KOMPOZSYONDA ANLATIM BMLER 1 Aklama 2 Tartma 3
KOMPOZİSYONDA ANLATIM BİÇİMLERİ 1. Açıklama 2. Tartışma 3. Kanıtlama 4. Hikâye etme (Öyküleme) 5. Tasvir etme 6. Konuşmalı anlatım (Diyalog) 7. Özlü anlatım 8. Manzum anlatım Kayasandık
1. Açıklama, herhangi bir şey hakkında okuyucuya (veya dinleyiciye) ayrıntılı bilgi (veya haber) vermek, bir şeyi öğretmek gerektiği zaman kullanılan bir anlatım biçimidir. Okuyucu veya dinleyicinin zihninde beliren kim, ne, nasıl, niçin, ne zaman gibi soruların cevapları açıklama yoluyla verilerek üzerinde durulan konu açıklığa kavuşturulur. Açıklama biçimi atasözleri, öz deyişler, seçme mısralar gibi özlü sözlerin yorumunda daha çok kullanılır. Kayasandık
2. Tartışma, herhangi bir konuda, okuyucuyu (veya dinleyiciyi) kendi gibi düşünmeye yönlendirmek ve onların yanlış kanaatlerini değiştirmek isteyen yazarların başvurduğu anlatım biçimidir. Kayasandık
3. Kanıtlama Ortaya atılan herhangi bir konu, düşünce, görüş veya yargıyı okuyucuya (veya dinleyiciye) kabul ettirmek için başvurulan anlatım biçimine kanıtlama (ispat yoluyla anlatım) denir. Bu anlatım biçimi -genellikle- makale, deneme, fıkra, eleştiri gibi yazılı türlerle; konferans, açık oturum, münazara gibi sözlü kompozisyonlarda kullanılır. Kayasandık
4. Hikâye etme (Öyküleme) Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların anlatıldığı hikâye, roman, tiyatro, hatıra, seyahat, biyografi gibi türlerde en fazla kullanılan anlatım biçimidir. Yaşanan veya tasarlanan olay, hikâye plânındaki sıraya göre birinci veya üçüncü kişinin ağzından yazılı veya sözlü olarak anlatılır. Bu anlatım biçiminde düşünceyle olay iç içe verilir ve her şey hareket hâlinde anlatılır. Hikâye etmede olay, temel unsur olarak kullanılır. Yer, zaman ve kahramanlar diğer unsurlardır. Kayasandık
5. Tasvir etme Tasvir başlı başına bir edebî tür olmadığı hâlde roman ve hikâye gibi eserlerde olayların, varlıkların, mekânın anlatımında vazgeçilmez bir yoldur. Tasvirin başarısı yazanın iyi gözlem yapmasına, duyulardan olabildiğince yararlanmasına, kendinden bir şeyler katmasına ve plânlı olmasına bağlıdır. İnsanı konu alan tasvire portre denir. Kayasandık
6. Konuşmalı anlatım (Diyalog) Herhangi bir konu üzerinde iki veya daha çok kimsenin karşılıklı konuşturulduğu anlatım biçimine konuşmalı anlatım (diyalog) denir. Hikâye, roman, sohbet, fıkra gibi türlerde anlatıma canlılık kazandırmak ve okuyucunun dikkatini çekmek için yeri geldikçe konuşmalı anlatımdan yararlanılır. Kayasandık
Konuşmalı anlatımda aşağıdaki hususlara dikkat edilir: a) Kişilerin konuşmaları kendi karakterlerine, toplumdaki yerlerine, mesleklerine uygun ve tabiî olmalıdır. Öğretmenin bir öğretmen gibi, annenin bir anne gibi, doktorun da bir doktor gibi. . . konuşturulması gerekir. b) Konuşmalar, okuyucuyu bıktıracak derecede uzatılmamalıdır. c) Cümleler, konuşma dilinin özelliklerine uygun biçimde düzenlenmelidir. ç) Sözün gelişinden kimlerin konuştuğu açıkça anlaşılıyorsa gereksiz açıklamalara ve ayrıntılara yer verilmemelidir. d) Karşılıklı konuşmalar, konuşma çizgisiyle (―) gösterilmelidir. Kayasandık
Konuşmalı anlatım örneği NE ALIRSINIZ? Yahya Kemal, bir yokuşu çıkıncaya kadar nefese kalır. Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir: — Buyurun beyim, ne alırsınız? Yahya Kemal tebessümle: — Evlat, müsaade edersen bir nefes alacağım. Kayasandık
