HALK EDEBYATI Halkn edebi zevkini karlamak iin szl
HALK EDEBİYATI • Halkın edebi zevkini karşılamak için sözlü olarak ortaya konan, kendine özgü dili ve üslubu bulunan edebiyat koludur. • Halk edebiyatı üç bölümde incelenir: 1 -Aşık edebiyatı 2 -Tekke edebiyatı 3 - Anonim halk edebiyatı
Halk edebiyatının genel özellikleri: • Hem düzyazı hem de şiir alanında eserler verilmiş olup şiir ağırlıklıdır. • Şiirler, “saz şairi” ya da “aşık” denen şairlerce “bağlama” adı verilen bir saz • • • ile söylenir. Nazım şekli olarak mani, koşma, varsağı, semai, destan vs. kullanılmıştır. İslamiyet öncesi dönemin etkisi altındadır. Hece ölçüsü kullanılmıştır(7’li, 8’li, 11’li). Şiirlerde başlık yoktur. Biçimi ile adlandırılır. Halkın kullandığı, konuştuğu dil kullanılmıştır. Yarım kafiye kullanılmış, rediflerden yararlanılmıştır. “Aşk, tabiat, ayrılık, hasret, ölüm, yiğitlik, toplum, din, zamandan şikayet, gibi konular işlenir. Anlatım içten ve yalındır. Bazı halk şairleri aruz ölçüsü de kullanmışlardır. Nazım birimi dörtlüktür.
ANONİM HALK EDBİYATI • Halkın ortak malı olan genel edebiyatın ismidir. Bu edebiyata ait şiirlerin kime ait olduğu bilinmemektedir. Her eseri bir sanatkâr, şair vb. ortaya koyduğu gibi anonim edebiyata ait olan nazım biçimlerini de bir ilk söyleyen vardır, ama zamanla ilk söyleyen unutulmuş ve halkın beğenisinde yaşamaya başlamış olan bu eserler anonimleşmiştir.
AŞIK EDEBİYATI • Aşık, Türk Halk Edebiyatında 16. yy’ın başından itibaren • • • görülen şair tipidir. Aşıklarımız genellikle bir usta aşığın yanında yetişmişlerdir. Ondan hem usta deyişlerini hem de sanatın icrasına ilişkin yol ve yöntemlerini öğrenirler. Aşık meclislerinde, kahvelerde bu ustaların sanatlarını icra ediş biçimlerini yeterince kavradıktan sonra, ustalaşan ozanlar da kendilerine çırak alırlar ve gelenek bu şekilde devam eder. Aşık edebiyatının başlıca unsurlarından birisini hikaye anlatımı oluşturur. Aşık edebiyatı, kökü çok eskilere dayanan bir gelenekler zinciridir. Bu edebiyatın içinde yer alan kişilerin bir takım kurallara uyması gerekir. Bu kurallara uymayan kişiler aşık sayılmazlar.
Aşıklık geleneklerini şu şekilde sıralamak mümkündür: • • • Mahlas alma Rüya sonrası aşık olma Usta-Çırak ilişkisi Aşık Karşılaşmaları Leb-değmez Askı(muamma) Dedim – dedi tarzı söyleyiş Tarih bildirme Nazire söyleme Saz çalma
TEKKE EDEBİYATI • Bu edebiyatın konusu Allah aşkı ve Vahdet-i Vücut düşüncesidir. • Şairler hem Divan hem de Halk edebiyatı nazım şekillerini • • • kullanmışlardır. Aruz ve hece vezni birlikte kullanılıştır Dili halkın anlayabileceği bir dildir. Şairlerin çoğu, tarikatlardan yetişmiş Şeyh ve Dervişlerdir. Şairler, insanları aşk yoluyla Allah’a yallaştırma yolunu seçmişlerdir. “Tevhit inancı, peygamber sevgisi, ahlâk, iyilik, dinle ilgili konular, ölün vb. konular işlenmiştir. Tüm insanlığa hitap ederler çünkü herkese Allah aşkını aşılamayı amaçlarlar.
