MUHAFAZAKARLIK MTEVAZ HTYATLI DAVRANI GELENEKSEL VE UYUMCU HAYAT

  • Slides: 63
Download presentation
MUHAFAZAKARLIK • MÜTEVAZİ- İHTİYATLI DAVRANIŞ • GELENEKSEL VE UYUMCU HAYAT TARZI • DEĞİŞİMİN REDDİ

MUHAFAZAKARLIK • MÜTEVAZİ- İHTİYATLI DAVRANIŞ • GELENEKSEL VE UYUMCU HAYAT TARZI • DEĞİŞİMİN REDDİ • SİYASİ İDEOLOJİ OLARAK 19. YY. (TORY VS. WHIG) TORY PARTİSİNİN ADI 1835’DE MUHAFAZAKAR PARTİ OLDU. • MUHAFAZAKAR FİKİR FRANSIZ DEVRİMİ İLE SEMBOLLEŞEN SİYASİ, SOSYAL, İKTİSADİ DEĞİŞİME TEPKİ (19. yy. başlarında) • BURKE- REFLECTION ON THE REVOLUTION IN FRANCE- KLASİK ESERBATIDAKİ MODERNLEŞME SÜRECİNE VE ESKİ REJİME KARŞI MEYDAN OKUMAYI ÜZÜNTÜYLE KARŞILAMA. GELENEKSEL SOSYAL DÜZENİ SAVUNMA

MUHAZAFAKARLIK TÜRLERİ • Muhafazakar düşünce MEVCUT GELENEK VE ULUSAL KÜLTÜRE İNTİBAK ETTİKÇE ÇEŞİTLENMİŞTİR (İNGİLİZ

MUHAZAFAKARLIK TÜRLERİ • Muhafazakar düşünce MEVCUT GELENEK VE ULUSAL KÜLTÜRE İNTİBAK ETTİKÇE ÇEŞİTLENMİŞTİR (İNGİLİZ MUHAFAZAKARLIĞI- BURKE FİKİRLERİ ETRAFINDA ŞEKİLLENİR. MUTLAK MONARŞİNİN ORTADAN KALKMASI). • KITA AVRUPA’SINDA DAHA OTORİTER BİR MUHAFAZAKARLIK GELİŞİMİ. MONARŞİ VE KATI OTOKRATİK DEĞERLERİ SAVUNUYOR. II. DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA HRİSTİYAN DEMOKRAT PARTİLERİN KURULMASIYLA SİYASİ DEMOKRASİ VE SOSYAL REFORMU BENİMSERLER. • AMERİKA’DA MUHAFAZAKARLIKTAN ÇOK AZ ETKİLENİR.

MUHAFAZAKARLIK TÜRLERİ • Fransız devrimi ve batı modernleşmesine tepki olarak çıktığından Avrupa ve Kuzey

MUHAFAZAKARLIK TÜRLERİ • Fransız devrimi ve batı modernleşmesine tepki olarak çıktığından Avrupa ve Kuzey Amerika dışındaki siyasi muhafazakarlığı tespit zordur. Afrika, Asya, Latin Amerika’da değişime direnen geleneksel hayat tarzını koruma amaçlı siyasi hareketler oluşsa da bunlar tam anlamıyla muhafazakar iddia ve değerlere nadiren başvururlar. İstisnası Japon Liberal Demokrati parti’dir (1955’ten beri iktidar). İş dünyasıyla sıkı bağları vardır ve geleneksel Japon değer ve örflerini korumak ister. Bu nedenle sadakat, ödev, hiyerarşi gibi muhafazakar değerleri yüceltir. • Bazı ülkelerde ise muhafazakarlık popülist-otoriter nitelik arz eder. (ARJANTİN PERON, İRAN HUMEYNİ). GÜÇLÜ MERKEZİ OTORİTEYE DAYALI REJİMLER KURMUŞLAR AMA BU REJİMLER MİLLİYETÇİLİK, İKTİSADİ İLERLEME, GELENEKSEL DEĞERLERİN SAVUNULMASI ADINA KİTLE SEFERBERLİĞİ YAPMIŞTIR.

MUHAFAZAKARLIK • ESNEK BİR İDEOLOJİ- SÜREKLİ GELİŞME İÇİNDE • 1980 SONRASI YENİ SAĞIN HAKİMİYETİ

MUHAFAZAKARLIK • ESNEK BİR İDEOLOJİ- SÜREKLİ GELİŞME İÇİNDE • 1980 SONRASI YENİ SAĞIN HAKİMİYETİ İLE MUHAFAZAKARLIK YENİDEN ORTAYA ÇIKTI. THATCHER (1979 -1990) VE REAGAN (1981 -1989) HÜKÜMETLERİ (İZM’LER VEYA YENİ SAĞ ADLANDIRMASI YAPIP MUHAFAZAKARLIĞI YAKIŞTIRAMAYANLAR) • YENİ SAĞ GELENEKSEL MUHAZAFAZAKAR İKTİSADİ GÖRÜŞLERE MEYDAN OKUMUŞTUR AMA MUHAFAZAKAR İDEOLOJİNİN BİR PARÇASI OLARAK KALMIŞTIR. • YENİ SAĞ DÜZEN, OTORİTE, DİSİPLİN GİBİ SOSYAL İLKELERİ TERK ETMEMİŞ, SERBEST PİYASAYI BÜNYESİNE KATMIŞTIR.

MUHAFAZAKARLIK • MUHAFAZAKARLIK ÇEŞİTLİ GELENEKLERİ BARINDIRIR: 19. YY. MUHAFAZAKARLIĞI KATI BİÇİMDE MONARŞİNİN VE ARİSTOKRASİNİN

MUHAFAZAKARLIK • MUHAFAZAKARLIK ÇEŞİTLİ GELENEKLERİ BARINDIRIR: 19. YY. MUHAFAZAKARLIĞI KATI BİÇİMDE MONARŞİNİN VE ARİSTOKRASİNİN SAVUNUSU- GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE OTORİTER POPÜLİST HAREKETLER. 20. YY. DEVLET MÜDAHALESİNİ SAVUNAN PATERNALİST EĞİLİM VE SERBEST PİYASAYI SAVUNAN LİBERTERYEN EĞİLİM ARASINDA BÖLÜNME. YENİ SAĞ LİBERTERYEN GELENEĞİ DESTELEYENLER ARASINDA MUHAFAZAKARLIĞIN SEÇİM ZAFERİNİ GETİRMİŞ ANCAK BÖYLECE MUHAFAZAKARLIK İÇİNDEKİ GERİLİMLER YÜZEYE ÇIKMIŞTIR.

ANA TEMALAR MUHAFAZAKARLARIN NEYE KARŞI OLDUKLARI DAHA NET ORTAYA KONUR. BASİTÇE DEĞİŞİME KARŞI DİRENMEYİ

ANA TEMALAR MUHAFAZAKARLARIN NEYE KARŞI OLDUKLARI DAHA NET ORTAYA KONUR. BASİTÇE DEĞİŞİME KARŞI DİRENMEYİ VE ŞÜPHEYİ SALIK VERİR. ANCAK STATÜKONUN KÖRÜNE SAVUNUSUNDAN İBARET DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ ÖYLE OLSA BİR İDEOLOJİ DEĞİL BİR SİYASİ TUTUM OLURDU. MUHAFAZAKAR TUTUM HERKESE HAS OLABİLİR. MUHAFAZAKARLIĞI BİR İDEOLOJİ OLARAK TANIMLAMANIN MUHAFAZAKARLARI RAHATSIZ ETMESİ: MUHAFAZAKARLARIN KENDİLERİ BİR İZM DEĞİL ZİHNİ BİR TUTUM VEYA YAYGIN KANAAT BETİMLEMESİ YAPARLAR. MUHAFAZAKAR DÜŞÜNÜRLERE GÖRE ONU ÖZGÜN KILAN ŞEY TARİH VE TECRÜBEYE YAPTIĞI VURGU İLE RASYONEL DÜŞÜNCEDEN HOŞNUTSUZLUKTUR. İLKE SİYASETİNDEN KAÇINIP, GELENEKÇİ SİYASAL TUTUMU BENİMSERLER. MUHAFAZAKARLIK NE BASİTÇE PRAGMATİZM NE DE FIRSATÇILIKTIR.

ANA TEMALAR • MUHAFAZAKARLIK İNSAN DOĞASINA, YAŞADIKLARI TOPLUMA VURGU YAPAN BİR SİYASİ ANLAYIŞTIR VE

ANA TEMALAR • MUHAFAZAKARLIK İNSAN DOĞASINA, YAŞADIKLARI TOPLUMA VURGU YAPAN BİR SİYASİ ANLAYIŞTIR VE BİR İDEOLOJİ OLARAK TANIMLANMALIDIR. • GELENEK • BEŞERİ EKSİKLİK • ORGANİK TOPLUM • HİYERARŞİ VE OTORİTE • MÜLKİYET

GELENEK • GELENEK- ZAMANA KARŞI KOYABİLMİŞ DEĞERLER, UYGULAMALAR VE KURUMLARI ÖZELDE DE KUŞAKTAN KUŞAĞA

GELENEK • GELENEK- ZAMANA KARŞI KOYABİLMİŞ DEĞERLER, UYGULAMALAR VE KURUMLARI ÖZELDE DE KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILANLARI KAPSARZAMANIN TESTİ • LİBERALLER: KURUMLARI NE KADAR UZUN SÜRE DAYANDIKLARI DEĞİL, ÇIKARLARA NE DERECE HİZMET ETTİKLERİ İLE DEĞERLENDİRİR. KURUMLAR BU SINAVI GEÇEMEZSE REFORME EDİLMELİ/TASFİYE EDİLMELİDİR. MUHAFAZAKARLAR KARŞIT GÖRÜŞTEDİR: GELENEK VE KURUMLAR KORUNMALI

