HOGELDNZ 75 YIL LKRETM OKULU ADI YILMAZ SOYADI

  • Slides: 59
Download presentation
HOŞGELDİNİZ

HOŞGELDİNİZ

75. YIL İLKÖĞRETİM OKULU ADI: YILMAZ SOYADI: ÇARPAL SINIFI: 7 -C NO: 153 ÖDEV

75. YIL İLKÖĞRETİM OKULU ADI: YILMAZ SOYADI: ÇARPAL SINIFI: 7 -C NO: 153 ÖDEV KONUSU: AŞIK VEYSEL

İlk olarak AŞIK VEYSEL’in şiirlrini göstereceğim

İlk olarak AŞIK VEYSEL’in şiirlrini göstereceğim

AĞLAYALIM ATATÜRK’e Ağlayalım Atatürk'e Bütün Dünya kan ağladı, Süleyman olmuştu mülke, Geldi ecel, can

AĞLAYALIM ATATÜRK’e Ağlayalım Atatürk'e Bütün Dünya kan ağladı, Süleyman olmuştu mülke, Geldi ecel, can ağladı, Atatürk'ün eserleri, Söyleyecek bundan geri, Bütün dünyanın her yeri Ah çekti, vatan ağladı. Bu ne kuvvet, bu ne kudret, Var idi bunda bir hikmet Bütün Türkler, İnönü İsmet, Gözlerinden kan ağladı. Uzatma Veysel bu sözü Dayanmaz herkesin özü, Koruyalım yurdumuzu, Dost değil, düşman ağladı. Şüphesiz bu dünya fani, TANRININ ASLANI hani, İnsi cini cemi mahlûk, Hepisi birden ağladı. İskender-i Zülkarneyin, Çalışmadı bunca leyin, Her millet ATATÜRK deyin, Cemiyeti akvam ağladı.

AH ÇEKTİKÇE ERİR GİDER Ah çektikce erir gider Yüreğimin yağı benim. . Seni görsem

AH ÇEKTİKÇE ERİR GİDER Ah çektikce erir gider Yüreğimin yağı benim. . Seni görsem durur gider Dillerimin bağı benim. . Gam leskesi saf oldu Hep sözlerim boş laf oldu Senin yolunda mahv oldu Gençliğimin çağı benim. . Ah belimi büken oldu Gurbet bana diken oldu Altı aydır mekan oldu Dibi kırkkız dağı benim. . Sensin derdine dustugum Hayal oldu konuştuğum Her gün yediğim içtiğim İçerimde ağu benim. . Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi Gine coştu gam deryası Garip gönlümün yaylası Güzel hüsnün bağı benim.

ALDANMA Aldanma cahilin kuru lafına Kültürsüz insanın külü yalandır. . Hükmetse dunyanın her tarafına

ALDANMA Aldanma cahilin kuru lafına Kültürsüz insanın külü yalandır. . Hükmetse dunyanın her tarafına Arzusu hedefi yolu yalandır. . Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz Gül dikende biter diken gül olmaz Vız vız eden her sineğin bal'olmaz Peteksiz arının balı yalandır. . İnsan bir deryadır ilimle mahir İlimsiz insanın şöhreti zahir Cahilden iyilik beklenmez ahir İşlediği amel hali yalandır. . Cahil okur amma alim olamaz Kamillik ilmini herkes bilemez Veysel bu sözlerin halka yaramaz Sonra sana derler deli yalandır.

AŞKIN BENİ Aşkın beni elden ele gezdirdi Cok dolandım bulamadım eşini Beni candan usandırdı

AŞKIN BENİ Aşkın beni elden ele gezdirdi Cok dolandım bulamadım eşini Beni candan usandırdı bezdirdi Tuzlu imiş yiyemedim aşını. . Benim ile gezdin beni arattın Beraber oturup beraber yattın Türlü türlü güllerinden koklattın Aşık ettin güle bülbül kuşunu. . Altmış iki yıldır seni ararım Tükendi sabrım yoktur kararım Dağa taşa kurda kuşa sorarım Kimse bilmez hikmetini işini. . Her millete birer yüzden göründün Kendini sakladın sarındın Bu dünyayı sen yarattın girindin Her nesnede gösterirsin nakşını. . Görenlere açık körlere gizli Kimine göründün oruç namazlı Veysel'e göründün cilveli nazlı Tutan bırakırmı senin peşini.