HALK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ Anonim Halk Ede. şık Edebiyatı 1 - Mani 2 - Ninni 3 - Türkü 4 - Ağıt 5 - Destan 1 - Koşma 2 - Semai 3 - Varsağı 4 - Destan 5 - Dudak değmez 6 - Varsağı Tekke Edebiyatı 1 - İlahi 2 - Şathiye 3 - Nefes 4 - Deme 5 - Hikmet 6 - Nutuk 7 - Devriye
ANONİM HALK ŞİİRİNİN NAZIM BİÇİMLERİ • • • MANİ Anonim Halk şiirinde en küçük nazım birimidir. Yedi heceli dört dizeden oluşur. Uyak düzeni aaxa şeklindedir. Başlıca konusu aşk olmak üzere tüm konular işlenir. Yazarları belli değildir. AĞIT • Ölen kişilerin ardından duyulan acıyı dile getirmek için yazılan • • • şiirlerdir. Belli geleneksel hareketler eşliğinde kendine özgü ve uyaklarla söylenir. Türkçe’de 7, 8 ve 10 heceli ağıtlar yaygındır. Kimi şairler koşma nazım biçimiyle ağıtlarda söylemiştir.
TÜRKÜ • Türlü ezgilerle söylenen Anonim Halk Edebiyatı nazım biçimidir. • Halk edebiyatının en zengin alanıdır. • İki bölümden oluşur: • • İlk bölüm asıl sözlerin bulunduğu “bent” denilen bölümdür. İkinci bölüm ise bentlerin sonunda tekrarlanan nakarattır. Bu bölüme bağlama denir. Bentler ve bağlamalar kendi aralarında kafiyelenir. Hece ölçüsünün her kalıbıyla söylenir. En çok 7’li, 8’li, 11’li hece ölçüleri kullanılır. Her konuda türkü söylenir. Elbette ilk sırayı aşk, ayrılık, hasret gibi konular alır. NİNNİ • Annenin çocuğunu uyutmak için kendine özgü bir ezgiyle söylediği şiirlerdir. • Belli bir kafiye örgüsü olmadığı gibi, dizeler arasında tam bir ölçü birliği de • görülmez. Bazı ninniler dörtlükler halinde değildir.
AŞIK EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ • • • KOŞMA Halk edebiyatında en çok kullanılan ve en çok sevilen nazım biçimidir. Genellikle 11’li hece ölçüsü ile söylenir. 3 -5 dörtlük arasında söylenir. Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler. Kafiye düzeni karışıktır. A- Güzelleme: aşk, hasret, ayrılık, doğa sevgisi gibi lirik konuları işleyen koşmalardır. B- Taşlama: Bir kişi olay ya da durumu eleştiren koşmalardır. C- Koçaklama: Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve kahramanlık konularını anlatan koşmalardır. D- Ağıt: Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatan şiirlerdir.
DUDAK DEĞMEZ(LEB DEĞMEZ) • “b, f, m, v, p” gibi harflerin yani dudak ünsüzlerinin kullanılmaması için iki dudak arasına bir iğne konur ve şairler atışmalarla veya tek başlarına şiir söyleyip hünerlerini sergilerler. DESTAN • Halk şiirinin en uzun nazım biçimidir. 100 dörtlüğe kadar olanları • • vardır. Genellikle 11’li hece ölçüsüyle söylenir. Kafiye örgüsü koşma ile aynıdır. Savaş, deprem, yangın, salgın, hastalık, eşkıya ve ünlü kişilerin serüvenleri gibi sosyal konuları işler. SEMAİ Hece ölçüsünün 8’li kalıbıyla yazılır. Dörtlük sayısı 3 -5 arasındadır. Uyak düzeni koşma gibidir. “sevgi, doğa, güzellik gibi konuları işler.
• • • VARSAĞI 8’li hece ölçüsüyle söylenen koçaklama biçimidir. Dörtlük ve uyak düzeni koşmadaki gibidir. Her yönleriyle semaiye benzeyen varsağılar, onlardan ilk dörtlükte kullanılan “bre, behey, hey gidi” gibi ünlemlerle ayrılır. Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan’dır. Kafiye örgüsü xxxa, bbba, ccca şeklindedir. HOYRAT Kerkük Türklerinin manilerine hoyrat denir. Özel bir ezgiyle söylenir. Hoyratlar daha çok cinaslı olur. Son zamanlarda söylenen ve söyleyeni belli olan hoyratlarda vardır. Kafiye örgüsü maniye benzemektedir.
