NEDM1681 1730 Trk edebiyatnda ark denince akla gelen
NEDİM(1681 -1730) Türk edebiyatında “şarkı” denince akla gelen ilk şairdir. Asıl adı Ahmet’tir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Müderrislik, İbrahim Paşa’nın kütüphanesinde müdürlük yapmıştır. Lale Devri’ne tanık olmuştur. 1730 Patrona Halil isyanında ölmüştür.
EDEBİ KİŞİLİĞİ Divan şiirine yenilik getirmiş, bu şiirin soyut dünyasından çıkarak dış dünyayı ve duyguları gerçek yönleriyle vermeye çalışmıştır. Halk zevkinin inceliklerine dikkat etmiş, halk deyimlerini ve söyleyişlerini şiirlerinde kullanmıştır. İstanbul Türkçesi onunla büyük ölçüde şiir dili hâline gelmiştir. Kasideden çok, gazel ve şarkı türünde başarılı olmuştur. Şiirlerinde bazı kuralların dışına çıkarak şiire yenilikler getirmiştir. Klasik şiirin mazmunlarının yanında yeni mazmunlar oluşturmuştur. Tasavvufla ilişkisi olmayan, hikmetli sözler söylemeye merak duymayan bir şairdir. Şiirlerinde maddi ve beşeri bir aşkı, şen şakrak ve çarpıcı bir şekilde dile getirmiştir.
Kudretli tasvirleri, ince hayalleri ve güzel anlatımıyla yaşadığı Lale Devri’ni ve eğlencelerini başarılı bir şekilde anlatmıştır. Yaşamı hep neşeli yanlarıyla gören sanatçı, şiirlerinde hüzün ve kedere yer vermemiştir. Şarkı türünün gelişip yaygınlaşmasında büyük rol oynamış, “şarkı şairi” olarak anılmıştır. Kasidelerinde İstanbul’un tabiat güzelliklerini, İstanbul yaşamını ve aşk duygularını tasvir ve ifade etmiştir. Farsça şiirleri de olan şairin hece vezniyle bir de türküsü vardır. Divan’ından başka Arapçadan bazı tercüme nesirleri vardır
Ben şâirim o kâmet-i mevzûnu doğrusu Sevmem desem de belki yalan söylerim sana Vezni: Mefûlü Fâilâtü Mefâilû Fâilün
Günümüz Türkçesi Ben şairim; o uzun ve güzel boyu sevmem desem de belki sana yalan söylemiş olurum.
Edebiyatta tezat, birbirinin zıddı olan duygu, düşünce ve durumları; aralarında bir ilgi kurarak aynı cümlede, mısrada veya beyitte dile getirme sanatıdır. Hem nazımda hem de nesir de görülebilir. Ayrıca tıbak, mutâbakat, tatbîk ve tekâfu isimleriyle de bilinir. Tezat sanatının gerçekleşmesi için mutlaka birebir karşıt anlamlı sözcüklerin kullanılması gerekmez. Benzer şekilde, içinde karşıtanlamlı sözcükler olan her satırda da tezat sanatı yoktur. Tezat, şair veya yazarın bilinçli olarak kullandığı bir sanattır ve genellikle eserin bütününe yayılır Ben şairim o kamet-i mevzunu doğrusu Sevmem desem de bil ki yalan söylerim sana
Kâmet-i mevzûn : (f. s. t. ) Uzun, düzgün boy. Mevzûn, vezinli demektir. Şairler mevzun sözü sevdikleri için, Nedim de, sevgilisinin bir şiir gibi ahenkli ve kusursuz boyunu sevdiğini söylüyor. Böyle zarif bir hüsnü tâtîli ihtiva eden bu beyitteki belki kelimesi, eski yazıya göre bil ki diye okunmağa da müsaittir. Fakat bil ki deki kat'îlikten ziyade, belkinin nükteli müphemliği bu beytin manasına yaraşır görünmektedir.
KAYNAKÇA https: //www. turkedebiyati. org/nedim. html https: //islamansiklopedisi. org. tr/nedim--divan-sairi
- Slides: 9