OKUL BAARISINDA ALENN ROL VE NEM LSE SEMNERN
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ (LİSE)
SEMİNERİN İÇERİĞİ ü Çocuğunu okul başarısında ve okul hayatında velinin önemi nedir? ü Veli hangi konularda çocuğunun okul başarısına etki edebilir? ü Gelişim dönemi özellikleri nelerdir ve bu dönemde çocuğa karşı yaklaşım nasıl olmalıdır? ü Doğru anne baba tutumu nasıl olmalıdır, çocuğa nasıl davranmak gerekir? ü Çocuğun okul başarısı için aile içi iletişim ve aile ortamı nasıl olmalıdır?
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø Okul- aile ve öğrenci, eğitim sistemlerinin en temel yapı taşlarıdır. Eğitim sistemlerinin istenilen sonucu vermesi için bu yapı taşlarının güçlü bir iletişim ve işbirliği içinde olması hayati bir önem taşımaktadır. Özellikle ailenin bu süreçte daha katılımcı hale getirilmesi gerekmektedir. Çünkü çocuğunun uzmanı olan ve onlara, ilerleyen yollarda değiştirmenin çok zor olduğu kişilik özelliklerini kazandıran ailesidir. Bu nedenle eğitim- öğretimde başarıya ulaşmak için, öğretmen kadar anne babalar da katılımcı hale gelmelidir.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø Veliler çocuklarını okula gönderdikten sonra asla onlarla iletişimini koparmamalı, kendileri de eğitim sisteminin birer parçası olmalıdırlar.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø Öğretmenlerle aileler arasındaki iletişimi güçlendirmeye yönelik çalışmalar, öğrencilerin okul başarısını yükseltebileceği gibi okulda disiplin sorunlarının yaşanmasını da engelleyebilir. Ailelerin çocuklarının eğitimlerine karşı ilgisiz olmaları sadece onların başarılarını olumsuz yönde etkilemekle kalmamakta, aynı zamanda çocukların okuldaki diğer davranışlarını da olumsuz etkilemektedir.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø Araştırmalar, öğretmenlerin öğrencilerin okulda sergiledikleri istenmeyen davranışların altında yatan en önemli etkenin aileye bağlı nedenler olduğunu düşündüklerini göstermektedir. Ø Veli katılımının öğrencilerin eğitimleri üzerindeki etkisi bunlarla sınırlı kalmamakta, veli katılımı aynı zamanda öğretmen-öğrenci ilişkilerini de olumlu yönde etkilemekte ayrıca öğrencilerin okula karşı olumlu tutum geliştirmelerine katkı sağlamaktadır.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø Ailelerin eğitim sürecine katılması öğretmenin istenilen hedeflere ulaşmasını sağladığı gibi öğrenci üzerindeki performans ve başarısını arttırmakta, dolayısıyla eğitim-öğretim faaliyetlerinin daha etkin ve verimli bir biçimde sürdürülmesini sağlamaktadır.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø Öğretmenlerin görüşlerine göre; ailenin eğitime katılımı aynı zamanda öğretmenin motivasyonunu arttıracak bu durum da öğretmenlerin eğitim sürecine daha istekli ve güdülenmiş olarak katılıp eğitsel faaliyetleri gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Bunun yanında aile katılımının bir diğer etkisi de öğretmenin öğrenciyi daha kolay tanımasına olanak sağlamasıdır.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø Ailenin çocuğu öğrenmeye güdülemesi, okulda öğrendiklerini tekrar ettirmesi ve pekiştirmesi için çocuğuna yardımcı olması, yol göstermesi onun başarısını artıracaktır. Bunun için ailenin eğitime katılarak, öğrencinin okulda öğrendiklerini, neleri öğrenmesi gerektiğini, öğretim sürecinde kullanması gereken araç gereçlerin neler olduğunu, çocuğa hangi konularda nasıl yardımcı olacağını öğrenmesi oldukça önemlidir.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Aileleri Eğitim Sürecine Katılmayan Öğrencilerde Ortaya Çıkan Sorunlar: v Davranış bozuklukları v Kötü alışkanlıklar v Disiplin Sorunları v Akademik başarısızlık v Okul başarısında azalma v Derslere ve okula karşı isteksizlik v Sorumsuzluk v Motivasyon eksikliği v Sevilmediğini hissetme v Yalnızlık hissi
