Kiileraras likiler LIKILERIN KKENI GELIIMI likilerin Kkeni nsan

  • Slides: 48
Download presentation
Kişilerarası İlişkiler İLIŞKILERIN KÖKENI, GELIŞIMI …

Kişilerarası İlişkiler İLIŞKILERIN KÖKENI, GELIŞIMI …

İlişkilerin Kökeni İnsan… ◦ Sosyal bir varlık Hayatınızı anlamlı kılan şey nedir ? (Klinger,

İlişkilerin Kökeni İnsan… ◦ Sosyal bir varlık Hayatınızı anlamlı kılan şey nedir ? (Klinger, 1977) ◦ %89 herhangi bir kişisel ilişki Arkadaşlık ◦ %85 güç, heyecan ve rahat bir yaşam seçeneklerinden daha öncelikli (Bibby, 2001). İlişkiler ◦ Olumlu vs. olumsuz

İlişki nedir? Sevgililik, aile, takım arkadaşları, iş arkadaşları, komşular, doktorunuz vb. çok çeşitli ilişki

İlişki nedir? Sevgililik, aile, takım arkadaşları, iş arkadaşları, komşular, doktorunuz vb. çok çeşitli ilişki biçimlerinden söz edilebilir. Belirli bir zaman dilimi içerisinde, iki kişi arasındaki, güçlü, sık ve çeşitlilik içeren karşılıklı etkiler. Kelley (1983). İlişkinin üç bileşeni: ◦ Karşılıklı bağımlılık ◦ Doyum ihtiyacı ◦ Duygusal bağlanma

Psikolojide ilişkiler Freud: kişilik gelişiminde ebeveynçocuk ilişkisi Gelişimsel psikoloji: kişilik bireyin bağlanma geçmişinden nasıl

Psikolojide ilişkiler Freud: kişilik gelişiminde ebeveynçocuk ilişkisi Gelişimsel psikoloji: kişilik bireyin bağlanma geçmişinden nasıl etkileniyor. Sosyal psikoloji: insanlar diğerlerinden nasıl etkileniyor ve diğerlerini nasıl etkiliyor: örneğin: sosyal kaytarma, uyma ve itaat.

Psikolojide ilişkiler Beş faktör kişilik modeli gibi kişilik kuramlarında dışadönüklük ve yumuşak başlılık gibi

Psikolojide ilişkiler Beş faktör kişilik modeli gibi kişilik kuramlarında dışadönüklük ve yumuşak başlılık gibi faktörlerin kişilerarası ilişkilerin bir parçası olması Bilişsel psikoloji: bebeklerin ilişki kurmayı kolaylaştıracak bilişsel bağlantılarının önceden var olması: örn. Doğuştan itibaren insan yüzünü gözle takip edebilme, dil kazanımı vb. Sağlık psikolojisi: fiziksel ve zihinsel sağlık müdahalelerinde kişinin ilişkilerini göz önünde bulundurma.

Kişilerarası İlişkilerin Psikolojisi 1980 ler 1960 -1970: çekim üzerine az sayıda çalışma ◦ İyi

Kişilerarası İlişkilerin Psikolojisi 1980 ler 1960 -1970: çekim üzerine az sayıda çalışma ◦ İyi görünmenin etkisi, benzer insanların daha çekici algılanması, yakınlığın çekim üzerindeki etkisi vb. Sınırlılıklar ◦ Sınırlı araştırma yöntemleri ◦ Lab. Çalışmaları üniversite öğrencileri ile sınırlı ◦ Bireylerin hiç tanımadıkları «sahte» kişilere yönelik tutumları Duck (1995)—günlük yaşamdaki nüansların kaçırılmasına yönelik eleştiri

Kişilerarası İlişkilerin Psikolojisi Sözü edilen sınırlılıklar ve boşanma oranlarının artışı (1980 ler) ◦ Bu

Kişilerarası İlişkilerin Psikolojisi Sözü edilen sınırlılıklar ve boşanma oranlarının artışı (1980 ler) ◦ Bu ilişkileri istikrarlı/istikrarsız, mutlu/mutsuz, uzun süreli/kısa süreli yapan şey nedir? Araştırmalar, ilişkiler ve ◦ yaşam doyumu, iyi olma, uzun yaşam, zihinsel hastalıkların sağaltımı, bağışıklık sisteminin gücü, okulda ve iş yerinde etkililik üzerine. Haz ve memnuniyet + öfke ve üzüntü Gerçek yaşam ilişkilerindeki doyum, doyumsuzluk ve diğer kişilere yönelik değişim gösteren duygular üzerine araştırmalar İlişkilerin zihinsel ve fiziksel sağlık üzerindeki etkileri Pratik uygulamaları bakımından önemli

Kişilerarası İlişkilerin Psikolojisi Araştırmaların zorluğu ◦ Sosyal bağlam içindeki insan ◦ Karmaşık ilişkiler ağı

Kişilerarası İlişkilerin Psikolojisi Araştırmaların zorluğu ◦ Sosyal bağlam içindeki insan ◦ Karmaşık ilişkiler ağı ◦ iş arkadaşları, arkadaşlar, eş, aile vb.

