GLOKOMDA MEDKAL TEDAV NK GZ HASTALIKLARI AD DR

  • Slides: 69
Download presentation
GLOKOMDA MEDİKAL TEDAVİ NKÜ GÖZ HASTALIKLARI AD. DR. EKREM ÇELİK

GLOKOMDA MEDİKAL TEDAVİ NKÜ GÖZ HASTALIKLARI AD. DR. EKREM ÇELİK

 • Glokomda medikal tedavinin gelişimi oldukça uzun bir süreçte olmuştur. • 1877 yılında

• Glokomda medikal tedavinin gelişimi oldukça uzun bir süreçte olmuştur. • 1877 yılında keşfedilen pilokarpin, 50 yıl kadar tek seçenek olarak kaldıktan sonra adrenalin, 1954’te asetazolamid ve 1972 yılında da betablokörlerin kullanımıyla medikal tedavi çeşitlilik kazanmıştır.

 • 1990’lı yıllarda ilaç sektöründeki hızlı gelişmeyle; • apraklonidin, brimonidin, dorzolamid (1995), •

• 1990’lı yıllarda ilaç sektöründeki hızlı gelişmeyle; • apraklonidin, brimonidin, dorzolamid (1995), • brinzolamid (1998), • latanoprost (1992), • unoproston (1993), • travoprost (1999) ve • bimatoprost (1997) tedavi seçenekleri arasına girmişti.

 • Günümüzde kullanılan oküler hipotansif ajanlar beş temel grupta toplanmaktadır. • 1 -

• Günümüzde kullanılan oküler hipotansif ajanlar beş temel grupta toplanmaktadır. • 1 - Beta-blokörler (Adrenerjik Antagonistler, Sempatolitikler) • 2 - Adrenerjik agonistler (Sempatomimetikler) • 3 - Kolinerjikler (Parasempatomimetikler, miyotikler) • 4 - Karbonik Anhidraz İnhibitörleri (KAİ) • 5 - Prostoglandin Analogları

 • Glokomun tedavisinde, monoterapi veya çoklu hipotansif ilaç kullanmak suretiyle medikal tedavi uygulanır.

• Glokomun tedavisinde, monoterapi veya çoklu hipotansif ilaç kullanmak suretiyle medikal tedavi uygulanır. • Glokomda tıbbi tedavinin hedefi, glokomun yaptığı görme siniri ve gangliyon hücre hasarını geciktirmek, durdurmak ve eğer mümkünse geriye çevirmektir. • Bu hedefe ulaşmak için, GİB azaltılmalıdır.

 • İdeal olarak sadece GİB’nı düşürmekle kalmayıp, optik sinir kan akımını arttıracak, ganglion

• İdeal olarak sadece GİB’nı düşürmekle kalmayıp, optik sinir kan akımını arttıracak, ganglion hücreleri için koruma sağlayacak ve antiapoptotik etki gösterecek bir ilaca ihtiyaç vardır. • Henüz insanlarda bu özellikleri klinik anlamda bir arada taşıyan bir tedavi ajanı geliştirilememiştir. GİB’ndaki her 1 mm. Hg düşüşün glokom progresyonu riskini %10 azalttığı yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.

 • Glokomun medikal tedavisinde kullanılan ilaçlarda; • Düşük konsantrasyonlu olması, • Uzun süren

• Glokomun medikal tedavisinde kullanılan ilaçlarda; • Düşük konsantrasyonlu olması, • Uzun süren etkiye sahip olması • Yan etkilerinin olmaması tercih edilen özelliklerdir. • Dolayısıyla kullanılan ilaçların farmakolojisi çok önemlidir.

Grafik: Avrupa Glokom Cemiyeti glokom tedavi algoritması.

Grafik: Avrupa Glokom Cemiyeti glokom tedavi algoritması.

FARMAKOLOJİ • ADRENERJİK NÖRONLAR; • Adrenerjik nöronlar nöromüsküler sinir uçlarında noradrenalin salarlar. • Üç

FARMAKOLOJİ • ADRENERJİK NÖRONLAR; • Adrenerjik nöronlar nöromüsküler sinir uçlarında noradrenalin salarlar. • Üç tip adrenerjik reseptör vardır. • α-reseptörler, • β 1 -reseptörler, • β 2 -reseptörler

 • α-reseptörler: Arteriollerde, iris dilatatör kasında ve kapaktaki Müller kasında yer alır. •

• α-reseptörler: Arteriollerde, iris dilatatör kasında ve kapaktaki Müller kasında yer alır. • Dolayısıyla α uyaranlar kan basıncında artma, midriazis ve kapak retraksiyonu yapar.

ADRENERJİK NÖRONLAR; • β-reseptörler: β reseptörler β 1 ve β 2 olmak üzere iki

ADRENERJİK NÖRONLAR; • β-reseptörler: β reseptörler β 1 ve β 2 olmak üzere iki tanedir. • β 1 tipinde olanlar kalp kasında vardır. • Uyarıldığında kardiak akımı artırır ve taşikardi yapar. • β 2 reseptörler ise bronş kaslarına yerleşmişlerdir. • Uyarıldığında bronşları gevşetir. • Hümör aköz salınımında da artış yaparlar.

