LETM FAKLTES RADYO TELEVZYON VE SNEMA BLM RTS
İLETİŞİM FAKÜLTESİ RADYO, TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ RTS 227 – Sinematografi Arş. Gör. Dr. Murat ŞAHİN
Sinematografide Ses Unsuru RTS 227 – Sinematografi Hafta-14
Ses Tasarımının Parametreleri • Bir filmin ses evrenini, ontolojileri farklı olan üç temel öğe oluşturmaktadır. Bunlar: – Konuşmalar, – müzik ve – efektlerdir.
Kontrpuantual Yapılanma • Müzikte kontrpuan terimi iki farklı melodinin armonik bir yapıda birleştirilmesini tanımlar. • Bir başka deyişle iki veya daha çok sayıda farklı melodinin bir arada çalınması üzerine kurulan müzik tekniğidir. • Sinemada bu yapı görüntü-ses karşıtlığının metaforik anlamlar yaratmak üzere bilinçli şeklinde oluşturulması anlamına gelmektedir.
Ses Perspektifi • Ses perspektifi kavramı (sound-perspective), görüntünün nesneye yakın ya da uzaklığına göre, seste de bir yakınlaşma ve uzaklaşma olması durumunu tanımlar. • Sesin, görsel perspektifle hissedilen derinlik ve hacme benzer şekilde, uzamda mesafe duygusu yaratılmasına yönelik olarak tasarlanması anlamına gelmektedir
Sesin Şiddet Düzeyi • Ses şiddeti düzeyinin (volume) bilinçle tasarlanması dramatik etkiyi arttıramaya yarayabilir. • Örneğin birçok filmde doruk noktaya yaklaştıkça ses ve gürültülerin şiddetinin de giderek arttırılarak seyircinin çoşkulanım (affect) içine girmesi amaçlanmaktadır.
Ses Köprüsü • Ses aracılığıyla devamlılığı sağlamada kullanılan anlatım stratejilerinden birisi de ses köprüsü uygulamalarıdır • Ses köprüsü uygulaması, hem diegetik seslerle hem de non-diegetik seslerle yapılabilmektedir.
Sessizliğin Dramatik Etkisi • Sinemada, ses gibi sessizlik de anlamlarla yüklü olarak kullanılabilir. • Sesin sinemaya eklenmesiyle görüntü daha da etkili bir hale gelmiş ve ses, aynı zamanda sessizliğin de kendi başına dramatik bir öğe olarak ele alınabilmesini sağlamıştır
Sinematografide Ses Unsuru • Michel Chion • David Bordwell ve Kristin Thompson
Michel Chion • ‘acousmatic’ ses • ‘de-acosumatized’ ses
Michel Chion • ‘acousmatic’ ses • Acousmatic kavramı, filmsel öykülemede, sesin kaynağının ve/veya nedeninin görüntülerde yer almadan duyulması tekniğidir.
Michel Chion • ‘de-acosumatized’ ses • Chion, filmsel anlatıda çok doğal olan görüntülerle birlikte ses kaynağının görülmesini ‘de-acosumatized’ olarak tanımlamıştır. • Örneğin bu tekniğin kullanıldığı bir sahnede konuşan kişinin yüzü gösterilir, yani senkronizasyon olarak ses kendine ait bir bedenle görselleştirilir,
Michel Chion • Acousmetre, sanki gizemli güçleri var olan bir çeşit görünmez ses karakteridir, bedensiz sesi, her yerden geliyor gibi duyumsanır ve bu nedenle sınırları kolayca tanımlanamaz (Chion, 1994: 129 -130). • Bu ses asla görünmemelidir, eğer görünürse aurasını kaybeder. – Fritz Lang'ın ‘Doktor Mabuse’nin Vasiyeti/Testament of Dr. Mabuse (1933) filmindeki suç ustasının; – Hitchcock'un ‘Sapık/Psycho (1960)’ filmindeki annenin; – Victor Fleming’in ‘Oz Büyücüsü/Wizard of Oz (1939) filmindeki sahte büyücünün; – Stanley Kubrick’in 2001: Bir Uzay Macerası/2001 A Space Odyssey (1968) filmindeki robot bilgisayar Hal’in sesi gibi kullanımlar, bu tekniğe örnek olarak verilebilir.
