Normatif Etik Teorileri Klasik etikte betimsel yaklam Klasik
Normatif Etik Teorileri
Klasik etikte betimsel yaklaşım • Klasik etik çoğunlukla normatiftir ancak ondaki tek tür bu değildir. • Klasik etik: 1) Betimsel etik 2) Normatif etik
• Etig in ahlaki eylemle, ilkelerle ve deg erle ilgili bir alan ya da disiplin olması nedeniyle, esas itibarıyla normatif veya o ncelikle normatif bir disiplin oldug u so ylenebilir. • Bununla birlikte etikle normatif teoriler o ne su rme, insan eylemiyle ona norm getirme veya kural koyma anlamında mes gul olma, etig i icra etmenin filozoflar tarafından benimsenen yegane s ekli olmamıs tır. • Filozoflar, etig in tarihinin farklı do nemlerinde, tas viriveya betimleyici etikle de mes gul olmus lardır. Bunlardan nor matif etik, olması gerekenle veya deg erle ilgili bir etik tu ru du r. Oysa betimleyici etik, olması gereken yerine olanla veya olguyla ilgili olmak durumundadır.
• Betimleyici etikle etig in sadece modern do nemdeki tarihinde deg il, fakat modem o ncesi, klasik do nemdeki tarihinde de mes gul olunmus tur. • Filozofların I lkc ag ve Ortac ag 'da zaman da olsa betimleyici etikle mes gul olmus olmalarının temel nede ni, so z konusu tarihsel do nemde olgu ile deg er arasında bir bos luk bulunmamasıdır. • I lkc ag ve Ortac ag du s u ncesi ac ısından, varlık, bilgi ve deg er arasında bir su reklilik olup, deg erler varlık ic erisinden ve varlık aracılıg ıyla gerc ekles tirilirler.
• So zgelimi, I lkc ag 'da deg erler, nes nel gerc eklikler olarak evrenin nu fusunun ayrılmaz bir parc ası olup, insan ic in olması gerekeni belirleyen s ey de onun deg is mez o zu du r. • Bu durum, benzer s ekilde Ortac ag ic in de gec erli olup, insanlara nasıl davranacaklarını bildiren ahlak yasası nihai ger c eklikolarak Tanrı'dan tu rer.
Modern dönemde varlık değer kırılması… • Oysa modern do nemde deg erler, bir varlık du zenine bag lı olmaktan c ıkarlar. Modern du s u nu r ac ısından iyi, gu zel ve dog ru, varlıg ın dıs ında bulunur. • Değerler, kadim zamanlarda oldug u gibi, birer olgu olmayıp var olan deg er karakterine sahiptir. Gerc ekten de deg eri insandan hareketle tanımlayan ve dolayısıyla deg erlerin nesnel veya ilahi gerc eklikte temellenmis olma statu su ne s iddetle kars ı c ıkan modern du s u nu r ic in, deg er olgudan, olması gereken de olandan tamamen ayrılmıs durumdadır.
Betimleyici etik • Normatif etig in kural koyucu veya deg er biçici bir etik oldug u yerde, betimleyici veya tasviri etig in kural koyucu veya deg er bic ici unsurlardan tamamen bag ıs ık olan bir etik oldug u so yle nebilir. • Buradan da anlas ılacag ı u zere, betimleyici etik ile normatif etik arasındaki ayrım, olgu ile deg er ve olgu bildiren yargılar ile deg er yargıları arasında yapılan ayrıma dayanır.
• Etig e normatif yaklas ım, etik ilkelerin evren sellig ini varsayar ve bu ilkeleri, bas ta rasyonel bir temel u zerine bina edecek s ekilde, c es itli haklılandırma stratejileri izleyerek temellendirir. • "I nsan o ldu rmek dinen gu nah, ahlaken yanlıs tır" diyen I slam etig i, "I nsanın her zaman bir amac olarak go ru l mesi gerektig ini" bildiren Kantc ı o dev etig i, Ross'un "verilen so zler tutulmalıdır" diyen deontolojik etig i veya "hekimlerin hastalarına nasıl muamele etmeleri gerektig ini" bildiren tıp etig i tu ru nden meslek etikleri, normatif etig e birer o rnek olarak veri lebilir. • Bu tu n bu teorilere ortak olan o g e, belirli bir ilke, eylem tarzı veya ahlaki deg erleme bic iminin o ne su ru lmesi veya buy rulmasıdır.
