LETM FAKLTES HALKLA LKLER ve TANITIM HT 108

  • Slides: 34
Download presentation
İLETİŞİM FAKÜLTESİ HALKLA İLİŞKİLER ve TANITIM HİT 108 – Kurum Kültürü Öğr. Gör. Emine

İLETİŞİM FAKÜLTESİ HALKLA İLİŞKİLER ve TANITIM HİT 108 – Kurum Kültürü Öğr. Gör. Emine CENG

Yönetim Teorileri HİT 108 – Kurum Kültürü Hafta-2

Yönetim Teorileri HİT 108 – Kurum Kültürü Hafta-2

Yönetim Teorileri • • Klasik Yönetim Teorisi Neo-klasik Yönetim Teorisi Modern Yönetim Teorisi Yeni

Yönetim Teorileri • • Klasik Yönetim Teorisi Neo-klasik Yönetim Teorisi Modern Yönetim Teorisi Yeni Yaklaşımlar

Yönetim Teorilerini Bilmek Neden Önemli? • Yönetim bilimi, örgüt içi ve örgütler arası olaylar

Yönetim Teorilerini Bilmek Neden Önemli? • Yönetim bilimi, örgüt içi ve örgütler arası olaylar ve faaliyetlerle ilgili sebep-sonuç ilişkilerini ve eğilimlerini inceleyerek, bir örgütün başarılı ve etkili bir şekilde yönetilmesi için geçerli ilkeleri ortaya koymaya çalışır.

Yönetim Teorilerini Bilmek Neden Önemli? • Yönetim teorisinin evriminin anlaşılması yönetici açısından faydalıdır. Çünkü

Yönetim Teorilerini Bilmek Neden Önemli? • Yönetim teorisinin evriminin anlaşılması yönetici açısından faydalıdır. Çünkü teori hem yöneticilerin bilgiyi örgütlemesini hem de problemlere daha sistematik bir şekilde yaklaşmasını kolaylaştırmaktadır. • Yönetim teorilerinin evrimini bilmek ise yöneticilerin mevcut gelişmeleri daha iyi değerlendirmesini ve mevcut durumları daha iyi anlamasını sağlamaktadır.

Yönetim Teorilerinin Tarihsel Evrimi • • Klasik Yönetim 1900 -1930 Neoklasik Yönetim 1930 -1950

Yönetim Teorilerinin Tarihsel Evrimi • • Klasik Yönetim 1900 -1930 Neoklasik Yönetim 1930 -1950 Modern Yönetim Teorisi 1950 – 1980 Yeni Yaklaşımlar – 1980 - …. .

Klasik Yönetim Teorisi • Yönetim bilimi içerisinde Frederick Taylor, Henri Fayol ve Max Weber

Klasik Yönetim Teorisi • Yönetim bilimi içerisinde Frederick Taylor, Henri Fayol ve Max Weber tarafından geliştirilen yönetim teorileri genel olarak “klasik yönetim teorileri” olarak bilinmektedir. • Her üç teorinin belirgin özelliği, örgüt ve yönetimde insan boyutunun yeterince dikkate alınmamış olmasıdır.

Klasik Yönetim Teorisi Klasik yönetim teorisi altında temelde 3 yaklaşım bulunmaktadır. 1. Öncülüğünü Frederick

Klasik Yönetim Teorisi Klasik yönetim teorisi altında temelde 3 yaklaşım bulunmaktadır. 1. Öncülüğünü Frederick Taylor’ın yaptığı 2 - Henri Fayol’un 3. Max Weber’in

 • Öncülüğünü Frederick Taylor yapmıştır. Taylor çalışmalarının büyük bir kısmını üretim atölyelerinde ve

• Öncülüğünü Frederick Taylor yapmıştır. Taylor çalışmalarının büyük bir kısmını üretim atölyelerinde ve rutin işler yapan işçilerin iş tiplerini inceleyerek geçirmiştir. Taylor, incelemelerinde sanayide çalışan işçilerin ekonomik olarak verimli çalıştırılmadıklarını gözlemlemiştir.