GELENEK • BAZI MUHAFAZAKARLARA GÖRE GELENEKSEL ÖRF VE UYGULAMA TANRI VERGİSİ GÖRÜLMELİDİR. TOPLUMUN DOĞAL

GELENEK • BAZI MUHAFAZAKARLARA GÖRE GELENEKSEL ÖRF VE UYGULAMA TANRI VERGİSİ GÖRÜLMELİDİR. TOPLUMUN DOĞAL HUKUK – YARATICININ YASASI- TARAFINDAN ŞEKİLLENDİRİLDİĞİ FİKRİ (BURKE). YASAYA AYKIRI DÜNYAYI DEĞİŞTİRME TANRI İRADESİNE KARŞI ÇIKIŞTIR… 18. YY. GELENEĞİN TANRI İRADESİNİ YANSITTIĞI İDDİASI ZORLAŞMIŞTIR. BURKE İÇİN MONARŞİ KURUMUNUN TANRI İRADESİYLE ATANDIĞINA İNANMAK MÜMKÜNDÜ. ANCAK ZAMANLA ESKİ GELENEKLERİN YERİNİ YENİSİ ALDI. SERBEST SEÇİM-EVRENSEL OY HAKKI GİBİ YENİ GELENEKLER TANRI VERGİSİ DEĞİL İNSAN YAPIMI İDİ. ANCAK DEĞİŞİME KARŞI DİNİ RET MODERN KÖKTENCİLERCE DİRİ TUTULDU. • ANCAK MUHAFAZAKARLARIN ÇOĞU İLAHİ KÖKEN İDDİASI ÖNE SÜRMEDEN GELENEĞİ DESTEKLER. BURKE: TOPLUMU YAŞAYANLAR, ÖLÜLER VE DOĞACAKLAR ARASI BİR ORTAKLIK OLARAK TANIMLAR. GELENEK GEÇMİŞİN BİLGELİK BİRİKİMİNİ YANSITIR. ZAMANIN TESTİNDEN GEÇMİŞTİR, BU SEBEPLE YAŞAYANLARIN VE GELECEK KUŞAKLARIN MENFAATİ İÇİN KORUNMALIDIR.

GELENEK • İNGİLTERE’DE MUHAFAZAKARLAR MONARŞİNİN KORUNMASINI SÖYLER: BU KURUM TARİHSEL BİLGELİK VE TECRÜBEYİ SOMUTLAŞTIRIR.

GELENEK • İNGİLTERE’DE MUHAFAZAKARLAR MONARŞİNİN KORUNMASINI SÖYLER: BU KURUM TARİHSEL BİLGELİK VE TECRÜBEYİ SOMUTLAŞTIRIR. KRALLIK ULUSAL SADAKATİN MERKEZİNDE YER ALMASI VE PARTİLER ÜSTÜ SAYGI TESİS ETMESİYLE İŞLEMEKTEDİR. • GELENEK HEM TOPLUM HEM DE BİREY İÇİN KİMLİK DUYGUSU YARATIR. , AİDİYET VE KÖKLÜ OLMA DUYGUSU VERİR. Monarşi insanları geçmişe bağlayarak onlara kim olduklarını hatırlatır. • DEĞİŞİM İSE BİLİNMEYENE YOLCULUKTUR. • Gelenek aşina olan, güvenlik ve aidiyet yaratan tüm örf ve sosyal pratikleri kuşatır.

BEŞERİ EKSİKLİK • BEŞERİ EKSİKLİK FELSEFESİ (QSULLIVAN 1976). DİĞER İDEOLOJİLER İNSANIN DOĞASI GEREĞİ İYİ

BEŞERİ EKSİKLİK • BEŞERİ EKSİKLİK FELSEFESİ (QSULLIVAN 1976). DİĞER İDEOLOJİLER İNSANIN DOĞASI GEREĞİ İYİ OLDUĞU VE SOSYAL KOŞULLARI DÜZELTİLDİĞİNDE İYİ KILINABİLECEĞİ İDDİASINDADIR---MUHAFAZAKARA GÖR BU TÜR DÜŞÜNCE İDEALİST RİYADIR. TEORİ İNSANIN EKSİK VE MÜKEMMELLEŞTİRİLEMEYECEĞİNE DAYANIR • İNSANIN EKSİKLİĞİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE ANLAŞILIR: İL OLARAK İNSAN PSİKOLOJİK OLARAK SINIRLI VE BAĞIMLIDIR. İNSANLAR İZOLE OLMAKTAN VE İSTİKRARSIZLIKTAN KORKARLAR. PSİKOLOJİK OLARAK GÜVENLİ VE AŞİNA OLANA SIĞINIR. FAYDACI-MÜTEŞEBBİS BİREYDEN FARKLI. İNSANLAR GÜVENLİĞİ VE AİDİYETİ ARZULADIĞI GÖRÜŞÜ MUHAFAZAKARLARIN ; SOSYAL DÜZENİN ÖNEMİNE VURGU YAPMALARI VE ÖZGÜRLÜK KONUSUNDA ŞÜPHEY NEDEN OLUR.

BEŞERI EKSIKLIK • DÜZEN: İSTİKRAR VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK, DÜNYADA GÜVENİLİRLİK. ÖZGÜRLÜK: BİREYLERE TERCİHLER SUNAR VE

BEŞERI EKSIKLIK • DÜZEN: İSTİKRAR VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK, DÜNYADA GÜVENİLİRLİK. ÖZGÜRLÜK: BİREYLERE TERCİHLER SUNAR VE BU DA DEĞİŞİM İLE BERABER BELİRSİZLİK YARATIR. SOSYAL DÜZEN ADINA ÖZGÜRLÜĞÜ FEDAYA HAZIRDIRLAR. • HOBBES; KAPSAMLI BİR DOĞA VE İNSAN DAVRANIŞI GELİŞTİREN ARİSTO SONRASI İLK DÜŞÜNÜR; ANARŞİ VE DÜZENSİZLİĞİN ALTERNATİFİ MUTLAKİYETÇİ YÖNETİM (OTORİTERİZMİN RASYONEL SAVUNUSU). BİREYCİ METODOLOJİSİ VE TOPLUM SÖZLEŞMESİ FİKRİ İLE ERKEN DÖNEM LİBERALİ • AHLAKSIZLIK VE SUÇUN KÖKENİ TOPLUMDA DEĞİL BİREYDEDİR. MUHAFAZAKARLARIN İNSAN DOĞASI GÖRÜŞÜ KÖTÜMSER- HOBBESA YAKINDIR-

BEŞERİ EKSİKLİK İNSAN DOĞASINA BAKIŞ: • SOSYALİSTLER: İNSANLARI SOSYAL VARLIKLAR OLARAK GÖRÜP, İNSAN DOĞASININ

BEŞERİ EKSİKLİK İNSAN DOĞASINA BAKIŞ: • SOSYALİSTLER: İNSANLARI SOSYAL VARLIKLAR OLARAK GÖRÜP, İNSAN DOĞASININ İÇİNDE YAŞADIĞI SOSYAL KOŞULLARCA BİÇİMLENDİĞİNE, EĞİTİMLE VE EMEKLE ŞEKİLLENDİRİLEBİLECEĞİNE İNANIR. • LİBERALLER: İNSAN DOĞASINI BİREYE İÇKİN EV DOĞUŞTAN GETİRİLEN NİTELİKLERİN TOPLAMI OLARAK GÖRÜRLER, SOSYAL YA DA TARİHSEL KOŞULLARA YER VERMEZLER. İNSANLAR ÇIKARCI, AKILLA YÖNETİLEN, EĞİTİMLE KİŞİSEL GELİŞİMİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLECEK YETENEĞE SAHİPTİR. • MUHAFAZAKARLAR: SINIRLI VE GÜVENLİK ARAYIŞINDAKİ VARLIK. İNSAN BİLİNENE, SINANMIŞA YANAŞIR, İNSANIN RASYONALİTESİ GÜVENİLİR DEĞİLDİR. AHLAKİ YOZLAŞMA HER İNSANIN İÇİNDE SAKLIDIR. YENİ SAĞ BENCİL BİREYİ BENİMSEMİŞTİR. • ANARŞİSTLER: İNSAN DOĞASINI İYİMSER BİR ÇERÇEVEDE SOSYALLİK, GİRİŞKENLİK VE İŞBİRLİĞİNE YÖNELMİŞ GÜÇLÜ EĞİLİMLERİ İLE ELE ALIRLAR.

BEŞERİ EKSİKLİK • İNSAN AHLAKİ OLARAK EKSİKTİR. DOĞUŞTAN BENCİL VE TAMAHKAR BİREY. İKTİDAR ÜSTÜNE

BEŞERİ EKSİKLİK • İNSAN AHLAKİ OLARAK EKSİKTİR. DOĞUŞTAN BENCİL VE TAMAHKAR BİREY. İKTİDAR ÜSTÜNE İKTİDAR BİRİNCİ İNSAN DÜRTÜSÜ. BAZI MUHAFAZAKARALR BUNU İLK GÜNAH ÖĞRETİSİ (ESKİ AHİT) İLE AÇIKLAR. SUÇ EŞİTSİZLİKLERİN VE SOSYAL DEZAVANTAJLARIN BİR ÜRÜNÜ DEĞİLDİR: İNSANIN TEMEL GÜDÜLERİ VE ŞEHVETİNİN SONUCUDUR. İNSAN ŞİDDET VE ANTİ SOSYAL DÜRTÜLERİNİ İFADE ETMEKTEN VAZGEÇİRİLİRSE MEDENİ DAVRANIR. EN CAYDIRICI UNSUR KATI HUKUK. GÜÇLÜ YÖNETİM- SERT CEZA HUKUKUN ROLÜ ÖZGÜRLÜĞÜN DESTEKLENMESİ DEĞİL DÜZENİN KORUNMASIDIR. HUKUK VE DÜZEN KAYNAŞMIŞ BİR KAVRAMA DÖNMÜŞTÜR. • İNSANIN ZİHİNSEL BECERİLERİ DE SINIRLIDIR. DÜNYA İNSAN AKLIYLA TAM OLARAK KAVRANAMAZ.