YÜZYILLARA GÖRE HALK ŞAİRLERİ 13. YÜZYIL NASREDDİN HOCA • Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinin Hortu köyünde 1208 yılında • doğmuştur. Mevlana ile yakınlık kurduğu kendisinden 70 yıl sonra yaşayan Timur ile konuştuğu, birkaç yerde birden göründüğü bile vardır. Onun olduğu ileri sürülen fıkralara göre o, belli bir dönemin değil Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlence türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir. 1284 yılında Akşehir’de ölmüştür.
• KÖROĞLU • Ünlü bir destana konu olmuş bir halk kahramanıdır. Bu isimde 16. yy’da yaşamış bir halk şairi de vardır. Ama tarihi kişiliği bilinemeyen asıl Köroğlu 17. yy’da Bolu havalisinde yaşamış sonradan bütün Anadolu’ya yayılmıştır. Babası da Bolu beyi tarafından gözlerine mil çekilerek cezalandırıldığı için Köroğlu diye tanımlanmıştır. Zulme karşı ayaklanarak halkın hakkını koruması onu destansı bir kahraman haline getirmiştir.
17. YÜZYIL • Bu yy’da Halk edebiyatı büyük gelişme ve genişleme • • göstermiş en parlak durumuna gelmiştir. Asker ocaklarında, kalelerde, serhadlerde, kahvelerde, saray ve konaklarda, kasaba ve köylerde pek çok saz şairi yetişmiş, usta şairler ortaya çıkmıştır. Halk hikayeciliği, meddahlık, halk tiyatrosu ve karagöz büyük rağbet kazanmış, bu sahalarda zengin eserler ortaya çıkmıştır. Halk edebiyatı ve sanatı yüksek zümre arsında ilgi uyandırdığı gibi saz şairleri de aruz vezniyle şiirler yazmışlardır. Halk edebiyatının en büyük şairleri bu yy’da yetişmişlerdir.
KAYIKÇI KUL MUSTAFA • Bu şair yeniçeri şairlerindendir. • Dönemin önemli olayları üzerine şiirler söylemiş, devrin tarihi • • • olaylarıyla ilgilenmiştir. 17. yyın ilk yarımında büyük bir üne kavuşan o yyın birçok aşıklarında etkileri görülen bu şair yeniçeri aşıklarından olduğu için şiirleri uzun zaman özellikle Yeniçerililer arsında serhat boylarında okunmuştur. En ünlü şiiri Genç Osman destanıdır, tamamen halk zevkine bağlı sade ve doğal oluşu ile dikkat çeker. KATİBİ 17. yyın ilk yarısında yaşamış şairlerdendir. Koyun ticareti ile geçinmiştir. Nazım şekillerini ve aruzu başarıyla kullanmıştır. Lirik koşma semaileriyle kendi çağında ve sonrasında bir çok şairi etkilemiştir.
AŞIK ÖMER(1621 - 1707) • 17. yyın saz şairlerindendir. • Şairin gazel, destan, koşma, semai vb. eserlerinde işlenen ana teme sevgi, • • • iyilik, namus ve merhamettir. 1500’e yakın şiir bırakmıştır. Asıl ün kazandığı koşma, semai, varsağı ve destanlarını şimdi görebiliyoruz. Şiirleri, AŞIK Ömer Divanında toplanmıştır. KARACAOĞLAN (1606 – 1689) 17. yy Türk Halk Edebiyatının önemli şairlerindendir. Şiirlerindeki insana dönüklüğünün özünde belirgin olan tema doğa ve aşktır. Lirik söyleyişinin özünde halkının duyuş ve düşünüş özellikleri görülür. Divan edebiyatının etkisinden uzak kalmıştır. Hece ölçüsünün 11’li ve 8’li kalıplarıyla yazmıştır. Şiirlerinin her birinde açık anlaşılır biçimde içli ve özlü bir söyleyiş birliği kurmuştur.
18. YÜZYIL • 18. yyda önemli şair yetişmemiş bir önceki yyda söylenen şiir âdeti genişlemiştir. GEVHERİ ( ? – 1737) • Adı yalnız saz şairleri arasında değil klasik edebiyat çevrelerinde de • • anılmıştır. Hece ile koşmalar, türküler, türkmaniler ve müztezadlar yazmıştır. DERTLİ (1772 – 1845) Asıl adı İbrahim ve Mahlası Lütfi’dir. Geçimini aşık kahvelerinde saz çalıp şiir söyleyerek sağlamıştır. Aruzla yazdığı şiirlerinde kusurlu bir nazım tekniği kullandığı için başarılı olamamıştır.