BENDEN SELAM Benden selam söylen vefasız yare Gurbet benim olsun sıla kendine. . Çekilmedik

BENDEN SELAM Benden selam söylen vefasız yare Gurbet benim olsun sıla kendine. . Çekilmedik derdimizi bölüşek Yadı ben alayım sıla kendine. . Dökek derdimizi ölçek bölüşek Ne el bize ne biz ele karışak Felek bize gül demezki gülüşek Cefa benim olsun çile kendine. . Çektigim cefalar yar senden geldi Bana bu sitemler kar senden geldi Başımdaki duman kar senden geldi Ben kara bağlayım ala kendine. . Evvelden hastadır yaralı gönlüm Sevdayı mahbuba ereli gönlüm Aşkın gömleğine gireli gönlüm Hicranı Veysel'den n'ola kendine

BESEREK DAĞI Arzusun çektiğim Beserek Dağı Elvan elvan çiçeklerin açtı mı? Çevre yanın güzellerin

BESEREK DAĞI Arzusun çektiğim Beserek Dağı Elvan elvan çiçeklerin açtı mı? Çevre yanın güzellerin otağı, Bizim eller yaylasına göçtü mü? Güney tarafında Kurban Pınarı, Kalktı mı Mezarlı Boyu'nun karı? Garip öter meşeliğin kuşları, Yavru şahin yuvasından uçtu mu? Yeşil atlas giymiş dağlar süslemiş, Mescit köyü eteğine yaslanmış, Şeme Dağı, duman olmuş puslanmış, Sivralan'a nuru rahmet saçtı mı? Zaman gelip göçler geri dönerken, Güzellerin yaylasından inerken, Dilberler doldurup bade sunarken, Veysel Şatır, hatırlara düştü mü?

CEYLAN Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı Avlasam çöllerde saz ile seni.

CEYLAN Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı Avlasam çöllerde saz ile seni. . Bulunmaz dermanı yoktur ilacı Vursam yaralasam söz ile seni. . Kurulma sevdiğim güzelim deyin Bağlanma karayı alları geyin Ben bir çoban olsam sen de bir koyun Beslesem elimde tuz ile seni. . Koyun olsan otlatırdım yaylada Tellerini yoldurmazdım hoyrada Balık olsan da takla dönsen deryada Düşürsem toruma bez ile seni. . Veysel der ismini koymam dilimden Ayrı düştüm vatanımdan ilimden Kuş olsan da kurtulmazdın elimden Eğer görse idim göz ile seni.

Derdimi Söylesem Dedimi söylesem derin dereye Doldurur dereyi düz olur gider Irakipler sıra dağlar

Derdimi Söylesem Dedimi söylesem derin dereye Doldurur dereyi düz olur gider Irakipler sıra dağlar arada Korkarım yar benden yoz olur gider Pervane ateşten sakınmaz canı Uğruna koymuşum başı bedeni Doldur tüfeğini hedef et beni Yaram doksandokuz yüz olur gider Veysel der çıkayım bir yüce dağa Ağaçlar bezenmiş yeşil yaprağa Zaman olur tenim düşer toprağa Karışır toprağa toz olur gider

Dostlar Beni Hatırlasın Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın. . Düğün olur bayram

Dostlar Beni Hatırlasın Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın. . Düğün olur bayram gelir Dostlar beni hatırlasın. . Can kafeste durmaz uçar Dünya bir han konan göçer Ay dolanır yıllar gecer Dostlar beni hatırlasın. . Can bedenden ayrılacak Tütmez baca yanmaz ocak Selam olsun kucak Dostlar beni hatırlasın. . Ne gelsemdi ne giderdim Günden güne arttü derdim Garip kalır yerim yurdum Dostlar beni hatırlasın. . Açar solar türlü çiçek Kimler gülmüş kim gülecek Murad yalan ölüm gerçek Dostlar beni hatırlasın. . Gün ikindi akşam olur Gör ki başa neler gelir Veysel gider adı kalır Dostlar beni hatırlasın.