Teorik Perspektifler Pekiştirme teorileri: insanların kendilerini ödüllendirecek biçimde davrandıkları varsayımı. ◦ İnsanlar kendileri içim

Teorik Perspektifler Pekiştirme teorileri: insanların kendilerini ödüllendirecek biçimde davrandıkları varsayımı. ◦ İnsanlar kendileri içim olumlu sonuçları olan ilişkileri başlatır ve sürdürür. ◦ Denge negatife doğru kayarsa ilişkinin sürdürülmesi olası değil. Evrimsel psikoloji: davranış evrimleşmiş biyolojik mekanizmalar sonucu ortaya çıkar. ◦ İnsanlar birer sosyal hayvandır çünkü grup yaşamı hayatta kalma ve üreme başarısını artırmaktadır. ◦ Sonuç olarak, insanlar ilişki kurma yönünde evrimleşmiştir. Bağlanma kuramı: evrimleşen biyolojik mekanizmaların ve yaşamın ilk yıllarındaki ilişki deneyimlerinin daha sonraki hayatımızdaki doyum verici ilişkileri kurabilme kapasitemizi etkiler. ◦ Bakım veren-bebek ilişkisi çocuğun destek, empati ve güven gibi beklentilerini etkiler.

Yakın İlişki, Bağlanma ve Sosyal İletişim İhtiyacı İnsan bebekleri doğuştan itibaren birine bağımlı olmak

Yakın İlişki, Bağlanma ve Sosyal İletişim İhtiyacı İnsan bebekleri doğuştan itibaren birine bağımlı olmak zorunda. Bu sınırlılıklara rağmen evrimsel basamağın en üstüne nasıl tırmandık? İnsan evrimindeki zorluk tüm türlerde olduğu gibi üreme ve soyun üretken hale gelmesini sağlamaktır. ◦ Eğer bu zorlukları fiziksel yeteneklerimiz ile aşamıyorsak, bu konudaki başarımız insanın sosyalliği ile ilişkili olabilir (Caporeal, 2007). Fiziksel çevreye uyum –> diğer kişilerle işbirliği ve kuşaklararası kolektif bilgi

Yakın İlişki, Bağlanma ve Sosyal İletişim İhtiyacı Sosyal gruplar ◦ Tehlikelere, yırtıcılara ve düşmanlara

Yakın İlişki, Bağlanma ve Sosyal İletişim İhtiyacı Sosyal gruplar ◦ Tehlikelere, yırtıcılara ve düşmanlara karşı koruma ◦ Görev paylaşımı—> savunmasız yavrulara bakım verenlerin yiyecekleri avlanabilenler tarafından sağlanmaktadır. Paylaşılan bilgiler ◦ Bireylerin eylemleri tüm grubun avantajına uygun biçimde gerçekleşmektedir. Birçok görev insanların yalnız başlarına yapmalarındansa grup olarak daha kolay gerçekleştirebilecekleri şekildedir; ◦ tahıl öğütmek, meyve toplamak veya büyük hayvanları avlamak. Bu nedenle evrimsel baskı bizleri diğer insanlarla yakın mesafelerde yaşamaya zorlamış, böylece korunma sağlanmış ve hayatta kalma ve üreme daha etkili biçimde gerçekleşmiş. Doğal seçilim, insanda yakın ilişki kurmayı güçlü bir güdü haline getirmiştir.

Ait Olma İhtiyacı İnsanlar ait olma ihtiyacı ile evrimleşmiştir (Baumeister ve Leary, 1995). Aidiyet

Ait Olma İhtiyacı İnsanlar ait olma ihtiyacı ile evrimleşmiştir (Baumeister ve Leary, 1995). Aidiyet hipotezi: ‘güçlü ve istikrarlı kişilerarası ilişkiler kurma ve sürdürme’ ihtiyacı. ◦ Güçlü, temel ve motive edici bir ihtiyaç Buna göre insanlar yakın ilişki kurma ihtiyacına sahip. ◦ Yani diğerlerinin varlığına ihtiyaç duyma ve olumlu, uzun süren ve anlamlı kişilerarası ilişkiler kurma ve sürdürme. ◦ Bu ihtiyaç yakın insanlarla sürekli etkileşim kurma ve bakım sağlama ile tatmin edilmektedir. İnsan kültürü ait olmanın sağlanması gerekliliği ile şekillenmiştir.