BEŞERI EKSIKLIK • M. Oakeshott, siyaset dünyası sınırsızdır, MUHAFAZAKARLAR soyut fikirlere şüphe besler. Olan

BEŞERI EKSIKLIK • M. Oakeshott, siyaset dünyası sınırsızdır, MUHAFAZAKARLAR soyut fikirlere şüphe besler. Olan BİTENİ ANLAMA İDDİASINDAKİ DÜŞÜNCELERE ŞÜPHEYLE BAKARLAR. OLAN anlaşılamaz. Fikirler gelenek, tecrübe ve tarihe dayanmalıdır. Dünyaya dönük ihtiyatlı ve pragmatik tutum benimsenir. Doktriner-dogmatik fikirlerden sakınırlar. Eşitlik, sosyal adalet, insan hakları tehlikelidir. • Reform ve devrim ızdırap kaynağıdır. Hiçbir şey yapmamak tercih edilebilir. Oakeshott’ a göre «bir muhafazakar her zaman tedavinin hastalıktan daha kötü olmadığından emin olmak ister» • Yeni sağla birlikte gelenekçilik ve pragmatizme verilen değer azalmıştır. Serbest piyasa konusunda radikaldir yeni sağ. Radikalizmi rasyonalizme, soyut teori ve fikirlere dayanır.

ORGANIK TOPLUM • Liberal toplum görüşünden farklıdır. LİBERAL: Bencil birey eylemlerinden doğan toplum tasavvuru.

ORGANIK TOPLUM • Liberal toplum görüşünden farklıdır. LİBERAL: Bencil birey eylemlerinden doğan toplum tasavvuru. Sosyal grup ve derneklerde gönüllülük ve sözleşme esası. Serbest piyasa----LİBERTERYEN MUHAFAZAKAR- YENİ SAĞ bu görüşü benimser---SERBEST PİYASATOPLUM DİYE BİRŞEY YOKTUR- SADECE BİREYLER VE AİLELER VARDIR (THATCHER)-- • GELENEKSEL MUHAFAZAKARLAR İSE---BİREYLERİN BAŞKALARINA İHTİYAÇ DUYMADAN AYAKTA KALABİLECEKLERİNE İNANAN ATOMİST BİR TOPLUM GÖRÜŞÜ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜRLER. ATOMİST TOPLUM GÖRÜŞÜNE KARŞITLIK- bireyler bağımlı ve güvenlik arayışı içindedir. İnsan toplum içinde varolur, sosyal grupların bir parçasıdır: aile, arkadaşlar, meslekdaşlar, millet. Bunlar bireye anlamlı ve güvenli hayat sunar. • GELENEKSEL MUHAFAZAKARLAR Negatif özgürlük anlayışında değiller. Özgürlük toplumsal sorumluluklar ve değerlerin farkında olarak kabul görür. Sorumlu çocuk olarak davranmak ve ebeveynin isteklerine uymak özgür eylemdir. Haklar yanında ödevlerin de bilinmesi gereklidir. Toplumu bir arada tutan ödev ve yükümlülüklerin bilinmesidir.

ORGANIK TOPLUM • Toplum yaşayan bir organizmadır. Makinadan şöyle ayrılır: • 1) organizmalar düzenlenebilir

ORGANIK TOPLUM • Toplum yaşayan bir organizmadır. Makinadan şöyle ayrılır: • 1) organizmalar düzenlenebilir veya düzenlemeye tabi tutulabilir tek parçaların basit bir toplamı değildir. Bir organizma içinde bütün tek parçalardan daha fazla birşeydir. Bütünü ayakta tutan parçalar arası ilişkilerdir. PARÇALARDAN BİRİ ZARAR GÖRDÜĞÜNDE ORGANİZMA ÖLEBİLİR • 2) organizmalar insan marifetiyle değil, doğal etkenlerce şekillendirilir. Organik toplum nihai olarak doğal zorunluluk tarafından şekillendirilir. Aile bir düşünür tarafından icat edilmemiştir; aşk, sorumluluk ve itina gibi sosyal nitelikli dürtülerin ürünüdür. Çocuklar aile içinde sözleşme imzalamaz, yetiştirilir, terbiye edilir ve yönlendirilirler. • Toplumun kendi amaçları doğrultusunda rasyonel bireyler tarafından inşa edildiğini belirten görüşlerin mekanik toplum anlayışı toplumun iyileştirilebileceğini ve değiştirilebileceğini savunur. (ilerleme inancı). Organik toplumun ise yapısı ve kurumları insan denetimini aşan güçler tarafından şekillendirilir. Bu toplumun hassas dokusu bireylerce korunmalı ve saygı gösterilmelidir.

ORGANIK TOPLUM • Kurumlar bir nedenden dolayı gelişir, ayakta kalır, daha geniş bir bütünün

ORGANIK TOPLUM • Kurumlar bir nedenden dolayı gelişir, ayakta kalır, daha geniş bir bütünün muhafazasına katkı sağlarlar. Kurumların varlığı onların değerini ve arzulandıklarını gösterir. Kurumu reforme etme vb. teşebbüsler tehlikelidir. • Aile toplumun temel kurumudur ve birçok açıdan diğer sosyal kurumlara modeldir. Çocuk doğurma ve yetiştirme ihtiyacından doğan aile üyelerine ve çocuklara güvenlik sağlar ve bireylere ödevin değeriyle birlikte diğerlerine saygı duyma ihtiyacını öğretir. Aile korunmalıdır, toplumsal istikrar için. • Yerleşik değerler korunmalıdır. Ahlaki ve kültürel çoğulculuk kaygısı taşırlar. Çok kültürlü toplumlar doğaları gereği istikrarsızdırlar. Ortak kültür ve paylaşılan değerleri önemserler. Bu kültür aile, gelenek, din gibi kaynaklardan ; geleneksel değerler, aile değerleri, Hristiyan- İslam değerleri biçiminde şekillendirilebilir. • Ulusal özel önem atfederler. Ulus aileler arasında aynı dili, tarihi, kültürü ve gelenekleri paylaşan insanlar arasında ortaya çıkar. Vatanseverlik hem bireye hem topluma kimlik ve aidiyet duygusu sağlar. Muhafazakar milliyetçiliğin temelinde bu fikir yatar.

TOPLUM ÜZERINE DIĞER GÖRÜŞLER • Liberaller: bireylerin toplamı, kendi başına varlık değil, toplumun varlığı

TOPLUM ÜZERINE DIĞER GÖRÜŞLER • Liberaller: bireylerin toplamı, kendi başına varlık değil, toplumun varlığı bencil insanın gönüllü ve sözleşmeye dayalı onayıyla şekillenir. Ancak toplumda denge ve uyum vardır. • Muhafazakarlar: toplum bir organizma, yaşayan varlıktır. Toplumun birey dışında varlığı vardır. Toplum gelenek, otorite, ortak ahlak bağları ile ayakta durur. (yeni sağ atomist toplum görüşünü benimser) • Sosyalistler: toplum eşitsiz sınıf iktidarı açısından görülür. İktisadi ve mülkiyetle ilgili bölünmeler öncelikli ve daha derindir. Toplumu belirleyen sınıfsal çatışmadır. Sınıfsız toplum fikri reddedilir. • Anarşistler: sosyallik ve işbirliğine yönelik doğal insanı mizaca dayalı olan müdahale edilmemiş doğal uyum. Sosyal çatışma ve uyumsuzluk doğal değildir, siyasi yönetim ve iktisadi eşitsizliğin ürünüdür.

TOPLUM ÜZERINE DIĞER GÖRÜŞLER • Milliyetçiler: etnik ve kültürel farklılık açısından yaklaşım. Toplumu nihai

TOPLUM ÜZERINE DIĞER GÖRÜŞLER • Milliyetçiler: etnik ve kültürel farklılık açısından yaklaşım. Toplumu nihai belirleyen ortak bir kimlikte köklenmiş ortak değer ve inançlardır. Çok uluslu toplumlar doğaları gereği istikrarsızdır. • Faşistler: toplum birleşmiş bir organik bütündür. Toplum üyeliği katı bir biçimde ulusal veya ırksal zeminlerle sınırlandırılmıştır. • Feministler: toplumu ataerkillik ve yaşamın kamusal ve özel alanlar arasındaki yapay bir bölünme açısından alırlar. Toplum erkek iktidar sistemini ayakta tutmak ve süreklileştirmek üzere tasarlanmış örgütlü bir ikiyüzlülüktür.