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ Ø İlk ve ortaokul öğrenci velilerinin çocuklarının eğitimine katılım ve okul tutumu düzeylerinin öğrencilerin LGS puanları ile ilişkili olduğu gözlenmiştir. Yüksek LGS puanına sahip olan öğrenci velilerinin eğitime katılım ve okul tutumu düzeyleri, düşük LGS puanına sahip olan öğrenci velilerinin eğitime katılım ve okul tutumu düzeylerinden daha yüksek çıkmıştır.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Lise Çağındaki Gençlerin Gelişim Dönemi Özellikleri Anne Baba Tutumları Aile İçi İletişim Anne Babanın Okula Karşı Tutumları Çocuktan Okul Başarısı Beklentileri Çocuğun Ders Çalışma Ortamı Kıyaslanma İlgisizlik Huzursuz Aile Ortamı
NEDEN ÇOCUKLARIMIZIN GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİNİ BİLMELİYİZ? Ø Evde çocuklarımızı okulda öğrencilerimizi anlayabilmek için, Ø Her gelişim döneminin getirdiği yenilikleri anlayabilmek için, Ø Hangi davranışın normal hangi davranışın anormal olduğunu kavrayabilmek için, Ø Her gelişim döneminin kendine has psikolojisini kavrayabilmek için, Ø Ve her şeyden önemlisi onların gelişimine uygun davranabilmek için çocuklarımızın gelişim özelliklerini bilmeliyiz.
1. LİSE ÇAĞINDAKİ GENÇLERİN GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ Ergenlik, bireyin gelişim süreci içerisinde çocukluk döneminin bitişiyle beraber sözü edilen dönemin başlangıcından fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya kadar geçen bir gelişim dönemidir. Bu dönem, fizyolojik anlamda kızlarda adetle ve göğüslerin büyümesiyle; erkeklerde ise yüzde kılların çıkması ve sesin kalınlaşmasıyla başlayan genel olarak da 13 -22 yaşlar arasını kapsayan bir gelişim dönemidir.
1. LİSE ÇAĞINDAKİ GENÇLERİN GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ ERGEN Sosyal Faktörler: Ailenin ve arkadaşların ön gördüğü model Fiziksel Faktörler : Bedendeki değişimler Psikolojik Faktörler: Diğer faktörlerin etkisiyle oluşan model BEDEN İMGESİ Çevresel Faktörler: Medyanın sunduğu modeller
1. LİSE ÇAĞINDAKİ GENÇLERİN GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ Ergenlerdeki duygusal gelişim ve değişim konusunda dikkati çeken ilk noktanın, duyguların yoğunluğundaki artış ve istikrarsızlık olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda söz konusu duygusal dalgalanmalar; ü karşı cinse âşık olma, ü mahcubiyet ve çekingenlik, ü aşırı hayâl kurma, ü tedirginlik ve huzursuzluk, gibi duygulanım ü yalnız kalma isteği, durumlarıdır. ü çalışmaya karşı isteksizlik ve ü çabuk heyecanlanma
1. LİSE ÇAĞINDAKİ GENÇLERİN GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ Öte yandan yine konuyla ilgili yapılan araştırmalarda ergenlerin, en çok gelecekle ilgili kaygılar taşıdıkları; eğitim gören ergenlerdeki bu kaygılarının muhtevasının istedikleri okula gidip gidemeyecekleri ve istedikleri mesleği yapamayacakları gibi içeriğe sahip olduğu saptanmıştır. yapıp-
1. LİSE ÇAĞINDAKİ GENÇLERİN GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ Bilindiği gibi bireyin sosyalleşmesi ilk olarak ailede başlar. Bu bağlamda ergenin sosyalleşme süreci aslında çocukluk döneminde başlamış ve ergenlik döneminde ise bu süreç ailesinin dışına taşarak okul çevresi ve dolayısıyla arkadaş grupları ekseninde hızla devam etmektedir. Bu sosyalleşme sürecinde ergen için önemli gördüğü konularda ailesi, hâlâ bir başvuru kaynağı olmaya devam etmektedir.