KOLİNERJİK NÖRONLAR; • Nöromüsküler yapılar sinir uçlarından asetilkolin salarlar. • Asetilkolin, kolinesteraz enzimi tarafından

KOLİNERJİK NÖRONLAR; • Nöromüsküler yapılar sinir uçlarından asetilkolin salarlar. • Asetilkolin, kolinesteraz enzimi tarafından yok edilinceye kadar işlevlerini sürdürürler. • İki tipi vardır; • Nikotinik reseptörler • Muskarinik reseptörler

 • Nikotinik Reseptörler: • Levator kası, orbikülaris ve ekstraoküler kas gibi çizgili kaslarda

• Nikotinik Reseptörler: • Levator kası, orbikülaris ve ekstraoküler kas gibi çizgili kaslarda yerleşmiştir. • Muskarinik Reseptörler: İris ve silier cisim gibi parasempatik olarak uyarılan yapılarda yerleşmişlerdir.

KOLİNERJİK NÖRONLAR; • Parasempatikomimetik ilaçlar asetilkolin etkisini arttırırlar. • Agonistleri ve kolinesteraz inhibitörleri olmak

KOLİNERJİK NÖRONLAR; • Parasempatikomimetik ilaçlar asetilkolin etkisini arttırırlar. • Agonistleri ve kolinesteraz inhibitörleri olmak üzere iki tipi vardır. • Agonist olanlar direkt olarak reseptörleri uyarır. • Kolinesteraz inhibitörleri ise indirekt yolla kolinesterazı harap ederek, doğal olarak salınan asetilkolinin birikmesine neden olurlar.

GLOKOM TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR; • β BLOKERLER (Adrenerjik Antagonistler) • SEMPATOMİMETİKLER (Adrenerjik Agonistler) •

GLOKOM TEDAVİSİNDE KULLANILAN İLAÇLAR; • β BLOKERLER (Adrenerjik Antagonistler) • SEMPATOMİMETİKLER (Adrenerjik Agonistler) • PARASEMPATOMİMETİKLER (Kolinerjik İlaçlar) • KARBONİK ANHİDRAZ İNHİBİTÖRLERİ • PROSTOGLANDİNLER • KALSİYUM KANAL BLOKERLERİ • HİPEROZMOLAR AJANLAR

β BLOKERLER; • Bu ajanlar, β reseptörlerinde katekolaminle yarışmak suretiyle β agonistlerin etkisini antagonize

β BLOKERLER; • Bu ajanlar, β reseptörlerinde katekolaminle yarışmak suretiyle β agonistlerin etkisini antagonize ederler. • Nonselektif veya kardiyoselektif olabilirler.

β BLOKERLER; • Nonselektif blokerler β 1 ve β 2 reseptörler üzerinde eşit etkilidirler.

β BLOKERLER; • Nonselektif blokerler β 1 ve β 2 reseptörler üzerinde eşit etkilidirler. • Oysa kardiyoselektif blokerler β 1 de; β 2 reseptörlerinden daha etkilidirler. • Son zamanlarda ortaya çıkan Betaxolol glokom tedavisi için uygun tek kardiyoselektif β blokerdir.

β BLOKERLER: Etki Yolu; • Bütün β blokerler, episkleral venöz basınç, hümör aköz serbestlenmesi

β BLOKERLER: Etki Yolu; • Bütün β blokerler, episkleral venöz basınç, hümör aköz serbestlenmesi veya uveoskleral akım üzerine küçük etkiyle beraber hümör aköz sekresyonunu azaltarak GİB (göz içi basınç) düşürür. • Timolol ile Pilokarpin kombine edildiği zaman iyi bir aditif etki sağlayabilir. • Sempatomimetiklerin aditif etkileri betaxolol hariç zayıftır.

β BLOKERLER: • Sistemik Yan etkiler: • Beta blokerlerin topikal kullanımıyla beraber olan major

β BLOKERLER: • Sistemik Yan etkiler: • Beta blokerlerin topikal kullanımıyla beraber olan major güvenlik tartışması, ilacın nasal mukozdan absorbsiyonu ile oluşan sistemik etkisidir. • Topikal beta blokerlerin yan etkileri oral terapi alanlarla aynıdır ve kullanımın ilk bir haftası içinde olmaya meyillidir.

β BLOKERLER; Sistemik Yan etkiler; • 1 -Pulmoner; • Bronkospazm şeklindeki pulmoner yan etkiler

β BLOKERLER; Sistemik Yan etkiler; • 1 -Pulmoner; • Bronkospazm şeklindeki pulmoner yan etkiler beta 2 adrenerjik blok yoluyla azaltılabilir. • Bu durum önceden astımı veya şiddetli kronik pulmoner tıkanıklığı olanlarda fetal olabilir. • Geçmişte astım hikayesi olanlarda bile bu risk artmıştır. • Pulmoner yan etkiler tüm beta blokerler tarafından oluşturulabilir. • Fakat başka uygun tedavi yoksa kardiyoselektif betaxolol denenebilir.

β BLOKERLER; Sistemik Yan etkiler; • 2 -Kardiyovasküler etkiler; • Bradikardi ve hipotansiyon gibi

β BLOKERLER; Sistemik Yan etkiler; • 2 -Kardiyovasküler etkiler; • Bradikardi ve hipotansiyon gibi yan etkiler β 1 adrenerjik blok etkisiyle oluşabilir. • Bununla beraber çoğu hastalarda dinlenme halindeki kalpte sadece küçük bir azalma ve kan basıncında önemsiz bir düşme gözlenmiştir. • Bunun yanında bir β bloker ilaç vermeden önce hastanın nabzını almak her zaman için önemlidir. • 3 - Taşikardinin maskelediği hipoglisemi;

β BLOKERLER; Sistemik Yan etkiler; • 4 -Diğer çeşitli sistemik yan etkiler; • Yorgunluk,

β BLOKERLER; Sistemik Yan etkiler; • 4 -Diğer çeşitli sistemik yan etkiler; • Yorgunluk, depresyon, konfüzyon, halüsinasyonlar, baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi, libido kaybı, impotans, cilt kızarıklıkları, myastenia gravisin agrevasyonu görülebilir. • Hastalara ayrıca göze damlatıldıktan sonra gözlerini kapatması ve lacrimal punktum üzerine birkaç dakika için digital basınç uygulaması tavsiye edilmelidir. • Bu sadece lakrimal drenajı tıkamaz ayrıca ilaç-göz kontakt süresini uzatır.

