IR NFRARED KIZIL TES SPEKTROFOTOMETR IR alanndaki nlarn

  • Slides: 41
Download presentation
IR (İNFRARED = KIZIL ÖTESİ) SPEKTROFOTOMETRİ

IR (İNFRARED = KIZIL ÖTESİ) SPEKTROFOTOMETRİ

ü IR alanındaki ışınların absorpsiyonu ile meydana gelir. IR alanı görünür bölgeye yakınlığına göre;

ü IR alanındaki ışınların absorpsiyonu ile meydana gelir. IR alanı görünür bölgeye yakınlığına göre; ü yakın IR (0. 8– 2. 5 μm veya 800 -2500 nm veya 13000– 4000 cm– 1), ü orta IR (2. 5– 50 μm veya 2500 -50000 nm veya 4000– 200 cm– 1) ve ü uzak IR (50– 1000 μm veya 50000 -1000000 nm veya 200– 10 cm– 1) olarak adlandırılır. ü En kullanışlı IR bölgesi 4000 – 667 cm-1 dir. ü Bu bölgedeki ışınların enerjileri UV-görünür alandaki ışınların enerjilerinden daha düşüktür.

ü Bu enerjiler ile bağ eksenleri boyunca atomlar düzlem içinde ve dışında olarak titreşirler

ü Bu enerjiler ile bağ eksenleri boyunca atomlar düzlem içinde ve dışında olarak titreşirler ve hem vibrasyonel hem de rotasyonel enerji seviyelerinde değişiklik meydana gelir. ü IR de; manyetik ve elektrik özellikleri olan elektromanyetik radyasyonun elektrik özellikleri esastır. ü H 2 ve HCl gibi iki molekül gözönüne alınacak olursa birincisi elektriksel olarak simetrik olmasına karşılık diğeri asimetriktir. HCl de dipol momenti oluşur:

Ø Bağ ekseni boyunca atomlar titreşince dipol momenti de değişir. Ø H 2 de

Ø Bağ ekseni boyunca atomlar titreşince dipol momenti de değişir. Ø H 2 de ise simetri vardır ve bağ ekseni boyunca gerilme ne şekilde olursa olsun dipol momenti değişimi meydana gelmez ve IR absorpsiyonu olmaz. ØYani IR absorpsiyonunun olması için mutlaka dipol momenti değişimi olması gereklidir. ØH 2 de IR absorpsiyonunun olmaması spektrumun geri kalan bölgelerinde absorpsiyon yapmasına engel olmaz. ØIR radyasyonunun bir bağ tarafından absorpsiyon şiddeti dipol momentindeki değişime bağlıdır ve bu nedenle zayıf veya kuvvetli IR bantları meydana gelir.

Ø İki atom ve aralarındaki bağ sanki 2 atomun bir yay ile birbirine bağlanmış

Ø İki atom ve aralarındaki bağ sanki 2 atomun bir yay ile birbirine bağlanmış ve bir basit harmonik osilatör hareketi yaptığı düşünülür. Bu halde Hooke kanunu geçerlidir: ØBurada; μ = indirgenmiş kütledir ve M 1 ve M 2 gibi 2 atomlu bir molekülde: f = dyn/cm cinsinden bağın güç sabiti, c = cm/sn olarak ışık hızı, v ise cm-1 cinsinden vibrasyon frekansıdır.

Ø Basit bağlar için f değeri yaklaşık 5 105 dyn/cm dir ve 2 li

Ø Basit bağlar için f değeri yaklaşık 5 105 dyn/cm dir ve 2 li bağlarda bunun 2 katı, 3 lü bağlarda bunun 3 katı bir değere ulaşır. ØÖrneğin C–H bağı için; 19. 8 10– 24 g ve 1. 64 10– 24 g, C ve H in kütleleri olarak alınacak olursa C–H vibrasyonu için 3040 cm-1 değeri hesaplanır. Pratikte metil ve metilen grupları için gözlenen değer ise 2960 -2850 cm-1 arasında görülür. Bu farklılık moleküldeki diğer grupların etkisi nedeniyledir. Ø 2 atomlu moleküllerde atomlar arasında simetrik veya asimetrik olmak üzere gerilme titreşimleri olabilir. Ø 3 atomlu ama çizgisel bir yapıya sahip CO 2 gibi bir molekülde de yine simetrik veya asimetrik olmak üzere gerilme titreşimleri olabilir:

Moleküldeki atom sayısı arttıkça ve molekül çizgisellikten uzaklaştıkça titreşme biçimleri ve sayısı da artar.

