KONU Din Kltr ve Ahlak Bilgisi Dersi le
KONU: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi İle Temel Bilgiler Dersinde Yer Alan İnanç Konularının Güncel Meseleler Bağlamında Ele Alınması ve Bu Konuların Öğretiminde Kullanılan Özel Eğitim Yöntemleri
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ 1. İman ve İmanın Mahiyeti İman; Tasdik etmek, doğrulamak, söylediğini kabullenmek, karşısındakine güven vermek gibi anlamlara gelir. Hz. Peygamberin Allah Teala’dan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlere kalben inanmak ve bunu dil ile söylemektir.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ İmanın rükünleri tasdik ve ikrardır. İmanın hakikati ve özü, kalbin tasdikidir. Kişi öncelikle kalpten iman etmeli sonra da bunu dili ile söylemelidir. Kalp ile tasdik Dil ile ikrar İman
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Taklidî İman Delillere dayalı olmaksızın, ana-babadan veya çevresindeki insanlardan görerek ve öğrenerek iman etmeye denir. Tahkikî İman Delillere, bilgiye, araştırma dayalı olan imana denir. İcmalî İman Peygamberimizin inançla ilgili haber verdiği şeylerin hepsine birden topluca inanmaya denir. Tafsilî İman Peygamberimizin Allah’tan (c. c. ) haber verdiği şeylerin her birini delilleriyle bilip inanmaya denir. ve kavramaya
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ 3. İmanın Geçerli Olmasının Şartları Bir kimsenin imanının geçerli olabilmesi ve ahirette ebedî kurtuluşa erdirebilmek için bazı şartları taşıması gerekir.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ deye a ir r ü h a d nya ekir. r İmanın dü e g ı s a lm ercih o dayalı bir t ticesinde e n it d h e t Baskı ve an ümit d ın t a y a h a veya düny anda m a z ir b i kesildiğ erekir. g ı s a m a olm “Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman ‘Allah’a inandık ve O’na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik’ derler. Fakat azabımızı gördükleri zaman imanları kendilerine bir fayda vermeyecektir…” (Mümin suresi, 84 -85. ayetler)
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ “Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, ‘Peygamberlerin kimine inanırız, kimini inkâr ederiz’ diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir…” (Nisâ suresi, 150 -151. ayetler) Mümin, im an esaslar ından birini inkâ r anlamına gelen tutum ve davranışla rdan kaçınmalıd ır.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ . c) c ( n ı ’ h Alla e n eli n m i s m e k ü i M idin m ü n e d ıdır. n l i t a e m l m o h ra min e n a d a n ne de o e ümit arasınd l Korku i ır. d ı l a m n bulu “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez. . . ” (Yusuf suresi, 87. ayet)
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ 4. İnanç Bakımından İnsanlar İman açısından İnsanlar • İnanç bakımından inanan ve inanmayan olarak insanlar ikiye ayrılır. İnananlar Mümin İnanmayanlar Kâfir Münafık
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ 4. 1. Mümin • Allah’a (c. c), Hz. Peygambere ve onun haber verdiği şeylere yürekten inanıp bunları kabul ve tasdik eden kimseye denir. Kur’an-ı Kerim’in Emirlerini yerine getiren bir kimse hakiki mümindir. Hz. Peygamber’in
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ • Müminler iman üzere ölürlerse ahirette cennete girecekler, orada pek çok nimete kavuşacaklardır.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Hz. Peygamber, müminlerin özelliklerini şöyle açıklamıştır: “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır. ” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 15. ) “Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği şeyi din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek anlamda iman etmiş olmaz. ” (Buhârî, Îmân 7. )
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ 4. 2. Münafık • Allah’ın birliğini, Hz. Muhammed’in peygamberliğini ve onun Allah’tan getirdiklerini kabul ettiğini söyleyerek görünürde Müslümanlar gibi yaşadığı hâlde, kalpten inanmayan kimselere denir. Münafıkların içi dışı başkadır.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Münafıklar İslam toplumu için küfrünü açıkça söyleyen kafirlerden daha tehlikelidirler. Münafıklar dıştan Müslümanmış gibi göründüklerinden tanınmaları mümkün değildir. Münafıklar içten içe Müslüman toplumun huzur ve düzenini bozmak isterler. Münafıklar gerçekte inanmadıkları için kâfirdirler ve cehennemliktirler.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ “İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları hâlde ‘Allah’a ve ahiret gününe inandık. ’ derler. ” (Bakara suresi, 8. ayet) “Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. ” (Nisâ suresi, 145. ayet)
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ 4. 3. Kâfir İslam'ın temel prensiplerine inanmayan, Hz. Peygamberin Yüce Allah’tan getirdiği kesin olan ve tevatür yoluyla bize kadar ulaşmış bulunan esaslardan bir veya birkaçını yahut da tamamını inkâr eden kimseye denir.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Bir insan kafir olarak ölürse ahiretteki yeri ebedî cehennemdir. Bu konuyla ilgili Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “(Ayetlerimizi) inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların lâneti onların üzerinedir. Onlar ebediyyen lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir ne de onların yüzlerine bakılır. ” (Bakara suresi, 161 -162. ayetler)
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Allah Teala’nın ilahlığında, isim, sıfat ve fiillerinde, eşi, dengi ve ortağı bulunduğunu kabul eden; O’na şirk koşan kimseye müşrik denir. Müşrik de kafirin bir türüdür. Müşrikler Allah’ın (c. c) varlığını inkâr etmezler. O’ndan başka ilah olduğunu kabul ederler. Fakat Allah’a (c. c) isimleri, sıfatları, mutlak irade ve otoritesi, yarattığını yönetip idare etmesi gibi hususlarda ortak koşarlar.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Küfür ile şirk arasında fark var mıdır?