Taylor ve onun kurmuş olduğu nün izleyicileri yapmış oldukları çalışmalarda; işgörenlerin, işleri yaparken çoğu

Taylor ve onun kurmuş olduğu nün izleyicileri yapmış oldukları çalışmalarda; işgörenlerin, işleri yaparken çoğu zaman atıl duran vücut azalarından gereken şekilde yararlanılmadığını, gereksiz hareketler ve oyalanmalarla standart bir çalışma hızı veya temposuna erişemediklerini, çalışma süreleri ile dinlenme sürelerinin iyi ayarlanamadığını vedayanıklılığı azalttığını, iş verimliliğini düşürdüğünü ve para kayıplarına neden olarak maliyetleri yükselttiğini ortaya çıkarmıştır.

Çözüm yolu olarak şunları öne sürer: Her iş o işi oluşturan unsurlarına (görevlere) ayrılmalı,

Çözüm yolu olarak şunları öne sürer: Her iş o işi oluşturan unsurlarına (görevlere) ayrılmalı, iş-zaman-metod standartlaştırılmalı, ödülikramiye olmalı, verimli çalışmama karşısında yaptırımlar olmalı ve tabi ki sıkı denetim için de ustabaşıların aktif olarak sisteme dahil edilmesi.

Fordist üretim tarzı, Frederick Taylor tarafından geliştirilmiş Taylorist yönteme dayanmaktadır. Bu yöntemi de Henry

Fordist üretim tarzı, Frederick Taylor tarafından geliştirilmiş Taylorist yönteme dayanmaktadır. Bu yöntemi de Henry Ford ilk olarak 1910’larda pratiğe dökmüştür.

Fordist üretim modelindeki unsurları şu şekilde sıralamak mümkündür: • Olabildiğince çok parçaya ayırıp, her

Fordist üretim modelindeki unsurları şu şekilde sıralamak mümkündür: • Olabildiğince çok parçaya ayırıp, her parçanın standartlaştırılması. • Bu parçaların büyük çapta ve seri olarak üretimi. • İşin, ardışık işlemlerle büyük üretim birimleri biçiminde düzenlenmesi. • Bu işlemlerin de en yüksek düzeyde standartlaştırılması.

Yürüyen Bant: Fordist üretim biçimi sonucunda ortaya çıkmıştır. Üstünde üretilecek nesnenin parçaları bulunan bant,

Yürüyen Bant: Fordist üretim biçimi sonucunda ortaya çıkmıştır. Üstünde üretilecek nesnenin parçaları bulunan bant, üretim sürecinin gerektirdiği işlem sırasına göre dizilmiş makine ve iş istasyonları boyunca akmaktadır. Makine ve iş istasyonlarında bulunan işçilere ise bir kolu çekmek ya da bir pedala basmak düşmektedir. Böylece küçük parçalara bölünen işler yapılış sırasına göre dizilerek, işin gereği olan parça almak veya makineler arasında gidip gelmek gibi zaman kayıpları önlenmektedir.

Fordist üretim modelinin motor gücünü işgücü oluştururken; kendilerine ödenen göreli ücretler sayesinde işçiler, ürettikleri

Fordist üretim modelinin motor gücünü işgücü oluştururken; kendilerine ödenen göreli ücretler sayesinde işçiler, ürettikleri malların aynı zamanda tüketicileri de olmuşlardır. Henry Ford’a göre, para kazanmak çok satmaya bağlıdır. Satışın fazla olması yalnızca burjuvazinin değil, işgücünün de tüketimini gerektirmektedir. Sonuç olarak, örgütlü emek unsuru bu sistemde kapitalist üretim modeline eklemlenmiş ve kitlesel üretim ile kitlesel tüketime dayalı ekonomik büyüme de gerçekleştirilmiştir.

Max Weber (1864 -1920 • Weberyen düşüncede ekonomik olana karşıt olarak siyasi olanın bağımsız

Max Weber (1864 -1920 • Weberyen düşüncede ekonomik olana karşıt olarak siyasi olanın bağımsız etkisi üzerinde durulur ve Weber politik olandan ekonomik olana geneller (Giddens, 1999: 43). • Weberyen düşüncede siyasetin anlamını kavrayabilmek için onun, ekonomi karşısındaki durumuna ilaveten, devlet ile ilişkisini de değerlendirmek gerekir.