BU DÖNEMDEKİ GENCE NASIL DAVRANILMALI? 1. Gençlerin kendileriyle ve başkalarıyla ilgili düşüncelerine, düşünme, karar verme, sorumluluk alma ve yaşamlarını denetleme gibi yeteneklerini algılayışlarına anne-babalarının yaklaşımının etkisi büyük olmaktadır. Kendilerini mutlu ve değerli hisseden, sorumluluklarını bilen, birbirine güven duyan bireylerden oluşmuş sağlıklı aile ortamlarında gençlerin hızlı değişimlere ayak uydurmaları, kendilerini kabul etmeleri ve kimlik kazanmaları başarılı bir şekilde gerçekleşebilmektedir.
BU DÖNEMDEKİ GENCE NASIL DAVRANILMALI? 2. Anne - babaların gençlik dönemindeki çocuklarıyla iyi bir iletişim kurabilmeleri için öncelikle kendi aralarındaki iletişimin sağlıklı olması gerekmektedir. Yoksa anne-babasının çatışma alanı haline gelen çocuk, aileden uzaklaşmakta sokağa ve marjinal gruplara veya zararlı alışkanlıklara yönelmektedir.
BU DÖNEMDEKİ GENCE NASIL DAVRANILMALI? 3. Gençlik döneminde çocuk vücudu yetişkin vücuduna dönüşürken, çocuk rollerinin de yetişkin rollerine dönüşmesi beklenmektedir. sorumluluğu Ancak üstlenmesi genç, ve kimliğini birçok kazanırken problemi de birçok çözmesi gerekmektedir. Bu kimlik krizi yaşanırken anne-babaların bazen “Sen daha çocuksun, bu konuda fikrini sormadık”, bazen de “Kocaman insansın sorumluluklarım yerine getir" gibi çelişkili yaklaşımları gencin kimliğini kazanmasında işini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle anne-babaların sabırlı olmaları ve çocuklarına birey olarak davranmaları gerekmektedir.
BU DÖNEMDEKİ GENCE NASIL DAVRANILMALI? 4. Bu dönemdeki gençte öfke patlamalarının çok yaşandığı görülmektedir. Öfke patlamasının olduğu durumlarda paniğe kapılmadan, öfkeye öfkeyle karşılık vermeden, genci dikkatle dinlemek gerekmektedir. Şikayetlerinin ve isteklerinin anlamını keşfetmeye çalışmak gencin hangi konularda haklı, hangi konularda mantıksız olduklarını anlamaya çalışmak gerekmektedir. Daha sonra anne - babalar kendi duygularını gence anlatıp, geçirebilmelidirler. evdeki kuralları hep beraber gözden
BU DÖNEMDEKİ GENCE NASIL DAVRANILMALI? 5. Gençlerin güçlü yanları ve olumlu özellikleri üzerinde odaklanmak gerekmektedir. Dağınıklık, sorumsuzluk vb. gibi olumsuz davranışları sürekli hatırlatmak, o davranışı ortadan kaldırmamakta, daha da yerleşmesine neden olmaktadır. 6. Olumlu özellikler üzerinde yoğunlaşmak olumlu özelliklerin güçlenmesini ve gelişmesini sağlayabilmektedir.
