I KONU KLTR VE TOPLUM Kltr nedir Kltr

  • Slides: 57
Download presentation
I. KONU: KÜLTÜR VE TOPLUM “Kültür” nedir?

I. KONU: KÜLTÜR VE TOPLUM “Kültür” nedir?

Kültür kavramı n Sıradan bir konuşmada kültür kavramı, “yüksek kültür”e işaret eder: “Şaraptan anlayan,

Kültür kavramı n Sıradan bir konuşmada kültür kavramı, “yüksek kültür”e işaret eder: “Şaraptan anlayan, kültürlü bir adam”! Oysa kültür, bireyin onun az ya da çok kısmına sahip olacağı bir bilgi alanı ya da “gusto (beğeni, ağız tadı)” değil, bir toplumun üyelerinin yaşama biçimine göndermede bulunur. . .

Kültür n Kültürün yaygın bir tanımı, “doğanın ürettiklerine karşı insanın ürettiği her şey” dir.

Kültür n Kültürün yaygın bir tanımı, “doğanın ürettiklerine karşı insanın ürettiği her şey” dir. n Bu tanım, modern kültürün bir ikiliğini, doğakültür ikiliğini varsayarak, insan ürünleriyle doğanın ürünlerini karşıtlaştırıyor. . . n “İnsanın ürettiği her şey” deyince, aklınıza neler geliyor?

Kültür ürünleri n İnsanların yaşamlarını n n sürdürmek için ürettikleri araçlar: saban, çömlek, ev,

Kültür ürünleri n İnsanların yaşamlarını n n sürdürmek için ürettikleri araçlar: saban, çömlek, ev, ocak. . . İnsanların giydikleri, taktıkları, kullandıkları nesneler Sanat ürünleri Dinsel tapınma nesneleri İktidar sembolü olan nesneler

Kültür ürünleri n Kültür ürünleri, her zaman böyle elle tutulur nesneler n n n

Kültür ürünleri n Kültür ürünleri, her zaman böyle elle tutulur nesneler n n n olmayabilir: adetler, inançlar, gelenekler. . . de kültürün parçalarıdır. Aynı zamanda, kuşaktan kuşağa aktarılan bazı bilgiler, gündelik yaşam ve teknoloji bilgileri de kültür kapsamındadır. Evlilik, doğum, ergenliğe geçiş, ölüm. . . gibi insan hayatının önemli anlarını vurgulayan törenler Nazar inancı gibi yaygın inanışlar Neyin güzel, neyin çirkin olduğuna ilişkin yaygın ölçütler (estetik normlar) Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna ilişkin yaygın ölçütler (ahlaki normlar)

Kültür ve Toplum n Kültür ve toplum arasında çok yakın bir ilişki vardır. .

Kültür ve Toplum n Kültür ve toplum arasında çok yakın bir ilişki vardır. . . n Bir kültürü vareden, insan topluluklarıdır. n Aynı şekilde, insan topluluklarının ayırdedici niteliği, kültüre sahip olmalarıdır.

Değerler ve normlar n Her kültürün bir kozmolojisi vardır. Evrenin kaosunu, yani karmaşasını kozmosa,

Değerler ve normlar n Her kültürün bir kozmolojisi vardır. Evrenin kaosunu, yani karmaşasını kozmosa, yani düzenliliğe dönüştüren “hikayeler” anlatırlar. n Bu hikayelerden önemli bir kısmı, dünyanın, yaşamın ve insanın kökenine ilişkindir. Yaradılış hikayeleri. . .

n Bir kısmı insanın varlık içindeki yerini anlatır: mitolojik hikayeler

n Bir kısmı insanın varlık içindeki yerini anlatır: mitolojik hikayeler

Değerler ve normlar n Yalnızca “ilkel” kültürlerde değil, modern olanlarda da bir(çok) kozmoloji vardır.