PREPARATLAR β 1 SELEKTİF OLANLAR: • BETAXOLOL % 0, 5 (BETOPTİC ® , BETOPTİC

PREPARATLAR β 1 SELEKTİF OLANLAR: • BETAXOLOL % 0, 5 (BETOPTİC ® , BETOPTİC S®) • Betaxolol relatif olarak kardiyoselektif bir β 1 blokerdir, pulmoner hastalığı olanlarda timolola alternatiftir. • Etkisi 30 dakika içinde başlar, 2. saatte pik yapar ve toplam 12 saat devam eder. • Kullanımı 2 x 1 ‘dir. • GİB’i düşürmede timololdan biraz daha az efektiftir.

NON SELEKTİF OLANLAR: TİMOLOL MALEATE %0, 25 %0, 5 (TİMOSOL®, TİMOPTİC®) • 1970’lerin sonunda

NON SELEKTİF OLANLAR: TİMOLOL MALEATE %0, 25 %0, 5 (TİMOSOL®, TİMOPTİC®) • 1970’lerin sonunda kullanıma giren timolol, bir non-selektif beta-blokördür. • Aköz hümör yapımını azaltarak GİB’nda %20 -30 düzeyinde bir düşüş sağlar. • 2 X 1 dozunda kullanılır. • Bradikardi, bronkokonstriksiyon, kalp bloğu gibi ciddi yan etkilerinin dışında, lakrimal sekresyonda minimal azalma, yanma, batma gibi lokal yan etkiler mevcuttur.

 • Kesin kontrendikasyonları ciddi bronşial astım, konjestif kalp yetmezliği, ciddi bradikardi ve komplet

• Kesin kontrendikasyonları ciddi bronşial astım, konjestif kalp yetmezliği, ciddi bradikardi ve komplet AV blok olmasıdır. • Rölatif kontrendikasyonlar ise DM, kalp yetmezliği, 1. derece AV blok ve periferik vasküler yetmezliktir. BETA BLOKERLERİN YAN ETKİLERİ timolol

LEVOBUNOLOL % 0, 25 -% 0, 5 (BETAGAN ®, LIQUIFILM®) • Levobunolol nonselektif bir

LEVOBUNOLOL % 0, 25 -% 0, 5 (BETAGAN ®, LIQUIFILM®) • Levobunolol nonselektif bir β blokeridir. • Timolole benzerdir. • Etkisi 1 saat içinde başlar, 2 -6 saatte pik yapar ve 24 saatte son bulur. • Günde bir kez kullanım çoğu hastada yeterlidir. • GİB’i düşürmede timolol kadar etkilidir.

CARTEOLOL %1 -%2 (OCUPRESS ®, CARTEOL®) • Carteolol intrensek sempatomimetik aktivite gösteren nonselektif bir

CARTEOLOL %1 -%2 (OCUPRESS ®, CARTEOL®) • Carteolol intrensek sempatomimetik aktivite gösteren nonselektif bir β blokerdir. • Göz üzerinde kardiyo pulmoner sistemde olduğundan daha selektif bir etkisi vardır ve bundan dolayı timololdan daha az bradikardi gösterebilir. • Etkisi, uygulanımı timololle tamamen aynıdır.

METİPRANOLOL %0, 1 -%0, 3 (TUROPTİN®, OPTİPRANOLOL®) • Metipranolol nonselektif bir β blokerdir. •

METİPRANOLOL %0, 1 -%0, 3 (TUROPTİN®, OPTİPRANOLOL®) • Metipranolol nonselektif bir β blokerdir. • Ancak kronik açılı glokomdaki kullanımı, perparatlardaki koruyucu maddelere karşı allerjisi olan hastalar ya da kontakt lens kullanan hastalarda kullanımı kısıtlanmalıdır. (granülamatöz anterior üveit bildirilmiştir). • Günde 2 x 1’ dir. • Etkisi ve etkinliği timololle aynıdır.

SEMPATOMİMETİKLER Etki yolu; • Sempatomimetikler α ve β adrenerjik agonistlerdir. • α agonist etkileri

SEMPATOMİMETİKLER Etki yolu; • Sempatomimetikler α ve β adrenerjik agonistlerdir. • α agonist etkileri ile hümör aköz dışa akımını arttırırlar ve β agonist etkileriyle humör aközün içe akımını azaltırlar. • Bu grupta en sık Epinefrin ve Dipifevrin HCL % 0, 1 damlaları kullanılmaktadır.

SEMPATOMİMETİKLER Etki yolu; • Dipivefrin, Epinefrinden 17 kat daha fazla kornea penetrasyonuna sahiptir. •

SEMPATOMİMETİKLER Etki yolu; • Dipivefrin, Epinefrinden 17 kat daha fazla kornea penetrasyonuna sahiptir. • Hem hümör aközü yapımını azaltır, hem de dışa akımı arttırır. • Dış akımı artırıcı etkisi uzun süre kullanıldıktan sonra ortaya çıkmaktadır.

