KAVRAM VE LKELER Bilgi renme gzlem ve aratrma
KAVRAM VE İLKELER Bilgi: Öğrenme, gözlem ve araştırma yoluyla elde edinilen gerçek ya da İnsan zekasının çalışması sonucu ortaya çıkan zihinsel ürün olarak tanımlanabilir. Olgu: Olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç Genelleme: Benzer olgular arasındaki ilişkilerin targı türünden ifadesi Kuram: Bir sorunu ilgilendiren düşüncelerin tümü Hipotez: Araştırma konusuyla ilgili olarak ortaya konulan; doğruluğunun araştırılması gereken önermelerdir. Hipotezler, araştırmaya yön veren temel düşünceler, varsayımlardır. Kanun: Doğruluğu ispat edilmiş değişmez genellemelerdir. Veri: Araştırma sırasında elde edilen her tür ilk bilgidir. Bulgu: Elde edilen verilerin işlenmesiyle ulaşılan sonuç bilgilerdir.
Bilimin Temel Nitelikleri 1. Fonksiyoneldir: Olgular ve olgular arası ilişkileri açıklar. Bunlara ilişkin genellemeler yapar. 2. Mantıksaldır: Bilim her türlü çelişkiden uzaktır. Mantıksal nedenlere dayanır. 3. Genelleyicidir: Tek tek olgularla değil, olgu türleriyle ilgilenmektedir. 4. Gözlemseldir ve Deneyseldir: Olgular ve olgular arası ilişkileri gözlem ve deney yoluyla açıklar. 5. Doğrulanabilir: Bilimsel açıklamalar; veri toplayarak, değerlendirerek doğrulanabilmektedir. 6. Olgusaldır: Bilimin konusu; var olan, gerçeğe dayanan ve gözlenebilen olgulardır.
7. Sistemlidir: Bilim işlediği konuda edindiği olgu ve ilişkileri sistemli bir şekilde incelemeye çalışır. 8. Objektiftir: Bilimde özel değerlendirmeye yer yoktur. Bilim adamı hiçbir zaman yanlı davranamaz. 9. Netliktir: Sonuçları ortaya koyan bilim adamı, kavramlarda açık ve net olmalıdır. 10. Değişime Açıktır: Geçerliliğini kaybeden teorilerin yerine yeni teoriler geliştirilebilir. 11. Evrenseldir: Yer ve zamana göre değişim özellikleri içerir. 12. Birikimdir: Belli birikim ürünü olan bilim; yeni bulgu ve bilgilerle bütünleşerek, gelişerek birikim oluşturmaktadır.
Bilimsel Yaklaşım: Sorunlara belli bilimsel yöntemlerle çözüm bulmayı hedeflemektedir. 1 -Sorunun tespiti için deney ve gözlemlerle veri toplar 2 -Toplanan ön veriler doğrultusunda hipotez geliştirir 3 -Hipotezleri test eder 4 -Sonuca ulaşıp çözüm için gerekli öneri, kanun ve kuralları belirler Bilim bu aşamaları mutlaka bir yöntemle yapar Yöntem: Bir sonuca ulaşmak için plana göre izlenen yoldur.
Araştırma: Problemin tanımlanması ve probleme çözüm bulmak için izlenen, planlı çalışma sürecidir. Bilimsel Araştırma: Problemi doğru tanımlayarak güvenilir çözümler aramak amacıyla; planlı bir şekilde verilerin toplanması, analiz edilmesi, yorumlanması ve genellenmesi sürecidir. Bilimsel Yayın: Bilimsel araştırma ile üretilen bilgi yayınlanmadan bilimsel sayılmaz. Dolayısıyla bilimsel araştırma yöntemi kavramının yanı sıra bilimsel yazım, bilimsel topluluk, meslektaş değerlendirmesi ve bilimsel yayın kavramları ile de sıkı sıkya bağlıdır. Bilimsel olarak nitelenmeyen bir yayındaki bilgi bilimsel bilgi olarak değerlendirilmez. Bilimsel yayınları diğer yayınlardan ayıran ise bu yayınlardaki bilginin "bilimsel yazım kuralları" ile belgelendirilip ilgili "bilimsel topluluk" tarafından "meslektaş değerlendirmesine tabi tutulmuş olmasıdır.