Ait Olma İhtiyacı Bu görüşler yeni görüşler olmamakla birlikte, ilişkiler konusunda sistematik ve bilimsel

Ait Olma İhtiyacı Bu görüşler yeni görüşler olmamakla birlikte, ilişkiler konusunda sistematik ve bilimsel bir açıklama katmaktadırlar. İnsanlar diğer insanlara gereksinim duyarlar. Buna göre ait olma gereksiniminin iki yönünden söz edilebilir: ◦ Hiç değilse birkaç başka insanla sık ve duygusal olarak hoş etkileşim ◦ Bu duygusal ilişkilerin zaman içinde kararlılığı.

Ait Olma İhtiyacı İstek değil, ihtiyaç! Bu nedenle insanın evrimsel donanımının doğuştan ve temel

Ait Olma İhtiyacı İstek değil, ihtiyaç! Bu nedenle insanın evrimsel donanımının doğuştan ve temel bir parçası. ◦ Seçim değil, gereklilik. Yiyecek sağlamada daha etkili olma, düşmanca güçlere karşı daha etkili savunma vb. yoluyla yaşamda kalmayı ve üremeyi kolaylaştırma.

Ait Olma İhtiyacı Eğer ait olma temel bir gereksinimse, o zaman bu gereksinim insan

Ait Olma İhtiyacı Eğer ait olma temel bir gereksinimse, o zaman bu gereksinim insan yaşamı için özgül bazı yollarla örülmüş olmalıdır. ◦ İnsanlar toplumsal bağlar oluşturmaya ve bu bağları koparmamaya güdülenmiş olmalıdırlar. ◦ Hem bilişsel hem duygusal süreçler böyle bağlar çevresinde gelişmelidir. ◦ Böylece olumlu bağlar olumlu çıktılarla, olumlu bağların kaybı da olumsuz çıktılarla ilişkili olmalıdır. ◦ Ek olarak, ne süregiden etkileşim olmaksızın yakın bağlar, ne de yakın bağlar olmaksızın süregiden etkileşim her ikisinin birlikte bulunduğu ilişkiler kadar doyurucu olabilir. ◦ Son olarak, toplumsal ilişki gereksinimi kişinin ait olma gereksinimleri karşılandıktan sonra azalmalı ve bir ilişkinin kaybı kişiyi onun yerini bir başkasıyla doldurmaya güdülemelidir.

Ait Olma İhtiyacı Kuramın anahtar yönleri: ◦ Toplumsal bağlar kurma gereksinimi ve bu bağları

Ait Olma İhtiyacı Kuramın anahtar yönleri: ◦ Toplumsal bağlar kurma gereksinimi ve bu bağları kurma/koparmanın sonucuna odaklanma Genç insanların ilk toplumsal ilişkilerini nasıl kurduklarıyla ilgili etkili yaklaşımlardan biri de bağlanma bakış açısıdır. Bağlanma: ilk toplumsal bağlar daha sonraki toplumsal ilişkiler için bir şema işlevi görür.

Ait Olma İhtiyacı Ait olma hipotezi insanların şu özellikleri ile tutarlıdır: 1. 2. 3.

Ait Olma İhtiyacı Ait olma hipotezi insanların şu özellikleri ile tutarlıdır: 1. 2. 3. 4. Bütün kültürlerdeki insanlar gruplar halindedir; herhangi bir toplumda sosyal bağlar kolayca şekillenmektedir. Bebeklerin bağlanma kurmaya yönelik içsel bir ihtiyaçları vardır ve bunu yaşamlarının erken yıllarında bakım verenleri ile gerçekleştirirler. Yaşam süresince insanlar bağlanma kurmaya istekli ve hazırdırlar ve bunun bozulmasına karşı direnirler. İnsan bilişsel süreci kişilerarası ilişkileri kolaylaştıran dil ve empati gibi yetenekleri sahiptir. Birçok psikoloji araştırması ve günlük gözlemler, insanların gruplar halinde olduklarını ve açık bir fayda görmedikleri halde gruba sadık kaldıklarını göstermektedir (Sherif 1961; Tajfel 1970).

Ait Olma İhtiyacı 5. İnsanların deneyimlediği birçok güçlü duygu insan ilişkileri ile ilgilidir. İnsanlar

Ait Olma İhtiyacı 5. İnsanların deneyimlediği birçok güçlü duygu insan ilişkileri ile ilgilidir. İnsanlar ait olmaktan ve ihtiyaç duyulmaktan hoşlanmaktadırlar ancak reddedilmekten korkmakta ve hoşlanmamaktadırlar. İnsanlar mutluluğu, sevinci ve hoşnutluğu ilişkileri iyi gittiği müddetçe deneyimlemektedirler. İyi gitmediğinde ise anksiyete, depresyon, yas, kıskançlık ve yalnızlık hissetmektedirler. 6. İnsanlar bağlanma kuramadıklarında ise tam tersi etkiler görülmektedir. İyi oluş, uyum ve sağlık bakımından olumsuz etkiler deneyimlemektedirler. Ait olma ihtiyacını tamamlayamayanlar zihinsel ve fiziksel hastalıklar geliştirmektedirler.