SEMPATOMİMETİKLER Etki yolu; • Dipivefrin HCL prezervan madde olarak sodyum metabisülfit içerir. Astımı tetikleyebilir.

SEMPATOMİMETİKLER Etki yolu; • Dipivefrin HCL prezervan madde olarak sodyum metabisülfit içerir. Astımı tetikleyebilir. • Sempatomimetikler; beta blokerlerin kontrendike olduğu açık açılı glokomlu hastalarda ilk tercih edilecek ilaçlardır. • Sekonder glokomda faydalı, fakat midriatik etkileri nedeniyle dar açılı glokomlarda kullanılmamalıdırlar.

SEMPATOMİMETİKLER Yan Etkiler; • Aşağıda belirtilen lokal yan etkilerin çok sık görülmesi nedeniyle yaklaşık

SEMPATOMİMETİKLER Yan Etkiler; • Aşağıda belirtilen lokal yan etkilerin çok sık görülmesi nedeniyle yaklaşık % 20 hastada adrenalin tedavisi kesilmiştir: • 1 - Batma sıktır ve şiddetli olabilir. • 2 - Rebound konjonktival enjeksiyon sıktır ve genellikle uygulanmadan iki saat sonra meydana gelir. • 3 - Allerjik blefarokonjonktivit uzun kullanımda bazen görülebilir. • 4 - Yine uzun kullanımda nazolakrimal kanal obstrüksiyonu ortaya çıkabilir.

Adrenalin; Yan etkiler; • 5 - Pigmente konjonktival adrenokrom depositleri genellikle görülür fakat zararsızdırlar.

Adrenalin; Yan etkiler; • 5 - Pigmente konjonktival adrenokrom depositleri genellikle görülür fakat zararsızdırlar. • 6 - Midriazis (alfa agonist etki) zararsızdır; dar açılı glokomu şiddetlendirebilir. • 7 - Kistoid maküler ödem, %2 lik adrenalin kullanıldığında görülebilir. • 8 - Fotofobi, bulanık görme, kaşıntı. • 9 - Bazen korneada lekelenme ve erozyon.

SEMPATOMİMETİKLER Yan Etkiler-sistemik; • Ayrıca sistemik olarakta şu etkiler görülebilir: – – – –

SEMPATOMİMETİKLER Yan Etkiler-sistemik; • Ayrıca sistemik olarakta şu etkiler görülebilir: – – – – Baş ağrısı, ağızda kuruluk, tad almada bozukluk, Yorgunluk, sersemlik, uyuşukluk Astımlı hastalarda hipersensibilite Depresyon, burunda kuruluk Aşırı duyarlılık reaksiyonları, çarpıntı Senkop, yüzde solukluk, kan basıncında yükselme Ağır kardiovasküler hastalığı olanlarda, Serebral ve koroner yetmezliği olanlarda, Raynoud sendromunda, Postural hipertansiyon, depresyon, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği olanlarda, emzirenlerde ve gebelerde çok dikkatli kullanımı gerekmektedir.

PREPARATLAR NON SELEKTİF OLANLAR: ADRENALİN %0, 25 -%1 -% 2 (EPİNEFRİN®, EPPY®, SİMPLERE®) •

PREPARATLAR NON SELEKTİF OLANLAR: ADRENALİN %0, 25 -%1 -% 2 (EPİNEFRİN®, EPPY®, SİMPLERE®) • Adrenalinin, hümör aköz yapım hızını azaltarak ve trabeküler ağ yapıdan çıkışını artırarak etki gösterdiği sanılmaktadır. • Etkisi 1 saat içinde başlar ve yaklaşık 12 -24 saat sürer; günde 2 kez kullanılır. • Açık açılı glokomlu hastaların yaklaşık % 30’u adrenaline cevap vermemektedir. • Basınç düşürücü etkisi β blokerler ve pilokarpinden daha düşüktür.

 • Midriatik olduğundan, iridektomi uygulanmamışsa, kapalı açılı glokomda kontrendikedir. • Yan etkilerinden bazıları

• Midriatik olduğundan, iridektomi uygulanmamışsa, kapalı açılı glokomda kontrendikedir. • Yan etkilerinden bazıları gözde şiddetli ağrı ve kızarmadır. • Hipertansiyon ve kalp hastalığı olanlarda çok dikkatli kullanılmalıdır.

DİPEVEFRİN % 0, 1 (PROPİNE ®) • Dipevefrin gözde emildikten sonra adrenaline dönüşen bir

DİPEVEFRİN % 0, 1 (PROPİNE ®) • Dipevefrin gözde emildikten sonra adrenaline dönüşen bir ön ilaçtır. • Korneal penatrasyonu adrenalinden 17 kat daha iyidir. • Dipevefrin daha az lokal yan etkiye neden olduğu için, adrenalini tolere edemeyen hastalarda kullanılabilir. • Günde 2 x 1’dir

α-2 SELEKTİFLER: APRACLONİDİNE %0, 5 -%1 (İOPİDİNE®) • Selektif lokal α-2 adrenerjik agonisttir. •

α-2 SELEKTİFLER: APRACLONİDİNE %0, 5 -%1 (İOPİDİNE®) • Selektif lokal α-2 adrenerjik agonisttir. • Hümör aköz yapımını ve akımını azaltmaktadır. • Adrenerjik reseptörler ile aköz dinamiği ve göz içi basıncı arasındaki ilişki tam olarak açıklanmış değildir. • Korpus siliarede kan akımını azaltarak hümör aköz yapımını azalttığı düşünülmekte ayrıca episkleral venöz basıncıda düşürttüğü ileri sürülmektedir. 44