7. Özlü anlatım, yorumlandığı zaman çok geniş anlamlar çıkacak bir konunun az, öz, açık olarak ifade edilmesidir. Okuyan veya dinleyen üzerinde çabuk, kesin ve güzel bir etki bırakan bu anlatım biçimine deyimlerde, atasözlerinde, özdeyişlerde ve bazı manzum parçalarda rastlanır. Kayasandık
Özlü anlatım örnekleri Avcı ne kadar al bilse, ayı o kadar yol bilir. (Al: Hile) (Atasözü) Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür, eseri kalır. (Atasözü) Komşularından av kapmak aslanlara ayıptır, köpeklere değil. (Mevlâna) Kadın kendi başına ne gül goncasıdır ne diken, Koklamasını bilirsen gül olur, tutmasını bilmezsen diken. (Refik Halit Karay) Aşk mücadelesi içinde değil, mücadele aşkı içinde ol. (Peyami Safa) Kayasandık
Özlü anlatım örnekleri Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi (Kanunî) Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, Dostunun yüz karası, düşmanının maskarası. (Mehmet kif) Anladım işi, sanat, Allah’ı aramakmış, Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış. (Necip Fazıl) Kayasandık
8. Manzum anlatım Duygu, düşünce ve hayâllerin belli nazım türleriyle (genellikle) ölçülü ve kafiyeli olarak kulağa da hoş gelecek biçimde ifadesine manzum anlatım denir. Günümüzde, şiirlerde ve bazı tiyatro eserlerinde bu anlatım biçimi kullanılmaktadır. Diğerleriyle karşılaştırıldığında az olmakla birlikte manzum hikâyeler, masallar ve mektuplar da vardır. Kayasandık
Manzum anlatım örneği BENİM BUNDA KARARIM YOK Benim bunda kararım yok, ben bunda gitmeğe geldim Bezirgânım matâım çok; alana satmağa geldim. Ben gelmedim dava için; benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim. Dost esriği deliliğim, âşıklar bilir neliğim Değşürüben ikiliğim birliğe bitmeğe geldim. Ol hâcemdir ben kuluyam, dost bağçesi bülbülüyem Ol hâcemin bahçesinde şâd olup ötmeğe geldim. Bunda biliş olan canlar anda bilişirlerimiş Bilişüben hâcemile hâlim arz etmeğe geldim. Yûnus Emre âşık olmuş; ma’şûka derdinden ölmüş Gerçek erin kapısında hâlim arz etmeğe geldim Yunus Emre Kayasandık
OLAY YAZILARI HİK YE Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa edebî yazılara hikâye (öykü) denir. ROMAN Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların yer ve zaman belirtilerek etraflıca anlatıldığı, uzun edebî yazılara roman denir. Hikâyede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar bulunur. Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir. Romanlar işledikleri konulara ve üslûplarına göre tarihî roman, macera romanı, polisiye roman, töre romanı, psikolojik roman, nehir roman gibi çeşitlere ayrılabilir. Hikâye ve romanlarda gerçeğe uygunluk aranır. Kayasandık
OLAY YAZILARI TİYATRO Hikâye veya romana konu olabilecek olayların seyirciye sahnede temsilî olarak da gösterilebilmesi için sahne tekniğine uygun olarak yazılan edebî yazılara tiyatro denir. SENARYO Senaryo bir filme konu olacak olayın, hikâyenin, romanın sinema tekniğine göre sahnelere bölünerek açıklamalar ve diyaloglar tarzında hikâye edildiği yazılardır Kayasandık
OLAY YAZILARI HATIRA (ANI) Toplum hayatında önemli görevler üstlenmiş, toplumu ilgilendiren önemli olayları bizzat yaşamış veya bu olaylara şahit olmuş kişilerin bu olayları duyurmak için sanat değeri taşıyan bir üslûpla yazdıkları yazılara hatıra denir. GÜNLÜK Bir kimsenin düzenli olarak, günlük olaylarla ilgili yorumlarını, bunlardan kaynaklanan o günkü anlayışlarını, düşüncelerini, üstüne tarih atarak kaleme aldığı kısa yazılara günlük veya günce denir. Kayasandık
