KMYASAL MCADELE KMYASAL MCADELE n n Bileimlerinde bulunan
KİMYASAL MÜCADELE
KİMYASAL MÜCADELE n n Bileşimlerinde bulunan zehirli kimyasal maddelerle hastalık ve zararlıları yok etmek için yapılan mücadele yöntemine denir. Zararlı, hastalık ve yabancı otları öldürmek için kullanılan kimyasal ilaçların tümmüne PESTİSİT denir. İnsektisit, fungisit, herbisit, nematisit vb. Tüm grupları içerir. n Etken oldukları canlı gruplarına göre PESTİSİTLER: n 1. İnsektisitler: Böcek öldürücüler 2. Herbisitler : Yabancı Ot öldürücüler 3. Fungisitler : Fungus öldürücüler 4. Akarisitler : Kırmızı örümcek öldürücüler 5. Rodentisitler : Fare öldürücüler, kemirici öldürücüler 6. Pisisitler : Balık öldürücüler 7. Avisitler : Kuş Öldürücüler 8. Mollususitler : Yumuşakça öldürücüler 9. Nematisitler : Nematodlar öldürücüler n n n n
PESTİSİT KULLANIMININ TARİHÇESİ n n n Pestisit olarak kullanılan ilk maddeler arsenik ve kükürttür. Daha sonra botanik kökenli maddeler söz gelimi nikotin kullanılmaya başlanmıştır. Halen bazı bölgelerde çok yüksek riskli nikotin balık avlamak için de kullanılmaktadır. Nikotin 16. yy da kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra krizantemden elde edilen pyrethrum 19. yy dan başlanarak kullanılmaya başlanmıştır. Patates böceğine karşı ABD de Paris yeşili gibi bakırarsenik bileşikleri kullanılmıştır. Bu kullanım ta 1860 lı yıllara kadar uzanmaktadır. Daha sonra cıva ve kurşun metal bileşikleri de kullanıma sokulmuştur. II. Dünya savaşına kadar kimyasal kontrolde sınırlı bir kaç madde kullanılmaktaydı. Bunlar büyük oranda bakır ve cıva tuzları, ve kükürdün fungusit olarak kullanılması, böceklere karşı ise arsenik, siyanür gibi genel zehirlerden yararlanılması biçimindeydi.
PESTİSİT KULLANIMININ TARİHÇESİ n n n Böceklere karşı savaşta pestisitlerin yaygın kullanımı 1940 lı yılların ortalarında başladı. 1939 yılında İsviçreli kimyacı Paul Mueller diklorodifenil trikoloroetamİn yani DDT nin pestisit özelliklerini belirledi. 1942 yılında piyasaya çıkan DDT hızla yaygın kullanıma girdi. 1942 yılında İtalya'da askeri birliklerdeki bir tifüs salgınında DDT kullanımı salgını kısa sürede ortadan kaldırdı. İkinci Dünya Savaşında yeni bir sinir gazı üzerinde çalışan alman Bilim adamları organofosforlu bir insektisit olan parathionu buldular. Parathion 1943 yılında pazara sunuldu. İlk pestisit yasası ABD de 1947 yılında çıkartılmıştır.
PESTİSİT KULLANIMININ TARİHÇESİ n n n Pestisitlerle ilgili ilk ciddi eleştiri biyolojist Rachel Carson'un 1962 yılında yayımladığı “SİLENT SPRİNG" kitabıyla ortaya çıktı. DDT ve klorlu hirokarbonların çevredeki dayanıklılığını, insan ve hayvanların yağ dokularında birikimini, hedef olmayan veya olmaması gereken türler üzerindeki toksik etkisiyle, ekolojik ve insan sağlığıyla ilgili yıkıcı etkilerini dile getirdi. Carson tarafından yazılan "Sessiz ilkbahar" kitabı sınırsız pestisit kullanımına ilk kez tüm boyutlarıyla dikkatleri çekerken (38) özellikle DDT, dİeldrin ve aldrinin etkilerini vurgulamaktaydı. 1960 lı yıllarda başlayan diğer bilimsel araştırmalarda DDT nin farelerde karsinojenik olduğu belirlenmiş, 1971 yılında ABD de yasaklanmıştır. Bununla birlikte, WHO'nun başlattığı sıtma eradikasyon programı ise 1965 tarihinden başlayarak 15 milyon yaşamı kurtarmıştır.