α-2 SELEKTİFLER: APRACLONİDİNE %0, 5 -%1 (İOPİDİNE®) • Glokomun başka bir ilaçla yeterince kontrol

α-2 SELEKTİFLER: APRACLONİDİNE %0, 5 -%1 (İOPİDİNE®) • Glokomun başka bir ilaçla yeterince kontrol altına alınamadığında, kısa süreli olarak % 0, 5’lik apraklonidin damlatılır. • Yine anterior segment lazer ameliyatlarının ardından göz içi basıncının kontrol altına alınması açısından % 1’lik apraklonidin damlatılır. • Apraklonidinler β blokerlerle birlikte kullanıldıklarında göz içi basıncını düşürücü etkileri artmaktadır. • Günde iki kez uygulanabilir.

BRİMONİDİNE % 0, 2 (ALPHAGAN®) • Alfa 2 reseptörlerine güçlü bir agonistik etki gösterir.

BRİMONİDİNE % 0, 2 (ALPHAGAN®) • Alfa 2 reseptörlerine güçlü bir agonistik etki gösterir. • Aköz hümör yapımını azaltarak etki eder. • Uveaskleral dışa akım üzerinde de etkisi vardır. • Sistemik yan etki olarak uyuşukluk ve mukozalarda kuruluk yapabilen brimonidin, çocuklarda ve MAO inhibitörü alanlarda kullanılmamalıdır.

Brimonidine 0. 2%-Timolol 0. 5% (Combigan) • Brimonidin, aköz hümör yapımını azaltarak ve uveaskleral

Brimonidine 0. 2%-Timolol 0. 5% (Combigan) • Brimonidin, aköz hümör yapımını azaltarak ve uveaskleral dışa akımı arttırarak, timolol ise aköz hümör yapımını azaltarak etki etmekte ve fiks kombinasyonda kullanımları ile GİB’nda %20 -25’lik bir düşüşe neden olmaktadırlar. • Topikal brimonidinin vitreusa geçip retinadaki alfa 2 reseptörleri stimüle ederek yeterli seviyelere ulaştığı gösterilmiştir. • Bu da brimonidinin nöron koruyucu özelliğini açıklar niteliktedir.

PROSTOGLANDİNLER PREPARATLAR LATANOPROST %0, 005 (XALATAN®) • Prostoglandin analoğudur ve uveskleral dışa akımı arttırarak

PROSTOGLANDİNLER PREPARATLAR LATANOPROST %0, 005 (XALATAN®) • Prostoglandin analoğudur ve uveskleral dışa akımı arttırarak GİB’nda %25 -35’lik bir düşüş sağlar. • Akşamları 1 X 1 dozda kullanılır. • Üveit geçirmemiş hastalarda nadiren üveite yol açarken, daha önceden üveit geçirmiş olgularda ise yeni bir atak oluşabilir. • Sistemik yan etkisi çok azdır.

PROSTOGLANDİNLER LATANOPROST %0, 005 (XALATAN®) • Gözde yabancı cisim hissi, konjonktival hiperemi, iriste kalıcı

PROSTOGLANDİNLER LATANOPROST %0, 005 (XALATAN®) • Gözde yabancı cisim hissi, konjonktival hiperemi, iriste kalıcı pigmentasyon, anterior üveit, kistoid maküler ödem (afak ve arka kapsül açıklığı bulunan psödofaklarda), hipertrikozis ve kirpiklerde koyulaşma ve herpes keratitinde reaktivasyon görülebilir.

Latanoprost 0. 005%-Timolol 0. 5% (Xalacom) • Prostoglandin analoglarının fiks kombinasyonlarda kullanılması ilk kez

Latanoprost 0. 005%-Timolol 0. 5% (Xalacom) • Prostoglandin analoglarının fiks kombinasyonlarda kullanılması ilk kez latanoprost ile olmuştur. • Latanoprost uveaskleral dışa akımı arttırırken, timolol aköz hümör yapımını azaltarak fiks kombinasyonda görev alır ve birlikte GİB’nda %20 -35’lik bir düşüş sağlarlar.

Travoprost (Travatan) • Prostoglandin analoğudur ve uveaskleral dışa akımı arttırarak GİB’nda %25 -35’lik bir

Travoprost (Travatan) • Prostoglandin analoğudur ve uveaskleral dışa akımı arttırarak GİB’nda %25 -35’lik bir düşüş sağlar. • Akşamları 1 X 1 dozda kullanılır. • Oküler yan etkiler latanoprost ile benzerlik gösterir. • En sık yan etkisi oküler hiperemidir (% 45). • Ciddi sistemik yan etkisi bildirilmemiştir.

Bimatoprost (Lumigan) • Prostoglandin analoğudur ve uveaskleral dışa akımı arttırarak GİB’nda %25 -%35 oranında

Bimatoprost (Lumigan) • Prostoglandin analoğudur ve uveaskleral dışa akımı arttırarak GİB’nda %25 -%35 oranında bir düşüş sağlar. • Akşamları 1 X 1 dozda kullanılır. • Konjonktival hiperemi, gözde yanma, batma, yabancı cisim hissi, kirpiklerde değişim, iriste pigmentasyon artışı, kistoid maküler ödem (afak ve arka kapsül açıklığı bulunan psödofaklarda), herpetik keratit reaktivasyonu ve ön üveit gibi yan etkileri olabilmektedir.