OLAY YAZILARI GEZİ YAZISI (SEYAHATNAME) Gezi yazısı, yurt içine veya yurt dışına yapılan gezilerde gezilip görülen yerlerin anlatmaya değer ilginç yönlerinin kaleme alındığı edebî yazıdır. Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir özellik gösteren insanlar, tarihî ve tabiî güzellikler, farklı kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebî bir üslûpla anlatılır. HABER Haber, bilinen bir zamana ait olayı en kısa sürede muhatabına ileten, geniş bir kitleyi ilgilendiren ve değeri ilgilendirdiği kişi sayısıyla ölçülen yazıdır. Kayasandık
OLAY YAZILARI RÖPORTAJ Röportaj, gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek, o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip imkânlar ölçüsünde fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazılardır. Radyo veya televizyon habercisinin bir araştırma veya soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu programa da röportaj denir. Kayasandık
B. DÜŞÜNCE YAZILARI MAKALE Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel ögesi fikir olan yazılara makale denir. FIKRA Bir yazarın herhangi bir konu hakkındaki kişisel görüş, anlayış ve düşüncelerini kanıtlama gereği duymadan hoş bir üslûpla yazdığı, kısa fikir yazılarına fıkra denir. Gazete fıkrası (edebî fıkra) ve mizahî fıkra olmak üzere iki çeşit fıkra vardır. Kayasandık
B. DÜŞÜNCE YAZILARI SOHBET Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, muhatabıyla konuşuyormuş hissini verecek bir üslûpla makale plânında yazdığı fikir yazısına sohbet (söyleşi) denir. DENEME Bir yazarın kendi isteğine göre seçtiği herhangi bir konuda kesin yargılara varmadan, kişisel düşüncelerini kendisiyle konuşuyormuş gibi bir üslûpla kaleme aldığı yazılara deneme denir. Kayasandık
B. DÜŞÜNCE YAZILARI ELEŞTİRİ Eleştiri bir sanat veya düşünce eserinin (şiirin, tiyatronun, hikâyenin, romanın, resmin, heykelin, filmin. . . ) zayıf ve güçlü yönleri göz önünde bulundurularak gerçek değerini belirleme amacıyla yapılan inceleme sonucunun anlatıldığı yazıdır. Kayasandık
C. ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAZILARI İNCELEME Bir eserin, bir yazının, bir sorunun veya bir olayın özelliklerinin, ayrıntılarının araştırılarak sözlü veya yazılı olarak ifadesine inceleme (tahlil) denir. İnceleme, sözlü de yapılabileceği için hem konuşma hem yazma kuralları iyi bilinmeli ve uygulanmalıdır. Kayasandık
C. ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAZILARI HAYAT HİK YESİ Edebiyat, sanat, siyaset, ticaret vb. alanlarda haklı bir üne kavuşmuş, tanınmış insanların hayatlarını, eserlerini, başarılarını okuyucuya duyurmak amacıyla yalın bir dille, tarafsız bir görüşle yazılan inceleme yazılarına hayat hikâyesi (biyografi) denir. Ünlü kişilerin hayatlarını konu alan, bunları roman tarzında işleyen edebî yazılara biyografik roman denir. Otobiyografi Kişinin kendi hayatını anlattığı yazıya otobiyografi denir. Otobiyografide doğumdan itibaren otobiyografinin yazıldığı ana kadar yaşananlardan anlatmaya değer olanlar yazılır. Kayasandık
C. ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAZILARI MONOGRAFİ Ünlü bir kimsenin hayatını, kişiliğini, eserlerini, başarılarını ayrıntılarıyla ele alan veya bilimsel bir alanda özel bir konu ya da sorun üzerine yazılan inceleme yazısına monografi (tek yazı) denir. Kayasandık
C. ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAZILARI PORTRE Bir kimseyi karakteristik özellikleriyle okuyucuya tanıtmak amacıyla yazılan edebî yazılara portre denir. Kişinin sadece dış görünüşünün (boyunun, yüzünün, giyinişinin, hareketlerinin. . . ) anlatıldığı portreye fizikî portre; iç dünyasının, alışkanlıklarının, duygularının, fikirlerinin, zayıf taraflarının. . . anlatıldığı portreye ruhî portre (tinsel, moral portre) denir. Kayasandık
C. ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAZILARI RAPOR Herhangi bir konuyu, olayı veya durumu incelenmekle görevlendirilen kişi veya kişilerin, yaptıkları araştırmanın sonuçlarını ilgili yere bildirmek üzere yazdıkları inceleme yazısına rapor denir. Bir kişinin hazırladığı rapora kişisel rapor; bir komisyon tarafından hazırlanan rapora da ortak rapor denir. Kayasandık
Raporda göz önünde bulundurulması gereken veya aranılan nitelikler şöyle sıralanabilir: 1. Öncelikle rapor hazırlayan kişi veya kişilerin o konunun uzmanı olması veya o konu ile yakından ilgili bulunması gerekir. 2. Yazılması gereken raporun konusunun iyi kavranmış olması gerekir. 3. Hazırlanacak raporun sağlıklı ve güvenilir olabilmesi için o konu ile ilgili kaynakları iyi tanımak gerekir. 4. Raporda kullanılacak kaynaklardan elde edilen malzemenin etkili, çarpıcı, inandırıcı ve doyurucu bir nitelikte olması gerekir. 5. Rapor hazırlanırken objektif davranmak esastır. 6. Bilimsel çalışmaları değerlendirirken raporların bilimsel ölçüler içinde hazırlanması gerekir. 7. Raporda ileriye sürülen olumlu veya olumsuz görüşlerin kesin deliller ile somut bir biçimde açıklanması gerekir. 8. Raporlar, belli bir plân çerçevesinde hazırlanmalıdır. Önce raporun niteliği tanıtılmalı, olumlu veya olumsuz yönleri nedenleri ve niçinleri ile tartışılmalı, sonunda varılan yargı açıkça belirtilmelidir. 9. Raporlar, gereksiz ayrıntıya girmeden özlü bir biçimde sınırlandırılmalıdır. 10. Raporlar, açık ve net bir ifade tarzı ile kaleme alınmalıdır. Cümleler düzgün olmalı, yanlış anlaşılmalara yol açabilecek ifadelerden kaçınılmalıdır. Kayasandık
C. ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAZILARI BİLDİRİ Bilim, fikir ve sanat adamlarının kendi alanlarıyla ilgili bir konuda bir yenilik getirmek, özgün bir buluşu ortaya koymak ve akademik amaçlı bir toplantıda bunu sunmak üzere, ilmî bir üslûpla hazırladıkları bilimsel yazılara bildiri (tebliğ) denir. TUTANAK Değişik amaçlarla düzenlenen toplantılarda yapılan konuşmaların olduğu gibi yazıya geçirilmesi ve bu yazılanların yetkililerce imzalanmasıyla resmiyet kazanan yazılara tutanak denir. Kayasandık
Ç. MEKTUP TÜRÜ YAZILAR MEKTUP Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel veya resmî haberleşmeyi sağlayan yazı türüne mektup denir. Mektuplar konularına ve yazılış üslûplarına göre; 1. Özel mektuplar, 2. İş mektupları, 3. Resmî mektuplar, 4. Edebî mektuplar, 5. Açık mektup gibi çeşitlere ayrılırlar. (Manzum olarak yazılan mektuplar da vardır. ) Kayasandık
Ç. MEKTUP TÜRÜ YAZILAR İş mektupları Özel kişilerle ticarî kurumlar veya ticarî kurumlarının kendi aralarında sipariş, satış, alacak verecek, bilgi isteme, müracaat gibi konularla ilgili olarak yazdıkları mektuba iş mektubu denir. Resmî mektuplar Resmî kurumların ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılara ve vatandaşların dilekçeyle bildirdikleri isteklerine verilen yazılı cevaplara resmî mektup denir. Kayasandık