Gel Birlik Kavline Girelim Kardeş İtimat edersen benim sözüme Gel birlik kavline girelim kardaş

Gel Birlik Kavline Girelim Kardeş İtimat edersen benim sözüme Gel birlik kavline girelim kardaş Birlik çok tatlıdır, benzer üzüme İçip şerbetini duralım kardaş. Son verelim iftiraya bühtana Kardeşane sevişelim cana Elbirlikle çalışalım vatana Çok okul, fabrika kuralım kardaş. Yürüyelim Atatürk'ün izine Boş verelim bozguncular sözüne Göz atalım şu dünyanın hızına Yürüyüp hedefe varalım kardaş. Veysel'in sözleri kanun dışı mı? Mantığa uymazsa kesin başımı Bana düşman etmiş vatandaşımı Sebebi ne ise soralım kardaş.

Gönül Bir Güzeli Sevmiş Gönül bir güzeli sevmiş ayrılmaz Dolanır peşinde çoban misâli Hiç

Gönül Bir Güzeli Sevmiş Gönül bir güzeli sevmiş ayrılmaz Dolanır peşinde çoban misâli Hiç kimse bu derdin dermânın bilmez Azmış yaraları perişan hali Lokman çâre bulmaz yoktur Eflâtun Yârdan ayrılması ölümden çetin Elde endaz ettim bu aşkın atın Terkettim sılayı vatanı ili Ferhat Şirin için kestiği taşlar Benim senin için döktüğüm yaşlar Seni yaksın beni yakan ateşler Yaktı bu sinemi savruldu külü Arılar bal için bekler petekler Alır her çiçekten verir emekler Mecnun Leylâ için pınarı bekler Ben de bir yâr için olmuşum deli Evvelden var idi bu sevda bende İlikte damarda cesette canda Ölünce hû çeksin kemiğim sinde Dünyâda durunca Veysel'in dili

Güzelliğin On Par'Etmez Güzelliğin on par'etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki

Güzelliğin On Par'Etmez Güzelliğin on par'etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa Tabirin sığmaz kaleme Derdin dermandır yareme İsmin yayılmaz aleme Aşıklarda meşk olmasa Kim okurdu kim yazardı Bu düğümü kim çözerdi Koyun kurt ile gezerdi Fikir başka başk'olmasa Güzel yüzün görülmezdi Bu aşk bende dirilmezdi Güle kıymet verilmezdi Aşık ve maşuk olmasa Senden aldım bu feryadı Bu imiş dünyanın tadı Anılmazdı VEYSEL adı O sana aşık olmasa.

Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak Hayal bana yakın yar bana uzak Sevdası başıma

Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak Hayal bana yakın yar bana uzak Sevdası başıma dolanır gitmez Aşkına düşeli yar bana uzak Yüz bin öğüt versen biri kar etmez Senin aşkın beni kıldı urusvay Düşmüşüm peşinde koşarım hay Kabul et kapında beni de kul say Dost yoluna ölür aşık ar etmez Ey beni bu derde giriftar eden Eski muhabbeti kaldırdın neden Gönül ister kavuşmayı ölmeden Gül olmasa bülbül ah u zar etmez Beni yakan yansın aşkın narına Gönül düştü bir zalimin toruna Bakmaz mısın bu VEYSEL'in zarına Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.

Kara Toprak Dost diye nicesine sarıldım Benim sâdık yârim kara topraktır Beyhude dolandım boşa

Kara Toprak Dost diye nicesine sarıldım Benim sâdık yârim kara topraktır Beyhude dolandım boşa yoruldum Benim sâdık yârim kara topraktır Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne faydalandım Her türlü isteğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır. Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim kara topraktır. İşkence yaptıkça bana gülerdi Bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim dört bostan verdi Benim sadık yarim kara topraktır. Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılırsam nerde kalırım Benim sadık yarim kara topraktır. Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel'i bağrına basar Benim sadık yarim kara topraktır.

