ocuum okula balyor Bu seminerde deineceimiz konular Okula
Çocuğum okula başlıyor…
Bu seminerde değineceğimiz konular; • Okula uyum, • Okul korkusu ve yapılmaması gerekenler • Ödevler ve çalışma alışkanlığı
• Okula uyum genellikle 3 -4 hafta gibi bir sürede tamamlanır. Çocuğun evden ve anneden ayrılabilmesi ile okula uyum arasında bir ilişki vardır.
Bir çocuğun okula uyum sağlayabildiğini söyleyebilmemiz için; -Çocuğun itiraz etmeden (ağlamadan, mide bulantısı, karın ağrısı gibi bedensel semptomlar göstermeden, annesinden/babasından kolayca ayrılarak) okula gelmesi. - Okul saatlerinin tamamında okulda bulunabilmesi. - Öğretmeni ve arkadaşları ile ilişki kurabilmesi. - Sınıfını, sırasını, öğretmenini ve eşyalarını benimsemesi. - Okul içinde yolunu bulabilmesi, kendi başına tuvalet, kantin, yemekhane gibi yerlere gidip gelebilmesi. - Teneffüs ve ders kavramını anlaması, sınıf içindeki kurallara uyması. - Arkadaş edinebilmesi. Gerekmektedir.
Nedir Okul Korkusu? • Okul korkusu, anneden ya da evden ayrılma kaygılarıyla genellikle ortaya çıkan okula gitmek istememe ya da sonucunda gitmeme durumudur. • Okul korkusu yaşayan çocukların genel olarak hissettikleri sıkıntı, huzursuzluk ve gerginliktir.
• Okul korkusu ailenin tüm bireylerinin sorunudur. Ailenin her ferdinin bu problemin çözümünde desteği ve katkısı beklenir. • Çocuğa içinde bulunduğu durumu anladığınız ve ona yardımcı olacağınız mesajı verilmelidir. • Eleştiren, aşağılayan, korkutan ve sindiren bir yaklaşım başarıya ulaşamaz. Başarıya ulaştı gibi görünse dahi daha sonra oluşacak daha büyük sorunları peşinden sürüklemiş olur.
• Çocuğunuz okula gitmek istemediğini söylüyor ve okulda kalamıyorsa öğretmeninden ve rehberlik servisinden yardım alabilirsiniz. Bu da yeterli olmazsa bir uzmana danışarak sorunun hekim, aile ve okul işbirliği ile çözülmesi yoluna gidilmelidir.
Yapılmaması gerekenlere de değinelim…
Her şeyin başı anlayış… • “Bebek misin sen, kocaman adam oldun, korkacak ne var? ” gibi bastırıcı yöntemlerden uzak durmalıdır. Bu yaklaşım sorunları çözmez, bastırır. Bastırılan bir sorun da sonradan daha büyük bir şekilde karşımıza tekrar çıkar.
Çocuğu asla okulla ya da öğretmenle korkutmayın… • Hata yaptıklarında onları okul veya öğretmenle korkutursak, çocuğun öğretmenden ve okuldan soğumasına sebep oluruz. Okul ceza verilen bir yer olarak gösterilmemelidir. • Benzer bir şekilde özellikle öğretmen hakkında olumsuz yorumlarda bulunmayın. Sizin saygı ve güven duymadığınız kişiye çocuğunuz da asla itibar etmeyecektir.
Ailenin aşırı koruyucu tavrı okul fobisine sebep oluyor… Okul fobisinin temel nedenlerinden biri aileden ayrılma korkusudur. Çocuk aşırı korumacı bir anlayışla yetiştirilmişse, arkadaşlarıyla iletişimi çok az olmuşsa, dışarıya pek çıkmamışsa, kendi ayakları üzerinde duramıyorsa ailesinden uzak kalmak onu çok korkutur. Bu durum pek çocukta görülür ve zamanla düzelir. Ancak düzelmeme olasılığı da vardır.
• Okul yaşantısı ile ilgili her şeyi planlayın. Okuldan kim alacak, hangi servis alacak, kim karşılayacak? Çocuğunuza onu alacağınız zaman ve yer hakkında bilgi verin, gösterin. Belirttiğiniz saatte ve yerde olmaya özen gösterin.
Vedalaşmaları kısa tutun…
Televizyon ve Bilgisayar Düzenlemesi • Televizyon izlemede çocuğunuza seçici olma alışkanlığı kazandırın. • Sürekli televizyon izlemek çocuğunuzun başarısını olumsuz yönde etkiler. Ancak bunu zor kullanarak değil, ikna ederek gerçekleştirin. • Tıpkı televizyon konusunda olduğu gibi bilgisayar konusunda da bilinçli, sınırlarını bilen ve irade gösteren çocuklar olmaları için çaba sarf edilmelidir.
Anne baba olarak çocuğun ödevlerine ve derslerine ne kadar müdahale etmeniz doğru olur? • Anne babanın ders konusundaki yaklaşımı mümkün olduğunca olumlu olmalıdır. Okul ve dersle ilgili konularda eleştirel ve baskıcı tutumlardan uzak durulmalıdır. • Çocuğun ödevini zamanında yapmaması, derslerine çalışmaması durumunda sürekli yargılanması, sorgulanması ve eleştirilmesi çocuğun hem derslerinden soğumasına hem okula karşı negatif duygular beslemesine neden olur.
