ONDOKUZ MAYIS NVERSTES FENEDEBYAT FAKLTES CORAFYA BLM BLGE
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ COĞRAFYA BÖLÜMÜ BÖLGE PLANLAMA Dersin Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Fatih ALTUĞ
Türkiye’de Bölgesel Gelişmişlik Farklarının Nedenleri
1. Coğrafi Faktörler/Çevresel Determinizm • İklim: Gelişmiş ülkelerin tamamı orta kuşakta ılıman bölgelerde, geri kalmış bölgeler ise tropiklerde; iklim ve tarım ilişkisi; iklim toprak verimliliği; iklim ve çalışma koşulları… Yeraltı zenginlikleri, doğal koşullar, topoğrafya, ulaşım, coğrafi konum… • ANCAK; kalkınma tarihi göstermiştir ki, az gelişmiş ekonomilerin gelişmesindeki en büyük engel onların hem kendi hem de sömürgecilikten kalan KURUMSAL yapıları olduğunu göstermiştir.
• Fiziki faktörler özellikle ülke içindeki gelişmişlik farklarında daha etkilidir. Fiziki faktörlerin ülkemizde bölgelerarası gelişmişlik farklarını olumsuz yönde en fazla etkilediği bölge Doğu Anadolu Bölgesi’dir. • Topoğrafya: ortalama yüksekliği 1800 -2000 m. , yer şekilleri engebeli, ulaşım zor. • İklim koşulları: Karlı gün sayısı fazla, sıcaklık ortalamaları düşük, kışlar uzun, yazlar kısa, bitki örtüsü cılız,
• Sonuç: Türkiye Samsun-Adana hattının doğusu ve batısı arasında coğrafi koşullar olarak ikiye ayrılmış durumda, yani Batı Anadolu ile Doğu Anadolu arasındaki gelişmişlik farkının kök-nedeni coğrafya • Fakat!!!!
2. Tarihsel Faktörler • Bölgeler arası gelişmişlik farkı, 1800’lü yıllarda Osmanlı Devleti’nin Batıyla ilişkilerini yoğunlaştırması sonucunda oluşmuştur. • Bunun neticesinde, Osmanlı’nın el sanatlarıyla ilgili geleneksel faaliyetlerin geri kalmasına neden olmuştur.
• Bu durum, Osmanlı’nın kentlerinde bozulmasına sebep olmuştur. düzenin • Osmanlı’nın Batıyla ilişkilerini arttırması neticesinde, Batı Anadoludaki şehirler, ileri sanayileşmiş Batı Avrupa toplumlarıyla daha uygun bir ilişki ağının oluşmasına yol açmıştır. • Özetle, Osmanlı dönemindeki bölgesel dengesizliğin kaynağı olarak; emperyalist ilişkilerin neticesinde oluşan bir dengesizlik şeklinde ifade edilmektedir (Kulaksız, 2008, 24).
• Endüstrileşmiş Batı Avrupa ile ilişkilerini yoğunlaştıran Batı Anadolu, doğal zenginliği, iklimi ve coğrafi konumu elverişli olmayan Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine nazaran daha gelişmiş bir seviyeye ulaşmıştır. • İlerleyen dönemlerde ise uygulanan politikaların yetersizliği ve metropoliten bölgelere yönelinmesi neticesinde oluşan makas giderek açılmıştır(Kulaksız, 2008, 24).
3. Sosyo-Ekonomik Nedenler • Türkiye’de bölgesel dengesizliğin başı olarak, doğu ve batı arasındaki eğitim farkı birinci sıraya konulmaktadır. • Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde eğitim, eksik ve yetersiz bir şekilde gerçekleştirilmektedir. • Aynı zamanda bu durum, iş gücünün niteliğinin de düşük olmasına yol açmaktadır.
• Bunlara ek olarak, batı bölgelerinde kullanılan ileri teknolojinin ve tarımda makineleşmenin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kullanılmayışı, bölgelerden metropoliten bölgelere yoğun bir göç sorununa ve tarım istihdamı verimliliğinin düşük bir seviyede olmasına neden olmaktadır. • Birikimli Nedensellik Teorisi’ne göre, oluşan bu durum “püskürtme etkisi” yaratarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde var olan iş gücünün ve sermayenin göçüne neden olarak olmaktadır(Kulaksız, 2008, 25).
• Ayrıca, iç ticaret hadlerinin tarım sektörünün aleyhine bir şekilde oluşması, bölgeler arasındaki dengesizliklerin oluşmasında önemli bir faktördür. • Tarımsal üretimin artışının gerçekleşmediği ortamlarda, iç ticaret hadlerinin aleyhine bir durum göstermesi, kişi başına düşen gelirin azalmasına sebep olmakta ve oluşan bu durumda, refah düzeyinin düşmesiyle sonuçlanmaktadır (Kulaksız, 2008, 25).
