneğin, birden bire gözlerini karşısındakinin gözlerine dikmek ve kaçırmak. Jest ve mimik kullanımında sınırlılık: Konuşurken çok az jest ve mimik kullanmak. Başkalarına yaklaşmada sıra dışı özellikler: Sosyal ortamların gerektirdiği uzaklıkları ayarlayamamak; başkalarına fazla yakın ya da uzak durmak. Ses kullanımında sıra dışılık: Konuşurken alışılmadık ses kalitesi ve vurgu özellikleri göstermek.
Yaşa uygun akran ilişkileri geliştirememek: Arkadaşlık kurmakta zorlanmak: Çok az sayıda arkadaşa sahip olmak ya da hiç arkadaş edinememek. Akranlarla etkileşimde bulunmamak: Kendi yaşıtlarıyla oynamada, konuşmada vb. çok isteksiz davranmak; örneğin, yalnızca kendisinden çok küçük ya da büyük kişilerle etkileşmek. Yalnızca özel ilgilere dayalı ilişkiler geliştirmek: Belli kişilerle, yalnızca belli ilgilere dayalı olarak (örneğin, favori konularda) etkileşimde bulunmak. Grup içinde etkileşimde bulunurken zorlanmak: Örneğin, işbirliğine dayalı oyunların kurallarına uymakta zorlanmak
Başkalarıyla zevk, başarı ya da ilgi paylaşımında sınırlılık: Yalnızlığı yeğlemek: Başkalarının genellikle aile üyeleriyle ya da arkadaşlarıyla birlikte yaptığı pek çok şeyi (örneğin; TV izlemek, yemek, oyun oynamak vb. ) yalnız başına yapmayı yeğlemek. Belli olay ya da durumlara başkalarının dikkatini çekme çabası göstermemek: Örneğin; şaşırtıcı bir durum karşısında başkalarına işaret etmemek, bir şey başardığında başkalarıyla paylaşmamak vb. Sözel övgü karşısında tepki vermemek: Başkalarının kendisine yönelttiği övgü sözleri ya da sözel onaylamalar karşısında çok az tepki vermek ya da hiç tepki vermemek. Örneğin, hoşnutluk belirtisi göstermemek.
Sosyal-duygusal davranışlarda sınırlılık: Başkalarının ilgisi karşısında tepkisiz kalmak: Birileri kendisine seslendiğinde ya da kendisiyle etkileşmek istediğinde tepki vermemek, duymuyormuş ya da fark etmiyormuş gibi davranmak. Başkalarının yaptıklarına karşı ilgisizlik: Ortama birinin girmesi, ortamdan birinin çıkması, birinin konuşmaya başlaması gibi, başka çocukların çok ilgisini çeken bazı olaylar karşısında ilgisiz kalmak; böyle durumlarda, gülümseme gibi hoşnutluk ya da ağlama gibi hoşnutsuzluk ifadeleri göstermemek.
Başkalarının duygularını anlamada yetersizlik: Üzülen, ağlayan, kızan, sevinen vb. kişiler karşısında duyarsız davranmak; örneğin, üzgün birini rahatlatma çabası göstermemek.
Dil gelişiminde gecikme: İki yaşından büyük olup da tek bir sözcük bile söylememek. Üç yaşından büyük olup da iki sözcüklük basit ifadeler (örneğin, ‘baba git’) kullanmamak. Konuşmaya başladıktan sonra basit bir dilbilgisi yapısı kullanmak ya da belli yanlışları tekrarlamaya devam etmek.
Karşılıklı konuşmada zorluk: Karşılıklı konuşma başlatmada, sürdürmede ve sonlandırmada önemli sorunlar göstermek: Örneğin, bir kez konuşmaya başlayınca, konuşmayı uzun bir monolog şeklinde sürdürmek ve karşısındakilerin yorumlarını göz ardı etmek. Konuşma konularında seçicilik: Kendi favori konuları dışındaki konularda çok zor ve isteksiz olarak konuşmak.