Değerler ve normlar n Yalnızca “ilkel” kültürlerde değil, modern olanlarda da bir(çok) kozmoloji vardır. n Bunlar, yaygın değerlerin ve normların da kaynaklarıdır.

Kozmoloji Nedir? n (cosmologia, κόσμος [kozmos] düzen + λογια [logia] söylev) sözcüğünden Evren bilimi

Kozmoloji Nedir? n (cosmologia, κόσμος [kozmos] düzen + λογια [logia] söylev) sözcüğünden Evren bilimi veya Kozmoloji bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalının ismidir. n Kozmoloji sözcüğü Türkçeye Yunanca κοσμολογία üremiştir. n Her ne kadar kozmoloji sözcüğü nispeten yakın zamanlı bir sözcük olsa da, evren tarih boyunca bilim, felsefe ve din gibi farklı disiplinler tarafından araştırma konusu olmuştur. n Kozmoloji ise bir sözcük olarak ilk kez 1730 yılında Christian Wolff'un Cosmologia Generalis isimli eserinde kullanılmıştır.

n Kozmoloji ile uğraşan bilim adamlarına kozmolog n n veya evrenbilimci denir. Çağdaş yazında

n Kozmoloji ile uğraşan bilim adamlarına kozmolog n n veya evrenbilimci denir. Çağdaş yazında kozmoloji veya evrenbilim ile genelde fiziksel kozmoloji kastedilmektedir. Bu bağlamda, kozmologlar kozmoloji çalışmaların içerisinde astronominin yanı sıra birçok bilim dalını da kullanırlar: biyolojiden matematiğe kadar. Kozmoloji evrenin yapısını, tarihini ve geleceğini inceler. Fiziksel evrenin bir bütün olarak kavranıp anlaşılmasını sağlamak amacıyla, doğa bilimlerini, özellikle gökbilim ve fiziği bir araya getirir.

Hızır-İlyas n Örneğin, misafirperverlik, bütün Ortadoğu coğrafyasında önemli bir normdur. Bu normu destekleyen mitolojik

Hızır-İlyas n Örneğin, misafirperverlik, bütün Ortadoğu coğrafyasında önemli bir normdur. Bu normu destekleyen mitolojik hikayelerden iyi bilinen biri, Hızır efsanesidir.

Kültürel normların ve değerlerin değişimi n Kültürel normlar ve değerler, zaman içinde değişirler n

Kültürel normların ve değerlerin değişimi n Kültürel normlar ve değerler, zaman içinde değişirler n Örneğin, kadınların ücretli çalışmaya katılması, bundan elli yıl önce yaygın normlara aykırıydı. n Kültürel normların değişimi, pek çok durumda, yavaş ve doğal biçimde gerçekleşir.

Karşılaşmalar n Kültürel değişim, farklı kültürlerin karşılaşmasıyla da gerçekleşir. . .

Karşılaşmalar n Kültürel değişim, farklı kültürlerin karşılaşmasıyla da gerçekleşir. . .

Kültürel normların politikayla değişimi n Bazen de zaman içindeki yavaş değişim yerine, kültürel politikalarla

Kültürel normların politikayla değişimi n Bazen de zaman içindeki yavaş değişim yerine, kültürel politikalarla değerlerin ve normların değişmesine çalışılır.

Kültürel çeşitlilik n Yalnızca inançlar ve değerler değil, pratikler de kültürden kültüre çeşitlilik gösterir.

Kültürel çeşitlilik n Yalnızca inançlar ve değerler değil, pratikler de kültürden kültüre çeşitlilik gösterir. n Bu çeşitliliği bazen tuhaf ve yadırgatıcı, bazen tiksindirici, bazen dehşet verici bulabiliriz. . .

Çok kültürlü toplumlar n Günümüzde, pek çok toplum kültürel ve etnik bakımdan çeşitlilik gösterir.

