ONDOKUZ MAYIS NVERSTES FENEDEBYAT FAKLTES CORAFYA BLM ULAIM
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ ULAŞIM COĞRAFYASI Dersin Sorumlusu Dr. Öğr. Üyesi Fatih ALTUĞ
ULAŞIM SİSTEMLERİ • İnsan, mal, bilgi ve sermayenin taşınması olan ulaşım/iletişim faaliyetleri denizyolları, karayolları, havayolları, demiryolları, pipeline gibi ulaşım sistemleri ile TV, internet, telefon, radyo gibi haberleşme araçları ile yapılır.
Denizyolları • Deniz ulaşımının geçmişi oldukça geriye gider, Fakat denizyollarının gelişiminin teknolojik gelişmeler bağlı olarak 3 dönemde ele alındığını görmekteyiz: 1. 15. yy öncesi 2. 15 -19. yy arası 3. 19. yy sonrası
1. 15. yy öncesi devre çok uzundur. • Bu devre aynı zamanda “sahillere bağlı denizcilik devresi” olarak da adlandırılmaktadır. • Bu devrede Akdeniz’de günlük en fazla 170 km yol gidildiği bilinmektedir.
2. “cihan ulaşımı” ya da “aşık denizler yoluyla ulaşım devri” olarak tanımlanan bu devrede pusulanın bulunması, dürbünün icadı, kartogafya ve astrominin gelişmesi, daha dayanıklı ve hızlı gemilerin inşası gerçekleşmiştir. Bu devrede günlük 250 km mesafe alınmaktaydı.
3. 19. yy modern denizciliğin esaslarının belirdiği devredir. Buharın gemilere uygulanması, kapitalizmin gelişmesi ile sanayi tekniğindeki yeni buluşlar gemiciliğin hızla gelişmesini sağlamıştır. 1819 yılında 300 tonluk 90 beygir gücündeki ilk buharlı gemi “Savannah” Okyanus’u geçmiştir.
Denizlerde Ulaşımın Gelişmesi • Büyük uygarlıkların kurulduğu Mısır, Mezopotamya ve Hindistan sadece verimli topraklara ve sulama imkanlarına sahip oldukları için değil akarsu ve deniz taşımacılığı sayesinde gelişen ticaret ve ulaşımın da bu gelişme de büyük etkisi vardır. • Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, Basra Körfezinde M. Ö. 3000’lerde örgütlenmiş bir evrensel deniz ticareti vardı. Bu ticaretin merkezi Mezopotamya ve Basra’nın girişinde yer alan ve antrepo görevi üstlenmiş olan Bahreyn Adası idi.
• M. Ö. 3000’lerde Mısırı’ın gemi ve deni ticareti ile ilgili daha detaylı bilgilere sahibiz. • Nil üzerinde çalışan gemiler ya da tekneler, nehrin çevresindeki akasya ağaçlarından düz altlı, omurgasız ve uzun burunlu olarak yapılırdı. • Teknelerin bu özellikleri yükleme ve boşaltma işlerini kolaylaştırırdı.
• Teknelerin ortasındaki direğe takılı yelkenler vardı. Kuzey rüzgarları ve nehrin akıntısı da nehir üzerindeki taşımacılığı kolaylaştırıyordu. • Mısırlı gemiciler kereste temini için kıyı boyunca Lübnan’a gidiyorlardı. • Bu gidişte küreğin yanı sıra kuzeyden esen Etezyen rüzgârları da kullanılıyordu. Bu tip rüzgarlar eski tek tip yelkenli gemiler için hayati öneme sahipti.
• M. Ö. 2000’li yıllarda Akadlar, Giritliler Akdeniz ticaretinde denizci olmaları nedeniyle söz sahibi idiler. Fakat deniz ticaretinde ilk olarak öne çıkanlar Fenikeliler olmuştur. • M. Ö. 2000’lerde Akdeniz Finike gölü haline gelmiştir. Fenikelilerin bu gelişiminde hem limanların uygun lokassyonlarda bulunması hem de limanları besleyen gelişmiş kara yolu sistemlerine sahip olmaları etkili olmuştur. • Akabe’den Kızıldeniz’e girmişler, Cebelitarık Boğazını geçerek İngiltere’ye hatta Sierra Lone’ye kadar ulaşmışlardır.
• Bu sırada Yunanlılıar Akdeniz’in stratejik noktalarına şehirler kurmuşlar, Fenikelilerden kiraladıkları gemilerle ticaret yapmışlardır. • Fakat giderek güçlenen Yunanlılar M. Ö. 7. Yy’da Akdeniz’in hakimiyetini ele geçirmişlerdir. • Büyük İskender’in doğu seferi ile mısır ve Kızıldeniz’de Yunan hakimiyetine geçmiştir.
• Ortaçağda Roma ikiye ayrılmış, Akdeniz’in batısı ve doğusunun statüsü de değişmiştir. • Uzak mesafeli ticaret bu nedenle sekteye uğramıştır. Uzak mesafeli ticaretin tekrar canlanmasında Anglo. Saksonların 7. Yy’da kullandıkları “Sutton Hoo” gemisinin de rol oynadığı sanılmaktadır. • Bu tip gemiler öncekilere göre daha gelişmiş ve büyüktü.