HIYERARŞI VE OTORITE • TOPLUM DOĞASI GEREĞİ HİYERARŞİKTİR. SOSYAL EŞİTLİK BAŞARILAMAZ VE İSTENMEZ. İKTİDAR,

HIYERARŞI VE OTORITE • TOPLUM DOĞASI GEREĞİ HİYERARŞİKTİR. SOSYAL EŞİTLİK BAŞARILAMAZ VE İSTENMEZ. İKTİDAR, MÜLKİYET VE STATÜ EŞİTSİZ DAĞILMIŞTIR. BİREYLER ARASI BU EŞİTSİZLİKLER DOĞALDIR. LİBERALLER GİBİ DOĞAL EŞİTSİZLİKLERİ KABUL EDERLER. YETENEK VE BECERİ BAKIMINDAN EŞİTSİZ DOĞARLAR. BU LİBERALLERİ LİYAKAT TOPLUMUNA YÖNELTİR. MUHAFAZAKARLAR EŞİTSİZLİĞİN DAHA DERİN KÖKLERİ OLDUĞUNA İNANIR, KAÇINILMAZ GÖRÜR, SADECE BİREYSEL FARKLILIKLARDAN DOĞAN BİR NİTELİK OLARAK GÖRMEZ. BURKE DOĞAL ARİSTOKRASİ GÖRÜŞÜNÜ BENİMSER. TOPLUMU OLUŞTURAN FARKLI BİREY VE SOSYAL GRUPLAR KENDİNE HAS ROLLERE SAHİPTİR. LİDERLER VE TAKİPÇİLERİ, YÖNETİCİ VE İŞÇİ, İŞE GİDEN VE EVDE OTURUP ÇOCUK ABAKAN OLMALIDIR. GERÇEK MANADA SOSYAL EŞİTLİK HAYALDİR. SERVET VE SOSYAL KONUM EŞİTSİZLİKLERİ KAÇINILMAZDIR • HİYERARŞİ VE ORGANİK TOPLUM ANLAYIŞI PATERNALİZME DOĞRU BİR EĞİLİMİ DOĞURUR.

HİYERARŞİ VE OTORİTE • HİYERARŞİ GÖRÜŞÜ, OTORİTE VURGUSUYLA DAHA DA GÜÇLENMİŞTİR. LİBERALLERİN BİREY MENFAATİ

HİYERARŞİ VE OTORİTE • HİYERARŞİ GÖRÜŞÜ, OTORİTE VURGUSUYLA DAHA DA GÜÇLENMİŞTİR. LİBERALLERİN BİREY MENFAATİ İÇİN ÖZGÜR SÖZLEŞME SONUCU TESİS EDİLEN OTORİTE FİKRİNİN AKSİNE TOPLUM GİBİ DOĞAL GELİŞTİĞİNE İNANILIR. • AİLEDE OTORİTE NASIL ÇOCUKLARIN BAKIMI, KORUNMASI İÇİN GEREKLİ İSE VE ÇOCUKLAR KENDİLERİ İÇİN NEYİN İYİ OLDUĞUNU BİLEMEYECEKLERİNDEN BU OTORİTE TEPEDEN DAYATILIR. OTORİENİN TOPLUMUN DOĞASINDA VE TÜM SOSYAL KURUMLARDA KÖKLENDİĞİ DÜŞÜNÜLÜR. OTORİTE OKULDA ÖĞRETMENCE TOPLUMDA DEVLET ELİYLE KULLANILIR.

HİYERARŞİ VE OTORİTE • OTORİTE ZORUNLU VE FAYDALIDIR. KÖKSÜZLÜK VE ANOMİYE KARŞI KOYAR. BU

HİYERARŞİ VE OTORİTE • OTORİTE ZORUNLU VE FAYDALIDIR. KÖKSÜZLÜK VE ANOMİYE KARŞI KOYAR. BU NEDENLE MUHAFAZAKARLAR ÖNDERLİK VE DİSİPLİNE ÖZEL VURGU YAPARLAR. OTORİTER MUHAFAZAKARLAR OTORİTEYİ MUTLAK VE SORGULANAMAZ NİTELİKTE TANIMLAR. ANCAK ÇOĞUNLUK OTORİTENİN BELLİ SINIRLAR İÇİNDE KULLANILMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTİR. BU, OTORİTENİN İSTEDİĞİ GİBİ MUAMELE EDEBİLMESİ ANLAMINA GELMEZ. SUİSTİMAL EDEMEZ. EBEVEYN ÇOCUĞUNU TERBİYE DER, REHBERLİK EDER AMA KÖLE GİBİ SATAMAZ…. .

MÜLKİYET • LİBERALLER MÜLKİYETİN LİYAKATİ YANSITTIĞI GÖRÜŞÜNDEDİRLER. ÇOK ÇALIŞAN VE YETENEKLİ OLAN SERVETE SAHİP

MÜLKİYET • LİBERALLER MÜLKİYETİN LİYAKATİ YANSITTIĞI GÖRÜŞÜNDEDİRLER. ÇOK ÇALIŞAN VE YETENEKLİ OLAN SERVETE SAHİP OLUR. MÜLKİYET KAZANILAN BİRŞEYDİR. SERVET BİRİKTİRME BECERİSİNİ ÖNEMLİ BİR EKONOMİK DÜRTÜ OLARAK GÖRÜR MUHAFAZAKARLAR. • ANCAK MUHAFAZAKARLAR İÇİN MÜLKİYETİN AYRICA BİRÇOK PSİKOLOJİK VE SOSYAL FAYDASI VARDIR. GÜVENLİK, GÜVEN VE RAHATLAMA SUNAR. TUTUMLULUĞU BİR ERDEM OLARAK GÖRÜRLER, ÖZEL TASARRUFLA BİRLİKTE MÜLKİYET YATIRIMLARINI TEŞVİK EDERLER.

MÜLKİYET • MÜLK SAHİPLİĞİ BİR ÇOK BAŞKA SOSYAL DEĞERİ DE BESLER. KENDİNE AİT MÜLKÜ

MÜLKİYET • MÜLK SAHİPLİĞİ BİR ÇOK BAŞKA SOSYAL DEĞERİ DE BESLER. KENDİNE AİT MÜLKÜ OLAN BAŞKASININ MÜLKÜNE DE SAYGI DUYAR. BU KİŞİLER MÜLKİYETİN DÜZENSİZLİK VE KANUNSUZLUK KARŞISINDA MUHAFAZA EDİLMESİ ZORUNLULUĞUNA DA İNANIRLAR. HUKUK VE DÜZENİN KORUNMASI MÜLK SAHİBİNİN MENFAATİNEDİR. MÜLK SAHİPLİĞİ OTORİTEYİ VE SOSYAL DÜZENİ GELİŞTİRİR. • MÜLKİYET AYRICA BİREYİN KİŞİLİĞİNİN BİR UZANTISIDIR. İNSANLAR KENDİLERİNİ SAHİP OLDUKLARI ŞEYLER ÇERÇEVESİNDE GERÇEKLEŞTİRİR. HIRSIZLIK EN KÖTÜ SUÇTUR. BU SUÇUN KURBANI MÜLK KAYBINA UĞRAMAKLA KALMAZ, ONURU DA ZEDELENİR. EV EN KİŞİSEL VE MAHREM ŞEYDİR VE KİŞİLİĞİ YANSITIR. MÜLKİYET ORTAKLAŞMASI TOPLUMU RUHSUZ VE KİŞİLİKSİZ KILAR.

MÜLKİYET • HER BİREYİN MÜLKİYETİ DİLEDİĞİ GİBİ KULLANMADA MUTLAK HAKKI OLDUĞU İDDİASINDA DEĞİLLERDİR. LİBERTERYEN

MÜLKİYET • HER BİREYİN MÜLKİYETİ DİLEDİĞİ GİBİ KULLANMADA MUTLAK HAKKI OLDUĞU İDDİASINDA DEĞİLLERDİR. LİBERTERYEN MUHAFAZAKARLAR VE YENİ SAĞ LİBERAL MÜLKİYET ANLAYIŞINI SAVUNURKEN, GELENEKSEL MUHAFAZAKARLAR TÜM HAKLARIN YÜKÜMLÜLÜK GEREKTİRDİĞİ İDDİASINDADIRLAR. MÜLKİYET SADECE BİREYSEL DEĞİL TOPLUM AÇISINDAN DA ÖNEMLİDİR. BİREYİN HAKLARI TOPLUMUN VEYA ULUSUN GENEL REFAHINA GÖRE DENGELENMELİDİR. YÖNETİMİN EKONOMİYE MÜDAHALESİ MİLLİ MENFAATE HİZMET EDİYORSA İŞ DÜNYASININ ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLANMALIDIR. • MÜLKİYET SADECE MEVCUT KUŞAĞIN BİRİKİMİ DEĞİLDİR. ÖNCEKİ KUŞAKTAN AKTARILMIŞTIR SONRAKİ KUŞAĞA KALACAKTIR. MEVCUT KUŞAK MİLLİ SERVETİN EMANETÇİSİDİR VE GELECEK NESİLLER İÇİN BU SERVETİ KORUMAKLA YÜKÜMLÜDÜR.

OTORITER MUHAFAZAKARLIK • Kıta Avrupasında otoriter yönetim anlayışını destekleyen muhafazakar bir gelenek var. •

OTORITER MUHAFAZAKARLIK • Kıta Avrupasında otoriter yönetim anlayışını destekleyen muhafazakar bir gelenek var. • En önemli savunucusu Fransız Joseph de Maistre. Burke’ün aksine mutlak iktidarı irsi monarşiye iadeyi savunuyordu. Ancien rejim ile ilgili bir düzenlemeye tahammülü yoktu. Siyaset felsefesi: Efendiye iradi ve tümüyle boyun eğme. Tüm dünyevi monarşilerin üzerinde papanın kişiliğinde üstün ruhani bir iktidarın hüküm sürmesini istemiştir. Toplumun organik olduğuna ve taht ile sunağın ilkeleri çerçevesinde kayıtlanmadığı sürece parçalanacağına inanıyordu. Asıl ilgisi düzenin korunmasıdır. Düzen ancak güvenlik sağlar. Devrim-reform insanları birbirine bağlayan zincirleri zayıflatır ve karmaşa ile baskıya yol açar. Gaddar bir yöneticiye bile itaat edilmelidir.