Bağlanma İhtiyacı Bağlanmanın gelişimi kişiler arasında genel bir duygusal bağla ilgilidir. ◦ Etkileşimde tutarlılık,

Bağlanma İhtiyacı Bağlanmanın gelişimi kişiler arasında genel bir duygusal bağla ilgilidir. ◦ Etkileşimde tutarlılık, ilişkide kararlılık ve fiziksel temas. Daha özgül olarak, anne baba ve bebeklerin fiziksel yakınlığı nasıl sürdürdükleri ve yetişkinlerin romantik ortaklarıyla ilişkilerini nasıl yaşadıklarını açıklamaları ile ilgilidir. Bebeklerin ilk kurdukları özel ilişki sonraki gelişimsel süreçlerinde oldukça önemlidir. ◦ Bu süreç BAĞLANMA ◦ Yani, belirli bir kişiye duyulan uzun süreli duygusal olarak anlamlı bağ.

Bağlanma İhtiyacı Bağlanma ve ilişkiler üzerine 5 önemli madde vÇocuklar bireye biyolojik olarak bağlanma

Bağlanma İhtiyacı Bağlanma ve ilişkiler üzerine 5 önemli madde vÇocuklar bireye biyolojik olarak bağlanma ihtiyacı duyarlar ve bu şekilde bir bağlanma kurmaya önceden programlanmışlardır. Doğumdan itibaren insan yavrusu doğuştan getirdikleri davranış örüntüleri sergilerler. Clinging (diğer kişiye dokunma, tutunma, sarılma), gülümseme ve ağlama çocuğun bakım verenle bağ kurmasını sağlar. v. Temel bağlanma süreci emeklemeden hemen önce yani 7. Ay civarında başlar. Böylece bebekler temel bakım verenlerinden çok uzaklaşmamış olmakta ve güvende kalmaktadır.

Bağlanma İhtiyacı Bağlanma ve ilişkiler üzerine 5 önemli madde vÇocuğun birincil bakım vereni ile

Bağlanma İhtiyacı Bağlanma ve ilişkiler üzerine 5 önemli madde vÇocuğun birincil bakım vereni ile (genellikle anne) kurduğu bağ oldukça özeldir ve diğer bağlardan farklıdır. Bowlby temel bir kişi ile kurulan bu bağa monotropi adını vermiştir. Bu bağ diğer bağlardan daha farklı ve daha güçlüdür ve sadece tek bir kişi ile kurulur. v 7. Aydan 3. Yaşa kadar geçen süre kritiktir. Bu süreçte bebek bağlanmayı kurar ve eğer bunu bu dönemde kuramadıysa bir daha da bu gerçekleşemez. Bu nedenle de çocuk hiç kimseyle kalıcı bir bağlanma kuramaz. v. Birincil bağlanma içsel bir model gibidir. Hayatımızdaki diğer ilişkilerdeki beklentilerimiz ve kurallarımızın temelini oluşturur. Bu kritik bağın kurulmaması oldukça zarar vericidir.

Bağlanma ile ilgili tartışmalı konular Schafer ve Emerson (1964) bağlanmanın monotropik şekilde olmak zorunda

Bağlanma ile ilgili tartışmalı konular Schafer ve Emerson (1964) bağlanmanın monotropik şekilde olmak zorunda olmadığını kanıtlamıştır. Çocukların birden fazla bağlanma kurabildiklerini ve hiçbir bağlanmanın diğerinden daha önemli olmadığını öne sürmektedirler. Yine de, çocuğun yaşamında bağlanmanın önemi su götürmez bir gerçektir ve bu bağlanmaların doğasının uzun süreli sonuçları vardır.

Bağlanma ile ilgili çeşitli araştırmalar Bebeklerin ve çocukların gelişimlerinin işlevselliğinde baba sevgisinin önemi Hrdy

Bağlanma ile ilgili çeşitli araştırmalar Bebeklerin ve çocukların gelişimlerinin işlevselliğinde baba sevgisinin önemi Hrdy (1999) bebek gülümsemelerinin ve sevimliliğinin yaşamda kalmaya hizmet ettiği için tasarlandığına işaret etmektedir. ◦ Anne baba ile etkileşen bir bebeğe bakılması ve dolayısıyla bebeklerin hayatta kalma olasılığı daha yüksektir.

