Hegel’e göre tarih felsefesi tarihin düşünme tarafından ele alınmasından başka bir şey değildir. Çünkü insan düşünendir. Hayvandan bu noktada ayrılır. İnsanca olan her şeyde, insanca olduğu ve hayvanca olmadığı sürece, düşünme vardır; ve böylece tarihle her türlü uğraşmada düşünme vardır.
Tarih olmuş olanla ilgilenir. Tarihte çıkarsanan şey için mantıksal düşünce zorunlu olarak öngörülür, ama buna haklılık verecek şey deneyden gelmelidir. Felsefenin tarihe getirdiği biricik kavram us kavramıdır. Us dünyaya egemendir ve dünya tarihinde her şey usa uygun olmuştur.
Tarihte öznel tini ya da gönlümüzü kıpırdatan tikel bir nedeni değil, genel bir ereği, dünyanın son ereğini aramalı, onu usumuzla kavramalıyız. Us ise tikel sonlu bir erekle değil, yalnızca saltık bir erekle ilgilenir. Dünya tarihi yalnızca bir tek usun görünüşüdür, kendisini açımlaığı tikel oluşumlarından biri, kendisini tikel bir öğe olarak, halklarda sergileyen bir modelin kopyası.
Tarih ele alınacaksa önce anlama açısından ele alınmalı, neden ve etkisi açıklanmalıdır. Anlama önemliyi, kendisinde anlam taşıyanı vurgular. Tarihi işleyişinde izlediği ereğe göre özsel olana olmayandan ayırt eder.
Dünya tarihinde insanı ilgilendiren idedir. Dünyanın ne olacağı henüz bilinmiyor. İnsanın ereği ona biçim vermektir. Dünya tarihindeki büyük adamların hedefi budur.