• Oysa betimleyici etik, bu tu rden buyurucu, kural koyucu ve deg er bic ici o g elerden bu tu nu yle uzak bir etik olmak durumundadır. Bas ka bir deyis le, betimleyici etik, etik alanında bilimsel bir yaklas ımı tanımlar veya bilimsel ya da tasviri yaklas ımın etik alanına uygulanmasını ifade eder. • Bu etik anlayıs ı norm bildirmek ya da kural koymak yerine, sadece insan eylemini go zlemleyerek eylemlerin sonuc larını betimler. Dolayısıyla, o insanların ahlaki go ru s ya da inanc la rıyla ilgili olgusal o nermelerden meydana gelen etik tu ru nu ifade eder.
• Buna go re, betimleyici etik ahlak ve ahlaki eylem bag lamın da, olması gereken ya da deg er yerine, olanla ya da olgularla ilgilenir, ahlaki inanc larımızla ilgili sosyolojik ya da psikolojik olguları ifade eder. • So z konusu yaklas ımda, etik daha ziyade seyirci, go zlemci durumdadır. • Normalde ahlaki diye niteledig imiz olgulara ve olaylara dıs arıdan bakar, onları bilimsel bir yaklas ımla go zlemleyip tasvir eder, ac ıklar.
Sosyolojik bakışa örnek… • So zgelimi etig e sosyo lojik bir yaklas ım, ahlaki davranıs ile sosyal baskı ve toplumsal dayatma arasındaki ilis kiler u zerinde yog unlas ır. • Bo yle bir yak las ımen iyi durumda toplumun hangi ahlaki deg erleri ve inanc larıbenimsedig i, o toplumda ne tu r etik ilkelere ve kurallara yer verildig i, hangi moral ideallerin pes ine du s u ldu g u sorularına deg erden bag ımsız olgusal bir aras tırma ile yanıt verebilir. • Bo yle bir yaklas ım, hangi deg erlerin benimsenmesi, hangi ideallerin pes ine du s u lmesi gerektig i sorularına hic bir s ekilde yanıt getirmez.
Normatif Etik • Betimleyici etik, ahlak felsefesinin o nemli bir tu ru nu meydana getirmekle birlikte, geleneksel anlamı ic inde etik, kural koyucu ya da normatif bir disiplin olmus tur veya olmak durumundadır. • Bas ka bir deyis le, tasvir veya betimleme sadece bilim ic in deg il fakat etik ic in de o nemli olmakla birlikte, ETİKTE HİC BİR ZAMAN YETERLİ OLMAZ. • Zira etikle anlas ılan daha ziyade veya esas olarak insan varlıklarına neyin dog ru ve neyin yanlıs , neyin iyi ve ko tu oldug unu, belirli durumlarda ne yapıp ne yapmamaları gerek tig ini so yleyen normatif etiktir.
• Normatif etik, insanlara hayatta hangi nihai amac ların pes inden gitmek durumunda oldukları, hayatlarını nasıl su rdu rmeleri gerektig iyle ilgili bilgi verip onların ahlaki eylemleri ic in normlar ve du zenleyici ilkeler getirir. • Buna go re normatif etikte ahlak filozofu dog rudan dog ruya deg erleme is ine giris ir, neyin iyi ya da ko tu oldug unu so yler. Kural koyar, yas ama bic imi gelis tirir, hayat tarzı teklif eder ya da belli bir yas am bic imini temellendirir; kısacası, insanlara ahlaki bakım dan rehberlik eder.