Moleküldeki atom sayısı arttıkça ve molekül çizgisellikten uzaklaştıkça titreşme biçimleri ve sayısı da artar. En önemli titreşimler; gerilme (stretching) ve bükülme (bending) titreşimleridir. Ø 3 atomlu bir molekülde: Gerilme titreşimleri, bağ ekseni boyunca atomlar arası uzaklığın simetrik ve asimetrik değişimidir:

Ø Bükülme titreşimleri ise, iki bağ arasındaki açının değişmesidir. Dört tip bükülme vardır: sallanma

Ø Bükülme titreşimleri ise, iki bağ arasındaki açının değişmesidir. Dört tip bükülme vardır: sallanma (rocking), makaslama (scissoring), dalgalanma (wagging), burulma (twisting):

Poliatomik moleküllerdeki serbestlik derecesi: Ø Çizgisel moleküllerde 3 N – 5, çizgisel olmayan moleküllerde

Poliatomik moleküllerdeki serbestlik derecesi: Ø Çizgisel moleküllerde 3 N – 5, çizgisel olmayan moleküllerde 3 N – 6 formülüyle verilir. ØBurada N = atom sayısıdır. Buna göre CO 2 için 4, H 2 O için 3 serbestlik derecesi vardır. ØYani CO 2 de 4 hareket şekli söz konusudur ve bunlardan ikisi aynı frekanstadır ve dejenere olarak adlandırılırlar. ØH 2 O molekülündeki 3 serbestlik derecesinden 2‟ si gerilme 1‟ i ise bükülme hareketine aittir. Diatomik moleküllerde ise serbestlik derecesi verilen formüle göre 1 dir ve bu sadece gerilme titreşimine aittir.

Ø CO 2 molekülünde simetrik bükülme aşağıdaki şekildedir: ØYukarıda anlatılan her bir harekete karşılık

Ø CO 2 molekülünde simetrik bükülme aşağıdaki şekildedir: ØYukarıda anlatılan her bir harekete karşılık IR spektrumunda bir pik gözlenir. Çünkü her bir hareket bir enerji absorplar.

IR spektrumları dalga sayılarının transmittansa karşı grafiğe geçirilmesi ile meydana gelir

IR spektrumları dalga sayılarının transmittansa karşı grafiğe geçirilmesi ile meydana gelir

Fourier transform infrared spektroskopisi (FTIR): Ø Klasik spektrofotometrelerde elde edilen sonuçların daha net ve

Fourier transform infrared spektroskopisi (FTIR): Ø Klasik spektrofotometrelerde elde edilen sonuçların daha net ve daha belirgin olarak ortaya çıkması için geliştirilmiş bir yöntemdir. Ø FTIR spektrofotometreler geniş bir aralıkta spektral verileri aynı anda toplar. Bu, dar bir dalga boyu aralığındaki şiddetin ölçüldüğü klasik spektrofotmetrelere göre avantaj sağlar. ØFTIR spektrometrelerde; monokromatik ışık yerine çok sayıda frekansı içeren bir ışık kullanılır ve bunu numunelerin nasıl absorbe ettiği gözlenir. ØVeriler elde edilirken ışık ikiye ayrılır, birisi numuneden doğrudan geçerek bir tarama yapar ikincisi ise spektrometrelerin içerisindeki aynalar vasıtasıyla yansıtılarak daha değişik frekansları içeren bir kombinasyon halinde numune üzerine düşürülerek tarama yapılır.