Sıra dışı ya da yinelenen dil kullanmak: Başkalarının kendisine söylediklerini yinelemek. Televizyondan duyduklarını ya da kitaplardan okuduklarını, ilişkisiz zamanlarda ve bağlam dışı olarak yinelemek. Kendisinin uydurduğu ya da yalnızca kendisine anlam ifade eden sözleri yinelemek. Aşırı resmilik ve didaktiklik gibi konuşma özellikleri göstermek.
Gelişimsel düzeye uygun olmayan oyun: Senaryolu oyunlarda sınırlılık: Oyuncaklarla evcilik, okulculuk, doktorculuk vb. hayali oyunlar oynamamak. Sembolik oyunlarda sınırlılık: Bir nesneyi başka bir nesne olarak (örneğin, küpü mikrofon olarak) kullanarak oyun oynamamak. Oyuncaklarla alışılmadık biçimlerde oynamak: Örneğin; topu zıplatmak yerine sürekli olarak bir eliyle vurmak, Legoları birbirine takıp bir şeyler yapmak yerine sıraya dizmek vb. Sosyal oyunlara ilgisizlik: Küçük yaşlardayken, ‘ce-e’ vb. sosyal oyunlara karşı ilgi göstermemek.
Sınırlı/Yinelenen İlgi ve Davranışlar Sınırlı alanda, yoğun ve sıra dışı ilgilere sahip olmak: İlgi takıntıları: Bazı konulara karşı aşırı ilgi duymak ve başka konuları dışlayarak sürekli o konularla ilgili konuşmak, okumak, ilgilenmek vb. istemek. Bazı sıra dışı konulara aşırı ilgi duymak: Örneğin; astrofizik, uçak kazaları ya da sulama sistemleri. İlgi duyduğu konularla ilgili ince ayrıntıları anımsamak: Kendi favori konularındaki en ince ayrıntıları bile ezbere bilmek.
Belli düzen ve rutinlere ilişkin aşırı ısrarcılık: Belli etkinlikleri her zaman belli bir sırayla yapmak istemek: Örneğin, arabanın kapılarını hep aynı sırayla kapatmak. Günlük rutinlerde değişiklik olmamasını istemek: Örneğin, eve gelirken hep aynı güzergahı izlemek ya da eve geldiğinde önce televizyonu açıp sonra tuvalete gitmek.
Günlük yaşamdaki değişiklikler karşısında aşırı tepki göstermek. En ufak bir değişiklik karşısında aşırı kaygılanmak ya da öfke nöbeti yaşamak. Değişiklikleri daha kolay kabullenebilmek için, meydana gelecek değişikliklerle ilgili önceden bilgi sahibi olmaya gereksinim duymak.
Yinelenen (kendini uyarıcı) davranışlar: Sıra dışı beden hareketleri: Örneğin; parmak ucunda yürümek, çok yavaş yürümek, kendi ekseni etrafında dönmek, durduğu yerde sallanmak, farklı bir beden duruşuna sahip olmak vb. Sıra dışı el hareketleri: Örneğin; ellerini sallamak, parmaklarını gözlerinin önünde hareket ettirmek, ellerini farklı biçimlerde tutmak vb.
Nesnelerle ilgili sıra dışı ilgiler ve takıntılar: Nesneleri sıra dışı amaçlarla kullanmak: Örneğin, oyuncak arabanın tekerleklerini çevirmek ya da oyuncak bebeğin gözlerini açıp kapamak vb. davranışları tekrar yapmak. Nesnelerin duyusal özellikleriyle aşırı ilgilenmek: Örneğin, eline aldığı her nesneyi koklamak ya da gözlerinin önünde tutarak ve evirip-çevirerek incelemek.
Hareket eden nesnelere aşırı ilgi göstermek: Örneğin; tekerlek ya da pervane gibi dönen nesnelere, akan su ya da yanıp sönen ışık gibi hızlı hareket eden görüntülere uzun sürelerle bakmak. Nesne takıntıları: Bazı sıra dışı nesneleri (örneğin, bir silgi ya da küçük bir zincir parçası) elinden bırakmak ya da gözünün önünden ayırmak istememek
Bilişsel özellikleri Yapılan araştırmalara göre YGB tansı almış olan bireylerin %46’sının normal ve üstü zekaya sahip oldukları saptanmıştır. (IQ>90) Geriye kalan grubun ise normal düzeyin altında zihinsel becerilere sahip oldukları bilinmektedir.