Bağlanma ile ilgili çeşitli araştırmalar Fiziksel temas önemli ◦ Maymunlarla yapılan araştırmalar ◦ Harlow

Bağlanma ile ilgili çeşitli araştırmalar Fiziksel temas önemli ◦ Maymunlarla yapılan araştırmalar ◦ Harlow (1974)—> bebekken fiziksel temastan yoksun bırakılan maymunların çiftleşme ve yavru bakımı konusunda geri kalmaları ◦ İnsan yavrularında da altı kuru ve beslenmiş bebeğin hala ağlayabilmesi ve kucağa alındığında sakinleşmesi.

Bağlanma aşamaları 6. hafta: gülümsemeye başlama ve diğerlerinin onlara karşılık vermeleri pek umurlarında değil.

Bağlanma aşamaları 6. hafta: gülümsemeye başlama ve diğerlerinin onlara karşılık vermeleri pek umurlarında değil. 2. ve 3. aylarda: bireyler arası ayrım yapabiliyorlar, belirli yüzleri tanıyorlar ve tanıdık bireylere (aile üyeleri) daha çok gülümsüyorlar. ◦ Daha az tanıdıklara zayıf bir gülümseme 7. ay: bağlanmanın dönüm noktalarından biri. ◦ Yabancı anksiyetesi. Hareketlenmeye başladıklarında bağlanma davranışı: ◦ Bakımverene yönelme, yakın durma, ayrılık protestosu, sarılma ve yetişkini güvenli alan olarak kullanma

Bağlanma aşamaları İlk bağlanma şekillendikten sonra bebekler ◦ Daha sık gördükleri ve eğlenceli zaman

Bağlanma aşamaları İlk bağlanma şekillendikten sonra bebekler ◦ Daha sık gördükleri ve eğlenceli zaman geçirdikleri diğerleri ile ek bağlanmalar gerçekleştirmeye başlar. ◦ Baba, dede, büyük kardeş veya ailenin yakın arkadaşı gibi. Çoklu bağlanmaların biyolojik işlevselliği ◦ Çocuk çok küçükken temel bakımveren kaybedildiğinde stres miktarının azalması ◦ Tüm kültürlerde yaygın bir durum.

Bağlanmada bireysel farklılıklar Yabancı ortam deneyi (Ainsworth ve ark. , 1978). ◦ Yapılandırılmış gözlem

Bağlanmada bireysel farklılıklar Yabancı ortam deneyi (Ainsworth ve ark. , 1978). ◦ Yapılandırılmış gözlem ◦ Çocuk ve annesi yabancı odada (aynalı oda), oyuncaklar vb. ◦ Bir yabancı içeri girer, annesi çıkar. ◦ Annesi girer, yabancı çıkar. ◦ Sonrasında anne tekrar çıkar ve çocuk yalnız kalır. ◦ Sonra anne döner.

Bağlanmada bireysel farklılıklar Çocuğun tepkileri –özellikle 4 tepki- incelenir. ◦ Anne çıktığında (ayrılma anksiyetesi)

Bağlanmada bireysel farklılıklar Çocuğun tepkileri –özellikle 4 tepki- incelenir. ◦ Anne çıktığında (ayrılma anksiyetesi) ◦ Bebeğin yeni oyuncakları keşfetme ve onlarla oynama isteği ◦ Bebeğin yabancı kişiye tepkisi (yabancı anksiyetesi) ◦ Bir araya gelme davranışı (anne geldiğinde)

Bağlanmada bireysel farklılıklar Araştırma sırasında neler oldu? 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7.

Bağlanmada bireysel farklılıklar Araştırma sırasında neler oldu? 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Bakımveren- anne bebeği lab. a götürür ve bir sandalyede sessizce oturur. Bebek, onun dikkatini çekmeye çalışana kadar bebekle ilgilenmez. Yabancı girer, anne ile konuşur ve bebeğe bir oyuncak ile yaklaşır. Anne dikkati üzerine çekmeden odadan ayrılır. Eğer bebek buna tepki gösterir ise yabancı onunla konuşarak veya oynayarak etkileşime girmeye çalışır. Çocuk stres gösterir ise yabancı onu rahatlatmaya çalışır. Anne döner ve bebeği tebrik eder. Yabancı çıkar. Anne bebeğin oynamasını sağlamaya çalışır ve odadan ayrılır, ayrılırken el sallar baybay der. Bebek yalnız kalır. Yabancı girer ve bebek ile oynar, çocuk üzgünse ona rahatlama sağlar ya da pasif ise oyuncak teklif eder. Anne döndüğünde bebeği tebrik eder onu kucağına alır ve yabancı sessizce çıkar.