ØDaha sonra bir bilgisayar elde edilen tüm verileri toplar ve herbir dalga boyunda absorpsiyonun

ØDaha sonra bir bilgisayar elde edilen tüm verileri toplar ve herbir dalga boyunda absorpsiyonun nasıl olduğunu ortaya koyar. Böylece daha net bir spektrum ortaya çıkar. ØDeğişik frekansları içeren kombinasyonları sağlayan ayna sistemi Michelson interferometresi (Albert A. Michelson 1880) olarak bilinir. Øİnterferometre denmesinin sebebi değişik kombinasyonlarda gönderilen ışınların bir girişim yapması nedeniyledir. Dolayısıyla bazen elde edilen bu ham verilere interferogram adı verilir. Elde edilen veriler bir matematik transformasyon tekniği olan fourier transformasyonu (Baron Jean Baptiste Joseph Fourier, 1810) ile değerlendirilerek daha detaylı bir spektrum elde edilir.

FTIR ın avantajları: a- Frekanslar tek taranması yerine aynı anda tüm bir tarama yapılır

FTIR ın avantajları: a- Frekanslar tek taranması yerine aynı anda tüm bir tarama yapılır ki bu zamandan kazandırır. Bir kaç saniyede spektrum almak mümkün olur. b- Çok hassas bir yöntem olması nedeniyle ayrıca bir eksternal kalibrasyona gerek yoktur. c- Mekanik olarak basitlik sağlar, çünkü hareket eden sadece bir aynası vardır. d- Çok büyük bir ışık geçişine neden olur. e- Çok küçük safsızlıkların bile tanınmasına olanak sağlar.

IR spektrofotometride elde edilen spektrumlardan aşağıdaki şekillerde yararlanılır: Analitik amaçlarla 2. 5 – 15

IR spektrofotometride elde edilen spektrumlardan aşağıdaki şekillerde yararlanılır: Analitik amaçlarla 2. 5 – 15 μm (2500 – 15000 nm) arası yani 4000 – 667 cm– 1 dalga sayıları arasındaki bölge kullanılır ve ; 1) Kalitatif analiz: IR spektrumları her madde için karakteristiktir. Günümüzde şimdiye kadar alınmış IR spektrumları kataloglar halinde sunulmaktadır. Ø Karşılaştırma yaparak kalitatif analiz gerekleştirilebilir. Özellikle parmak izi (finger print) bölgesindeki piklerin (1500 – 500 cm– 1) karşılaştırılması maddelerin kalitatif analizlerinde çok önemlidir. Bu bölgedeki piklerin aynı olması iki maddenin aynı olabileceğini, eğer farklılık varsa iki maddenin kesin olarak birbirlerinden farklı olduğunu ifade eder.

2) Kantitatif analiz: Absorpsiyon madde miktarı ile orantılıdır (Beer kanunu). IR spektrumundaki belli, ayrık

2) Kantitatif analiz: Absorpsiyon madde miktarı ile orantılıdır (Beer kanunu). IR spektrumundaki belli, ayrık ve keskin bir pikin yüksekliği konsantrasyona karşı grafiğe geçirilerek hazırlanan kalibrasyon eğrisi yardımıyla miktar tayini yapılır. Bu işlem çözeltiler ile çalışılırken kolay olmasına karşılık katı numuneler ile çalışılırken oldukça zordur. Çünkü belli konsantrasyonlarda toz karışımı hazırlamak ve onu büyük bir basınç altında sıkıştırıp disk haline getirmek gerekir. Toz karışımın homojen olarak hazırlanması ise oldukça büyük bir zahmet ve beceri gerektirir. Kantitatif analizde çalışılırken keskin ve diğerlerinden çok ayrık bir pikin seçilmesi gerekir. C=O piki (genellikle 1700 cm– 1 civarında) bu amaçla çok kullanılır.

3) Yapı aydınlatılmasında: IR spektrumu, molekülün bağları ve fonksiyonel grupları ile ilgili bilgiler verir.