OTORITER MUHAFAZAKARLIK • 19. yy. Kıta Avrupasındaki muhafazakarlar otokratik yönetimin katı ve hiyerarşik değerlerine

OTORITER MUHAFAZAKARLIK • 19. yy. Kıta Avrupasındaki muhafazakarlar otokratik yönetimin katı ve hiyerarşik değerlerine olan inançlarını korumuşlar, artan liberal, sosyalist ve milliyetçi itirazlara karşı ayakta kalmışlardır. • Otoriterizm en sağlam şekilde Rusya’ya yerleşmiştir. Çar I. Nicholas «özgürlük eşitlik kardeşlik» yerine «gelenek, otokrasi ve milliyet» ilkelerini sunmuştur. İktidarın parlamento ve anayasal kurumlar eliyle sınırlandırılmasına karşı çıkmışlardır. • Otoriterizm Katolik ülkelerde de güçlü şekilde ayakta kalmıştır. İtalya’nın birleşmesinin ardında papalık sadece dünyevi otoritesini kaybetmekle kalmamış, seküler ideolojilerin güçlenmesiyle papalık öğretilerine saldırılar da artmıştır. 1864 te Papa sosyalizm, liberalizm ve milliyetçilik ideolojilerini lanetlemiştir.

OTORITERIZM • Tepeden aşağıya doğru bir yönetim uygulaması. • Halkın rızası olup olmadığından bağımsız

OTORITERIZM • Tepeden aşağıya doğru bir yönetim uygulaması. • Halkın rızası olup olmadığından bağımsız otorite kullanılır. • Otorite meşruluğa dayalıdır; aşağıdan yukarıya doğru gider. Otoriteryen düşünürler ya mevcut liderlerin bilgeliğine olan inancı ya da sosyal düzene sorgusuz itaat fikrine dayanırlar. • Askeri yönetim, geleneksel diktatörlük, monarşik mutlakiyetçilik gibi tepeden inme yönetim uygulamaları devlet-toplum arasındaki ayrımı kaldırmaktan ziyade muhalefet ve siyasal özgürlüklerin bastırılmasıyla ilgilidir.

OTORITER MUHAFAZAKARLIK • Kıta Avrupası muhafazakarlarının 20. yy. kadar demokratik yönetime ve reforma direnmeleri

OTORITER MUHAFAZAKARLIK • Kıta Avrupası muhafazakarlarının 20. yy. kadar demokratik yönetime ve reforma direnmeleri devam etmiştir. İtalya ve Almanya’da muhafazakar elitler faşist hareketlere destek vermişlerdir. • Bazı durumlarda muhafazakar otoriter rejimler siyasi destek için oy hakkını yeni elde etmiş kitlelere bel bağlarlar: Bonapartizm (küçük toprak sahibi köylüleri kendisine çeken III. Napolyon yönetimi) - peronizm gibi dönemler • 1848’de evrensel oy hakkına geçen Fransa’da III. Luis Bonaparte başkan seçilmiş ve en kalabalık seçmen grubu olan küçük toprak sahibi köylüleri çekerek kendisini imparator yapmıştır. Napolyon rejimi otoriterizm, iktisadi refah, sosyal reform taahhüdünü plebisiter diktatörlükte kaynaştırmıştı. • Peronizmle ortak yönleri vardır: 1946 -55 itaat düzen ve ulusal birlik gibi otoriter vurguları yapmıştır. Siyasi desteği geleneksel elitlerin çıkarlarına değil, çulsuzlar olarak adlandırdığı yoksullaşmış kitleye dayanıyordu. Peronist rejim politikalarını sıradan insanın isteklerine göre şekillendirme anlamında popülistti. Yani emperyalizmine duyulan nefret iktisadi ve sosyal ilerlemeye duyulan arzu ana güdülerdi. Benzer rejimler Afrika, Asya, Orta Doğu’da da oluşmuştur.

PATERNALIST MUHAFAZAKARLIK • Kıta Avrupası muhafazakarları değişime direnç VS. Anglo-Amerikan geleneği-- • Burke---Fransız devriminden

PATERNALIST MUHAFAZAKARLIK • Kıta Avrupası muhafazakarları değişime direnç VS. Anglo-Amerikan geleneği-- • Burke---Fransız devriminden çıkardığı ders değişim doğal ve kaçınılmaz olduğu «değişim araçları olmayan devlet, bu değişimi muhafaza etmenin araçlarından da mahkumdur» • Paternalizm: baba tarzında davranmak. Siyasi bir ilke olarak ise zararı engelleme ve fayda sağlama niyetiyle diğerleri üzerinde kullanılan iktidar veya otorite anlamına gelir. Emniyet kemeri takma zorunluluğu gibi yasalar ve sosyal refah uygulamaları paternalizm örneğidir. Paternalizmin temelinde bilgelik ve tecrübe eşitsiz dağılmıştır; otoriteler en iyisini bilir anlayışı var • Pragmatik siyaset- ne devletin ne bireyin yanındadır. İkisi arasında dengeyi tavsiye eder. • iki ana gelenek: Tek Millet Muhafazakarlığı ve Hristiyan demokrasi

TEK MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Anglo-Amerikan paternalist geleneği 1868, 1874 -1880 arasında İngiltere başbakanlığı yapmış

TEK MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Anglo-Amerikan paternalist geleneği 1868, 1874 -1880 arasında İngiltere başbakanlığı yapmış Disraeli’ye uzatılır. • Disraeli: bireyciliğe karşı sosyal sorumluluk; sanayileşme-iktisadi eşitsizlik bölünme tehlikesi olan iki millet üretmiştir: zenginler ve yoksullar. Disraeli bu bölünme tehlikesine işaret eder. • Sosyal eşitsizlikler devrim tohumlarını barındırır. İşçi sınıfı kolayca sefaleti kabul etmeyeceği gerçeği Disraeli’nin kaygısıdır. Avrupa’da 1830, 1848’de devrimler onu haklı çıkarmıştır. Bu nedenle reform devrim dalgasını engellemek için gereklidir ve bu zenginlerin lehine olacaktır.

TEK MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Disraeli ahlaki değerlere de gönderme yapar. Servet ve imtiyaz sahiplerinin

TEK MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Disraeli ahlaki değerlere de gönderme yapar. Servet ve imtiyaz sahiplerinin yoksullarla ilgili sorumlulukları vardır. Disraeli toplumun ödev ve sorumlulukların kabul görmesiyle ayakta kalacağı şeklindeki organik muhafazakar görüşe vurgu yapar. Toplum doğal olarak hiyerarşiktir ama aynı zamanda servet eşitsizliğinin sorumluluk eşitsizliğini de getireceğini düşünür. Servet ve imtiyaz sahipleri bunun bedeli olarak sosyal sorumluluk külfetine omuz vermelidir. Arisyorasinin şerefli ve cömert olabilmesi için taşıması gereken feodal Asil yükümlülüğü ilkesidir bu. Toprak sahibi soylunun köylünün üzerinde paternal sorumluluk iddiası vardır. Bu sorumluluklar göz ardı edilmemelidir. Bu türden fikirler «tek millet» sloganı ile dile getirilmiştir.

EK MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Disraeli görevdeyken hem işçi sınıfının oy hakkını genişleten reform sözleşmesini

EK MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Disraeli görevdeyken hem işçi sınıfının oy hakkını genişleten reform sözleşmesini hem de barınma koşulları ve hijyeni iyileştiren sosyal reformlara imza atmıştır. • Disraeli’nin fikirleri, muhafazakarlık üzerinde dikkate değer etki yaratmıştır. İngiltere’de bu fikirler tek millet muhafazakarlığını oluşturmuştur. Tek millet muhafazakarlığı sanayi öncesi döneme ait hiyerarşik ve paternal değerlere yaptıkları vurguyu göstermek üzere kendilerine Toryler adını vermiştir.

TEK-MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Disraeli fikirleri sonra Churcill tarafından Torry Demokrasisi biçiminde benimsenmiştir. Muhafazakar parti

TEK-MILLET MUHAFAZAKARLIĞI • Disraeli fikirleri sonra Churcill tarafından Torry Demokrasisi biçiminde benimsenmiştir. Muhafazakar parti sosyal desteği ancak işçi sınıfının oylarını alarak, Disraeli’nin sosyal reform siyasasını devam ettirerek kazanabilirdi. Tek millet muhafazakarlığı bir tür Tory refahçı anlayış olarak görülebilir. • Tek millet geleneği 1950 -1960 larda zirveye ulaşır. Bu zirveyi Keynezci sosyal demokrasi ile ulaşır. Muhafazakarlık azgın bireycilik ile zorba kolektivizm arasında bir denge arayışındaki orta yoldur. • Tek millet muhafazakarlığı hiyerarşiyi ortadan kaldırmaktan ziyade pekiştirmek amacındadır. Durumu iyi olmayanların koşullarını iyileştirmeye yönelik çabaları da yoksulların yerleşik düzene tehdit oluşturmaması ile sınırlıdır.

HRISTIYAN DEMOKRASI • Müdahaleci siyasalar Kıta Avrupa’sının çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan Hristiyan demokratik partiler

HRISTIYAN DEMOKRASI • Müdahaleci siyasalar Kıta Avrupa’sının çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan Hristiyan demokratik partiler tarafından da benimsendi. Batı Almanya’daki Hristiyan Demokratik Birliği ve İtalya’daki Hristiyan Demokratik Parti… 2. Dünya Savaşı sonrasında kıtadaki muhafazakarlar otoriter görüşlerini terk ettiler. Yeni muhafazakarlık siyasi demokrasiyi benimsemiş ve Katolikliğin sosyal geleneklerinden etkilenmiştir. Protestanlık bireysel çaba marifetiyle kurtuluşu vurguladığından, sosyal teorisinin genellikle bireyciliği onayladığı ve çalışkanlığı, rekabeti ve kişisel sorumluluğu çok önemsediği görülür. Nitekim Weber kapitalizmin ruhu ile Protestan ahlakı arasında ilişki kurmuştur. Katolik sosyal teori ise geleneksel olarak bireyden çok sosyal gruba odaklanır ve rekabetten çok denge ve uyuma vurgu yapar.

