Metin erhi Dersi Beyit erhi devi ule COKUN
Metin Şerhi Dersi Beyit Şerhi Ödevi Şule COŞKUN 18020376
YUSUF N Bİ EFENDİ 17. YYˈda yetişen önemli divân şairlerindendir. Nâbiˈnin hoş bir sohbeti vardır. Arapça ve Farsçaˈyı çok iyi bilen bir alimdir. 17. yy , Osmanlılar için bir duraklama devridir. Toplumdaki yozlaşma , aydınlardaki umursamazlık eserlerinde çokça yer tutmuştur. Nâbiye göre şiir günlük hayatın içinde olmalıdır. Şiirlerinin dili dönemine göre sadedir. Bazı hikmet sözleri atasözü gibi kabul edilmiştir. “Bende yok sabr ı sükûn, sende vefadan zerre, İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere. ” Na ve bi kelimeleri Farsça ve Arapçada ‘yok’ manasına gelmektedir. Bu beyitte Nabî mahlasının oluşumunu belirtmektedir.
GAZEL • Bâğ ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz Biz neşâtın da gamın da rûzgârın görmüşüz Çok da mağrur olma kim meyhâne i ikbalde Biz hezâran mest i mağrûrun humârın görmüşüz Top i âh i inkisâra pâydâr olmaz yine Kişver i câhın nice sengin hisârın görmüşüz Bir hurûşiyle eder bin hâne i ikbâli pest Ehl i derdin seyl i eşk i inkisârın görmüşüz Biz hadeng i can güdâzı ahdır sermâyesi Biz bu meydânın nice çâpük süvârını görmüşüz Bir gün eyler dest beste pâygâhı cay gâh Bî aded mağrûr i sadr i i'tibârın görmüşüz Kâse i deryûzeye tebdil olur câm i murad Biz bu bezmin Nâbîyâ çok bâde hârın görmüşüz
SÖZLÜKSEL ANLAM • Bâğ : bahçe, bağ, gezinti yeri , dünya, cennet gibi anlamlara gelmektedir. beyitteki anlamı ise dünyadır. ı/ i (izâfet kesresi ): asıl kelimeyi belirtmeye açıklamaya belirtmeye yada sınırlamaya yardımcı olur Türkçedekinin aksine farsça tamlamalarda önce tamlanan, sonra tamlayan gelir. Dehr : dünya , alem, cihan, , devir çok uzun zaman anlamlarına gelmektedir. In/in : ilgi hali(tamamlayan) ekidir. • Hem : de, dahi , üstelik anlamlarında kullanılır. • Hem/hem: hem Farsça dilinden Türkçemize geçmiştir. • TDKˈye göre hem kelimesi anlamı şu şekildedir: bir kimseyi uyarmak bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için ˮözellikle, zaten , bir de, şurası da var ki ˮ anlamlarında kullanılan bir söz Açıklayıcı nitelikte olan ikinci cümleyi birinciye bağlayan bir söz.
• Gör ( fiil kök) –müş , üz: gör kelimesi bir fiildir. ayrıca mezar, mezarlı, tahıl hastalığı ocakta yakılan büyük kütüklerin yanmasını kolaylaştırmak için altına konulan destek anlamına da gelmektedir. muş/müş: öğrenilen geçmiş zaman ekidir. üz: birinci, çoğul şahıs eki • Biz: birinci çoğul kişi şahıs ekidir, • Neşât : sevinç, neşe anlamına gelir. da/de: bir bağlaçtır. • Gam: tasa , üzüntü anlamlarına gelir. • Rüzgâr: zaman , çağ, devir ve yer anlamına gelmektedir.
BEYİTİ ÖZGÜN KELİMELER İLE DÜZ YAZIYA ÇEVİRME • [Biz bâğ ı dehrîn hem hâzânın hem bahârın görmüşüz. Neşâtın da gamında rüzgârın görmüşüz] BEYİTİN GÜNCEL KELİMELER İLE DÜZ YAZIYA ÇEVRİLİŞİ : • [Biz , dünya bahçesinin hem güzünü hem de ilk baharını görmüşüz. ] [Biz , sevincin de kederinde (yaşandığı)günleri görmüşüz. ]
BEYİTİN ŞİİRSEL ANLAMI: 1. Anlam: Beyitte dehr dünya anlamında kullanılmıştır. Felek anlamın da kullanılmıştır. Gerçek anlamda da dönen bir özelliğe sahip olan dünya, bir çark ı feleğe benzetilmiştir. her dönüşte başka bir yerin görüldüğü farklı renklerin görüldüğü, dünya mevsimsel olarak da farklı mevsimlerin yaşandığı bir mekândır. Hem baharın yani çiçeklerin açtığı , dünyanın taze hayat kurduğu ve insanların canlandığı dönemin , hem de sonbaharın yani bitişin , tükenmenin ümitsizliğin olduğu dönemin yaşandığı yerdir. Beyitte rüzgâr kelimesi de iki anlamda kullanılmıştır. Birinci anlamı yel, ikinci anlamı zamandır. Şair hem sevinci hem de üzüntünün rüzgârını görmüştür. Yani her iki zamanda yaşamıştır. 2. anlamı: Bilindiği üzere Nâbi bu şiirini evinin yakılması üzerine yazmıştır. Aslında ateşi de rüzgâra benzetilmiştir. Ateşte tıpkı rüzgar gibi her şeyi yangınıyla birlikte alıp götürmüştür. Kim bilir ne emekler ile yaptığı evinin daha sevincini yaşayamadan üzüntüsünü yaşamıştır. ˮAslında şair malın mülkün geçiciliğini vurgulamaktadır. ˮ 3. Anlam: Dünya üzerinde sevinçler de mutluluklar da gelip geçicidir. Ömür bile gelip geçicidir. Aslında zaman da rüzgar gibi gelip geçicidir. Şairin birinci çokluk şahıs ekini kullanılması(görmüşüz)hikemi tarzın bir özelliğidir. Nâbi yaşadığı dönem itibari ile çok gün görmüş, devrinin sayılan bir şairiyken iktirdaki çalkantılar sebebi ile arayıp sorulmayan biri haline gelmiştir.
EDEBİ SANATLAR: Hazan, bahar sözcüklerinde tezat sanatı vardır. Neşât, gam sözcüklerinde de tezat sanatı vardır. Hazan(sonbahar), gam (dert) ile bahar = neşât (sevinç) sözcüklerinde sıralı bir açıklama olduğu için leff ü neşir sanatı görülmektedir. Dünya bahçesi söz grubunda dünyanın bahçeye benzetildiğini görürüz. Bu teşbih i beliğidir. Rüzgâr sözcüğünde ise rüzgâr hem yel anlamında hem de zaman anlamında kullanıldığı için tevriye sanatı yapılmıştır.
KAYNAKÇA : 1) Prof. Dr. Mehmet KANAR , Kanar Osmanlı Türkçesi Sözlüğü 1. baskı : Say Yayınları, İstanbul , 2008 2) Bâğı ı Dehrˈden Yansımalar (Nâbi –Gazel incelemesi ) ˮDr. Filiz KALYONˮ 3) Kaynak: Nâbiˈ nin Münşeatında Biyografik Bilgiler ˮ Halil İbrahim HAKSEVERˮ 4) N Bİ –TDV İslâm Ansiklopedisi
- Slides: 10