BİLİMSEL YAZIM NEDİR Bilimsel yazım, bilgilerin standart bir dille belgelendirilmesini garanti altına almak için bağımsız kurullarca oluşturulan ayrıntılı yazım kurallarına göre yazma biçimidir. Bir bilim dalındaki tüm bilginlerin oluşturduğu topluluğa bilimsel topluluk denir ve bu topluluk yayınları meslektaş değerlendirmesi denen objektif bir değerlendirme sürecinden geçirerek yayındaki bilginin azami surette "hakiki" olmasını sağlamaya çalışır. Bilimsel araştırma hiç bitmeyen bir süreçtir. Üretilen bilgi hep yeni soru ve sorunları da beraberinde getirir. Dolayısıyla bilimsel topluluk hiç bitmeyen bir süreçte araştırmalarına devam ederek insanlığı bilgi dağarcığını genişletir. Bu süreç yeni bilgi üretim süreci olduğu kadar aynı zamanda yeni bilim adamı yetiştirme sürecinin de bir parçasıdır. Böylece bilimsel araştırma bilimsel topluluğun devamını da sağlar. Bu kurallar Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nce yayımlanan bir yönerge ile duyurulmuş ve paydaşlarına iletilmiştir.
Bilimsel bilgi nedir? İnsan denen varlığın çok değişik tanımlarından birisi der ki “insan, bilen varlıktır” İnsanın bilebilmesi için, öncelikle, bileceği bilginin var olması gerekir. Bilgi doğada kendiliğinden oluşmaz. Bilgiyi insan üretir. Bilimin asıl uğraş alanı doğa olaylarıdır. İnsanoğlu, doğaya egemen olmak, doğal güçleri denetim altına almak, yönlendirmek, afetleri önlemek, hastalıkları yok etmek, refah içinde yaşamak ister. Bunun için, varoluşundan beri tükenmez bir tutkuyla ve sabırla uğraşmaktadır. Zaman içinde, bilgi üretme sürecinin belirli araçları, yöntemleri ve denetim mekanizmaları oluşmuştur. Bu mekanizmada aşağıdaki hususlara özellikle dikkat etmek gerekir. Bilgi neyle üretilir? Bilgi nasıl üretilir? Doğru bilgi nedir? Yanlış bilgi nedir? Bir bilginin doğruluğuna ya da yanlışlığına kim ve nasıl karar verir?
FELSEFE TERİMİ Bilgi Nasıl Üretilir: Bilgi üretmek için tümdengelim ve tümevarım denilen iki yöntem kullanılır. Tümdengelim (akıl yürütme) Tümel (var olan her şeyi kapsayan veya düşünülen şeyleri içine alan) bir önermeden tikel (bir bütünün bir tek parçasıyla ilgili olan) önerme çıkarma eylemidir. Deney ve gözlemlerden genel sonuçlara ulaşmak için akıl yürütme yöntemi sıklıkla kullanılır. Akıl yürütmede p�q (p önermesi q önermesini gerektirir) şeklinde bir çıkarım vardır. Bu çıkarım kuralı, p öncülünün doğru olup olmadığını araştırmaz. O yalnızca, “p doğru ise q da doğrudur” der. Örneğin, “Bu bardaktaki sıvı su ise, içinde hidrojen ve oksijen atomları vardır. ” önermesini yapar. Bardak içindeki sıvının su olup olmadığı sorusuyla ilgilenmez. Bu yöntemle p doğrulanırsa kesin sonuçlara ulaşılır.
Tümevarım, tikel önermelerden tümel önerme oluşturma yöntemidir. Öznelden nesnele geçiştir. Gözlem, deney, hesap gibi yollarla bir doğa olayının genel yasası kurulmaya çalışılır. Tümevarım ilkesi bilim ve teknikte, başlıca bilgi üretme aracı olmuştur ve bu işlevini sürdürmektedir. Fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilimlerde edindiğimiz doğanın bilgilerini tümevarım yöntemine borçluyuz.
Bilimsel Bilginin Oluşumu Bilimsel bilgiyi büyü, fal, edebiyat, ilahiyat ya da sanat gibi bilgi türlerinden ayıran temel özellik bilimsel bilginin konusunun ampirik ve nesnel gerçeklik olmasıdır. Ampirik bilginin konusunu oluşturan olay ya da nesneler gözlemlenebilirdir. Bilgi üretme yöntemlerini doğru kullandığımız zaman doğru bilgilere ulaşacağımız açıktır. Ancak bu süreçlerin doğru işlediğini nasıl anlayacağız? Yüzyıllar süren bilgi üretme sürecinde, bilim, kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını ortaya koymuştur. Bu süreçte, çağdaş bilimin dört önemli niteliği oluşmuştur. Bunlar çeşitlilik, süreklilik, yenilik ve ayıklanmadır. Bizi doğru bilgiye ulaştıran bu dört niteliktir.