HRISTIYAN DEMOKRASI • 1945 sonrasında Katolik sosyal teori yeni kurulmuş Hristiyan demokratik partileri bir

HRISTIYAN DEMOKRASI • 1945 sonrasında Katolik sosyal teori yeni kurulmuş Hristiyan demokratik partileri bir tür demokratik korporatizm uygulamaya cesaretlendirmiştir. Sosyal ortaklık fikri etrafında birbirine bağlanmış kilise, sendikalar ve işveren grupları gibi aracı grupların önemini vurgular. • Hristiyan demokratik partilerin Keynezci refah politikalarını uygulamaya koymaları Adam Smith ve Ricardo’nun katı piyasa ilkelerinden değil Frederich List’in esnek ve pragmatik fikirlerinden gelir. List sert dış rekabete karşı yönetimin küçük sanayileri korumak için müdahalesini önemsemiş, siyasetin önemini vurgulamıştır.

HRISTIYAN DEMOKRASI • Bu anlayış Kıta Avrupasında sosyal piyasa ekonomisinin desteklenmesine yol açmıştır; piyasanın

HRISTIYAN DEMOKRASI • Bu anlayış Kıta Avrupasında sosyal piyasa ekonomisinin desteklenmesine yol açmıştır; piyasanın kendisi bir amaç değildir, piyasa sosyal hedeflere ulaşmak için yaratılması gereken refahın bir aracıdır. Kıta Avrupa’sının çoğunda yeni bir kapitalizm üretmiştir bu uygulama: Anglo-Amerikan teşebbüs kapitalizminin karşısına Ren-Alp kapitalizmi ya da sosyal kapitalizm adı verilen bir uygulama hayat bulmuştur. Anglo-Amerikan tarzı kapitalizm piyasa ekonomisinin serbest işleyişine dayanırken; Ren-Alp kapitalizmi ortaklık ve işbirliğini vurgular.

LIBERTERYEN MUHAFAZAKARLIK • Muhafazakarlık organik toplum, hiyerarşi, yükümlülük gibi daha çok sanayi öncesi fikirlerden

LIBERTERYEN MUHAFAZAKARLIK • Muhafazakarlık organik toplum, hiyerarşi, yükümlülük gibi daha çok sanayi öncesi fikirlerden benimsense de, klasik liberal fikirlerden de etkilenmiştir. (özellikle 20. yy. da bu ortaya çıkar). • Yeni sağ, muhafazakarlığı silah zoru ile klasik liberalizmin ilgi alanına sokmuştur. Ancak liberal öğretilerin, özellikle serbest piyasa ile ilgili olanların 19. . yydan beri muhafazakarlarca geliştirildiği, Muhafazakar paternalizme karşı bir gelenek oluşturulduğu söylenebilir. Bu fikirler azami iktisadi özgürlük ve sosyal hayata ilişkin asgari yönetsel müdahale savunması bakımından liberteryendir. Liberteryen muhafazakarlar liberal ekonomilerin otorite ve ödev gibi değerlere dayanarak daha geleneksel felsefe ile uyumunu istemiştir.

LIBERTERYEN MUHAFAZAKARLIK • Liberteryen gelenek klasik liberal fikirlerin derin etkisi olan ABD ve İngiltere’de

LIBERTERYEN MUHAFAZAKARLIK • Liberteryen gelenek klasik liberal fikirlerin derin etkisi olan ABD ve İngiltere’de en güçlü konumdadır. • 18. yy. da Burke ticarette serbestlik, içişlerinde rekabetçi, kendini düzenleyen piyasa ekonomisi tercihini ortaya koymuştur. Burke’e göre serbest piyasa verimli ve adildir, ama aynı zamanda doğal bir zorunluluktur. İnsan doğasının bir parçası olan «kazanç aşkı» servet arzusunu yansıtması anlamında doğaldır. Bu nedenle Piyasanın yasaları doğal yasalardır. Piyasanın dayattığı çalışma koşullarının insanlık dışı, ahlaksız olduğunu kabul eder ama doğal gidişatın bozulması daha çok mağduriyet yaratacaktır. Burke monarşi ve kilise gibi kapitalist serbest piyasayı da gelenek zemininde savunur.

LIBERTERYEN MUHAFAZAKARLIK • Liberteryen muhafazakarlar tutarlı liberal değiller. İktisadi bireyciliği ve yönetimi iş dünyasının

LIBERTERYEN MUHAFAZAKARLIK • Liberteryen muhafazakarlar tutarlı liberal değiller. İktisadi bireyciliği ve yönetimi iş dünyasının arkasından çekmeyi savunurlar ama bu bireysel özgürlük fikri sosyal hayatın diğer boyutlarına taşınmaz. Liberalizm sosyal ve ahlaki sorumluluğu da örneğin Mill’de görüldüğü gibi bireye bırakır. Hayek’in Özgürlüğün Anayasası eserinde belirtildiği gibi liberalizm diğer insanları tehdit edecek bir tutuma dönüşmediği sürece ahlaki kararları bireye bırakarak sosyalizm ve muhafazakarlıktan ayrılır. • Liberteryen muhafazakarlar ise insan doğasına ilişkin daha kötümser bir bakışla sahiptir: kamu düzenini korumak ve otoriteye saygıyı teminat altına almak üzere güçlü bir devlete ihtiyaç vardır. Liberaller piyasayı bireysel özgürlük ve tercih özgürlüğü olarak görürken bazı muhafazakarlar piyasayı sosyal disiplin aracı olarak görür. Örneğin işsizlik tehdidi ile işçileri yüksek ücret talebinden vazgeçirtir. Polis ve mahkemelerle birlikte piyasa disipline edicidir.

MUHAFAZAKARLIK IÇINDEKI GERILIMLER • Pragmatik muhafazakarlık Liberteryen muhafazakarlık • Pragmatik ideolojik • Gelenekçilik köktencilik

MUHAFAZAKARLIK IÇINDEKI GERILIMLER • Pragmatik muhafazakarlık Liberteryen muhafazakarlık • Pragmatik ideolojik • Gelenekçilik köktencilik • Sosyal ödev bencillik • Organik toplum atomist bireycilik • Hiyerarşi liyakat • Paternalizm kişisel çaba • Orta yol ekonomisi bırakınız yapsıncı ekonomi • Sınırlı refahçı anlayış anti-refahçı anlayış

YENI SAĞ • 1945 sonrası dönemde pragmatik ve paternalist fikirler batı dünyasında muhafazakarlığa hakim

YENI SAĞ • 1945 sonrası dönemde pragmatik ve paternalist fikirler batı dünyasında muhafazakarlığa hakim olmuştur. 1970’lerde Portekiz ve İspanya’daki diktatörlüklerin ortadan kalkmasıyla otoriter muhafazakarlık artıkları da temizlendi. Muhafazakarlar 19. yy. da siyasi demokrasiyi kabul ettikleri gibi, 1945 sonrasında da sınırlı sosyal demokrasiyi benimsemişlerdir. 1970 lerde doğrudan Keynezci refah anlayışını hedef alan bazı köktenci fikirler ortaya çıktı. Yeni sağ fikirleriydi. ABD ve İngiltere’de başta derin etki yarattı daha sonra Kıta Avrupası, Avustralya Yeni Zelanda da etkili olmuştur. • Vergilerin düşürülmesinden göç karşıtı kampanyaya, filmlerde ve tv. de daha fazla sansüre farklı fikri barındırır.

YENI SAĞ • Birbirine karşıt İki ideolojik geleneğin birleşmesidir. İlki klasik Adam Smithci liberal

YENI SAĞ • Birbirine karşıt İki ideolojik geleneğin birleşmesidir. İlki klasik Adam Smithci liberal ekonomi: iktisadi ve sosyal müdahale anlayışına yönelik eleştiri olarak yeniden hayatiyet kazanmıştır. Bu eleştiriler liberal yeni sağ veya neoliberalizm olarak adlandırılmıştır Yeni sağ içindeki ikinci öğe Disraeli öncesi geleneksel muhafazakar sosyal teorinin düzen, otorite ve disiplin savunusudur. Bu da muhafazakar yeni sağ ya da neo-muhafazakarlık olarak adlandırılmıştır. Sonuçta yeni sağ iktisadi liberteryenizm ile devlet ve sosyal alandaki otoriterizmi kaynaştırma teşebbüsüdür

YENI SAĞ • Yeni sağ fikirler çeşitli tarihsel etkenlerin ürünüdür. En önemlisi savaş sonrası

YENI SAĞ • Yeni sağ fikirler çeşitli tarihsel etkenlerin ürünüdür. En önemlisi savaş sonrası dönemdeki büyük patlamanın 1970 lerin başında enflasyon, işsizlik, durgunluk oluşması ile sona ermesidir. Önceleri istikrarlı iktisadi büyümeyi paylaştırdığından ve sosyal bütünlüğü sürdürdüğünden itibarı olan Keynezyen talep yönetimi, yeni sağın baskısı altına girdi. • Refah bağımlılığı – Irving Kristol- toplumun sorunlarının hak temelli yurttaşlık kültüründen kaynaklandığı iddiası. Bu kültür ödev ve sorumluluk duygusunu zayıflatmaktadır. • Uluslararası etkenler de yeni sağı yükseltmiştir. Muhafazakarlık içindeki milliyetçi duyguları güçlendirmiş ve iktidar/şahin siyasetini yeniden canlandırmıştır. • ABD’deki yeni sağ Sovyetlerin artan askeri gücü ve Vietnam ile İran’da ulusal itibara zarar veren olaylar karşısında harekete geçmiştir. • İngiltere’de Avrupa’nın bütünleşmesi olgusunun ortaya çıkmasıyla üstün iktidar konumunu kaybetme korkusu ve milli egemenliğe tehdit algısının yerleşmesi sözkonusudur.

