NASREDDN HOCA 1208 128485 Nasreddin Hoca 1208 ylnda
- Slides: 16
NASREDDİN HOCA (1208 -128485)
Nasreddin Hoca, 1208 yılında Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı olan Hortu Köyünde doğmuştur.
Yerli ve yabancı araştırmacıların ortak görüşüne göre Nasreddin Hoca 13. yy’da yaşamıştır. Doğum tarihi H. 605/M. 1208 – Ölüm tarihi H. 683/M. 1284’ tür. Nasreddin Hoca’nın doğum yeri ile ilgili çok değişik iddialar olmakla birlikte genel kabul gören yaklaşım Sivrihisar’ın Hortu Köyü’nde doğduğu, uzun yıllar Akşehir’ de yaşadığı ve Akşehir’ de vefat ettiğidir. İlk bilgileri babasından almıştır. Arapça ve Farsça öğrenmiş, dini bilgiler almıştır. Sivrihisar’da medrese tahsili görmüştür. Kur’an-ı Kerim’i ezberleyip hafız olmuş, Fıkıh ve Kelam ilimlerinde kendini yetişmiştir. Sivrihisar medreselerinde müderrislik ( öğretmenlik ) yapmıştır.
Konya’ya gelmiş, burada Hoca Fakih, Seyyid Mahmut Hayrani gibi devrin ünlü bilginlerinden dersler almıştır. 1237’ de Akşehir’e gelmiştir. Seyyid Mahmut Hayrani ile birlikteliği Akşehir’ dede devam etmiştir. Nasreddin Hoca çok farklı işlerde çalışmıştır: vaizlik, müezzinlik, imamlık, hatiplik, katiplik, müderrislik, kadılık ve mahkemelerde bilirkişilik gibi … Nasreddin Hoca M. 1284’te 76 yaşındayken vefat etti. Akşehir’in en eski Selçuklu mezarlığına defnedildi. Daha sonra mezarının üstüne altı sütuna oturan kubbeli bir türbe yapılmıştır. Türbeye Nasreddin Hoca’nın sandukası Doğu- Batı istikametine yerleştirilmiştir. Nasreddin Hoca’nın türbesi tarih boyunca ziyaret edilen önemli mekânlardandır.
Tarihi kargaşalara sahne olan 13. yy aynı zamanda bir tasavvuf asrıdır. Ahmet Yesevi’nin Türkistan bölgesinde kurduğu “ Yesevilik “ onun halifeleri aracılığıyla Anadolu’ da yayılmaya başlamıştır. Özellikle Selçuluklular zamanında tasavvuf hareketi başta Konya olmak üzere bir gelişme göstermiştir. Tasavvuf, o dönemde Müslüman Türk halkının yaşadığı derin acıları dindirmede manevî bir şifa kaynağıdır. İşte Nasreddin Hoca böyle bir zamanda yaşadı. Birliğe, dirliğe ihtiyaç vardır. Adalet, huzur, kardeşlik yeniden kurulmalıydı. Nasreddin Hoca, misyon sahibi her insan gibi o da çağına ve milletine karşı bir görev bilinciyle hareket etti. Milletin acılarını, elemlerini dindirmeye çalıştı.
Onun eğitimciliği toplumla ilgilidir. Toplum içinde gördüğü her yanlışı eleştirmeden, işin doğrusunu göstermekten kendini alamaz. Eğitimde kişilerin farklılıklarını göz önüne alır. İnsanları eğitme geleneğini sürdürerek, insanları akılları, kabiliyetleri ölçüsünde, onların psikolojik özelliklerini dikkate almaktadır. Söylenmesi gereken doğruları ulu orta söylemez, uygun zamanı kollar. Boş şeyleri, insana yararı olmayacak şeyleri, tartışmaz. Soru – cevap yöntemini sıklıkla kullanırdı. Eğitimde cezanın hiçbir işe yaramayacağıma inanır. Kişiyi ve toplumu çürüten, tembelleştiren, boş inançlara iten ahlâkî bozukluklara sürükleyen konularda mücadele eder. Kurnazlık ve bencillikten uzaktır. Nasreddin Hoca bilgindir; ancak bilgiçlik taslamaz. Ezberci eğitime karşıdır. Bilginin bir işe yaramasını, gerçeklere dayanmasını ister.
● Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğinin yeridir. Hoca, eşeğinden ayrı düşünülemez. Onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir. Anadolu insanının oluşturduğu gülmece ürünlerinde atın yeri yoktur denilebilir. Eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir. Soyluların, sarayların çevresinde üretilmiş gülmecelerde eşek bulunmaz, oysa at geniş bir yer tutar.
Nasreddin Hoca’nın Fıkralarının Temel Nitelikleri Mizah türü olarak görülen fıkraların ana işlevi güldürmektir. Sözünü ettiğimiz metinler Nasreddin Hoca’nın fıkralarıyla durum daha değişir. Onun fıkraları çok değişik fonksiyonlar içerir. Bu çerçevede öne çıkan nitelikleri: güldürme, eğlendirme, düşündürme, eğitme ve ders vermedir. Herhangi bir fıkranın Nasreddin Hoca’ya ait olması; hazır cevaplık, şaşırtmaca, taşlama, özeleştiri özelliklerine göre değerlendirilir. Fıkralarında; kelime oyunları, zıtlıklardan yararlanma, mantık dışı söz ve durumlara başvurma, abartmaya başvurma, çağrışımlardan yararlanma, dolaylı anlatım gibi metotlara başvurur.
Fıkraları, klasik hikaye tarzında olduğu için serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur. Fıkralarında, her sınıftan( ailesi, komşuları, yöneticiler. . gibi ) insan vardır. Zaman ve mekân belirsizdir genellikle köy ile şehir arası bir kasabadadır. Nasreddin Hoca’nın fıkralarında; dinî, ahlâkî, sosyal, kültürel ve ailevi konular yer alır. Onun fıkraları belli bir dünya görüşünü, belirli bir sosyal ve kültürel çevreyi, gerçek olayları, akılcı, hoşgörüyü yansıtır. Alay etme, küçümseme yoktur. İncelik, nezaket ve saygı unsurları içerir. İyimserdir. Kanaatkârdır.
NASREDDİN HOCA TÜRBESİ Nasreddin Hoca Türbesi, Kileci Mahallesindeki Nasreddin Hoca mezarlığının içerisindedir. Kitabesinden anlaşıldığına göre Konya valisi Faik Bey 1906 yılında onarımını yaptırmıştır. İç içe iki kısımdan oluşan yapının dış bölümü on iki sütun tarafından taşınan piramidal bir külahla örtülmüştür.
Türbenin bulunduğu asıl kısımda ise altı sütun tarafından taşınan kubbeli bölümdür. İçindeki mermer sanduka Nasreddin Hoca’ya aittir. Nasreddin Hoca’nın mizahi ve düşündürücü ve eleştirel yönünü vurgulamak istercesine; Hoca’nın mezarını çevreleyen sütunların arası doğu – batı ve kuzey yönleri açık olduğu halde güneye bakan iki sütunun arası demir parmaklıklı bir kapı ile kapatılmış ve üzerine kilit vurulmuştur.
Dünya’nın ortası burasıdır!
- Nasreddin hoca hamam bahşişi
- Nasreddin durr-u melek
- The great master of comedy nasreddin hodja
- Nesreddin hoca
- Cv hazirlama
- Ovakent hoca ahmet yesevi ortaokulu
- Soner hoca
- Ali akpınar hoca
- Hoca ahmet yesevi sözleri resimli
- Aruz olcusu nedir
- Teamüli anayasa nedir
- Saygın hoca çalışma taktiği
- öğretmen info
- Nasrettin hoca fıkraları
- Soner hoca
- Dilber hoca mantar
- Nasrettin hoca akşam üzeri evine doğru