Ç. MEKTUP TÜRÜ YAZILAR Edebî mektuplar da esas itibariyle özel mektuptur. Ancak yazarları, içerikleri ve anlatım şekilleriyle, içinde özel hususların az olmasıyla, özel mektuplar içinde ayrı bir yer tutarlar. Bu tarz mektuplardan yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek de mümkündür. Tanınmış yazarlar birbirlerine yazdıkları mektuplarla fikir ve sanat olaylarını, eserleri tartışırlar. Kayasandık
Ç. MEKTUP TÜRÜ YAZILAR Açık mektup Herhangi bir düşüncenin (veya anlayışın) gazete (dergi, televizyon, internet) aracılığıyla halka duyurulması amacıyla yayımlanan mektuplara açık mektup denir. Açık mektupta işlenen konu, sadece yazanı değil geniş kitleleri de ilgilendiren bir konu olmalıdır. Kayasandık
DİLEKÇE Dilekçe, bir isteği bildirmek, bir şikâyeti duyurmak veya herhangi bir konuda bilgi vermek amacıyla resmî veya özel kurumlara/ kuruluşlara yazılan resmî yazıdır. Kayasandık
Dilekçe yazarken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: 1. Dilekçe çizgisiz beyaz kâğıda (A 4) yazılır. 2. Dilekçe bilgisayarla, daktiloyla veya (mavi ya da siyah mürekkepli) dolma kalemle yazılır. Tükenmez kalemle veya kurşun kalemle dilekçe yazılmaz. 3. Dilekçe metni fazla uzun olmayacağı için yazı, sayfaya bakışım kuralı dikkate alınarak güzel bir kompozisyonla yerleştirilmelidir. (Yukarıda kâğıdın dörtte biri kadar, sol tarafta en az 3 cm ve sağ tarafta 1 cm boşluk bırakılmalıdır. ) 4. Dilekçeye sorunla ilgilenecek kuruma (veya makama) hitapla başlanır. Hitaplar kurumun idarî yapısına uygun olmalı ve eksiksiz yazılmalıdır: Ankara Valiliğine, Meram Kaymakamlığına, Kayseri Büyük Şehir Belediyesi Başkanlığına, Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne gibi. Kayasandık
Dilekçe yazarken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: Dilekçe büyük bir kurumda bir alt birimi ilgilendiriyorsa, aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi, hitapta bu belirtilebilir: T. C. MİLLî EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE, ANKARA Kayasandık
Dilekçe yazarken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: 5. Hitaptan sonra paragraftan itibaren dilekçenin metnine geçilir. Kısa bir tanıtımdan sonra dilek (istek, sorun veya durum) yazılır. Dilekçede ciddî, resmî ve saygılı bir üslûp kullanılır. Yapılması istenen, talep edilen her neyse, en kısa şekilde fakat tam olarak açıkça ifade edilir. Gereksiz ayrıntılara ve kişiselliğe yer verilmez. İsteğin yasalara uygun olmasına dikkat edilir. Dilekçe metni (durumu bilgilerinize arz ederim, gereğini arz ederim, tensiplerinize arz ederim. . . gibi) arz cümlesiyle tamamlanır. Üst makama arz, ast makamdan rica edilir. Bu sebeple üst makamdan bir istekte bulunurken rica ederim denmez. Kayasandık
Dilekçe yazarken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: 6. Dilekçe metni tamamlandıktan sonra sağ tarafa (veya sağ üst köşeye) tarih atılır. Tarihin altına dilekçeyi verenin adı soyadı yazılır ve imzalanır. Bir dilekçede sadece bir kişinin imzası olacağı, imzasız dilekçelerin geçersiz olduğu ve imzanın okunabilecek nitelikte olması gerektiği unutulmamalıdır. 7. Dilekçe imzalandıktan sonra sol tarafa açık adres yazılır. Dilekçeyle birlikte verilen ekler varsa bunlar adresi yazdıktan sonra ekler başlığı altında numara verilerek sıralanır. Evrakın kaybolmaması için (varsa) ekler mutlaka belirtilmelidir. Kayasandık