LIBERAL YENI SAĞ • Yeni sağ düşüncesinin liberal yönleri klasik liberalizmden etkilenir. Minimal devletözel

LIBERAL YENI SAĞ • Yeni sağ düşüncesinin liberal yönleri klasik liberalizmden etkilenir. Minimal devletözel iyi kamu kötüdür şiarı- devletçilik karşıtlığı- kolektivizm karşıtlığı. Devlet yerine birey ve serbest piyasaya odaklanma- bireylerin kendilerine güvenmesi ve kendi çıkarları adına rasyonel tercih yapısından teşvik edilmelidir. • Devletçilik karşıtlığı teması Hayek ve Friedman’dan, Smith ve Ricardo’dan gelir. Yönetilen ve planlı ekonomiye, merkezi planlamaya karşıtlık. Kaynak tahsisatının verimli şekilde bürokratlar eliyle yapılamayacağı. Piyasa ise en karlı kullanıma kaynakları tahsis eder ve tüketicinin ihtiyaçlarını tatmin eder. 1970’lerdeki sorunlar yönetimin iktisadi sorunların kaynağı olduğu teşhisine götürür yeni sağı.

LIBERAL YENI SAĞ • Keynezci fikirler yeni sağ eleştirinin ana hedeflerinden biridir. Keynes ekonominin

LIBERAL YENI SAĞ • Keynezci fikirler yeni sağ eleştirinin ana hedeflerinden biridir. Keynes ekonominin kendini yönetir nitelikte olmadığını söylemiş, talep yönüne vurgu yapmış ve iktisadi faaliyet ile beraber istihdamın ekonomideki toplam talep tarafından yönlendirildiğini belirtmişti. Keynezin işsizlik sorunu ile ilgili çözümü kamu harcamaları ile piyasaya müdahaledir. Ancak Milton Friedman doğal bir işsizlik oranının varlığını iddia eder. Serbest piyasacılara göre işsizlikten ziyade enflasyon sorundur. Enflasyon genel fiyatlar düzeyindeki artıştır ve bu artış paranın değerini düşürür. Enflasyon piyasa ekonomisinin tüm temellerini alt üst eder. Mübadele aracı olarak paraya güven azalırsa insanların ticari ya da iktisadi faaliyet için taahhüt altına girme cesaretleri kırılır. Sağlıklı piyasa ekonomisi istikrarlı değere sahip parayı gerektirir.

LIBERAL YENI SAĞ • Hayek ve Friedman için yönetimin ana iktisadi sorumluluğu enflasyonu düşürerek

LIBERAL YENI SAĞ • Hayek ve Friedman için yönetimin ana iktisadi sorumluluğu enflasyonu düşürerek sağlıklı para muhafazasıdır. Keynezci anlayış ise enflasyonu körüklemiştir. Bu açıklamayı sağlayan teori monetarizmdir. Buna göre ekonomiyi belirleyen para arzıdır. Keynezci siyasalar yönetimlere vergi gelirlerini aşan harcama izni verdiğinden bu siyasalar para arzını artırmış, enflasyonu tetiklemiş, aslında Hükümetler para basmış, doğal işsizlik oranında yararlı etki yaratmamıştır. Bu nedenle Hükümetler harcamaları kısarak enflasyonun düşürülmesi üzerinde durmuşlardır.

LIBERAL YENI SAĞ • Yeni Sağ ayrıca karma ekonomi ve kamu mülkiyeti düşüncesine de

LIBERAL YENI SAĞ • Yeni Sağ ayrıca karma ekonomi ve kamu mülkiyeti düşüncesine de karşı çıkar. Ana sanayi kollarını millileştiren yönetimler bu defa özelleştirme siyaseti gütmüştür. Milliletştirilmiş sanayi kolları kar güdüsüyle disipline edilmemiştir. Kamu sektörü müsrif ve verimsizdir. • Serbest piyasacılar ayrıca talep yönetiminden arz yönetimine geçmişlerdir. Az yanlısı iktisat tüketicileri tüketime değil de üreticileri üretmeye teşvik edecek politikalara ağırlık verilmesidir. Müteşebbis toplumu oluşturmayı hedeflemişlerdir. Bunun en büyük engeli yüksek vergiler ve devlet düzenlemeleridir.

LIBERAL YENI SAĞ • Liberal yeni sağ sadece iktisadi verimlilik açısından devletçilik karşıtı değildir.

LIBERAL YENI SAĞ • Liberal yeni sağ sadece iktisadi verimlilik açısından devletçilik karşıtı değildir. Bireysel özgürlüğe yaptığı vurgu çerçevesinde benimsediği siyasi ilkeler açısından da devletçilik karşıtıdır. Kolektivizm karşıtlığı ve sosyal refah anlayışının tasfiyesi. Kişisel çabanın yerine bağımlılık kültürünün konması eleştirisi. Refah devleti inisiyatif ve teşebbüsü azaltır, insanların özsaygılarını talan eder. Hak etmeyen yoksul fikrini canlandırır. Ne insanlar topluma borçludur ne de toplumun insanlardan bir alacağı vardır. • Refah uygulamaları mülkiyet haklarının ihlaline yol açar (Robert Nozick)

MUHAFAZAKAR YENI SAĞ- NEO MUHAFAZAKARLIK • Muhafazakar yeni sağ ya da neomuhafazakarlık en iyi

MUHAFAZAKAR YENI SAĞ- NEO MUHAFAZAKARLIK • Muhafazakar yeni sağ ya da neomuhafazakarlık en iyi şekilde ilerlemeci değerlerin yaygınlaşması sonucu sosyal parçalanma korkusu çerçevesinde tanımlanabilir. Otorite parçalanma ve düzensizliğin çözümü olarak görülür. Otorite bir tür sosyal yapıştırıcıdır. Sonuçta yeni sağ ahlaki standartların gevşediği ve toplumda otoritenin zayıfladığı şeklindeki yaygın endişeye tepki niteliğindeki otoriter popülizmin bir şeklidir. • Tek millet muhafazakarları yoksulluğun ve maddi eşitsizliğin azaltılmasıyla toplumun güçlendirileceğini belirtirken neomuhafazakarlık otoritenin onarılmasına ve sosyal disipline bel bağlamıştır.

MUHAFAZAKAR YENI SAĞ • Üç ana ilgi alanı vardır: yasa ve düzen; kamusal ahlak

MUHAFAZAKAR YENI SAĞ • Üç ana ilgi alanı vardır: yasa ve düzen; kamusal ahlak ve ulusal kimlik. • Artan suç batı toplumlarını etkileyen otorite zayıflamasının bir sonucudur. Suç cezalandırılmalı; hapisane işe yarar…. 1980 lerin sonunda eyaletlerde ölüm cezasının tekrar uygulamaya girmesi…. . • Hukuk ve düzen talebi güçlü devlet arzusunu yansıtır. • Birçok açıdan müsamahakar 1960’lara tepki olarak kamusal ahlak meseleleriyle ilgilenmişlerdir. Thatcher Viktoryen değerlere desteğini ifade etmiştir. ABD’de ise aile değerlerine dönmek üzere Ahlaki Çoğunluk gibi mücadeleler başladı.

MUHAFAZAKAR YENI SAĞ- NEO MUHAFAZAKARLIK • Müsamahakar toplum iki tehlikeyi barındırıyordu: ahlaksız yaşam biçimleri

MUHAFAZAKAR YENI SAĞ- NEO MUHAFAZAKARLIK • Müsamahakar toplum iki tehlikeyi barındırıyordu: ahlaksız yaşam biçimleri tercihi- kürtaj karşıtlığı, homofobi, pornagrafi ile mücadele. Müsamahakarlığın ikinci tehlikesi insanların yanlış ahlaki değerler ve yaşam tarzlarını benimsemesinden çok farklı ahlaki konumları tercih etme ihtimalidir. Ahlaki çoğulculuk uyum içinde birlikte yaşamaya zarar verir. Ailenin güçlendirilmesi talebi; doğal olarak hiyerarşik, çocukların ebeveynlerine itaat ettikleri, ataerkil, ekmek tedarik eden koca, yuvayı yapan kadın • İçeriden ve dışarıdan gelen tehditlere karşı ulusal kimliği güçlendirme arzusu. İçerden gelen tehdit çokkültürlülüğün gelişmesi, etnik ve ırksal çatışma kabusunun ortaya çıkması (ABD’de Latin Amerikalı tehdidine karşı neomuhafazakarların İngilizce’nin resmi dil olarak kabulünü istemeleri). • Dış tehdit: İngilizlerin dış tehdidi Avrupa Bütünleşmesi. ABD için önce Komünizm sonra İslami Terör…

YENI SAĞ IÇINDEKI GERİLIMLER • Sosyal muhafazakarlık vs. iktisadi liberalizm. Andrew Gamble (1988) İngiltere’deki

YENI SAĞ IÇINDEKI GERİLIMLER • Sosyal muhafazakarlık vs. iktisadi liberalizm. Andrew Gamble (1988) İngiltere’deki Thatcherizmin bu ikili yapısını «serbest ekonomi güçlü devlet---küçük ama güçlü devlet» …. • Liberal Yeni Sağ Muhafazakar Yeni Sağ • Klasik liberalizm Geleneksel Muhafazakarlık • Atomizm Organik Anlayış • . liberteryenizm Otoriterizm • İktisadi hareketlilik Sosyal düzen • Asgari devlet Güçlü devlet • Uluslararası anlayış Dar milliyetçilik • Küreselleşme taraftarı küreselleşme karşıtı • Fırsat eşitliği doğal hiyerarşi

