MAARF NAZIRI EMRULLAH EFEND VE TUBA AACI NAZARYES
MAARİF NAZIRI EMRULLAH EFENDİ VE TUBA AĞACI NAZARİYESİ
MAARİF NAZIRI EMRULLAH EFENDİ l l Emrullah Efendi (d. 1859, Lüleburgaz – ö. 14 Ağustos 1914, İstanbul), Osmanlı eğitimcisi, siyasetçi, felsefeci. II. Meşrutiyet döneminde iki defa Maarif Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) görevine getirilen Emrullah Efendi, yakın geçmiş Türk eğitim hayatının önemli şahsiyetlerinden birisidir İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde etkin bir isimdi. Eğitim tarihinde “Tûbâ Ağacı Nazariyesi” adlı fikir sistemi ile tanındı. Emrullah Efendi’nin ölümünden sonraki yıllarda siyaset ve kültür hayatının önemli tartışma konularından birisi olmuştur. Şaka amacıyla söylediği “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözü asırlardır unutulmamıştı
EMRULLAH EFENDİ’NİN EĞİTİM ANLAYIŞI l l Emrullah Efendi eğitimin bir çok kademesinde çalışmış ve bu alanda çeşitli yazılar kaleme almıştır. Ittihat ve Terakki saflarında siyasete atılmasına rağmen onun eğitimci kişiliği her zaman ön planda olmuştur. H. Cahit Yalçın onun için ‘O, siyasetçi olarak yaratılmamıştı. Onda bir vaiz, muallim ruhu vardı. Bilgiyi yaymak istiyordu’ demektedir. Emrullah Efendiye göre eğitim, bir memleketin kalkınması için temel şartlardandı. Her alanda ilerlemenin temel sebebi olarak ilim ve marifeti gören Emrullah Efendi, bir milletin refah ve mutluluğunun ancak eğitim- öğretim ile tesis edilebileceği kanaatini taşımaktaydı. Her şeyin başı eğitimdi. O’na göre bir milletin ahlaki eğitimdeki derecesi ile eşit seviyedeydi. Bu dünyanın her yerinde böyleydi.
l l ‘Mektepler mamur oldukça hapishaneler harap olur’. Bunun yolu ise eğitimi yaygınlaştırmaktır. Eğitimin istenilen ölçüde yaygınlaşması için yapılması gerekenlerin başında ilköğretimin zorunlu olması gerekmektedir. ’ der. O’na karşı çıkanlara, çocuklar zorla okula gönderilmez diyenlere ise, nasıl siz bir adamı hapishaneye zorla gönderiyorsunuz da, buna hakkınız var da, eğitimde buna hakkınız olamaz mı diye cevap vermiştir. İnsanların olgunlaşması için eğitilmesi gerektiğini savunur. Öğrencilerin daha iyi yetişmesi için felsefenin gerekliliğine inanır ve lise müfradıtına ilk kez bu ders dahil etmiştir. Osman Ergin onun eğitimci kişiliğini şöyle özetlemektedir: ^^^Türk Maarif tarihinde bir Emrullah Efendi devri vardı. Orta tedrisata Avrupai ve insani karakterini veren, modern bir darulfünün fikrini ortaya koyan, İttihat ve Terakki’de Türklük ve Türk kültürü şuurunu canlandıran O’dur. ^^
l l l Emrullah Efendi gerek yazdıkları gerekse Maarif nazırlığı sırasında yaptığı çalışmalar ile öğretmen yetiştirme tarihimizde önemli bir yere sahiptir. Onun maarif nazırı ve bir eğitim insanı olarak öğretmen yetiştirme ve öğretmenlik kurumu ile yaptığı yenilikler aynı zamanda II. Meşrutiyet Döneminde eğitim alanında yapılan ıslahatların en önemlisini ve en kapsamlılarını teşkil etmekteydi. Emrullah Efendi, ‘Tuba Ağacı Nazariyesi’, ‘Tedrisat-ı İbtidaiye Kanuni Layihası’ ve kendisinin hazırladığı, fakat nazırlıktan istifa ettikten sonra Şükrü Bey zamanında yasalaşan ‘Tedrisat-ı İbtidaiye Kanun-ı Muvakkati’ (Geçici İlköğretim Kanunu) ile eğitim tarihimize damgasıı vurmuştur. Bu çalışmalar, ilköğretim için olmakla birlikte, aslında ilköğretim meselesini ve diğer maarif meselelerini ortadan kaldırmak, öğretmen meselesini çözmek ile mümkündü. Çünkü öğretmen istenilen niteliklere uygun yetişmeyince eğitim adına olumlu işler yapmaya imkan yoktur diye düşünmektedir.