PARASEMPATOMİMETİKLER (KOLİNERJİKLER) Etki Yolu; • Açık açılı glokomlularda silier cismin longutidunal kasında kasılma oluşturarak

PARASEMPATOMİMETİKLER (KOLİNERJİKLER) Etki Yolu; • Açık açılı glokomlularda silier cismin longutidunal kasında kasılma oluşturarak IOP’yi azalttıkları düşünülmektedir; bu skleral mahmuzu çeker ve aköz salınımını yapan tuberkulumda değişiklikler meydana getirir. • Miyotikler aköz sekresyonuna etkili olmadıkları için aköz akımının obstrüksiyonu nedeniyle oluşan sekonder glokomda miyotikler pupilin mekanik kontraksiyonu sırasında açıyı genişleterek IOP’yi azaltırlar.

(KOLİNERJİKLER) Etki Yolu; • Miyotiklerin uveoskleral akım üzerine advers etkileri vardır. • İrreversible açı

(KOLİNERJİKLER) Etki Yolu; • Miyotiklerin uveoskleral akım üzerine advers etkileri vardır. • İrreversible açı kapanması nedeniyle oluşan sekonder glokomlularda IOP’yi arttırabilecekleri için kullanılmamalıdırlar. • Miyotikler, antiglokom diğer ilaçlarla birlikte kullanıldıklarında iyi aditif etki gösterirler. • Pilokarpin timolol ile birlikte kullanılırsa günde 2 x 1 ile etkili cevap alınır.

(KOLİNERJİKLER) Etki Yolu; • Açık açılı glokomda çok etkili ilaçlar olmasına rağmen miyotikler ikinci

(KOLİNERJİKLER) Etki Yolu; • Açık açılı glokomda çok etkili ilaçlar olmasına rağmen miyotikler ikinci tercih edilecek ilaçlardır. • Pupilla daralması bu ilaçların hiç istenmeyen bir yan etkisidir. (kapalı açılı glokom ameliyatından önce geçici olarak pilokarpin kullanılması hariç). • Trabeküler ağ yapıdaki etkinliğini yitirmiş drenaj kanallarını silier kasın kasılması yada spazmı sonucu açarak etki yaparlar.

(KOLİNERJİKLER) Lokal yan etkiler; • Sistemik yan etkilerinin aksine lokal yan etkiler önemlidir. •

(KOLİNERJİKLER) Lokal yan etkiler; • Sistemik yan etkilerinin aksine lokal yan etkiler önemlidir. • 1 -Miyozis şu problemlere neden olabilir; gece görmede bozukluk, görme keskinliğinde bozulma, vizüel alan defektlerinde artış, uzun süreli kullanımda kalıcı miyozis ortaya çıkabilir. • 2 -Baş ağrısı, konjonktivada vasküler konjesyon, pupiller blok görülebilir. • 3 - Akomodasyon spazmı, genç hastalarda önemli bir problem olan myopiye neden olabilir. Miyotik tedavinin başlangıcında frontal baş ağrısı sık görülen bir sorundur fakat genellikle 1 -2 hafta sonra geriler. • 4 - Retina dekolmanı çok korkulan bir komplikasyondur.

(KOLİNERJİKLER) Lokal yan etkiler; • 5 - Kan-aköz bariyerinin permeabilitesinin artması istenmeyen bir sorundur

(KOLİNERJİKLER) Lokal yan etkiler; • 5 - Kan-aköz bariyerinin permeabilitesinin artması istenmeyen bir sorundur çünkü protein fibrin ve hücrelerin aköz hümor içine geçmesine neden olur. Kronik anterior üveitli gözlerde bu etki posterior sineşiye yol açabilir. • Ayrıca akut irit, anterior üveit ve skonder glokomun bazı biçimleri gibi pupilla daralmasının istenmediği durumlarda miyotikler kontreendikedir. Bu ilaçlar ön segmentin akut enflamatuar hastalıklarında kullanılmamalıdır.

PREPARATLAR DİREKT ETKİLİ OLANLAR PİLOCARPİNE %1 -4(PİLOKARSOL®, PİLOMİN®, PİLOSED®, ) (İSOPTOCARPİNE®, OCUSERT PİLO®) •

PREPARATLAR DİREKT ETKİLİ OLANLAR PİLOCARPİNE %1 -4(PİLOKARSOL®, PİLOMİN®, PİLOSED®, ) (İSOPTOCARPİNE®, OCUSERT PİLO®) • Miyozis yaparak ön kamara açısını açar. • Pilokarpinin etkisi 20 dakika içinde başlar, 2 saatte pik yapar ve 4 saat sürer. • İlaç, kısa etki süresine sahip olduğu için, tek başına kullanıldığında günde 4 kez verilmelidir. • Timolol ile kombine kullanıldığında günde 2 kez yeterli olabilir. • Açık açılı glokomda pilokarpin en az timolol kadar potenttir ve sempatomimetiklerden daha etkilidir. • % 4’ün üzerindeki konsantrasyonlar bu GİB açısından tehlikeli olabilir.

CARBOCHOL %0, 7 -%3 (İSOPTOCARBOCHOL®, MİOSTAT®) • Karbakol parasempatomimetik muskarinik agonist aynı zamanda zayıf

CARBOCHOL %0, 7 -%3 (İSOPTOCARBOCHOL®, MİOSTAT®) • Karbakol parasempatomimetik muskarinik agonist aynı zamanda zayıf kolinesteraz inhibitörüdür. • Etkisi 40 dakika içinde başlar ve en az 12 saat sürer. • Bu uzun etki süresi nedeniyle ilaç günde 3 kez kullanılır. • Karbakol, pilokarpine rezistan yada tolere edilemeyen vakalarda iyi bir alternatiftir.