TÜRKIYE’DE MUHAFAZAKARLIK • Tarihçi-yayıncı Ziya Nur Aksun (1938 -2010) «umumi bir ahlak buhranı, sosyal

TÜRKIYE’DE MUHAFAZAKARLIK • Tarihçi-yayıncı Ziya Nur Aksun (1938 -2010) «umumi bir ahlak buhranı, sosyal mefaatlerin şahsi menfaatler lehine daima feda edilmeleri, amme makamındaki insanlarda atalet, gevşeklik ve laubalilik; şefahat, mefkuresizlik, her türlü inançtan, imandan yoksunluk; çocuk suçluluğunun artışı, alkol istihlakının yükselmesi, müstehcen neşriyat, para iktisabı için normal yolların terk edilerek dalavereli mecralara sapış, usul ve füru suçluluğunun artışı, iş adamlarının mukavelelere riayetsizliği, senetlerin ve taahhütlerin ödenmemesi…» • Cemiyetteki topyekün bir yozlaşma tablosudur bu. Muhafazakarlık bir politik fikir olmaktan önce insana ve topluma dair kötümser bir ruh hali değil midir? • Çare sosyal ıslahat ve içtimai restorasyondur. Restorasyon yani eski-orijinal hale göre yenileme. Anti modernist olmamakla birlikte geleneği modernle terbiye eder. Nevzat Yalçıntan ölçüyü şöyle koyar: kaçınılmaz olan değişimi yönetmek ve kontrol edilebilir bir yapıya kavuşturmak

TÜRKIYE’DE MUHAFAZAKARLIK • Uzun süre İslamcılığın kod adı oldu. İslamcılığın müstakil bir akım olarak

TÜRKIYE’DE MUHAFAZAKARLIK • Uzun süre İslamcılığın kod adı oldu. İslamcılığın müstakil bir akım olarak kendini ispatlamasından önce muhafazakarlıkla birlikte anılır. Gelenek içinde din büyük başlıktır. • Muhafazakarlık Türk Sağının Üç Hali’nde Tanıl Bora tarafından bir ruh hali olarak anılır ve milliyetçilik ve İslam’ın esansı olmuştur. • Erken Cumhuriyet döneminden muhafazakarlık hem İslamcılık hem de liberalizmle eklemlenerek hayat bulmuştur (Kazım Karabekir). Karabekir garplılaşarak değil dine sarılarak mevcudiyeti kurtarmak gerektiği ikazında bulunmuş, ümmet bağının yerine halkçılığın konmasını benimsememişti. 1939’da ani ve kökten değişimler yapılmasından yakınmıştır.

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Ziya Gökalp kaideci ama an’anesiz milletiz diye yakınmıştı. Modernliği milli kültürle

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Ziya Gökalp kaideci ama an’anesiz milletiz diye yakınmıştı. Modernliği milli kültürle gemleyecek bir muhafazakar toplum tasavvuru vardır Gökalp’in. • Erken dönem muhafazakar aydınların etradında toplandığı bir isim Yahya Kemal ve Dergah dergisi. Modernliğin imkanlarını Gökalp’in tasarladığı gibi folklorü yükseltmekle değil, Osmanlı’da şahikasına çıktığını düşündüğü klasik kültürü restore etmekte kullanmaktan yanaydı. Neoklasik peşinde bir Yahya Kemal… Şimdinin için geçmişi yaşatma bu da organik bir yaratıcılık gerektiriyordu, hesapla, teknikle akılla olmazdı. • Organizma 1950’lere kadar muhafazakar düşüncenin sihirli kavramıdır. Modern- Jakoben cumhuriyetçiliğin toplum ve ulus kurma fikrine karşılık milli- cemaatin doğal varoluşuna sahip çıkan bir kavram. Yahya Kemak kendiliklerimiz diyordu bu organik öze ve bu kapsamda Türklük cevherini parlatıyordu. Memleketin asıl sırrı Türk’tü…Türk mayası idi.

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Bu kendiliklerimiz Tanpınar’da da var. Mahur Beste ve Huzur’un kahramanlarının musiki

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Bu kendiliklerimiz Tanpınar’da da var. Mahur Beste ve Huzur’un kahramanlarının musiki ilgisi…bizi biz yapan bu memleketin hayatına bağlılıktır. Mirası ne mazide ne batıda «önümüzde çözülmemiş bir yumak gibi duran şu hayatımızda» aramaktan yanadır. Tanpına hem muhafazakar hem batıcı bir düşünür olarak anılır. Kitabi bir modernizmi alaya aldığı Saatleri Ayarlama Enstitüsü- taklitçiliği, yüzeyselliği hayatımızın bir hususiyeti olarak tasvir eder. • Hilmi Ziya Ülken: Cemiyeti bir eşya gibi görerek ona şekil vermeye çalışmak olmazdı. Hayat kitaba sığmazdı. Devlet paternalizmini de aşırı ferdiyetçiliğe karşı güvence sayıyorlardı.

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Topyekün bir anti Kemalizmden bahsedilemez. Cumhuriyeti benimsiyor ancak eskinin ihtişamını özlüyorlardı.

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Topyekün bir anti Kemalizmden bahsedilemez. Cumhuriyeti benimsiyor ancak eskinin ihtişamını özlüyorlardı. Kendi modernlik hedefleri de vardı. Onlar da aslında modernliği ev cumhuriyeti bir tasarım olarak görüyorlardı (onlarda da toplum mühendisliği yok değil) • Dergah çevresinde geleneğin mayasının oluşturulmasında dinin önemli yeri vardı. Pozitivist-materyalist modernizm dini tahrip ediyordu. Din kültürel ritüel işleviyle önemseniyor (İslamcılıktan ayrı) ve katı laisizmden rahatsızlık duyuluyordu. • Ülken, Baltacığoğlu gibi isimler dinin formalizmden arındırılarak reforme edilmesinden yanaydılar. Modern zamanlarda ahlakı takviye edebilecek yeni bir din felsefesi ve terbiyesi geliştirmeye özel önem vermişlerdi.

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Bilerek veya bilmeyerek hepimiz Begsoncuyduk (Tanpınar). Bergson erken dönem Cumhuriyet fikriyatını

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Bilerek veya bilmeyerek hepimiz Begsoncuyduk (Tanpınar). Bergson erken dönem Cumhuriyet fikriyatını etkiledi. Bu etkide Mustafa Şekip (1886 - 1958) Tunç katkısı büyüktür. Freud çeviri ve Bergson’un dört kitabının çevirisini yapmıştır. • Bergson yeni ve canlı batıyı temsil ediyordu ve önemi metafiziğe itibarını iade etmesindendi. Sezgi ana bilgi kaynağı idi. En popüler kavramı olan hayat hamlesi içten gelen bir yaratıcı tekamüle işaret ediyor, mekanik bir determinizme değil. Akıl sınırlı idi, oluş sezgiyle kavranabilirdi. Pozitivizme karşı psikoloji ile maneviyata işaret ediyordu. Batı maddeci ve hazcı medeniyetinden yüz çevirmekteydi. Sezgicilik, spirütüellik, mistisizm vb. gelişmesi bu değişimin işaretleriydi. • Bergson bir değişim ve devamlılık diyalektiği sunmasıyla da cazipti.

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Milliyetçi muhafazakar terkip- Anti semitizm (Topçu, Semiha Ayverdi, Fahri Fındıklıoğlu )-

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Milliyetçi muhafazakar terkip- Anti semitizm (Topçu, Semiha Ayverdi, Fahri Fındıklıoğlu )- Yahudilerin ticarete hakimiyetleri, dillerine bağlılıkları vb. husumetisermaye millileştirmesi içinde nefret söylemi…Filistin sorunu, Arap-İsrail Savaşları vb. süreçlerle beslenir. Yahudi karşıtlığı Müslüman/İslam savunusu ile yana gelir. Batı emperyalizmi ile Osmanlının çöküşü ve burada Masonları rolü… • Peyami Safa- Necip Fazıl milliyetçi muhafazakar aydınların Devrimbaz aydınlara psikolojik üstünlüğünün önemli isimleriydi. 1950 -80 Soğuk Savaş- anti komünizm çizgisi belirgin milliyetçi muhafazakar terkkipte.

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Bir çatı örgüt, partilerin kuluçka yeri Komünizmle mücadele derneğini üniversitedeki karşılığı

TÜRK MUHAFAZAKARLIĞI • Bir çatı örgüt, partilerin kuluçka yeri Komünizmle mücadele derneğini üniversitedeki karşılığı Milli Türk Talebe Birliği. Bir başka çatı örgüt 1960 ların sonlarında oluşan Yeniden Milli Mücadele Hareketi (Büyük millet- anti Semitizm, anti Komünizm ile beslenen dış güçler fikri- dini içermeyen batılı milliyetçiliğin eleştirisi ve İslamın da varlık nedeni olarak devlet fikri)- İlim Yayma Cemiyeti • 80 sonrasında Türk İslam Sentezi- Aydınlar Ocağı • Özal ve liberal muhafazakarlık • AKP ile İslamcılık ve Muhafazakarlık

KAYNAK • Ahmet Murat Aytaç. Dünya görüşü ve İdeoloji. Yüksel Taşkın (Der. ). Siyaset:

KAYNAK • Ahmet Murat Aytaç. Dünya görüşü ve İdeoloji. Yüksel Taşkın (Der. ). Siyaset: Kavramlar Kurumlar, Süreçler. 2015. İletişim. 105 - 138 • Andrew Heywood. 2007. Siyasi İdeolojiler, Adres Yayınları