Max Weber (1864 -1920 • Weber devleti yaptıklarının yani görevlerinin içeriği ile değil fakat

Max Weber (1864 -1920 • Weber devleti yaptıklarının yani görevlerinin içeriği ile değil fakat sosyolojik yönden özgül bir araç olarak nitelendirdiği "fiziksel şiddet" yoluyla tanımlamaktadır. • Weber'e göre devletin belirlenmiş bir ülkenin sınırları içinde kendi adına meşru fiziksel şiddet ve baskı tekelini elinde tutan ve uygulayan beşeri bir topluluk olarak tasarlanması gerekir.

Max Weber (1864 -1920 • Tüm siyasal kümeler gibi, devlet de meşru şiddet hakkının

Max Weber (1864 -1920 • Tüm siyasal kümeler gibi, devlet de meşru şiddet hakkının tek kaynağı olarak insanın insan üzerindeki egemenliği ilişkisinden ibarettir. Devletin varlığından söz edebilmek için egemen olanlar tarafından öne sürülen otoriteye egemen olmayanların itaat etmeleri gerekir (Gülmez, 1975: 57).

Max Weber (1864 -1920 • Weber, tüm siyasal egemenliklerin temelinde emretme ve itaat etme

Max Weber (1864 -1920 • Weber, tüm siyasal egemenliklerin temelinde emretme ve itaat etme ilişkisinin varlığından söz ederek itaat edenlerin neden ve hangi koşullarda itaat ettiklerini sorgulamaktadır. Ona göre bütün siyaset bir iktidar mücadelesinden ibarettir (Giddens, 1999: 33). Weber iktidar olma-itaati sağlama ilişkisini geliştirdiği tipoloji ile açıklamaktadır:

Max Weber (1864 -1920 • Meşru otoritenin üç saf türü vardır: ü Rasyonel- Ussal

Max Weber (1864 -1920 • Meşru otoritenin üç saf türü vardır: ü Rasyonel- Ussal Otorite ü Geleneksel Otorite ü Karizmatik Otorite • Weber‟e göre otorite sistemleri, toplumdan topluma ve zamana göre farklılık göstermektedir.

Max Weber (1864 -1920 Geleneksel Otorite Weber için, otorite, eğer asırlık kuralların ve yetkilerin

Max Weber (1864 -1920 Geleneksel Otorite Weber için, otorite, eğer asırlık kuralların ve yetkilerin kutsallığına dayanarak onun için meşruluk talep ediliyorsa ve ona inanılıyorsa, geleneksel olarak anılacaktır. Bu otorite tipinde efendiler geleneksel kurallara göre atanır ve onlara geleneksel statüleri nedeniyle itaat edilir (2012 b: 346). Geleneksel otorite, eskiden kalma örneklere bağlıdır ve bu açıdan da kurallara da bağlıdır.

Max Weber (1864 -1920 Karizmatik Otorite “Karizma” terimi, tekil bir kişiliğin sayesinde olağanüstü düşünüldüğü

Max Weber (1864 -1920 Karizmatik Otorite “Karizma” terimi, tekil bir kişiliğin sayesinde olağanüstü düşünüldüğü ve doğaüstü, insanüstü ya da en azından özellikle istisnai güçler ve niteliklerle donatılmış sayıldığı belli bir niteliği içerir. Bu otorite tipi, sahip olduğu olağanüstü nitelikler nedeniyle bir lidere duyulan sadakate dayanmaktadır. Söz konusu özel yeteneklerin gerçekten liderin bu yeteneklere sahip olmasından mı yoksa diğerlerinin liderin bu yeteneklere sahip olduğunu düşünmesinden mi olduğu konusu tartışmalıdır (Giddens ve Sutton, 2016 a: 363).