• 7. Yy’da Müslümanların siyasi olarak tarih sahnesine çıkması, Bizans’ın elindeki limanları ele geçirmeleri 15. yy’a kadar Akdeniz ticaretini ellerine geçirmelerini sağlamıştır. • Müslümanların limanları ele geçirmesine rağmen deniz ticaretinde önemli düşüşler olmuştur. • Ancak islamiyetin 7 -9. yy’lar arasında Hindistan’a orta Asya’ya kadar yayılması, ticaretin tekrar canlanmasını sağlamıştır.
• Muson ve alizelerin etkisiyle Hindistan ile Basra ve Kızıldeniz üzerinden ticaret hızla gelişmiş, Müslüman gezginlerin coğrafi bilgileri hızla artmış, teknik ve teknolojik gelişmeler olmuştur.
• Kuzeyde ise ortaçağ boyunca ticaret Vikingler sayesinde gelişmiştir. • 8 -9. yy’da Vikingler İngiltere sahillerini Kuzey Fransa ve İzlanda’ya kadar olan kesimi ele geçirdiler. • Çok çeşitli ve canlı bir ticari alan oluşturdular. Özellikle Nordiklerin denizcilik bilgileri okyanus ötesi ticaret yapmalarını da sağlamıştır. • Ayı dönemde güneyde Venedik ve Cenovalılar da deniz ticaretinde söz sahibi olmaya başladılar.
Hansa Birliği • Almanya’daki bazı şehirlerin K. Avrupa’da ortak ticaret yapmak için birleşmeleri bazılarına göre Ortaçağ’ın en önemli olayıdır. Bu dönemde deniz ticaretinde koruyucu kanunların olmaması ticareti riske sokuyordu. • Korsanlık başta olmak üzere, batan geminin yükünün bulan kişiye ait olması, gemi kaçırma vs olağan şeyler olarak görülüyordu. Hansa Birliği böyle bir ortamda, belki de bu ortamın bir sonucu olarak kuruldu.
• Bir çok Alman şehri ticaret faaliyetlerini güvenlik altına almak için birleştiler. Hamburg’da kurulan birliğe 70 şehir dahil olmuştur. • 14. yy sonlarına doğru ise Rusya’dan Hollanda’ya, oradan Finlandiya’ya kadar geniş bir alanda birliğe yeni şehirler katılmıştır. birlikteki şehirler 4 merkez/bölümden oluşuyordu: • 1) Lübeck’in önderliğinde Hamburg, Bremen, Wismar vd, 2) Köln önderliğinde 29 şehir, 3) Brunswig önderliğinde 13 şehir, 4) Danzig merkezli 8 şehir.
• Lübeck, Birliğin başşehri idi. Birliğe dahil olan şehirlerin temsilcileri belirli sürelerde bu şehirlerde toplanırlar ve gerekli kararları alırlardı. • Birliğin başka ülkelerle istasyonlar bulunuyordu gerçekleşiyordu. ticaretinde ise belirli ve ticaret oralardan • Birlik güçlendikçe Venediklilerin Adriyatik’te kurdukları hükümdarlığın benzerini Baltık’ta kurdular.
• Ticaret yollarının ve merkezlerinin korunması için halkın önemli bir kısmını asker olarak eğittikleri için küçümsenmeyecek derecede de askeri güçleri vardı. • Birlik yeri geldiğinde para ile yeri geldiğinde ise askeri gücünü kullanarak başka ülkelerden ticari imtiyazlar alıyorlardı. • Birlik ayrıca, Haçlı Seferleri’nde Venedik Cenevizliler gibi gemilerini kiraya vermişlerdir. ve
• Birlik ticareti güvenlik altına almakla birlikte K. Avrupa’nın sosyo-kültürel gelişiminde de rol almıştır. • Birlik tüccarlarının girişimi ile atıl araziler tarıma açılmış, yeni maden yatakları işletilmeye başlanmış, köyler hızla büyüyerek kasabalara dönüşmüş, hatta bazıları şehirleşmiştir. • Ticaretin gelişmesi ile lüks sayılan bazı ürünlerin fiyatı ucuzlamış, erişim artmıştır.
• Fakat 16. yy’dan itibaren, birlik içindeki çıkar çatışmaları ve anlaşmazlıklar kanunların uygulanmasını zorlaştırdı ve birliğin zayıflamasına neden oldu. • Bu zayıflıktan yararlanan Danimarka ve İsveç Birliği 1535’te Baltık’da Hansa’nın tekeline son vererek burayı bütün devletlerin gemilerinin ticaretine açtı. • Bununla birlikte Kraliçe Elizabeth 1598’de Hansa’nın tüccar ve denizcilerini İngiltere’den çıkardı. Lübeck, Hamburg ve Bremen 19. yy’a kadar Hansa’nın ayrıcalıklarını kullanmaya devam etmişlerdir.