Kardeşim Beni hor görme kardeşim Sen altınsın ben tunç muyum? Aynı vardan var olmuşuz

Kardeşim Beni hor görme kardeşim Sen altınsın ben tunç muyum? Aynı vardan var olmuşuz Sen gümüşsün ben saç mıyım? Ne var ise sende bende Aynı varlık her bedende Yarın mezara girende Sen toksun da ben aç mıyım? Topraktandır cümle beden Nefsini öldür ölmeden Böyle emretmiş yaradan Sen kalemsin ben uç muyum? Tabiata Veysel aşık Topraktan olduk, kardaşık. Aynı yolcuyuz yoldaşık Sen yolcusun ben bac mıyım

Şimdi de AŞIK VEYSEL’in şarkı sözlerini göstereceğim

Şimdi de AŞIK VEYSEL’in şarkı sözlerini göstereceğim

YÜKLENDİ BARHANAM NECİP İhtiyat mı etti de geri bakmaya Ne hak geldi kefenini biçmeye

YÜKLENDİ BARHANAM NECİP İhtiyat mı etti de geri bakmaya Ne hak geldi kefenini biçmeye Sıva kollarını suyum dökmeye Necip sana kurban derim söylemez Hasta dediler de geldim yanına Şifa geldi desem kıyma canına Böyle işler düşer miydi şanına Onun için küstüm Necip söylemem Yüklendi barhanam çekildi göçüm Bağışla günahım affeyle suçum Necip'i görmeye gelmedin niçin Necip sana kurban derim söylemez

YÜCE DAĞ BAŞINDA Of of yüce dağ başında kar var buzunan Yaktın beni edayınan

YÜCE DAĞ BAŞINDA Of of yüce dağ başında kar var buzunan Yaktın beni edayınan nazınan vay Of of yaremi doldurdun ince duzunan Üstüne de biber ektin öl deyi vay Of of sabahtan kalktım da günden ileri Ben kimi sevmişim senden ileri vay Of of ziyaret olmuşsun kurban istersin Dahi malım yoktur candan ileri vay Of of yüce dağ başına yağmaz mı dolu Yarinden ayrılan olmaz mı deli vay Of of günde üç beş defa gördüğüm yari Şimdi aylar geçti görmüyom gayrı vay

YUMMA GÖZÜN Kambur felek sanki beni kayırdı Eşten dosttan nazlı yardan ayırdı Gizli sırrım

YUMMA GÖZÜN Kambur felek sanki beni kayırdı Eşten dosttan nazlı yardan ayırdı Gizli sırrım memlekete duyurdu Sanki benim bir ettiğim var gibi Kimine at vermiş eştirir gezer Kimine aşk vermiş coşturur gezer Kimine mal vermez koşturur gezer Sanki bunu zengin etmek zor gibi Bir kısmına yayla vermiş köy vermiş Bir kısmına büyük pay vermiş Sevdiğine güzellikle boy vermiş Al yanaklar şule verir nur gibi Birinin aklı yok deli divane Bir kısmı muhtaçtır acı soğana Bir kısmını zengin etmiş yana Şimdi kendi saklanıyor sır gibi Kimine saz vermiş çalar eğlenir Kimi zevk içinde güler eğlenir Veysel gözyaşların siler eğlenir Yeter gayrı yumma gözün kör gibi

YOL VER DAĞLAR Başı duman pare, Yol ver dağlar yol ver bana-2 Gönlüm gitmek

YOL VER DAĞLAR Başı duman pare, Yol ver dağlar yol ver bana-2 Gönlüm gitmek ister yare, Yol ver dağlar yol ver bana-2 Ömrümün uzun yolu, Geçip gitsem yare doğru Gözlerim yaş dolu, Yol ver dağlar yol ver bana-2 Aşık olmak benim karım, Çok aradım nazlı yari-2 Dudu dillim, sitemkârım, Yol ver dağlar yol ver bana-2 Karlı dağından esmedim, Ben o yare hiç küsmedim Daha umudu kesmedim, Yol ver dağlar yol ver bana-2

YİĞİTLER SİLKİNİP ATA BİNENDE Yiğitler silkinip ata binende Derelerde bozkurtlara ün olur Yiğit olan

