HARF Tecvd ilminin en temel esi harflerdir Harf

  • Slides: 10
Download presentation
HARF ( )ﺍﻟﺤﺮﻑ • Tecvîd ilminin en temel öğesi harflerdir. • Harf sözlükte; bir

HARF ( )ﺍﻟﺤﺮﻑ • Tecvîd ilminin en temel öğesi harflerdir. • Harf sözlükte; bir şeyin ucu ve kenarı demektir. Çoğulu hurûf veya ahruf’tur. • Tecvîd ıstılahında, bir mahrece dayanarak çıkan sese harf denir. • Kısaca harf, kurallı ses demektir.

ASLÎ HARFLER ( ﺍﻷﺼﻠﻴ ● ● ● ﺍﻟﺤﺮﻭ ) Aslî harfler bilinen 28 hece

ASLÎ HARFLER ( ﺍﻷﺼﻠﻴ ● ● ● ﺍﻟﺤﺮﻭ ) Aslî harfler bilinen 28 hece harfidir ki, dil bilginlerince şöyle sıralanmaktadır; ﺃ ﺏ ﺕ ﺙ ﺝ ﺡ ﺥ ﺩ ﺫ ﺭ ﺯﺱ ﺵ ﺹ ﺽ ﻁ ﻅ ﻉ ﻍ ﻑ ﻕ ﻙ ﻝ ﻡ ﻥ ﻭﻩﻱ ﻻ bazı kaynaklarda hece harfleri arasında sayılsa da bunun başlı başına bir harf olduğunu söylemek mümkün değildir. ﻻ kullanımda kolaylık olması için ﻝ ve ﺍ harflerinin birlikte yazılmış şeklidir.

HEMZE-İ MÜSEHHELE ( ﺍﻟﻤﺴﻬﻠ ﺍﻟﻬﻤﺰ ) • Teshîl; kolaylaştırmak, yumuşak hale getirmek anlamındadır. •

HEMZE-İ MÜSEHHELE ( ﺍﻟﻤﺴﻬﻠ ﺍﻟﻬﻤﺰ ) • Teshîl; kolaylaştırmak, yumuşak hale getirmek anlamındadır. • Hemze-i Müsehhele, teshil olunan, yani kolaylaştırılarak okunan hemze demektir. • Yan yana gelen iki hemzeden ikincisini, hemzenin kendi sesi ile harekesi cinsinden olan harfin sesi arasındaki bir sesle okumaktır. Yani ikinci hemzenin harekes (ötre) ise ﻭ harfinin sesine yakın bir sesl (üstün) ise ﺃ harfinin sesine yakın bir sesl (esre) ise ﻯ harfinin sesine yakın bir sesle okunmasıdır. Bu uygulama yapılırken dikkat edilmesi gereken nokta, teshîl olunan hemzenin sesini “ ”ﻩ harfinin sesine benzetmemektir. • Asım kıraatinde sadece fethalı okuyuşta bu uygulama yapılmaktadır • Örnekler; , ,

ELİF-İ MÜM LE( ﺍﻻﻟﻒ ﺍﻟﻤﻤﺎ ﻟﺔ ) • İmale; bir şeyi bir tarafa eğmek,

ELİF-İ MÜM LE( ﺍﻻﻟﻒ ﺍﻟﻤﻤﺎ ﻟﺔ ) • İmale; bir şeyi bir tarafa eğmek, meylettirmek anlamındadır. • Tecvîd ilminde, fethayı kesreye ve elif’i yâ’ya meylettirerek seslendirmeye denir. • Elif-i Mümale, imale olunan elif demektir. • Bu harf, elif ile yâ arasında (elif’i yâ’ya meylettirmek suretiyle) okunan bir harftir. • İmâle iki çeşittir 1) İmale-i Suğrâ 2) İmale-i Kübrâ • Med harfi olan elif’i, yâ’ya meylettirme işlemi, elif’e daha yakın bir şekilde oluyorsa buna imale-i suğra denir. • ﺍﻟﻬﺪ ﻯ , ﻳﺨﻯ , ﻣﻮﻯ gibi kelimeleri Verş bu şekilde okumaktadır. • Elif’i yâ’ya meylettirme işlemi yâ’ya daha yakın bir tarzda yapılıyorsa buna da imâle-i kübrâ denir. Hamze, Kisâî, ve Halefü’l-Aşir’in bu tür imâleleri çoktur. ﺍﻟﻬﺪ ﻯ , ﻳﺨﻯ , ﻯ gibi. • Asım Kıraatine göre sadece ( ﻳﻬ Hûd-41) kelimesinde imâle yapılmaktadır.

Sâd-ı Müşemme ( ﺍﻟﻤﺸﻤ ) ﺍﻟﺼﺎ • Sâd-ı Müşemme işmâm olunan sâd demektir. Buradaki

Sâd-ı Müşemme ( ﺍﻟﻤﺸﻤ ) ﺍﻟﺼﺎ • Sâd-ı Müşemme işmâm olunan sâd demektir. Buradaki işmâm, ötre harekeye işaret vermek için yapılan işmâm olmayıp sâd ( ) ﺹ harfini ze ( ) ﺯ harfine karıştırmak demektir. • Asım kıraatinde bu uygulama yoktur. İmam Hamze’nin râvîsi Halef bütün ﺍ ve ﺍﻟﺭﺍ kelimelerini; Hallad ise sadece Fatihâ sûresindeki ( )ﺍﻟﺭﺍ kelimesini sâd-ı müşemme ile okurlar. Hamze, Kisâî, Ruveys ve Halefu’l- şir, kendisinden sonra harekeli dâl ( )ﺩ harfi gelen sâd’ları ( , , gibi) işmâm ile okurlar.

Lâm-ı Muğallaza( ﺍﻟﻤﻐﻠﻈ ﺍﻻ ) • Tağlîz; kalınlaştırmak, iri yapmak gibi manalara gelir. •

Lâm-ı Muğallaza( ﺍﻟﻤﻐﻠﻈ ﺍﻻ ) • Tağlîz; kalınlaştırmak, iri yapmak gibi manalara gelir. • Lâm-ı Muğallaza kalın okunan lâm demektir. • Sakin veya meftuh olan ﺹ ﻁ ﻅ harflerinden sonra gelen meftuh lâm ( ’)ﻝ ın kalın okunmasıdır. sım kıraatinde böyle bir uygulama yoktur. Bu tarz okuyuş Verş’e aittir. ﻟ ﻭ , ﻟ ﻻ , kellimelerinde olduğu gibi. • Fetha ve damme harekeden sonra gelen lafzatullâh’ın lâm’ının kalın okunması konusunda bütün Kıraat imamları ittifak etmiştir. ﺍﻟ , ﺍﻟﻠ gibi.

Nûn-i Muhfât ( ) ﺍﻟﻨﻮﻥ ﺍﻟﻤﺨﻔﺎﺓ • İhfâ gizlemek demektir. • “Nûn-i Muhfât”, ihfâ

Nûn-i Muhfât ( ) ﺍﻟﻨﻮﻥ ﺍﻟﻤﺨﻔﺎﺓ • İhfâ gizlemek demektir. • “Nûn-i Muhfât”, ihfâ olunan gizlenen nûn demektir. Zâtı gidip ğunnesi kalan nûn şeklinde tanımlanır. • İhfâ harflerinden önce gelen sakin nûn’un ihfâ edilmesidir ki bu, bildiğimiz ihfâ (ihfâ-i lisânî)’dir. ifadesinde olduğu gibi. • Bütün kıraatlerle birlikte sım kıraatinde de vardır.