3) Yapı aydınlatılmasında: IR spektrumu, molekülün bağları ve fonksiyonel grupları ile ilgili bilgiler verir. Çünkü IR spektrumunda pek çok grup için karakteristik pikler vardır. Ayrıca piklerdeki kaymalar da molekül yapısı aydınlatılmasında yardımcı olur. Örneğin C = O grubu genelde 1600 – 1900 cm– 1 arasında pik verir. Ama bu pikin bu bölge içerisinde ne tarafa kayacağı molekülün yapısına bağlıdır. α ve β doymamış ketonlarda 1660 – 1685 cm– 1 de iken anhidritlerde 1800 – 1850 cm– 1 de görülür (Tablo)

Bazı klasik fonksiyonel grupların IR spektrumlarındaki bantları aşağıdadır: Ø Ø C–C, C–O, C–N C=C,

Bazı klasik fonksiyonel grupların IR spektrumlarındaki bantları aşağıdadır: Ø Ø C–C, C–O, C–N C=C, C=O, C=N, N=O C≡C, C≡N C–H, O–H, N–H 1300 -800 cm-1 1900 -1500 cm-1 2300 -2000 cm-1 3800 -2700 cm-1 (7. 7 -12. 5 μm) (5. 3 -6. 7 μm) (4. 4 -5. 0 μm) (2. 6 -3. 7 μm)

Ø Benzen halkası üzerinde sübstitüenler değiştikçe karakteristik pik şekilleri meydana gelir. Ø Ayrıca, molekül

Ø Benzen halkası üzerinde sübstitüenler değiştikçe karakteristik pik şekilleri meydana gelir. Ø Ayrıca, molekül yapısında hidrojen bağları varsa bunlar ortaya çıkarılabilir. Çünkü hidrojen bağlarının varlığı karakteristik grup piklerinin daha yüksek dalga boylarına kaymasına neden olur. ØÖrneğin, O – H grubu normalde 3600 – 3650 cm– 1 de absorpsiyon yapmasına karşılık hidrojen bağı meydana getirmişse 3500 – 3600 cm– 1 e kayan pikler verir.

Benzen halkasındaki sübstitüsyonlarda H atomlarının düzlem dışı hareketleri

Benzen halkasındaki sübstitüsyonlarda H atomlarının düzlem dışı hareketleri

Dolayısıyla kapalı yapısı daha önce belirlenmiş (molekül ağırlığı ve elementel yapısı) bir bileşiğin açık

Dolayısıyla kapalı yapısı daha önce belirlenmiş (molekül ağırlığı ve elementel yapısı) bir bileşiğin açık yapısı bu yöntemle elde edilen spektrumlara bakılarak tahmin edilebilir. Kesin yapının belirlenmesi için Mass (kütle) spektrometri, NMR ve X-ışınları kristalografisi gibi tekniklerin de uygulanması gerekir.

4) Saflık kontrolünde: Numune içerisinde safsızlıkların bulunması IR spektrumlarının değişmesine neden olur. Saf maddenin

4) Saflık kontrolünde: Numune içerisinde safsızlıkların bulunması IR spektrumlarının değişmesine neden olur. Saf maddenin spektrumlarında görülen bazı piklerin şekillerinin değişmesi veya yeni piklerin meydana gelmesi numunede safsızlıkların varlığını gösterir. Bu, sanayide özellikle de ilaç endüstrisinde çok önemlidir. ***IR spektroskopisinde katılar, gazlar ve çözeltiler ile çalışılabilir

UV-GÖRÜNÜR ALAN ve IR SPEKTROFOTOMETRİDE CİHAZ BİLGİSİ: UV-Görünür alan ve IR Spektrofotometrelerinde şu ana

UV-GÖRÜNÜR ALAN ve IR SPEKTROFOTOMETRİDE CİHAZ BİLGİSİ: UV-Görünür alan ve IR Spektrofotometrelerinde şu ana parçalar vardır: 1) Işık kaynağı 2) Monokromatör 3) Numune kabı 4) Dedektör 5) Kaydedici