BAYBURTLU ZİHNİ • Her gittiği yerde taşlanacak birini bulan Zihni bu yüzden de yerden • • yere vurulmuştur. 55 yaşınıgeçtikten sonra Trabzon’a gelmiş ve burada hastalanmıştır. Yurt hasretiyle yanan zihni Bayburt’a doğru yola çıkmış, Trabzon yakınlarında Holasan köyünde 1859’da ölmüştür. DADALOĞLU • Dadaloğlu’nun şiirleri yazılı kaynaklar aracığıyla değil sözlü • • gelenek sayesinde bugüne ulaşmıştır. Osmanlı devleti’nin Dadaloğlu’nun da içinde bulunduğu aşiretini Sivas’ın köylerinden birine atmasıyla, Dadaloğlu’nun şiirlerinde çarpışmayı konu almıştır. Koşma, türkü, semai, varsağı, destanlar yazmış olan Dadaloğlu asıl kimliğini türkülerde göstermiştir.
ERZURUMLU EMRAH • Saz şairleri içinde divan şiirini en iyi kullanan bu şair yazdığı gazel, murabba, muhammes ve müseddesleri de olmakla beraber hece ile yazmış olduğu tasavvuf şiirleri de vardır. SEYRANİ (1800 – 1866) • Aşık kahvelerinde konaklarda ve hatta saraylarda çalıp söylemiştir. • Aşık ve divan tarzı şiirler yazmıştır. SÜMMANİ (1861 – 1915) • Hayatını çobanlıkla geçirmiştir. • Saz çalmasını Erzurum aşıklarından öğrenmiştir.
20. YÜZYIL • AŞIK VEYSEL (1894 – 1973) • • Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğmuştur. 7 yaşında çiçek hastalığına yakalanarak gözlerini kaybetmiştir. T. B. M. M. tarafından özel bir kanunla kendisine maaş bağlanmıştır. Şiirleri dostlar beni hatırlasın adı altında bir kitapta toplanmıştır.
TEKKE EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ İLAHİ • Allah sevgisini işleyen ya da Allah’a ylvarmak için sölenen 7’li, 8’li, • 11’li hece ölçüleriyle yazılan şiirlerin en önemli temsilcisi Yunus Emre’dir. 3 -7 dörtlükler arasında oluşur. NEFES • Bektaşi aşıklarınca yazılan tasavvufi şiirler 7’li, 8’li, 11’li hece • • ölçüleriyle yazılmıştır. En önemli temsilcisi Pir Sultan Abdal’dır. Nefeslerde kalemderane ve alaycı bir üslup dikkati çeker.
• ŞATHİYE • Bektaşi şairlerince söylenmiş ciddi bir düşünce ya da duyguyu iğneli ya da gülmeceli bir şekilde anlatan şiirlerdir. • Tasavvuf ile ilgili olanlara “Şâthiyyat-ı Sâfiyâne” denir. • NUTUK • Tarikata yeni katılanları bilgilendirmek ve kurallarını öğretme • amacı taşıyan şiirlerdir. 11’li hece ölçüsüyle söylenir. • DEVRİYE • İnsanın var oluşunu anlatan felsefi bir konuyu işleyen 11’li hece ölçüsüyle söylenen tasavvufi şiirlerdir.
YÜZYILLARA GÖRE TEKKE ŞAİRLERİ 13. YÜZYIL YUNUS EMRE • Şiirlerinde coşkulu bir lirizm vardır. • İşediği konular yönüyle evrenseldir. • 2 eseri vardır. Divan ve Risaletü’n Nushiyye
14. YÜZYIL • HACI BAYRAM VELİ • Kısa zamanda halk arasında sevilen ve sayılan biri olmuş Ankara’da dinin emir ve yasaklarını insanlara anlatmaya doğru yolu göstermeye ve onları yetiştirmeye başlamıştır.