DAVETİYE Toplantı, konferans, seminer, gezi, nişan, düğün, açılış gibi tören ve etkinliklere katılması istenen kişilere bu etkinliği duyurma ve davet amacıyla yazılan kısa yazılardır. Bir davetiyede kim, kimi, nereye, ne zaman, niçin çağırıyor? sorularına cevap verilmelidir. Davetin türüne göre özel olarak belirtilmesi gereken hususlar varsa bunlar da belirtilmelidir: Davetiyenin kaç kişilik olduğu, çocuk getirilip getirmeyeceği, özel kıyafet giyilip giyilmeyeceği, yemeğin olup olmadığı, ulaşım imkânı, programın süresi, davete cevap istenip istenmediği gibi. Davet; toplantı veya resmî bir programla ilgiliyse davetiyeye gündem yazılabilir. Kayasandık
Davetiye örnekleri Kayasandık
Davetiye örnekleri Kayasandık
ÖZ GEÇMİŞ Herhangi bir kurum veya kuruluş tarafından özel bir amaçla istenen ve kişinin hayatını, yeteneğini, iş yapma gücünü ortaya koyan (belgeleyen) tanıtım yazısına öz geçmiş denir. Kayasandık
ÖZ GEÇMİŞ Başvurulan işin niteliğine göre istenen bilgilerde bazı farklılıklar olmakla birlikte öz geçmişte; l kimlik bilgileri, l eğitim durumu, l iş deneyimi, kişisel başarılar gibi bilgiler yer alır. Bazı kurumlar, hazır formlar kullanmaktadırlar. Hazır formların l kullanılmadığı yerlerde öz geçmiş yazılırken, özellikle belirtilmesi gerekenler dikkate alınır ve kişinin kendi üslûbuna göre yazılır. Verilen bilgiler kadar bilgilerin sunuluş biçiminin de önemli olduğu unutulmaz; bir başkasının öz geçmişine bakarak aynı üslûpla öz geçmiş yazılmaz. Kayasandık
ÖZ GEÇMİŞ Öz geçmiş yazarken öz geçmiş isteğinde bulunan kurumun (kuruluşun veya kişinin) amacı bilinmeli ve sadece bu amaca yarayacak bilgiler kısa, açık, doğru ve abartısız bir üslûpla yazılmalıdır. Öz geçmişte yer alan bilgilerin belgelendirilebilir olmasına özen gösterilmelidir. İsteniyorsa (son zamanlarda çekilmiş) bir fotoğraf da öz geçmişe eklenebilir. Öz geçmiş, sayfa düzenine, imlâya ve noktalamaya da dikkat edilerek sağlam cümlelerle özenle hazırlanmalıdır. Bu özen, her hâliyle ilgilerce hissedilmelidir. Öz geçmişin kişinin doğru ve olumlu tanınabilmesi bakımından ilk adım olduğu unutulmamalıdır. Kayasandık
Öz geçmiş örneği ÖZ GEÇMİŞİM 18. 01. 1964 tarihinde Konya’da doğdum. 1976’da Yapıcı İlkokulunu, 1979’da Selçuklu Ortaokulunu, 1982’de Cumhuriyet Lisesini bitirdim. 1982 yılında kazandığım Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünü 1987 yılında ikincilikle bitirdim. Askerlik görevimi 1989 yılında tamamladıktan sonra Asya Makine’de çalışmaya başladım. 1992 yılında başmühendis oldum. Aynı yıl yeni mekanik sistemler konusunda araştırma yapmak üzere Almanya’ya gönderildim. Bu konuda iki yıl araştırma yaptıktan sonra güç aktarımıyla ilgili bir proje yaptım ve Almanca öğrendim. 1994’te Almanya’dan döndüm ve aynı fabrikada Ar-Ge uzmanı olarak çalışmaya başladım. Hâlen aynı iş yerinde çalışmaktayım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Kitap okumaktan ve basketbol oynamaktan hoşlanırım. İyi derecede İngilizce ve Almanca biliyorum. Autocad çizim programıyla tasarımlar yapacak derecede bilgisayar kullanabiliyorum. (İmza) Alperen ŞİMŞEK Kayasandık
Öz geçmiş formu örneği Kişisel bilgiler Adı soyadı : . . . Doğum yeri ve tarihi: . . . Medenî durumu : Evli ( ) Bekâr ( ) Diğer ( ) Askerlik durumu : Yaptı ( ) Yapmadı ( ) Muaf ( ) Sürücü belgesi : Yok ( ) Var ( ) Sınıfı ( ) Eğitim bilgileri Yer Tarih İlkokul : . . . Ortaokul : . . . Lise : . . . Üniversite : . . . Yüksek lisans : . . . Doktora : . . . Yabancı dili ve derecesi: . . . Orta ( ) Bilgisayar bilgisi İyi ( ) Çok iyi ( ) : . . . İş deneyimi Kurum veya kuruluş adı : Görevi Başlama tarihi Ayrılma tarihi. . . . . . Nitelikler, beceriler Sertifikaları : . . . Yapılan projeler : . . . Ödülleri : . . . Yayınları : . . . İlgi alanları : . . . Kişisel özellikler : . . . Amaç : . . . Bilgi alınabilecek kişiler: . . . Haberleşme adresi : . . . Kayasandık