TUBA AĞACI NAZARİYESİ l l Emrullah Efendi’ye göre devletin en önemli görevlerinden birisi ilmi himaye etmektir[5]. İlim yukardan başlar. Önce elit bir kadro yetiştirmeli, onlar ilkokul ve ortaokul öğretmenlerini, onlar da çocukları ve gençleri eğitmelidir. Cenneteki tûba ağacının da kökü yukarda olduğu için “Tûba Ağacı Nazariyesi” olarak anılan bu görüş, İttihat ve Terakki Fırkası’nın ideoloğu olan Ziya Gökalp’i de etkilemiş ve partinin eğitim politikasının önemli bir ilkesi olmuştur. Emrullah Efendi’nin görüşlerine katılmayanların başında Türk eğitim tarihinin bir başka önemli ismi olan devrim Darülmuallim Müdürü Mustafa Satı Bey gelir. Satı Bey’e göre, tûba ağacı gibi tepeden kuruluş ve tepeden beslenme Osmanlı’nın sağlıklı bir eğitim sistemi kuramayışının nedenidir. Yüksek öğrenimini güçlendirmek için sadece öğretim elemanlarını değil, öğrencisini de iyi hazırlamalıdır.
l l Emrullah Efendiye göre eğitimi temelden, tepeye doğru ıslaha çalışmak felsefe olarak doğru olsa bile buna zaman yoktur. Çünkü ilköğretimde yapılan ıslahatın semeresini vermesi ve öğretmenlere yansıması için en az 2 yada 3 nesil beklemek gerekmektedir. Aslında maarifin ıslahı için sadece zamana ihtiyaç yoktu paraya da gereksinim vardı. Maddi yetersizlikler içerisinde bir şeyler yapmaya uğraşan Emrullah Efendi Tuba Ağacı Nazariyesi ile işin bu yönünü de düşünüyordu. Anlaşılacağı üzere Tuba Ağacı Nazariyesi Emrullah Efendi’nin acilen eğitimin niteliğini artırma ve bunun için öğretmen yetiştirme tasavvuru olarak hazırlanmıştır. Emrullah Efendi’nin nazariyesi savunurken başvurduğu en teserli dayanak, daha öncede belirttiğimiz gibi, ülkenin içinde bulunduğu öğretmen yokluğuydu.
l l Özetle, Emrullah Efendi nazırlık yaptığı dönemde öğretmen okullarının işlevinin artması ve öğretmen sıkıntısının giderilmesi için çaba sarfetti. Örneğin Darulmuallimat mezunlarının taşraya gitmemeleri hatta evlilik yolunu seçip hiç görev yapmamaları üzerine bunun önüne geçebilmek, öğretmen adaylarını ülkenin her yerine gönderebilmek için Darulmuallimatın yatılı olması gerektiğini düşündü. Böylelikle Istanbul dışından gelen kızlar yatılı olarak okuyacaklar, Darulmuallimatı bitirdikten sonra meleketlerine öğretmen olarak gidecekler dolayısı ile Istanulla kızların gitmek istemedikleri yerlerde istihdam edileceklerdi.
- Slides: 10