PESTİSİT KULLANIMININ TARİHÇESİ n n n Pestisitler biyolojik birikimle canlıların vücutlarında yoğunlaşabilir. Bu pestisit birikimi, beslenme zincirinde her aşamada daha büyük bir orana ulaşmaktadır. Bu birikime BİYOKONSANTRASYON ya da BİYOMAGNİFİKASYON denir (Şekil 2). Bu olaya en güzel örneklerinden birisini parçalanmayan, organoklorlu insektisitlerden DDT, dieldrin ve aldrin oluşturmaktadır. Bunlar yağda çözünmeleri nedeniyle kolayca dokulara nüfuz ede kalabilmektedir. Şekilde görüldüğü gibi son halkada normalin 80 000 katına kadar artım olabilmektedir. İngiltere'de Dieldrin yılanbalığı ve balıkçıllarda birikmekte ve normalin üzerinde yılan balığı yeme eğiliminde olan kişilerde dieldrin çok yüksek konsantrasyonda etkili olmaktadır. Permetrinin de silialı bir protozoada giderek yoğunlaştığı, bunun ise yüksek trofik beslenme seviyelerinde çok tehlikeli olabileceği görülmektedir.
PESTİSİTLERİN DOĞADAKİ HAREKETLERİ
PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI n n Etkilediği Canlının Biyolojik Dönemine Göre a. Larvasit (Larva öldüren) b. Ovisit (Yumurta öldüren) c. Adultisit (Erginleri öldüren)
PESTİSİT’İN ETKEN ve DOLGU MADDESİ n n Formülasyonlarda aktif maddeye ek olarak çözücü, sulandırıcı, emülsifiye edici vb. bir takım dolgu maddeleri vardır. Bunlar genellikle inert maddeler olarak etikette tanımlanmaktadır. Bu gibi bileşenler pestisitten daha toksik olabilir ve inert bileşen olarak trikloretilen ve metilen klorür gibi karsinojenik çözücüler İçerebilmektedir. Aktif madde: Zarar yapan organizmanın öldürülmesinde birinci derecede etken olan maddedir. Dolgu maddesi: Etkili maddeyi tamamlayan ve taşıyan maddelerdir.
PESTİSİT’İN ETKEN ve DOLGU MADDESİ n n n Aktif Madde Oranı: Zirai ilaçlarda; ilacı oluşturan bir yada birden fazla aktif madde olduğu gibi bu aktif maddelerin ilacın tamamına oranı da aktif madde oranını ifade etmektedir. İlacın formuna göre çeşitli şekillerde ifade edilebilir. Örn: Abamectin 18 g/l şeklinde ifadede aktif madde oranı 18 g/l dir. Dozaj: Aktif maddenin hastalık ya da zararlılarda çözüm için kullanılması önerilen orandır. Bu oran 100 lt su baz alınarak verildiği gibi tarım arazilerinin boyutuna göre dekar (da) bazında da önerilebilmektedir. Varsayılan dozaj oranları cc/100 lt su şeklindedir.