Çok kültürlü toplumlar n Günümüzde, pek çok toplum kültürel ve etnik bakımdan çeşitlilik gösterir. n Savaşlar, göçler, sömürgecilik ve küreselleşme, insanların yer değiştirmelerine neden olmuştur. Bu da, pek çok kültürün birarada yaşadığı toplumların oluşmasını sağlamıştır.

Karışımlar n Farklı kültürlerin birarada yaşaması, pek çok durumda birbirlerinden etkilenmelerine, değişmelerine ve karışmalarına

Karışımlar n Farklı kültürlerin birarada yaşaması, pek çok durumda birbirlerinden etkilenmelerine, değişmelerine ve karışmalarına neden olur. . .

Alt kültür n Alt kültür, yalnızca dilsel ya da etnik çeşitliliğe değil, bir toplumda

Alt kültür n Alt kültür, yalnızca dilsel ya da etnik çeşitliliğe değil, bir toplumda egemen ve yaygın olan kültürden ayırt edilebilen her grup için kullanılabilen bir kavramdır. n Örneğin gençlik altkültüründen, vejeteryan alt kültüründen. . . söz edebiliriz.

Karşı Kültür n Karşı kültürler, toplumdaki yaygın değer ve normları büyük ölçüde yadsıyan gruplardır.

Karşı Kültür n Karşı kültürler, toplumdaki yaygın değer ve normları büyük ölçüde yadsıyan gruplardır. . .

Kültürel değişim n Kültürel değişimin kaynaklarından biri de alt kültürler ve karşı kültürlerdir. n

Kültürel değişim n Kültürel değişimin kaynaklarından biri de alt kültürler ve karşı kültürlerdir. n Bu grup ve hareketler, toplumsal değişmeye yol açan etkili güçler olabilirler. . .

Irk merkezcilik n Irk merkezcilik, dünyaya ve başkalarına kendi değerleri ve normları ışığında bakmak,

Irk merkezcilik n Irk merkezcilik, dünyaya ve başkalarına kendi değerleri ve normları ışığında bakmak, onları böyle değerlendirmektir. n Her kültürün başkalarına yadırgatıcı gelecek kalıpları vardır. Bunlar, ancak o kültürün bütünü içindeki yerleri gözönüne alınarak anlamlandırılabilir. n Başka kültürleri o kültürün kendi değer ve normları içinde değerlendirmek, kültürel göreciliktir.

Sosyologun görevi, herhangi bir toplum ya da kültürü anlamaya çalışırken basmakalıp yargılardan kaçınmak, onu

Sosyologun görevi, herhangi bir toplum ya da kültürü anlamaya çalışırken basmakalıp yargılardan kaçınmak, onu kendi gerçekliği içinde kavramaktır.

Toplumsallaşma n Toplumsallaşma, kültürün yeni kuşaklara aktarılmasının kanalıdır. n İnsan yavrusunun “çocukluk” dönemi, yeryüzündeki

Toplumsallaşma n Toplumsallaşma, kültürün yeni kuşaklara aktarılmasının kanalıdır. n İnsan yavrusunun “çocukluk” dönemi, yeryüzündeki bütün canlılardan daha uzundur. Çünkü insan olmanın vazgeçilmez parçası olan kültürel becerileri öğrenebilmesi için uzun bir zaman gerekir. n Bu becerilerin en önemlisi, dildir.

Toplumsallaşma, bir “programlama” değildir! n İnsan, kendisine öğretilenleri öğrenme becerisine sahip olduğu kadar, bunları

Toplumsallaşma, bir “programlama” değildir! n İnsan, kendisine öğretilenleri öğrenme becerisine sahip olduğu kadar, bunları yorumlama, reddetme ya da kendi isteklerine göre eğip bükme becerisine de sahiptir! n Toplumsallaşma, çocukluk döneminde başlayıp biten bir programlama değil, yaşam boyu devam eden bir öğrenme, yorumlama ve müzakere sürecidir.