BU DÖNEMDEKİ GENCE NASIL DAVRANILMALI? Ø Ø Ø Ø Ailede yeterli zaman ayrılan, Sorunları paylaşılan, Karar alma sürecine katılan, Arkadaş seçimine müdahale edilmeyen, İstekleri kabul edilmediği durumlarda açıklama yapılan, Özel hayatlarına saygı gösterilen, Duygu ve düşüncelerine saygı duyulan ve ifade etmeleri için uygun ortam oluşturulan, Ø Aileleriyle her konuda konuşmaktan çekinmeyen, Ø Kız erkek ayırımı yapılmayan, Ø Anne-babanın fikrini açıkça ifade ettiği ailelere sahip olan ergenlerde diğerlerine göre benlik saygısının daha yüksek olduğu saptanmıştır.
BU DÖNEMDEKİ GENCE NASIL DAVRANILMALI? 7. Anne babalar söyleyerek değil, örnek ve olumlu model olarak eğitmelidir. 8. Rehber anne-baba modeli olmalıdır. 9. Yanlışlıklar karşısında önce ebeveynlerin hayır diyerek, çocuğumuza hayır diyebilmeyi, sınırlarını oluşturmayı öğretmeliyiz.
2. ANNE BABA TUTUMLARI v Ailesinde daha çok cezalandırılan ve çok sıkı kontrol edilen, elverişsiz bir eğitim ortamında yaşayan çocuklar, diğerlerine göre okulda daha başarısız olurlar.
2. ANNE BABA TUTUMLARI v Çocukta sağlam bir öz kimlik duygusu, ancak dengeli, samimi, sıcak, saygı gösterilen, güvenilen, sorumluluk verilen bir aile ortamında yetişen çocuklarda mümkün olabilir. Bunun aksine, anne-babanın sürekli tartışmaları, içki ve kumar alışkanlıkları, çocuğun ihmal edilmesi, yeterli sevgi ve ilgiyi bulamaması, şiddet ve kötü muamele görmesi, çocuklarda uyumsuzluğun, kişilik bozukluğunun ve tepkisel davranışların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
2. ANNE BABA TUTUMLARI Akran gruplarına yönelmenin arttığı bu dönemde bir grubun üyesi olmak, üyesi olduğu grubun giyim, yaşayış ve konuşma tarzını benimsemek çok önemlidir. Bu kendilerini topluma kabul ettirmenin bir yoludur. Eğer genç anne - babası tarafından aşın baskül, tutarsız bir tutuma maruz kalırsa, akran grubuna yönelme iyice artmaktadır.
2. ANNE BABA TUTUMLARI ÇOCUK NE YAŞAMIŞSA ONU ÖĞRENİR: Ø Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, Kınama ve ayıplamayı öğrenir. Ø Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa, Sıkılıp, utanmayı öğrenir. Ø Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse, Kendini suçlamayı öğrenir. Ø Eğer bir çocuk hoşgörü ile yetiştirilmişse, Sabırlı olmayı öğrenir. Ø Eğer bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüşse, Adil olmayı öğrenir. Ø Eğer bir çocuk kabul ve onay görmüşse, Kendini sevmeyi öğrenir. Ø Eğer bir çocuk aile içinde dostluk, arkadaşlık görmüşse, Bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.