PESTİSİT FORMÜLASYONLARI n n Uygulamanın amacına, kullanılacak yüzeyin özelliğine, kalıcılığı arttırmak amacıyla, hedef haşerenin beslenme alışkanlıklarına göre çeşitli insektisid formülasyonları geliştirilmiştir. Genellikle, yerleşim yörelerindeki açık alanlardaki ergin haşere ilaçlamalarında insektisitlerin su ile seyreltildiği ULV püskürtme şeklindeki uygulamalar yeğlenir. Açık tuvaletler, gübre yığınları, çöplükler, çiftlik çevresi, kanalizasyon sızıntıları, dere, göl ve durgun sular gibi karasinek ve sivrisinek barınağı konumundaki yerlerde ise ergin mücadelesinde sıcak sisleme, larva kontrolü amacıyla ise daha çok kalıcı etkili emülsiyon konsantre, süspansiyon konsantre, granül, tablet gibi formülasyonlar tercih edilir.
PESTİSİTLER FORMÜLASYON ŞEKİLLERİNE GÖRE : n n n n 1 - Toz İlaçlar 2 - Islanabilir Toz İlaçlar 3 - Kuru Tohum İlaçları 4 - Suda Çözünen Tozlar 5 - Solüsyonlar veya Sulu Çözeltiler 6 - Emülsiyon Konsantre İlaçlar 7 - Yazlık ve Kışlık Yağlar 8 - Granüller 9 - Aerosoller 10 - Pelletler 11 - Zehirli Yemler 12 - Kapsül Şekli Verilmiş Formülasyonlar 13 - Gübre Karışımları 14 - Akıcı Konsantreler 15 - Yağ Konsantreleri 16 - (ULV) Çok Düşük İlaçlamaya Uygun Formülasyonlar
FORMÜLASYON n n n Zararlılara daha etkili ve insan ve çevre sağlığına daha az zararlı olacak şekilde mücadele için biyolojik etkinliği olan etken madde ile birkaç yardımcı maddenin karıştırılarak oluşan kombinasyonuna FORMÜLASYON denir. 1. Solventler: Ürünün sıvı hale gelmesini sağlamak üzere kullanılan bileşiklerdir. Bunların çoğu günümüzde su esaslı hale getirilmiştir. 2. Sürfaktanlar: Yüzeysel gerilimi azaltma, emülsifikasyonu azaltma, sıvı formüllerin ıslatıcı özelliğini arttırma amacıyla kullanılan maddelerdir. 3. Taşıyıcılar: Kullanımını kolaylaştırmak amacıyla pestisitin içerisine katılan sıvı veya katı maddelerdir. 4. Zarar gidericiler, güvenlik maddeleri: Pestisitin kendisinin ürüne zarar vermesini engellemek amacıyla katılan maddelerdir (safeners). 5. Yayıcı, yapıştırıcı etkili katkı maddeleri (adjuvants): Pestisitin etkinliğini arttırmak amacıyla katılan maddelerdir. Bunlar pestisitin etkin maddesi olmaksızın etkileri bulunmamaktadır.
GENEL OLARAK FORMÜLASYONLAR n 1. Tozlar: Kil, talk, volkanik kül vb. ile karıştırılmış pestisit tozu n 2. Sulandırılarak kullanılan pestisitlen: Bunlar toz halindedir ve kullanılmadan önce su ile karıştırılır. n 3. Emülsiyon haline gelebilen derişik preparatlar: Teknik materyal, organik çözücü, emulsifiye edici, yayıcı, yapıştırıcı karışımından ibarettir. Çözücü pestisitin çözünmesini, emulsifiye edici ise suyla karışmasını sağlamaktadır. n 4. Akışkanlar: Sıvıda süspansiyon halindeki çok küçük tanecikler halindeki preparatl ardır. n 5. Tohum ilaçlan: Aynı sulandırılarak kullanılan pestisitler gibidir. Ancak tanecikler tohumların yüzeyini kaplayabilmeleri için çok daha ince toz haline getirilmiştir. n 6. Daldırma preparatları: Kök ve tohumların içine batırıldığı güçlü çözeltilerdir. n 7. Yemler: Hedef canlının sevdiği tanelere, yiyeceklere katılmış olan pestisitlerdir.