15. YÜZYIL KAYGUSUZ ABDAL • Şiirlerinde hem hece hem aruzla yazmıştır. • Nefeslerinin çoğuna gizli mizah motifleri ve tekerlemeler katarak • • • ham sofularla insanlık kusurlarıyla alay etmiştir. Şiirlerinin ana teması Allah, insan ve doğa sevgisidir. Şiirlerinin çoğu şathiye türündedir. Eserleri: Saray-name , minber-name , dil-güsa , gevher-name , budala-name , mesnevi , muglata-name , esrar-ı huruf , vücudname adlı eserleri vardır.
16. YÜZYIL PİR SULTAN ABDAL • Asıl adı Haydar dır. • Katıldığı bir ayaklanma sonucu öldürülmüştür. AZİZ MAHMUT HÜDAİ Bursa’da müderrislik görevinde bulunmuştur. Aruz ve hece vezniyle şiirler yazmıştır. Manzum ve mensur 23 kadar eseri vardır.
17. YÜZYIL NİYAZİ MISRİ • Aruzla yazdığı şiirlerde Nesimi ve Fuzuli’yi hece ile yazdıklarında • Yunus Emre’yi örnek almıştır. Divan adlı bir eseri vardır.
18. YÜZYIL • ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI • Şiirlerini “İlahiname” adı altında toplayan şairin en ünlü eseri “Marifetname’de” çağının astronomi, fizyoloji. , psikoloji bilgileri işlemiştir.
HALK NESRİNDEN TÜRLER • DESTAN • Kahramanlarının başından geçen olayları olağanüstü coşkulu bir üslupla anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan eserlerdir. • MASAL Hayal ürünü olan bilinmeyen bir zamanda geçen anlatılanlara inandırmak iddiası bulunmayan hikayelerdir. Kişiler ve olaylar insanüstü özellikler ve nitelikler taşır.
HALK HİKAYELERİ • Geleneksel bir içeriği olan kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılan • • hikayelerdir. 3 grupta toplanır. A)Türk kaynaklı hikayeler: Dede Korkut, Köroğlu, Kerem ile Aslı, Aşık Garip, Emrah ile Selvihan … B)Arap kaynaklı hikayeler: Yusuf ü Züleyha, Battalname, Leyla ile Mecnun, Ebu Müslim C)Hint- İran kaynaklı hikayeler: Ferhat ile Şirin, Kelile Dimne
• KAHRAMANLIK HİKAYELERİ • Soylu savaşçıların ve hükümdarların kahramanlıklarını dramatik bir • üslupla işleyen hikayelerdir. Kahramanlık hikayelerinin başında Dede Korkut ve Köroğlu hikayeleri gelir. • AŞK HİKAYELERİ • Halk içinde yaşanmış ve derin izler bırakmış aşkların hikayeleridir. • En önemlileri Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Erişli Emrah ile Zelvihan’dır.
Halk hikayelerinin özellikleri: • • Sevgi ve kahramanlıkları sade bir dille anlatır. Kişiler gerçek yaşamdakilere yakındır. Oluştukları çağdaki sosyal yapıyı anlatır. Anlatım nesir ve nazıma dayalıdır.
• TEKERLEME • Daha çok çocuk geleneklerinde sözcük benzerliğiyle söylenen söyleyeni belli olmayan ürünlerdir. • FIKRA • Hayatın içindeki olayları bir sonuç çıkarma amacıyla gülmeceli sözlü ürünlerdir. • ATASÖZÜ • Belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan sözlerdir. • KARAGÖZ • Hayal oyunu olan şive ve taklitlerini arapça ve farsça kelimelerin • telaffuzlarını Karagöz ve Hacivat yapmıştır. Cinas ve Tevriye sanatlarına Türk zekasının mizah ve hicivdeki gücüne fazlasıyla yer verilmiştir.
• ORTAOYUNU • Bu oyunun başlıca şahısları “Pişakar” ve “Kavuklu”’dur. • Şive taklitlerini cinasları ve tevriyeleri kullanmanın ortaya çıkardığı • güldürücü unsurlara önem verilmiştir. Bu oyunda dekor kullanılmamıştır. • MEDDAHLIK • Son devrin meddahları kahvelerde yüksekçe bir yer oturup hikaye • • anlatan sanatkârlardır. Meddah, bir tiyatrodaki tüm şahısları kendisinde birleştirmiş, bir aktör durumundadır. Yazılı olduğu zaman bir roman meddahların anlatışıyla bir tiyatro eseri haline gelmiştir.
- Slides: 35