ANNE BABA TUTUMLARI NASIL OLMALIDIR? 1. Çocuklarınızı gerçekten dinleyin ve dinlediğinizi, her ihtiyacı olduğu zaman da dinleyeceğinizi ona hissettirin. (Problemleri aile içerisinde çözülemeyen, ilgilenilmeyen çocuk ilgiyi dışarıda başka kişilerde arar veya riskli davranışlara yönelir. ) 2. Çocuklarınıza davranışlarınızla örnek olun. 3. Çocuğunuzun aldığı sonucu değil, başarısını ve gayretini ödüllendirin ve takdir edin. (Unutmayın; çocuğunuz her şeyi başarmak zorunda değil. )
ANNE BABA TUTUMLARI NASIL OLMALIDIR? 4. Çocuklarımıza sevgi göstermekten çekinmeyiniz çünkü çocuk için en önemli ve kalıcı korkuların başında anne ve babası tarafından sevilmemek veya terk edilmek korkusu gelir. 5. Çocuklara kendi yaşına uygun kurallar konulmalıdır ve kuralların sebepleri, neden gerekli olduğu açıklanmalıdır. 6. Çocuklara kendi yaşın ve gelişimlerine uygun olarak karar verme, sorumluluk alma gibi davranışlar kazandırılmalıdır. 7. Her çocuğun kendine has özellikleri vardır. Bu sebeple çocuklar başka bir çocukla veya kardeşleriyle kıyaslanmamalıdır.
ANNE BABA TUTUMLARI NASIL OLMALIDIR? 8. Dayakla ve zor kullanarak davranışı yönlendirmeyi amaçlayan anne baba; Ø Çocuğun kendilerine karşı korku, öfke ve kızgınlık içinde olmasına sebep olur. Ø Çocuğa saldırgan olmayı ve sorunlarını şiddet yoluyla çözmeyi öğretir, Ø Zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açar. Bu sebeple sorunları veya davranış bozukluklarını şiddetle değil çocuğunuzla konuşarak çözümlemeye çalışın.
3. AİLE İÇİ İLETİŞİM q Çocukların ekmeğe, suya, havaya, oyuncağa ve kıyafete ihtiyacı olduğu kadar anne-baba sevgisine, onlar tarafından şımartılmaya, onlarla vakit geçirmeye ve konuşmaya da ihtiyaç duymaktadır.
3. AİLE İÇİ İLETİŞİM q Çocukluğun ilk dönemlerinde ilgi gören, duygusal açıdan doyumsuzluk çekmeyen, birey olarak tepkileri önemsenen ve anne babasıyla yeterli vakit geçiren çocukların, okul çağında her açıdan daha sağlıklı ve uyumlu olacağı söylenebilir.
3. AİLE İÇİ İLETİŞİM q Kişilik oluşumunda aile etkisi oranının, diğer tüm etkenler içerisinde yaklaşık yüzde 50 değerine sahip olması, ileriki yaşamda belirgin olacak davranışların ve alışkanlıkların oluşumunda ailelerin rolünü daha iyi göstermektedir. q Çocuklarının kişisel ve bilişsel gelişiminde bu derece önemli bir rol oynayabilecek konumda olan ailelerin, çocukları ile sağlıklı bir iletişim kurabilmesi, onların başarılı bir öğrenci, sorumlu bir vatandaş ve çevresine karşı duyarlı bir insan olmasına katkıda bulunabilmesi için çocukluktan ve okul öncesi dönemden başlayarak çocuklarına iyi örnek olmaları gerekmektedir.
3. AİLE İÇİ İLETİŞİM q Aileler çok yönlü olarak çocuklarının başarı durumlarına etki edebilir. Hem çocuklarıyla kuracakları iletişiminin niteliğiyle, hem de okul ile gerçekleştirecekleri işbirliğinin düzeyi ile aileler, çocuklarının akademik başarısına önemli katkı sağlayabilir. q Yapılan bir araştırmada en düşük başarı ortalamasına ailesiyle iletişim sorunları yaşayan ve ilgisizliklerinden yakınan öğrenciler sahiptir.
3. AİLE İÇİ İLETİŞİM ü Çocuklar dinlenmemeleri ve ciddiye alınmamaları konusunda aşırı duyarlıdırlar. Dinlenmediklerini hemen fark ederler. Uzun süre dinlenmeyen çocuklar savunmaya geçebilirler, işbirliğine yatkın olmazlar ve içlerine çekilebilirler. Ø Israrlarına rağmen annesinin kendisini dinlememesi üzerine ellerini ısıran çocuk örneği vardır. Çocuklar çoğunlukla dinlenmeme nedeniyle çalma, saldırganlık, kendine zarar verme davranışlarıyla “Lütfen beni dinle. Duygusal bir kırıklık yaşıyorum, dikkatini bana ver” mesajını iletmektedirler.