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Küfür ile şirk arasındaki farklar Şirk • Daha geneldir. • Her şirk küfürdür. • Küfür olduğu bilinen birtakım inançların kabulü ile gerçekleşir. • Daha özeldir. • Her küfür şirk değildir. • Allah’a, zât, isim ve sıfatlarında ortak tanıma sonucu meydana gelir.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Müslüman olduğu bilinen bir kişiyi kâfir saymaya tekfir denir. Biliyor musunuz? Dinimizce Müslüman olduğunu söyleyen bir kimseye kafir denilmesi hoş karşılanmamış ve Yüce Allah “. . . Size selâm verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek ‘Sen mümin değilsin’ demeyin. . . ” (Nisâ suresi, 94. ayet) buyurarak bu konuda insanları uyarmıştır.
2. ÜNİTE / İMAN VE MAHİYETİ Dinen mükellef olan bir kişi, uyanık ve zihni duru iken, herhangi bir zorlama ve tehdit altında olmadan, isteyerek ve kasten ve ayrıca söylediği sözün küfre götürdüğünü bilerek bir küfür sözünü söylerse imandan çıkar. Zarûrât-ı dîniyye kapsamına giren herhangi bir hususla alay etmek, bunlardan birisini hafife almak ve küçümsemek gibi davranışlar kişinin küfre düşmesine sebep olur.
İSLAM DİNİNİN TEMEL KAYNAKLARI v KUR’AN-I KERİM v SÜNNET ‘Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarılırsanız, yolunuzu şaşırmazsınız: Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti. ’
v Kur’an, sözlükte “toplamak, okumak, bir araya getirmek” anlamlarına gelir. www. dindersindeyiz. net
Terim olarak ise şu şekilde tanımlanır: “Hz. Peygambere vahiy yoluyla gelen, mushaflarda yazılı olan, değiştirilmeden nesile nakledilen, okunması ve yaşanması ile ibadet edilen, Allah’ın (c. c. ) mucize kelamıdır. ”
v Kur’an-ı Kerim, Allah’ın (c. c. ) bütün peygamberlere gönderdiği vahyin son halkasıdır.
SÜNNET Peygamberler, Allah’ın (c. c. ) emir ve yasaklarını kullarına ulaştırmak ve onlara doğru yolu göstermekle görevlendirilmiş elçilerdir.
SÜNNET Son peygamber Hz. Muhammed (s. a. v. ) de inanç, ibadet ve ahlaki değerler başta olmak üzere Kur’an’ın hükümlerini insanlara iletmiştir.
SÜNNET Bunun yanı sıra İslam’ı anlatarak, hükümlerini açıklayarak ve bizzat yaşayarak örnek bir hayat sergilemiştir.
SÜNNET “Andolsun, Allah’ın Resûlü’nde sizin için; Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. ” 3 ayetinde Hz. Peygamberin Müslümanlara örnek olma vasfı vurgulanmaktadır.