1. Çeşitlilik: Bilimsel çalışma hiç kimsenin iznine bağlı değildir, onun üzerinde tekel kurulamaz. Bilim herkese açıktır. Dil, din, ırk, ülke tanımaz. Böyle olduğu için, bilimin konularına ve bilim yapacak olanlara sınır konulamaz. 2. Süreklilik: Bilimsel bilgi üretme süreci durmaz. Devletler ve hatta dinler yasaklamış olsalar bile, bilgi üretimi hiç durmamıştır; bundan sonra da durmayacaktır. 3. Yenilik: Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır. Bilimsel bilgi havuzuna, herhangi bir anda tekniğin verdiği en iyi imkânlarla gözlenebilen, denenebilen ya da var olan bilgilere dayalı olarak usavurma kurallarıyla geçerliği kanıtlanan yeni bilgiler eklenir. Ayıklanma: Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Bu denetim sürecinde, yanlış olduğu anlaşılan bilgiler kendiliğinden ayıklanır, onun yerini varsa yenisi alır.
Bilgiyi Doğrulamak Bilim dogma değildir. Bilimde inanca yer yoktur. “Her şeyden şüphe eder”. Bilimin gücü o şüphede yatar. Matematiksel bilimlerde akıl yürütmeye (tümdengelim) dayalı olarak bilginin doğruluğu ispat edilebilir. Deneysel bilimlerde bilginin doğruluğunu ispatlamak her zaman mümkün olmaz; ama şüphe edilen bilginin yanlışlanmasına çalışılır. Deney, gözlem veya akıl yürütmeyle üretilen bir bilgi, bilimsel bilgi havuzuna girer. O havuz dergiler, kitaplar, sempozyumlar, konferanslar, konuşmalar gibi her türlü yayın ve iletişim araçlarıyla gelen bilgilerden süzülerek oluşur. Bilimsel bilgi havuzuna giren her bilgi, o andan itibaren daima dünyadaki herkesin denetimine (şüphesine) açıktır. Bilgi havuza girerken nasıl üretildiği de belli olmalıdır. Nasıl üretildiği belli olmayan dogmatik söylemler bilimsel bilgi havuzuna giremez.
Her isteyen kullanılan yöntemleri şüpheyle inceleyebilir. Deney ve gözlemleri tekrarlayarak doğru olup olmadığını denetleyebilir. Deney ve gözlemlerden çıkarılan sonuçların mantık açısından doğru olup olmadığı, bilinen öteki bilgilerle çelişip çelişmediği denetlenir. Diğer bir değişle; deney, gözlem veya akıl yürütmeyle bilgi üretme süreci tekrarlanabilir olmalıdır. Yani sizin, bilimsel bilgi diye havuza koyduğunuz bilgiyi, aynı yöntemlerle başkaları da üretebilmelidir. Aynı deney ve gözlemi tekrarladığında aynı sonuçların (veri, data) çıktığını görebilmelidir. Örneğin, suyu 100 derecede kaynatıyorsanız aynı deneyi aynı koşullarda başkaları da yapıp aynı sonuçlara ulaşmalıdır. Verilerinizin yanlışlığı, nitelik veya nicelik olarak yetersizliği ortaya çıkarsa, ya da elde edilen verilerden vardığınız yargıda mantıksal hata varsa, yanlışınız hemen ortaya çıkar ve dolayısıyla ürettiğiniz bilgi havuzda barınamaz. O tür bilgiler kendiliğinden dışarı atılmış olur.
Burada bilimsel bilgiyi güçlü kılan nokta şudur. Bir bilginin bilimsel bilgi havuzuna girmesine engel olabilecek hiç bir otorite yoktur. Aynı şekilde, bir bilginin havuzdan atılmasına karar veren bir otorite de yoktur. Yanlışlığı gösterilen bilgiye kimse itibar etmez, kimse onu kullanmaz, kendiliğinden değerini yitirmiş olur. Bilimin gücü yenilenme ve ayıklanma sürecinden gelir. Daima denetlenir, ayıklanır, çeşitlenir ve yenilenir.
Bilimsel Araştırma Bilimsel araştırma hem bilime katkı sağlamak hem de insanlara faydalı olmak amacıyla yapılabilir. 1. Konu Seçme ve Sınırları Belirleme 1. 1. Konu Seçme Araştırmanın ilk aşamasıdır. Konuyu seçmeden önce olabildiğince fazla kaynağa başvurarak olası konular hakkında belirli bir düşünme süreci geçirmek gerekir. Araştırmayı yapan kişi öncelikle düşündüğü konu hakkında yazılmış kaynakları bulup incelemelidir. Böylece bu konuyla hangi yönleriyle ilgilenilmiş olduğu, ne aşamaya kadar geliştirildiği, sorunun çözümü için hangi yönde ve ne gibi yeni çalışmalara gerek olduğu anlaşılır.