Bağlanmada bireysel farklılıklar Sonuçlar, Güvenli bağlanma (B Tipi): anne orada iken özgürce etrafı keşfederler

Bağlanmada bireysel farklılıklar Sonuçlar, Güvenli bağlanma (B Tipi): anne orada iken özgürce etrafı keşfederler ve yabancı geldiğinde anneyi güvenli yer olarak kullanırlar. Anne gittiğinde endişe belirtileri gösterirler ve anne döndüğünde onu sıcak bir şekilde karşılarlar. Anne tarafından rahatlatılmaya hazırdırlar ve hoşnutluk durumuna geçerler ve anneyi yabancıya tercih ederler. Bağlanmanın optimum biçimidir. Kaygılı bağlanma (C Tipi): çocuklar oyuncakları güvenle keşfetmezler. B tipine kıyasla annelerine daha yakın mesafede dururlar ve anne orada bulunduğunda bile güvensizlik sinyali verirler. Anne ayrıldığında oldukça stres gösterirler. Anne döndüğünde ona sarılmaya çalışırlar ancak çelişkili davranışlar gösterirler: ona sarılırken vurmak gibi. Kızgın ve kaygılıdırlar. Anne güvenli bir yer sağlayamaz.

Bağlanmada bireysel farklılıklar Sonuçlar, Kaçınmacı bağlanma (A Tipi): çocuklar anne ayrıldığında çok az teoki

Bağlanmada bireysel farklılıklar Sonuçlar, Kaçınmacı bağlanma (A Tipi): çocuklar anne ayrıldığında çok az teoki gösterirler ya da hiç tepki göstermezler. Anne geri geldiğinde de herhangi bir mutluluk göstermezler. Yabancı anksiyetesi belirtisi yoktur ve çocuklar anne-yabancı arasında tercih yapmazlar, genelde ikisinden de kaçınırlar. Dezoryante, güvensiz bağlanma (D Tipi): çocuklar anne ayrıldığında veya geri döndüğünde düzenli bir paterne sahip tepki göstermezler (dezoryante). Bu tip davranış istismar edilen çocuklarda veya anneleri kronik depresif olan çocuklarda görülmektedir.

Bağlanmanın uzun dönem etkileri (Bowlby) Bağlanma biyolojik ihtiyaç /temel ihtiyaç Doyurulmazsa- anne yoksunluğu sendromu

Bağlanmanın uzun dönem etkileri (Bowlby) Bağlanma biyolojik ihtiyaç /temel ihtiyaç Doyurulmazsa- anne yoksunluğu sendromu ◦ 3 yaşından küçük- anneden en az 3 ay yoksun veya anne figürünün sürekli değişmesi İlk bağlanma sonraki ilişkiler için bir model. ◦ Güvensiz ise sonraki ilişkilerinde de güvensiz bağlanma Özellikle romantik ilişkileri şekillendiriyor.

Bağlanmanın uzun dönem etkileri (Bowlby) Yoksunluk yetişkinlikte ilişki kurmada zorluklar. ◦ Empati veya sempati

Bağlanmanın uzun dönem etkileri (Bowlby) Yoksunluk yetişkinlikte ilişki kurmada zorluklar. ◦ Empati veya sempati geliştirememe ◦ Sosyaldirler ancak diğerleri ile ilgili endişe duyma kapasitesi yoktur. ◦ Suçluluk duygusu geliştirmezler ◦ Tutarlı yalancı, hırsız olma veya psikopatik olma eğilimi gösterirler. ◦ Kendi çocuklarıyla derin bağ kuramazlar; kendi çocukları da bağ kurmayı olanaksız görebilir.

Bağlanmanın uzun dönem etkileri (Bowlby) Kaçınılmaz ve tersine çevrilmez değil! Bütün çocuklar kendilerine bakan

Bağlanmanın uzun dönem etkileri (Bowlby) Kaçınılmaz ve tersine çevrilmez değil! Bütün çocuklar kendilerine bakan kişiye bağlanma kurmaya biyolojik yanlılık göstermektedir. ◦ İstismar edilseler dahi bunu kurarlar. Tekrarlı ayrılma duygusu – duygusal bağ kuramama Suçluluk ve diğer hasarlardan kaçınabilirler. %25 geri döndürülemez hasar

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi Yeni doğan bebek çaresiz de olsa zengin bir biyolojik

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi Yeni doğan bebek çaresiz de olsa zengin bir biyolojik miras ile doğar. ◦ Tanıdık insanlarla sosyal ilişkiler kurma ve tanıdık olanları yabancılardan ayırt etme.

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi Yüz tanıma: ◦ ◦ Doğumdan itibaren insan yüzüne ilgi

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi Yüz tanıma: ◦ ◦ Doğumdan itibaren insan yüzüne ilgi ve niyetli olarak bakma 5 haftalık bebek- yüzü olan nesnelere daha çok tepki Yüze benzeyen şeyleri tercih etme eğilimi. İnsan beyninde özelleşmiş yüz işleme modülü. Yüzler arası farklılıklar ◦ Tanıdık ve yabancı olanı ayırt etme ◦ Daha çok gördükleri yüze odaklanma ve diğerlerine ilgi göstermeme Empatik duyarlılık ◦ ◦ Diğerlerinin duygularını anlama becerisi 4 ay civarında gülümseyen yüzlere daha çok gülümseme Büyüdükçe ses tonu, surat asma ve üzgün yüzü yorumlayabilme Bu özellik insan davranışını diğerleriyle koordine etmesini ve diğerleriyle bağ kurmasını sağlar.