Yaygın olarak gözlenen bilişsel özellikleri Taklit becerilerinde zayıflık(yeni becerileri diğerlerini gözlemleyerek öğrenmede zorluk) Sözcük dağarcığı(bilgilerin işitsel olarak işlenmesi ve üst düzey bilişsel işlevlerde güçlük) Bilgiyi işleme, analiz etme ve hatırlamada güçlük Düşünme sürecinde esneklik olmaması, dikkatin bir noktadan diğerine transfer edilememesi
Öğrendikleri yeni bilgiyi farklı ortam ve duruma transfer etmede güçlük(genelleme yapamama). Örneğin, çocuk elini evdeki lavaboda yıkamayı öğrendiği halde okuldaki ya da lokantadaki bir lavaboda elini nasıl yıkayacağını bilmeyebilir. Farklı gelişim alanlarında eşit olmayan performans gösterme. Örneğin, 250 paçalık bir bulyap oyuncağını yardım almadan ve kısa sürede yapabilirken, iki nesne arasından büyük olanı gösteremeyebilir. Bazı çocuklarda sıra dışı becerilerde gözlenebilir. Örneğin üst düzey resim yapmak ve enstrüman çalmak vb. Bir problemle karşılaştıklarında çözüm yolu bulmakta zorlanırlar ya da farklı bir çözüm yolu bulma ve denemede güçlük yaşarlar.
Duyusal özellikler Belli ses, doku ya da koku gibi duysal uyaranlara karşı aşırı tepkili olma ya da tepkisiz kalma Uyaranlara beklenmedik tepkiler gösterme(yüksek duyduğu zaman gözlerini kapama, parlak ışık görünce kulaklarını kapama gibi. ) Çevrelerindeki görsel ya da işitsel uyaranlara aşırı tepki verme ya da hiç tepki göstermeme şeklinde sıralanabilir.
Otizm ile en çok karıştırılan bozukluk asperger sendromudur. Asperger sendromu otizme benzemekle birlikte bazı yönlerden de ayrılmaktadır. Sosyal iletişim becerilerindeki bozukluklar ve yinelenen davranışlar otizm ile ortak iken asperger sendromunda otizmde görülen dil gelişimindeki gecikmeler yoktur.
Normal ve normalin üstünde zeka düzeyine sahiptirler. Sınırlı konularda ve dar çerçeveli alanlarda derin bilgilere sahiptirler. Bu nedenle bu çocuklara küçük profesör yakıştırması yapılır. (mekanik vb. ) Bilgiççe, ders veriyormuş gibi konuşma biçimi gözlenir. Otizmden farklı olarak tanı genelde 5 yaş civarında konabilir. Görülme sıklığı 1000’de 1’dir. Erkeklerde 2 -4 kat daha fazla görülür.
ÇOCUKLUĞUN DEZİNTEGRATİF BOZUKLUĞU Bu bozukluk birkaç yıl devam eden normal gelişim sürecinin ardından , 2 -4 yaşlarından itibaren zihinsel işlevlerde meydana gelen yıkım, otizmi andıran belirtiler ve kazanılan dil becerilerinde meydana gelen gerilemelerle ortaya çıkan bozukluk olup nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Tanı için bu becerilerin 10 yaşından önce klinik olarak önemli ölçüde yitirilmesi gerekmektedir. Başlangıç ani veya dereceli olabilir. Ağır mental retardasyon ve epilepsi ile birlikte görülebilir.