Normatif etikte teori tipleri • Klasik etig in yaklas ık iki bin bes yu zyıllık tarihi boyunca c ok sayıda etik teori o ne su ru lmu s tu r. Bunlar kabaca u c ana bas lık altında toplanırlar: • Birinci grupta, bas at problem olarak "en yu ksek iyi" problemini alan, insanın ahlaki haya tının ulas ması gereken bir nihai amac u zerinden belirlenip anlas ılabileceg ini savunan etik teoriler yer almaktadır. • İkinci grubu "dog ru eylem" problemini temel ya da bas at problem olarak alan, ahlaklılıg ı birtakım o devler ya da yu ku mlu lu kler u zerinden ins a eden etik teoriler olus turur. • Sonuncu kategoride iyi hayat veya "sag lam bir karakter" u zerinde yog unlas an ya da ahlaki hayatın ancak dog ru eylemlerin kendisinden adeta akacag ı olgun bir karakter yoluyla anlas ılabileceg ini dile getiren etik teoriler bulunur.
I-TELEOLOJİK ETİK • Teleolojik etik teorileri o ncelikle ahlaki eylemin sonucu u zerinde yog unlas ır. Buna go re teleolojik etik ac ısından ahlaki eylemin deg erini belirleyen şey, eylemin u rettig i sonuc olmak durumundadır. • So z konusu teleolo jiketik anlayıs ı, bir bu tu n olarak da hayatı moral ac ıdan deg erli kılan s eyin belirli birtakım s eylere sahip olmanın, birtakım yas an tıları hayata gec irmenin sonucunda eris ilen yer ya da durum oldug unu o ne su rer. • Bu yu zden teleolojik etik kapsamı ic inde yer alan teoriler aynı zamanda sonuc c u etik o g retileri olarak gec erler. Bu teorilerin temel problematig i "en yu ksek iyi" problemi olup, onlarda bireysel mutluluk, kendini gerc ekles tirme ya da en yu k seksayıda insanın en bu yu k mutlulug u gibi bir summum bonum ulas ılması gereken nihai amac olarak konumlanır.
• Etikte sonuc c uluk, niyet ya da erdem merkezli bir yaklas ımı veya etik anlayıs ını c og u durumda reddederken, amacın arac ları mes rulas tırmasını mu mku n kılan bir ahlaki standart temin eder.
Teleolojik etiğin iki türü 1. İlkçağ hazcılığı 2. Yararcılık
Kirene hazcılığı ve Aristippos • Teleolojik etig in ilk o rneg i, Sokrates'in c ok sayıda o g rencisinden biri ve mes hur Kirene Okulu'nun kurucusu Aristippos (435 356) tarafından gelis tirilmis bir o g reti olarak hazcılıktır. • Kirene Okulu'nda ortaya c ıktıg ı s ekliyle «duyumsal bir hedonizm» olarak tezahu r eden hazcılık, Yunan etik du s u ncesinin ana go vdesinin dıs ına du s er. • Aristippos'a go re, en yu ksek iyi kis inin kendi hazzı olup, bas ka her s ey ancak buna hiz met ettig i o lc u de iyidir, deg erlidir. • Carpe diem
Epikuros hazcılığı • Öncelikle acıdan kaçmak. • Niceliksel haz yerine niteliksel haz • Epikuros yas amın en yu ksek amacı yaptıg ı hazla, s u anın maddi ya da kinetik hazlarından ziyade, bir yas am boyu su ren kalıcı ve su rekli statik hazzı anlar. • Bu yolu ac an s ey de bilgeliktir. C u nku bilgelik insanın doğru hazları ya da uygun etkinlikleri sec mesini sag lar. O lc u lu lu k keskin ama gec ici hazlardan sakınmayı, cesaret ise temelsiz korkulardan kurtul mayı temin eder.
Hobbes bencilliği • Geleneği dışarı atma • İnsanın doğası (Homo homini lupus) • Sözleşme • Hobbes'a go re, bu tu n ahlaki norm ve kurallar, insanların tu m politik ve ahlaki yu ku mlu lu kleri, onların hayatlarını su rdu rebilmelerininve bu arada hazla dolu mutlu bir yas am su rebil melerininkac ınılmaz bir yolu olarak birbirleriyle yapmıs olduk ları birso zles meden dog ar. • Ahlaki kural ve yu ku mlu lu kler, onlar olmadıg ında ortaya c ıkacak insan ic in tehlikeli sonuc lardan sakınma nın bir yolundan bas ka hic bir s ey deg ildir.