Tek ışın yollu (single beam) UV-Görünür alan spektrofotometre şeması

Tek ışın yollu (single beam) UV-Görünür alan spektrofotometre şeması

Çift ışın yollu (double beam) UV-Görünür alan spektrofotometre şeması

Çift ışın yollu (double beam) UV-Görünür alan spektrofotometre şeması

1) Işık kaynağı: a)UV ve görünür alan spektroskopisinde: UV ve görünür bölge spektroskopisinde şu

1) Işık kaynağı: a)UV ve görünür alan spektroskopisinde: UV ve görünür bölge spektroskopisinde şu lambalar kullanılabilir: Işık kaynağı Dalga boyu aralığı (nm) Döteryum lambası 160 -380 Tungsten lambası 350 -2200 Xenon ark lambası 250 -600 Bu lambalar dışında 250 -600 nm aralığında çizgi spektrumları veren civa lambası da kullanılabilir.

b) IR spektroskopisinde: Klasik ve FTIR spektrofotometrelerde Nernst flamanı, yüksek basınç altında Hg lambası

b) IR spektroskopisinde: Klasik ve FTIR spektrofotometrelerde Nernst flamanı, yüksek basınç altında Hg lambası veya globar (glower) (silisyum karbür çubuk) ışık kaynağı olarak kullanılır. Işık kaynağı Dalga boyu aralığı (nm) Nernst flamanı 400 -20. 000 Globar 1. 200 -40. 000

2) Monokromatörler: Monokromatik ışık: Tek dalga boyundaki ışıktır. Spektrofotometrelerde kullanılan monokromatörler bunu elde etmek

2) Monokromatörler: Monokromatik ışık: Tek dalga boyundaki ışıktır. Spektrofotometrelerde kullanılan monokromatörler bunu elde etmek amacıyla kullanılır. Monokromatör olarak; prizma, kırınım ağları, filtreler ve en moderni grating lerdir. Gratinglerde yüzey aluminyum ile kaplanmıştır çünkü aluminyum UV ve diğer ışınları en iyi yansıtır. Prizma Grating

Ø İster prizma ister grating olsun, istenen dalga boyundaki ışığın geçebilmesi için mutlaka önüne

Ø İster prizma ister grating olsun, istenen dalga boyundaki ışığın geçebilmesi için mutlaka önüne bir yarık (slit) konulması gerekir. Böylece kırılan ışıklardan istenenlerin bu yarıktan geçmesi sağlanır. Ø Yarığın genişliğinin küçültülmesi ayrılacak ışınların daha kesin ayrılmalarına neden olur. Genişliğin azaltılması maliyeti artırdığı için bu kapasitedeki spektrofotometreler daha pahalıdır. Geniş olması birden fazla ışığın aynı anda geçmesine neden olur ki istenmez.

3) Numune kabı: a) UV ve görünür alan spektroskopisinde: -UV alanda çalışılıyorsa: kuvars küvet

3) Numune kabı: a) UV ve görünür alan spektroskopisinde: -UV alanda çalışılıyorsa: kuvars küvet (hücre) (çünkü cam UV ışığını absorplar bu nedenle kullanılamaz) -Görünür alanda çalışılıyorsa: cam veya kuvars küvet (hücre) numune çözeltilerini koymak için kullanılır Genellikle bu küvetler 1 cm lik kare prizma şeklinde bir yapıya sahiptirler.

İsteğe bağlı olarak daha uzun yollu (Örneğin 0. 1, 2 veya 5 cm gibi)

İsteğe bağlı olarak daha uzun yollu (Örneğin 0. 1, 2 veya 5 cm gibi) ve dikdörtgen prizma şeklinde ticari olarak da imal edilmektedir. Değişik hacimler için üretilmiş küvetler Bu küvetlerin 4 yan yüzeyinden, ışığın geçtiği doğrultu üzerindeki iki yan yüzeyi ışığı geçirgen, diğer yan yüzeyler ise traşlanmış ve geçirgen olmayan yapıdadır. Traşlanmış yüzeyler küveti tutmak amacıyla kullanılır.

b) IR spektroskopisinde: i) Katı numuneler ile çalışılırken: Toz madde, toz KBr veya Na.