Birincil toplumsallaşma n Kültürel öğrenmenin en yoğun olduğu bebeklik ve çocukluk dönemi, birincil toplumsallaşma

Birincil toplumsallaşma n Kültürel öğrenmenin en yoğun olduğu bebeklik ve çocukluk dönemi, birincil toplumsallaşma dönemidir. n Aile, birincil toplumsallaşmanın esas öznesidir.

İkincil toplumsallaşma n Çocukluğun ileri dönemi ve olgunluk çağındaki toplumsallaşma sürecine, ikincil toplumsallaşma denir.

İkincil toplumsallaşma n Çocukluğun ileri dönemi ve olgunluk çağındaki toplumsallaşma sürecine, ikincil toplumsallaşma denir. n Akran grupları, okul, medya, işyeri. . ikincil toplumsallaşmanın özneleridir.

Toplumsal rol n Toplumsallaşma süreci, rollerin öğrenilmesi sürecidir. n Bireyler, toplumsal olarak tanımlanmış beklentileri,

Toplumsal rol n Toplumsallaşma süreci, rollerin öğrenilmesi sürecidir. n Bireyler, toplumsal olarak tanımlanmış beklentileri, bu süreçte öğrenirler. n Roller, her zaman “tekst”te yazıldığı biçimiyle oynanmaz!

Kimlik n Kültür, bizi biçimlendirir ve etkiler. n Ancak bu etkileme ve biçimleme, tek

Kimlik n Kültür, bizi biçimlendirir ve etkiler. n Ancak bu etkileme ve biçimleme, tek boyutlu ve tek yönlü değildir. n Toplumsallaşma süreci içinde her birimiz bağımsız düşünce ve eylem kapasitesi, kimlik duygusu geliştiririz.

Toplumsal Kimlik/Kendilik Kimliği n Kimlik, iki düzeyde tartışılır: toplumsal kimlik ve kendilik kimliği

Toplumsal Kimlik/Kendilik Kimliği n Kimlik, iki düzeyde tartışılır: toplumsal kimlik ve kendilik kimliği

Toplumsal Kimlik n Başkalarının bize atfettiği özelliklere işaret eder: Öğrenci, genç, sinema topluluğu üyesi,

Toplumsal Kimlik n Başkalarının bize atfettiği özelliklere işaret eder: Öğrenci, genç, sinema topluluğu üyesi, kadın, şişman. . . n Aynı anda birden fazla toplumsal kimliğimiz vardır. n Kimi zaman bu kimliklerimiz arasında çatışma yaşarız. n Toplumsal kimliğimiz, hayatımızın farklı dönemlerinde farklılaşabilir.

Kendilik Kimliği n Kendilik kimliği, bireyin dış dünyayla giriştiği sürekli müzakeredir. n Bu müzakere,

Kendilik Kimliği n Kendilik kimliği, bireyin dış dünyayla giriştiği sürekli müzakeredir. n Bu müzakere, kendilik duygusunun yaratılmasında ve biçimlendirilmesinde temel önemdedir.

Toplumsal değişme ve kimlik n Modern toplumlarda kendilik kimliği, eskiye kıyasla daha çok yönlü

Toplumsal değişme ve kimlik n Modern toplumlarda kendilik kimliği, eskiye kıyasla daha çok yönlü ve daha değişkendir. n Çünkü bireyler hem toplumsal ilişkilerinde hem de coğrafi olarak daha hareketlidirler. n Kim olduğumuz, nasıl yaşayacağımız, ne yapacağımız konusunda daha fazla seçeneğe sahibiz.

Farklı toplumlar n Kültürel özellikler, toplumun genel gelişimi ve yapısı ile yakından ilişkilidir. n

Farklı toplumlar n Kültürel özellikler, toplumun genel gelişimi ve yapısı ile yakından ilişkilidir. n Teknolojik gelişim ve maddi koşullar, kültürün diğer boyutları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Avcı toplayıcılar n Son yirmi bin yıl bir kenara bırakılırsa, insanlık tarihinin uzun dönemleri

Avcı toplayıcılar n Son yirmi bin yıl bir kenara bırakılırsa, insanlık tarihinin uzun dönemleri (yani yüzbinlerce yıl!) avcılık ve toplayıcılıkla geçmiştir. n Avcı-toplayıcı topluluklar bugün hala dünyanın bazı bölgelerinde varlıklarını sürdürürler.