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi İletişim: ◦ ◦ ◦ Doğumdan itibaren güdülenme 2 ay

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi İletişim: ◦ ◦ ◦ Doğumdan itibaren güdülenme 2 ay civarı bakımverenle karmaşık ve karşılık içeren ilişki Mırıldanmak, bakışmak, gülümsemek veya şaşırmak gibi. İlk 6 ay boyunca kendi sosyal dünyalarının parçası olan bireylerin özelliklerinin farkına varırlar. Bu ilk etkileşimler benliği ve diğerlerini anlamada temel oluşturur. Dil: ◦ Chomsky- dil kazanımı için özel tasarlanmış zihinsel bir organ ile doğulmaktadır. ◦ Dil öncesi yetenekler – konuşmaya vücut hareketleri ile tepki verme, sosyal etkileşime dahil olma. ◦ Doğumdan itibaren anlamlı konuşma paternlerine tepki verebilme

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi Bakım veren davranışını ortaya çıkaran özellikler ◦ Bakım veren

Bebeğin adaptifliği: bakım veren sistemi Bakım veren davranışını ortaya çıkaran özellikler ◦ Bakım veren davranışları bebeklerin olgunlaşmamış özellikleri (büyük gözler, yuvarlak yanaklar, düz burun ve kısa uzuvlar) ile tetiklenmektedir. ◦ Ağlama- Bebek ağlaması yetişkinin dikkatini çeken güçlü bir uyarandır ve göz ardı edilmesi çok zordur.

Doğal seçilim sonucu yakın ilişki kurma eğilimi Yakın ilişki kurma için 4 temel motivasyon

Doğal seçilim sonucu yakın ilişki kurma eğilimi Yakın ilişki kurma için 4 temel motivasyon (Hill, 1987) ◦ Pozitif uyarım elde etmek ◦ Diğer insanların eşlik etmesinden keyif almak. Sosyal ödüller tarafından aktive edilen beyin bölgeleri ile aynı ◦ Duygusal destek elde etmek ◦ Diğerlerini rehber olarak kullanma ve stresli durumlarda diğerlerinden destek ve şefkat görme ◦ Sosyal karşılaştırma bilgisi edinmek ◦ Duygu ve tepkilerimizi diğerleriyle karşılaştırma ◦ Diğer insanların dikkatini çekmek ◦ Diğer insanlar tarafından değerli bulunmak ve saygı görme yakın ilişki ile tatmin edilir. ◦ Hem bilgi alma, hem duygusal destek – kaygı azaltma

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Mutlu olduğumuzda veya tehlike algıladığımızda diğerleriyle birlikte olmak isteriz (Fox,

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Mutlu olduğumuzda veya tehlike algıladığımızda diğerleriyle birlikte olmak isteriz (Fox, 1980). Başarılarımızı ve korkularımızı paylaşma isteği. Etkileşimden kaçındığımız zamanlar da var. ◦ Gergin veya kaygılı olduğumuzda ◦ Örneğin önemli bir görüşmeden önce veya bir testten kaldığımızda, konsantrasyon gerektiren durumlarda veya önemli bir sınav için konuları gözden geçireceğimizde.

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Bazı araştırmalara göre ise kaygı arttıkça yakın ilişki kurma ihtiyacı

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Bazı araştırmalara göre ise kaygı arttıkça yakın ilişki kurma ihtiyacı artmaktadır. Schacter (1959) ◦ ◦ Yüksek kaygı (yüksek elektrik şoku) ve düşük kaygı (düşük şok) Yalnız mı, diğerleriyle mi? Yüksek kaygı %63; Düşük kaygı %33 diğerleriyle beklemek istemiş. Sonraki araştırmalar da bunu desteklemiş. ‘Misery doesn’t love just any kind of company; it loves only miserable company’ (Schachter, 1959, p. 24).

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Gerçek yaşam durumunda her zaman böyle olmuyor. ◦ Kulik ve

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Gerçek yaşam durumunda her zaman böyle olmuyor. ◦ Kulik ve Maher (1989) ameliyata girecek olan kanser hastalarının benzer durumda olanlardansa başarılı bir ameliyat geçirmiş olanlarla bir arada olmayı tercih ettiklerini bulmuş. ◦ İnsanlar belirsiz bir tehdit karşısında, korkularını giderecek olan ya da en azından bilgi sağlayabilecek olan deneyim sahibi kişilerle bir arada olmayı tercih etmektedir.