ATİPİ K
ATİPİK OTİZM(Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk) Eğer bir çocuk otizm tanı ölçütlerini tam olarak karşılamıyorsa, atipik YGB tanısı konur. İlerleyen yaşla birlikte tanı değişebilir ve durum bir kişilik özelliğine dönüşebilir. Otizm belirtileri zamanla kaybolabilir. Bu bireylerin bireysel eğitimle geliştirilebilen sözel becerileri yüksek, davranışsal problemleri az olabilir. İyi eğitimle ve elverişli şartlarda tamamen normale dönebilir. Ancak sosyal iletişim ve çok fazla duyusal girdiyle (yüksek ses, kalabalık, aşırı hareketlilik, ritüellerin bozulması, parlak ışıklar vs. ) baş etme konusunda sıkıntı yaşayabilirler.
Genellikle şizoid kişilik bozukluğu ile karıştırılabilir. Şizoid kişiler toplumsal ilişkileri anlarlar özellikle istemezler. Atipik otizmli bireylerde ilişki kurma arzusu olduğu halde beceremedikleri saptanmıştır.
RETT SENDROMU
Genelde kızları etkileyen ve özel bir genin dizilimindeki mutasyondan dolayı oluşan genetik bozukluktur. İleri düzeyde iletişim sorunları, sosyal ve zihinsel gerileme dâhil daha ciddi sağlık problemleri de gelişir. 6 -18 aya kadar normal veya normale yakın gelişim gösterirler. Sonra gerileme sürecine girerler, elleri birine kenetleme, yürüyüş bozuklukları, kafa gelişiminde yavaşlama, iletişim becerilerinin yitimi gibi belirtirler görülür. Büyüme genellikle yavaştır. Bir çok Rett Sendrom’lu çocuk yaşına göre küçük görünmektedir.
Otizmde Erken Tanının ve Eğitimin Önemi Otizm tanısı koymak için kullanılabilecek belirli bir yöntem yoktur. Gözleme dayanarak ve aileden alınan bilgilere göre tanı konmaktadır. Bu nedenle ailenin çocuğu hakkında bilgi verirken objektif davranması çok önemlidir. Çocuğun çocuk psikiyatristleri ve çocuk nörologları tarafından birlikte değerlendirilmesi gereklidir. Belirtilerin tamamının bir çocukta görülmesi şart değildir. Otizmli çocuklarda, bu davranışlar hafiften ağıra değişen ölçülerde ve değişik bileşimlerde görülebilir. Belirtilerin bazıları zaman içinde kaybolabilir, bazıları da belli bir zaman sonra aynı ya da değişmiş şekilde ortaya çıkabilir.
Otizmin bugün için bilinen tek tedavisinin özel eğitim olduğu vurgulanmaktadır. Özel eğitimin amacı, çocuğun ihtiyaçlarına yönelik olarak planlanmış programlarla, çocuğun gelişimsel açıdan mümkün olduğunca akranları düzeyine ulaşmasını sağlamaktır. Bu çocuklara erken dönemde tanı konması ve uygun eğitime erken yaşlarda başlanması, hastalığın seyri ve ilerleyen dönemlerde karşılabilecek problemlerin en aza indirgenmesi açısından gerçekten çok önemlidir. Özel eğitim sayesinde otizmli çocukların akademik ve dil becerileri gelişir, davranış problemleri azalır ve çocuğun yaşam kalitesini artıracak belirli becerilerin gelişmesine katkı sağlanmış olur. Böylece birçok çocuk başarılı ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.
Otizmin tedavisi Otizmin bilinen kesin ve radikal bir tıbbi tedavisi yoktur. Erken yaşta eğitime başlanması, çocuğun yetenekleri ve gereksinimleri dikkate alınarak bireysel özel eğitim programları hazırlanması ve uzman kişilerce uygulanması, günümüzde bilinen tek tedavi yöntemidir. Ailelerin bu özel eğitim sürecine katılması ve desteği büyük önem taşıyor. Özel eğitimde uygulanan eğitsel terapilerin yanı sıra özel eğitime destek olarak verilen terapilerin en önemlileri dil konuşma terapisi ve uğraşı terapisidir.
İlaç Desteği Otizmli çocuklarda kullanılan ilaçlar otizmi değil hiperaktivite, epilepsi, takıntılar, tekrarlayan davranışlar, kendine zarar verme, dikkat problemleri, depresyon gibi eşlik eden diğer belirtileri kontrol altına almaya ve tedavi etmeye yardımcı olur. Bu süreçte kullanılan ilaçlar sadece çocuğu düzenli olarak takip eden nörolog veya psikiyatr tarafından önerilebilir.