ÇOCUĞUMLA NASIL İLETİŞİM KURMALIYIM? 1. Anne baba herhangi bir çatışma anında "İlle de benim söylediğim gibi olacak, çünkü ben büyüğüm ve en doğrusunu bilirim!" demek yerine, genci de dinleyerek onun görüşünü değerlendirerek her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm bulmaya çalışır ve gençle işbirliği yaparsa sonunda uygun bir çözümde anlaşılabilirler. 2. Çocuğunuza zaman ayırmakta ihmalkâr davranmayın.
ÇOCUĞUMLA NASIL İLETİŞİM KURMALIYIM? 3. Çocuklarınız sadece söylediklerinizi değil, yaptıklarınızı da yaparlar. Ø Kitap, gazete okuyorsanız o da okur. Ø Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanıyorsanız o da kullanmaya eğilimli olur. Ø Birçok aile, çocuğu ile alkol ve diğer maddelerin kullanımını konuşmaktan kaçınır. Çocuğunuz böyle bir problem yaşayana kadar beklemeyin.
ÇOCUĞUMLA NASIL İLETİŞİM KURMALIYIM? 4. Arkadaşlıklarını onaylamıyorsak, niye problemli ve istenmeyen kişilerle arkadaş olduğunu anlatması için çocuğunuzu yüreklendirin. Kendi deneyimlerinizi, arkadaş ilişkilerinizdeki sorunları, bunları nasıl çözdüğünüzü açıklıkla anlatın, paylaşın.
4. ANNE BABANIN OKULA KARŞI TUTUMLARI Çocuğun öğrenmeye dönük tutumunu belirlemede ailenin tutumu ve değerleri son derece önemlidir. Ebeveynlerden birinin veya her ikisinin, okula ve öğrenmeye karşı olumsuz tutumu, çocuğunda okula karşı negatif duygular geliştirmesine yol açmaktadır.
4. ANNE BABANIN OKULA KARŞI TUTUMLARI Çocuk ebeveynin eğitim konusundaki düşünce ve duygularını kendine mal eder. Eğitimsel süreçlere değer veren, öğretmenin çabasına saygı duyan ebeveynler çocuğun okula karşı tutumlarını olumlu etkilerken, öğretmene saygısı olmayan ya da uzun bir eğitim görmediği halde yaşamda başarılı olan aileler genellikle olumsuz etkilemektedir.
4. ANNE BABANIN OKULA KARŞI TUTUMLARI Benzer şekilde eğitimin önemli olduğunu söylemesine rağmen okuma ve öğrenmeye hiçbir kişisel ilgi göstermeyen ebeveyn, çocuğun okula duyduğu ilgiye engel olabilmektedir.
5. ANNE BABANIN OKUL BAŞARISI BEKLENTİLERİ Ø Bazı anne-babalar çocuklarının yeteneklerini, kapasitelerini ve ilgilerini tanımadıkları için onlardan gerçekçi olmayan yüksek bir başarı beklentisi içine girmektedirler. Ø Ailelerinin bu beklentilerini karşılamakta güçlük çeken çocuklar, olumsuz bir benlik kavramı geliştirmekte, gerginlik ve kaygı yaşamaktadır. Bu durum onları paniğe sürükleyerek başarı düzeylerinin daha da düşmesine neden olmaktadır.
5. ANNE BABANIN OKUL BAŞARISI BEKLENTİLERİ Ø Çocuk üzerine gerçekçi olmayan beklentiler ve çocuğa güven duymama önemli potansiyelinin bir üzerinde nedendir. olan Ebeveynlerin beklentilerini çocuğun çocuklara yansıtmaları çocukta kaygı ve başarısız olma korkusu geliştirir.