FORMÜLASYONLAR (sıvı ve katı olarak) n 1. Sıvılar n 1. 1. Emülsifiye olan yoğunlaştırılmış, preparat: Suyla karıştırıldığında emülsiyon oluşturan homojen sıvı formülasyondur. n 1. 2. Emülsiyon: Bir sıvının diğerinin içerisinde ince globüller halinde dağıldığı iki sıvı karışımıdır. n 1. 3. Yoğunlaştırılmış süspansiyon: İnce aktif madde taneciklerinin suda hazırlanmış, kullanılmadan önce sulandırılması gereken preparatlardır. n 2. Katılar: n 2. 1. Suda çözünen toz: Aktif bileşenin suda çözünmesi durumunda gerçek çözelti oluşturan preparatlardır. n 2. 2. Islanabilir toz: Suda süspansiyon oluşturabilecek biçimde dağılabilen toz biçimindeki preparatlardır. n 2. 3. Tanecikler: Tanecikli veya taneciğimsi pullardır. Bunlar aktif bileşenle kaplanmış veya bunu içeriyor olabilir.
FORMÜLASYONLAR (sıvı ve katı olarak) Suda seyreltilen konsantreler: n 1. BR briket (briquette) n 2. DC disperse olabilen konsantre ( dispersible concentrate ) n 3. EC emülsiye olabilen konsantre ( emulsifiable concentrate ) n 4. EO emülsiyon, yağda su ( emulsion, water in oil ) n 5. EW emülsiyon, suda yağ ( emulsion, oil in water ) n 6. GL emülsiye olabilen jel ( emulsifiable gel ) n 7. GW suda çözünen jel ( water soluble gel ) n 8. PC jel veya macun konsantresi ( gel or paste concentrate n 9. SC akıcı konsantre / süspansiyon konsantre ( suspension concentrate / flowable concentrate = FL) n 10. CS kapsül süspansiyon (capsule suspension) n 11. SE suspo-emülsiyon (suspo-emulsion) n
FORMÜLASYONLAR (sıvı ve katı olarak) Suda seyreltilen konsantreler: n 12. SG suda çözünen granül ( water soluble granules) n 13. SL suda çözünen konsantre (water soluble concentrate) n 14. SP suda çözünen toz (water soluble powder) n 15. TB tablet (tablet) n 16. WG suda dağılabilen granül (water dispersible granule) n 17. WP ıslanabilir toz (wettable powder) n Yağ ile seyreltilen konsantreler: n 1. OF yağda seyretilebilen akıcı konsantre (oil miscible flowable concentrate) n 2. OL yağla karışabilen sıvı (oil miscible liquid) n 3. OP yağda dağılabilen toz (oil dispersible powder) n 4. OD yağda dağılabilen (oil dispersible) n
FORMÜLASYONLAR (sıvı ve katı olarak) Seyreltilmeden uygulanan ilaçlar: n 1. DP toz (powder) n 2. GP pülverize edilebilen sıvı (flo- dust) n 3. ED elektrik yüklenebilen sıvı (elektrochargeable liquid) n 4. AP diğer tozlar (other powder) n 5. GR granül (granüles) n 6. CG kapsüllenmiş granül (encapsulated granules) n 7. FG inci granül (fine granüles) n 8. GG makro granül (macro granules) n 9. MG mikro granül (micro granules) n 10. SO yayılan yağ (spreading oil) n 11. SU çok düşük hacimli süspansiyon (ultra low volume suspension) n 12. TP serpme toz (tracking powder) n 13. ULV çok düşük hacimli sıvı / ULV n 14. AL seyreltilmeden uygulanan diğer sıvılar n