David Bordwell ve Kristin Thompson • Onlara göre, filmdeki sesler, görüntülerden önce, aynı anda ve sonra duyulabilir. • Diegetik (diegetic) sesler - öykü alanı içinde olan, görüntülerde kaynağı olan • Non-diegetik (non-diegetic) sesler - öykü alanı dışında olan, görüntülerde kaynağı verilmeyen
Kaynak: Mustafa Sözen - sinemasal anlatılarda sesin kurulumu
Non-diegetik Sesler (non-diegetic sounds) • Kaynağı, öykü evreninin uzamı içinde olmayan sesler, genel bir tanımlama içinde ‘non- diegetik sesler’ olarak terimleştirilir. • Bir başka anlatımla, seyircinin duyduğu ama öykü içindeki karakterlerin duymadığı tüm sesler non-diegetik olarak kabul edilir. • Anlatıma ambiyans (mood) katmak için kullanılan müzikler, dramatik etki yaratımı için eklenilen ses efektleri ve belgesel filmlerde anlatıcının yorumları, non-diegetik sesin en çok kullanılan uygulamalardır. • Bu sesler, daha çok, yorumlayıcı ses (commentary sound) bağlamında işlev yüklenirler. • Belirtmek gerekir ki, gerçek dünyada irrasyonel olarak kabul edilebilecek olan non-diegetik sesler, seyirci alışkanlığının bir ön kabul sözleşmesine (zımni) dayalı olarak anlam ve/veya duygu üretirler.
Non-diegetik Sesler (non-diegetic sounds) • Klasik anlatı sinemasına ait filmlerdeki (feature film) non-diegetik seslerin büyük bir oranını (neredeyse tümünü) müzik kullanımı oluşturur • Non-diegetik müzikler bazen bir bağlaç olarak ses köprüsü işleviyle de kullanılırlar. Ses köprüsü tekniği, bir sahneden diğerine akışkan geçişler oluşturarak sahnelerin içsel sürekliliğini sağlamaya yönelik uygulamalardır. • ses köprüsü uygulaması, hem diegetik seslerle hem de non-diegetik seslerle yapılabilmektedir. • Non-diegetik sesin bir diğer uygulama alanı da üst ses (voice-over) anlatıcı kullanımıdır. belgesel filmlerde çokça rastlanılan bir uygulamadır • ‘Savaşa Ağıt/War Requiem (1989)’ ve Anger’in ‘Akrebin Yükselişi/ Scorpio Rising (1965)’ adlı filmi tamamen non-diegetic
Diegetik Sesler (diegetic sounds) • Diegesis, Eski Yunanca bir kelimedir, ‘anlatılan hikâye içinde olma’ anlamına gelmektedir • Sesin kaynağının görünmesi veya bilinmesi esastır. • Karakterlerin sesleri, öykü evreninde yer alan nesneler tarafından çıkartılan sesler (örneğin bir kişinin kalp atışlarının yüksek volümle yansıtılması), sahnede icra edilen müzik enstrümanlarından gelen sesler, ses efektleri, (örneğin köpek havlamaları, geçen arabaların sesler vb. ), radyo, televizyon vb. cihazlardan gelen sesler diegetik seslere örnek olarak verilebilir.
Diegetik Sesler (diegetic sounds) • ‘durumsal (situational) diegetik sesler ’ – çevre ve karakter tarafından doğal şekilde ya da o an tesadüfen üretilen sesleri tanımlar • ‘ifade edici (expressive) diegetik sesler’ – dramatik etki için kullanılan, doğal olarak üretilen, ancak tesadüfi olmayan, (atmosfer yaratıcı, ambiyans oluşturucu) anlamlarla yüklenen seslerdir
Diegetik Sesler (diegetic sounds) • Diegetik sesler aracılığıyla sahnenin mekansal, algısal özelliklerini manipüle edilebilir.