• İçsel Büyüme Teorisi’ne göre, kalkınmayı gerçekleştirmenin temel yolunun dışsallıkların yaratılmasıyla gerçekleşeceğini savunmaktadır. • Bunu sağlamada, ARGE, inovasyon, teknik donanım ve bilgi’nin uygulandığı bölgelerde pozitif dışsallıkların oluşturulacağı şeklindedir. • Fakat, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini incelediğimizde AR-GE, inovasyon, teknik donanım ve bilgi açısından yetersiz olduğu görülmektedir (Günaydın, 2013, 79).
• Merkez Çevre Teorisi’ne göre, merkez bölge, teknolojinin, AR-GE’nin, gelir düzeyinin ve nüfusun yüksek olduğu yerleri ifade etmektedir. • Merkez bölgelerde yaratılan inovasyonun, çevre bölgelere yayılmasının devlet ve özel sektörler aracılığıyla gerçekleştirileceğini ve bu şekilde var olan bölgeler arasındaki farklılıkların azaltılabileceğini belirtmektedir (Günaydın, 2013, 79).
4. Kültürel Nedenler • Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde hala ağalık, aşiret gibi geleneksel ve ilkel bir sistem varlığını sürdürmektedir. • Günümüzde bu sistemin, ülkenin çoğu bölgelerinde kalkmasına rağmen, hala Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu yapının devam ettiği görülmektedir. • Bu durum, geleneksel ve ilkel sistemin bu bölgelerde ekonomik faaliyetlerin biçimlendirilmesinde rolü büyük olmaktadır.
• Bu durum, geleneksel ve ilkel sistemin bu bölgelerde ekonomik faaliyetlerin biçimlendirilmesinde rolü büyük olmaktadır. • Bu geri kalmış bölgelerdeki sorunların çözümü için eğitim kalitesinin arttırılması ve geliştirilmesi, vasıflı bir işgücünün yaratılması, üniversite, yüksek okul, kütüphane, sinema, tiyatro ve enstitülerin kurulması bölgelerin gelişimi için kilit faktörlerdir (Kulaksız, 2008, 26).
• Özetle, Türkiye’deki bölgesel dengesizliklerin sebeplerini sıralayacak olursak; (Tiftikçigil, 2010, 155) • ● Coğrafi yapı ve iklim • ● Pazarlara yakınlık • ● Kırsal yerleşimlerin fazlalığı ve düzensiz bir şekilde oluşumu • ● Eğitim düzeyinin düşüklüğü • ● Göç • ● Hızlı nüfus artışı • ● Yatırım ve hizmetlerin eksikliği • ● İşsizlik • ● Sanayi kurumlarının dağılımı • ● Özel sektörün kamu yatırımlarının yarattığı ortamdan yararlanamaması • ● Alt yapı yetersizliği ve kaçak yapılaşma gibi nedenlerdir.
Osmanlı Döneminde Bölgelerarası Gelişmişlik Farklarının Ortaya Çıkış Süreci • Osmanlı Devletinin ekonomisi tarıma ve ticarete dayanıyordu. • 16. yy sonuna kadar iyi bir şekilde organize edilmiş toprak sistemi: MİR’İ arazi, sayesinde üretim devamlılık sağlanmış ve güçlü bir mali yapı oluşmuştur. • Fetihler ile topraklar genişlemiştir; fetihler hem dini hem ekonomik boyutuyla ele alınmalıdır.
• Tarım ve ticaret iyi bir şekilde örgütlenmiştir. • Devletin ekonomik gücü yerel kontrol ve organizasyon un kontrolü politikası nedeniyle muntazam aralıklarla dağılmış bölgesel yerleşme merkezlerine dayanıyordu: Başkent, bölgesel merkezler, pazar şehirleri, köyler Köyler Pazar Şehirleri Köyler Pazar Şehirleri Bölgesel Merkezl er BAŞKENT Köyler Pazar Şehirleri Bölgesel Merkezl er
• Sonuç olarak 16. yy’da çok geniş bir alana yayılmış olan Osmanlı devleti önemli coğrafi farklılıklara rağmen, bu kademeli örgütlenme sayesinde aralarında gelişme farkı olmayan bölgelerden oluşmaktaydı. • Ancak devlet sanayi devrimine kayıtsız kaldı. • Batı’nın ateşli silahlara dayalı ordu yapısı, Osmanlı’nın eyaletlerdeki askerleri merkez kışlalara çekmesi (yük)
• Mir’i sistem bozuldu ve güvence altında olan köylü artık fakirleşmeye başladı. • Merkantalizmin etkisi ile fiyatlar hızla yükselmiş, nüfus patlamış, ekonomik sorunlar sosyal sorunları tetiklemiş ve Celali İsyanları
• 35 yıl süren isyandan bulunan halk toprağını terk etmiş ücra bölgelere yerleşmiş ve fakirliği tercih etmiş (Cumhuriyet döneminde 70. 000 yerleşme merkezinin bulunma nedeni). • Kırdan kaçanlar başta İstanbul olmak üzere bölgesel şehirlere göçmüş, işsizlik artmış ve bölgesel hiyerarşik sistem bozulmuştur. • 1838 İngilizlere Osmanlı sınırları içinde fabrikasyona dayalı ürünlerin satışına izin verilmesi Osmanlı ekonomisini çökertmiştir.