Avcı toplayıcılar n Maddi servet birikimi yok denecek kadar azdır. n Topluluk içinde eşitsizlikler

Avcı toplayıcılar n Maddi servet birikimi yok denecek kadar azdır. n Topluluk içinde eşitsizlikler hemen hiç yoktur n Statü farklılıkları, yaş ve cinsiyetle ilişkilidir. n Erkekler avcılık, kadınlar toplayıcılıkla uğraşır.

Tarım ve kır toplumları n Avcılık ve toplayıcılık, besicilik ve tarıma evrildi (Neolitik) n

Tarım ve kır toplumları n Avcılık ve toplayıcılık, besicilik ve tarıma evrildi (Neolitik) n Bazı insan grupları hayvanları yetiştirdiler, bazıları toprağı işlediler. n Bunlar göçebeler ve yerleşikler olarak ikiye ayrıldı.

Tarım ve Kır Toplulukları n Bildiğimiz bütün uygarlıklar, tarım toplumlarında ortaya çıkmıştır. n Bu

Tarım ve Kır Toplulukları n Bildiğimiz bütün uygarlıklar, tarım toplumlarında ortaya çıkmıştır. n Bu toplumlar, iş bölümünün ve eşitsizliklerin arttığı, servet birikiminin, siyasal mekanizmaların ve ordunun ortaya çıktığı toplumlardır.

Sanayi toplumları n İki yüz yıl öncesinde, bilimsel, teknolojik ve siyasal devrimlerin sonucunda, insanlık

Sanayi toplumları n İki yüz yıl öncesinde, bilimsel, teknolojik ve siyasal devrimlerin sonucunda, insanlık tarihinin yeni bir aşamasına, sanayileşmiş toplumlara geçilmiştir. n Bu toplumlarda, nüfusun büyük bölümü tarımda değil, sanayide ve hizmetlerde çalışır. n Sanayi toplumları, aynı zamanda ulus-devlet toplumlarıdır.

Küresel gelişme n Onyedinci yüzyıldan yirminci yüzyıla kadar, Batı ülkeleri dünyanın her yerinde sömürgeler

Küresel gelişme n Onyedinci yüzyıldan yirminci yüzyıla kadar, Batı ülkeleri dünyanın her yerinde sömürgeler kurdular n Böylece, dünya ikiye ayrılmış oldu: Kuzey ve Güney

Birinci, İkinci ve Üçüncü Dünyalar n Dünya ülkelerinin birinci, ikinci ve üçüncü olarak ayrışması,

Birinci, İkinci ve Üçüncü Dünyalar n Dünya ülkelerinin birinci, ikinci ve üçüncü olarak ayrışması, yirminci yüzyılın başlarında yapıldı: Kapitalist sanayi ülkeleri (Amerika, Batı Avrupa, Japonya ve Avustralya), birinci dünyayı oluşturdu. İkinci dünya, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinin başı çektiği sosyalist ülkelerdi. Üçüncü dünya ise genellikle tarihlerinin önemli bir bölümünü sömürge olarak geçirmiş toplumlardı.

Gelişmekte olan dünya n Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın sömürge yönetimi altında yaşamış bölgeleridir.