YİĞİTLER SİLKİNİP ATA BİNENDE Yiğitler silkinip ata binende Derelerde bozkurtlara ün olur Yiğit olan döne dövüşür Kötüler kavgadan kaçar dön olur Yiğit cüdasını almış atıyor Ak elleri kızıl kana batıyor Bir kötü kavgadan dönmüş kaçıyor Kaçma kötü kaçma şimdi hun olur Bir yiğit cüdasın almış eline Serini koymuştur yiğit yoluna Kalkan paralana zırhlar deline Kanlı gömlek koçyiğide don olur

YEŞİL ÖRDEK GİBİ Yeşil ördek gibi, daldım göllere. 2 Sen düşürdün beni dilden dillere

YEŞİL ÖRDEK GİBİ Yeşil ördek gibi, daldım göllere. 2 Sen düşürdün beni dilden dillere Başım alıp gidem, gurbet ellere Ne sen beni unut, ne de ben seni. 2 Sevdiğim cemalim, güneşim ayım. 2 Seni seven aşık, çekmez mi ahı Getir el basayım, kelamullahı Ne sen beni unut, ne de ben seni. . 2 Gel seninle bir ah, duman edelim. 2 Bağlanalım bir ikrara varalım Verdiğimiz sözde hemen duralım Ne sen beni unut, ne de ben seni. 2

YASTADIR EY DELİ GÖNÜL Yastadır ey deli gönül yastadır Gelir diye kulaklarım sestedir Yağmur

YASTADIR EY DELİ GÖNÜL Yastadır ey deli gönül yastadır Gelir diye kulaklarım sestedir Yağmur yağar zülüflerin ıslatır Var git duman şu yaylanın üstünden Duman senin çürük işin bitmez mi Poyraz vurup bir tarafa gitmez mi Benim eski derdim bana yetmez mi Var git duman şu yaylanın üstünden Duman senin pare karın var Şu benim gönlümde ah u zarım var Benim o yaylada nazli yarim var Var git duman şu yaylanın üstünden

UZUN İNCE BİR YOLDAYIM Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim

UZUN İNCE BİR YOLDAYIM Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim gidiyorum gündüz gece Gündüz gece gündüz gece Dünyaya geldiğim anda yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa gidiyorum gündüz gece Gündüz gece gündüz gece Şaşar Veysel işbu hale gah ağlayı gah güle Yetişmek için menzile gidiyorum gündüz gece Gündüz gece gündüz gece

UĞURLAR OLSUN Bir Pazar Sabahıydı, Ankara kar altında. Zemheri ayazıydı, Yaz güneşi koynunda. Ucuz

UĞURLAR OLSUN Bir Pazar Sabahıydı, Ankara kar altında. Zemheri ayazıydı, Yaz güneşi koynunda. Ucuz can pazarıydı, -Kalemin düştü kara-2 Zalimler pusudaydı, bedenin paramparça, Ucuz can pazarıydı, Kalemin düştü kana. Uğurlar olsun, uğurlar olsun, Hüzünlü bulutlar, yoldaşın olsun. Bir keskin kalem, bir kırık gözlük, Yürekli yiğitlere, hatıran olsun. Çevirdin anahtarı, apansız bir ölüme. Şarapnel parçaları, saplandı ciğerine. Ucuz can pazarıydı, -kan doldu gözlerine-2 İsimsiz korkuları katmadın yüreğine. Bembeyaz doğruları yaşadın ölümüne. Bağlantı

TÜRKİYEM Baş koymuşum Türkiye'min yoluna. Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm. Asırlardır kır atımı suladım. Irmağının akışına

TÜRKİYEM Baş koymuşum Türkiye'min yoluna. Düzlüğüne, yokuşuna ölürüm. Asırlardır kır atımı suladım. Irmağının akışına -ölürüm Türkiye'm-3 Hey. . Sevdalıyım yangın yeri bu sinem. Doksan yıldır çile çekmiş hep ninem. Pınarlardan su doldurur Emine''m. Mavi boncuk takışına ölürüm -Türkiye'm. -3 Düğünüm, derneğim, halayım, barım. Toprağım, ekmeğim, namusum, arım. Kilimlerde çizgi efkarım. Heybelerin nakışına -ölürüm Türkiye'm. -3