Max Weber (1864 -1920 Karizmatik Otorite “Weber, karizmatik bir liderin, üstün özellikleri olabileceğini reddetmediği

Max Weber (1864 -1920 Karizmatik Otorite “Weber, karizmatik bir liderin, üstün özellikleri olabileceğini reddetmediği halde onun karizma anlayışı daha çok, taraftarlar grubuna ve onların karizmatik lideri tanımlama biçimine dayanıyordu. Weber‟e göre, karizmatik liderlik kriz dönemlerinde, bir toplumun karşılaştığı problemleri çözmekte kullanılan mevcut yöntemler uygunsuz veya yetersiz olarak göründüğü zamanlarda ortaya çıkar.

Max Weber (1864 -1920 Rasyonel-Yasal Otorite Weber kapitalizmin gelişmesiyle birlikte, geleneksel otoritenin yerini, yeni

Max Weber (1864 -1920 Rasyonel-Yasal Otorite Weber kapitalizmin gelişmesiyle birlikte, geleneksel otoritenin yerini, yeni bir rasyonel-yasal otorite formunun aldığını belirtir. Bu, meşruiyetini yasal açıdan yürürlükte olan kural ve düzenlemelerden alan ve karar verme sürecinde formel rasyonaliteyle hukuku birleştiren bir güçtür (Giddens ve Sutton, 2016 a: 364). Bu yüzden, rasyonel-yasal otorite sisteminde meşruiyetin temelini prosedürler oluşturur.

Max Weber (1864 -1920 Rasyonel-Yasal Otorite Rasyonel-yasal otorite, modern organizasyonlarda, bürokrasilerde ve bir toplumun

Max Weber (1864 -1920 Rasyonel-Yasal Otorite Rasyonel-yasal otorite, modern organizasyonlarda, bürokrasilerde ve bir toplumun politik yaşamını yönlendiren demokratik yönetim sistemlerinde görülmektedir. Rasyonel-yasal otorite, geleneğe ya da bireysel isteklere göre değil, karar ve emirler yalnızca yasal prosedürlerce belirlendiği zaman uygulanabilir (Giddens ve Sutton, 2016 a: 364). Bu otorite türünde otoriteye itaat eden kişi bunu sadece ilgili kurumun "üyesi"olduğu için yapar ve sadece "kanuna" itaat eder. Otorite sahibi kişiye itaat ederken, o kişiye değil kişilerden ayrı olan düzene itaat ettikleri kabul edilmektedir. (Weber, 2005: 42 -43).

Max Weber (1864 -1920 Rasyonalizyon, Yasal Otoritenin Örgütleniş Şekli Olarak Bürokrasi Weber belirlediği otorite

Max Weber (1864 -1920 Rasyonalizyon, Yasal Otoritenin Örgütleniş Şekli Olarak Bürokrasi Weber belirlediği otorite tiplerinden, rasyonel-yasal otoritenin uygulamasının en saf tipi olarak “bürokrasi”yi kabul eder. Bürokrasiler rasyonel ilkelere göre örgütlenirler. İş yerleri hiyerarşik düzen içinde kademelere ayrılır ve işleyişlerini kişisel olmayan kurallar tanımlar. Görevliler, yetki alanlarının düzenli olarak paylaştırılması ve sınırlandırılmış görev alanları vasıtasıyla yönetilirler. Atamalar, atfedilmeye dayalı ölçütlere göre değil, uzmanlaşmış niteliklere göre yapılır.

Max Weber (1864 -1920 Weber ideal bürokrasi türünün çeşitli özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamaktadır (Giddens

Max Weber (1864 -1920 Weber ideal bürokrasi türünün çeşitli özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamaktadır (Giddens ve Sutton, 2016 c: 846; Weber, 2012 c: 223): “ 1. Örgütte "resmi görevliler‟ olarak dağıtılmış işler gibi, açık bir şekilde tanımlanmış otorite hiyerarşisi vardır. Bir bürokrasi, en yüksek otoritenin en tepede olduğu konumlarla bir piramide benzemektedir. En üstten en alta kadar bir emir komuta zinciri vardır ve bu koordine edilmiş kararların alınmasını olanaklı hale getirmektedir. Her yüksek resmi daire, altındakini kontrol etmekte ve yönetmektedir.