Gelişmekte olan dünya n Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın sömürge yönetimi altında yaşamış bölgeleridir. n Ulus-devletler biçiminde örgütlenmişlerdir. n Tarım, ana ekonomik etkinlik olarak kalsa da yerel tüketim değil dünya pazarları için üretim yapılır n Bu ülkeler, dünyanın yoksul nüfusunun büyük bölümünü barındırır

Dünyada Yoksulluk n Dünya nüfusunun yarıya yakın bir bölümü, günde 2 doların altında gelir

Dünyada Yoksulluk n Dünya nüfusunun yarıya yakın bir bölümü, günde 2 doların altında gelir elde eder n Sahra altı Afrika’da günde bir doların altında gelirle yaşayan insan sayısı, 2000 yılında 290 milyondur.

Yeni Sanayileşen Ülkeler n Gelişmekte olan dünya, kendi içinde büyük farklılıklar barındırır n Bu

Yeni Sanayileşen Ülkeler n Gelişmekte olan dünya, kendi içinde büyük farklılıklar barındırır n Bu ülkelerden bazıları, çok büyük ekonomik büyüme hızlarına erişmişlerdir (örn. Güney Kore ve Brezilya)

Sanayileşmenin bedeli n Yüksek büyüme hızları, ekolojik felaketler, gelir dağılımı uçurumları ve siyasal istikrarsızlıklar

Sanayileşmenin bedeli n Yüksek büyüme hızları, ekolojik felaketler, gelir dağılımı uçurumları ve siyasal istikrarsızlıklar pahasına elde edilmektedir.

Toplumsal değişme n Toplumsal değişme hızı, tarih boyunca büyük bir artış göstermiştir. n İnsan

Toplumsal değişme n Toplumsal değişme hızı, tarih boyunca büyük bir artış göstermiştir. n İnsan türünün ortaya çıkışıyla tarımın bulunuşu arasında geçen süre, aşağı yukarı 490 bin yıldır! n Tarımın bulunuşunda bu yana ise sadece 12 bin yıl geçmiştir! n İnsan toplumlarının tarihi, bu uzun süre içinde çok küçük bir dönemi kaplar.

Toplumsal değişme n Toplumsal değişmeyi tanımlamak zordur. Çünkü herşey, her an değişmektedir, ama aynı

Toplumsal değişme n Toplumsal değişmeyi tanımlamak zordur. Çünkü herşey, her an değişmektedir, ama aynı zamanda süreklilikler de vardır. n Değişenin ve sürekliliğin neler olduğunu görebilmek için, bazı ölçütler kullanmamız gerekir. Bunlar, fiziksel çevre, politik örgütlenme ve kültürel etkenlerdir.

Fiziksel çevre n Fiziksel çevre, insan topluluklarının hayatında önemli bir etkendir. n Örneğin ilk

Fiziksel çevre n Fiziksel çevre, insan topluluklarının hayatında önemli bir etkendir. n Örneğin ilk büyük uygarlıklar, tarıma elverişli, coğrafi ulaşımı kolay bölgelerde ortaya çıkmıştır. n Yüksek dağlar, okyanuslar, çöllerle dünyanın kalanından yalıtılmış toplulukların değişimi daha yavaş gerçekleşir.

Politik örgütlenme n Politik bir örgütlenmenin varlığı, toplumsal değişimi hızlandıran etki yapar. n Avcı

Politik örgütlenme n Politik bir örgütlenmenin varlığı, toplumsal değişimi hızlandıran etki yapar. n Avcı ve toplayıcılarda henüz politik örgütlenme olmadığı için, binlerce yıllık tarihlerinde büyük değişimler görülmez. n Politik iktidarlar (hükümetler, lordlar, şefler, krallar), toplumsal değişimi hızlandıran bir etki yapabilirler.

Kültürel etkenler n Toplumsal değişimi etkileyen üçüncü kategori, kültürel etkenlerdir. n Din, iletişim sistemleri,

Kültürel etkenler n Toplumsal değişimi etkileyen üçüncü kategori, kültürel etkenlerdir. n Din, iletişim sistemleri, liderlik gibi etkiler, toplumsal değişimi hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir (Max Weber’i hatırlayın!) n Yazı, bir iletişim sistemi olarak, toplumsal değişimi hızlandırmıştır. n Liderler, toplumların hayatında belirleyici bir rol oynayabilirler (Sezar, Atatürk, Gandhi. . . ) Ancak liderlerin ortaya çıkması için bazı toplumsal koşulların gerektiğini unutmamak lazımdır.