Otizme Eşlik Edebilen Diğer Durumlar Zekâ geriliği Dikkat eksikliği ve konsantrasyon bozukluğu Epilepsi ve kasılma nöbetleri Kırılgan X kromozomu sendromu (genetik zekâ geriliği) Tüberoskleroz (beyinde ve diğer önemli organlarda tümör oluşumu) Ø Ø Ø Ø Ø Hiperaktivite Tikler Psikiyatrik bozukluklar Yemek yeme, mide, bağırsak sorunları ve gıda alerjileri Uyku bozuklukları Duyu sorunları Öfke nöbetleri, saldırganlık Motivasyon ve dikkat problemleri vb. Öğrenme sorunları
Otizmli Çocukların Yasal Hakları ve Eğitimleri Tüm çocuklar gibi otizmli çocukların da beslenme, barınma, eğlenme, oyun oynama, ortak sosyal alanları kullanma, tıbbi bakım ve eğitim hakları var. Tüm bu haklar anayasa ve kanunlarla belirlenmiş ve yasal olarak güvence altına alınmış durumda.
Ülkemizde otizmli çocukların eğitimi, okullardaki kaynaştırma ve özel eğitim sınıflarının yanı sıra OÇEM’lerde (Otizmli Çocuklar Eğitim Merkezi ve İş Eğitim Merkezi) yapılıyor. Kaynaştırma Eğitimi: Özel ihtiyaçları olan çocuklar kaynaştırma eğitimlerini, normal gelişim gösteren çocuklarla beraber resmi veya özel okullarda sürdürür. Özel Eğitim Sınıfı: Resmi ve özel okulların bünyesinde özel eğitim gerektiren öğrenciler için açılan sınıflardır. Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi (OÇEM): Zorunlu öğretim çağında olup da normal ilköğretim programlarına devam edemeyecek durumda olan ve 15 yaşından gün almamış çocuklar için açılan eğitim merkezleridir. Otistik Çocuklar İş Eğitim Merkezi: İlköğretim programını tamamlayan, ancak genel ve mesleki ortaöğretim programlarına devam edemeyecek durumda olan ve 27 yaşından gün almamış otizmli bireyler için açılan eğitim merkezleridir. Resmi eğitim kurumlarında verilen bu eğitim hizmetlerinin hepsi ücretsizdir.
Ancak özel eğitim kurumlarında verilen özel eğitim hizmetleri ücretlidir. Özel eğitim kurumlarına devam eden çocuklar, haftanın belirli günlerinde saatlik eğitim almaktadır. (özel rehabilitasyon merkezlerinde) Bu eğitimlerin ayda 12 saatlik bölümü (8 ders saati bireysel, 4 ders saati grup eğitimi olmak üzere) devlet tarafından karşılanmaktadır.
Rehberlik araştırma merkezine destek eğitim almak için başvuran bir ailenin izlemesi gereken süreç şu şekildedir: Rehberlik araştırma merkezinden veli randevu talebinde bulunur. Randevu belgesi ile randevu günü ve saatinde bireyin incelenmesi için RAM’a başvurur. Birey zorunlu eğitim çağında ise kayıtlı olduğu okul bireyin bireysel gelişim formunu doldurur. (ilk inceleme ve kademe değişikliklerinde eğitsel değerlendirme formu, diğer incelemelerde bireysel gelişim formu)
Bu form, sınıf öğretmeni, okul psikolojik danışmanı, okul müdürü veli veya yasal vasi tarafından imzalanarak DYS(doküman yönetim sistemi) üzerinden RAM’a gönderilir. Birey destek eğitimi talebinde bulunuyorsa, devlet hastanesinden sağlık kurulu raporu getirmek zorundadır. ( sağlık kurulu raporu oranı %20 ve üzerinde olmalıdır. YGB için bu oranlar %40(atipik ve hafif otizm) ve %80(ağır otizm) şeklindedir. RAM’da bulunan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından en fazla 2 yıl destek eğitimi önerilebilir. ( bireysel veya bireysel grup)
Özel eğitim değerlendirme kurulu bireyin performansını, yetersizlik türünü ve gelişim özelliklerini dikkate olarak bireye uygun resmi tedbir kararı alır. (tam zamanlı kaynaştırma, yarı zamanlı kaynaştırma, eğitim uygulama okulu gibi) Kararlar oybirliği veya oy çokluğu ile alınır.