FORMÜLASYONLAR (sıvı ve katı olarak) Tohum ilaçları: n 1. DS kuru tohum ilacı (powder for dry seed treatment) n 2. ES emülsiyon tohum ilacı (emulsion for seed treatment) n 3. FS tohum ilaçlaması için akıcı konsantre (flowable concentrate for seed treatment) n 4. LS tohum ilaçlaması için solüsyon (solution for seed treatment) n 5. PS pestisitle kaplanmış tohum (seed coated with a pesticide) n 6. SS tohum ilaçlaması için suda çözünen toz (water soluble powder for seed treatment) n 7. WS tohum ilaçlaması için suda dağılabilen toz (water dispersible powder for slurry treatment) n
FORMÜLASYONLAR (sıvı ve katı olarak) Özel ihtiyaçlar için değişik formulasyonlar: n 1. AB daneli yem (grain bait) n 2. AE aerosol dağıtıcı (aerosol dispenser) n 3. BB blok yem (block bait) n 4. CB konsantre yem (bait concentrate) n 5. FU fümigant (smoke generetor) n 6. FD kutu fümigant (smoke tini) n 7. FK duman mumu (smoke candle) n 8. FP duman kartuşu (smoke cartridge) n 9. FR duman çubuğu (smoke rodlet) n 10. FT duman tableti (smoke tablet) n 11. FW duman granülü (smoke pellet) n 12. GA gaz (gas) n 13. GB granül yem (granular bait) n 14. GE gaz üreten ilaç (gas generating product) n
FORMÜLASYONLAR (sıvı ve katı olarak) Özel ihtiyaçlar için değişik formulasyonlar: n 15. GS gres/yağ esaslı macun (grease) n 16. HN sıcak sisleme ilacı (hot fogging concentrate) n 17. KN soğuk sisleme ilacı (cold fogging concentrate) n 18. LA lak (lasquer) n 19. PA macun (paste) n 20. PB tabaka yem (plate bait) n 21. PR bitki esaslı çubuk (plant rodlet) n 22. RB hazır yem (bait) n 23. SB kırıntılı yem (scrap bait) n 24. VP gaz neşreden ilaç (vopour releasing product) n 25. XX diğer (others) n
n Granül BAŞLICA FORMÜLASYONLAR formülasyonlar: n Taşıyıcı partiküllerin insektisidlerle kaplanması, sıkıştırılması ile hazırlanır. n Etkin madde oranı % 1 -10 arasında değişir. n Sivrisinek larvalarının kontrolü için kullanıldığında, emülsiyon konsantre şeklindeki ürünlere göre, daha etkin bir şekilde vejetasyona yayılma olanağı yaratır. n Tablet formülasyonlar: n En son geliştirilen modern formülasyonlardır. n Slow release yani suda yavaş çözünme özelliği sayesinde fosseptiklerde, vejetasyon bulunan yerlerde diğer formülasyonlardan çok daha uzun süre kalıcı etkinliklerini sürdürürler. n Üreme alanlarına serpme şeklinde kullanılırlar. Sulandırma gerektirmediğinden dozlama hatalarını en aza indirir, uygulama kolaylığı ve işçilikten tasarruf sağlarlar.
BAŞLICA FORMÜLASYONLAR ALDICARB, granül halinde toprak yüzeyine uygulanan sistemik bir insektisit-nematisittir. Hemen toprağın altına granül halinde uygulanır. Bitki suyla birlikte suda yüksek derecede çözünür granülleri de emer. İnsektisit bitki bünyesine alınır ve bitkiyle beslenen böcek ve nematodlar Granül ölür.
BAŞLICA FORMÜLASYONLAR Tablet Sentetik piretroidler grubundan DELTAMETHRIN etkili tablet formülasyonundaki insektisit 1 tablet/0. 5 l su oranında seyreltildikten sonra sivrisinek cibinliklerine uygulanır (0, 4 g / 1, 6 g tablet veya 250 g/kg). 6 ayda bir uygulama tekrarlanır.