5. ANNE BABANIN OKUL BAŞARISI BEKLENTİLERİ Ø Çocuktan başarılı olması konusunda çok fazla beklenti içinde olmak, onun değerlendirilmesi kişilik değerinin anlamına geldiği sadece için, başarıyla değerini anne babasının gözünde başarılı olmaya bağlanması çocukta kaygı yaratmaktadır. Başarıda en önemli engellerden biri olan kaygı veya korku böylece ailede yaratılmış olur.
5. ANNE BABANIN OKUL BAŞARISI BEKLENTİLERİ Öğrencinin görüşü; Ø ‘Annem ve babam; biz okuyamadık sen oku, bizi bu fakirlikten kurtar diye baskı yapıyorlar. Ben de üzülüyorum, onları düşünüp çok çalış-maya gayret ediyorum ama çok yapamıyorum ve liseyi bitiremezsem, meslek sahibi olamazsam diye korkuyorum. ‛ (10 K) NOT! Öğrencilerimizin yeteneklerini ve ilgilerini göz önünde bulundurup okul başarılarını da buna göre değerlendirmemiz gerekir.
6. ÇOCUĞUN ÇALIŞMA ORTAMI ü Öğrencilerin evlerindeki çalışma ortamları da onların başarılarında belirleyici olmaktadır. Öğrenmenin temeli etkili çalışmadır. Çocuğun okul başarısı için, evde verimli çalışabilmesi için uygun çalışma ortamı sağlanmalıdır. ü Evin fiziki yapısı uygunsa ayrı bir çalışma odası, bu imkan yoksa, sakin, gürültüsüz, ısı ve ışık sorunu olmayan, televizyon, bilgisayar gibi dikkatini dağıtacak uyarıcıların olmadığı uygun bir ortam hazırlanmalıdır. ü Ancak gerek maddi yetersizlikler gerekse ailelerin ilgisizliği/bilinçsizliği nedeniyle evlerin çoğunda çocukları için uygun çalışma ortamları bulunmamaktadır.
6. ÇOCUĞUN ÇALIŞMA ORTAMI Yapılan bir araştırmada öğrencinin görüşü: ‘Kendime ait bir çalışma odam olsaydı, derslerim daha iyi olabilirdi. Ben ders çalışırken kardeşlerimin yaptıkları gürültüden ve televizyondan dolayı konuları pek fazla anlayamıyorum‛ (11 E)
7. KIYASLANMA § Çocukların aile ortamında en çok şikâyetçi oldukları konulardan birisi de kardeşleri veya arkadaşlarıyla kıyaslanmalarıdır. § Ailenin mukayeseci tavrı nedeniyle hem ailesine hem de mukayese edildiği kardeşi ya da arkadaşına karşı olumsuz düşünce ve tavırlar geliştiren çocuk, bu nedenle potansiyelinin altında bir çalışma ve başarı sergileyebilir. NOT!! Her çocuk kıyaslanmamalıdır. kendine özeldir, asla başkasıyla
7. KIYASLANMA Öğrencilerin bazı açıklamaları şu şekildedir: Annem, komşumuzun kızı çok çalışkan, sen niye öyle değilsin diyor. (10 K) ’Ailemde herkes; annem, babam, dedem, babaannem hepsi benim okumamı, üniversiteye gitmemi, bir doktor, bir öğretmen olmamı istiyor. Ben de çok hatta aşırı istiyorum ama bir de şu sorun var; ya kazanamazsam, öğretmen ya da doktor olamazsam diye düşünüyorum. Beni sürekli rahatsız ediyorlar. Ne zaman biraz fazla TV izlesem, ne zaman top oynasam ‘sen nasıl okuyacaksın? Böyle giderse sen kazanamazsın’ gibi sözlerle benim güvenimi kırıyorlar. Hele bir de beni başkalarıyla kıyaslamıyorlar mı, o beni daha çok sıkıyor. Belki benim gözümü açmaya çalışıyorlar ama ben her şeyin farkındayım. Yeri gelir ders çalışır yeri gelir top oynarım. Onlara göre hiç TV izlemeyecek, hiç top oynamayacak, odama kapanıp sürekli ders çalışacakmışım. ‛ (10 E)
8. İLGİSİZLİK Nedense bazı aileler, çocuklarını okula göndermekle her şeyin bittiğini düşünmektedirler. Eski tabirle ‘eti senin kemiği benim, bundan sonrası sana ait istediğini yap’ anlayışıyla hareket etmektedirler. Bu tür aileler, öğrencilerin dersleriyle, ödevleriyle, arkadaş çevresiyle, okula devam edip etmemesiyle ilgilenmezler. Onlara göre okul, çocuklarının gün boyu güvenli bir şekilde gününü geçireceği bir mekândır. Veli toplantılarına katılmayı akıllarından bile geçirmezler.