Eğitim Yöntemleri Uygulamalı Davranış Analizi Uygulamalı davranış analizi davranışsal yöntem olarak da bilinmektedir. Bu yöntem, birey davranışlarını ve bu davranışlarla ilişkili çevresel özellikleri objektif olarak analiz etmeye dayalıdır. Pek çok davranışın çevre tarafından bir şekilde ödüllendirildiği ya da cezalandırıldığı düşünülmektedir. Dolayısıyla, çeşitli ödül mekanizmaları ve çok gerektiğinde bazı caydırıcı mekanizmalar kullanılarak (örneğin, çocuk puan kaybeder) uygun davranışlar artırılmaya, uygun olmayan davranışlar ise azaltılmaya çalışılmaktadır. Otizmli bireylerde artırılması hedeflenen davranışlara örnek olarak taklit becerileri, oyun becerileri, sosyal beceriler, iletişim becerileri ve öz bakım becerileri; azaltılması hedeflenen davranışlara örnek olarak ise öfke nöbetleri ve kendini uyarıcı (sterotipik) davranışlar verilebilir.
Uygulamalı davranış analizinde bireye kazandırılmak istenen ya da bireyde azaltılmak istenen davranışlar sistemli bir gözlem ve kayıt tutmayla belirlenir. Daha sonra bu davranışlara müdahalede bulunulur ve aynı gözlem ve kayıt tutma yöntemleriyle müdahalenin etkililiği değerlendirilir. Normal gelişim gösteren çocuklar öğrendikleri bir davranışı birden fazla ortamda uygulayabilirken (genellerken), otizmli çocuklara bu becerileri genelleyebilme; bir başka deyişle, farklı ortamlarda kullanabilme becerileri de öğretilir.
Uygulamalı davranış analizinde, otizmli çocuklarda görülen problem davranışların azaltılması ile ilgili özel programlar hazırlanır. Bu yöntemde, davranışın nedeni kişilerde değil, kişinin çevreyle etkileşiminde görülür. Bu nedenle, problem davranış azaltılmaya çalışılırken öncelikli olarak davranış öncesi, davranış ve davranış sonrası durumların ya da olayların gözlenmesi gerekir. Daha sonra ise davranışa zemin hazırlayan durumlar ortadan kaldırılır, azaltılmak istenen davranış ortaya çıktığında görmezden gelinir ya da caydırılır (örneğin, çocuk puan kaybeder) ve problem davranışa alternatif olarak artırılmak istenen davranışlar etkili şekilde ödüllendirilir.
Otizmli çocuklara yönelik uygulamalı davranış analizi çalışmalarında Çocuğun uyanık olduğu her an, Çocuğun bütün davranışlarını hedef alan, Çocuğun yaşamının geçtiği tüm çevrelerde, Çocuğun yaşamındaki tüm önemli kişiler tarafından, Haftada 20 -40 saat uygulanan olabildiğince erken yaşta başlatılan eğitim hedeflenir.
Uygulamalı davranış analizinin otizmli çocuklar için nihai hedefi, bu çocukların akranlarıyla birlikte kaynaştırma programlarına devam edebilecek düzeye gelmeleridir.
Ayrık Denemelerle Öğretim Erken Yoğun Davranışsal Eğitim Etkinlik Çizelgeleriyle Öğretim Replik Silikleştirmeyle Öğretim Videoyla Model Olma Fırsat Öğretimi Sözel Davranış TEACCH İlişki Temelli Yöntemler Sosyal Öyküler Kolaylaştırılmış İletişim PECS
- Slides: 68