• Bölgesel merkezler önemini kaybetmeye başlamış ve sanayileşmiş ülkelerle ulaşım bağlantısını sağlayan şehirler ön plana çıkmış, göç almış (Mersin, İzmir, Trabzon). • Doğu Anadolu’daki bölgesel kent ve pazarlar nüfuslarını koruyamamış, Batı Anadolu kentleri hızla büyümüş ve Anadolu’da bölgeler arası denge bozularak dengesizlik hızla artmıştır.
• 19. yy’da görülen bu dengesizliğin kökeni Batılı sanayileşmiş ülkelerin ürünleri karşısında el sanatlarına dayalı üretim tarzının rekabet edememesidir. • Osmanlı döneminde ortaya çıkan bölgesel dengesizlikler dış dinamiklerin doğurduğu ülkelerarası emperyalist ilişkilerin doğurduğu dengesizlikle ile açıklanabilir.
Osmanlı Devletinde Kişi Başına Düşen Milli Gelir (Kuruş) Bölge Adı 1907 1914 Doğu Trakya 837 1160 İstanbul ve Çatalca 1790 1934 Anadolu (Ortalama) 765 1018 Anadolu (Marmara, Ege, Akdeniz) 990 - Anadolu (İç ve Doğu And. ) 667 - Suriye 840 1130 Kudüs 999 1192 Irak 576 745 Ortalama 824 1072
Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Bölgelerarası Gelişmişlik Farkları • 13, 6 milyon nüfus 70 bin yerleşme merkezine dağılmış, • İstanbul ve İzmir dışında şehirsel fonksiyon gösteren kent yok, • Karayolları yetersiz, demiryollarının yabancıların denetiminde, kontrolü • Nüfusun % 80’i tarım ile uğraşıyor • 1915 sanayi sayımına göre 282 sanayi tesisi var ve bunların 155 tanesi İstanbul’da, diğerleri İzmir, Bursa, Manisa, İzmit, Uşak, Bandırma
• Savaştan çıkmış bir millet= Hedef iktisadi kalkınma • 1923 -1950 devletçi politikalar: – İzmir iktisat kongresi – Ankara’nın başkent olması ve yeni çekim merkezi rolü – Teşvik-i Sanayi Kanunun (28 Mart 1927) – Sanayi planları (1933 -39) – Üniversitelerin ülke geneline yayılması – Doğu Anadolu’yu kalkındırma için özel bütçe tahsisi (1949 -50) • Bu dönemde Batı Anadolu’da ekonomi filizlenmeye başlamış, lakin Doğu’da hareket yok
• 1950 -60 Arası Liberal politikalar: – Doğu’da üniversitelerin açılması – Yeni kurulan devlete ait fabrikalar Doğu’ya kaydırıldı, lakin özel sektör gitmedi – Her ile bir fabrika politikası, – Fabrikaların kuruluş yerine dikkat edilmedi ve bunlar bir süre sonra devletin sırtına yük oldu (siyasi popülizm) – 1958 İmar ve Kalkınma Bakanlığı kuruldu ve bu bakanlığın altında Planlama ve İmar Genel Müdürlüğü oluşturuldu.
• 1960’tan Günümüze: – 30 Eylül 1960 DPT kuruldu. – DPT (Günümüzde Kalkınma Bakanlığı)’nin görevi bölgesel planlar yapmak. – Beş yıllık kalkınma planları – Bölgesel kalkınma çalışmaları (GAP; DOKAP vs. ) – Bölgesel kalkınma ajansları
Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksine Göre İllerin Gelişmişlikleri • İndeksin Özellikleri: • Ekonomik değişkenler (imalat, inşaat, tarım, mali, kişi başı gelir vd. ) • Sosyal değişkenler (nüfus, istihdam, eğitim, sağlık vd. ) • Toplam 58 değişkenden oluşan bir indeks • İlki 1970’de yapılan bu çalışma sonraki yıllarda devam etmiştir.
- Slides: 31