8. İLGİSİZLİK Veli toplantılarına genelde başarılı öğrencilerin velileri katılmaktadır. Başarısız veya sorunlu öğrencilerin velileri ise ya ilgilenmediklerinden ya da olumsuz şeyler duyacaklarını tahmin ettikleri için katılmayı düşünmemektedirler. Bazı veliler öğrencinin devamsızlığı üst sınırın neredeyse iki katına çıktığında haberdar olup yıl sonu karnelerin verilmesine bir hafta kala okula gelip çare aramaktadır.
8. İLGİSİZLİK Ø Dolayısıyla böyle ilgisiz aile çocuklarında kişilik ve davranış bozuklukları, sosyal uyumsuzluk, düşük başarı gibi sorunlar daha sıklıkla görülmektedir.
9. HUZURSUZ AİLE ORTAMI q Çocuğun okul başarısının yanında onun duygusal, sosyal ve psikolojik gelişimini etkileyen önemli bir husus da sürekli tartışma ve kavgaların yaşandığı huzursuz aile ortamıdır. q Anne-baba arasında yaşanan çatışma ve tartışmalar, sadece tarafları değil tüm aile bireylerini etkilemektedir. Dolayısıyla anne-babalar sorunlarını çocuklarının yanında değil, onların etkilenmeyeceği ortamlarda tartışmalı ve çözüm aramalıdırlar.
9. HUZURSUZ AİLE ORTAMI q Ailede ruha saldıran huzursuzluk ve çatışmalar genci evinden uzaklaştırır, bir sığınak aramasına yol açar, yanlış ilişkilere yönlendirir. Genç hem ailedeki huzursuzluğu saklamak hem de bu huzursuzluktan saklanmak için dışarıda saldırganca davranabilir, aile kavgalarına tepkisini dışarıda kavga ederek gösterebilir, kötü arkadaşlıklara veya kötü alışkanlıklara yönelebilir.
9. HUZURSUZ AİLE ORTAMI Yine bir öğrencinin açıklamaları şu şekilde: v Bizim ailemiz sorunludur. Her dakika kavga olur ve ben bu yüzden çoğu zaman akşam olsun istemem. (11 K) v Aile sıkıntım yüzünden derslerimde başarılı olamıyorum. Yaşamım boyunca hep annem ile babam kavga ettiler. Her okul çıkışında eve geldiğim zaman, bakıyorum kavga ediyorlar. Tüm bunlardan babamı sorumlu tutuyorum. Bir sorunum var ve ailem benimle çok dalga geçiyor. Hep kardeşlerimi seviyorlar ve onlara hediye alıyorlar. Geleceğe ilişkin planım ana sınıfı öğretmeni olmak ve annelerinin onlara göstermediği sevgiyi göstermek. (9 K)
- Slides: 58