MALATYA TURGUT ZAL NVERSTES RT GR MJGAN BEKDA
MALATYA TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRT. GÖR. MÜJGAN BEKDAŞ
Seviye: B 2 Ünite: 6 BAĞLAÇLAR (CONJUCTIONS) Oysaki/Halbuki (However): Cümleler arasında karşıtlık anlamı kurar. Aralarında zıtlık, aykırılık bulunan iki cümleyi "tersine olarak, -diği hâlde" anlamlarıyla birbirine bağlar. They are used for combining two sentences by contrasting them. -Polis ona inanmadı. Halbuki adam doğruyu söylüyordu. =The police didn’t believe him. However the man was telling the truth. Bana kızmış; oysaki ben ona bir şey yapmadım. =She got angry with me. However I didn’t do anything.
• • • Ali gelmedi; oysaki onu da çağırmıştım. Hiç tepki vermedi. Halbuki sevinmesini bekliyordum. Onu özledim; oysaki gideli çok olmadı. Gelemeyeceğini söyledi, halbuki vakti vardı. Paketi zamanında yerine ulaştıramadım; oysaki yola çok erken çıkmıştım. • Bana kızmış; oysaki ben onu üzmedim. • Ayşe gelmedi; oysaki onu çağırmıştım.
Meğerse: Cümlelerin başına veya sonuna gelerek cümleleri birbirine bağlar. “Şaşkınlık” veya “beklenmeyen ama sonradan alışılan” durumları ifade ederken kullanılabilirler. It refers to unexpected or unforseen events. -Bu kursa katılana kadar yazılım konusunda çok bilgili olduğumu düşünürdüm; meğerse hiçbir şey bilmiyormuşum. -Ona inanmıştım; meğerse bana söyledikleri hep yalanmış! -Bugün misafir bekliyordum; meğerse misafirlerimiz yarın gelecekmiş. -I thought I had lost my keys. To my surprise, They were in my bag.
Mademki: Cümlelerin başına, ortasına veya sonuna gelerek cümleleri birbirine bağlar. Bu bağlaç sebep ve karşıtlık bildirmek için kullanılır. -Mademki kullanmayacaktın, o zaman o makineyi niye aldın? . -Mademki gelecektin, haber verseydin. -Madem her gün üzecektin, neden sevdin beni? -Mademki gitmeyeceksin, biletini iptal ettir. -Mademki buraya geldiniz, bir çayımızı için. -Kitabı okumayacaktın madem, neden satın aldın? -If you weren't going to read the book, why did you buy it?
Ne var ki: Bu bağlaç aralarında karşıtlık bulunan cümleleri «ama, fakat» gibi anlamlar ile birbirine bağlar. Aynı zamanda çaresizlik de ifade eder. -En yüce duyguların tohumları ekildi; ne var ki dünya, insanları kendisine benzetmişti. -Elbisenin rengi çok güzel; ne var ki biraz eski görünüyor. -Akıllı biri; ne var ki biraz huysuz. -Ödevlerine yardım ederim ; ne var ki önce benim sözümü dinleyeceksin. -Parti için iyi bir hazırlık yaptı; ne var ki kimse gelmedi. =He spent a lot of time preparing for the party. Nevertheless nobody came.
Ne yazık ki: Bu bağlaç beklenmeyen çok kötü ve acı sonları bildirir. -İnsanlara hep vefa gösterdi; ne yazık ki kendisi onlardan vefa görmedi. -Canım tatlı yemek istiyor; ne yazık ki evde hiç tatlı kalmamış. -Takımımız çok iyi oynadı; ne yazık ki maçı kaybetti. = Our team played very well unfortunatelly lost the match.
Neyse ki: Bu bağlaç kötü olarak düşünülen bir olayın öyle olmadığını, iyi bir şekilde sonuçlandığını belirten cümleleri birbirine bağlamak için kullanılır. (Fortunatelly, luckily) -Bu sabah saatim çalmamış; neyse ki okula geç kalmadım. -Onu bulamayınca çok telaşlandım; neyse ki çok önemli bir şey yokmuş. -Uçağımız acil iniş yapmak zorunda kaldı; neyse ki kimse yaralanmadı. = Our plane made an emergency landing; fortunatelly nobody was hurt.
- Slides: 9