b) IR spektroskopisinde: i) Katı numuneler ile çalışılırken: Toz madde, toz KBr veya Na. Cl ile agat havanda yaklaşık % 2 oranında olacak şekilde iyice karıştırılır ve yaklaşık 10 ton basınç altında sıkıştırılarak opak disk haline (pellet) getirilir. Bu disk cihazdaki yerine yerleştirilir ve spektrumu alınır. Konsantrasyon yüksek gelirse KBr veya Na. Cl ilave edilerek seyreltilir. KBr veya Na. Cl ün 4000 – 650 cm – 1 arasında absorpsiyonu yoktur. IR de disk biçiminde numune hazırlama düzeneği bir pellet (disk)

ii) Çözeltiler ile çalışılırken: Katı maddenin çözündüğü çözücülerde hazırlanan çözeltilerin IR spektrumları alınabilir. Ama

ii) Çözeltiler ile çalışılırken: Katı maddenin çözündüğü çözücülerde hazırlanan çözeltilerin IR spektrumları alınabilir. Ama bu durumda çözücünün çalışılan alanda absorpsiyonunun olmaması gerekir. Numune çözeltisi KBr veya Na. Cl gibi tuzlardan sıkıştırılarak yapılmış silindirik veya dikdörgen prizması şeklindeki iki blok arasına (ki bunlara pencere adı da verilir) konulur ve spektrumu alınır (Şekil) (Hatta bazen iki KBr veya Na. Cl penceresi arasına bir damla çözücü veya çözelti damlatılıp sıkıştırılarak bir deney hücresi meydana getirilebilir). Işık IR de sıvı numune hücresinin yandan görünümü

Ama bu şartlarda sulu çözeltiler ile çalışılamaz çünkü bu tuzlar suda erirler. Böyle bir

Ama bu şartlarda sulu çözeltiler ile çalışılamaz çünkü bu tuzlar suda erirler. Böyle bir durumda suda çözünmeyen Ag. Cl pencereleri kullanılır ama bununda sakıncası ışıkta kararmasıdır. Günümüzde KRs-5 hücreleri kullanılmaktadır. Bunlar Talyum halojenür’den yapılmıştır ve % 40 Tl. Br + % 60 Tl. I içerir. Suda çözünmedikleri gibi ışıktan da bozunmazlar. Fakat etilen glikol, DMSO, 1, 2 -propandiamin ve kuvvetli bazik çözücülerde çözünürler. Talyum bileşikleri toksik olduğu için dokunurken dikkatli olunmalıdır.

iii) Gazlar ile çalışılırken: Sıkı kapatılmış ve ışık geçiren pencereleri olan (KBr, Na. Cl

iii) Gazlar ile çalışılırken: Sıkı kapatılmış ve ışık geçiren pencereleri olan (KBr, Na. Cl veya Ca. F 2 den yapılmış) özel kaplar içinde gazlar basınçla doldurulur ve spektrumu alınır. Önemli NOT: IR spektrumu alınan mekanlarda sigara dumanı veya su buharının olmamasına dikkat edilmesi gerekir. Çünkü bunlar gaz fazında olmaları, cihazın içerisine girebilmeleri ve de IR ışınları ile absorpsiyon yapmaları nedeniyle numune spektrumu alınırken hataya neden olabilirler.

4)Dedektör: Ø Spektrofotometrelerde ölçülen elektrik akımıdır. Dolayısıyla ışık şiddetinin elektrik akımına dönüştürülmesi gerekir. ØBu

4)Dedektör: Ø Spektrofotometrelerde ölçülen elektrik akımıdır. Dolayısıyla ışık şiddetinin elektrik akımına dönüştürülmesi gerekir. ØBu amaçla fototüp (veya fotosel) ler UV-görünür alan çalışmalarında kullanılır. ØBunlar bir katot ile anottan meydana gelir ve aralarına yüksek bir voltaj uygulanır. Eğer bir elektron tüpün penceresinden içeri girip katoda çarparsa bir elektron yayılır ve bu anot tarafından yakalanır. Oluşan elektrik akımı yükseltildikten (amplifikasyon) sonra kaydedilir. Elektron yayıcı materyal dalga boyuna bağımlıdır ve spektrumun değişik bölgeleri için fototüpler geliştirilmiştir.