D. MANZUM YAZILAR ŞİİR Hakkında güzel sözler söylenebilecek hemen her olay, her eşya, her düşünce, duygu ve hayâl. . . şiire konu olabilir. Bu bakımdan şiirin konusunu sınırlamak zordur. Şiirler genellikle biçim özellikleri ve konularına göre (gazel, kaside, mesnevi, rubai, şarkı, türkü, koşma -güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt-, mani, ninni, destan vb. gibi) farklı isimlerle adlandırılırlar. Kayasandık
Şiir, konularına göre beşe ayrılır: 1. Lirik şiirler: Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir. 2. Kahramanlık şiirleri: Bir milletin hayatında önemli izler bırakan (büyük göçler, savaşlar, doğal afetler vb. gibi) olaylarla yiğitlik, kahramanlık, mertlik, yurt sevgisi gibi konuların destan havası içinde işlendiği şiirlere kahramanlık şiirleri (epik şiir) denir. 3. Öğretici şiirler: Bilim, sanat, felsefe, din, ahlâk gibi alanların kurallarını, temel ilkeleri öğretmek ve öğüt vermek amacıyla yazılan şiirlere öğretici şiir (didaktik şiir) denir. 4. Dramatik şiirler: Heyecan veya üzüntü veren konuların tiyatro (dram, trajedi, komedi) tarzında işlendiği şiirlere dramatik şiir denir. 5. Pastoral şiirler: Tabiat güzelliklerini, çoban ve kır hayatını işleyen şiirlere pastoral şiir denir. Bunlar içinde doğrudan doğruya kır hayatının güzelliğini işleyen kısa şiirler idil; birkaç çobanın kır hayatı, aşk vb. konular üzerinde karşılıklı konuşmaları tarzında yazılanlara eglog denir. Kayasandık
Şiir örneği İŞTE GİDİYORUM ÇEŞM-İ SİYAHIM İşte gidiyorum çeşm-i siyahım, Önümüze dağlar sıralansa da. Sermayem derdimdir servetim ahım, Karardıkça bahtım karalansa da. Haydi dolaşalım yüce dağlarda Dost beni bıraktı ah ile zarda. Ötmek istiyorum viran bağlarda, Ayağıma cennet kiralansa da. Bağladım canımı zülfün teline, Sen beni bıraktın elin diline Güldün Mahzunî’nin berbat haline, Mervanın elinde parelense de. şık Mahzunî Şerif Kayasandık
UYGULAMA 1. Orhan Veli’nin manzum biçimde anlattığı, Nasrettin Hoca’ya ait aşağıdaki fıkrayı hikâye ediniz. KIYAMET Talihlerine de güzel bir günmüş, Hoca’nın güzel bir kuzusu varmış. Hepsi orada soyunmuş, dökünmüş; Hani ahbaplık bu ya, Göle gidip suya gireceklermiş. . . Bütün dostları göz koymuş kuzuya. Kesmek için bir fırsat ararlarmış. Hoca’ya gelmiş demişler ki bir gün, Elbiselerini Hoca beklemiş. Onlar yokken Hoca, elbiseleri “Hoca, yarın öbür gün Toplayıp bir güzel ateşe atmış, Kıyamet kopacakmış. ” Aleviyle de kuzuyu kızartmış. Hoca dalgayı çakmış, Göldekiler dönmüş gerisin geri. Amma bozuntuya vermemiş yine; Esvaplarını sormuşlar Hoca’ya. Cümlesinin bakmış hâllerine. Onlar demiş: “Madem ki günler sayılı, Ne diye tadını çıkarmamalı? Hoca, topunu alarak alaya: “Ben” demiş, “onları ateşe attım, Gel şu kuzuyu keselim, yiyelim; Aleviyle de kuzuyu kızarttım. Bâri şu son günü gün eyleyelim. ” Hem esvabın var mı artık lüzumu? Kesmişler kuzuyu, gitmişler kıra, Yarın sabah kıyamet kopmuyor mu? Güle oynaya, bağıra çağıra. . . Orhan Veli Kayasandık
UYGULAMA 2. Hoşunuza giden bir fıkrayı diyalog özelliklerine dikkat ederek yazınız. 3. Resmî bir kurumun memuru olduğunuzu varsayarak, aynı derecedeki bir başka memuriyete geçme isteğinizi belirten bir dilekçe yazınız. Kayasandık
- Slides: 54