Ehven-i şer • İki kötüden daha iyisini seçme • Kendini yükümlülüklerini altına sokma kötüdür ancak sözleşme olmaması daha kötüdür.
Yararcılık Liberal, kapitalist du nyanın Hobbes'la bas layıp zaman ic inde arındırılarak daha rafine hale getirilen etik anlayıs ının doruk noktası Jeremy Bentham ile John Stuart Mill tarafından gelis tiril mis olan faydacılıktır. Faydacılık bir eylemi ahlaken dog ru kılan s eyin eylemin u rettig i sonuc ya da fayda oldug unu o ne su rdu g u ic in, Aristippos ve Epikuros'un hazcılıg ıyla Hobbes'un egoiz mi benzeri, aynı gelenek ic inde yer alan dig er etik kuramlarla sonuc c u bir teori olma noktasında birles ir.
Yararcılık, so z konu su teorilerle dahası, mutluluk gibi bir en yu ksek iyinin varlıg ını o ne su ru p ahlaki hayatın nihai amacı yapma noktasında c akıs ır. U stelik yararcılık da mutlulug u hazzın mevcudiyeti ve acının yoklug uyla tanımlar. Bas ka bir deyis le, yararcılık da hazcı bir deg er kuramına dayanır; mutlulug un gerc ek ya da asli bir deg ere sahip yegane s ey oldug unu, bas ka s eylerin mutlulug a katkı yaptıkları o lc u de deg er kazandıg ını savunur. Yararcılık, yine dig er teorilerle etig i, ahlaki kural ve deg erleri insan dog asına dayandırma, ahlaklılıg ı insan dog asından tu retme ve dog alcı bir etik anlayıs ı olma temelinde birles ir.
Bentham – Mill farklılaşan üç nokta 1) Mill her s eyden o nce amacın mutlulug u artırmak yerine, mevcut mutsuzlug un ortadan kaldırılması ya da en azından azaltılması olması gerektig ini o ne su rmu s tu r. Bas ka bir deyis le o, Bentham'ın pozitif yararcılıg ını o ncelikle negatif bir yararcılıg a do nu s tu rmu s tu r. Pozitif yararcılık, dog ru eylemin eylemden etkilenen en yu ksek sayıda insanın en bu yu k mutlu lug unutemin edecek eylem oldug unu ileri su rer. Oysa Mill'in negatif yararcılıg ı, eylemde ilk ve en temel amacın mutlulug un artırılmasından ziyade, mutsuzluğun azaltılması oldug unu dile getirir.
2) Mill, o te yandan Bentham'ın eylem yararcılıg ını, kuralsızlıg ın ahlaki terbiyeyi imkansız hale getir mesi nedeniyle, kural yararcılıg ı olarak deg is tirmis tir. Mill, daha çok eylemi kendisine göre gerçekleştirdiğimiz kurallara odaklanır. Kural yararcılığında, bir eylem kurallara dayanarak değerlendirilir ve sonuçlardan hareketle kurallar denetlenir. Eylem faydacılığı: Her eylemin tamamen kendi sonuçlarına göre değerlendirilmesini şart koşar. Kural faydacılığı: Münferit bir eylem ancak ve ancak doğru bir ahlaki kurala uygunsa ahlaken doğrudur. (Fred Feldman, Etik Nedir? , s. 94, 95)
3) Mill, c ok daha o nemlisi hazların birbirlerinden sadece nicelik deg il, fakat nitelik bakımından da farklılık go sterebilmesinin o nemine vurgu yapmıs tı. Yu ksek hazlar adını verdig i entelektu el hazlara, duygu yas antılarına, kısacası manevi hazlara daha yu ksek bir deg er bic en Mill, iyi bir hayatın manevi hazların hakim oldug u bir hayat oldug unu savunmus tur.
- Slides: 26