Ø Fototüplerden daha hassas olarak fotomultiplikatör‘ler kullanılır (Şekil). ØBu, elektron yayıcı bir katot ve

Ø Fototüplerden daha hassas olarak fotomultiplikatör‘ler kullanılır (Şekil). ØBu, elektron yayıcı bir katot ve herbiri bir öncekinden 60 - 90 V daha pozitif voltajda olmak üzere bir seri elektrot (diyod) dan meydana gelmiştir. ØBir elektron bu katot yüzeye çarpınca bir elektron yayılır. Yayılan elektron birinci diyota gider ve çarpar. Sonucunda çok sayıda ikincil elektronun yayılmasına neden olur. Bu elektronlar ikinci diyoda gider ve oradan da daha çok elektronun salınmasına neden olur ve böylece sürüp giderek elektron sayısı yükseltilir (yaklaşık 10 basamak kadar bu işlem devam eder). Sonuçta elektronlar anot tarafından toplanır. Böylece çıkış elektronik olarak yükseltilmiş olur ve ölçülebilir şiddette elektrik akımı meydana gelir. Fotomultiplikatör şeması

Değişik fotomultiplikatörler dalga boyuna bağlı olarak değişik cevap karakteristiklerine sahiptir. Böylece her dalga boyundaki

Değişik fotomultiplikatörler dalga boyuna bağlı olarak değişik cevap karakteristiklerine sahiptir. Böylece her dalga boyundaki ışık ayrı değerlendirilir. Ø Günümüzde hızlı taramalar için DAD dedektörü (diode array dedector = diyot dizisi dedektörü) kullanılmaktadır. Bu dedektörün özelliği; üzerinde yüzlerce fotodiyot bulunmasıdır ve bunlar bir silikon çip üzerine yana olacak şekilde yerleştirilmiştir. Üzerine ışınlar geldiğinde elektrik akımı üretirler. Herbirisi bir dalga boyuna karşılık dizildiklerinde yaklaşık 5 – 100 milisaniye gibi kısa bir sürede tüm dalga boyundaki ışınlar için elektrik akımı oluşturularak tüm spektrum taranabilir.

Ø Silikon diyotlar veya fotoseller fiyatlarının ucuzluğu nedeniyle spektrofotometrelerde çok kullanılmaktadırlar. Silikon diyotlar saf

Ø Silikon diyotlar veya fotoseller fiyatlarının ucuzluğu nedeniyle spektrofotometrelerde çok kullanılmaktadırlar. Silikon diyotlar saf silikon içerisine spesifik elementlerin yerleştirilmesi ile meydana gelmektedir ve üzerlerine bir foton çarptığında elektrik akımı meydana gelir ki bu yükseltildikten sonra kaydediciye ulaşır. Ø YPSK da özellikle DAD dedektörleri kullanılmakta olup genelde üzerlerinde 256 adet diyot (1. 25 nm/diyot) sıralanmıştır. Her diyot kendisine uygun dalga boyundaki ışığa karşı duyarlıdır. Böylece aynı anda tüm veriler dalga boyuna göre değerlendirilmektedir. Dolayısıyla tarama için vakit kaybı ortadan kaldırılmaktadır.

IR de dedektör olarak; en çok kullanılan bölge olan orta IR bölgesinde döteryum triglisinsulfat

IR de dedektör olarak; en çok kullanılan bölge olan orta IR bölgesinde döteryum triglisinsulfat (DTGS) kullanılır. Daha hassas çalışmalarda civa kadmiyum tellürid (MCT) kullanılır ama bununla çalışılırken sıvı azot sıcaklığına kadar soğutmak gerekir. Yakın IR bölgesindeki çalışmalarda genellikle kurşun sülfür fotokondüktörleri tercih edilir.