İNDİREKT ETKİLİ OLANLAR ECOTHİOPHATE İOİDİDE % 0, 03 -%0, 025 (ECOTHİOPHATE®) • İndirekt yolla

İNDİREKT ETKİLİ OLANLAR ECOTHİOPHATE İOİDİDE % 0, 03 -%0, 025 (ECOTHİOPHATE®) • İndirekt yolla kolinesterazı harap ederek , doğal olarak salınan asetilkolinin birikmesine neden olurlar. • Yanlızca uzman gözetiminde kullanılmak üzere, hastanın adına yazılmak suretiyle bazı ülkelerde kullanılmaktadır.

İNDİREKT ETKİLİ OLANLAR FİZOSTİGMİN NEOSTİGMİN • İndirekt yolla kolinesterazı harap ederek , doğal olarak

İNDİREKT ETKİLİ OLANLAR FİZOSTİGMİN NEOSTİGMİN • İndirekt yolla kolinesterazı harap ederek , doğal olarak salınan asetilkolinin birikmesine neden olurlar. • Bu etkileri ekotiofat gibi kalıcı değil geçicidir. • Oftalmolojist denetiminde kullanılır.

KARBONİK ANHİDRAZ İNHİBİTÖRLERİ Etki mekanizması; • Karbonik anhidraz inhibitörleri sülfonamidlerden elde edilen sistemik etkili

KARBONİK ANHİDRAZ İNHİBİTÖRLERİ Etki mekanizması; • Karbonik anhidraz inhibitörleri sülfonamidlerden elde edilen sistemik etkili ilaçlardır. • Karbonik anhidraz inhibisyonu vasıtasıyla GİB’i azaltırlar. • Bu ilaçlar sodyum tutar potasyum atar, bu durumda corpus ciliarede asit ortam oluşur. • Asidik ortamda hümör aköz yapımı azalmaktadır. • Karbonik anhidraz inhibitörleri akut glokomda kısa süreli tedavi için faydalıdırlar. • Fakat uzun süreli kullanım görme kaybı riski taşıyan hastalara uygulanmaktadır.

KARBONİK ANHİDRAZ İNHİBİTÖRLERİ Yan Etkileri; • Karbonik anhidraz inhibitörlerinin uzun süreli uygulanmadaki faydaları, sistemik

KARBONİK ANHİDRAZ İNHİBİTÖRLERİ Yan Etkileri; • Karbonik anhidraz inhibitörlerinin uzun süreli uygulanmadaki faydaları, sistemik yan etkileri ve zayıf uyum nedeniyle sınırlanmaktadır. • Çoğu vakada yan etkilerin şiddeti doza bağımlıdır ve doz azaltılarak, başka bir ilaç kullanımına geçilerek yada yavaş salınan bir preparat kullanılarak önlenebilmektedir. • 1 -Parmaklarda, ellerde yada ayaklarda karıncalanma genel ve zararsız bir yakınmadır. Eğer hasta bu semptomların olmadığını iddia ediyorsa ilaca uyum mutlaka sorulmalıdır.

KARBONİK ANHİDRAZ İNHİBİTÖRLERİ Yan Etkileri; • 2 -Yorgunluk, kırıklık, depresyon, kilo kaybı ve libido

KARBONİK ANHİDRAZ İNHİBİTÖRLERİ Yan Etkileri; • 2 -Yorgunluk, kırıklık, depresyon, kilo kaybı ve libido azalması gibi semptomlar görülebilir. Bu yüksek serum düzeyleri ve ilaca bağlı metabolik asidoz nedeniyledir. Hastaların % 50 sinde 2 haftalık sodyum asetat uygulaması semptomların gerilemesini sağlamıştır. • 3 -Gastrointestinal semptomlar, gastrik irritasyon, abdominal kramplar, diyare , bulantı ve kusma ile karakterizedir. • 4 -Çeşitli yan etkiler; renal taşlar, steven jhonson sendromu, kemik iliği depresyonu, geçici miyopiyi kapsar. • 5 -K 0 AH’ta CO 2 birikimini artırdığından dolayı çok risklidir kullanılmaz.

PREPARATLAR ACETOZOLAMİDE (DİAZOMİD®, DİAMOX®) • Açık açılı glokom, sekonder glokom ve kapalı açılı glokomda

PREPARATLAR ACETOZOLAMİDE (DİAZOMİD®, DİAMOX®) • Açık açılı glokom, sekonder glokom ve kapalı açılı glokomda ameliyattan önce yada sonra göz içi basıncını düşürmek için kullanılır. • Asetazolamid ağızdan yada intravenöz enjeksiyon ile verilir. • solüsyonun p. H’sının alkali olması nedeniyle intramusküler uygulanımı ağrılıdır. • Asetazolamid sulfanomid grubundan bir ilaçtır; bazen hematolojik bozukluklar , döküntü ve sulfanomidlere bağlı başka yan etkiler ortaya çıkar. • Genellikle uzun süre kullanılması tavsiye edilmese de meydana gelen elektrolit bozuklukları ve metabolik asidoz potasyum bikarbonat( kalinor-efervesan tablet) verilerek düzeltilebilir. • Enjeksiyon şekli Türkiyede yok.