SÜNNET "Bir kimse uyuyarak veya unutarak namazı geçirirse, hatırlayınca kılsın. " PEYGAMBERİMİZİN SÖZLÜ SÜNNETİ: SÖZLERİ: "Ben namazı nasıl kılıyorsam siz de öyle kılın. " PEYGAMBERİMİZİN FİİLİ SÜNNETİ: FİİLLERİ: Su bulunmadığı için teyemmümle namaz kılan bir sahabenin, namazdan sonra su bulduğu halde namazını iade etmemesi ve hz. peygamberin o davranışı tasvip etmesi o davranışı onayladığını gösterir.
İcma • Peygamberimizin ümmetinden olan müctehidlerin, Peygamberimizin vefatından sonraki bir devirde Dini bir hüküm hakkında fikir birliğine varmalarıdır, İcma ittifak ve görüş birliği demektir. Bu şartlar yerine gelince icma bir delil olur. Artık her müslümanın bu meselede o hükme uymaları gerekir. • KIYAS • Ayet ve hadislerde hakkında hüküm bulunmayan dini bir meseleyi ortak özelliklerinden dolayı hakkında hüküm bulunan başka bir meseleyle karşılaştırmak daha sonra hükmü bulunanın hükmünü hükmü bulunmayana da vermektir.
DEİZM Türkçe'ye "yaradancılık" şeklinde çevrilen deizm terimi, tanrı'ya inanmakla beraber belli bir dinin naslarını ve esaslarını inkar eden, Tanrının evreni yarattıktan sonra onu kendi yasasına göre işlemek üzere kendi haline bıraktığını ileri süren felsefi akımı İfade eder.
Bu anlamda deistler vahyi, ilhamı ve vahiy yoluyla bildirilen Tanrı, din, kader veya takdir gibi inanç esasla rını inkar ederler; sadece akılla temellendirilip kavranılan bir tanrının varlığını kabul eder ler. Dolayısıyla bu anlayışı benimseyenlere gö re dinlere ve peygamberlere gerek yoktur.
Sadece evreni ve doğa kanunlarını koyan, bunun ardından evrene ve insanlığa hiç bir müdahalesi olmayan tanrıya inanılır. Bu tek inancın kaynağı, dolaysız yoldan algılarımızla doğaya ve insanın yapısına duyulan hayranlık ve bunları bir yaratan (tanrı) olması gerektiğine olan inançtır.
Deizmde ibadetlerin ve dinsel ritüellerin olmamasından dolayı ateistler ile deistler arasında günlük hayatta, pratik anlamda bir farklılık yoktur.
Deizm, evrim teorisine karşı değildir. Deizme göre insan, tanrının oluşturduğu kurallar çerçevesinde, daha ilkel canlıların evrimleşmesi sonucu oluşmuş olabilir. Bir tanrıya inanmak, o tanrının, insanı aşama geçirmeksizin bir anda yarattığı fikrine de inanmayı gerektirmez. Semavi dinlerde yani Musevilik, Hıristiyanlık, İslam gibi dinlerde insanın, önceden evrim geçirmeksizin yaratıldığına inanılır. Bu inanış deizmde yoktur.
38 MUTLAK ATEİZM Bazı ateistlere göre "ateizm" Tanrı’yı reddetmekten öte, zihinde Tanrı fikrine sahip olmamak demektir. Bu anlayışa göre insan doğuştan Tanrı kavramına sahip olmadığı için reddedecek bir şeyi de bulunmamaktadır. Bu tür bir ateizm mutlak ateizm olarak tanımlanmış ve taraftarlarına da mutlak ateist denmiştir.
39 Teorik Ateizm birinci yaklaşımdan biraz farklı olarak "Tanrı'nın varlığını reddetmek» şeklinde de tanımlanmıştır. Aslında ateizm denilince akla bu tanım gelmektedir. Felsefede önemli olan ve Tanrı inancına dair eleştiriler yönelten ateizm biçimi de budur.
40 Yani düşünerek tartışarak zihnî bir çabayla Tanrı’nın varlığını reddetmek ve ilgili iddiaları çürütmeye çalışmaktır. Teorik ateizm de denen bu anlayış doğrultusunda dindarların iddiaları ve Tanrı'nın varlığı lehinde getirdikleri kanıtlar eleştiri konusu olmuş, bu süreçte Tanrı'nın varlığını çürütmeye yönelik karşı tezler ileri sürülmüştür.
41 Teorik ateizmde Tanrı'nın varlığı inkâr edilmekle kalınmamış, bu kavramla ilgili olarak gündeme gelen mûcize, vahiy, peygamberlik, kutsal kitap, ölümsüzlük ve âhiret hayatı gibi inançlar da eleştirilmiş ve reddedilmiştir.
- Slides: 41