Akdeniz’de Deniz Ulaşımı • M. S. 330’da Roma’nın merkezinin İstanbul’a geçmesi, sonrasında İran’a giden karayollarının ve ege ile Doğu Akdeniz’deki denizyollarının onların egemenli altına girmesi, İstanbul’u Akdeniz’in antreposu, Akdeniz’i de Bizans’ın ihtiyaçlarını karşılayan konuma getirdi. • Diğer taraftan, Müslüman Araplar 660’da Sicilya’yı, 711’de Endülüs’ü ele geçirerek Akdeniz’in güney sahilinin kontrol altına aldılar.
• Karacı bir halk olmalarına rağmen Araplar, gemi yapımı ve denizcilik bilgilerini artırarak 655 yılında Bizans donanmasını yenmeyi başardılar. • 9. yy’dan itibaren Araplarla Venedikliler arasında Akdeniz üzerinden bir hakimiyet mücadelesinin başladığı görülür. • Ortaçağ boyunca Akdeniz’e hakim olan siyasi güç merkezi değişse de ticarette Venedik ve Cenevizliler hakim olmuştur.
Hint Okyanusu ve Çin Denizi • Orta çağ’da Akdeniz, K. Avrupa ve K. Atlantik’te ticarete konu olan lüks eşyanın kaynağını Afrika, Hindistan, GD. Asya ve Çin teşkil ediyordu. • Ticari faaliyetlerin merkezinde Çin yer alsa da, üretim ve tüketim alanları arasındaki ticari bağlantıları G. Arabistan kıyılarındaki Arap denizciler sağlıyorlardı.
• Vikingler gibi Araplar da o dönemin gelişmiş alanlarına yakın, fakat zor bir coğrafyada bulunuyorlardı. • Bu yüzden gemi yapımında kullanacak malzeme kıtlığından gemileri zayıf ve dayanıksızdı. • Bu durum onların dalgalı zamanlarda uzun seferlere çıkmalarını engelliyordu.
• Bütün bu olumsuzlukları rüzgarlar, akıntılar, astronomi alanındaki bilgileri ile minimuma indirmeyi başarmışlardı. • Özellikle gemilerine monte ettikleri Latin Yelkeni sayesinde, sürekli rüzgarları verimli bir şekilde kullanıyorlar ve bu sayede uzun seferlere çıkabiliyorlardı.
• Gemilerin sefer zamanları ise Musonlara göre ayarlanıyordu. • Dolayısıyla ticari faaliyetlerin yer ve zamanlaması da bu rüzgarlara göre belirleniyordu. • Ticarete konu olan malların önemli bir tedarikçisi olmasına karşın Çinli denizciler ancak 13 -15. yy’lar arasında denizcilikte etkin olmuşlardır.
• Diğer taraftan, Akdeniz’deki güç denglerinin Türklerin eline geçmesii, Akdeniz ticaretinde etkin olan ispanyol, Portekiz ve İtalyanların mal tedariki konusunda sıkıntı yaşamalarına neden olmuş; ticaret güzergahı Anadolu ve Suriye kıyılarından Mısır’a kaymış, fakat bu seferde ağır vergilere maruz kalmışlardır.
• Bütün bu yaşananlar başta Portekizliler olmak diğerlerini doğunun zenginliğine ulaşmaları için aşırı derece de motive etmiştir. • Bu motivasyonların etkisiyle Vasco da Gama 1498’de Ümit Burnu’nu dolaşarak Hindistan’a ulaşmıştır. Portekizliler bölgedeki Arap egemenliğini sonlandırarak Hindistan, GD. Asya ve Çin’de ticari koloniler kurmuşlardır. • Ticaretin buraya kayması ve kontrolün Avrupalıların eline geçmesi ile dünyanın siyasi güç merkezi de Akdeniz’den Atlantiğe kaymıştır.
• Denizlerdeki İspanyol ve Portekiz hakimiyeti 17. yy’a kadar sürmüştür. • Bu arada başka ülkelerde denizcilik faaliyetlerinin önemini kavrayarak koloniler oluşturmaya başlamışlardır: Hollandalılar Endonezya, Seylan, Antiller; İngilizler ve Fransızlar Antillerde korsanlık yaparak İspanyol ve Portekiz ticaret gemilerini yağmalamışlar; Fransızlar Kanada, Senegal ve Madagaskar’a; İngilizler New England, Gambiya gibi alanları koloni haline getirmişlerdir
• Böylece Hindistan ticaret Yolu bir çok rakip firmanın rekabetine sahne olmuştur. • Daha sonra, sanayi devrimi ve buharlı gemilerle beraber denizcilik faaliyetleri bambaşka bir mecraya girmiştir.
• Savannah’ın Atlantiği geçmesiyle (1819), 1937’den itibaren büyük gemicilik firmaları kurulmuş, gemilerin tonajı ve hızı artmıştır. • Daha bir yüzyıl önce Atlantiği 12 -13 günde geçen gemiler, bugün bu süre 3 güne kadar düşmüştür. • Bütün bu gelişmeler denizyollarının dönüşümünü ve değişimini sağlamıştır.
- Slides: 32