Max Weber (1864 -1920 2. Yazılı kurallar, örgütün bütün düzeylerindeki görevlilerin davranışlarını yönetmektedir. 3.

Max Weber (1864 -1920 2. Yazılı kurallar, örgütün bütün düzeylerindeki görevlilerin davranışlarını yönetmektedir. 3. Görevliler tam zamanlı ve ücretlidir. Her işe bağlı sabit bir ücret bulunmaktadır. Bireylerin örgüt içinde kariyer yapması beklenmektedir. Yükselme, kapasite, kıdem ya da bu ikisinin karışımı temelinde olanaklı olmaktadır.

Max Weber (1864 -1920 4 - Bir görevlinin örgüt içindeki görevleriyle örgüt dışındaki yaşamı

Max Weber (1864 -1920 4 - Bir görevlinin örgüt içindeki görevleriyle örgüt dışındaki yaşamı arasında bir ayrım vardır. Görevlinin ev yaşamı, onun iş yerindeki faaliyetlerinden farklıdır ve aynı zamanda ondan fiziksel olarak da ayrıdır. 5 -Örgütün hiçbir üyesi, iş gördükleri maddi kaynaklara sahip olamaz. Bürokrasinin gelişimi, çalışanları üretim araçlarını kontrol etmekten ayırmaktadır. Görevliler çalıştıkları ofise, oturdukları masalara, kullandıkları ofis makinelerine sahip değildir. ”

Max Weber (1864 -1920 Ancak Weber her şeye rağmen toplumun rasyonelleşmesinin olumsuz sonuçları olabileceğinden

Max Weber (1864 -1920 Ancak Weber her şeye rağmen toplumun rasyonelleşmesinin olumsuz sonuçları olabileceğinden endişe etmektedir: ”Dünyada hiçbir makine, insanların bu aygıtı kadar kesinlikle ve üstelik bu kadar ucuz çalışmaz. … Rasyonel hesaplaşma… bu bürokratik makine içindeki her çalışanı bir çark dişine ve çalışanın kendisini bunun ışığında görmeye indirger, böylece o, basitçe, kendisini daha büyük bir çark dişine dönüştürmenin yolunu arayacaktır… Bürokratikleşme tutkusu bizi umutsuzluğa götürür. ” (Weber, 1968).

Klasik Yönetim Teorisi Özetle; • Bilimsel Yöneticilik, Kapalı Sistem ve • Makine Kuramı (X

Klasik Yönetim Teorisi Özetle; • Bilimsel Yöneticilik, Kapalı Sistem ve • Makine Kuramı (X Kuramı) olarak da bilinen klasik yönetim teorisi temelde işçiyi makinanın bir uzantısı olarak görmektedir. • İşçileri daha çok çalışmaya teşvik etmek için onlara verilen ekonomik ödülleri artırmayı öngören bu yönetim teorisi işçileri sadece para ile ilgilenen tek boyutlu ekonomik varlıklar olarak görür.

Klasik Yönetim Teorisi • • • İnsan, kurumun mekanik ve üretim sürecinin bir parçasıdır.

Klasik Yönetim Teorisi • • • İnsan, kurumun mekanik ve üretim sürecinin bir parçasıdır. Kurumun psikososyal yönü önemli değildir. Merkeziyetçi bir yönetim Güçlü hiyerarşik bir yapı Katı ve cezalandırmaya yönelik kurallar Yakın ve sıkı denetim

Klasik Yönetim Teorisi • Kurum içi iletişim kurumun üst kademelerinden alt kademelere doğru (dikey

Klasik Yönetim Teorisi • Kurum içi iletişim kurumun üst kademelerinden alt kademelere doğru (dikey iletişim) olarak gerçekleşir. • Amaç; otorite, eşgüdüm ve denetim sağlama aracılığıyla verimlilik elde etmektir. • Bireyin kuruma katkısı göz ardı edilmektedir.

Kaynaklar • Vural, B. A. (2016). Kurum Kültürü, İletişim Yayınları.

Kaynaklar • Vural, B. A. (2016). Kurum Kültürü, İletişim Yayınları.