Konu seçiminde uyulması gereken noktaları şöyle sıralayabiliriz: 1. İlgi Araştırmacı çalışmayı düşündüğü konuya karşı ilgili olmalıdır. Araştırmanın uzun zaman alması ve çok okumayı gerektirmesi araştırmacının konuya bağlılığını azaltabilir. Bu sebeple sevilen bir konu seçilmelidir. 2. Orijinallik Araştırma bilinenleri tekrarlamamalı veya bir görüşü kanıtlamalıdır. Bunun yanında toparlayıcı, bilinmeyenleri açıklayıcı, bilinenleri ise geliştirici nitelikte olmalıdır. 3. Önem Konu araştırmaya değecek bir öneme sahip olmalıdır. Genellikle sentez yapan tartışmalı bir görüşü çözüme bağlayan, bilgilerimizi geliştiren kişi veya toplum seviyesini yükseltmeye yönelik araştırmalar "önemli" sayılır.
4. Bilimsel Yeterlilik Araştırmacının kendi bilgi düzeyi seçtiği konuyu araştırabilecek nitelikte olmalı, konuyla ilgili kaynaklara kolayca ulaşabilmelidir. Konunun niteliğine göre kullanılacak yöntemler bilinmeli ve gerekli donanıma sahip olunmalıdır. 5. Birincil ve İkincil Kaynaklar Birincil kaynaklar gözlem, mülakat, yayınlanmamış belgeler gibi doğrudan doğruya araştırmacı tarafından elde edilen çalışmalardır. Bazı çalışmacılar bu kaynaklardan yararlanırken bazılara da kütüphane çalışmasını tercih ederler. Bunlar kaynak olarak başkası tarafından konu ile ilgili söylenmiş ve yayınlanmış düşünce görüş ve incelemelere dayanır.
6. Kaynak Yeterliliği Araştırmanın devamı, güvenilir ve yeteri sayıda kaynak bulunabilmesine bağlıdır. Bir görüşü kanıtlamak üzere yapılan çalışmalar hemen tümüyle kütüphane kaynaklarına dayanır. Deney anket mülakat ve araştırma gibi yöntemlerle kaynakların doğrudan derlenmesi de kütüphane kaynaklarına olan ihtiyacı ortadan kaldırmaz. Araştırılacak konuda yeterli sayıda ve düzeyde kaynak bulunamaması araştırmanın ilerlemesini zorlaştırır. konuyla ilgili olanları seçmek güç ve zaman alıcı olabilir. Bu sorun İnternet üzerinden yapılan araştırmalarda sık yaşanır. Bu durumda anahtar kelimeleri olabildiğince azaltıp konuya en uygun düşenlerle aramanın sürdürülmesine çalışılmalıdır. aynı zamanda diğer araştırmacıların kullandığı anahtar kelimeler de incelenebilir.
7. Zaman Seçilen konu bilimsel çalışmanın işleneceği zaman çalışmayı yapacak kişinin ayırabileceği süre açısından uygun olmalıdır. Araştırmanın belli bir süre içinde tamamlanması zorunluluğu seçilecek konunun ve onun incelenecek yönünün belirlenmesinde de etkili olur. 1. 2. Konuyu Sınırlandırma Konu ne kadar daraltılırsa onu o ölçüde derinlemesine inceleme olanağı elde edilmiş olur. Ancak konunun içinden çıkılamayacak kadar uzun, araştırmayı anlamsız kılacak kadar da dar tutulmaması gerekir.
2. Hipotez Kurma ve Metodun Belirlenmesi 2. 1. Hipotez Kurma (Araştırmanın Tezi) Hipotez belli bir kurumsal temele dayalı olarak geliştirilen ve değişkenler arasında varlığı öne sürülen belli ilişkilerin sınanmasını sağlar. Her araştırmanın bir tezi olmalıdır. Başlangıçta oluşturulan tez soruna karşı getirilen geçici bir çözümlemedir. Araştırma ilerledikçe tez değiştirilebilir veya sonuca uygun olarak geliştirilebilir. Tez doğruluğu sınanmamış bir öneridir. Ön çalışmalara deneyim gözlem ve akıl yürütmelere dayanılarak oluşturulur ve çalışma sonucunda doğru çıkacağına duyulan bir güven vardır. Doğru çıkmaması halinde yine de sonuçlar yayınlanabilir. Bu her halükarda bilimin gelişmesine katkı sağlar, çünkü aynı konuyu başka bir bilim adamı incelememiş olur. Tez cümlesi ilgi çekici nitelikte olmalıdır. Düz ya da soru cümlesi olarak ifade edilebilir. Önerinin basit anlaşılır ve merak uyandıran nitelikte olması gerekir.