Modern dönemde değişme n Son iki yüzyıl, insanlık tarihinin gördüğü en hızlı ve en

Modern dönemde değişme n Son iki yüzyıl, insanlık tarihinin gördüğü en hızlı ve en büyük değişimlere sahne olmuştur. Modern dönemi öncekilerden ayırdeden nitelikler nelerdir?

Ekonomik etkiler n “Sanayi devrimi” olarak adlandırdığımız ekonomik değişim, modern dönem tarihinin temel bileşenlerinden

Ekonomik etkiler n “Sanayi devrimi” olarak adlandırdığımız ekonomik değişim, modern dönem tarihinin temel bileşenlerinden biridir. n Geleneksel üretim sistemlerinden farklı olarak kapitalizm, sürekli büyümeyi ve birikimi hedefler n Sürekli büyüme, sürekli teknolojik değişim anlamına gelir.

Ekonomik etkiler n Teknolojik ve bilimsel ilerlemenin ekonomik etkenler tarafından yönlendirildiğini söylemek doğru ama

Ekonomik etkiler n Teknolojik ve bilimsel ilerlemenin ekonomik etkenler tarafından yönlendirildiğini söylemek doğru ama eksiktir. n Bilim ve teknoloji, aynı zamanda politik ve kültürel etkenlerle de biçimlenir ve onları etkiler. n Bunun en iyi örneği, son otuz yılın iletişim teknolojilerindeki büyük değişimdir.

Politik etkenler n Modern toplumlarda değişimi hızlandıran bir etki de politik gelişmelerden kaynaklanır. n

Politik etkenler n Modern toplumlarda değişimi hızlandıran bir etki de politik gelişmelerden kaynaklanır. n Geleneksel toplumlarda politik değişim geniş kesimleri fazla etkilemezdi. n Oysa modern toplumda, her politik değişim, toplumun her köşesinde, hızla etkisini gösterir. n Hükümetler, toplumsal değişimin yönünü belirlemek ve hızını etkilemek için bir dizi kararlar alırlar (sosyal politika kararları gibi)

Politik etkenler n Batılı ülkelerin 17. yüzyıldan itibaren sahip oldukları büyük askeri güç, onların

Politik etkenler n Batılı ülkelerin 17. yüzyıldan itibaren sahip oldukları büyük askeri güç, onların dünyanın geri kalan kısmını etkileme gücüne de erişmelerini sağlamıştır. n Yirminci yüzyılda yaşanan iki büyük dünya savaşı, bütün ülkelerin bir biçimde etkilendiği siyasi olaylardır.

Kültürel etkenler n Modern dönemin üçüncü büyük devrimi, yani bilimsel devrim, toplumsal değişme üzerinde

Kültürel etkenler n Modern dönemin üçüncü büyük devrimi, yani bilimsel devrim, toplumsal değişme üzerinde büyük bir etki yapmıştır. n Düşüncenin laikleşmesi, rasyonel düşüncenin ağırlık kazanması ve bilimsel gelişmeler, toplumsal değişimin önünü açmıştır. n Aynı zamanda, siyasi devrimin de bir sonucu olarak eşitlik, demokrasi ve özgürlük ideallerinin yaygınlaşması, toplumsal değişmeye hız kazandırmıştır.

Küresel dünyada toplumsal değişim n 21. yüzyıl, toplumsal değişimin hız kesmediği, aynı zamanda, değişimin

Küresel dünyada toplumsal değişim n 21. yüzyıl, toplumsal değişimin hız kesmediği, aynı zamanda, değişimin ulus-devlet ölçeğinden çıkarak küresel ölçeğe sıçradığı bir dönemdir.