BAŞLICA FORMÜLASYONLAR Suda dağılabilir toz (WP): n Bu çeşitten formülasyonlar sulu süspansiyonların hazırlanmasında kullanılır. Poröz yüzeylerden emilimleri daha az, kalıcılıkları daha uzundur. n Ancak hassas yüzeylerde leke bırakabilirler. Kullanımları sırasında çökelti meydana gelebileceğinden düzenli olarak çalkalanmalıdırlar. n Emülsiyon Konsantre (EC): İnsektisid etkin maddesi, çözücü ve emülsiyon sağlayıcı maddelerden oluşur. n Daha sonra su veya başka diluentlerle seyreltilmeğe olanak veren ve yüksek yoğunluklarda (%25 -500) insektisid etkin maddesi tutan ekonomik bir formülasyon şekli olarak kabul edilir. Uygulandıkları yüzeyde çok az bir iz bırakırlar. n Çoğunlukla İçerdikleri solvent sebebiyle keskin kokuya sahiptirler. Deriden kolayca emilebildiklerinden uygulayıcıların gerekli önlemleri almaları gerekir. n
BAŞLICA FORMÜLASYONLAR Süspansiyon Konsantre (SC): Su ile seyreltilerek kullanılabilen stabil formülasyonlardır. n Etken madde kristal partiküller halinde olup poröz yüzeylerden daha geç emilir ve kalıcılığı EC formülasyonlara göre uzundur. n Çoğunlukla kullanıldıkları yüzeylerde leke meydana getirmezler ve kokusuzdurlar. Ayrıca yanıcı değildirler. n Suda Yağlı Emülsiyon (EW): Bu formülasyonlar etken maddenin küçük yağ damlacıkları içinde sudaki emülsiyonundan oluşurlar. n EC formülasyonlar ile karşılaştırıldığında daha az solvent içerirler ve daha uzun stabiliteye sahiptirler. n EW formülasyonlar su ile seyreltilir ve püskürtüldüğünde damlacığın çevresinde dayanıklı bir tabaka oluştururlar. n Bu tabaka sayesinde damlacık büyüklüğü daha uzun süre buharlaşmadan kaldığı için insektisitin etkisi daha uzun sürer. n
TEKNİK TANIMLAR n Antidot : Tarım İlaçlarının sıcakkanlılarda zehirlenme yapabilme özeliğini ortada kaldıran kimyasal maddelerdir. n Acceptable Daily İntake (Günlük Alınabilir Doz) : İnsanın hayatı boyunca günde alınmasına müsaade edilen madde miktarı olup, tüm yaşamı süresince kişi sağlığı ve günlük faaliyetlerinde olumsuz etkisinin olmayacağı varsayılır. Birimi mg/kg vücüt ağırlığı/gün dür. n n n Akut Toksisite : Bir kimyasal maddenin bir kez veya kısa zaman dilimnde (24 saat gibi) genelikle birkaç kez alınmasından sonra zehirlenmeye neden olma gücü akut toksisite olarak tanımlanır. Akut toksiste ölçüsü Lethal doz veya LD 50 ile gösterilir.
TEKNİK TANIMLAR n LD 50 : Test hayvanlarının belirli bir süre sonunda yarısını öldürmek için gerekli dozdur. Birim mg/kg’dır. n LC 50 : Test hayvanlarının yarısını öldürmek için gerekli konsantrasyon. Birimi mg/L veya mg/m 3 (hava)’dır. n Kalıntı (Rezidü-Bakiye) : Kullanılan ilacın belirli süre sonra kullanıldığı yüzeyde (ortamda) kalan miktarıdır. Özellikle insan ve çevre sağlığı bakımından önemli olup, ppm ile ifade edilir. n Tolerans (maksimum rezidü miktarı): Kullanılan ilacın insan ve hayvan yiyeceği olarak tüketilen ürünler üzerinde göz yumulabilen kalıntı miktarı olup ppm veya ppb ile ifade edilir. Bu değerler üzerinde olan pestisit miktarı insan ve hayvanlar için zehirlidir.
n PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI Bitki dokularında taşınmalarına ve etki şekillerine göre pestisitler 1) SİSTEMİK OLMAYAN-Kontakt (Değme) etkili pestisitler: n n Kesinlikle bitki dokularına nüfus etmeyen (basınçla uygularken stomalardan bir miktar giriş olur, ancak önemli bir miktar değildir), sadece bitki yüzeyinde kalıp, hedef canlı tarafından alındığında ektinlik gösteren pestisitlerdir. Örneğin; bir böcek bitki dokusunu yediği zaman insektisiti de alır ve ölür. Cypermethrin gibi sentetik piretroidlerin kontakt etkisi ani olup yeterli kalıcı etkiye sahiptir. Ancak yaprakların her tarafı ilaçlanmalıdır. Bazı yerler gözden kaçarsa başarı şansı azalır.
PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI n n n Bitki dokularında taşınmalarına göre pestisitler 2) YARI-SİSTEMİK: Translaminar etkili pestisitler: Bu pestisitler bitki dokularında hareket ederler ancak iletim dokularına ulaşmazlar. Sadece yaprak dokularında hareket ederler. Bitkinin yaprak üstüne uygulandıklarında yaprağın alt yüzeyine de ulaşır. METHOMYL (PİLAR) pekçok zararlının yumurta, larva ve erginlerine etkili bir insektisitdir. Translaminar etkisi nedeni ile ilacın direkt olarak ulaşamadığı yerdeki zararlıları da kontrol eder. SPIROMESIFEN, yağda yüksek çözünücü bir akarisit olup epidermisten penetre eder ve palizad parankimasından aşağıya doğru inerek floem’e karışır.
TRANSLAMİNAR ETKİ:
PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI n n Bitki dokularında taşınmalarına göre pestisitler 2) Translaminar etkili pestisitler: DİAFENTHİURON (Polo 50 WP)’nin önemli bir özelliği de üstün translaminar etkisidir. Bu sayede yaprak altında bulanan ve ilaçla direkt temas etmeyen beyazsinek ve kırmızı örümcek zararlıları kontrol edilir. ABAMECTIN translaminar etkiye sahip bir insektisitakarisit olup kırmızı örümcek ve yaprak galeri sineklerine karşı oldukça etkilidir.
PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI n n n Bitki dokularında taşınmalarına göre pestisitler 3) SİSTEMİK etkili pestisitler: İletim dokuları vasıtasıyla bitkinin tüm organlarına kadar ulaşabilen pestisitlerdir. Yapraktan uygulanan pestisitin kalıntısına köklerde rastlanabilir. İlaçlamadan çok kısa bir süre sonra (genellikle 2 saat) bitki tarafından tamamen emilirler. Daha sonra yağmur yağsa bile pestisit etkinliğinden hiçbir şey kaybetmez.
PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI n n n Bitki dokularında taşınmalarına göre pestisitler 3) Sistemik etkili pestisitler: Acetamiprid (MOSPİLAN), yaprak bitlerine karşı kullanılan sistemik bir insektisittir. Bitkiye sulama suyu ile verilse bile bitki tarafından alınıp en üst noktalara kadar taşınır. Sulama suyundaki insektisit uç sürgündeki yaprak bitini öldürür. Sistemik pestisitler kullanım kolaylığı, çevreden etkilenmemeleri (yağmur gibi), etkinliklerinin yüksek oluşu vb nedenlerden avantajları fazla olan pestisitlerdir. Ancak bazı dezavantajları da mevcuttur. Sistemik pestisitlere karşı dayanıklılık kontakt etkililere göre daha fazla olmaktadır.
PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI n Zararlıda etki şekline göre pestisitler: n a) Mide Zehiri b) Değme (Temas) Zehiri c) Solunum (Teneffüs) Zehiri n n
PESTİSİTLERİN SINIFLANDIRILMASI n KİMYASAL MADDENİN DOĞASI VEYA KAYNAĞINA GÖRE İNSEKTİSİTLER A. İnorganik maddeler yapılarında karbon atomu yok ağır metaller B. Organik maddeler doğal organik maddeler bitkisel kökenliler mineral yağlar sentetik organik maddeler modern insektisitler
İNSEKTİSİTLERİ KİMYASAL YAPILARINA GÖRE SINIFLANDIRILMASI • Organik Fosforlular (Chlorpyrifos-ethyl, Diazinon) • Karbamatlılar (Carbaryl, Propoxur, Methiocarb) • Sentetik Pyrethroidler (Deltamethrin, Cypermethrin) • Klorlandırılmış hidrokarbonlar (DDT, Aldrin) • Bitkisel kökenli insektisitler (Azadirachtin, Ryania) • Mikrobiyal insektisitler (BT) • Avermectinler (Abamectin) • Neo-nikotinoidler (Imidacloprid, Thiacloprid) • Pyrazoleler (Tebufenpyrad) • Spinosynler (Spinosad) • Arsenikli insektisitler (Kurşun arsenat) • Oxadiazineler (Indoxacarb) • Thiourealar (Diafenthiuron)
İNSEKTİSİTLERİ KİMYASAL YAPILARINA GÖRE SINIFLANDIRILMASI • Böcek gelişim düzenleyicileri (Diflubenzuron) • Pyrrole insektisitler (Chlorfenapyr) • Su kaybına yol açan insektisitler (Borik asit) • Dinitrofenol insektisitler (DNOC) • Formamidine insektisitler (Amitraz) • Fümigant insektisitler (Metil Bromid)
İnorganik insektisitler Kurşun arsenat- Elma içkurdu n Kükürt- kırmızı örümcekler n Kireç-sülfür- dormant uygulamalar n Borik asit- hamamböceği ve karınca yemi Borik asit, beyaz, inorganik toz olup evde ya da restoranda yüzeye atıldığı zaman hamamböceklerinin bacaklarına yapışır, bacakları temizlerken sindirilir ve ayrıca deriden nüfuz eder. n
Doğal “organik” insektisitler n Doğal olarak bitkilerde bulunan bileşiklerdir n Doğal olması, toksik olmadığı anlamına gelmez n Her bileşiğin kendine has bir yapısı vardır
Bitkisel kökenli insektisitler n n n n Azadirachtin- Azadirachta indica bitkisinin yaprak, kabuk ve tohumlarından Phyrethrum- Tanacetum cinerariaefolium (Krizantem)’un çiçeklerinden Rotenon- Derris sp. ve Terphrosia sp. bitkilerinin köklerinden Nikotin- Nicotiana tabacum (Tütün) yapraklarından Ryania- Ryania speciosa isimli bitkinin kök, yaprak ve gövdesinden Sabadilla- Schoenocaulon officinale bitkisinin tohumundan Quassia- Quassia armara ve Picrasma excelsa agaçlarının gövdesinden ekstrakte edilmektedir.
Bitkisel kökenli insektisitler n n n AZADİRACHTİN, böceklerde uzaklaştırıcı (repellent), beslenmeyi engelleyici (antifeedant), doğurganlığı azaltıcı, kısırlaştırıcı, öldürücü, yumurta bırakmayı önleyici, gelişme ve büyümeyi aksatıcı gibi etkiler göstermektedir Kültür bitkilerinde önemli zarar yapan başta Lepidoptera ve Orthoptera olmak üzere Homoptera, Heteroptera, Lepidoptera, Coleoptera, Diptera ve Hymenoptera’ya etkilidir. Suda homojen olarak dağılan sıvı formulasyon olmak üzere bir çok değişik formülasyonları bulunmakta, hektara 100 -500 g arasında değişen dozlarda kullanılmaktadır.
- Slides: 43