Diegetik Sesler (diegetic sounds) • diegetik ses yapılanmasının, mekansal, zamansal ve ses köprüsü olarak farklı düzlemlerde inşa edildiği görülebilir • Mekansal olarak: a) Sahnede görünen veya sahne dışı olan; b) Dışsal ses (external-sound) veya içsel ses (internal-sound); • Zamansal olarak: a) senkronik ses (eşlemeli/simultaneous) sahnede oluşan olaylarla sesin anda duyulması, b) asenkronik ses (eşlemesiz/non-simultaneous) sahnede oluşan olaylarla ait sesin ya daha geriden (sonic flash-back) ya da sesin an’ı yansıtıp, görüntülerin ileri zamanı yansıtması (image flash-forward) olarak kullanımları vardır. • Ses köprüsü olarak: Bir sahnede oluşan sesin, bir sonraki sahneye taşınmasıyla oluşan bağlantıda, ses kaynağı sahnenin doğal bir iç parçası olarak duyulan sesin (bir müzisyenin enstrümanını akort etmesi gibi), bir sonraki sahneye taşınmasıyla oluşan uygulamadır.
Diegetik Sesler (diegetic sounds) • Diegetik sesler, kaynağın çerçeve içinde ya da dışında olmasına bağlı olarak – ‘görüntü-içi/ on-screen voice’ ya da – ‘görüntü-dışı/off-screen voice’ sesler olarak ayrımlanır
Filmsel Sesin Zamansal Konumu • Zamansal konum – senkron ve asenkron sesler olarak iki asal yapılanmaya sahiptir. – Bu kavramların niteliğini paralel veya kontrpuantal oluş belirler.
Senkron sesler (simultaneous sound/synchronised sound) • Eş zamanlı ses olarak da tanımlanacak bu sesler, görüntüler (öykünün uzamında oluşan olay, eylem ve kişiler) ile duyulan sesin (konuşmalar, müzik veya gürültüler) aynı anda görülüp, duyulmasıdır.
Asenkron sesler (non-simultaneous sound/non-synchronised sound) • Eş zamanlı olmayan ses tasarımı, görüntülerde yer alan olay ve/veya varlıklar ile onlara ait seslerin, zamansal uyumsuzluğu üzerine kurulan bir uygulamadır. Görüntülerle ilişik olması gereken sesin, onlardan ya önce ya da daha sonra duyulması esasına dayanan bu yapılanmada, görüntülerde verilenler ile sesleri arasında bilinçli bir şekilde uyumsuzluk yaratılması amaçlanır.
Asenkron sesler (non-simultaneous sound/non-synchronised sound) • Asenkron sesler de kendi içinde – sessel geriye dönüş (sonic flash-back) ve – görüntülerin ileri atlayışı (image flash-forward) olarak ikiye ayrılır.
doğrudan ses (direct sound), post-senkorize ses (postsynchronization) ve ses köprüsü (sound bridge) • Doğrudan ses terimi, konuşma, müzik ve gürültülerin aynı anda filme çekilmesi işlemini tanımlar. Çekim yapılırken olabildiğince istenilen sesler kaydedilip kullanılır. • Post-senkrorize ses terimi, çekim yapılıp monte edildikten sonra görüntülere sesin eklenmesi işlemini tanımlar, bu teknik dublaj konuşmalar, diegetik müzik veya ses efektlerinin eklenmesini de içerebilir. Bir başka deyişle doğrudan ses işleminin tam tersidir. • Ses Köprüsü, bir sahneye ait konuşmalar, müzik veya leit-motif tarzında ses efektlerinin, bir sonraki sahnede devam ederek iki sahneyi sessel olarak bağlaması olarak tanımlanabilir.
Kıyamet/Apocalypse Now (1979)
Yararlanılan Kaynaklar • Mustafa Sözen (2015). Sinemasal Anlatılarda Sesin Uzamsal ve Zamansal Kurulumu ve Örnek Filmler. The Journal of Academic Social Science, Yıl: 3, Sayı: 13, Haziran 2015, s. 16 -39. • Mustafa Sözen (2013) Estetik Bir Öğe Olarak Sinemada Ses Tasarımı. International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 8/8 Summer 2013, p. 20972109. • David Bordwell ve Kristin Thompson (2009), Film Sanatı, De-Ki Yayınevi, (Çev: E. Yılmaz/S. S. Onat), Ankara.
- Slides: 29