ŞU KARŞIKİ DAĞLAR Şu karşıki karlı dağlar Başı dumanlı İkilikte yar sevenin Göynü gümanlı

ŞU KARŞIKİ DAĞLAR Şu karşıki karlı dağlar Başı dumanlı İkilikte yar sevenin Göynü gümanlı Ben seni severdim çoktan Kaşlar yaydan kirpik oktan Bir bezirgan gelir şahtan Aslı Yemenli İşte geldi bahar yazlar Ötüşüyor turna kazlar Hatıra değmen şahbazlar Sizler amanlı Gül dererler deste Armağan sunarlar dosta Gülü bağbancıdan iste Bahçe dumanlı

ŞU GENİŞ DÜNYAYA Şu geniş dünyaya sığmayan gönül Şimdi bir odaya kapandı kaldı Bir

ŞU GENİŞ DÜNYAYA Şu geniş dünyaya sığmayan gönül Şimdi bir odaya kapandı kaldı Bir dakka bir yerde duramaz iken Oturduğu yerden kalkamaz oldu Hani o gençlikte çağlayan gönül Gahi gülüp gahi ağlayan gönül Güzeller köşkünde yaylayan gönül Gönül yaşar amma ümitler öldü Elveda gençlikte geçen günüme Ezirail el atıyor canıma Yanarım gençlikte o zamanıma Acı tatlı günler hep hayal oldu Nerde gençlikteki geçen çağlarım Sustu bülbül gazel döktü bağlarım Hergün hatırlarım hergün ağlarım Veysel ağlamanın zamanı geldi

SEN OLMASAN Sen bir aşksın ben bir mecnun Sen olmasan ben olmazdım Sen bir

SEN OLMASAN Sen bir aşksın ben bir mecnun Sen olmasan ben olmazdım Sen bir gülsün ben bir bülbül Sen olmasan ben olmazdım Kalbimde yaşarsın her an Varım yoğum sensin inan Kalbimdeki aziz mihman Sen olmasan ben olmazdım Ansızın kalbime girdin Türlü türlü dertler verdin Beraberce çeker derdin Sen olmasan ben olmazdım Sensin benim cümle varım Yoktur başka kisb'ü karım Hem yazımsın hem baharım Sen olmasan ben olmazdım Bağrımdaki açan çiçek Türlü koku türlü irenk Bu bendeki olan gerçek Sen olmasan ben olmazdım Dokun Veysel tele dokun Coştu gönül etti akın Sensin bana benden yakın Sen olmasan ben olmazdım

SEHERDE AĞLAYAN BÜLBÜL Seherde ağlayan bülbül Sen ağlama ben ağlayım Ciğerim dağlayan bülbül Sen

SEHERDE AĞLAYAN BÜLBÜL Seherde ağlayan bülbül Sen ağlama ben ağlayım Ciğerim dağlayan bülbül Sen ağlama ben ağlayım Aşık der ki hala böyle Gideriz biz yola böyle Felek bildiğini işler Hemen yüz yıl talab eyle Bülbülün donları yeşil Kırmızı güle dolaşır Ağlamak bana yakışır Sen ağlama ben ağlayım Aşık der ki bende vur Suyu kaldır bende vur Yedi yerde yaram var Bir ok al da sen de vur Bülbülün donları sarı Ben ağlarım zarı Sen de mi yitirdin yari Sen ağlama ben ağlayım Ezel bahar gelmeyince Kırmızı gül bitmez imiş Kırmızı gül bitmeyince Garip bülbül ötmez imiş

MECNUN’UM LEYLAYI GÖRDÜM Mecnun'um Leylamı gördüm Bir kerecik baktı geçti Ne sordum ne de

MECNUN’UM LEYLAYI GÖRDÜM Mecnun'um Leylamı gördüm Bir kerecik baktı geçti Ne sordum ne de söyledi Kaşların yine yıktı geçti Soramadım bir çift sözü Ay mıydı gün müydü yüzü Sandım ki Zühre yıldızı Şavkı beni yaktı geçti Ateşinden duramadım Ben bir sırra eremedim Seher vakti göremedim Yıldız gibi aktı geçti Bilmem hangi burç yıldızı Bu dertler yaralar bizi Gamz'okunu bazı Yar sineme çaktı geçti Veli'm eydür ne hikmet iş Uyumadım ki diyem düş Zülfünü kement eylemiş Yar boynuma taktı geçti

Şimdi AŞIK VEYSEL’in hayatına geçiyoruz

Şimdi AŞIK VEYSEL’in hayatına geçiyoruz

Aşık Veysel ŞATIROĞLU Aşıklık geleneğinin unutulmaya yüz tuttuğu bir zamanda ortaya çıkan ve 20.