PREPARATLAR ACETOZOLAMİDE (DİAZOMİD®, DİAMOX®) • 1 - 250 mgr lık tabletler 250 -1000 mgr

PREPARATLAR ACETOZOLAMİDE (DİAZOMİD®, DİAMOX®) • 1 - 250 mgr lık tabletler 250 -1000 mgr olarak bölünmüş dozlar halinde verilir. • Etkisi 1 saat içinde başlar, 4 saatte pik yapar ve 612 saat sürer. • 2 -250 mgr lık yavaş salınımlı tabletler (diamox SR) günde 1 veya 2 kez verilir; etki süresi 24 saattir • 3 - 500 mg’lık flakonlardır(diamox parenteral) intravenöz kullanım içindir. • Etkisi kısa sürede başlar, 30 dakikada pik yapar ve 4 saat sürer.

METHAZOLOMİDE (NEPTAZANE®) • Böbrek taşları ve kan diskrazilerine neden olabilir. • Doz, 50 -100

METHAZOLOMİDE (NEPTAZANE®) • Böbrek taşları ve kan diskrazilerine neden olabilir. • Doz, 50 -100 mgr günde 2 kez olarak kullanılır. • Etkisi 3 saatte başlar, 6 saatte pik yapar ve 10 -18 saat sürer. • Bu ajan, asetozolamide iyi bir alternatiftir ve daha uzun etki süresine sahiptir. DİKLOFENOMİD (DARANİDE®) • Dozu 50 -100 mgr dır ve günde 2 yada üç kez kullanılır. Etkisi 1 saat içinde başlar 3 saatte pik yapar ve 6 -12 saat sürer.

DORZOLAMİDE %2 (TRUSOPT®) • Topikal bir karbonik anhidraz inhibitörü olan dorzolamid β blokerlere dirençli

DORZOLAMİDE %2 (TRUSOPT®) • Topikal bir karbonik anhidraz inhibitörü olan dorzolamid β blokerlere dirençli yada β blokerlerin kontraendike olduğu hastalarda kullanılmak üzere onaylanmıştır. • Tek başına veya topikal bir β blokerin yanında kullanılır. • Ağır böbrek yetmezliği, gebelik, emzirenlerde ve hiperkloremik asidozu olanlarda kontrendikedir.

DORZOLAMİDE %2 (TRUSOPT®) • Gözde yanma, batma, kaşıntı, ağızda acı tad, bulanık görme, gözlerde

DORZOLAMİDE %2 (TRUSOPT®) • Gözde yanma, batma, kaşıntı, ağızda acı tad, bulanık görme, gözlerde yaşarma, konjonktivit, yüzeyel punktat keratit, blefarit, anterior üveit, geçici miyopi, başağrısı, sersemlik, parestezi, asteni, bulantı, döküntü ve allerjik reaksiyonlar(ürtiker, anjio ödem, bronkospazm dahil), üriner sistem taşları yapma gibi yan etkilere sahiptir. • Tek başına uygulanırsa günde üç kez, β blokerle uygulanırsa günde iki kez damlatılır.

HİPEROZMOLAR AJANLAR Etki Mekanizması; • Hiperozmotik ajanlar kan ozmolalitesini düşürerek GİB’ i azaltırlar, böylece

HİPEROZMOLAR AJANLAR Etki Mekanizması; • Hiperozmotik ajanlar kan ozmolalitesini düşürerek GİB’ i azaltırlar, böylece kan ve vitreus arasında bir osmotik gradiyent oluştururlar ve vitreustan sıvıyı çekerler. • Hiperosmotik ajanlar geçici GİB geliştiğinde çok faydalıdırlar. • Aynı zamanda bu ajanlar oküler cerrahi öncesi GİB çok yüksek olduğunda da kullanılırlar

HİPEROZMOLAR AJANLAR • Yan etkiler • 1 - Kardiyovasküler yükte artma, intravenöz uygulamadan sonra

HİPEROZMOLAR AJANLAR • Yan etkiler • 1 - Kardiyovasküler yükte artma, intravenöz uygulamadan sonra yükselen ekstraselüler sıvı nedeniyle görülebilir. • 2 - İdrar retansiyonu yaşlı erkeklerde intravenöz uygulamadan sonra ortaya çıkabilir. • 3 - Çeşitli yan etkiler; baş ağrısı, sırt ağrısı, bulantı, mental konfüzyonu içerir.

PREPARATLAR ORAL AJANLAR; • GLİSEROL • Gliserol tatlı ve mide bulandırıcı bir tada sahiptir.

PREPARATLAR ORAL AJANLAR; • GLİSEROL • Gliserol tatlı ve mide bulandırıcı bir tada sahiptir. • Bulantıyı önlemek için saf limon suyu (portakal değil) eklenmelidir. • Vücutta glukoza metabolize olmasına rağmen iyi kontrol edilen diabetiklerede de verilebilir. • İSOSORBİD • İsosorbid naneli bir tada sahiptir. • Metabolik olarak inerttir ve diabetiklere insüline ihtiyaç olmaksızın verilebilir. • Her iki ajan içinde doz; 1 -2 g/kg yada 2 -4 ml/kg dır. ( % 50 solüsyon ).

İNTRAVENÖZ AJANLAR; • MANNİTOL • Mannitol, en çok kullanılan intravenöz ajandır. • Doz 1

İNTRAVENÖZ AJANLAR; • MANNİTOL • Mannitol, en çok kullanılan intravenöz ajandır. • Doz 1 -2 g/kg yada 5 -10 ml/kg dır. (sudaki % 20 solüsyonu) veriliş hızı 20 -30 dakika içerisinde 60 damla /dakikadan fazla olmamalıdır. • 30 dakikada pik etkisine ulaşır ve etkisi 6 saat sürer.