2. 2. Araştırma Tekniğinin Belirlenmesi Bilimsel çalışmalarda yöntemin büyük önemi vardır. Konunun özelliğine ve araştırmacının ilgisine göre anket, gözlem, mülakat istatistik bilgiler, deney vs. gibi yöntemlerden yararlanılabilir. Birincil kaynaklarla çalışma yönteminin belirlenmesi kütüphane araştırmasına olan gereği ortadan kaldırmaz. Günümüzde araştırmacılar geleneksel kütüphane kaynaklarının yanı sıra İnternet kaynaklarından da yararlanmak zorundadırlar. Çünkü bu kaynakların bir bölümü kütüphanelerde basılı olarak bulunurken bazıları sadece elektronik ortamda yer almaktadır. özellikle makale indexleri çok önemlidir.
Yöntem aşamasında ayrıca tutulacak notların ve ulaşılan kaynakların nasıl kaydedileceğine de karar vermek gerekir. Bu yöntemlerden birisi klasik kart yöntemidir. Burada kaynak ve kaynaklardan elde edilen bilgiler bu iş için hazırlanmış kartlara yazılır. Kaynakların yazıldığına bibliyografya, kartları alınan notların yazıldığı kartlara da not alma kartları denir. Bazen de kaynaklar ve bilgiler özel olarak tutulan bir bloknot veya deftere kaydedilir. Tüm bilgiler bir araya toplanmış olur. Diğer bir yöntem de kaynak ve notları bilgisayarda bir klasör içinde yer alan dosyalara kaydetmektir. Bu yöntem daha fazla tercih edilmektedir. özellikle kart yöntemine alternatif olarak geliştirilen One. Note programı bilim adamları tarafından tercih edilmektedir.
3. Taslak Plan ve Geçici Kaynakça Hazırlamak 3. 1. Taslak Plan Hazırlamak Geçici plan araştırmacının henüz konu ile ilgili olarak okuduğu birkaç çalışmadan yararlanarak nasıl bir çalışma yapmak istediğini gösteren bir taslaktır. Bu taslak araştırmacının çalışması sırasında izleyeceği yolu gösterir. Başlangıçta geçici plan hazırlanması zamandan tasarruf sağlar. Araştırmanın ayrıntıların inildikçe geçici planda değişiklik yapılır. Taslak plan ana fikirlerle destekleyici bilgilerin akış sırasını ve bunlar arasındaki ilişkileri ortaya koyar. Başlıklar ve alt başlıkların her birine izlenen sisteme göre bir numara veya harf verilir.
3. 2. Geçici Kaynakça Hazırlamak Araştırmacı konuyu belirledikten sonra kaynak araştırmasına başlar ve bulduğu kaynakları kaydederek bir kaynak listesi oluşturur. İlk hazırlanan kaynak listesine yenileri eklenir bazıları da gereksiz görülerek sonradan listeden çıkartılır. Bir araştırmada yararlanılan kaynaklar çok ve çeşitlidir. Kitaplar, genel ve mesleki makaleler, gazeteler, istatistikler, raporlar, seminer bildirileri, özel mektuplar, fotoğraflar, çizimler, arazi çalışmaları, seyahatnameler, anı notları, günlükler kaynaklar arasında sayılabilir. Kaynakları çeşitlendirmek mümkündür. Araştırmacı konuyla ilgili gördüğü tüm yazılı ve görsel kaynakları toplamalıdır.
3. 2. 1. Kaynak Araştırmasına Başlama Günümüzde araştırma internet üzerinden yapılabildiği için araştırmacılara büyük kolaylık sağlanmaktadır. Kaynakların tespitinde yerli ve yabancı kaynaklar gibi bir ayırım yapmak doğru değildir. Kaynak konusunda bakılacak ilk yerlerden biri Ulusal Tez Merkezi’dir. https: //tez. yok. gov. tr/Ulusal. Tez. Merkezi/
3. 2. 1. 1. Kütüphane Katalogları Kataloglar genellikle yazar başlık veya konuya göre düzenlenirler. Ancak katalog araştırmasına konu ile başlamak daha doğru olur. Kütüphaneciler kitap ve öteki malzemeleri sınıflandırırken standart bir konu başlığı kullanırlar. Kütüphanedeki her kitabın üzerinde onun raflardaki yerini belirten bir başvuru numarası vardır. Bu numara genellikle kitabın sırtında yazılıdır.
- Slides: 31