Aşık Veysel ŞATIROĞLU Aşıklık geleneğinin unutulmaya yüz tuttuğu bir zamanda ortaya çıkan ve 20. yüzyıl Türk Halk Şiirinin önde gelen siması olarak kendini kabul ettiren Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas İli Şarkışla İlçesinin Sivrialan Köyünde Dünyaya gelmiştir. Babası Karaca Ahmet, Annesi Gülizar Hatundur. Yedi yaşına kadar akranları gibi sağlam ve gürbüz olan Veysel bu yaşta yakalandığı çiçek hastalığı sonucu sol gözünü kaybeder. Hastalıktan etkilenen sağ gözüne perde iner. Bu gözü ile nisbeten görebilirken, sağım esnasında annesini beklemekteyken ineğin vurması sonucu sağ gözünü de tamamen kaybeder. Karanlık ve ızdırapla tanışan Veyseli düştüğü boşluktan kurtarmaya çalışan Baba Karaca Ahmet, oğlunu 10 yaşında bağlama ile tanıştırır. İlk dersini köylüleri Molla Hüseyinden daha sonra da baba dostu Çamşıhlı Ali Ağadan alan Veysel 1933 yılına kadar Pirsultan Abdal, Aşık Kerem, Karacaoğlan, Yunus Emre ve Emrah gibi tanınmış ustaların eserlerini çalıp söyler. Yıllar geçmektedir. 1919 yılında 25 yaşında ilk evliliğini yapar. İki yıl aradan sonra annesi ve babasını kısa aralıklarla kaybetmesi onu derin acılara ve çaresizliğe sürükler. Sonrasında eşinin de kendisini terketmesiyle Veysel daha da yıkılır. 1921 yılında hayatını ikinci eşi Gülizar Hanımla birleştiren genç Veyselin bu evliliğinden ikisi erkek altı çocuğu olur.

Ömrü yoksulluk ve çilelerle geçen Veysel, köyünden ilk defa ayrıldığı 1933 yılında Sivas Aşıklar

Ömrü yoksulluk ve çilelerle geçen Veysel, köyünden ilk defa ayrıldığı 1933 yılında Sivas Aşıklar Bayramına katılır. "Türkiyenin İhyası Hazreti Gazi" Şiiriyle dikkat çeker. Ahmet Kutsi Tecerin ilgisine mazhar olan Veysel, Köy Enstitülerinde bir süre saz öğretmenliği yapar. Bu yıllar hasret şiirlerinin birikimini oluşturur. Şiirlerinde birlik ve bütünlük mesajları veren, bilim ve teknolojiyi önemseyip benimseyen Veysel, özünde ve sözünde samimidir. Karanlıklar dünyasından aydınlıklar çıkarırken sevecendir. Sadık yarim dediği kara toprakta yeşerttikleriyle murada eren Veysel, bilinçli bir ziraatçidir. Yarım yüzyıldan fazla sanatına gönül vermiş olması karşılıksız bırakılmamıştır. 1965 yılında TBMM Ana Dilimiz ve Milli Birliğimize katkılarından dolayı özel kanunla Vatan Hizmet tertibinden Ona maaş bağlamıştır. Aşık Veysel 21 Mart 1973 tarihinde sadık yari kara toprakla kucaklaşarak aramızdan ayrılmıştır.

AŞIK VEYSEL’in hayatını gösterdim, sıra AŞIK VEYSEL’in resimlerine geçiyoruz

AŞIK VEYSEL’in hayatını gösterdim, sıra AŞIK VEYSEL’in resimlerine geçiyoruz

Bence bu kadar yeter

Bence bu kadar yeter

SON

SON