• Çocuğun derslerini yapması konusunda zaman hatırlatmalar yapılması doğaldır ancak bunu yaparken anne babanın kullandığı üslup önemlidir. • Örneğin, okuldan geldikten sonra direk televizyon karşısına oturan bir çocuğa annenin «Ödevin yok mu senin, ödevini yapsana» ya da «Ödevlerini bitirmeden televizyon seyretmek yok demedim mi ben sana» gibi ifadeler kullanmasındansa “Sanırım ödevlerini çizgi film izledikten sonra yapmaya karar verdin değil mi? ’ gibi bir soru sorarak hatırlatması çok daha olumlu bir etki yaratır. • Bu şekilde çocuğa sorumluluğunu hatırlatmış oluruz. Ancak bunu çocuğu aşağılamadan, küçümsemeden, eleştirmeden ve baskı yapmadan yapmış oluruz.
Ders çalışırken ne yapmalıyız? • Anne baba çocuğa ihtiyacı olduğunda yardım edebileceğini açık ve net biçimde ifade etmeli ama çocuğun yerine hiçbir şekilde sorumluluk almayacağını da hissettirmelidir. • Dolayısıyla çocuk verilen ödevleri kendisi yapmalı, anlayamadığı zaman ya da kontrol edilmesi aşamasında anne baba yardım etmelidir. • Bu yaştaki çocukların dikkat süreleri kısa olduğu için, ders çalışma süresi 15 - 20 dakika kadar olmalıdır. 15 dakika kadar ara verildikten sonra tekrar ders çalışılabilir.
Çocuğun ödevinde çok fazla yol gösterici ve yönlendirici olmayın. Yazmakta zorlandığı bir harf için, şöyle yap elini böyle kaldır kalemi böyle tut gibi emirler yağdırmayın. Bu gibi emirler ödevi çocuk için eğlenceli olmaktan çıkarır ve başaramıyorum duygusu verir. Çocuk tekrar yazarak öğrenir. Harfi bir kere gösterin. Eğlenceli hale getirmek için harfi bir hayvana benzetebilir, ya da oyun gibiymiş gibi gösterebilirsiniz. Gerisini çocuğa bırakın.
ÖDEVLERİ KONUSUNDA EN SIK YAPTIĞIMIZ HATALAR • Güzel olmayan yazıları sildirip, tekrar yazdırmak. Özelikle 1. 2. Sınıf öğrencilerinde bu ödev konusunda isteksizliği artırır. Kötü kısma değilde iyi kısma odaklanmak önemlidir. ‘‘bak bu iki sırayı çok güzel yazmışsın, eminim zamanla diğerleri de daha güzel olacak’’ gibi • Ödevi sık sorgulamak, hatırlatmak. • Alınmayan ödevleri telefonla başkalarından öğrenmeyi kabullenmek. • Ödev yaparken sürekli çocuğun yanında olmak. • Ödev konusunda sorunlar yaşayan çocukların anababaları, devamlı hatırlatma, söylenme, ikna etmeye çalışma, ödüllendirme, tehdit etme, azarlama hatta şiddet uygulama gibi yöntemleri deneyerek ödevin yapılmasını sağlarlar. Sonuçta ödevi düşünme, hatırlatma, yaptırma sorumluluğunu anababa üstlenmiş, çocuk sadece anababaya eşlik etmiş olur. O günün ödevi yapılmış bile olsa, ertesi gün çocuk yine anababanın hatırlatmasını, yanında oturmasını ve ödevini yaptırmasını bekleyecektir. Bu şekilde başlayan bir ödev sistemi anababa tutumunu değiştirmediği sürece devam eder. Çocuk hiç bir zaman “Ben bugün ödev yapmaya kendiliğimden başlayayım, yalnız başıma yapayım. ” demeyecektir. Asıl önemli olan ödevin yapılmış olması değil, çocuğun ödev sorumluluğunu kazanmasıdır.
• Ödevlerle hiç ilgilenmemek, kontrol etmemek. Sorumluluğu tamamen öğretmene ve çocuğa bırakmak. Bazı aillerde sürekli beraber ödev yapmaya alışmış bir çocuğu kendi başına ödev yapsın sorumluluk verin dediğimizde tamamen kendi haline bırakmayı seçmekte, daha önceden sürekli ailenin uyarısına alışık olan çocuk ne yapacağını bilememektedir. Çocuğa ödev sorumluğu aşama verilmeli, kontrol aşamalı bırakılmalı ve çabası övülmelidir. Ödevler eksik yapılırsa öğretmenle iletişim kurulup, kontrolü sağlanıp mutlaka diğer gün tamamlanması sağlanmalıdır. Ödev yapmadığında bir şey olmayacağını gören çocuk ödev yapmamaya alışır. • Son olarak çocuğun ödev yaptığı zamanda mümkün olduğunca ev halkı eğlenceli aktivitelerden uzak durmalıdır. (tv izlemek, sohbet etmek vb. ) ödev saatince ailece bir eğitim ortamı oluşturmaya özen gösterilmelidir.
- Slides: 22