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Yani, stresli koşulların diğerleriyle birlikte olma isteğini artırıp azalttığına dair

Yakın ilişkilerdeki durumsal faktörler Yani, stresli koşulların diğerleriyle birlikte olma isteğini artırıp azalttığına dair bulgular çelişkilidir. Rofe (1984) bu karmaşıklığı azaltmak için şunu öne sürmüş: insanlar durumun fayda/zarar analizini yapmaktadır. ◦ Duygusal destek, artan güvenlik ve durumun açık hale gelmesi gibi faydalar; utanç ya da panikte artma gibi zararlar. ◦ Fayda zarardan üstün olduğunda insanlar yakın ilişki kurmayı tercih etmektedir. Eğer zarar faydayı aşarsa insanlar yalnız kalmayı tercih etmektedir.

Yakın ilişkideki kişilik faktörleri İki yönlü süreç ◦ insanlar yakın ilişki kurmak istedikleri için,

Yakın ilişkideki kişilik faktörleri İki yönlü süreç ◦ insanlar yakın ilişki kurmak istedikleri için, diğerlerinin kendileriyle ilişki kurmalarını isteyecekleri davranış paternleri oluştururlar. İlişki kurmak istediklerinde sözel olmayan yakınlık davranışları ◦ Gülümseme, göz teması, açık postür, bedeni diğer kişiye doğru çevirme gibi.

Yakın ilişkideki kişilik faktörleri Ancak diğerleriyle ilişki kurma ihtiyacının seviyesi, diğerleriyle ilişki kurma ihtiyacı

Yakın ilişkideki kişilik faktörleri Ancak diğerleriyle ilişki kurma ihtiyacının seviyesi, diğerleriyle ilişki kurma ihtiyacı yüksek olan kişilerin davranışları ve özellikleri, ve ilişki kurma ihtiyacı düşük olan kişilerin davranışları ve özellikleri birbirinden farklılaşmaktadır. ◦ ◦ ◦ Yüksek ihtiyaç– daha çok yakınlık davranışı Daha rahat etkileşim Diğerlerinin etkileşiminden mutlu olduklarına dair izlenim. Bu nedenle daha popüler olma eğilimi. Diğerleriyle pozitif ilişkiler kurma ve sürdürme istekleri vardır ve bu nedenle sosyal etkileşim sırasında diğer kişileri daha yakından izlerler. ◦ Diğerleri tarafından kabul edilmek istediklerinden ve reddedilmekten kaçındıklarından sosyal ortamlarda az da olsa kaygı gösterebilirler ve rencide etmekten kaçınırlar.

Sonuç yerine Øinsanların ait olma ihtiyacına sahip oldukları Øyaşamın erken yaşlarından itibaren çeşitli sosyal

Sonuç yerine Øinsanların ait olma ihtiyacına sahip oldukları Øyaşamın erken yaşlarından itibaren çeşitli sosyal ilişkiler kurdukları Øilk ilişkinin temel bakım veren kişi ile kurulduğu Øbu ilişkinin bireyin kişiliğinde ve davranışlarında önemli etkileri olduğu, ve daha sonraki ilişkilerini etkilediği.

Sonuç yerine Øİlişki: Belirli bir zaman dilimi içerisinde, iki kişi arasındaki, güçlü, sık ve

Sonuç yerine Øİlişki: Belirli bir zaman dilimi içerisinde, iki kişi arasındaki, güçlü, sık ve çeşitlilik içeren karşılıklı etkiler. ØTemel teorik perspektifler: pekiştirme, evrimsel ve bağlanma. ØBaumeister ve Leary (1995): ait olma ihtiyacı hayatta kalmak, üremek ve soyun devamını sağlamak açısından önemli. Øİnsan bebekleri bağlanmaya ihtiyaç duyar. Yaşamın ilk yıllarındaki bağlanma stili diğer sosyal ilişkiler için bir model oluşturur.

Sonuç yerine Øİlk bağlanmada doyum elde edilemezse, bağ kurulamazsa uzun süreli ilişki kurma konusunda

Sonuç yerine Øİlk bağlanmada doyum elde edilemezse, bağ kurulamazsa uzun süreli ilişki kurma konusunda sıkıntı olur. ØBebekler ilişki kurmalarını sağlayan doğuştan gelen davranışlara sahiptir. ØYüz tanıma, tanıdık-tanımadık yüzleri ayırt etme, empatik duyarlılık, sözel ve sözel olmayan iletişim. Øİlişki kurmaya yönelik eğilim. ØDiğerlerinin eşlik etmesinden hoşnutluk, duygusal destek elde etme, kaygı azaltma, sosyal karşılaştırma yapma, ve dikkat çekme Øİlişki kurma ihtiyacı duruma göre değişir: bazı durumlarda yalnız kalmak isteriz; bazı durumlarda diğerleriyle birlikte olmak isteriz.